10 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 2005 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Ulusunu Sevip Sevmemek! "Kendi ulusumuzu tabii ki seveceğiz. Sevme- yenlerden nefret edeceğiz." Bir asker sözü bu. Türkiye Kara Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Yaşar Büyükanrt'tan... Kulaklara küpe olacak bir uyan!.. Ulusunu sev- mek herhangi bir duygu değil, herhangi bir gö- rüş değil! Türkiye yurttaşı iseniz elbette bu ülke- yi, bu halkı seveceksiniz. Sevmiyorsanız, yolu- nuz açık olsun! Ben ulusalcılığa karşı çıkanlardan, "Artık ulus kalmadı, küreselleşmenin parçası olmak var" di- yenlerden nefret etmiyorum. Nefret insanayakış- maz. Sevmek, ya da sevmemek var, ama nefret, kin, düşmanlık yok! Herkes kendi yoluna!.. Ama bir ülkenin yazgısını bozmaya, yabancılann kö- lesi durumuna düşürmeye de kimsenin hakkı yok! Bir toplantı yapıldı. Konuştular, tartıştılar diye- ceğim ama, öyle bir tartışma da olmadı. Çünkü katılımcıların çoğu, ya da hepsi belli bir düşün- ceçizgisinde... 1915yılındakitehcireylemininbir soykınm olduğu düşüncesinde!.. O zaman bu toplantıya, bilimsellik yakıştırma- sı yanlış olmaz mı? Tek yanlı, tek amaçlı, tek gö- rüşlü bir toplantı, bilimsel sayılabilir mi? Olsaol- sa bazı kişiler ortaklaşa paylaştıklan görüşleri or- talığa dökmüşler demek daha doğru!.. Ortalığa da değil, kendi aralannda, kendileri- ne yandaş olanlarla, bir avuç dinleyici önünde!.. Kim ne dedi, kim nasıl yanıt verdi, görüşler, tez- ler nasıl beliriendi.. bilemiyoruz... Çünkü Bilgi Üniversitesi'nde iki günlük buluşmanın tam met- ni yayımlanmadı. Bütün bildiğimiz kıyıdan köşe- den gazetelere yansıyanlar... Ne zaman, tüm ayrıntıları, tüm konuşmalan bir kitap halinde okursak, o zaman bu toplantının ne denli bilimsel olduğunu, tartışmacılann ne denli Ermeni soykınmını benimsediklerini ya da be- nimsemediklerini anlayacağız. Şimdilik, benim kafamı kanştıran bir soru var, o da General Büyükanıt'ın "Ulusumuzu sevme- yenlerden nefret edeceğiz" sözüdür... Ermeni toplantısına katılanlar ne derler bilemem bu gö- rüşe? Ulusunu sevmek konusunda bir bilimsel toplantı yapılsa bu kişilerin hangi çizgide olacak- larını merak etmez misiniz? Genç Harbiyelilere seslenen bir komutan "Bi- zim milliyetçiliğimiz Atatürk milliyetçiliğidir" der- ken, hem Amerikalı tarihçinin deyimiyle, "Erme- ni milliyetçisi gibi konuşanlan" hem de doma- tes, yumurta atarak kendilerini milliyetçi sanan- lan uyarmak istemiştir!.. Görünen o ki, olay daha günlerce kamuoyun- da kalacak, yeni toplantılar, yeni tartışmalar, ye- ni çekişmeler doksan yıl öncesini tüm acısı, tüm çirkinliğiyle bir kez daha bizlere yaşatacak! ¥ Nedim Güi Ahmet San Kezban fKT BatıbekiT/ _ Arda Kıral Öziem İkiışık KOMET Turgut Özakr Sema Çağa Tuba Büyül Tardu Fiord Özcan Deı Uğur Gürac Cem Boyn Bengü Vasıf Kort Gönül Yaz; Burak Serc Ünlülerin Otomobilleri Yargıtay Başkanı ve 'Medeni Işbölümü ve îşbirliği' İlkesi Açılan davaların ağır yükü altmda bunalan AİHM, her ülkenin insan haklanna ilişkin sorunlan önce kendi ülkesinde çözmesini istiyor. İşte anayasa şikâyeti bunun en etkili yoludur. Çünkü anayasa şikâyeti, AİHM'ye bireysel başvuru hakkının ulaşmak istediği sonucun oraya gitmeden iç hukukta elde edilmesini sağlamaktadır. w Prof. Dr. Fazıl SAGLAM Eski Anayasa Mahkemesi Yargıcı H er adli yıl açılı- şında Yargıtay başkardannınko- nuşma yapmalan olağan- dır. Bu konuşmalar daha çok siyasal iktadarlara yö- nelik olur. Bu yıl Yargı- tay Başkanı bir ilke imza attı ve ülkemiz, ulusal bü- tünlüğü ve laik düzenini sarsan vahim olaylarla çalkalanırken, konuşma- sının yansından fazlası- nı Anayasa Mahkeme- si'ne ayırdı. Bunlan iki ana başhkta ele almak mümkün: Anayasa şikâ- yetine (bireysel başvuru- ya) ve Yüce Divan'a iliş- kin görüşler. I. Temel hak ve özgür- lüklerle ilgili bir kuralın uygulama alanı içine yüz- lerce binlerce olay sığar. Kapsamı içinde yer alan olaylann büyük bir ço- ğunluğu için anayasaya aykın olmayan bir kural. tek ya da birkaç olayda kişinin temel hakkının ih- laline dayanak teşkil ede- bilir. Başka bir deyişle te- mel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı bir yasa kuralı genel anlamıyla ölçülü olabilir ya da demokratik toplum düzeninin gerek- lerine uygun bir önlem olarak değerlendirilebilir. Buna karşılık bu kuralın kapsadığı bir olay bir te- mel hak ya da özgürlüğe ölçüsüz bir müdahale ni- teliği kazanabilir. Böyle bir durumda eğer hukuk o kişinin hakkını koruya- mryorsa, oradahukuk dev- leti en azından eksiktir. Işte bu korumayı iç hu- kukta sağlayan yöntem anayasa şikâyetidir. Yal- nızca soyut ya da somut norm denetimine yer ve- ren bir anayasa yargısın- da temel hak ve özgürlük- lerin tam ve eksiksiz ola- rak korunması mümkün değildir. Çünkü denetime konu olan norm, belli ve somut bir olaya yönelik olmayıp hukuki niteliği gereği genel bir düzenle- medir. Bu bağlamda anayasa şikâyetinin iki ayn etki- sinden söz etmek gerekir. Birincisi temel hak ve öz- gürlüklenn bırel yönden koruması yanında belki de ondan önemlı olarak. - Alman Anayasa Mahke- mesi'nın özlü ifadesiyle- "olayıaşanetkisi'' (1). Bu erkı anayasanın hukuk dü- zeni içındeki üstünlüğünü ve etkililiğini sağlamakta- dır. Almanya'da anayasa şikâyeti başMirulannın an- cak küçük bir yüzdesinın başanlı olmasına rağmen. Mahkeme - nin bir kanadı- nın anayasa şikâyeti baş- vurulanna bakmakla gö- revli olması, bu davalann "olavı aşan etkTsine ve- rilen önemden kaynaklan- maktadır. Çünkü bu ka- rarlar, diğer yargı yerleri- nin önünü açmakta, onla- n. önlerındeki sorunlan temel hak ve özgürlükle- ri koruyucu bir anlayışla çözmeye özendirmekte, dolayısıyla anayasanın üs- tünlüğü ve etkililiği ilke- sinın tüm yargı düzeyin- de somutlaşmasını sağla- maktadır. Türkiye açısından özel bir önem taşıyan ikinci bir etki ve ışle\ i ıse insan hak- lanna ilişkin uyuşmazlık- lann. uluslararası organ- larca çözümünden önce ıç hukukta çözülmesini sağlamaktır. Şimdi bu iş- levi daha somut olarak gösterelim: Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AİHM), 1999, 2000 ve 2001 yıllannda, Italya ıle ilgili 633, Fransa ile ilgi- li 97 \e Türkiye ile ilgili 210 ihlal tespit etmıştır (2). Bu ülkelerin hıçbirin- de anayasa şikâyeti yok- tur. Buna karşılık AİHM, aynı üç yıllık dönem için- de, Avusturya ıle ilgili 31, Almanya ile ilgili 15 ve Is- panya ile ilgili 5 kararda ihlal tespit edebilmiştir. Tabiı bu ülkelerde anaya- sa şikâyeti \-ar. Anayasa şi- kâyeti kurumunu uygula- yan ve uygulamayan ülke- ler arasındaki bu çarpıcı fark karşısında anayasa şikâyetinı "özenti" olarak nıtelemek, bir yüksek mahkeme başkanına yak> şıyor mu? Yargıtay ve Danıştay başkanlan, anayasa şikâ- yeti yolunun yüksek mahkemeler arasındaki eşitliği ortadan kaldıraca- ğı ve dolayısıyla Anaya- sa Mahkemesi'ne diğer mahkemeler karşısında bir üsrünlük sağlayacağı görüşünü savunmakta- dırlar. Diğer görüşler, bu- na bağh aynntılardan iba- rettır. Bugörüşkuramsal olarakyanhşörve bundan kaynaİdanan reaksiyon İstanbul, Londra, New York, Paris 'ÂTIL KUTOĞLU •NEVVYORK MODA HAFTASI Arzu Kaprol, Dilek Hanif Özlem Süer.jNine West Vakko; Hajpn Yıldınm Luca tfuca: Prada Baby Phat ı Manhattarrda.. M\ÇILIŞLAR "'_. PARTİLER '* EN YENİ 10 YÜZ ^ Shopping Mall Japon İşi SeKs Tilda Tezman: "Amities Sinceres'' BfirjtJM 'iS.tC • COJMAPK • KiBRS ».50 VI L Moda, Elgiz ÇcHdaş San^VIüzesi'nde dahaksızdır. Bu bağlamda bü- üstün- lükten söz edilecekse. bu üsrünlük, anayasa şikâye- tinin kabul edilmesiyle or- taya çıkmamakta, anaya- sanın üstünlüğü ilkesinin bir uzantısı, onu realize eden bir unsur olarak ken- düıi göstermektedir. Ni- tekim yürürlüktekı ana- yasaya göre de Anayasa Mahkemesikaraıian. yal- nızca yasama ve yürütme organlannı değil. vargı or- ganını da bağlamaktadır (AYm. 153 6). Şu halde anayasa şikâyeti, Anaya- sa Mahkemesi'ne diğer yüksek yargı organlannın aleyhine yeni bir üsrün- lük sağlamamakta. ana- yasa ka\Tamının özünde olan üstünlüğü ve bunun doğal bir sonucu olan Anayasa Mahkemesi ka- rarlannın bağlayıcılığını somutlaştıran bir işlev ye- rine getirmektedir. Olaya bu anlaşıyla bakıldığın- da, kuramsal olarak zaten anayasa kavTamına içkin olan üstünlüğe anayasa şi- kâyetinin teorik ihlalini somut olayda çözen ve olayı aşan etkisiyle anaya- sanın üstünlüğünü sağla- yan bir katkıdır. Bu katkı diğer yüksek yargı yerle- rinin yetki alanlarının dı- şında kalan ve onlar tara- findan zaten yeterince ye- rine getirihnesi mümkün olmayan bir katkıdır. Di- ğer yargı yerleri bu koru- mayı sağlayamadığı için- dir ki AİHS'deki hakla- nndan birinin, bir yüksek mahkeme karan ile ihlal edildiğini ileri süren kişi, son çare olarak AİHM'ye başvurmak zorunda kal- makta ve ülkemiz, bu da- valann yığılmasıyla aley- hine en çok dava açılan ülkeler arasında yer al- maktadır. Açılan davalann ağır yükü altında bunalan AİHM, her ülkenin insan haklanna ilişkin sorunla- n önce kendi ülkesinde çözmesini istiyor. İşte ana- yasa şikâyeti bunun en et- kili yoludur. Çünkü ana- yasa şikâyeti, AİHM'ye bireysel başvuru hakkı- nın ulaşmak istediği sonu- cun oraya gitmeden iç hu- kukta elde edilmesini sağ- lamaktadır. Amaç aynı- dır: Insan haklannı somut olarak korumak. Yöntem ayrudır Dava yollannı tü- kettikten sonra bireyin doğrudan hakkını araya- bilmesı. Burada yanlış olan ve garipsenmesigere- kenbirşe>\ar$a,oda in- san haklanna ilişkin so- runlan önce kendi ülke- mizde çözerek anayasa- nın ve hukukun üstünlü- ğünü sağlayacak yerde, bunu ulusalüstü bir nıah- kemeye ihak etmektir. II. Ne gariptır ki Yargı- tay Başkanımız bundan hıç de tedirgin değildir. Tedirgin olmadığı gibı, şu anda görülmekte olan Yü- ce Divan davalanna ana- yasaya açıkça aykın bir biçımde müdahale ederek bu davaların adil yargı- lanma ilkesine aykın ol- duğunu belirtmek sure- tiyle, AİHM'ye selam göndermeyi de ihmal et- memektedir. Yazımı yann noktala- yacağım. ALDINIZ MI? OJeni Smaı, Gazete Bayilerinde... Tûmû 2006 ÖSS yeni sınav sistemine göre hazırianmış • Dergiler, Kitaplar • Deneme Smavlan, • Tarama Testleri, • Cep Kitapçıklan, • Özel Ekler • Rehberlik CD'leri • Sırt Çantası Tam 80 parçadan oiuşan ÖSS SEÎf ile "Tek Başına Yeterli Kaynak" İNTERNET'TEN ABONELİK VADE FARKSIZ TAKSITVVoridcard, maXimum, -t-bonuscard, Axess, Kredi Kartlanyla ÖSS ve OKS Hazırlık Dergilerine ve final Yayıncılık Sınava Hazırlık Kitaplarına İnternet Sitemizdeki Sanal Marketimizden Vade farksız 10 taksit'\e abone olabilirsiniz.. llköğretim 7. Sınıflar İçin ^ ^ m— ^ ^ TANITIM SAYISI16 Sayı Dergi • 5 Deneme Sınavı > 2 Rehberlik > 5 Kitap t 16 Sayı Dergı» 7 Deneme Sınavı > 4 Cep Kitabı» 4 Rehberlik> 7 Kitap B A Y İ L E R D E . ıvıvıv. final. com. tr DİĞER ABONEÜK SEÇENEKLERİ İÇİN LÛTFEN ARAYINg Büyükdere Cad. No: 23 Kat 6 Cem İş Merkezi Şişli - ist. Tel.: (0212) 343 76 00 (Pbx) Faks: (0212) 343 76 05 fînaVle kazanacaksınızî, PENCERE Adam, Cüdam, İnsan.. Dilimizdeki deyişler ve özdeyişler eski değer yargılannın üstüne düzenlenmiştır; zamanla eski- meleri doğal... 'Adam olmak' da bunlardan biri... Erkekegemenliği zamanla tirfillendikçe adam ol- mak deyişinin kadınları dışladığı duygusu daha çok bastınyor... Yinede bizım kuşağaokullardabelletılen biröy- kücüğü anımsamakta sakınca yok!.. • Babanın birı oğlunu ikide bir azariarmış: - Oğlum sen adam olamazsın!.. Oğul illallah demiş, didinmiş, çabalamış vezirlik payesine eriştikten sonra emretmış: - Babamı tez huzuruma getırin!.. Adamcağızı yaka paça huzura çıkarmışlar, ve- zir karşısındaki perişan babasına demiş ki: - lyice bak, gör!.. Sen bana ikide bir adam ola- mazsın derdin; vezir oldum!.. Baba: - llahi oğlum, diye çocuğunu yanıtlamış, ben sa- na 'vezir olamazsın' demedim ki 'adam olamaz- sın' dedim... Peki, çok ünlü bu öykücük şimdi neden günde- me geldi?.. • Bizimkiler vezir oldular.. Ama, adam olamadılar.. Avrupalı politikacılar karşısında şamar oğlanına döndüler... Bu ne aşağılık duygusu?.. Kişiliksizlik ciğerlerine işlemiş; siyaset ve diplo- masi yalnız alttan almak, susup el uğuşturmak mıdır?.. AKPiktidaroldu.. Adam olamadı.. Ülkenin ıktidarı dışa karşı devletin temsilcisidir, sırasında sesini yükseltebilmelidir, ille de ezilmek büzülmek, el uğuşturmakla bir dava kazanılamaz... AP'de horlana horiana öyle bir çukura düştük ki utancın şamarı hepimizın yüzünü kızartıyor... AB'ye girmek bizim için bir uygariık sorunu gi- bi görünüyorsa, uygar insanlar gibi davranmak gerekmez mi?.. • Falih Rıfkı anlatır, ilk Meclıs'te bir softa millet- vekili Atatürk e sormuş: - Asn (çağdaş, modern) olmak ne demektir?.. Atatürk'ün yanıtı: - Adam olmak demektir Hocam!.. Bizımkılere uyan: önce adam olun!.. AB'ye 'cüdam' gibi girmek istediğimizde ıkınci sınıf insan muamelesi görürüz!.. ERMENİMESEIESİ17742105 B i l â l N. Ş i m ş i r Tarihi araştırma konusunda saygın isim Dr. Bilâl N. Şimşir, AB aşamasında yeniden gündeme getirilen ve tırmandırılan Ermeni Meselesi'ni yazdı. 1774 yılından günümüze değin eksiksiz kronolojisi ve tum çıplak gerçeği ile Türk-Ermeni ilişkileri; fotoğraflar, belgeler, olaylar, tanıklar... ŞEHİTeİPLlMATUBIMIZ Bu kıtaplarda, Ermenı teror orgutlerinin, 1973-1994 tarihleri arasında, Türk diplomatlanna karşı giriştıkleri acunasız ve akıldışı saldırılarda şehıt edılen ya da yaralanan diplomatlarımi7 ile yakınlarının hazin övkusu var Şefalt www.bilgiyayinevi.com.tr www.cumok.org 8-16 EKİM 2005 TÜYAP KİTAP FUARI'NDA CUMHURİYETT KİTAP KULÜBÜ STANDI'NDA AKTİF GÖREVDEYİZ. HEM KİTAP KULÜBÜ'NE YARDIMCIOLUYORUZ, HEM DE YENİ CUMOKLARLA BULUŞUYORUZ. STANDIMIZA CUMHURİYET OKURLARINI MUTU\KA BEKÜYOR, AYDINLANMANIN, ULUSAL BAĞIMSIZUĞIN BAYRAĞINIYÜKSELTEN, EMEĞI SAVUNAN GAZETEMİZİDESTEKLEMEYE SİZLERİ DE ÇAĞIRIYORUZ. lletişim-Bilgi: 533438 5022-5322010052-5322815454 5325508937-5356365911-2163683356 e-posta: istanbul cumok.org CUMHURİYET İSTANBUL 0KURLAR1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear