22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 KASIM 2005 ÇARŞAMBA HABERLER DENETDE Genel Başkanı Ergüven, teftişe 'terör' diyen Binali Yıldınm'dan 10 bin YTL istiyor Müfettişten bakanadava YıUmm,DENETDE>i kadvdı. ANKARA(CumhuriyetBü- rosu) - Devlet Denetim Ele- manlan Demeği (DENETDE) Genel Başkanı Aülay Ergüven, teftişten "terör" diye söz ede- rek kişilik haklanna saldında bulunduğu iddıasıyla Ulaştır- ma Bakanı Binalj Yddmn aley- hıne 10 bin YTL'lik manevi tazmınat davası açtı. Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dün görülme- ye başlanan davanın duruşma- suıa, DENETDE Genel Başka- nı Ergüven, Ergüven'in avu- katı ve bazı dernek yöneticüe- riyle Yıldınm'ın avukatı An" Ozkayakatıldı. Ergüven'in avu- katı FikriDönmez, Yıldınm'ın • Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın "Kamu yöneticileri teftiş terörü nedeniyle inisiyatif kullanamıyor" sözleriyle kişilik haklanna saldında bulunduğunu savunan Ergüven, tazminat davası açtı. 11 Mayıs 2005 tarihli Sabah gazetesinde yayımlanan deme- cinde "Kamuyöneticileriteftjş terörü nedeniyle inisiyatif kul- lanamryor" dıyerek müvekki- linin kişilik haklannı ihlal et- tiğine ilişkin iddiasını yinele- di. Yıldınm'ın avukatı Özka- ya ise usul ve esas yönünden itirazlannı içeren dilekçeyi mahkemeye sundu. Dilekçe- sinde.yazıdaErgüven'eyöne- lik herhangi bir ifade olmadı- ğına ve adının geçmediğıne işaret eden Özkaya, Ergüven' in sıfat yokluğundan dava aça- mayacağını savundu. Özkaya, esas yönünden iri- razlannda ise Yıldırun'ın ga- zeteye verdiği demeçte ''tef- tiş terörü" ifadesini kullan- madığını, ancak açıklamanm gazetede "tefüş terörü" şek- linde yer aldığını belirtti. Yıl- dınrn'm haksız ve bunaltıcı teftiş nedeniyle kamu yöneti- cilerinin hareket alanının kı- sıtlandığuıı ifade etmek iste- diğini anlatan Özkaya, mane- vi tazminatı gerektirecek hu- kuki unsurlar bulunmadığın- dan davanın reddıne karar ve- rilmesini istedi. Yargıç Haa Hüseyin Cnal- dı, Ergüven'in avukatı Dön- mez'e, avukat özkaya'nın iti- razlarına karşı beyanda bu- lunması için süre verilmesine, Ergüven'in dava açamayaca- ğı yönündeki itirazın dosya incelendikten sonra değerlen- dirilmesine karar vererek du- SALTANATIN KALDIRILIŞI Ejnperyaliznım sonsflahı tariholdu • Türk Devrim Tarihi'nde çok Önemli yerleri olan iki gelişme, 1 Kasım'da yaşandı. 1 Kasım 1922'de saltanat kaldınldı ve 1 Kasım 1928'de Harf Devrimi gerçekleşti. tstanbul Haber Servisi - Türk Devnm Tarihi'nde çok önemli yerleri olan iki gelişme, 1 Kasım'da yaşandı. 1 Kasım 1922"de saltanat kaldınldı v e 1 Kasım 1928'de Harf Dev- rimi gerçekleşti. Saltanaün kaldınlma- a (1 Kasım 1922): Ulusal egemenlık Ukesi üzerin- de yükselen, yönetilen ve yürütülen Kurtuluş Sava- şı sürerken Ingihz empcr- yalizmi de Anadolu hare- ketini önlemek için salta- natı her zaman kullan- mıştı. Se\T Antlaşması'nı imzalayan, düşmanla iş- birliği yapan, çıkardığı ayaklanmalarla Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı engel- lemeye çalışan saltanat, 23 Nisan 192O'de TBMM'nin açümasıyla bütünüyle işleviru yitir- mişti. Ama bu kez de Anadolu'da iki başlı bir görüntü yaratmak ısteyen Ingilizlere bir kez daha alet olmaktaydı. Ulusal egemenlığe dayab devle- tın kurulmasıyla kişisel saltanatakalkmış gözüy- le bakan A.tatürk, Itilaf Devletleri'nin Lozan Ba- nş Konferansı'na Anka- ra Hükümeti'nin yanı sı- ra Osmanlı Hükümetı temsilcilerini de çagır- malan üzerine, hılafetle saltanatın birbirinden ay- nlarak saltanatın kaldı- nlmasrnakarar vetdi. Mil- letvekıllerinın ateşlı ko- nuşmalarla Atatürk'ü desteklemelerinden son- ra, saltanatın tstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalk- mış oldugu oybirliğiyle kabul edildi. HarfDev-rimi (1 Kasım 1928):Yazjdilındekulla- nılan Arap harflerinin ye- rine Türkharflerinin alın- masını ifade eden Harf Devruni'yle, Latin esa- sından alınan harfler, Türk dilinin özelliklen- ni belirten işaretlere de yer vererek "TürkHarf- leri" adıyla 1353 sayılı kanunla kabul edildiler. Kanuna göre, Türk Al- fabesı'nde 29 harfbulun- maktaydı. Türk Alfabe- si, Latin harflerini kul- lanmasına rağmen bu harfleri kullanan diğer Baü dülerinin alfabelerin- deki birtakım harflen içermemekte, bunun ya- m sıra bu alfabelerde ge- nel olarakkullanılmayan başka harfler içermek- teydi. Harf Devrimi'nin amacı, okuyup yazmayı kolaylaştırmak ve yay- mak, çağdaş öğretim ve eğitimin gerçekleşmesi- ni sağlamaktı. Harf Devrimi'nin ilk adunı, 20 Mayıs 1928'de 1288 sayüı kanunla, Arap rakamlannın kullanılma- sına son verilerek ulusla- rarası rakamlann kabu- lüylebaşlamıştı. Atatürk, 9 Ağustos 1928 gecesı îstanbul'da Sarayburnu Parkı'nda düzenlenmiş bir şenlık sırasında Harf Devrimi' ni halka duyur- muş, "Arkadaşlar, güzd <tilitni7i ifade etmek için yeni Türk harflerini ka- bul ediyonız. Binm güzd, ahenkli,zengin lisanımız yeniTürkharfkriiltken- dini gösterecektir. Asır- lardan beri kafalanmm demir çerçeve içinde bu- lunduran, anlaşümayan ve anlayamadığranz işa- retlerden kendimizi kur- tarmak rnecburiyetinde- yiz" demişti. tĞNELt FIRÇA W.nO ^» H i \ f\1) I \KiS¥rt ZAFER TEMOÇtN K K İ İ iMı pöv'ÇK) ruşmayı erteledi. Duruşma- nm ardından gazetecilere açık- lamayapan DENETDE Genel Başkanı. Sağhk Bakanhğı Başmüfettişi Ergüven, yolsuz- lukla mücadelenin en önem- li parçası olduklaruıı söyledi. Meslektaşlanmn, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm'ın açıklamalanyla hayal kınklı- ğına uğradığını dile getiren Ergüven, "Tefliş görevini terör olarak değeriendirenkrinyol- suztukla mücadele etüklerini söylemeleri, Nasreddın Hoca fikrasma benzedi Mesleğimiz vebizterbugüne kadar ilk kez boyle bir fthama maruz kal- dık" diye konuştu. 2ER,1KORUCU Şırnak'ta çatışma: 3 şehit DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şırnak'ınUludere üçesinde çıkan çatışmada 3 güvenük görevlisi şehit oldu, 4 görevli yaralandı. Dçeye bağlı Uzungeçit beldesi yakınlanndaki Sipsi Tepesi bölgesinde güvenlik güçleri ile PKK'liler arasmda çatışma çıktı. Çatışmada ilk belirlemelere göre 2 jandarma eri ile 1 köy korucusu şehit oldu. Çatışma sırasında 4 güvenlik görevlisi de yaralandı. 1 PKK militanı da öldürüldü. Yarah askerler Şırnak Askeri Hastanesi'nde tedavi altma ahnırken bölgede operasyonlann sürdürüldüğü bildirildi. ARINÇ'A DOKUNULMAZLIK MEKTUBU 'Yurttaş üzerinedüşeni yaptı, devlet deyapsın' IstanbulHaber Servisi-Sü- rekli Aydınlık îçin Yurttaş Gi- rişimi, TBMM Başkanı Bü- lent Annç'a, "hakİanda suç isnadıbutunaıüarmdokunıü- mazbk arhryla konuımama- 9 ve yargrya tes&m edflmesi'' istemini içeren mek- tup gönderdi. Girişimden yapılan yazılı açıklamada, Su- surluk kazasırun yıl- dönümü nedeniyle Annç'a gönderilen mektupta, 3 Kasım 1996'da Susurluk'ta Mercedes marka bir aracın bir kamyona çarpmasımn üstünden 9 yıl geçtiği anımsatıldı. "Türîd- ye'nîn, o tarihte ortaya saçüan de\iet-maf\-a-srv-aset iüşküem- k hâlâ hesap)aşamadığın sa- vunulan mektupta, "miKon- larca yorttaşın, 'Sürekli Ay- Büknt Annç. dınlık îçin 1 Dakika Karanlık' diyerek, demokrasi tarihinin en khiesel eylemini gerçekleş- tirerekv«$asuriuksuçşebeke- sinin yargı önüne çıkarümaa için geceter boyıı ışıklannı ya- kıp söndürerek üzerine düşe- ni yapoğı" belırtildi. Mektupto, "Ancak de\1etimiz,kendiiç te- mizDğini>^pmaya ya- naşmadı,zanbtan var- gryatesfim etmedi, hu- kukun önünü ükadı" denildi. Mektupta, "FezJekeleriMeclis'e indirin, suçlananlara mutlaka dokunun! Çünkü hepimiz bflhoruz Id, Susuriuk'la hesaplaşmadan Târldye ne demokratikkşebi- Ik;nedeçağdaş dünyanmomır- lu bir üyesi olabflir. Şimdi gö- re\ su-ası sizde, TBMM'de J* ifadesi kullanıldı. TAŞINMAZA 'EVET', PERSONELE 'HAYR' Gökçek,protokolü kendinegöre ayariadı ANKARA(CumhuriyetBü- rosu)-SosyalHizmetlerveÇo- cuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) Ankara'daki Saray Rehabintasyon Merkezi'ni dev- ralmak isteyen Büyükşehir Be- lediye Başkanı Metih Gökçek, hazırlanan protokolü kendine göre ayariadı. Merkezin tüm taşın- mazlannı alanGökçek, personeli istemedi. SHÇEK'inEsenbo- ğa Havaalanı yolunun 15'inci kilometresinde bulunan Saray Reha- büitasyon Merkezi'nin, bağlı ünitelerinin ve öğretmen Necla Kızübağ Hu- zurevi'nin işletmesının yasalar çerçevesinde Büyükşehir Be- lediyesi'ne devredilmesine iliş- kinprotokolünaynntılannedeş- ti. Protokole göre, arsa uzenn- de sunulacaktümhizmetler için Mefih Gökçek. gerekli olan niteUk ve sayıdaki personelibelediye istihdamede- cek. Merkezde ve huzurevinde bulunan mevcut genel müdür- lük personeli çekilerek genel müdürlügün başka kuruluşla- nna ve birimlerine atanacak. Bunakarşın, arsa üze- rindeki mevcut bina- larda bulunan demir- başlar, özürlü ve yaş- h bakım hizmetinde kullanılmak üzere ye- rinde kalacak, Dernir- başlar ayniyat kayıtla- n üzerinden belediye- ye devTedilecek. Taşıtlar genel mü- dürlükte kalacak. Arsa üzerin- de bulunan ve lojman olarak kullanılan binalar genel müdür- lük tarafindan boşaltılacak. Be- lediye, lojmanlan lojman olarak ya da protokol amacı doğrultu- sunda kullanabilecek. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Meclis, Şeker Bayramı'ndan sonra ilginç bir kanun teklifini görü- şecek. Tercüman gazetesinden Mehtap Gökdemir'in haberine göre; AKP'li Meclis Sağlık Komis- yonu Başkanı Cevdet Erdöl Türk Ceza Kanunu'nda "Çocuğun soy- bağını değiştimne" suçunu düzen- leyen 231. maddesine bir paragraf eklenmesi amacıyla teklrf verdi. AKP milletvekili Erdöl; "Başkaia- nndan elde edilmiş üreme hücre- lerini veya embriyonlan nakletmek suretiyle bir çocuğun soybağını değiştiren, gizleyen ve kanşrnasına neden olan kişinin biryıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezafandınl- mas/"na ilişkin Kanun teklifi verdi. Bu teklifin bayramdan sonra görü- şülmesi bekleniyor. •••- Erdöl, böyle bir teklifi neden ha- zırladığını, gerekçelendirerek anlatı- yor. Teklifin gerekçesinde biyoloji ve tıp bilimlerinin gelişrnesine bağlı olarak başkalanndan alınan üreme Yaşasın, Soyumuz Kurtuluyor! hücreieri ile veya başkalannın üre- me hücrelerinden elde edilmiş embriyonlarla çocuk sahibi olun- masinın soybağını karıştırdığı öne sürülüyor. Mevcut yasada doğumdan sonra çocuğun soybağının kanştınlması- ntn suç olduğu ifade edilirken, bu teklife göre doğumdan önceki bir- takım operasyonlarta soybağının kanştınlması da suç sayılacak. Er- döl'ün teklifinde soybağının korun- ması için tıbbi gerekçelerie de olsa başkalanndan elde edilmiş üreme hücrelerini veya embriyonlan nak- letmek suretiyle bir çocuğun soy- bağını değiştiren, gizleyen veya ka- rışmasına neden olan kişilerin ce- zalandırılması gerektiği vurgulandı. • • • Erdöl'ün bu teklifine CHP millet- vekili Canan Arrtman karşı çıkar- ken ilginç saptamalarda bulundu. Arrtman, zaten var olan yasa nede- niyle çok sorun yaşandığını belirtti ve şu değerlendirmeyi yaptı: "Yasal eşten çocuk sahibi olamayan in- sanlar, yasak olduğu için yabancı bir ülkeye gidiyorlar. Orada bu tür tedavileri yaptırıyorlar." Türklerin özellikle Yunanistan'a giderek bu şekilde çocuk sahibi olduğuna işa- ret eden Arrtman, "Türkiye'de ya- sak olduğu için insanlar Rum veri- cilerin embriyonlan ile gebe kalı- yor. Bizim insanlarımızı Yunan embriyonlarına mecbur bırakma- maklazım." • • • Bu teklifi ve teklife yapılan itirazı okuyunca aklıma Osmanlı padişah- lan geldi. Hernen çoğunun eşleri ve de tabii ki anneleri Hıristiyan dölüy- dü. Bir kısmı sonradan din değiştir- mişlerdi. Bir kısmının değiştirip de- ğiştirmediğinden bile emin değiliz. Yüzyıllarca tam anlamıyla yabancı embriyonlanndan üremiş sultanlar- la yönetilmiştik. Vay halimize... Cevdet Erdöl, daha da nazik ve kilit bir meseleye parmak basıyor. Başkasının embriyonuyla çoğalan bir nesilden hayır gelmez. Anası babası karışmış nesillere karşı bu yasak mutlaka uygulanmalı. Yoksa kanşık bir nesil karşımıza çıkıvere- cek. 0 zaman ne ahlak kalır ne de soy sop. lyi ki, Cevdet Erdöl'ler var. Türkiye onlaria gurur duyuyor. • • • Ancak CHP'li Canan Arıtman'ı: da yabana atmamak gerekir. O da- ha da nazik bir konuya dikkat çeki- yor. Tamam Cevdet Erdöl, bir ön- lem için çaba sarf ediyor. Ancak, bu önlem başka sorunlar yaratabi- lir, bu kez kanımıza Rum kanı kan- şır. Canan Arrtman'ın saptamalan- na göre zaten, yeni doğan Türk ço- cuklan içinde Rum tohumu olanla- nn sayısı da az değil. Hep bu 231. madde yüzünden böyte oluyor. Uluslararası ceza hukukunu bil- miyorum. Acaba Avrupa'da da böyle bir düzenleme var mı? ör- neğin bu "Rum kanı" sorunu orada nasıl çözülüyor? Malum Avrupa Birliği'yle müzakerelere başlıyoruz. Bu nesep sorunu orada acaba yasalara nasıl girdi? Girmediyse, onlann kanları, soylan sopları bir- birine karışıyor demektir. Soyu sopu kanşan bir topluluğa o zaman biz nasıl üye olacağız? Bir de bakarsınız, Cevdet Er- döl'ün teklifini de Avrupa Birliği müktesabetına aykın görürler ve bu konuda önlem almamızı engel- leyebilirler... Ben Avrupa Birliği konusunda şimdiye kadar fazla bir tereddüt taşımıyordum, ama bunu kabul etmem mümkün değil. Cevdet Erdöl'ün teklifiyle büyük bir felaketin önüne geçeceğiz. Yaşasın, soyumuz kurtuluyor! GLOBALpOLtTİKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU Bir Garip Hîkâye Oslo Barış Süreci'nin mimarianndan Nobel Ba- nş ödülü sahibi Izak Rabin, 10 ytl önce 4 Kasım günü aşırı sağcı militan Yigal Amir tarafindan öl- dürüldü. Amir, suçu kabul etti. Pişmanlık duyma- dığını söyledi, "Ûlkemizi Araplara verecekti" de- di. Böylece olay kapandı. Bu hafta Israil gazetelerine bakarken, Amir'in, Rabin'i kendisinin öldürmediğini ileri sürerek da- vanın yeniden görülmesi için başvurmaya hazır- landığını okudum (Haaretz, Jarusalem Post 31/10/05). Başvuru, polis ve otopsi raporlannda- ki tutarsızlıklara ilişkin yeni bir bilgiye dayana- cakmış. Amir'in davasındaki savcı Pnina Guy "Rabin'in ölümüne, çok yakından sıkılmış bir üçüncü kurşunun" neden olmuş olabileceğini söylüyormuş. Yedioth Ahronoth'da ise çok garip, hatta korkunç bir haber vardı; bir internet sitesi, Rabin'in öldürülmesiyle ilgili olarak, Rabin'in Dı- şişleri Bakanı, Nobel ödülü ortağı Şimon Perez'i suçlamış. Komplo teorileri yeni değil Biraz araştınnca gördüm ki spekülasyonlar, as- lında Rabin'in ölümünün hemen arkasından baş- lamış; Amir'in aslında bir tetikçi olduğu, esas suçlulann gizli kaldığı ileri sürülmüş. Daha sonra Barry Chamish adlı bir araştırmacı (Perez'i suç- layan sitenin sahibi), hastane ve polis raporlanna dayanarak hazıriadığı, "Izak Rabin'i Kim öldür- dü" başlıklı, Jarusalem Post'tan Aleks Aus- waks'in deyişiyle "garip bir biçimde ikna edici kitabında" Rabin'i Amir'in değil, kendi siyasi çev- resinden birinin öldürdüğünü ileri sürmüş. Kitaba göre doktor raporian, Rabin'in omuriliği- nin parçalanmış olduğunu söylüyor. Halbuki Amir'in mahkemesinde kanıt olarak gösterilen bir filmde, Rabin'in saldından hemen sonra yürüme- ye (omuriliği parçalansaydı hemen çökmesi gere- kirmiş) devam ettiği görülüyor. Rabin, ambulansa değil kendi makam arabasına binıyor. Cinayeti soruşturan Şamgar Komisyonu, omurilik parça- lanmasına ilişkin iddiayı, filme de dayanarak red- detmiş. Ikincisi, doktor raportanna göre Rabin'in vücudunun ön tarafında "0" mesafeden sıkılmış bir kurşun yarası var. Filmdeyse Yamir'in birkaç metre geriden ve Rabin'in arkasından ateş ettiği açıkça görülüyor (www.barrychamish.com). Yamir, saldından önceki günlerde çevresinde- kilere Rabin'i öldüreceğini söylüyormuş. Buna rağmen Yamir'i yakından tanıyan Şin Bet güven- lik örgütünün, onun Rabin'e bu kadar yakınlaş- masına izin vermiş olması çok garip. Bir diğer gariplik de korumalann saldırganı anında öldür- memiş olmalan. Olay sırasında Şin Bet'in başka- nı olan Carmi Gillon'a göre "Yamir'in, herhangi bir teröhst gibi anında öldürüimemiş olması bir güvenlik hatası" (Haaretz, 30/10/05). Rabin nasıl öldü? Chamish, Rabin'in Amir tarafindan değil, ma- kam arabasında ya da hastanede, kendi koru- ması tarafindan öldürülmüş olduğunu ileri sürü- yor. Rabin'i muayene eden görevli Dr. Gutt- man'ın raporuna göre Rabin hastaneye kann ve göğüs bölgesinde kurşun yaralarıyla gelmiş. Guttman'ın hazıriadığı, Dr. Kruger, Dr. Yaaco- vitz, anestezi uzmanı Dr. Ostrovski, hemşire Evelyn ve SwetJana tarafindan da imzalanan ra- porda, yakın mesafeden ve göğüste başka yara- iar saptanmış. ölüm nedeni olarak "omurilik şo- ku" teşhisi konulmuş. Cinayetin ertesi günü, Rabin'in öldüğü ameli- yat odasında görevli Rus asıllı hemşire (Swetla- na) Israil'in en çok satan Rusça gazetesi Ves- ti'nin editörü Zev Barcella'yı iki kez telefonla arayarak birincisinde, "Omuriliği parçalanmıştı. Halbuki, hayır parçalanmadı diyoriar", doksan dakika sonra da korku dolu bir sesle, "Ben seni aramadım, benim kim olduğumu bilmiyorsun" demiş. Chamish'in görüştüğü bir uzman doktora göre eğer Rabin hastaneye omuriliği parçalan- mış olarak gelseydi, gelene kadar geçen süre içinde, kan dolaşımı sistemi üzerindeki etkileri gözle görülebilecek biçimde ortaya çıkarmış. Buradan da Chamish, Rabin'in önce arabada, sonra da ameliyat odasında bir kez daha "0" mesafesinden vurulduğunu, omuriliği bu kurşu- nun parçaladığını ileri sürüyor; hastanedeki gör- gü tanıklanna dayanarak oluşturduğu bir senar- yoyla da korumayı ve Şimon Perez'i suçluyor. Tüm bunlan bir hafta önce okumuş olsaydım güler geçerdim. Ancak pazartesi günü Haaretz ve Jarusalem Post, Amir'in davasındaki savcı Pnina Guy'ın "Rabin'in ölümûne, çok yakından sıkılmış bir üçüncü kurşunun" neden olmuş ola- bileceğini söylediğini yazdılar. Eğer Rabin'i Amir öldürmediyse kim öldürdü? Bu cinayetle ilgili olarak Perez'i suçlamaya kalkmanın mantığı ne? Neden bugüne kadar Cahamish'e karşı bir dava açılmadı? Neden gazeteler bu siteye yeniden dikkat çektiler? ergin.yildizoglua gmail.com 'KUTLAMA YAPTIRMADF tDDtASI Okul müdürüne 29 Eldm soruşturması KAYSERİ (AA) - Kayseri'de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalannı 1 gün ön- ce yaptınp daha sonra kutlama yaptırmadığı iddia edilen okul müdü- rühakkrnda sorusturma açıldı. Tomarza ilçesine bağ- lı Emiruşağı Beldesi II- köğretim Okulu'nda 28 Ekim'de bayram kutla- malannınyapıldığı, Ata- türk büstüne çelenk ko- nulduğu, ancak 29 Ekim Cumartesi günü ise okulda hiçbir etkinlik ve kutlama töreni yapüma- dığı iddia edildi. Ortaya atılan iddialar sonrası, okul müdürü M.Ö. hakkında ilçe Mil- li Eğitim Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı ta- rafindan sorusturma açıldı. M.Ö ise olayın doğnı olmadığını belirterek "Okutumuzda hem 28 Ekim'de hem de 29 Ekim'de bavram töreni yapdmtşür. İddialar asü- sEHhr" dedi. Tomarza Kaymakamı Selçok Aslan da, sorus- turma başlarüdığını doğ- ruladı ve "Okul müdü- rü, hava kapab ve karh oktuğu için kutiama tö- reniniokuhıniçindeyap- ürdığını söyledi tdarive adK sorusturma başla- dı" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear