22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA 10 HEDEF C Doğan Grubu 'nda başlatüan kampanya, Cumhuriyet ve savunduğu değerlere diişman olan şeriatçılar içinfirsatoldu Kutsal ittifak işbaşında • Doğan Grubu'nun ardından Zaman, Milli Gazete, Yeni Şafak ve Vakit gazetelerinde Cumhuriyet'e karşı başlatılan kampanyada yapılan alıntılar özenle seçilmişti. Laik ve - demokratik Cumhuriyet karşıtlarının eskiden beri hedefı olan isimlerie ilgili anılar demeti bu ittifakın yayın organlarında tek tek yayımlandı. D oğan Grubu'nun 3 Ara- hk 2005'te başlayan Cumhuriyet'e saldınsı- nın 4 Aralık 2005'te genişleye- rek sürdüğünü belirtmiştik. Ba- sın tarihinde bir grubun pazar eklerinin ilk sayfalannı aynı ko- nuya ve konuğa ayırarak bir il- ke imzaatan DoğanGrubu, söy- leşilerin yayımlanmasının ar- dından söyleşi yapılan kişinin söyleşilere ilişkin değerlendir- mesine yer vererek bir ilke da- ha imza attı. Bu grubun gazetelerinin kam- panyasına televizyon kanallan da ilgisiz kalmadı. Orhan Pa- muk, AhmetAltanve YaşarKe- mal gibi popüler yazarlann ye- ni kitaplan çıktığında bağlı bu- lunduklan yayın kuruluşu bü- yük birreklamkampanyası baş- latır, bilboard'lar ve gazete ilan- lannınyanındabir-iki gazete ile televizyon kanalında söyleşiler ayarlanarak kitabın satışıru art- tırma yolunda girişimlerde bu- lunurdu. HasanCemal, kitapla- n best-seller olanbu yazarlan ge- ride bıraktı. Gazetelerde onlara tek sayfa aynlırken Cemal'e iki- şer sayfa aynldı. Çıkmadığı te- levizyon kanalı, neredeyse kal- madı. Bazı geceler iki televizyon- da konuk olarak tbrahim Tath- ses'i ve GamzeOzçetik'ı bile kıs- kandırdı. Doğan Crubu İle dlncl basın el ele Eşzamanlı olarak hem Doğan Grubuhem de Zaman, Milli Ga- zete, Yeni Şafak ve Vakit gaze- telerinde Cumhuriyet'e karşı başlatılan kampanyada yapılan alıntılar özenle seçilmişti. Laik ve demokratik Cumhuriyet kar- şıtlannın eskiden beri hedefi olan isimlerle ilgili anılar de- meti bu ittifakın yayın organla- nnda tek tek yayımlandı. Ha- sanCemal'in anılanna dayandı- nlarak İlhan Selçuk takıyyeci, Uğur Mumcu ajan, Bahriye HASAN CEMAL'İN KALEMİNDEN.•••• l^TadirBey, öğlevak- 1 1 ûşoförHatit'inko- lunda geliyor. Güç- hıkleyürüyor, ara sı- ra tökezlenirgibi sü- rükleniyor. Arkasın- daHasanEfend%efin- deplastik torba için- deçLştasL..(sayfa224) ruız görmedim. ama yazanyla lâkatian dikkaîle okııyor. üzerk yazılara da göz Uçok ıın eden yazarianyla bıraraya g Oııce bir rnesiek orotitünün lk CU görün garnizorf ediyor ads, ' î'de beceri girüdiği uyor Bu v ha ün b mi ?y^zi ;s£?tr2 bir kargo ş lmiş kitap paketii hayatını kaybetn cn vanındı bulıınan kıie MlT'te müsteşarlik yapan ÜçokMÎT'le ilişkili, BerinNa- di şirret, Nadir Nadi îslamcıla- rı idam sehpasında görmek is- tiyen cellat ruhhı bir adam ola- rak tanıtıldı. Uğur Mumcu, Bah- riye Üçok ve Ühan Selçuk'uka- ralayıcı anılarahazine bulmuş gi- bi sevinen Cumhuriyet karşıt- lan, sayfalannda ve köşelerin- de geniş yer ayırdı. Bu alıntılar- dan bazılarmı Cumhuriyet oku- runun da haberalma özgürlüğü- nü düşünerek yayımlıyoruz. - Nadir Nadi: İrticacıları t sallandırmak lazım , Nadir Nadi de 1950'de De- mokrat Parti'nin (DP) genel seçimleri kazanarak iktidara gelmesini içine tam sindire- bihniş değildi. Nadi'nin Is- lamcı akımlar, "irtica" ko- nusunda demokrasi kültürü açısından pek öyle hoşgörü- lüolduğu söylenemezdi. 1987 yüı Temmuz ayındaki bir soh- betimizde sözt irtica"dan açı- hnca şöyle demişti: "İnsanın içinden, kur şu Istiklal Mah- kemeleri'ni bir daha, sallan- dır hepsini" demek geliyor. 'Selçuk takiye ustasıydı' : Ilhan Selçuk, Moskova'ya, hatta TKP'ye yakın ve sem- patiyle bakan düşüncelerini, | görüşlerini Nadir Nadi'nin önünde genellikle sakladı. Nadir Bey'in nabzına göre şer- bet vermeye çalıştı daha çok... îlhan Selçuk, bu fikirlerini ken- dine özgübir "Atatürkçülûkso- su"na bulandırarak üstü örtülü sunduğu için Nadir Bey'in gö- zünde genellikle farklı görünme- yi başardı. Atatürkçülük, Kemalizm pa- ravanlarını kullanmaktan hiç vazgeçmedi. Çünkü yüzü her zaman "kışla''ya dönüktü. "As- kerie iş tutmak!" aklından hiç çıkmadı. îlhan Selçuk aslında gerçek bir "takiye ustası" sayı- labilirdi. Orhan Pamuk'a Oktay Akbai öfkesi Cumal9Nisan'91 Sevgili yazarlanmızın, "şeker abilerin" Cumhuriyet'te "yo- rum yelpazesi"ni nasıl daralt- maya çalıştıklannın ilginç bir HASANCEMAL'İN KALEMİNDEN... T eylaUşakkgU,ağabeyini,NadîrNadi'yian- JL/ lahyorbana: "Çocuğuz. Birgün evin bah- çesindeoynuyoruz. Ben 5-6yaşvnda, o da 10- llyaşında, Duvarın üstüneçıktnış,paraşüt- çülük oynuyoruz* Ben soruyorum, paraşüt nedir diye. 'Al birşemsiye, aç ve atla duva- rın üstünden' diyorbana... Ama kendiside- ğily bunu bana denetmek istiyor. 'Hadi atla bakalım 9 diyor. IşteNadir budur. Şarmı var- dır ama despot bir egoisttir" (sayfa 296) TT\tş gezilerimden ne zaman memnun oldu MJld? Aşırı tasarrufühniyetimi? Genç bir meslektaşını kıskanmak olabüir mi?., (Na- dir Bey için) (sayfa 175) örneği daha. Körfez Savaşı son- rası Irak Kürtleri akm akın bi- zim sınırlardan içeri girdiler. Bu insanlık dramını yazmak için aklıma Orhan Pamuk gel- di. Celal Üster aracı oldu. New York geliş gidiş bileti karşılı- ğında röportaj için anlaştık. Memnun kaldı, çünkü o da ilk kez böyle bir şey yapıyordu. Ge- çen 12 Nisan tarihli birinci say- fanın göbeğinden büyük bir fo- toğrafla ilk röportajını girdik Orhan Pamuk'un: "KürUerin Kara Günlü- P- Orhan PamukIraksının- na gitti,izlenimlerini Cum- huriyet'e yazdL" Sabahleyin odamdakeyif- le okuyordum. Birden Oktay Akbal kar- şımda! Baktım öfkeli. "Ne- reden çıkü şimdi bu Orhan Ramuk?" diye sordu sinirli bir ses tonuyla. "Oktay Abi fena mı?" dedim, "Orhan Pamuknegüzelyazmış. Ro- manıda on baskıyapti,oku- nuyor". Yüzü daha çok asıl- dı, "Tezgâhbunlartezgâh!'' deyince ben de sinirlendim: "Neredençıkanyorsuntez- gâhı Oktay Abi?.. Ayıp bu- nu bana söylemen. Tezgâh- la bir roman on baskı yap- maz. Aynca bak, saçma ak düşmüş, arüksendensonra- kflerebîrazhoşgörüylebaka- J bUmetisin." [ CUMHURİYET B GÖKTÜRK ilindiğigibi Cumhuriyetgazetesi yazan Uğur Mumcu veyaztfarı Cumhuriyet'te sık sıkyayımlanan -bir başka deyişle Kulüp'ün üyelerinden birisayılan- Prof. Bahriye Üçok'un öldürülmeleri Türkiye'de "Laik -şeriatçı" kutuplaşmasımn başlangıcım oluşturmuştu. SuikasÜar derhal dindar kesimin günah hanesine yazdmış, bu kişüer de laikçi kesimin "şeriata karşı mücadelesinin " bayrağı halinegetirilmiştL Bu cinayetler Türkiye'yi 28 Şubat sürecine kadar sürükleyen şeriatçıparanoyamn kabanşı açısından dönü'm noktası oluşturdu. Her iki cinayet de bir tütiü aydınlatüamadı ve o zamandan beri de herfirsatta dindar kesime karşı baskı kozu olarak kullanıldu (7 Aralık 2005 - Bugün) CENGİZ ÇANDAR 'CUMHURİYETj ÇOK SEVMİŞTİM' Oyle olması gerekli de. Zira Cumhuriyet gazetesi, siyasi tarihimizin, özeUikle son çeyrekyüzyıhnın önemli bir aynasıdır. Kendisini "Kemalizm "in sözcüsü sayar; şimdüerde u Kızılelma koalisyonun nun "ideolojik karargâhları "ndan biridir. Hatta bir tür "garnizon"görüntüsüne de sahip... Daha önce de, "28 Şubat'ın simge ismi" sayılan Çevik Bir'e, emekli edilir edilmez, Cumhuriyet gazetesi yönetim kurulunda kucak açıhmştı... Gerçi, Cumhuriyet 'ten Hasan Cemal istifamı istediği için aynlmıştım ama uzun Cumhuriyetyıllarımda, Hasan Cemalile aynı saflardaydık. (5 Aralık 2005 - Bugün) J HASAN CEMAL'İN KALEMİNDEN... TJkmekçi'den tekşikâ- KJ yetinty sabahleyinya dageceleyinen olnıadık zantanlardatelefon edip hal hatır sormasıydu ) Bu konuda kendisin-^ denyakınmış birçoksi-\ * yaset adamını anımsı-:; yorum. (sayfa 44) -**. erin Hanım *la pek normalkonuşulmU'^ yor. Yaşlandtkça daha beteroluyor. Karşısm-,- dakini sürekli ısıran, - bunu kendisinde hak gören birtavır... Bu sa- bah telefonla aradım. 14 Alaycı titreşimleıiedo- lu bir ses... (sayfa ~nerin Hanım, Nadir ; JD Bey hariç çevresin- * deki herkese karşı < tuhafbirsevgisizlikha- l vası yayıyor. Sürekli ' müstehzihalleri, alay- T a titreşimlerle yüklü ; sesL. (sayfa 295) \ Cumhuriyet'e sakhn fiıryasını ftr- satbilenZamangazetesinde? Ara- •' hk Çarşambagiinüyaytmlanmyazt 'Önceki yıllara TAMER b a k | P İ KORKMAZ yazarsın...' ; Cemal Paşa'nın torunu HC, Cumhunyet'teki tahtını kaybettikten sonra göndenldıği sürgünde -özel bir statüde -yaşıyor gıbıdır. Sürgünün şartı " ' da haftada altı gün yazı yazma zorunluluğudur' (Bız, Türkıye'de sadece askerlık mecbun samyorduk) Basın camıasında kımı gazetecıler 'intihal'le suçlamrlar; Hasan Cemal de intikal'le!... 'AUende'Cemal, 1992'de iktıdanna son veren İlhan Selçuk yönetımını "tek adam saitanaü" diye -• tanımlıyor: w Ühan Selçuk Baü demokrasisini seMnezdi. Başka çare olmadığı için katlandığını söylerdi. Ne zaman demokrasi\t çoğulculuğu savunan bir yazt yazsam'Yıne demokrasi ha\ anlığı yapmışsın' diyerek benimle dalgasını geçerdL Ben de 'Doğan Avcıoğlu'nun kemıklen sızlamıştır' diye yanıtiardım!" (Hitler'ındünyayıkasıp , kavurduğu yıllarda Babıah'de Nadu- Nadı'den bahsedılirken 'Nadir Nazi' " denmruş. Nadir Bey, babası Yumıs Nadi'nin gazetedeki odasına gu"dığınde Nazı selamı venrmış de ondan 1 )
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear