Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
1 EKİM 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, Avrupa Birliği üyeliğinin karanlıkta kaldığını söyledi 1 ÜSIAD 'DANAPTE TEPKI
'Çağın
gerisinde
kalntışlar'
Türkiyekıskacaalındı'^fe^^_ • Sükrü " m •• +. " " "~ . * " " ~ tıcı. Felaket senaryosunun kaçınıl
WBM a.u.x AD
lURKÎYEKARSmCEPHEAVUSTUmA'YITAKTtKOL4RiKKUI±ANIYOR' mazh&manlamakıcınABdeklaras
Şükrü
Elekdağ, AB
üyesi
ülkelerin
Türkiye
için imtiyazlı ortaklık
düşündüğünü söylüyor.
Emekli Büyükelçi Elekdağ,
"AB, Türkiye'ye verdiği tüm
açık ve resmi taahhütlerini
unutup Müzakere Çerçeve
Belgesi ile 'imtiyazlı
ortaklığı' dayatmıştır. Ancak,
bunu ismiyle belgede
zikretmeyecek. Çünkü
Türkiye'den belirli ödünlerin
kopanlması için Türkiye'ye
tam üyelik kapısının
kapanmış olduğunun muğlak
bırakılması, AB üyelerinin
çoğunun işine geliyor" diyor.
BARIŞDOSTER
Hükümet, siyasi geleceğini Avrupa
Birliği'ne (AB) bağladı ama, Brük-
sel'den Ankara'ya gelen işaretler hiç
olumlu değil. AB dışuıda, ABD'nin
taleplennin de ardı arkası kesilmiyor.
Üstelik her ıkı tarafin ısteklen de Tûr-
kiye'nin bagımsızlığı, bütünlüğü, ege-
menliği ve Cumhuriyet Devrimı ka-
zanunlanyla çelişiyor. Uluslararası
ilişkileri, yıllardır önce dıplomat, son-
ra yazar, 3 Kasım 2002 seçimlerinden
bu yana da CHP Istanbul Milletveki-
li olarak ızleyen Şükrü Elekdağ, Tür-
kiye'nin iki taraflı kıskaca alındığına
dikkat çekiyor. Elekdağ, Türkiye'nin
AB ve ABD ile olan ilişküerini değer-
lendirdi.
-Müzakerelerdedikkatsahnacakte-
vaAflkeieribetiıieyen Müzakere Çer-
çeve Belgesi (MÇB) taslağmı nasıl de-
ğerlendirivorsunuz?
ŞÜKRÜ ELEKDAĞ - Belge çok
ÜRKÎYEKARŞmCEPHEAVUSTUmA'YITAKTÎKOLAKiKKULLANIYOR'
Ağırşartlardayatılacak
Şükrü Elekdağ, imtiyazlı ortaklığuı
ısrarla, Avusturya tarafindan ileri
süriilmesinin, Avrupa Birlıği'ndeki
Türkiye karşıtı cephenin bir taktiği
olduğunu söyledi. "Amaç,
Türkiye'nin dikkatini bu noktaya
odaklamak, bu arada müzakere
çerçeve belgesine son derece ağır
şartlar koymaknr" dıyen Elekdağ,
Avusturya'nın, son dakikada imtiyazlı
ortaklıktan vazgeçeceğinı ve 3 Ekim
müzakerelenne başlanması karannın
alınacağını, ancak bu arada
Türkiye'ye müzakere çerçeve
belgesınin son derece ağır şartlarla
dayatılmış olacağını vurguladı.
Metne, imtiyazlı ortaklığı ısmen
koymaya gerek olmadığına dikkat
çeken Elekdağ, müzakere çerçeve
belgesinde ismen yer almamakla
birlikte imtiyazlı ortaklığın tanf
edildiğini söyledi. Elekdağ,
"Türkiye'ye verilen AB hedefi tam
üyetikten çıkanhp imtiyazh ortakhğa
indirgenmiştir" dedı. Elekdağ şu
görüşleri dile getirdı: "Hükümet
diyor ki, 'imtiyazlı ortaklığı biz kabul
edemeyiz." Imtiyazh ortaklık
buradan çıkanhrsa, müzakere
çerçeve belgesi kabul edilebilir olacak.
Türkiye'de besleme basının
temsilcileri de aynı şeyi yazryor.
'İmtiyazlı ortakJık kırmızı çızgidir'
diye yazıyorlar. Bu son derece
yanhşnr. Müzakere çerçeve belgesi
Türkiye tarafindan kabul edilecek
bir beîge değüdir." Elekdağ,
"Müzakere çerçeve belgesinin
8. maddesiyie, Avrupa Parlamentosu
kararlan da bağlayıcı hale
getirilmiyor mu" sorumuza şu
yamtı verdi: "Sayın Başbakan
Türk halkını yaıultıyor, Avrupa
Pariamentosu'nun Ermeni
soykuımının tanınmasmın ön şart
haüne getirUmesini isteyen karannın
tavsiye niteliğinde olduğunu söylüyor.
Bu kesinlikle doğru değiL Çünkü
müzakere çerçeve belgesi, kurumlann
kararlanna da bağjayacıhk getiriyor."
Emekn Büyükelçi Elekdağ.
olumsuz. Türkiye'nin üyeliği tam an-
lamıyla karanlıkta görünüyor. Bunun
nedeni de MÇB'nin, esasen olumsuz
olan 17 Aralık Brüksel Zirvesi karar-
lannı, daha da ağırlaştırması. Bu bel-
ge, "AB'ıım Türkiye'yi hazmetmeka-
pasitesi'' gibi, ülkemize karşı keyfı
bır şekilde istismar edilebilecek yeni
şartlar öngörüyor. 17 Aralık'ın olum-
suz şartlanna, bir de bu ekJenince,
AB'nin Türkiye ile müzakerelere, üye-
lik hedefıne yönelik bir süreç olarak
bakmadığı anlaşılıyor. MÇB'nin 1 'in-
ci ve 10'uncu maddeleri bir arada de-
ğerlendirilirse, bu husus açıkça orta-
ya çıkar. Nitekim, l'inci maddede,
"Türkiye tam üyelikyükümlülükleri-
ni yerine getiremezse, Avrupa yapıla-
nııa sıkı süaya bağlanmah" deniyor.
Ardından, 10'uncumadde ile de Tür-
kiye'nin, serbest dolaşımdan, yapısal
mali yardım haklanndan ve tanm sek-
törünün AB'ye entegrasyonundan ile-
lebet mahrum edilebileceği yolunda
bir hüküm getiriliyor. Bunun anlamı,
Türkiye'ye ikinci suııf üyelikten da-
ha fazlasuıın verilmeyeceği.
'Avrupa davatıyor'
- Avusturya ve bazı ülkeler Türki-
ye'ye imtiyazlı ortakhk statüsü verü-
mesi için ısrarhlar. Bu nasıl aşıhr?
ELEKDAĞ - "tmtivazh ortakhk"
statüsünün MÇB metnine kaydedilme-
sine gerek kalmadı. Çünkü belgede
Türkiye'ye verilecek statünün tam
üyelik değil, "imtiyazh ortakhk" ola-
cağı açıkça tanımlanmış. AB, Türki-
ye'ye verdiği tüm açık ve resmi taah-
hütlerini unutup bu belgeyle "imti-
yazh ortaklığı" dayatmıştır. Ancak,
bunu ısmıyle belgede zikretmeyecek.
Çünkü Türkiye'den belirli ödünlerin
kopanlması için Türkiye'ye tam üye-
lik kapısının kapanmış olduğunun
muğlak bırakılması, AB üyelerinin
birçoğunun işine geliyor.
-BukoşuOarda,KKTC\inelerbek-
Myor?
ELEKDAĞ - Gelişmeler iç karar-
'Duygusal tepki
göstermemeliyiz'
- Türkrve nasıl bir ha-
reket hatû izlemeH?
ELEKDAĞ - AB'nin
Türkiye'ye karşı ikiyüz-
lü bir siyaset izlemesine
öfkelenip duygusal bir
tepki göstermek yanlış.
Türkiye AB hedefini ko-
rumalı. AB, tam üyelik
güvencesi verene, Türki-
ye önünü görünceye dek
izlenecek en isabetli ha-
reket hattı, AB ile ilişki-
lerdeki konulann iki gru-
ba aynlarak ele alınması
olur. tlk grup, AB mük-
tesebatına ilişkdn olan ko-
nular ki, Türkiye bu alan-
da üstüne düşeni en iyi
şekilde yapmalı. ikinci
grup ise müktesebat dışın-
da olan ve bazılan diğer
üyelerden talep edilme-
diği halde Türkiye'ye ön
şart olarak dayanlan, Kıb-
ns, Ege ve Lozan Antlaş-
ması'na ilişkin konular.
Bu konularda Türkiye
azami ihtiyat ile hareket
etmeli, kendine net bir
üyelik hedefi verilmedik-
çe hıçbir adım atmamalı.
Bu aşamada MÇB'yi ka-
bul etmemeli.
- Ankara'nın böyle bir
pohtika izkmesi, AB'nin
gekcekteTürkiye'yeyöne-
liktutumunu değüştirme-
sine yol açar mı?
ELEKDAĞ - Avru-
pa'nm büyük devletleri
akılcı ve sağduyulu dav-
ransalardı Türkiye'ye
tam üyelik yolunu, ko-
şulsuz ve net şekilde
açarlardı. Bu yöndeki bir
karar, böyle bir AB, Is-
lam dünyasını küresel
düzenle bütünleştirme
misyonunu üstlenerek ve
medeniyetler çatışması-
nın insanlığın kaderi ol-
madığı mesajını vererek,
büyük bir stratejik avan-
taj kazamrdı. Tam üye-
lik haklan vermeden Tür-
kiye'yi yörüngelerinde
tutmanın, ikinci sınıf bir
üyelik statüsü ile kendi-
lerine bağımlı kılmamn
yollannı anyorlar. Türki-
ye MÇB'yi reddederek
bu oyuna gelmemeh, tes-
lim olmamalı.
Elekdağ, Avrupa Bhiiği'nin Türkiye ile müzakerelere, üyelik hedefıne yönelik bir süreç olarak bakmadı-
ğmın anlaşıldığını söylüyor. Avrupa Parlamentosu'nda ahnan kararlar da bunu gösteriyor. (Fotoğraf: AP)
tıcı. Felaket senaryosunun kaçınıl-
mazlığım anlamak için AB deklaras-
yonuna göz atmak yeter. Belgede şu
hususlarvar. 1) Türkiye, ekprotokolü
aynm yapmadan, tüm AB ülkelerine
uygulayacak. Bu bağlamda deniz ve
hava limanlannı GKRY'nin gemi ve
uçaklanna açacak. 2) Bu yükümlü-
lük yerine getirilmediği takdirde, Tür-
kiye ile ilgili bölümler üzerinde mü-
zakere açılmayacak. Müzakereler tü-
müyle de durdurulabilir. 3) Türkiye,
GKRY'yi mümkün olan en kısa süre-
de tammalıdu-. AB Konseyi 2006 yı-
lında bu konudaki ilerlemeyi incele-
yecektir. 4) Kıbns sorunu Birleşmiş
Milletler Güvenlik Konseyi kararlan
ve AB'nin kuruluş ilkeleri doğrultu-
sunda çözülmelidir. Görüleceği üze-
re AB deklarasyonu Türkiye'yi, Kıb-
ns sorununa çözüm bulunmadan,
GKRY'yi tanımaya zorluyor.
AB deklarasyonu gereğince, Tür-
kiye deniz ve hava limanlannı GKRY
denız ve hava araçlanna açmadan,
müzakerelere fiilen başlanamaz. An-
kara'mn buna razı olması ise GKRY-
Türkiye ilişküerini "defacto" tanıma-
dan daha ileri bir düzeye taşır. Bu du-
rumda, GKRY, Avrupa Topluluklan
Adalet Divanı'na başvurarak, Türki-
ye'nin kendisini hukuken yani "deju-
re" tanımış olduğu yolunda bir karar
çıkartmakta zorlanmayacaktır. Dıva-
nın bu karannın gayet vahim sonuç-
lan olur. Birincisi, KKTC kuzeyde
egemenlik haklannı kaybedecek. Ütin-
cisi, KKTC'nin hukuki varlığının da-
yandığı uluslararası anlaşmalar, ki
bunlara garanti anlaşması da dahıl,
tamamen ortadan kalkar. Üçüncüsü,
bu durum GKRY'nin, artık Ada'da
konuşlanması için hiçbir hukuki ze-
min kalmamış olan Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nin çekilmesi talebinde bulun-
masuıa yol açar. Dördüncüsü, çözüm
olmadan tanıma olması, Kıbns Türk-
lerinin "korumaya ahnmış azuıhk"
statüsünde Rum Cumhuriyeti ıçuıde
yok olmaya mahkûm edılmeleri sonu-
cunu doğurur.
Yalan
rüzgân
- AB ile işlerin yolunda
gfttiğine dair hava
dağıkİL Bu durumda
AKP ne yapabihr?
ELEKDAĞ - Gerçekte
ışler yolunda
gitmiyordu. Ama
hükümet bunu halktan
saklıyordu. 17 Aralık
kararlannm lehimize
olduğu sadece bir yalan
rüzgânydı. Bugün
karşılaştığımız
sorunlar, 17 Aralık
kararlanndan
kaynaklanıyor. Tam üye
olup olmayacağını
ancak 10-15 yıl sonra
bilecek bir Türkiye,
daha yolun başmda, bir
kere elden çıktıktan
sonra telafisi mümkün
olmayacak stratejik
güvenlik çıkarlanndan
vazgeçmek durumunda
kalacak. Öte yandan,
Avrupa'nm Türkiye'ye
15 yıl sonra olumlu
yanıt vereceği ne
malum? Bu,
Türkiye'nin geleceğiyle
kumar oynamaktu-.
'ABD müttefik gîbi davrannnyor'
-KaraKuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyü-
kamt, kısa süre önce, 'Oyun basit bir PKK oyu-
nu değil, daha büyük. Türkiye'yi Filistinleştir-
mek istiyorlar' dedL Bu ifadeyi nasıl değerlen-
dirrvorsunuz?
ELEKDAĞ - Orgeneral Büyükanıt'a hak ve-
riyorum. PKK konusuna, Irak'taki gelişmeleri
ve ABD'nin Ortadoğu'daki yenı hedeflerini kap-
sayan geniş bir perspektiften bakıyor ve kaygı
duyuyor. Irak'tan çeküme durumunda kaldığı tak-
dirde, Kuzey Irak'taki oluşumu Ortadoğu poli-
tikasına dayanak yapmayı tasarlayan ABD, hi-
mayesine aldığı terör örgütüne "manipülasyon
araa" olarak bakıyor. ABD gizli servisleri, te-
rör örgütünü Iran ve Suriye'dekı rejimleri yık-
ma amacı güden eylemlerde kullanıyor. ABD,
terör örgütünü Türkiye'ye karşı bir baskı unsu-
ru olarak elde tutuyor. NATO'da müttefıkimiz,
eski silah arkadaşımız ABD, Türkiye'ye karşı
ikiyüzlü ve bir müttefike yakışmayan bir siya-
set izliyor. Suyun, yiyeceğin, yakıtın ve tüm lo-
jistik ihtiyaçlann ikmal yolu ABD'nin kontro-
lündeki topraklardan geçiyor. Ama Amerika bu
yolu kesmiyor, bu tutumuyla terör örgütüne des-
tek üflüyor, Türkiye'ye karşı harekâtta bulun-
ma cesareti veriyor. Fanatik Kürtçülüğü azdın-
yor, terör örgütünün iç banşı tehlikeye duşüren
eylemlerde bulunmasuıa imkân veriyor.
PKK, halkı kışkırtıcı, Türk'le Kürt'ü birbi-
riyle çatıştırmayı öngören, ülkemizin ortak do-
kusunu tahribe yönelik bir strateji izliyor ve ey-
lemler planlıyor. Bu patlayıcı atmosferde kal-
dınlan her şehit cenazesi Türk insanını çileden
çıkanyor. Toplumda oluşan öfkenın Kürt va-
tandaşlanmıza yönelmesi kaçınılmaz oluyor
ve sosyolojik kınlma hatlan derinleşiyor. ABD
yönetimi, Türk kamuoyunu tamamen kaybet-
mek istemiyorsa, riyakârlıktan vazgeçmeli ve
Türkiye'ye birmüttefiki gibı dürüstçe muame-
le etmeli.
- Hükümet bunlan ABD yönetinüne anla-
tamıyor mu? Örneğin, Ulusal Güvenlik Da-
nışmanı Stephen Hadley Ankara'yı ziyare-
tinde, ABD'nin 1 Mart tezkeresini unuttuğu-
nu söyledi
Hadley in isteklerl
ELEKDAĞ-Anlaşılan, ıktidar, size söyledik-
lerimi bu açıklık ve keskınlikle Amerikalı mu-
hataplanna söylemekten çeldniyor. Hadley'in An-
kara'yı zıyaretine gelince, bunun esas nedeni,
Amerika'nın, Suriye'deki BeşarEsadrejiminin
çökertilmesini öngören planıyla ilgili. Bushyö-
netimi, Amerikan kamuoyu tarafindan nıhayet
anlaşılan ve Washington'da büyük kitlelerin pro-
testosuna yol açan Irak'ta uğradığı büyük aske-
ri ve siyasi fıyaskoyu telafı etmek için acilen bir
başanya ihtiyaç duyuyor. ABD bu başanyı Su-
riye'de rejim değişiklinde anyor. Yani, Irak'tan
sonra, Suriye halkına da özgürlük ve demokra-
si götürülecek (!). Yıkılacak Beşar Esad rejimi-
nin yerini alacak kukla hükümete, Israil ile Go-
lan tepeleri sorununa çözüm getiren birbanş an-
laşması imzalattınlacak. Yeni Suriye hüküme-
ti, Iran'ın bugüne kadar yaptığı gibi Suriye üze-
rinden Hamas ve Hizbullah'a silah ve cephane
göndermesine izın vermeyecek. Filistin'deki di-
renişi yürüten örgütlerin bu şekilde dişlerinin sö-
külüp etkisiz hale getirilmelerinden sonra da
Filistin meselesinin Israil'i tatmin edecek şart-
larla "adfl ve kahcı" bir çözüme kavuşturulma-
sı sağlanacak. Ve Başkan Bush, Filistin sorunu
çözen lider olarak tarihe geçecek (!) Tabii Had-
ley'in, Ankara ile bu "banş planınuT ne kada-
nnı paylaştığını bilmiyoruz ama, Türkiye'den ne-
ler istediğini tahmin edebiliyoruz. Hadley'in is-
tediği, herhalde, Ankara'nın, Amerika'nın Su-
riye'ye karşı uyguladığı baskı politikasıyla tam
bir uyum içinde hareket etmesi ve Iran'a karşı
yürüttüğü tecrit politikasına da ters düşmeme-
si. Aynca, herhalde Incirlik Üssü'nün, örtülü
mü yoksa açık mı olacağı bilinmeyen bu hare-
kâttaki rolü üzerinde de durulmuştur
Omer Sabancı,
ayncalıklı ortakhk
kavranımıdile
getirenlerin ahniyet
olarak 19'uncu
yüzyılda kaldıklannı
sö\1edl
Ekonomi Servisi - Avrupa Birliği'ne tam
üyelik konusunda hükümeri destekleyen
Türk Sanayici ve Işadamlan Derneği (TÜ-
SlAD) yöneticilennden, bu konuda sıkıntı
yaratan Avrupalı parlamenterlere eleştiri
geldi. TÜSlAD Yönetim Kurulu Başkanı
Omer Sabancı. 3 Ekim müzakereleri önce-
sinde ayncalıklı ortaklık kavramı ile dile
getirilmeye çalışılan seçeneği savunan po-
litikacılann zihniyet olarak 19'uncu yüz-
yılda kaldıklannı dile getirirken TÜSlAD
Yüksek Istişare Kurulu Başkanı Mustafa
Koç da, müzakerelerin ekimde başlayaca-
ğını düşündüğünü ve bu saatten sonra git-
memek diye bir seçeneğin olmadığım sa-
vundu. TÜSlAD'm yıluı 2. Yüksek Istişare
Konseyi (YÎK) Toplantısı'mn açılışında
konuşan Sabancı, AB'ye tam üyelik hedefi
ile yola çıkmayan, karar sürecinde yeri ol-
mayan, alınan kararlara ortak olmayan bir
Türkiye'nin, AB'ye uyum sürecini bütü-
nüyle üstlenmesi ve yenne getirmesinin
söz konusu olamayacağını belirterek "Ay-
ncahkh ortakhk kavramı ile dile getirilmeye
çalışılan seçeneği savunan AB'li poütikacı-
lann zihnrvet olarak 19'uncu yüzyılda kal-
dıklannı ve ashnda AB'nin demokrasi, re-
fah ve bans ilkelerini de çok i>i anlamış \e
sindimıiş olmadıklannı söylemekte bir sa-
kuıca görnıüyorum" dedı.
Yeni taktlkler sahnede'
3 Ekim yaklaştıkça pazarlıklann hız kazan-
dığına, taraflann her an yeni bir taktikle
sahneye çıktık-
lanna şahit ol-
duklannı, son
dakikaya kadar
manzaranın sü-
rekli değişecek
gibi göründü-
ğünü söyleyen
Sabancı, her
şeyden önce
Türkiye'nin
tam üyelik tale-
binin haklı ol-
duğunun altını
çizmek gerekti-
ğini ifade ede-
rek şunlan kay-
dettı "Butak-
bi \-apmak için
gerekli koşullan
yerine getirmiş
olduğumuz. AB
tarafindan da
sıklıkla düe ge-
tirUtvor. Bugün
AB'nin kurum-
sallaşma hata-
lanndankav-
naklanan bazı
sorunlarla karşı
karşTvavız. An-
cak bunun be-
detinitamüye-
tik perspektifin-
denuzaklaş-
makla biz öde-
memefi>iz. AB
geieceğüü rvi
göremiyorsa,
kurumsal yapısı
ve bütçesi açı-
sından stratejik
bir \izyon ek-
südiğine düştüyse bunun sorumlusu Türki-
ye değildir. Bu gerekçelere sıgınarak yeni
formüDer üretmek, oyunun ortasmda yeni
kuraDar koymaya çahşmak siyasi etik ile
bağdaşmaz,"
Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği
(TÜSlAD) Yüksek Istişare Konseyi (YÎK)
Başkanı Mustafa Koç da 3 Ekim'de müza-
kerelerin başlayacağını düşündüğünü söy-
ledi. TÜSlAD YtK Toplantısı'mn ardından
basın mensuplannın sorulanm yamtlayan
Koç, müzakerelerin 3 Ekim'de başlamama-
sı halinde ekonomide süreci çok iyi yönet-
mek gerektiğini belirterek "Hiçbir şey ol-
manuş gibi yolumuza devam etmemiz lazun.
Ama bundan öyle bir sonucun çıkmasmı
düşünmek dahi istemiyorum" diye konuştu.
Bu konuda Gül'ü de eleştıren Koç, bir ga-
zetecinin "Başbakan olumlu bir tavır ser-
giHyor. Abdullah Gül ise 'Gitmememiz bi-
le söz konusu olabilir' diyor. Siz ne düşü-
nüyorsunuz" sorusu üzerine, "Bu saatten
sonra girmemek gibi bir şey bence olmaz.
Bizim bu işe odaklanıp kararh bir şekilde,
sabuia ve inatla bu işi kovalamamız lazun"
dedi. Müzakerelerin başlamasının, sorun-
lann bitmesi anlamma gelmeyeceğini be-
lirten Koç, değişime ayak direyenlerin
"taviz veriByor" çığlıklannın her gün du-
yulacağmı söyledi. Koç, bu konudaki gö-
rüşlerini "Bütün büyük ülkeler gibi,
AB'ye giriş süreci zorlu geçecek bir ülke.
Bunu bizden başka herkes göriiyor, büiyor.
Bir tek biz bu gerçeği doğru temeDere
oturtanuyoruz" sözleriyle tamamladı.
Mustafa Koç,
müzakerelerin ekimde
başlayacağını
düşündüğünü ve bu
saatten sonra gitmemek
diye bir seçeneğin
olniadığmı savunda