23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 EKİM 2005 PAZAF HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Kırk Yıl Önce... Sevgili, Sien bu satırları okurken ben Paris'te olacağım ve bugün Türki- ye saatiyle 18'de Türkiye'de de kalololu kanallarda yayımlanan, TV 5'in Kiosk programına çıkacağım. IProgramın konulanndan biri kırk yıl önce Paris'te Saint Germa- in 'deki ünlü Lipp Birahanesi önünden, o zamanın Fas muhale- fet lideri Mehdi Ben Barka'nın kaçınlışı. Ne garip, hem doktora öğrenci- sn hem de gazeteci olarak günü g ününe kırk yıl önce bugün ben d e Paris'e adımımı atıyordum. Gı- dler gitmez de, Ben Barka olayıyla l<.arşılaşıyordum. Fransa'da bomba gibi patlayan F3en Barka skandalının nedeni, IFas muhalefet liderinin, ülkenin güçlü ve zalim politikacısı Mu- hammed Ufkir'in gizli ajanları ve Fransız gizli servislerinin işbiriiğiy- le kaçınlmasıydı. Devletın saygın- lığı ve hukuka bağlılığı konusunda çok titiz olan General De Gaulle o sırada Fransa cumhurbaşkanı idi. 1958 Anayasası ile Fransa'da parlamenter sistem değişime uğramış, başkanlık sistemi ile klasik parlamenter sistem ara- sında orta yolda, kimilerinin baş- kancı diye adlandırdıklan bir re- jim oluşmuştu. Anayasanın "cumhuriyetin teh- likeye düştüğü hallerde", cum- hurbaşkanına geniş yetkiler tanı- yan bir 16. maddesı vardı ki, (hâlâ da var) bunlan ünlü siyaset bilim- cisi ve anayasa hukuku profesörü Maurice Duverger, "çağdaş bir diktatöre tanmabilecek yetkiler" olarak tanımlıyordu. Ama, yalnız- ca De Gaulle'ün tercihleri ve de- mokrasiye bağlılığı değil, aynı za- manda da Fransız halkının de- mokratik kültürü 5. Cumhuriyet'in bir diktaya hatta otoriter rejime dönüşmesini engellemışti. • • • Sozün kısası, Fransa'ya gazete- ci olarak, yeni rejimin en büyük skandallanndan birinin patlak ver- diği anda adım atmıştım. Gittikten kısa bir süre sonra, bu konuda muhabiri olduğum Akşam gazete- sine geniş bir haber yorum gön- derdim. Doğrusu bu benim ilk politik ya- zım olmuştu. Onun dışında, başka haberler de geçiyordum. örneğın eş_kı baş- bakanlardan Suat Hayri Ürgüp- lü'nün oğlu Hayri Ürgüplü'nün Osmanlı hanedanından Prenses Fazıla ile evlenmesi gibi... Talihimin de yardımıyla o güç olayın (çünkü düğün haberinin te- keli, tecrübeli ve sonra da dünya- ca ünlü gazeteci, Gökşin Sipahi- oğlu'na verilmişti) altından alnımın akıyla kalktım. Âjna o sıralarda, Türk basınında hâlâ, egemen olan bir yanlış de- ğerlendirmeyle yorumu haberden üstün tutuyor, bu gibi evlenme olaylarını önemsemiyordum. Gençlik mi, yoksa çocukluk mu demek gerek, bilemiyorum. O olayı izlerken bile tam bir be- yefendi olan Sayın Suat Hayri Ür- güplü'ye siyasal sorular sormayı yeğliyordum. Zaten bir yıl sonra da, Ak- şam'da dış politika yazıları yaz- maya başlayacak, kendini dev ay- nasında gören bir yorumcu ola- caktım. Oysa şimdi geriye dönüp bak- tığımda, sayıları yorumlarımdan daha az olan haberlerimle avu- nuyorum. Haberciliğin, gazeteci- liğin özü olduğunu zamanla an- layacaktım. • • • Fransa'daki gazetecilik yıllanm- da, önemli olaylara tanık oldum. Geçen yüzyılın en çok yankı uyandıran gelişmelerinden birini, 1968 Mayıs olaylarını, bütün ça- tışmaların, öğrenci olaylannın gö- beğinde, hem gazeteci, hem de doktora öğrencisi olarak yaşadım. Mesleğinde ilk polis dayağını, yurtdışında yabancılardan yemiş olan ender Türk gazetecilerin- den biri oldum. St. Germain Bul- varı'nda fotoğraf çekmeye çalı- şırken toplum polisleri tarafından coplandım. Bugün kırk yıl öncesini, onun olaylarını anımsayıp televizyonda anlatacak bir yıllanmış gazeteci olmak beni çok heyecanlandınyor. Şimdi çıkıp da, "Bizim zamanı- mızda gazetecilik bambaşkaydı" gibisinden sözler edecek değılim. Çünkü hiçbir zaman her şeyin eski zamanlarda daha iyi olduğu- na inanmadım. Üstelik gazeteci- likte imkânlar öylesıne gelişti, ha- berleşme öylesine yeni boyutlara ulaştı ki... Tabii kı, kırk yıl önce daha iyı olan şeyler de vardı. Bunların en önde gelenı de, o zaman bugün- künden kırk yaş daha genç ol- mamdı. Akşam'da yeni dış politika yazı- sı yazmaya başladığım yıllarda, ll- han Selçuk ile birlikte, Türki- ye'nin en önde gelen köşe yazar- larından olup her gün toplumu sarsan ve aynı zamanda milletve- kili olan Çetin Attan bana bir gün, "Senin yaşında olabilmek için her şeyimi vermeye hazınm" demişti.. Tuhaf tuhaf baktığımı görüoce d& eklemişti: - Şimdi inanmıyorsun, ama za- manı gelince anlarsın! Oysa o günlerde Çetin Altan daha kırklı yaşlannın başlannday- dı... Bu gezimde inşallah, geçmişle bugünü iç içe yaşamak ya da yaşadığımı sanmak fırsatını bula- cağım. AKP ile CHP'nin uzlaşması ANAVATAN'ı kızdırdı. Transfer vekillere yapılan eleştiriler ortamı gerdi Anayasa bütçeye 'uydu'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-AKP ile CHP'nin uzlaşması sonunda anayasada bütçeyle ilgi- lı değişıklıkler yapılmasına ıliş- kın öneri TBMM Genel Kuru- lu'nda 433 oyla kabul edildi. Oy- lamalaröncesinde transferlere ya- pılan eleştınler nedenıyle yum- ruklaşmalar yaşandı. AKP ile CHP'nin torbayasapa- zarlıklan önceki gün 2006 yılı büt- çe tasansını tehlikeye soktu. AKP üe CHP'nin uzlaşması üzerine tor- ba yasa tasansı geri çekilirken ge- ce yansından sonra anayasa deği- şiklığinin 2. tur oylamasına geçil- di. Oylamalar öncesinde söz alan ANAVATAN Grup Başkanvekili Süleyman Sanbaş, ıktıdann, "28 Şubat süreci mağdurlarının so- runlannı çözmekyerine,CHP'nin • TBMM Genel Kurulu'ndaki anayasa değişikliği görüşmeleri transfer kavgalanyla geçti. ANAVATAN milletvekilleri AKP'yi, CHP'nin dümen suyıma girmekle suçlarken CHP'liler de transfer vekilleri eleştirdi. Yumruklaşmaya dönüşen tartışmanın ardından yapılan oylamada anayasa değişikliği kabul edildi. dümen suyuna gjntiğuü" söyledi. Sanbaş, AKP'lilere "Onlanndü- men suyunda gjderseniz, o yolun sonu uçurum ohır. CHP, laiklik ve Cumhuriyetin elden gideceği yö- nünde siyasetyaprvor. Seçim mey- danJarmda,'Beraber yürüdük biz bu yollarda' dBye <tyistedik. Bugün IMF ile, Ofer fle, ABD ile yürüyo- ruz" diye seslendı. CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, ANAVATAN'h milletvekil- lerinin yeni grup kurmalan nede- niyle heyecan içinde olduklannı söyledi. Koç, "Eskfyerağbetoba bit pazanna nur yagardı" derken 28 Şubat sürecinde mağdur olan- lar üzerinden siyaset yapılmama- sı gerektiğini bildirdi. 'Kmnıa plaka için parti değtştirdiler' CHP Yalova Milletvekili Mu- harrem Ince de ANAVATAN a geçen milletvekillerini hedefaldı. Ince, "Bir parti düşünün, geçmi- şindeki utançlanndan dolayı san rengini, yeşü vapaeak... Insanda birazvicdan oba, utanır,kızanr.Ye- şfl değO, kmnızıyaparrenghü"dı- yen Ince; Türk siyası tanhine, ^Anayasayıbirkeredeteekneohır". -SizbenimkdeğiLküçükTurgut'la uğraşın" sözlerinnı bu parti ile gırdiğini vurguladı. Ince, "Bize ahlak dersi verenler, kırmızı pla- ka, grup başkam ekilliği için par- ti değtştirenkrdir" deyınce gerılim yükseldi. ANAVATAN partililerle CHP'li- ler birbınnin üzenne yürüdü. CHP Istanbul Milletvekili tsmet Ata- lay ANAVATAN MersüıMilletve- kili Hüseyin Güler'e ve ANAVA- TAN sıralanna "Satünuşlar" di- ye laf attı. Bunun üzenne CHP'den ANAVATAN'a geçen Muharrem Doğan ile T\ıran Tüysüz CHP sı- ralanna yürüdü. Doğan, Tüysüz ile CHP milletvekilleri arasında iriş kakış ve yumruklaşmalar yaşan- dı. Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil de birleşime ara verdi. TBMM Genel Kurulu'nda da- ha sonra anayasa değişikliğinın ikinci tur oylamalan yapıldı. Mad- delerin ardından önerinin tümü oylandı. Bu oylamaya 436 millet- vekili katıhrken 433 millervekili kabul, 1 milletvekıli ret oyu kul- landı. Yapılan değişiklıkle, anayasa, Kamu Mali Kontrol ve Yönetim Yasası ile getirilen Türkiye'deki yeni bütçe yapısına uydurulmuş ol- du. Anayasanın çeşitlı maddelerin- deki "genel ve katma bütçeter" ifadeleri "merkezi yönetim büt- çesT olarak değiştirildi. TUTANAKLARDAN TRANSFER KAVGASI IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Ahlak tarÜŞmaSllia 'Hayata Dönüş' ve Toplumsal Hafiza yumrııklu çözüm arayışı ANKARA (Cumhumet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda önceki gün anayasa değişikJığı 2. tur oylaması öncesinde transfer kavgalan yaşandı. Tutanaklardan seçtiğimiz bazı bölümler şöyle: Muharrem İnce: (CHP, Yalova) Arkadaşlanm, ahlaksız teklıf nedir bilmem; ama, ben şunu bilirim: Birpartiden aldıgınız oyla seçileceksiniz, sonra genel merkezde parti yöneticileriyle kavga ettiniz diye, sıralama derdine düştünüz diye başka bir partiye geçeceksiniz. Hüseyin Güler: (ANAVATAN, Mersin) - Kimsenin bıreysel kaygısı yok, sen kendine bak. Muharrem înce (Devamla) - Bu mu ahlaklüık? Ben de '3 yıldır bu parride, zaman zaman, bu partinin yöneticileriyle ters dûştüm. Size şerefimin üstüne yemin ederek söylüyorum ki, bu mıllervekıllığinı burada bırakınm, ömrümde siyaseti de noktalanm; ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin Naci Aslan AKP'ye geçti • ANKARA (Cumhuriyet) - CHP'den bir süre önce ısrifa eden Ağn Milletvekih' Naci Aslan AKP'ye katıldı. Böylece AKP'nin parlamen- todaki sandalye sayısı 356'ya yükseldi. Bu katılımın ardından TBMM'deki mil- lervekili dağılımı şöyle oldu: AKP: 356, CHP: 154, ANA- VATAN: 22, Bağımsız: 5, DYP: 4, SHP: 4, HYP: 1. oylanyla geldiysem, Cumhunyet Halk Partisi'nin oylanyla giderim. (CHP sıralanndan alkışlar) Hüseyin Güler (Mersin) - Geç onu geç; bizım yüreğımız de açık, alnımız da ak! Muharrem Ince: Biz anamızdan millerveldli doğmadık, siz de millervekili doğmadınız. Her işin bir şanı, şerefı var "dinime küfreden bari Müslüman olsa" diye bir laf vardır. Bize ahlak dersi verecek olanlar, partılerini değiştirerek başka partılerde grup başkanvekilliği için, Meclis'te yöneticilik için, kırmızı plaka için, küçücük kırmızı plakalar için parti değiştırecekler, sonra gelip bize ahlak dersi verecekler. Hadi oradan derler adama, hadi oradan. (CHP sıralanndan alkışlar) (CHP ve Anavatan Partisi sıralanndan ayağa kalkmalar, gürültüler) lsmetAtalav:(CHP, tstanbui) - Satılmış adam! Muharrem Doğan (ANAVATAN, Mardin) - Çıkdışan!..(CHPve Anavatan Partisi sıralanndan sıra arasında toplanmalar, gürültüler.) 19 Aralık 2000 yılında, 20 cezaevine karşı bir devlet operasyonu yapılmıştı. Hatırlıyor musunuz? Bu cezaevi operas- yonlarınm yapıldığı dönemde Bülent Ecevrt'in başbakanlığında bir koalisyon hükümeti bulunuyordu. Dönemın başba- kanı Bülent Ecevit, 32 mahkûm ve 2 as- kerin yaşamını yitirdiği bu operasyona "Hayata Dönüş" adını vermiştı. O operasyonlar sırasında, operasyonu yapanlar çeşitli açıklamalarda bulunmuş- lardı. Bu açıklama/arda devlet yetkilileri; ölümlerin içeriden atılan silahlardan çıkan mermilerle gerçekleştiğini söylemişler, mahkûmlann içeriden verilen emirle ken- dilerini yaktıklannı belirtmişlerdi. • • • Gazeteler ve TV kanallan da bu açıkla- malan gerçek kabul edip, üzerine daha da dramatok hikâyeler ekleyerek, bu vahşı operasyona destek vermişlerdi. Bu ope- rasyonlarda ölenlerin yanında, atılan bombalaria tutuklu ve mahkûmlann bir kısmı cayır cayır yanmıştı. Hâlâ bu yanık- lann ağır izlerini tasıyan insanlar aramızda dolaşıyoriar. Bütün bu ginzgâhı neden yaptım?.. Iki gün önce gazetelerde Bayrampaşa Ce- zaevi'ndeki "Hayata Dönüş Operasyonu" ile ilgili bir haber yer aldı. Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde süren bir dava yü- zünden bu cezaevinde bir bilirkişi incele- mesi yapılmıştı. Bu cezaevinde 12 kişinin öldüğü ve çok sayıda tutuklu ve mahkûmun yara- landığı operasyon nedeniyle, 167 tutuklu ve hükümlü hakkında "cezaevi idaresine karşı toplu ayakJanma" davası 5 yıldır sü- rüyordu. Sanık tutuklu ve mahkûmlar da yıllardır cezaevinde bilirkişi incelemesi is- tiyorlardı. • • • 5 yıllık ısrarın sonucunda mahkeme, Bayrampaşa Cezaevi'nde bilirkişi incele- mesine karar verdi. Işte bilirkişi inceleme- sinin raporu, geçen günlerde mahkeme dosyasına girdi. Olaylann ardından 5 yıl geçmiş, Bayrampaşa Cezaevi'nin söz konusu bölümü tamir edilmiş ve kullanı- ma açılmıştı. Bu 5 yıllık zaman aralığına, yapılan ta- miratlara ve koğuşlann bir kısmına "gü- venlik" gerekçesiyle heyetin sokulmama- sına rağmen verilen raporun özeti şuydu: "Koğuşlara dışandan ateş edildi." Rapor, mermi izlerinin insanlann vücut hizasında olduğunu kanrtiıyordu. Bu rapor açıkça göstermiştir ki, 5 yıl önce operasyonu yapan güvenlik güçleri- nin kamuoyuna yaptıklan açıklamalar, en hafıf deyimiyle "doğru" değildir, gerçek durumun tersini ifade etmektedir. Yine bu rapor göstermiştir ki, medyamızın tama- mına yakını devlet güçlerinin bu gerçek dışı beyanlannı abartarak ve toplumu ya- nıltarak yayımlamışlardır. Biz o dönemde bir grup gazeteci bir araya gelmiş ve bir "özeleştiri" toplantsı yapmıştık. Orada birçok meslektaşımız, olaylann çarpıtılmasına nasıl alet oldukla- nnı anlatmışlardı. Tabii bu konuşmalar kendilerini rahatsız hisseden gazeteciler arasında kalmış, bu yayınlan yapan med- ya kuruluşlan ise bildiklerini okumaya de- vam etmişlerdi. • • • Son bilirkişi raporunun yayımlanmasın- dan bu yana düşünüyorum. Biz gazeteci- lerin acaba yapması gereken bazı şeyler yok mu? örneğin o dönemde yapılan ha- berieri incelesek, yorumlan okusak ve bu rapordaki gerçeklerie karşılaştırsak. Çün- kü hafiza olmadan, gazetecilik olmaz. Gazetecilerin yazdıklan arşivlere giriyor, toplumun hafızasına yazılıyor. Yann geç- mişi inceleyecek bir araştırmacı, cezaev- lerindeki operasyonlarda tutuklu ve mah- kûm lann cinayet işlediklerini, insanlan yakttktannı okuyacaklar ve bunlan gerçek sanacaklar. Tabii daha da önemlisi vicdani sorum- luluk. Siyasetçiler ve güvenlik güçleri top- lumu yanıltmak için, kendi yaptıklannı haklı göstermek için gerçek dışı beyan- larda bulundular. Bunu bir ölçüde anla- mak mümkün. Onlar zaten asli fail durumunda Peki ya gazeteciler? Onlann böyle bir zorunluluğu olmadığı halde, kraldan fazla kralcı davranmalannı nasıl açıklayacağız? Çünkü aynı günlerde olaylann böyle ol- madığına ilişkin çok sayıda ipucu elimiz- de bulunuyordu. Operasyonda yanan kadınlann mektuplannı ben bu köşede yayımlamıştım. Onların doğru olduğu, şimdi daha net bir şekilde ortaya çıktı. Bu mektuplan yayımladığım için bana saldıran yazıiar yazıldı. Bu operasyonlaria ilgili operasyonun ardından başka sav- cılık incelemeleri, bilirkişi raporian yazıl- mıştı. Hepsi, devtet yetkilileri ve güvenlik güçlerinin dedikterinin tersi yönündeydi. • • * Bir toplumun vicdanının sağlam olabil- mesi için doğru bir toplumsal hafızaya da gerek var. 19 Aralık operasyonlanna bir de bu açKJan bakmaJıyız. Bayramı ve* Gökova'da Yaşamanın tam zamanı! DoğalKum Plaj • Açık-Kapah Havuz • Sauna -Jakuzı-Fıttness • Toplantı Salonlan Tenis - Futbol • Oyun Parkt • Windsurf* Sea Kayak - Kite Board - Paint Batt Size özel aktiviteler... % Yücelen Hotel - Akyaka Beldesi Gökova - Ula/MUĞLA Te!.: + 90. 252.243 51 08 (PBX) • Fax:+90.252. 243 54 35 www.yucelen.com.tr • E-mail: gokova@yucelen.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear