13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2005 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL 'Biraz Düşünsek' Diyordu... "... Gerçeklere, ancak bağnazlığın yenildiği noktalarda ulaşılır. Ve akıl, dogmatizmi yendiği noktada gücünü kanıtlayıp çağdaşlaşır..." Uğur Mumcu "Tüfek lcat Oldu", "Çıkmaz Sokak", "Devrimci ve Demokrat", "Sosyalizm ve Bağımsızlık" vb.. vb... Hangi birini saymalı? Ciltlerce ki- tap, sayısızyazı, yüzlerce uyarı, bilgi, deneyim, anlayış, beğeni... Hepsi ay- nı kaynaktan, hepsi ulusallıkla çağ- daşlığı, yurtseverlikle evrenselliği ku- caklayan... En doğru sözü Nadir Nadi söylemiş: "Uğur Mumcu'nun Türk köşe ya- zarlığına yepyeni bir hava getirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Keskin bakış- lı bir gözlemci, belgesel bireleştirici- dir o... Güçlü hukuk mantığını, çok kez ince bir mizah çizgisi ile çerçeve- lediği için, yazıları ne denli ağır olsa da, okura ferahlık verir. Uğur Mum- cu'nun yazıları bugün günceldir. Bun- lar, yarınki kuşaklar hesabına kuşku- suz birer ibret alınması gereken tarih dersi yerine geçecektir..." Zaman, kuştan hafiftir. Bir esinti gi- bi uçar gider. Geriye bir avuç toz mu kalır? Anılar mı, anımsamalar mı? Ço- ğu kez öyledir, yaşananlar çekip gider. Insanlar da gider. Dostlar da gider mi? Sizinle yaşarlar, siz yaşadıkça. Hep yanınızda gibidirler. Mektuplar, yazılar, şiirlerle... Uğur Mumcu öldü mü, öldürüldü mü? Yanıtı vermek kolay değil. Uğur gibiler ne ölür, ne öldürülür! öyle can- lıdırlar ki onlar! Kurşun, bomba, dina- mit, bıçak işlemez. En sağlam birzırh vardır üstlerinde. Savaşım, direniş, iyi- den, güzelden, doğrudan yana; aklın, inancın, hukukun silahları! Açsam te- lefonu Ankara'da Uğur'la konuşaca- ğım. öylesine yakın, öylesine günün içinde... llk yazılarını anımsıyorum. Avcıoğ- lu'nun Devrim'inde çıkan yazılarıyla dikkatimiçekmişti. Dahasonra 'Cum- huriyet'te çıkan yazıları... Bir hukuk adamıydı, bu yüzden başı dertleregir- mişti, asistanlıktan neferliğe, hapısli- ğe, acılara itilmişti... Gencecik bir hu- kuk adamı.. 'Sakıncalı Piyade' kita- bını okursanız, Uğur'un mizah duygu- sunu yitirmeden, en katı karanlıkları bir nükte, birtat havasıylayaşadığını, ya- şattığını duyarsınız... Her zaman aynı tadı taşıyan yazıla- rıyla sizin yanınızda, belleğinizde, ya- şantınızda... On iki yıl geçmiş! Arabasına konan birbombanın patlayışı, yıllarsüren in- celeme, arama, hiçbir şey bulamama, kendimizi aldatma.. Oysa o gün bu gün milletin kanını, canını emenler hâlâ yaşıyorlar, çoğa- lıyorlar! Meydan eskisinden daha boş! Bir Uğur Mumcu yok ki, olamaz ki! 'Bilgi sahibi olmadan fikirsahibi' olan- lar ise hâlâ her adım başında... "Biraz Düşünsek" diyordu bir kita- bının önsözünde; 'Biraz Düşünsek'. En kötü yanımız budur. 'biraz düşün- memek'.. Günümüzde yazılmış gibi şu satırlar: "Doğrusu ya, devlet devlet olmak- tan çıkmış, uluslararası kredi piyasa- larında, tümüyle hacz edilmiş birmal- varlığına dönüşmüştür. Çok partili ha- yata girdiğimiz günlerden bu yana, şu demokrasi dediğimiz sistemi ni- çin doğru dürüst çalıştıramamışız? Niçin Türkiye bugün dış borçlarını ödeyemez; petrolüne, yakıtına, ilacı- na para bulamaz bir ülke haline düş- müştür? Evet, neden?" Düşünmemek, düşünmeyi sevme- mek.. kolayca yalana, yanlışa inan- mak! Birey olmayı, yurttaş olmayı bil- memek!.. Uğur Mumcu 'Biraz düşü- nün'diyor... BirderstirMumcu'nunki- tapları... Her biri gerçeklerden, yaşam- dan, bağımsız bir Türkiye özleminden kaynaklanan birders... hatemoglü1 9 ıtefc (J5,, Palto DSMANBEY (MERKEZ TOPTAN) Samanyolu 18 Osmanbey Tel: (0212) 225 62 00 Faks: (0212) 233 30 50 YTL 'den başlayan fıyatlarla SUADİYE Bağdat Caddesi Tel: (0216) 369 00 49 •^ENDİK OUTLET IKITRU OUTLET Dumankaya Outlet Center Tel: (0216) 473 52 55 Turgut Özal Cad. No: 153 Tel: (0212) 549 40 56 İZMİT OUTLET CENTER ; <0NVA M1 TEPE REAL Tel: (02621 335 57 35 No: 45/46 Tel: (0332) 265 19 80 İZMİT OUTLET CENTER Tel: (0262) 335 57 35 •;ONYA MASERA Tel: (0332)241 61 15 ÇORLU ORION Tel: (0282) 673 26 64 Ga2lpaşa Cad. No: 77 Tel: (0372) 252 17 98 Yakutlye Alışverlş Merkezl No:1 Tel: (0442) 233 22 23 EIAZİG Gazl Cad. No: 31 -A Tel: (0424) 238 99 00 - 10 hcrtBalıkçılar Cad. Yıldızkaya işhanı Gazl Cad. No: 31 -A Tel: (0424) 238 99 00 No: 7 Tel: (0488) 213 38 07 ?l'RSA SİİRT Aliıparmak Cad. No: 44 Tel: (0224) 223 41 40 Güres Cad. No: 21 Tel: (0484) 224 00 43 MOSKOVA ARKADIA AVM Sredniy Ovchlnnlkovskly Tel: + 7(095) 775 30 24, CHP... Saptanan koşullarda, sayın delegelerin, partinin kuruluş ilkelerine yönelik davranmalan ve parti üst düzey yönetiminin militanlan olduklan izlenimini silmeleri için, gerçekleri etki altmda kalmadan değerlendirerek oy vermeleri tüm sosyal demokratlann yeniden birleşebilmeleri için tek umut gibi görünmektedir. Prof. Dr. Abidin KUMBASAR • • lkemizin kurtuluşunun U ve Cumhuriyetin ku- ruluşunun önderi olan Mustafa Kemal Ata- türk'ün, "CHP halkı- nuza siyasal eğitim vermekiçin bir okulolacaktır" tümcesiyle nitele- diği ilk siyasal partimiz, Atatürk'ün ölümünden sonra gelen yönetim- ler tarafından sürekli yozlaştınla- rak bugünlere gelinmiştir. Partinin devrimci niteliklerin- den saparak parti kodamanlannın yörüngesine girmesi ve karşıdev- rimci akımlar 1946 seçimlerinden sonra yönetime gelen CHP hükü- metiyle başladı. Büyük eğitimci HasanÂli Yücel'in Milli Eğitim Ba- kanlığf ndan ayrılmak zorunda kalması, Köy Enstitüleri'nin yoz- laştınlması ve eğitim birliğinden sapmalar bu dönemde gerçekleş- ti. Demokrat Parti'nin 1950 se- çimlerinde yönetime gelmesinden sonraki ilk uygulamalarından olan ezanın Arapca okunması yasasına bile CHP'liler olumlu yönde oy verdiler. Muhalefet yıllannda CHP, kuru- luş ilkelerine yönelerek devrimci kadrolan güçlendirmek yerine, ik- tidarla karşıdevrimcilik yanşma- sına girdi. Hiçbir zaman alamadı- ğı ve alamayacağı tutucu çevrele- rin oylannın peşinde koşarken Ata- türk Devrimleri'nin gerçek savu- nucularının güvenini ve oylarını sürekli olarak kaybetti. Atatürk gençliği ve Türk Ordu- su'nun gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Devrimi CHP için özbenli- ğine dönebilme olanağını sağla- yabilecekken, partinin üst düzey so- rumluları, "Biz bu hareketin ne içinde ne de dışındayız" gibi an- lamsız bir tutumla umut kırıkhğı ve güvensizlik yarattılar. Daha sonraki yıllann CHP yö- netimleri de iktidara gelebilmek için çağdaş, sosyal, ekonomik dü- şünce akımlarını tartışarak ulusu- muzu aydınlatıp bilinçlendirmek yerine, iktidardaki tutucu parti gi- bi, dış sömürücülerin daha fazla desteğini sağlayabilmek ve inanç sömürüsüne daha fazla göz yum- mak çabasrna yöneldiler. Yurtse- ver sosyalistlerin, gene tutucu ik- tidar tarafından vatan hainliği ile suçlanmalanna ve kıyıma uğra- malarına en azından göz yumdu- lar. Devrimci 1961 Anayasası'nın sağladığı olanaklarlaparlamento- ya giren çağdaş sosyalist nitelikli TlP'in temsilcilerinin tekrar seçi- lememesi için yönetimdeki karşı- devrimci parti ile birlikte seçim yasasını değiştirdiler. CHP yöne- ticileri, tutucu iktidarla yurtsever sosyalistleri kıyıma uğratırken gös- terdikleri birlikteliği yurt sorunla- rının çözümünde ve kargaşa için- de olan ülkede cumhurbaşkanı se- çiminde gösteremeyerek 1980kar- maşasına ortam hazırladılar. Sos- yalistlerin kıyıma uğratıldığı gün- lerde CHP sorumluları, o yıllann karanlığa yönelik yönetimlerine güç birliği içinde karşı çıkmak ye- rine, sosyal demokratlan bölen ki- şisel tutkuların etkisinden kurtu- lamadılar. Sosyal demokrat saf- lardaki bölünmeleri doğal olarak izleyen seçim yenilgileri, yozlaş- mayı yoğunlaştırdı ve partideki gerçek sosyalist aydınlann dışlan- masıyla da CHP, bencil hizipçile- rin kişisel siyasal tutkularını uygu- lama topluluğu haline dönüştü. CHP'nin ilkelerinin simgesi olan "Altiok"u, aile büyüklerinin hatı- ra fotoğrafı olarak niteleyen ge- nel başkanının kurultaya, revü yıl- dızlanna özenerek, gökten konfe- ti yağmuru altında geldiği bir par- tiden de halkın oylarını alabilme- si zaten beklenemezdi. Partinin il- kelerinden ödün verme ve sosyal demokrasi çizgisinden sapmalar hep devam etti. Son genel seçim- lere girerken, doğaüstü güçler kar- şısında kulların sefalette eşitliği- ni ve yazgıya boyun eğmesini öne- ren Anadolu evliyalannm öğütle- ri, genel başkanın kendisine öz- gü, gerçeklikten uzak yorumuyla "Anadolu Solu" diye nitelenerek partinin ilkesi haline getirildi. Yü- ce Atatürk'ün oturduğu koltuk di- ye nitelenen genel başkanlık ma- kamına, gerçekliği tartışmah şeyh öğütleri yüceltilerek benimsenip çerçeve içinde asıldı. Din hoca- sıyla el ele girişilen seçim kampan- yası sonucunda, sosyal demokrat oylar, en elverişsiz koşullarda, Halkçı Parti'nin aldığı oylann bi- le çok gerisine düştü. Seçimler ön- cesinde parti yönetimince özeni- lerek seçilen ve sıfır kilometrede "Mercedes" olarak nitelenen aday- lar beklenenin çok gerisinde kalan bir oranda oy alabildiler. Parlamentoya giren CHP üye- leri etkin ve güvenilir bir muhale- fet örneği sergileyemedi. Emekçi kurumlar, sivil toplum örgütleri, medya kuruluşlan ve hepsinden daha önemli olarak halkla bütün- leşme sağlanamadığı için kopma- lar daha da ivme kazandı. Parti içinde gelişen özeleştirel tartışma- lar "Kavgalı eve kız vermezler", "Aile sorunlan kahvelerde konu- şulmaz" gibi sokak deyimi teker- lemelerle savuşturulmaya çalışıl- dı. Son genel seçimlerin yapıldı- ğı 2002 Kasım ayından iki yıldan fazla zaman sonra yapılan ve yak- laşık 2 milyon yeni seçmenin ka- tıldığı sonyerel seçimlerde, hiçbir oy artışı sağlanamadığı gibi genel başkanın kendi seçim çevresinde bile başansız kalındı. Sosyal de- mokrat olduğu savında bulunan bir parti, emekçilerden, ezilenler- den sosyal adalet isteyen kesimler- den ilgi görememesinin eleştirisi- ni yapacakken, parti yetkilileri var- sıl birkaç yörede oy almış ohnak- la övündüler. Sayın genel başkan seçim so- nuçlarını değerlendirirken ne artan yeni seçmen sayısına, ne de kay- bedilen önemli seçim yörelerine de- ğindi. Genel başkan yenilgiyi mas- kelemek için gerçekliği eski deyim- le kendinden menkul, birkural ko- yarak, "Muhalefette olan partinin oylanna yüzde 10 eklemek gere- ldr" vecizesini siyasal yaşantımı- za sunmak yoluyla olayları sap- tırmaya çalıştı. Parti içinden gelen eleştiriler ve kopmalar olasılığı so- nucunda gerçekleştirilen son ola- ğanüstü kurultay, halk kitlelerinin tepkisinden jandarma yardımıyla korunarak, başkentin 25 km. dışın- da yapılabildi. Olumlu adımlar atılması beklenirken genel başkan değişimini olanakdışı kılan antide- mokratik tüzük değişiklikleri ger- çekleştirildi.Olayıeleştirenlerça- pulcular olarak nitelendirildiler. Genel başkan Irak işgali önce- sinde TBMM'de alınan ortak ha- rekâtı dışlama kararını kendi ba- şarısı saymakta ve bunu her or- tamda dile getirerek övünmekte- dir. Gerçekte ise böyle bir kararın çıkmasının nedenleri, Kürt köken- li AKP milletvekillerinin Irak'ta- ki soydaşlarına zarar gelmemesi dü- şüncesiyle hareket etmeleri ve dav- ranışlan dinsel duygularla yönle- nen AKP üyelerinin de Müslüman Müslümanla savaşmaz düşünce- siyle partilerinin yönetiminin öne- rilerinin aksi yönünde oy kullan- malarıdır. Eğer sayın genel baş- kanın dediği gibi kendisinin kişi- sel ve partisinin kurumsal bir et- kinliği olsaydı, "Cumhuriyetilke- leri"ne uygunluğu tartışmah olan yasalann tümünde aynı başarıyı gösterebilmeleri gerekirdi. Olayların özetlenen akışı içinde gelinen sonuç, sayın genel başka- nın konuşmalannda sıkhkla görü- len amiyane bir deyimle niteledi- ği gibi, cerahatlenme ve yozlaşma- dır. Cözümse, inatlaşma ve tiran- lığa yönelmekle değil, ancak de- mokratik yollardan partinin öz il- kelerine uygun değişimlerin ger- çekleştirilmesi ve halk kitleleri- nin güveninin yeniden kazanılma- sıyla gerçekleşebilir. Siyasal tarih, toplumdan uzak- laşan siyasal yönetimlerin kaba güce, despotluğa ve karşıtlarını karalama yöntemlerini kullanma- ya yönelmelerinin örnekleriyle do- ludur. Bunun yanında, siyasal ta- rihin her çağda görülen bir gerçe- ğınin de, "Halktan kopan, halkı dışlayan yönetimler varlıklarını sürdüremezler" özdeyişi olduğu- nu unutmamak gerekir. Cumhuriyet ilkelerinin ödün ver- meyen savunucusu olması gere- ken CHP'deki olumsuz değişimler, tüm yurtsever aydınlan derinden yaralamakta, emekçi halk kitlele- rini umutsuzluğa düşürmektedir. Yapılacak olan olağanüstü kurul- tayın bir dönüm noktası ve gele- cek günler için umut kaynağı ola- bilmesi, ancak delegelerin sağdu- yulu oylan sonucunda gerçekleşe- bilir. Olağanüstü kurultaym sonuçla- rına göre CHP, ya kuruluş ilkele- rini yeniden sahiplenerek güçlene- bilir ya da giderek erimekte olan varlığı tümden sona erebilir. Son yıllann CHP yönetimleri, ye- teneksiz yandaşlann korunup, par- tideki değerlerin özenle dışlanma- sına neden olduğundan bugünler- de seçenek yoksunluğu yaşanmak- tadır. Gene de ilkelerinden sap- mayan değerli üyelerin var oldu- ğuna ve partiye sahip çıkacakları- na inanmak gerekir. Saptanan koşullarda, sayın de- legelerin, partinin kuruluş ilkele- rine yönelik davranmalan ve par- ti üst düzey yönetiminin militan- lan olduklan izlenimini silmeleri için, gerçekleri etki altında kal- madan değerlendirerek oy verme- leri tüm sosyal demokratlann ye- niden birleşebilmeleri için tek umut gibi görünmektedir. Elden Giden Laiklik... Nlirettİn K A R S U 75. ve 16. Dönem CHP Erzincan Milletvekili A ntalya'da Dinler Bahçesi açan, Cami-Kilise-Hav- ra'yı bir araya getiren ve bunu bir hoşgörü işareti olarak göstermek isteyen Başbakan, böy- lece AB'ye de ne boyutta bir de- mokrat olduğunu göstermek iste- di. Ama, bu ülkenin temel öğesi olan ve hiçbir zaman ülkeye iha- net içinde olmamış Alevilerin (Türkmen, Bektaşi) Orta Asya'dan töreleri ile birlikte getirdikleri (ta- pınım ve kültür merkezleri) Ce- mevlerini de bir türlü içine sindi- remedi. Koyu Sünni ve Şii taassubunun ve sonra da Diyanet' in egemen ka- tı kurallannın karşısında hep ezil- miş olan, ibadetlerini yüzyıllarca açıktan yapamayan, baskılarla kar- şılaşan Alevilerin inançlanyla hiç ilgilenmeyen 'Demokrat Sol'un li- derlerinden beklenmedik bir ses: Din elden gidiyor! Dinsel tutuculuğun bilimi bastır- dığı, koyu inancın usu susturduğu ve dogmanın tüm yaşamımıza ege- men olduğu, Atatürk ilke ve dev- rimlerinin bir bir yozlaştınldığı bu dönemde; bir zamanlar sol görüş- lülerin, sosyal demokratlann, top- rak işleyen-su kullananlann, yok- sul ve ezilenlerin başlanna taç et- tikleri; liderimiz diye, kurtarıcı- mız diye yıllarca peşinden gittik- leri Ecevit'lerden 'Din elden gidi- yor' feryadı gelince herkes güldü, ben de şaştım. Belleğimle bir süre dalaştık. Geç- mişi anımsayınca bunda çok da şa- şılacak bir şey olmadığını düşün- düm. En güçlü evrelerinde, kendi- lerine yönelttiğim (ve bazılannca 'deüce' diye bile nitelendirilen) eleş- tirilerimde ne kadar haklıymışım.. Sayın Ecevit, FethuDahGülen'in okulları karşıdevrimcilerin kale- leri olduğu halde, bunların yarar- lanndan söz ediyordu. Adeta, Fet- hullah ile Laiklik arasına sıkışmış bir konumda görünüyordu. Geri- ye gidiyonım; Corum, Maraş, Sı- vas katliamlannda fazlaca tepkili olmayan, Cemevlerini ağzına bile almayan Ecevitler, Sünni inançlı din konusunda oldukça duyarlı(!) ol- duklannı yine kanıtladılar. (Sanı- rım, geçmişleri yine de ümmet ol- \ malarına engeldir.) Merak etmeyin Rahşan Hanım, elden giden din değil. Elden giden Laiklik, elden giden Atatürk îlke- leri ve Devrimleri, elden giden va- roşlardaki insanlar, topraksız, su- suz köylü, dağa taşa Ecevit yazan gençler. elden giden ramazan ça- dırları önünde bekleyen yoksul in- sanlanmız! Elden gitmekte olan da ülke bü- tünlüğü ve ulus birliğidir. Daha sayayım mı? Elden giden İsmetPaşa'dan aldığınız ve sonun- da Kenan Evren'in de yardımıyla böldüğünüz CHP'dir. Bu kadar güçlü bir din elden gi- der mi? Giden yoksul-güçsüz-kim- sesiz Anadolu insanı. Imam hatip- li imamların kurduğu kabineye sa- hip bir ülkede din elden gider mi? Cumhuriyet hükümetlerinin hiç- birinde bu kadar din adamı gördü- nüz mü? Atatürk İlke ve Devrimleri kar- şıtlan! Laik Cumhuriyet karşıtla- n! İnançlarla, dinle fazla oynama- yın ve şunu herkesin bilmesinde ya- rar var: Atatürk'ün ölüsü dirisin- den daha etkili, daha tehlikelidir. Benden söylemesi.. PENCERE Hayyam'ın Şiirinde Uğun Mumcu.. Yıllar geçtikçe Uğur'u daha büyük özlemle anı- yoruz; parasal egemenliğin at oynattığı basın dün- yasında patron tetikçiliği gazeteci kimliğini boğar- ken Mumcu'nun değeri daha çok ışıyor... Uğur'u yitireli 12 yıl oldu.. Hayyam ne diyor: "Bu dünyaya geldik de ne anladık, ne gördük? Yaşamak umudunun çiçeği hani nerde? Bu ateşte bir hayli iyi insan yandı, kül oldu gitti bir hayli iyi insan. Birparça duman hani yok mu, birparça duman? • Uğur'u bu yıl Hayyam şiiriyle anmak istedim... Çoğumuzun aklında Ömer Hayyam aşk, şarap, meyhane, şairi gibi kalmıştır; ama, öyle değil... "Bir sürü ite kopuğa kulluk daha ne kadar sürecek? Konma ordan oraya sinek gibi, kimseye eyvallah etme, Yeter iki günde bir somun ekmek. Iç yüreğinin kanını, ellerin aşını yeme." Cumhuriyet'teki Uğur'un 'Gözlem' köşesineya- kışan bu şiiri; yazarımızın ölüm yıldönümünde, iki dizenin altını bir kez daha çizerek vurgulayalım: "Bir sürü ite kopuğa kulluk daha ne kadar sürecek?" • Uğur tüm yaşamında devrimci kişiliğiyle gerçek- leri aydınlatmak için çalışmıştı... "Güneşi balçıkla gel de sıva. Gizli türküleri gel de söyle. Bir güzel inci çıkardı akıl, düşüncemin denizinden, Sıkıysa gel de del." Hayyam'ın şiiriyle Uğur'un gazeteciliği sanki öz- deşleşiyor, bütünleşiyor. • Insanlığın özlemleri gerçekte birdir; daha iyi, gü- zel, hakça bir düzene doğru yürüyüş, aklı olanın pusulasıdır. Hayyam diyor ki: "İyi bir düzen olsaydı dünyada, doğru tartılsaydı insan onuru, dünya, sevilen dünya olurdu. Erdemli insanlar kalmazdı bir köşede." Uğur 20'nci yüzyılda yaşadı, Hayyam 11'inci yüzyılda!.. Şair ne bilsin 9 yüzyıl sonra Türkiye'de gözünü budaktan sakınmayan bir gazeteci, ömer Hay- yam'ın dizelerini kendisine yaşam pusulası yapa- cak: "Bu dünyadan mı korkar sanırsınız beni, ölmekten mi korkar sanırsınız, canımın, bırakıp bedenimi, gitmesinden mi? Ölüm gelmiş gelmemiş, umurumda değil, Yolumu kesen, insanca yaşayamamak" • Insanlığın serüveninde kimi zaman gazeteciler, şairler, yazarların düşünceleri aynı teknenin hamu- runda farkına bile varmadan yoğurulurlar; Uğur'u anmak için düşünürken içgüdünüzle ömer Hay- yam'ayönelirsiniz; ben de bu kez, sezgisel bireği- limle, A. Kadir'in çevirilerine yöneldim. Sezgim boşa çıkmadı; Hayyam'ın şiirinde Uğur'un yaşam rotasını saptayan dizeler zengin mi zengin... Hayyam'ın "Uğurlar Olsun" adındaki şu şiirini okuyalım: "Ozgürlük yoluna girmezsen, bu yolda koşmazsan vargücünle, yıkamazsan yüzünü kanında yüreğinin, yarın avucunu yalarsın. Er dediğin kendini yok bilmedi mi, cayır, cayır yanmadı mı yürek dediğin, hadi öyleyse, uğurlar olsun." • Uğur Mumcu hem kendi yüreğini koydu bu da- vaya, hem hepimizin yüreğini yaktı gitti... Helal olsun!.. BASIN TOPLANTISINA DAVET 29 Ocak 2005 günü CHP olağanüstü kurultaya giderken Değişim, Yenileşme, Parti jçj demokrasi ve Iktidar taleplerini göz ardı ederek, Istanbul ll Başkanlığı'nın bizleri ifade etmeyen ve delegelerin gerçek talep ve tercihlerini belirtmeyen açıklamalarını ibret ve hayretle izlemekteyiz. Istanbul örgütünün ve kurultay delegelerinin partimize ve ülkemize yönelik önerilerini, Istanbul delegelerinin çoğunluğunun değişim taleplerini basına ve kamuoyuna açıklamak üzere sizleri basın açıklamamıza ve toplantımıza davet ediyoruz. ISTANBUL KURULTAY DELEGELERI HAZıRLıK KOMITESI Hasan UZUNYAYLA IbrahımASLAN Muammer AYVALI Tuzla llçe Başkanı Maltepe llçe Başkanı Sultanbeyli llçe Başkanı Kurultay Delgesi Kurultay Delegesi Kurultay Delgesi Yer :TAX1MHILLOTEL Tarih : 25 Ocak 2005 SALI Saat : 11.00 12. ADALET VE DEMOKRASİ HAFTASI BUGÜN 25 OCAK 2005 SALI Yer Çankaya Beledıyesı Çağdaş Sanatlar Morkezi Kennedy Caddesi No.4 Kavaklıdere Belgesel Fllm Gösterlmi - Savaşla Başbaşa (Danıelle Arbid/Fransa/1999) Saat 12.00 Düzenleyenler BSB Sinema Eserleri Meslek Birliği, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecılik Vakfı Açıkoturum - Türkiye AB İlişklleri - Tam Bağımsızlık, Karşılıklı Bağımlılık Konuşmacılar • Alı SİRMEN, Fıkret BİLA, Berhan ŞİMŞEK Saat 17.30 Duzenleyen ' Deneme Lisesı Mezunları Derneğı Barış ve Ozgürlük Ştlrleri - Müzlk Dlnletlsl Yöneten Gökhan CENGİZHAN Katıhmcılar- Özcan ÖZTÜRK, Selamı KARABULUT, Ö. EDİZ, Abdulkadır PAKSOY. Arzu K. AYÇİÇEK, Kenan Mümtaz AKIŞIK, Alı Rıza KARS, Özgür OVACIK, Mehmet MADEN, Cansu FIRINCI, Umit SARIASLAN Saat' 20.00 Duzenleyen • Edebıyatçılar Derneğı ETKİNLİKLERİMİZ ÜCRETSİZDİR.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear