02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 EKİM2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYF DIŞ BASIN Petrol sorununu çözmek küresel istikran tehdit eden birçok başka sorunun çözümünü de beraberinde getiriı Ekonomiyi yönlendiren güçMUHAMMED SİD AHIVfED N obel Enstitüsü'nün buyıUa ba- nş ödülünü UlusJararası Atom Enerjısi Ajansı'na ve başkanı Muhammed el Baradey'e verme kara- n günümüz dünyasında enerji sektörü- nün önemine işaret ediyor. AJternatif enerji kaynaJdan üretimi için yapılan araştırmalara dökülen para ve sarf edi- len çabalara rağmen -ki bunlann en tartışma yaratanı nükleer enerji- petrol dünyanın birüıcil enerji kaynağı olarak yenni koruyor. Petrol aynı zamanda küresel istikran tehdit eden birçok kriz ortamının odak noktasındaki yerini de koruyor. Bunlann dışında petrol soru- nunu çözmenin birçok başka sorunu çözmek anlamına da geleceğini söyle- mek abartıh olmaz. Hal böyle olunca küresel ekonomi- yi yönlendiren petrolün fiyatlannda son zamanlarda görülen ve uzmanlann yakın gelecekte düşmeyeceğini tahmin ettiği artış, büyük ölçüde huzursuzluk yaratan bir gelişme. Petrol fiyatlann- daki artış üreticilerin kendileri içm de petrol ithal eden ülkeler için olduğu kadar felaket bir durum. ilti kategorlye ayrılıyorlar 1970'lerde yaşanan fiyat artışı fur- yas» kalkınma ve büyümeden çok yol- suzluğun artması ve sosyolojik denge- lerin bozulmasına neden oldu. Fiyat artışlan bu kez de ayru trajediye neden olacak mı dersiniz? Petrol üreten ülkeler iki kategoriye ay- nlmış durumda. Nüfuslan küçük pet- rol kaynaklan büyük olan ülkeler ve nü- fiıslan kalabalık ve kaynaklan kendi nü- fiıslanyla boy ölçüşemeyecek orandaye- tersiz olan ülkeler. tki kategori arasın- daki bu zıtlık bu ülkeler arasında sürek- Ii sürtüşmeye neden olrnuştur. Zengın petrol kaynaklan olup nüfusu fazla ol- mayan ülkeler petrollerini mümkün ol- duğu kadar yerin altında tutma çabası • Dünyanın en önemli enerji kaynağı petrol, küresel istikran tehdit eden sorunlarun odak noktasmda yer alıyor. Bu nedenle petrol fiyatlannda görülen artış uzmanlan kaygılandınyor. • 1970'lerdeki fiyat artışı yolsuzluğun artması ve sosyolojik dengelerin bozulmasına neden oldu. Bu kez olumsuz deneyimlerin yinelenmemesi için geçmişten ders alınmalı. Buyıl Nobel Banş Ödülü,Muhammed eJBaradey ve başkanı oJduğu Lluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na verildi. Baradey, petrole alternatif aranırken üzerindedurulan nükleerenerjiye yönelik çahşmalann silab ürednu amacıyla kullanılmaması içinönemli birgörevüstieniyor.Bu çauşmalara rağmen yeri dolduruiamayan petrolün üretildiği ülkelerin başında gelen Suudi Arabistan'da en çok verim alınan üretim merkezlerinden biri Riyad'uı 300 kilomefre kuzeydoğusundaki Katif. (REUTERS) ıçinde olmuştur. Üdnci kategoridekiler ıse kalabalık niifuslannın neden oldu- ğu fazla füketimi karşılayabilmek için sürekli kuyular açıp rafineriler kurup petrollerini işlemek zorunda olmuş- îardır. Dünyanın en çok petrol üreten ülke- sı olan Suudi Arabıstan'ın tek başına bir kategori olduğunu söyleyebiliriz. Rezervlerinin zengınJiği açısından tek- nık olarak ilk gruba dahil olmasına rağ- men nüfusunun gereksinim duydugu ih- tıyacı karşılamak ıçin çok hızh bir şe- kilde kaynaklannı tüketmekzorunda ka- lıyor. İki kategonyi birbinnden ayıran çizgiyi bulandırarak zaten komplike olan petrol konusundakı eşıtlik sorunu- nu büyütüyor ve var olan senaryolann sayısını arttınyor. 1970 ve 8Ö'lerde Arap ülkeleri arasındaki çatışmanın körüklenmesinde kısmen de olsa payı olmuştur. Ve de petrol fiyatlannın dü- şüşünde... iran pazarı olumsuz etklUyor Petrol söz konusu olduğunda akla gelen bir başka özel ülke de İran. Bir zamanlann kaynak açısından dünya- nın ıkincı ülkesi olan Iran'ın son yıl- larda petrol rezervleri büyük ölçüde azaldı. Buna rağmen petrol piyasasın- da önemli rol oynuyor ve ıstikrarsızlı- ğı pazann olumsuz etkilenmesine ne- den oluyor. Bush yönetıminin yaptığı gibi, Iran'ı kargaşaya sürüklemek kim- senin yaranna olmaz. ABD'nin şer ek- senine dahil olan Iran'la kavgası şim- dilik söz düellosuyla sınırlı. Ancak tran'ın nükleer programından kaynak- lanan sorun çözülmezse sözler son de- rece hızlı bir şekilde değişebilir. 2000 yılından bugüne petrol fıyatla- n üçe katlandı. Günümüzde petrol üre- ten ülkelerin günlük kazancının topla- mı 2 milyar dolar. Bir varilin fiyatı or- talama olarak 20 dolardan 60 dolara yükseldi. 1990'lardapetroldenedındi- ği kazançta düşüş yaşanan Suudi Ara- bistan'da ise petrol fiyatlan yüzde 40 yükseldi. Bunlardan başka olumlu gelişmeler de oldu. Son birkaç yıldır petrolden el- de edilen kazançla 1990'lara kadar ol- duğu gibi yabancı holdinglere yatınl- mak yenne petrolü üreten bölgelere yatınm yapıldı. Bir yıldan kısa bir sü- re içinde bir zamanlarABD, Avrupa ve Japonya'da yatınm için kullanılan fon- lar yerel yatınmda kullanılınca petrol üreten bırçok ülkede borsanın yeniden canJanmasını sağladı. Ancak beklenti- lenn her cephede yerine geldiğıni söy- lemek mürnkün değil. Rusya kendini yeniden yapılandırarak dünyanın ikin- ci süpergücü olamadı ve Aüîka da bek- lenen çıkışı yapamadı. Daha yapılacak çok iş var. Öncelik- li olarak Aftika ve Ortadoğu'da müyon- larca kişıye istihdam sağlanmalı. Ilk fiyat artışında yaşananlann aksine, ye- niden yapılanma çalışmalan kapsamın- da iletişim, yol ve liman inşaatı gibi ko- nularda önemli işler yapılıyor. Ancak eğitim ve sağlık söz konusu olduğunda ise atılan adımlann yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Bu iki önemli alan büyük ölçüde tslam- cı gruplann ınisiyatifine bırakılmış durumda. Yolcsullufla savas acılmalı Günümüzün iki felaketi terör ve yok- sulluk birbirinden aynlmaz derecede iç içeler. Sosyal refah açısından eşitpay- laşun sağlanamadığı sürece terorizme karşı yürütülen savaşınkazanılması im- kânsjz. Bu savaşın kazanılması için yoksulluğa da savaş acılmalı. Bu savaş öncelıkli olarak yoksullukJa mücade- le ve kirlenmenın -sadece çevre anla- mında değil sosyal değerler anlamın- da da- azaltılmasını içeriyor. Petrol ve gaz fiyatlannda günümüzde gözlenen artış geçmişteki dalgalanmada yaşa- nan olumsuzlukJann yinelenmemesi için iyiye kullanılmaJı. Orada ve burada çaba sarf ediliyor. Ancak bu çabalar hâlâ bazı çevrelerin tereddütlerinden, noksan iş yapılma- sından ve toplumun derinlikJerine sız- mış olan çıkar çevrelerinin direnişin- den etkilenıyor. Bir şeyler oluşum aşamasında. Bu- rada önemli olan konu terorizm ve yok- sulluğu yok edebilmek için geçmişten ders alıp alamayacağımız. Geçmişteki deneyimlerden yararlanabilecekmiyiz yoksa kaderimızı kabuilenıp gücü terör örgütlerine mi kaptıracağız? (ElAhram, Mmr, 25Ekün) Haririraporu en çoklsrail'in işineyarayacak Anayasada yoruma açık bölümler var HASANHAMZADE L übnan'ın eski başbakanlanndan Refîk Hariri'ye düzenlenen su- ikash inceleyen komite, dört ay- hk çalışmanın ardından raporunu geçen hafta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofî Annana sundu. BM'nin baş soruşturmacısı DedevMeafis, 35 say- falık raporunda Hariri suikastında Lüb- nanlı ve Sunyeli üst düzey yetkililennpar- mağı olduğuna yönelik suçlamalarda bu- lundu. Suriye hükümeh, bu suçlamalan tt siyasi amaçlıiddialar" oldugu gerekçe- siyle reddetti. Soruşturmanın sürdürül- mesıni iste- dı.Görü- nen o ki rapor birtakım yanhş iddialar üzerine kurulu ve siyası tahniin- lere ön- celik ve- rilmiş. Bu benzeri olmayan, özel bir durum. Dünya tarihinde geçmişten günümüze çok sayıda siyasetçi ve devlet adamı su- ıkastkurbanı oldu. Ancak şimdiye kadar ne Birleşmiş Milletler ne de uluslarara- sı toplum bu suikastlan soruşturmak içrn çaba sarfetti. Hariri suikastının üzerine bu kadar ıs- rarla gidilmesı ıse Suriye"yi siyasi anlam- da kuşatma altma almak isteyen ulusla- rarası birkomplo teonsinin varlığına işa- ret ediyor. Ve de "Tahran-Beynrt-Şam üç- geni"ne zarar vermeye yönelik bir ulus- lararası oyunun olduğuna... Aslında Hariri'nin ölmesi Suriye'ye ~okzarar verdi, çünkü eski başbakan Su- iye'nın dostu, müttefikiydi, bu neden- e Şam yönetiminin onu öldürmek gibi >ırplaruolamazdı. Raporda. Lübnan Devlet Başkanı Emil ^ahud ve Beyrut'takı Suriyeyanhsı Sün- i grup El Ahbaş'ın bir üyesinın suikast- uı birkaç dakika önce yaptığı telefon onuşmasından bahsedıldi. AhmetCib- l"ınlıderliğindeki, merkezı Şanıda olan ılıstın Halk Kurtuluş Cephesi'nın, Ha- nn'nin o gün kullanacağı yollan ve gi- deceği yerleri bildirerek suıkasta destek vermesi gibi ilgisiz şeyler de yer aldı. Yasal olarak bağlayıcı deflH Bu rapor yasaJ anlamda geçerli, bağlayıcı degiJ. Çünkü kimse, şüpheli- len tutuklamadan, ıfadelerinı alıp resmi tutanaklara geçirmeden ve sonuçta yerel veya uluslararası bir mahkemede yargı- lamadan varsayımlar üzerine hiç kımse- yi suçlayamaz. Mehlis Raporu'nun ya- salhğını sorgulatacak başka unsurlar da var. Örneğin BM'nin, bağımsız bir hu- kuk sistemi olan bir ülkede ışlenen su- ikast suçlannı sorusturma yetkisi olup ol- madığına ihşkin kesin bir yargı yok. BM'nin böyle bir yetkisi varsa Meh- lis Komitesi uluslararası organızasyonun sözleşmesinin kaçıncı maddesı uyannca kuruldu? ŞayetBM'nin suikastlan sorus- turma yetkisi varsa neden Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat. eski Isveç Başba- kanı Olof Palme, Lübnan'ın eski devlet başkanlan Beşir Cemayel ve Rene Mu- awwad'a düzenlenen suıkastlan sorustur- ma gereği duymadı? Hariri suikastını düzenleyen suçlular elbette yargılanıp cezalandmlmalı. An- cak Birleşmiş Milletler'in sorusturma mekanizması bazı ülkeler üzennde bas- kı kurmak ya da ABD'nin politıkasına muhalif olan ülkelerle hesaplaşmak için kullanümamah. Mehlis Raporu'nun BM'de Sunye aley- hinde hazırlanan karartasanlannın onay- lanmasının önünün açacağı tarüşma ge- rektirmeyecek bir gerçek. Rapor, Lüb- nan'dakı muhalif gruplan Devlet Baş- karu Emil Lahud'akarşı kışkırtacaknr. Bu da sadece Ortadoğu'daki gerginlik ve kriz ortamının tansiyonunu yükseltmekle kal- mayıp Israıl'in bölgedekı bağımsız ül- keler aleyhinde propaganda ve siyasi manevra yapmasının da önünü açar. Raporun en çok sevindirdiği ülke Israil oldu hiç şüphesız. Çünkü Suriye'nin siyasi anlamda ızole edihnesi Siyonist rejimin yaranna olur. Bölge ülkelennin işbırliğı yapması gereken bu kritik dönemeçte, bu rapor, Ortadoğu'daki istikrar vegüven- liğın sağlanmasına dairsarfedilen çabalara olumlu etki yapmayacaktır. (Tehran Ttmes, İran, 25EMm) I rak anayasası herhalde benzeri me- tinler arasındaki en özel olanıdır. Çünkü hazırlanış aşamasmda sü- rekli kısaldı. Bununnedenı ABD'nin Şü, Sünni ve Kürtler arasuıda konsensü- sün sağlanması ve çabuk bitmesi konu- sunda yaptığı baskıydı. Hazırlamşuı çabuk olması da ancak taraflann kötü bulduğu bölümlerin çücanhnasıyla ola- bilirdi. Devletin temel kurumlannın de- taylannı belirleyen birçok madde ya hiç konulmadı ya da başta konuldu ama anayasa taslağınuı son halinden çıka- nldı. Buna rağmen anayasa taslağuu hazırlayan komıtedekı Sünnı üyelerin onayı alınamadı. Parlamentonun l$l zor Dün, referandumun kesin sonuçlan açıklanana kadar anayasanuı kabul edi- Iip edilmediğı belli değildi. Çünkü üç Sünni eyalettekı nüflısun üçte üdsınin "hayn"" demesi anayasanın kabul edil- memesi için yeterliydi. Bu reddedilme düşük biryüzde farkıyla da olsa önlen- di ve anayasa kabul edildi. Şimdi Irak- lılar aralık ayı içinde sandığa giderek yeni bir parlamento seçecekler. Eğer anayasa etkin bir şekilde işlevini sür- dürebilu^e seçtikleri temsilcilerin ön- lerinde çok önemli bir görev olacak. Çünkü Iraklılann kabul ettiği anayasa- da sonradan doldurulması gereken çok boşluk var. Örneğin millervekilleri yük- sek mahkemenin işleyişi ve yetkileri, in- san haklanndan sorumlu olan konseyin yetkileri konusundakararverecekler. Is- IRAK ANAYASASI KUTLAMALARI BAŞLIYOR IRAKLİOLOÜ ABD'ÜÖLDÜ IRAK'A ÖZCÖRLÜ OPERASYO 1 IMAKT 2OO lamuı hukukun temel kaynağı olması- nın ne anlama geldığıne karar verecek- ler. Kürtlere oldugu gibi Arap eyalet- lerine de birleşip bölge ohna hakkuıın tanınıp tanınmayacaguu ve Sünnilere ve- rilen anayasanuı değıştirihne hakkının kullanıp kullanılamayacağını kararlaş- tıracaklar. (Araldctaki seçimde oyatma- ya teşvık etmek için Sünnilere verilen "Siz onayiayuı hoşunuza gitmeyen bö- lümleri sonra değiştiririz'' sözünü tut- mahlar.)Ancak bu ıkı karar, anayasa baş- tan ölü bu- metüı olarak görülürse zor almır. Hazırlamş aşamasında o kadar acele edilmeseydi sonuç daha iyi olabilirdi. Şu anki haliyle Irak Anayasası Kürt ve Şiilerin isteklerinin büyük bölümüne karşılık veriyor. Sünnilerinkinin ise çok küçük bir bölümüne karşılık veriyor. Üçüne de anayasayı hazırlayanlann yapmadığı bir işi yapma zorunluluğuna sokuyor. Yarutlan ve çözümleri belir- lenmeyen soru ve sorunlara yamt ve çözüm bulma zorunluluğuna... (The Guanüan, Ingütere, 26Ekim) ABD'de savaş karşıtlan yüzde 30 artü JOffiVMLTLLER M edya bugün Irak'ta 2 binınci Amerikan as- kerının ölümüne odaklanmış durumda. Ancak kamuoyunda savaş karşıtlığuu doruğa ulaşnran sadece bu de- ğil. 30 ay savaştıktan sonra Amerikalılann çoğu savaşkar- şıtı oldu. Yakın geçmişte yapı- lan kamuoyu araştırmaları ABD haUanın yüzde 54'ünün Irak'a birlik göndermenin ha- ta olduğunu düşündüğünü gös- teriyor. Bu oran savaşuı başla- dığı 2003 Martı'nda yüzde 23'tü. Irak'ı Vietnam'Iakarşılaştı- nn. 1968 operasyonunda ABD büyük kayıplar aldı ve halk sa- vaşta işlerin iyiye gitmediğı kaygısmakapıldı. Savaşaveri- • ABD'nin Irak'a saldırdığı gün ülkedeki savaş karşıtlarının oram yüzde 23 'tü. Savaşın başladığı 2003 Martı'nın üzerinden geçen zaman zarfında yaşananlar savaş karşıtlarının oranını yüzde 54'e çıkardı. len destek azaldı. Irak'ta Sad- dam Hüseyin'ın yakalandığı ve seçimlerin yapıldığı gün sa- vaş hakkında olumlu düşünen- lerin yüzdesi biraz arttı. Ebu Garib Cezaevi 'nden ba- sına yansıyan görüntülerie düş- tü. Bu savaş haklanda en zor tahmin edilecek şey verilen desteğin bu kadar çabuk erime- si, azalmasıydı. Irak'ta verilen kayıplara karşı hoşgörülü tutum sergileme oranı Vietnam'da- kinden çok daha düşük. Ka- muoyu araştırmalan kıyasla- nırsa bu savaşta 2 bin kaybın ardından görülen karşıtlık ora- nı Vietnam'da 20 bin askenn kaybından sonraki orania eşde- ğerde. Irak Savaşı'na venlen destek 2005 yıh boyunca azal- dı. Destek Londra bombala- malan sırasında artmıştı, çün- kü ABD topraklannda tero- nzm korkusu artmıştı. Vietnam taktiği tutroadı Bu saldmlar Ingiliz hükü- metinin terönstlerin Irak'ta çok meşgul olduklan için başka yerlerde eylem yapamayacak- lan tezuıi de çürüttü. Bush yö- netimi halkın Irak konusunda verdığı destekte yaşanan dü- şüşü ülkede önemli gelişme- lerkaydedıldiğine ilişkin açık- lamalarla tersıne çevırmek is- tiyor. Bu yaklaşun Vietnam'da da denenmiş ancak başanlı ola- mamıştı. Uzmanlara göre, bu savaş konusunda farklı fikirde olanlar, partizanlık açısuıdan da farklı kutuplarda; şımdıye kadar hiçbir başkan ve askeri operasyon konusunda ohnadı- ğı kadar. Bu, Bush ve giriştiği savaşa olan desteğin sadece partisi Cumhunyetçılerin bir bölü- müyle kısıth olduğu anlamına geliyor. Demokratlar ve ba- ğımsızlann desteği çok küçük oranda. Aynca son aylarda en sadık Cumhuriyetçilerin bile savaşa verdiği destekte düşüş olduğu gözleniyor. Tabü, anketler referandum- la eşdeğerde değil. Kamuoyu- nun desteğini kaybetmesi, ko- nu Kongre'ye aktanlmadığı takdirde yönetimin savaşı sür- dürmesine engel değil. Vietnam 'dan çekihnek siya- si anlamda Kongre'deki mu- halifler ıçinIrak'ta olacağından daha zor olmuştu. Çünkü Kuzey Vietnam'da 500 ABD'li tutuklu vardı. Ve Vietnam'ı bu tutuklular ser- best bu-akıuîiadan terk etmek, siyasi anlamda çok olumsuz bir şeydi. (LosAngdes Times, ABD28Eldm)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear