13 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25OCAK2005SALI CUMHURİYET SAYFA 17 KartaVa "oraya kon ya, buraya kon ya" derken; Konya oldu! Elektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr www.denlzsom.com Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 -Kurban derilerini tarikatlar toplamış... "Devlet adına!" İktidar Erol Işisağ: "Beş AKP milletveki- linden biri sanık- mış. 8 milyon olan sabı- kalı, ülke nüfusunun 10'da biri ediyormuş. Bu seçim sistemine gö- re, sabıkatıların oyunu alan tek başına iktidar olurl" Keklik Anıl Öçal: "AKP'nin kıymetini bilelim. AKP sayesinde Bush, Türkiye'den önce Iran'a saldırmaktan söz ediyor. Çantada keklik hesabı!" ilkent Üniversitesi muhasebe bölüm başka- nı Nermin Fenmen'in oğlu Şeref, ilk ve or- taöğrenimini Birleşmiş Milletler'in, gençler arasında ülkelerin kardeşliğini ve dünya ba- rışı kavramlarının yaygınlaşmasını amaçlayan "The Hague International Model United Nations-THI- MUN" programını uygulayan birokuldatamamlıyor. Şeref, lise birinci sınıftan itibaren THIMUN etkin- liklerinde yer alıyor ve lise son sınıfta THIMUN or- ganizatör yardımcılığı görevine başvuruyor. Dünya çapında pek az öğrencinin kabul edildiği bu göreve kabul ediliyor. Şeref, görevindeki başarısı nedeniyle THI- MUN'den liseyi bitirdikten sonra organizatör olarak devam etmesi teklifi alıyor ve o yıl, dünya barışına katkılarından dolayı Avrupa Uluslararası Okullar Ku- rulu'nun "Uluslararası Anlayış ödülü"nü kazanıyor. Şeref, üniversite eğitimi için KanadaToronto'ya gi- diyor. Üniversitedeki bölüm başkanından izin alarak Şeref THIMUN'daki çalışmalarına devam ediyor; heryıl o- cak ayı içinde Hollanda'daki toplantılara katılıyor. THIMUN Bilişim Altyapısı Başkan Yardımcılığına ve ardından Bilişim Altyapısı Başkanlığına seçiliyor. İlk kez bir Türk genci bu göreve getiriliyor. Şeref, rad- yodan internet sayfalarına kadar THIMUN'nin bilişim ve elektronik altyapısının sorumluluğun üstleniyor. Bu yılın ocak ayında Şeref, THIMUN'nin resmi gö- revlendirme yazısı ile ve tüm masrafları THIMUN ta- rafından karşılanmak Amsterdam'daki toplantıya davet ediliyor. Şeref, resmi belgelerle Toronto'daki Hollanda Konsolosluğu'ndan vizesini alıyor ve 19 Ocak'ta To- ronto'dan Amsterdam'a hareket ediyor. Amsterdam Havaalanı'nda polise, ay-yıldızlı pa- saportunu uzatıyor. Hollanda polisi, Türkiye Cum- huriyeti pasaportunu görünce irkiliyor! Şeref, üç polis tarafından sorgu odasına alınıyor; dört saate yakın "Avrupa Birliği kriterlerine uygun" bir şekilde hakaret, küfür ve psikolojik işkence gö- rüyor. Polislerin sorularına verdiği yanıtlarçarpıtılıyor, so- rulara yeterli yanıt vermediği iddia ediliyor. 22 yaşın- daki Şeref, Ingilizceye hâkimiyeti ve kendine güve- ni sayesinde dört saatin sonunda salıveriliyor. Şe- ref, salıverilme gerekçesini öğrenince bir kat daha üzülüyor: Son altı ay içinde Türkiye'ye giriş yapma- dığı anlaşıldığından... Şeref, Hollanda polisinin elinden kurtulduktan sonra dünya gençliğini barış yolunda buluşturan et- kinlikteki görevinin başına geçiyor. Türkiye'yi yönetenler ise Şeref'in başarılarından ve başına gelenlerden habersiz, Avrupa Birliği'nin ka- pısında bağdaş kurmuş oturuyor! Odiil Hamza Saykan: "Ankara Büyük- şehir Belediyesi, Ankaralılara 'büyük bir fırsat' tanıyor. 31 Ocak'a kadar su faturası borçla- rını ödeyenlerin cezaları kaldırılıyor. Böylece ay- larca hatta yıllarca bor- cunu ödemeyenler ödül- lendirilirken su faturasını zamanında ödeyenler de cezalandırılıyor." fYenilik Akif Kökçe: "Avrupa ülke- lerinin artık sömürgeleri yok, sömürge ülkeleri ye- rine 'aday' ülkeleri var!" SESSÎZSEDASIZO) İlahi Bush ve öteki dünyanın insanları Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Ge- orge W. Bush, yeni başkanlık dönemi için krallar gibi yemin ederken yaptığı konuş- mada, özgürlüğü savunmak için yıldızla- rın ötesinden talimat aldığını söylüyor. ila- hi Bush mu yoksa ilah Bush mu! Dünyanın işi gerçekten zor. Adam resmen "iyi saatte olsunlar"a karışmış. özgürlüğü savunmayı da ken- di ülkesiyle sınırlamıyor; kendini bütün dünyanın özgürlüğünden sorumlu tutuyor. Kendinde, dünya ötesinden aldığı talimat- larla dünyayı yönetme yetkisi buluyor. Irak'a saldırmasının gerekçesi soruldu- ğunda "Uranüs taraflarından mesaj gel- mişti" derse hiç şaşmayın. Yarın, Iran'a saldırmaya kalktığında "Plüton'un arka- sındaki yıldızdan talimat aldım" diyebilir... Halk arasındaki deyimle, adam kafayı ye- miş! Dünyanın selameti için Bush'un, Be- yaz Saray'dan alınıp hemen bir akıl ve ruh sağlığı hastanesine yatırılması gerekiyor ama mümkün değil. Çevresinde koruma duvarı var. Koruma görevlileri de büyük bir olasılık- la "Kaptan Kirk ve arkadaşlan" olmalı! Fakat işin en vahim tarafı Bush, "özgür- lüğü savunmak için yıldızların ötesinden çağrı aldık ve Amerika her zaman bu davaya sadık kalacaktır" derken, Ame- rikalılar da sessiz kalarak yıldızların öte- sini onaylıyor. Amerikalıların dünya so- runlarına duyarsızlığı bilinirdi ama öteki dünyada yaşadıkları kimsenin aklına gel- memişti. Bush gibi bir adamın yeniden başkanlığa nasıl seçildiği şimdi daha iyi anlaşılıyor! Yüksek Yerilim Hattı Gazetecilik zaten daha önce ucuzlamıştı; şimdi sıra gazetelerde! erdincutkui" yahoo.com Yargıtay Kararı, Toplunııın Yaşanabilirliğindeıı Yana! TÜRKSEN BAŞER KAFAOGLU 20 Temmuz 2001 'de Tabip Odası'nın 1287 sayılı basın açıklamasında; elektromag- netik alanların, sağlık, sinir sis- temi, nöroendokrin, kalp ve damar sistemi, kan paramet- releri, bağışıklık sistemi üze- rinde etkili olduğunu belirtmiş ve insan sağlığı ile ilgili risk ta- şıyan, henüztartışmalıdurum- daki teknolojilerin, kişiler üze- rinde yaratacağı kuşku ve psi- kolojik bozulmaların da hiçbir şekilde azımsanmaması ge- rektiğini ortaya koymuştur.ln- sanların pek çoğu kuşkulu, sağlıksız. Dünyadaki tartışmalar, söz- leşmeler, belgelerve sağlık sa- vaşımları da dikkate alınırsa, durum gerçekten de her ülke- nin üzerinde titizlikle durması gereken boyutlarda. Bu da devletlerin görevidir. Ancak bu durum ülkelere gi- ren teknolojilerin denetimsizli- ği ve ülke yöneticilerinin ön- celikli seçimleri nedeni ilefark- lılaşabilmekte. "Sağlıklı olun- masa da olunur, önce para" tercihli yönetimlerce, bu işin tek taraflı sözleşmelerle yürü- tüldüğünü; çaresiz ve mağdur yurttaşları koruyan, genel bir belirleyicilik olmadığını hep birlikte görebiliyoruz. Parası olmayanlar için yasal yollar bile çok uzaklardadır. Yani onların yurttaş olarak ya- şanabilirlikleri adına yapabile- cekleri hiçbir şey yoktur. Ülkemizde de ne yazık ki tek- noloji yönetimi, işte böyle geli- şiyor. Damarlarımıza beynimi- ze, kalbimize kadar ağ atan baz istasyonları ve cep telefonları- nın ülkemize girişi de böyle. Ta- bii bazıları için, ölüm nedenleri olan ufak, şirin ve pahalı bir aletle "alo deme keyfini son nefeslerinde çıkarabilmek" ya da denetimsizlik perdesine bü- rünmüş özel kârcıların dayanıl- maz reklamları ön ve öz seçim olabilir. Ama bize göre, toplum sağlığının ve yaşanabilirliğin yolları bunlar değildir. Her ülke kendi teknoloji gir- di ve denetim yeterliliğine gö- re, elektromagnetik alan etki- leri ile ilgili yerini toplum sağlı- ğı açısından belirlemeli, ona göre limit değerlerini sapta- malıdır. Bu durumların eşit öl- çülerde tartışılıp sorgulanama- dığı, her bulduğunu para açı- sından değerlendiren ülkeler- de; risk payı göz önünde bu- lundurularak, örneğin Salz- burg Konferansı'nda kabul edilen en düşük limit esas alın- malıdır ya da daha düşüğü. Yapılması gereken; toplu- mun önce sığlığına sahip çık- ma bilincine ulaşması, seçici olması, yaşanabilirliliğine ya- pılan dayatma ve başıbozuk- luğu sorgulayıp vatandaşlık haklarını kullanabilmeyollarını aramasıdır. Ülkemizde de artık bu hu- susta sayısız sorgulama ve açılan dava var. Örneğin son olarak verebileceğimiz; "Baz istasyonlarının, cep telefonla- rının kullanımı için zorunlu ol- duğu, kamuya hizmet ver- mekle birlikte yararlı bir hiz- metin karşılığı olarak birinsa- nın ölümünün uygun bir so- nuç olarak kabul edilemeye- ceği hükmüne; ayrıca baz is- tasyonlarının yönetmeliklere uygun çalışsa dahi (ki bu ko- nuda denetim yok) zarar ver- diği takdirde, zarar verenin sorumluluktan kurtulamaya- cağını, insanları psikolojik ola- rak etkilediği takdirde yaşam kalitesini düşürdüğünden kal- dırılması gerektiği" sonucuna varmış olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin baz istasyonları ile ilgili 2004/971 sayılı kararı, önemli bir adımdır. Ancak söz konusu saygıde- ğer karar, yasa koyucular tara- fından toplumsal yaşanabilir- lik haklarını ön plana alan, ön- lem alıcı, denetimli bir yasa olarak yeniden ele alınmalı, ül- ke şartlarımıza göre Tabip Odası, Baro gibi kuruluşların raporları ve mağdurların gö- rüşleri, göz önüne alınarak, yurttaşlar tarafından rahatça izlenebilen yeni bir yasal dü- zenleme yoluna gidilmeli ve yasalaştırılmalıdır. ÇtZGtLÎK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciuı mynet.com H A R B İ SEMÎH POROY semihporoy(n yahoo.com 4YNI ffî\ BiZİM 'eaıefc cmti .VAPlVoP». T HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BI hayatepik" mynet.com DÜN: SAVAŞMAYA ASKER tSTtYOR!.. BUGUN: SAVAŞMAYA ASKER BULAMIYOR OTOBÜSTEKtLER KEMAL URGENÇ kjırgenc&yahoo.com p n\, zcımeffı'/l Itof CumhuriYet TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 25 Ocak www.tnumlas-arikan.cotn kitap kulübü" M. EMÎN DEĞER " BtR CUMHURtYET DÜŞMANININ PORTRESI Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocagı Cad. No:39/41 (34334) Cagaloğlu-Istanbul Tel:(0212) 514 01 96 yOKSULLUKIÇİNDEKİ BÜYÜK YETENEK 49ZO'l>E BUGÜN, ÜNLÜ İTALYAH (ZESSAMI VE YOUm- CUSU AMEOEO MODIGLIAHI (MOCM.YANİ), 36 YAŞ/H- DA PARİS'TE ÖLDÜ. MOOEHN SANATIN £fj ILĞİ ÇEKİ- CÎ YETEMEKLEftİSJDEN B'lRİ OLAM MODIGLIAMI/ 2O YAŞLARtNDA, PARİS'E GİTMİŞrf. ASIL SANAT 6EÜŞİ- MİMİ, SON i4 YILINI GEÇİRDİĞİ PARİS'7E GÖSTEHEN SAKIATÇI,8UNA KAR$M OAİMA "İTALYAN" KALMIŞTI. ESfti İTALYAN SANATINlN VE USTALARlUIN IZLERİ- Nl TAŞIYAN yAPlTLARl, ÇAĞDAŞ SAMAT/N DA ET~ KİSlYLE S/ÇtMLEA/M/ŞTt. ÜMLU YONTUCU BRAN OJSl'NİN rÖNLENDiGMESİYLS, İLGİNÇ YONTtl ' ' ÇAUŞMALARI DA YAPAN MODIGLtAMl, YAfAJH/ BOYUHCA YOKSULLUK İÇİNDE BoCAlAMff, VEREMLE BOZULAU SA6Uİ/NI ALKDLLE İYİCE Y/KMlÇTI. Sanafç/nn bir resmi e bir yonfusu.\ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük sivil toplum gazetesi BİZİM GAZETE tarafsız haberleri, ılgınç röportajları, araştırmaları, köşe yazıları ve ülke sorunlarını yansıtan raporlarıyla 10 yıldır okurlarıyla el ele... Tel: 02125119494- Abone: 0212513 83 00 Muayene, Teshls, Tedavl TÜRIC fcLALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/lstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) Faks: (212) 212 68 35 İnternet: http://www.tkv.org.tr e-mail: gen.sekreterfu tkv.org.tr koordinator(& tkv.org.tr GÖRÜŞ BEDRÎ BAYKAM Londra'da 'Türkler' Sergisi ve (Yîne) Kaçan Fırsat Londra'da "Royal Academy" de açılan "Türkler" ser- gisının açılışı, aynı kentte Bankside Gallery'de benim de katıldığım "erotıksanat" üzerinedüzenlenenbirgrupser- gisinın açılışı ile üst üste gelince, sis ve yağmurların gi- zemli başkentine gitmek farz oldu. "The Turks" sergisi, görkemli ve etkileyici içeriğıyle ilk günden itibaren Lond- ra sanat gündeminin ortasına oturdu. Uluslararası bir büyük kalabalığın katıldığı kokteyl bi- zim açımızdan oldukçagururokşayıcıydı. Londra'nın en prestijh müzelerinden birinde, nefis bir sunum eşliğinde, bin yıla yayılan bir zaman süreci üzerinden 600-1600 yıl— lannı kapsayan dev birTürk veTürki kültürlersergisini gör- mek tabii ki çok heyecan vericiydi. özenle seçilmişeser- ler, yalnız Topkapı ve Islam Eserleri Müzesi'nden değil, aynı zamanda Londra, VVashington, Paris, Vlyana, Diyar- bakır, New York, St. Petersburg, Berlin, Damasgibi mer- kezlerden geliyordu. Bu gövde gösterisini tarihe kayde- decek olan 496 sayfalık dev kataloğun da serginin ihti- şamından eksik hiçbir yanı yoktu. Harika fotoğraflar, ne- fıs bir baskı, içerikli eksper metinler ve sergilenen istis- nasız her eser hakkında kılcal damarlanna kadar akıtılan eksiksiz bılgiler... Iki kere gezme fırsatı bulduğum sergide, yakından ta- nıdığımız birçok yapıtın bize bu büyük yeni sunumda çok daha çarpıcı bir etki bıraktığını söylemeden geçemeye- ceğim. Bunlar arasında serginin 1. salonunda yer alan Or- ta Asya'dan ilk duvar resimleri, insanı kaçınılmaz şekilde zamanın acımasızlığı üzerine düşünmeye zorluyor. Bu çarpıcı fıgürleri yapan sanatçılar, bambaşka bir coğraf- yada, 14 asırönce ürettikleri işlerin şimdi 3. Binyıl'da bu sergiye nasıl taşındıklarını görebilseler acaba neler his- sederlerdi?.. 1300'lü yıllardan kalma Siyah Kalem'in muhteşem re- sımlerinin büyük bir salonda topluca görulebilmeleri de ayrıca büyük bir olay. Sanat tarihinin, örneğin spor tari- hinden şöyle bir farkı var: 1966 Dünya Futbol Şampiyo- nu Ingiltere'dirvebunudeğıştiremezsiniz. Ama "1940ya da 50'lenn en önemli sanatçıları kimdi" veya "14. asrın en önemli sanatçıları kimdi" dediğinizde, verilecek hiç- bir yanıt, yazılacak hiçbir kıtap, kesin bir yanıt getiremez. Sanat tarihi sürekli olarak yeni yazılımlara, yeni yorumla- ra açıktır. İşte şimdi Ingilizler ve hatta Avrupalılar, Siyah Kalem'in yapıtlarını gördükten sonra kendı ıçlerinde cıd- dı bir sıkıntıya düşebilirler. Çünkü bu usta sanatçının iş- leri, aynı dönemlerden Batılı birçok müzenin duvarlarını dolduran birçoktekdüze yapıttan çok daha ilginçtir ve gü- nümüz sanatına çok daha yakındır. Akıllı ve "açık beyin- li" her sanat tarihçisi, bu sergiyi gezdikten sonra Siyah Kalem'ı dünya sanat tarihini yazarken görmezden gele- mez. Mesela "Dans Eden IkiŞeytan", "Savaşan Iki Şey- tan" ya da "Dans" gibi başyapıtlar, dünya sanat tarihine büyük bırer katkıdır ve böyle bir sergiden sonra belki "ye- niden doğum "lannı gerçekleştirmiş olacaklardır. Siyah Kalem'in geçen yıl Yapı Kredi Galerisi'nde de izlemiş ol- duğumuz bu şaheserleri dışında Cem Sultan'ın Muska görevi üstlenen koruyucu gömleği, Bellini'nin Fatih port- resi, Sinan'ın Sultan 3. Murat'a yaptığı Köşk'ün kapısı ya da imzasız bir kalemlik, bir vezir başlığı, bir prens kaf- tanı, ayn ayn incelikleri, dokulan ve gizemleriyle öne çı- kıyor. Asırlar akıp gitmiş, uygarlıklar, koca imparatorluklar, servetler, savaşlar... İşte geriye yalnız sanat eserleri kal- mış. Selçuklular, Timurlenk, Osmanlılar... Geçmişimizde yer alan bu farklı medeniyetleıin ortak noktası şu: Her bi- ri sanata, kültüre, mimariye son yanm asırda Cumhuriyet döneminde gördüğümüzden çok daha fazla önem ver- mışler. Bu topraklar, Atatürk ve Inönü'den sonra sana- tın ve sanatçılann öneminı bilen devlet adamlan ne yazık ki göremedi. ÇağdaşTürkkültürünü küçümseyip, KültürBakanlığı'- nı gülünç bütçelere ve alakasız programlara hapseden sözde liderlerimız, işte bu noktada, Batılı olmayan kültür- lerin yalnız "eski" sanatlan ile ilgilenen Batılılarla buluş- muş oluyorlar. 1987 yılında Kanuni Sultan Süleyman Ser- gisi Amerika'ya giderken Sn. Mesut Yılmaz'a ve döne- mın diğer önemli siyasilerine bu sergiyi yurtdışına çıkar- madan önce elimizde bir pazariık gücü olduğunu, bunu kullanmamamızın hata olduğunu ısrarla vurgulamıştım. Büyük tarihi sergileri kaçırmak istemeyen Batılı ülkelere, "Bu sergiyi gerçekten istiyorsanız, buna paralel olarak Çağdaş Türk kültürü ve sanatı üzerine eşzamanlı olarak birsergi düzenlemeniz lazım" diye tatlı sert bir ültimatom çekerek ıstediğimizi alabilir, onlann gözünde "sönmüş medeniyetler" gibi bir konuma itilmemizin önüne geçe- bilirdık. Ne yazık ki bu önemli satranç hamlelerinı ne 1987'de Amerika'da, ne beş yıl önce Versaılles da, ne de bu yıl Londra'da gerçekleştirebildik... Çünkü sonradan yapacağınız "rica "larhedefine ulaşmaz. Batılı insan siz- den istediğıni aldıktan sonra hızlı adımlarla uzaklaşır. Acaba bu sefer ders alıp akıllanır mıyız? Zannetmiyo- rum. Hafta sonu CHP Kurultayı'na uğrarsanız, böyle alış- kanlıklarımız olmadığını hatırlarsınız! e-mail: bedbay" tnn.net Faks: 0212 227 34 65 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/Osmanlı dev- letınde sürekli orduyu oluştu- ran ücretli as- ker. 2/Maranta adlı kamıştan 4 elde edilen ve çocuk maması yapmaya yara- yan un... Bir nota. 3/ Genel- likle midenin bozulmasından 1 2 3 4 5 6 7 8 ötürü dilin üzennde oluşan beyaz tabaka.. Altının simgesi 4/ Bir spor dalı. 5/ Bir pey- gamber... Altınköküde denilen kusturucu bir kök. 6/Rusya'da Volga kıyılannda oturan Türk soylubir halk .. Doma- tes, baharat gibi şeyler- 8 le hazırlanarak kımi 9 yemeklerin üzerine dö- külen terbıye. II Şaşma belirten bir ünlem... Iri ve ze- hirsiz bir yılan... Bir nota. 8/Eti lezzetli bir tavuk ırkı. 9/Yunan mitolojisinde şafak tannçası... Keman yayı. YUKAMDAN AŞAĞIYA: 1/Çalgı ya da ses için bestelenmiş, serbest biçimli mü- zik parçası. 2/"— Güler" Fotoğraf sanatçımız... Ge- ce yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi. 3/ Çuha ku- maşının sanldığı top... Italya'da bir ırmak. 4/ Şarkı, türkü... Okyanuslann çok derin kesimlerine verilen ad. 5/ Daha çok turşu yapımında kullamlan lezzetli bir hı- yar türü. 6/Bir çalgı... Kalın bükülmüş sicim... Cemal Gürsel'in lakabı. 7/Osmanlılarda gece bekçisi... Tür- kiye'nin plaka işareti. 8/ Yüce... Yolsuz birleşmelere aracılık eden kimse. 9/ Desenleri, çözgü ve atkıyı ke- siştirme yoluyla oluşturulan dokuma4ann genel adî.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear