Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2005 ÇARŞAMB»
SÖZ OKURUN
Fikret Dağhoğlu
posta@cumhuriyet.coin.tr
Faks.O 212 343 72 64
Amaç da belli,niyet de!..Yıl 1909.
Yer îstanbul Galatasaray Sultanisi.
OkulmüdüriiTevffliFikret. \usufZiyaOrtaç'ın
deyımıyle, sanatta de\ hayatta dev, ahlakta dev
Tevfık Fikret... Açılc, jyunsuz, maskesız Tevfık
Fikret...
Kara kuvvetin nerede ışık varsa üzerine yürii-
düğü o dönemde, Fikret debaşansını çekemeyen-
lerle, Doğu'nun Bati)a açılmış bu ük pencere-
stnı sindıremeyenlerle boğuşup durmaktadır. 31
Mart Isyaıu sırasında, görevden ayrılmaya karar
verdiğinde, arkasındaii 600 öğrencı, "OdÖnme-
dflcçe bizdedönmeyiz'"deyıp dersleri boykot eder.
Bu öğrencüenn arasoıda Vehaht AbdülmeatEfen-
di'nın oğlu Şehzade FarukEfendi de vardır!..
Yıl 2005.
Yer Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi.
Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkuu. Gazi Mustafa
Kemal'ın 1927 yılında "Van'ı bir küMr merke-
n olarakgörmekistiyorum.Van Gölü sahiHerinin
en güzelyerindeükokııhı weüniversitesiflemodern
bir kültür şehri oluşturmak yoiunda şundiden fa-
aiiyete geçiLmelidir" sözünü ve düşünü 2005 yı-
lında yaşama geçiren bir bılim ınsanı, bir aydın,
bır eğitimci ve diinya kataloglannda yen olan bir
koleksiyoner. Ve tüm bu sıfatlan yetkinlikle taşı-
yan bir Rektör-.
1909'dan 2005'e uzananyolda değişen nedir di-
ye sorarsak, "Değjştim" diyenlenn dışında hıç-
bir şey deyip, olayın perde önüne gelelim!
Sonsuz bır emek ve çabayla özgün bir kolek-
siyon oluşturacaksınız, özel meraklanruz sizi
uluslararası sanat çevrelerinde söz sahibi yapa-
cak, dünyanın her yerinden koşup gelen sanat ve
bılim insanlan üniversitenizi bir açık hava müze-
sine dönüştürecek, aldığmız her esen, attığınız her
adımı belgelere dayandıracaksınız, görev yaptı-
ğınız ilin eli, dili, sesi, gözü olacaksınız.. sonra
da bınlerinin gözüne battıruz diye içeri atılacak-
sınız! Ey! Azarlama,pazarlaına, yagma, gürleme,
had bildırme ustası yöneticilerimız!
Ey! Çağdaş ve demokratik çizgiden ödün ver-
meyenleri boy hedefı yapan büyüklenmız!
Yaşadıklanmızm ve gördüklerünizın anlam ve
önemini tartmak için bir dakıka durun, soluğu-
nuzu tutun ve düşünün! Cumhuriyet tarihinde ük
kez bir rektör tutuklanıyor. Bir üniversite rektö-
rii iki kışı tarafından kollanndan tutularak götü-
rüJüyor. Birrektöryaka paça içeri aölıyor. Birrek-
tör on saat ayakta tutularak sorgulanıyor. Ve o rek-
törü ziyarete gelenrektörlerdidik didik aranıyor,
cam arkasından görüştürülüyor, tokalaşmalanna
bile ızın verilmiyor. Devlet protokolünde yeri
olan rektörler, devlet geleneğı hiçe sayılarak
aranıyor, ağırlanıyor! Ve tüm bu ışler mafya
davalanna adı kanşanlann, emniyetı basıp adam
kaçıranlann, kaçakçılık yapanlann, eroin satan-
ların tutuksuz yargılandıklan Van'da gerçek-
leşiyor! Olan, üîkerun gözümüz gibı korumamız
gereken kişi ve kurumlanna oluyor! Olan, ülkeye
oluyor!
Olan, "MahpusdamındakT Yücel Rektör ün
emeklerine, çabalanna ve umutlanna oluyor!
Daha ne olsun?
NeşeDOSTER
Yeni ANAP'lı
vekillerimize...
Ç
| ok değil buundan daha sekiz ay önce
yapılan CHP kurultayında Baykal'ın
partıyi sağa kaydırdıgını. partıden
evileri, Kürtlen uzaklaştırdığını söyleyerek
sözüm ona muhalefet ediyordunuz.
îktidarlara, yönetımlere karşı muhalefet
etmek her şeyden önce kişisel ikbal
bekJentilerinden <ızak olmayı, onurlu ve dik
durmayı gerektinr. Aradan geçen bu kısa
sürede ne değişti? ANAP mı solculaştı, yoksa
siz mi sağcılaştınız? Bu sorunun doğru yanıtı
1980'den sonra sıyaserte yaşanan
yozlaşmanın yenı bır örneği olmanızdır.
Bunun ilk örneği sizler değilsiniz.. ne yazık
ki böyle giderse son örneği de siz
olmayacaksınız.
Hemen her seçim öncesi kapı kapı dolaşarak
"Kim bize Dfyanet Işleri'nden pay verirse
Alevflerin oyu onundur" diyerileri,
demokratik, laüc Cumhuriyetimizin temel taşı
olan Alevileri azuıhk saymaya çahşanlan en
iyi Aleviler tanıyor. Şimdiye kadar olduğu
gibi bundan sonra da hem CHP hem de
ülkemiz üzennde oynanan oyunlan yine
onlar bozacaktır.
Siyasetin kişisel ikbal aracı obnaktan çıkanhp
topluma hizmet etmenin onurlu bir yolu
olacağı günlere yeniden döneceğimiz umudu
ile yıllar önce Zara'da yaşanan ve günümüze
kadar kulaktan kulağa söylenen bir anıyı
aktarmak istiyorum. Belki parti değiştiren
siyasetçilere ders olur:
Yaşh bir CHP'Ii ölüm döşeğinde yatıyormuş.
Çocuklan son isteğinı sormuşlar. Bana iki
beyaz kâğıtla bir kalem getirin demiş.
Kâğıdın birine CHP'den istıfa ettiğini,
öbürüne de Demokrat Parti'ye üyelik
müracaatını yazmış, imzalamış. Çocuklan,
"Ne yapıyorsun baba.. bunca yıllık CHP'lisin
gıderek hem kendine hem de bize sövdürme"
demişler. Bunun üzerine babanın cevabı,
"Nasıl oisa ölecegim, hiç olmazsa CHP'den
değil, DP'den bir kişi eksüsin" olmuş.
Siyasetin yeniden ilkeh, erdemli günlere dönmesi
ümidiyle...
Malik Ecder ÖZDEMİR
Bir pazar
konseri
P
azar konseri TRT 2 'de her zaman olduğu
gibi 11.05'tebaşladı: "Pavarotti'nin 30. Yü
Gala Konseri." Ancak konser, 20.
dakikasında spiker hanımın. "AKP'nin
Kızıicahamam toplanüsında konuşma yapan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı
dinleyeceksmiz!" anonsu ile kesildi.
Başbakan 'ın 4 dakikalık, her zamanki
hamaset sözcükleri ile dolu konuşmasının
arduıdan konser kaldığı yerden devam etti.
12 dakika sonra konserin 32. dakikasında
yayın ikinci kez kesildi ve Başbakan'ın
yaklaşık 10 dakikalık konuşmasının ardından
tekrar kaldığı yerden devam etti.
TRT kurumu özerk olması ve herhangi bir siyasi
partinin boyunduruğunda olmaması gereken
bir yayın kurumudur. Ancak bunun böyle
olmadığını hepimiz biliyoruz. TRT her
zaman iktidar partisinin güdümünde bir
yayıncılık politikası izlemiştir. Bu, AKP'den
önceki dönemlerde de böyle idi. Ancak bu
kadar küstahça bır müdahale hiçbir zaman
olmamıştı. Bunun dünyanın hiçbir ülkesinde,
en baskıcı rejimlerde dahi olmadığını
düşünüyorum.
Mesele yalrıızca TRT'nin yayın akışına müdahale
etmek gibi alışılmış ve kanıksanmış bir
ıptidailik değildir. Demokratik olduğunu
ıddia eden ülkemde müzik dinleme
özgürlüğünüz ve hakkınız zorla elinizden
alınmaktadır. Eğer TRT'nin yayın ilkeleri
arasında böyle bir uygulama varsa; bu
demokratik ülke olma yoiunda Türkiye'nin
aşması gereken bır yanJışlıktır.
Murat UÇAR
gİbî O İ m a k İStİVOr Emin^üUleliTuriznKİvelşadamlanD^eğitELTİD),9 #
Lalelı bolgesının sorunlannı kasım aymda kamu, yerel
yönetim ve srvil toplum örgütlerinin gündemine taşıyacak. ELTİD Başkanı Mehmet Zelzele, Laleli'nin Taksim Talim-
hane bölgesi gibi olması gerektigini vurgulayarak bu konuda kendilerine söz veren Istanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Kadir Topbaş'm gerekli çalışmalan başlatmasını istedi. Laleli'deki birçok sokakta aydınlatma olmadığını ve bu
bölgelerde kapkaç olaylannın yoğunlaştığını belirterek bölgedeki kaldınmların, 3 sıra araçiar veya mağaza sahipleri-
nin mallannı kaldınmda sergilemeleri nedeniyle işgal edilmesini eleştirdi. Zelzele, Laleli'nin, Istanbul'un ortasında tek
taş pırlanta oldugunu vurgulayarak burantn bir an önce hak ettiği yeri bulmasını istedi. (GÖKÇE UYGUN)
'Bayram değil
seyran değil../
ayın Cumhurbaşkanı yerinde bir ka-
rarla bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı resepsiyonuna tüm rektörlen
çağırdı. Muhabir, Başbakan'a "Cum-
hurbaşkanı'nın bu davramşuıa ne diye-
ceksiniz"* sorusunu yönelttı. Başba-
kan'ın verdiğı yanıt, "Bayram değil, sey-
ran değiL." sözü oldu.83 yaşuıdayım.
Cumhunyet tanhınde hiçbir başbakan
Cumhunyete ve bayramına böyle dil
uzatmadı.Adeta suçüstü yapılan ve ta-
kıyye ile de düzeltüemeyen bu gafla ık-
tidar gerçek yüzünü bir kere daha su yü-
züne çıkardı. Neredesiniz gerçek aydın-
lar, shil toplum örgütleri, Büyük
Ata'nın, devrimleri ve Cumhuriyeti
emanet ettiği gençler, bu açık saldınyı
da yanıtsız mı bırakacaksuuz?
ismailDİRESEANELl
Nereye?
Bütün venler; bır kuşatma ve boğma, birbi-
rine düşürme, parçalama, ulus devletin
yok olup azınlık ve kendi kendını aşağılatma
politıkasına, hem de adil ohnayan bır seçimle
oluşturulmuş bir hükümet eliyle sözde de-
mokratikleşmek adına kurumlanmıza dayatıl-
makta oldugunu göstermektedir. Dış güdüm-
lü politıkalara dur dıyecek kurum ve kuruluş-
lann çanına ot tıkayarak, adeta elıru kolunu
bağlayarak devletimiz yıkılışa, yok oluşun
yol belgesınde nasü paylaşılacağinın açık ve-
rileri olduğu halde; halkın bılgılendırümeme-
siyle kurum ve kuruluşlar sessızce bu hayâsız
gidışe ortak olmaktadır. flgili kuruluşlann
kendı içinde duruma dur dıyecek aşamalı ko-
şullar düşünülürken; sağlıkh ilerişim gerekü-
dir. Amaç tam bağımsızlık ıçin bağımsız
ekonomi ve güçlenmedir. Bu hükümet ve GB
ile asla gerçekleşemez. "Dur bakaB nofcek?"
dememek için birleşmeden yana davranalun.
Mehmet EminGÜRLEK
TürkTelekom'un
Yeni Tarifesi
Türk Telekom'un en düşük hız 512 ola-
cak ve %100 ucuzlayacak demesı her-
kesı çok sevındırmıştı. Fakat yapılan açık-
lamada olayın tam tersi olduğu ve tekelci
mantığı ile yaklaşıldığı ortaya çıkmışur.
Oluşan fıyatlar şöyledir. 512 3 gb 29 YTL,
512 6 gb49 ytl, 512 9 gb 69 ytl, 512 sınır-
sız 99 ytl. Şımdi bu durumda önceden her
kesimin kullanabüdiği 49 YTL'lik sınırsız
internet 99 YTL olmuştur ve insanlan ko-
talı kullanmaya zorlanmıştır. tntemet ve
haber alma özgürlüklerimiz sınırlanmış
olup artık sınırsızı nterneü her kesimin
elinden ahnıp sadece zengin olan kesimin
eline verilmıştir. Bu olaydan herkes rahat-
sızhk duymaktadır. Tekelci zihniyet ve da-
ha çok fakir olan vatandaşı sömürmek ve
mağdur etmek için hazırlanmış bir tarifedir.
Sayın Hikmet Çetinkaya,
güzel soru, "Nedeo susuvvrsunuz, neden ağ-
zuuzı bıçak açnujor?" Soru kıme ya da
kimlere bilmiyorum ama.. ben bir birey
olarak düşüncelerimi, isteklerimi yazmak
istedim. Nerede açahm ağzımızı? Kime
açalım? Öncü kim? Hangi siyasi parti?
Hangi örgüt? Kimin arkasında duracağı-
mızı şaşırdık. CHP yok, SHP yok, DSP
yok. Bugün seçim olsa oyumuzu kime ve-
receğiz? Baykal çok hatalar yaptı. AKP ile
ortak kararlar aldı ve imzaladı. Bizlerin gü-
venini sarstı, hatta yok etti. Kurultay'da ne
olur bilmem ama yeni birileri gerekir; gü-
venimizi kazanacak birisi, ruhumuzu te-
tikleyecek, bize eski günlerin kınlmış şev-
kini yeniden kazandıracak, özden sözden
şaşmayan, ruhu sanJmamış, kokuşmamış bi-
risi. Var mı? Hemen geçelim arkasına, ka-
le gibi duralım. Taksim'e çıkalım, Anka-
ra'yayürüyelim... Varmı?Tepkilerimiilet-
mek adına her akşam TV'lere attığım ma-
illerin haddi hesabı yok. Avrasya TV'de her
akşam Mustafa Balbav'ı izliyorum. Emin
Çölaşan bile CHP'ye oyumu zoraki ver-
dım diyor. Yazık değil mi bize?
Emeklerimize? Yazık değil mi sizlere, mü-
cadelenıze, mücadelemize, yediğimiz da-
Sayın Toktamış Ateşze\kle okuduğum sevgili öğretmenlenmdenbiri... Saygıdeğer
hocamın karşı görüşlere aşınya kaçan hoşgörü anlayışuu da, zaman zaman
duygusala kaçan eleştirilerini de hoş görenlerdenim. Geçenlerde, "Okur köşesi
bana karşı mı haarlandı diye düşünüyorum" demesıni de; (aşın hoşgörülü bır
insan ohnası nedeniyle, yadırgamakla bırUkte) hoşgörebıhniştim. Ancak, hocam
beni bağışlasın; 25.10.2005 tarihli "YÖKve Yücel AjJan* başlıklı yazı
hoşgörülecek gibi değil... Saygıdeğer bir üniversite rektörünün; kasten, çok çirkin
ve utanılacak derecede aşağılayıcı bir yöntemle tutuklanışını, en azından bir
cümleyle kınamasuu beklerdım. Aynca, bu olayın gerçek nedeninin, laik
Atatürkçü kesime gözdağı vermek oldugunu, 77 rektörün yanı sıra halkın büyük
çoğunluğu fark etmişken, Sayuı Hocam'ın fark etmemek gibi bir lüksü olmadığını
düşünüyorum. YÖK'e karşı olması; bu gerçeği vurgulamasına engel teşkil
etmemeliydi. Keşke de ılk karannda direnip bu konuyu hiç yazmasaymış...
Ali İhsan ÖZERDEN
yaklaryanımıza kârmı kaldı, demirparmak-
lıklar ardında geçirilen günler boşuna mıy-
dı ? Beden acısı geçiyor, unutuluyor.. ya ru-
hun acısı? Özlemler? Aynlıklar? Kayıplar?
Yitip giden zamanlar? CHP ile AKP işbir-
liği yapsın diye miydi? Türidye'yı böyle gör-
mek için miydi?Sandık hariç yol gösterin,
sandığa daha zaman var. Ondan sonra ya-
püması gerekenlerdeki öncû'yü gösterin. Bu
konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Bir-
çok insan benim gibi aynı dertten musta-
rip. Geçen akşam Mustafa Balbay, Metal
Iş SendikaBaşkanı, Avrasya TV'de canlı ya-
yında sorulan cevaphyorlar, yaklaşık, kı-
sacaaynı sorulan sordum.. Yanıt: Sandık...
Biliyorum sandık da.. daha önce ne yapa-
biliriz? Günden güne kötüye gidiyoruz.Ha-
yatta en kötü şeylerden birisi güvensiztikîn-
sanlann güvenmeye ihtiyacı var.Kime?Na-
sü? Ne zaman? Saygılanmla.
KebireAKIN
AVRUPA'DAN
GÜRAY ÖZ
TaşbrYerMenOynayr I»
Şu küresel dünyada nerede, ne oluyorsa bizi il-
gilendirir. Ama Almanya'da olup bitenler bizi daha
fazla ilgilendirir. Almanya, tarihimizin hemen hemen
her döneminde etkin bir rol oynadı. Birinci Dünya
Savaşı öncesi ve sırasında Ittihat Terakki yöneti-
mi ile Almanya'nın yakın ilişkisi artık bir tür pop-
kültür malzemesidir. Almanya, Türkiye'ye "Enver-
land" (Enver'in Ülkesi) adını vermişti. Savaşa sü-
rüklenişirnizin, bu inatçı, mücadeteci ama zararlı kah-
ramanının, bir gece yansı iki Alman zırhlısının Bo-
ğazlar'dan geçmesine izin vermesiyle, bir kader ha-
line geldiği hep hikâye edilir. O dönemdeki sıkı ve
tuhaf ifişkinin, bugün önüne diktiği sorunlaria Tür-
kiye hâlâ boğuşur durur.
Kurtuluş Savaşı sırasında Sovyetler'den gönde-
rilen 1.760.000 altın rubleyle Almanya'dan 26 uçak
ve silah alındığını tarihler yazıyor. Bu uçaklann ve
diğer malzemenin Türkiye'ye gelip gelmediği meç-
huldür. Kıl payı kurtulduğumuz İkinci Dünya Sava-
şı'ndan sonrası ise iki farklı Almanya ile Türkiye'nin
hikâyesiydi. Almanyalardan birisi ile NATO mütte-
fiki olduk. Diğeri resmi düşmandı. "Dostumuz" olan
Almanya, 60'larda, duraklayan ekonomisi için ucuz
işçiyi bizde buldu. Işçileri yıllarca çalıştırmış ve ba-
şından atmaya niyetlendiyse de atamamıştır. Eme-
ğin serbest dolaşımının en karartı muhalifi bu ne-
denle Almanya'dır.
• • •
Bundan sonrası, Avrupa'nın ve Almanya'nın Tür-
kiye üzerinde etkisinin, tıpkı Birinci Dünya Savaşı
yıllannda olduğu gibi hızla arttığı yıllardır. AB'nin lo-
komotifi Almanya, Türkiye'ye dayatlan pek çok ka-
bul edilemez koşulun sözcüsüdür. Şimdi de aba-
sopa politikasının somutlaştığı ülkelerden birisidir.
Muhafazakâr Merkel sopaysa, sosyal demokrat
Schröder aba rolüne soyunmuştur.
• • •
Almanya'da taşlar yerinden oynadı. Taşlann ye-
rinden oynamasının nedeni, Sosyal Demokrat-Ye-
şil koalisyonunun sosyal hakları ortadan kaldıran,
(şsizleri üç kuruşa mahkûm eden politikaJanydı. Se-
çimlerde bu nedenle ne muhafazakâriar ne de sos-
yaJ demokratlartek başlanna çoğunluk olmayı ba-
şarabildiler. Keskinleşen muhalefetin sesi Sol Par-
ti, parfamentoya 54 mıllervekiliyle gırdi. Muhafaza-
kârlar ve "sosyal demokratlar" sermayenin ve
medyanın desteğini alarak Büyük Koalisyon kur-
maya karar verdiler.
Birbirlerine "rakip" olduklan söylenen partilerin
rakip değil ortak olduğu ortaya çıktı. Geçmişin ağır
yükü, çaJışanlara ihanetin ağırbedeli, durumu kur-
tarmak isteyen bazı SPD'lilerin vicdanını rahatsız
etmiş olmalı; sol kanat parti yönetimine isyan et-
ti. SPD'nin sol kanadı, Parti Genel Sekreteriiği'ne
kendi adayıAndrea Nahtes'i önerdi ve seçtirdi. Baş-
bakan Yardımcılığı'na hazırlanan ve büyük bir he-
vesle koalisyon görüşmelerini yürüten, seçim ön-
cesi itiraz ettiği her şeyi kabul etmeye hazırianan,
SPD'nin "gururiu" başkanı Müntefering'etekyol
kaldı; çekilmek!
Çekileceğini açıkiadı; zayrflamış, süzülmüş, üz-
gün ve kızgın. Şimdi Büyük Koalisyon tehlikeye gir-
di. Alman sermayesi ve medyası telaş içinde. Ya
sol kanat etkin olur, vergileri arttıran, açıklan hal-
ka yükleyen koalisyon protokolünü bozarsa!
Peki, bütün bunlar bizi neden ilgilendiriyor?
Baştan söylemiştim. Almanya'da olup biten her
şey bizi ilgilendirir. Almanya, bizim tarihimizin ka-
ra bulutlarla kaplı zamanlannda hep etkin olmuş
bir ülkedir. AB'nin ülkemizin başına diktiği bekçi-
lerdendir. Bu durumun değişebilmesi, AJmanya'da
ve Türkiye'de polrtikalann değişmesine bağlıdır.
Kolay değil, ama insan umutlanıyor işte!
e-posta: guray.oz(â cumhuriyet.com.tr
SÖYLEV'i
yeniden okııma
Bir güzel işe başladığımız kamsındayız. As-
sos ve Cevresi Kültür ve Sanat Vakfi ola-
rak, evrensel değerlere ulaşıp, sahip çıkmak
gerekriğine inamyoruz. Geçtiğımiz yıl Saym
Prof. Mesut Önen öncülüğünde Atatürk'ün
SÖYLEV'ini okumaya başladık. Okuduğu-
muz yer,1947'de yapılmış taş bir okul bina-
sı. Bugün vakfımızın merkezi olan bina
1965'te, okulun genç öğretmeninin çabala-
nyla bir sahne eklenerek onanlmış. Köy ço-
cuklan Vatan Yahut Silistre'yi sahnelemiş-
ler. O öğretmen şimdi Bademli köyünün
Muhtan Prof. Ajlan Akbulut ve o çocuklar
da azalan. Işte böyle bir cumhuriyet öyküsü
şahticrff'j hir Irny çnrjıgıijy&iı
köylü kadın da okudu SÖYLEV'İ. Hıfia To-
puz'un anılanm dinlerken yaşh gözleriyle
iç çekip gülümsüyordu yaşlılar; belki de zor
ama güzel günleri anımsayarak. 6 yıl süre-
cek olan proje, bu yıl da köylülerin, gazeteci
ve öğretim görevlilerinin kahlımıyla, 5 Ka-
sım 2005 Cumartesi günü, aynı sahnede
gerçekleşecek. SÖYLEV'İ Yeniden Okuma
eylemimiz, Assos Vakfı olarak başlarhğımız
"Haürianıahsın'' başlıklı ve bir yurttaş hare-
ketıne dönüşmesini dilediğimiz projeye çok
yakıştı ve onunla birleşti. Manifestomuzda
"unutmak yitirmektir'' demiştik.
Yeşim AKBULUT
O Ş U L L A R
Cumhuriyet, sayfalannı CUMOK'lara açtu "Söz
Okururt"sayfamızdayayın Ukelerimize uygun
tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirüe-
reyer veriyoruz, CVMOK'lar bu gazetenin gerçek
sahibidirler; ülkeyayın yaşamına yepyeni katkı-
larda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin ye-
rel ve genel sorunlannıyansıtmakta önemli işlev-
ler üsüeneceklerine inantyoruz. ADD ve
ÇYDD 'nin var oluşlanm hızlandıracak ilerişim
ağının "Söz Okurun " sayfasmda gerçekleşmesi
de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak
görüş ve eleştirüerinizi beküyoruz.
posta@cumhuriyet.com. tr Mektup Adresi: Prof.
Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381
ŞişMstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20hat)
Faks: (0/212) 343 72 64