25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
-SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2004 PERŞEMBE HABERLER DÜNYADABUGIM ALİ StRMEN 'Denize Diişen Yılana Sarıhr'dan Giinümiize "Denize düşen yılana santır" sözü, II. Mah- mut tarafından Topkapı Sarayı'nda söylendi- ğinde, takvimler miladın 1832'nci yılının sonla- rını gösteriyordu. Osmanlı'nın en reformcu hükümdarianndan bi- ri olduğu için adı 'Gâvur Padişah'a. çıkmış olan II. Mahmut'un otuz yıllık saltanatı ayrıca impa- ratorluğun en çalkantılı dönemidir. 19. yüzyılın Avrupa ile gümrük birfiği anlaşma- sı demek olan 1838 Ingiliz Türk Ticaret Anlaş- ması onun (ya da Sadrazamı Mustafa Reşit'in) eseri olduğu gibi, yine aynı dönemin Kopenhag Kriterieri ve ona uyum paketi olan Tanzimat da, her ne kadar Abdülmecid döneminde ilan edil- miş olsa bile, II. Mahmut döneminde hazırlan- mıştır. Mora Isyanı ile Yunanistan'ı yitiren Mahmut, Kavalalı Mehmet Ali veoğlu Ibrahim karşısın- da uğradığı yenilgilerin, toprak kaybından, ya- bancıya ödün vermekten çok daha tehlikeli ol- duğunu görünce bir dış destek aramış ve Rus- ya ile anlaşmak zorunda kalmıştı. llişkilerinin başında, biraz kaba konuştuğu ze- habına kapılarak elçisini kovduğu Rusya ile ilk ve tek yakınlaşmasıdır bu olay Osmanlı'nın. Osmanlı Imparatorluğu'nun son iki yüz yılının tek değişmez ve şaşmaz düşmanı Çarlık Rus- yası olmuştu. Bu devletle ilk ve tek yakınlaşma için biçare padişahın kullandığı deyim bile iliş- kilerin niteliğini anlatmaya yeter. ••• llişkilerin temelden değişip, önce dostluğa sonra yakın işbirliğine dönüştüğü Atatürk - Le- nin döneminde ise Istanbul'un yerini Ankara, Çar- lık iktidarının yerini de Sovyet sistemi alıyordu. Mustafa Kemal, Sovyetler'i kuşatacak, Kafkas seddi fikrine karşı durup sistemini benimseme- yi hiçbir zaman düşünmediği Lenin'in kişiliğin- de doğal bir müttefik bulurken Lenin de, hiçbir zaman sosyalist olarak görmediği, olmasını da talep etmediği Mustafa Kemal'in, ortak düşma- na karşı mücadele eden antiemperyalist birön- der olduğunu kavramıştı. 1920'de başlayan yakınlaşma, kısa sürede dostluğa dönüştü. Moskova Ankara'nın bağım- sızlık savaşının en büyük dış destekçisi oldu. Ne var ki bu dönem ancak çeyrek yüzyıl ka- dar sürdü, 2. Dünya Savaşı'nın Avrupa'da son bulmasından hemen sonra Stalin, daha önce müttefiklerine Yalta ve Postdam'da kapalı ka- pılar arkasında, dile getirdiği Türkiye ve Boğaz- lar üzerindeki taleplerini artık açıkça Ankara'ya da söylemekte beis görmedi. Türkiye Cumhuriyeti - Sovyetler Birliği ilişki- leri, bir kez daha Osmanlı - Rus ilişkileri doğrul- tusunayöneldi. Türkiye güvenceyi haklı olarak Batı ile rttifak- ta ve NATO şemsiyesinde arayıp, buldu. Her iki tarafın da kendilerine fazla yarar sağ- lamayan doğrultularını değiştirmek değilse bile biraz düzeltmeleri için altmışlı yılları beklemek gerekti. Moskova, Stalin taleplerinin yanlışlığını gördü ve böyle bir istemi olmadığını resmen açıkladı. Ankara da tek boyutlu politikanın sakıncalarını kavrayıp daha boyutlu ve nüanslı bir dış siyaset için 'yumuşama'run doğurduğu ortamdan ya- rarlandı. Ama ilişkilerin ülkelerin yapılan ve yükümlü- lükleri gereği bir noktadan ileri gitmesi olanak- sızdı. • • • Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in ülkemizi ziyaret ettiği 2004 yazında ise hem dünyanın ya- pısı, hem kuzey komşumuzun yönelişleri hem de Türkiye'nin çıkarları, artık kalıcı, yakın kom- şuluk ve işbirliği ilişkilerini mümkün kılmaktadır. Rusya süper devlet niteliğini, çağın tek ege- meni lehine kaybetmiş, sosyalizmin anavatanı sıfatını ve seksen yıla yakın süre egemen olmuş sistemini bırakmış olmasına rağmen büyük böl- gesel ve hatta krtasal güç olmayı sürdürürken Türkiye de, bölgede ekonomik ve politik olarak görmezden gelinmeyecek orta çapta bir bölge- sel güçtür ve Avrupa'nın doğu sınırını oluştur- maya adaylığını koymuş bulunmaktadır, Bu durumda hem ekonomik, hem politik açı- dan Türkiye Rusya ilişkilerinin gelişmesi her iki ülkenin de yararına olacaktır. Herhalde, Türkiye ile Rusya'nın ekonomik iliş- kilerinin bugünkü 9 milyar dolarlık düzeyinin (Türkiye'nin ihracatı 3, Rusya'nın 6) hem çok daha üstüne çıkması hem de çok daha denge- li bir yapıya kavuşması mümkündür. Dünyanın siyasal konjonktürü, çok daha den- geli ve sürdürülebilir, ortak çıkarların öne çıka- rılacağı bir politikanın geliştirilmesi için son de- recede elverişlidir. Rusya Devlet Başkanı'nın ziyaretinin böyle bir gelişmeye katkıda bulunmasını dileriz. VEFAT Değerli annemiz, aile büyüğümüz ŞERİFEEROGUL'u 01.09.2004 günüyitirdik. Cenazesi 02.09.2004 günü (bugün) öğle namazını müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından Polatlı Sakarya Köyü'nde deftıedilecektir. AİLESİ Hekimler, eğitim hastanelerindeki uzmanlann D grubu hastanelere atanmasını protesto etti 'Başasistankıyımına son'Haber Merkezi- HekimJer, Sağlık Bakanlığı'nın tstanbul, Ankara, îzrnir ve Adana'dakı eğitim hastanelerinde başasistan olarak çalışan hekimleri, yurdun çeşitli illerindeki D grubu has- tanelere atamasını protesto ettiler. Sağlık Bakanlığı, Dogu ve Güney- doğu illerinde hekim olmadığı gerek- çesiyle yıllarca hem asistan yetiştir- miş hem de sağlık hizmeti sunmuş yaklaşık 400 başasistan heJdmi Ana- dolu'nun çeşitli illerine sürmeyi plan- lıyor. îstanbul'da Haydarpaşa Numu- ne Hastanesi önünde toplanan hekim- ler, Sağlık Bakanlığı'nın bu uygula- masının kadrolaşmanın yolunu aça- cağını belirterek bakanlığı bu sürgün ve kadrolaşma girişiminden vazgeç- meye ve başasistan kıyımına son ver- meye çağırdı. Hekimler adına basın açıkJaması- AKP'deki kadrolaşma • Sağlık Bakanlığı'nın başasistanlar hakkmdaki kararmın sürgün ve kadrolaşmaya zemin hazırlamak olduğunu savunan hekimler îstanbul. Ankara ve Tzmir'de basın açıklaması yaptı. îstanbul Tabip Odası Basın Sözcüsü Dr. Osman Öztürk, "Bu sürgünlerle boşalan başasistanlık kadrolan iki yıldır iktidar olmanın bütün olanaklannı partizanca kadrolaşmak için kullanan Sağlık Bakanlığı tarafından doldurulacaktır" dedi. nı okuyan tstanbul Tabip Odası Ba- sın Sözcüsü Dr. Osman Oztürk, Sağ- lık Bakanlığı'nın, başasistanlan, ya- şadıkJan, mesleki ve sosyal düzenle- rini oluşturduklan, ailevi nedenlerle kalmak durumunda olduklan iller- den kopanp başka ile atamak istedi- ğini vurgulayarak "Bu sürgüıüerie boşalan başasistanhk kadrolan da ild yıkbr iktidar olmanın bütün olanak- İannı partizanca kadrolaşmak için kullanan Sağlık Bakanhğı tarafindan doldurulacakOr" dedi. Başasıstanlann çalışmakta olduk- lan hastanelenn sadece bulundukla- n illere değil Anadolu'ya da hizmet veren referans hastaneler olduğuna dikkati çeken Öztürk, şunlan söyle- di: "Başasistanlar, belirli alanlarda branşlaşarakhem eğitim hem de sağ- hk hizmetinin daha nitelikü hale geti- rümesne kadada buhınuyor. SağhkBa- kanhğı, bu şekilde yetkinleşıniş mes- lektaşlaronızı kadro yokluğu gibi ne- denlerle üst pozisyona geçemedigi için cezalandmyor. Eğitim hastanelerin- den kopanyor, bu dayetmiyormuş gi- bi buhınduğu ilden başka bir ile gön- deriyor." Izmir Tabip Odası Başkanı Zeki Gfil, Izmir'de yaklaşık 150 hekimin adeta sürgüne gönderilircesine tayin edilmek istendığını belirterek "YıDar- ca eğitim kadrolannda görev yapa- rak hem asistan eğitimine kadada bu- hman hem de sağhk hizmeti sunan, uhı- sal ve uluslararası bilimsel çahşmala- n yayımlanabilen niteükti hekimler sad^hekiınlikyapmayagönderiiyor- lar" dedi. Bu kadar çok hekimin bir anda gönderilmesinin Izmir'in sağlı- Sağlıkta surgun başladı• Bakanlığın SSK Ankara Eğitim Hastanesi'nde 'görev gereği' açıklamasıyla yaptığı kadrolaşma hareketine tepki gösteren CHP'li Kıhçdaroğlu, "Sağlıkta kadrolaşma olmaz. SSK'ye zarar veriyorlar" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SSK Ankara Eğitim Hastanesi'nde Başhekim Yardımcısı Nevid Ükay Batum ile hastane müdür yardımcısı ve iki şefin görevden alındığı bildirildi. Başhekim yardımcısının düz doktor kadrosuna atanması dikkat çekti. CHP tstanbul Milletvekili Kemal Kıhçdaroğhı, kadrolaşma gihşimine tepki göstererek "Sağhkta kadrolaşma oimaz. SSK'ye zarar veriyorlar. Asıl son flaç yolsuzhığu sonucu kimler görevden ahndı, onu açıklasınlar" dedi. SSK Ankara Eğitim Hastanesi Başhekim Yardımcısı Nevid tlkay Batum'un görevden alınarak Ankara Ağız ve Diş Sağhğı Merkezi'nde diş doktoru kadrosuna atandığı öğrenildi. Atamaya gerekçe olarak "hizmetin gereği'' denilmesi dikkat çekti. Ayrıca Hastane Müdür Yardımcısı Gülay Toprak ile Fatura Servisi Şefı Hatke Denûrel'ın de görevden alınarak meslek hastalıklan hastanesine atandığı belirtildi. Hastanenin Muayene Komisyon Şefı Azam Dede'nin de Mamak Dispanseri'nde görevlendirildiği bildirildi. Ankara Eğitim Hastanesi Başhekimi Dr. Sami Tûrkoğhı, atamalarla ilgili resmi yazının henüz ellerine ulaşmadığını söyledi. CHP'den tepki CHP tstanbul Milletvekili Kıhçdaroğlu, uygulamaya tepki göstererek "Uzun yıllardır aynı kadroda bulunan insanlann görevden ahnmasL, hem SKK'ye zarar veriyor hem de bflgi hirikiminin aktanlmasına zarar veriyor" dedi. Deneyimli insanlann yönetici kadrosunda tutulması gerektiğini anlatan Kıhçdaroğlu, "Bir kişinin yolsuzhığu varsa süratle görevden ahnmah, ama hiçbir yolsuzhığu olmayan, görevlerini başamia sürdüren insanlann görevden ahnması bürokraside ciddi zaaflara yol açryor. Asıl, SSK'de son flaç volsuzhığunda kimler görevden ahndı? Önce bu sorunun cevabını versin bakanlık" diye konuştu. SaKh Kıhç (sol başta) ile Salim Uslu (sağ başta) arasındaki tarüşmayı, Hak-tş'in AKP hükümeti ve bürokraüann desteği ile işçfleri sendika değıştirmeye zorladıgı iddialan başlatü. Konfedernsyon başkanlannın tartışması artıkdunışma salonlannda sürecek Salih Kılıç'tan Uslu'ya dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Katıldıklan bir televızyon progra- mında tartışmalan, Hak-tş Genel Başkanı Salim Ushı ile Türk-îş Ge- nel Başkanı Salih Kıhç'ın birbirleri hakkında manevi tazminat davası açmasına yol açtı. Salim Uslu'nun ardından Türk-tş Genel Başkanı Sa- lih Kılıç da Hak-tş Genel Başkanı hakkında 40 milyar liralık manevi tazminat davası açtı. Hak-tş Genel Başkanı Uslu, Türk- tş Genel Başkanı Kılıç ile Sky Türk kanalında katıldığı programın ar- dından, Kılıç hakkında 25 milyar li- rahk manevi tazminat davası açmış- tı. Kıhç'ın avukatlan Hüseyin Ek- mekçioğhı ve Ferhan Tunceİ de An- kara 6. Asliye Hukuk Mahkeme- si'ne dava açarak Uslu'dan 40 mil- yar liralık manevi tazminat istedi. Dava dilekçesinde, Hak-tş Genel Başkanı Uslu'nun, programda, Kı- lıç hakkında "televizyonlarda, so- kaklarda,bakanhktarm kapüannda kapıkulluk yapügı'' şeklınde sözler sarf ettiği, bu şekilde Kılıç'ı * san sendflaahklaitham ettiği" kaydedil- di. Uslu'nun, "Papağan gibi aynı şeykritekraredne,benibirdinie.Lüt- fen bana cevap ver, ama papağanhk yapma. Bunlan sana ezberietmiş- ler" diyerek Kılıç'a "çirkin ve aşa- ğdayıabir şeküde" hakaret ettiği id- dia edildi. Dilekçede, Uslu'nun, Kıhç hak- kında "Bugünekadarhükümederin kucagmda.bürokraaannvedeğinde, patronların yanında sendikacüık yapmaya alışmışlar' 1 ifadesini kul- landığı kaydedilerek Uslu'dan 40 milyar lira tazminat istenildi.:ııııuı. i -*- - s . ,-^tH«ımMO.'.» ıın7 ğını çökerteceğine dikkat çeken Gül, yapılanın sadece popülist ama çözüm getirmeyecek bir uygulama olduğu- nu vurguladı. tzmir Tabip Odası'nın hekimleri bilgilendirici belgeler hazır- ladığı ve gerekli durumda hukuki yol- lara başvuracağı belirtildi. Ankara Numune'de eyletn Ankara Tabip Odası (ATO) üyesi doktorlar da dün Numune Hastane- si bahçesinde toplandı. ATO Genel Sekreteri Semih Tatbcan, burada An- kara, tstanbul ve tzmir tabip odala- n adına hazırlanan basın açıklama- sını okudu. Sağlık Bakanlığı'nnı baş- lattığı yeni uygulamayla hekimlerin, "Doğu ve Güneydoğu illerine sürgü- ne gönderildiğini'' belırten Tatlıcan, bu yolla hekimlerin cezalandınl- dığını söyledi. DYP'den önerge SSK'deki vurgun TBMM'de ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir, SSK hastanelerine yüksek fiyatla ilaç alındığı savlannı TBMM'ye taşıdı. Akdemir aynca kamu kurumlanna ait lojmanlann sayısı ile kullananlarla ilgili de bilgi istedi. Akdemir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, SSK hastanelerinin ilaç ve tıbbi malzeme gereksinimini karşılamak amacıyla yapılan alımlarda. devletin zarannın ne kadar olduğunu sordu. tlaç ve tıbbi malzeme ahmlan için hazırlanan ihale şartnamesinin Kamu thale Yasası'na uygun olup olmadığını da soran Akdemir, "Şimdiye kadar SSK, Bağ-Kur ve Sağhk Bakanhğı arasındald ihale farkhhklan niçin düzenknmemiştir? SSK ilaç ahmlarmda, firmalardan iskonto yapıbnası takbinde buluıunuş mudur" sorulanna yanıt istedi. Akdemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde de kamu kurum ve kuruluşlarmın lojman sayısını, lojmanlardan yararlananlann görev ve unvanlanna ilişkin bilgi istedi. Yönetiminde bulunmadığı bir şirketin borçlan nedeniyle yasaklı olmuştu hıöııüVleıı yurtdışı yasağma itiraz • Inönü'nün avukatlan tarafından hazırlanan başvuru dilekçesinde, yurtdışına çıkma yasağının anayasaya, Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne aykın olduğuna dikkat çekilerek yasağın kaldınlması istendi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Es- ki Başbakan Yardımcısı, Prof. Dr. Erdal tnönü ile eşi Sevinç tnönü. Vakıflar Ban- kası Genel Müdürlüğü'nün isteğiyle ko- nulan >aırtdışına çıkış yasağının kaldınl- ması istemiyle mahkemeye başvurdu. Erdal tnönü bu yasak nedeniyle Fizik- te Grup Teorik Yöntemler Vakfi 'nca ken- disine venlen Winger Fizik Madalya- sı'nı almaya ancak özel izinle gidebılmiş- ti. tnönü ailesinin avukatlan Ahmet Çör- toğlu ve Şahin Mengü, asliye ticaret mah- kemesine dilekçe vererek yasağın kaldı- nlmasını istediler. Dilekçede, Prof. Dr. Erdal tnönü'nün hiçbir zaman yöneti- minde bulunmadığı, Sevinç tnönü'nün yüzde 5 hissedan olarak yönetim kuru- lu üyesi olduğu Sohtorik Denizcilik Sa- nayi ve Ticaret AŞ 'nin kanuni takibe uğ- ramış, fakat henüz belgeye bağlanma- mış borcu nedeniyle Vakıflar Bankası Genel Müdürlüğü'nün istegi üzerine yurt- dışına çıkış yasağı konulduğu anımsatıl- dı. Dilekçede. "Hiçbir kişi veya kuruma avncahk sağJamamak için olacak ki da- vulı banka yöneticOeri, mirvekkillerinıin uluslararası anrtaşmalaria \e anayasa ile teminat alüna ahnnuş se>ahat hürriyeti- ni kısıtiamak için \ıırtdısına çıkışına tah- dit ko> dururken bu ülkede Başbakan YardnncıhğL, Dışişleri Bakanhğı, ünher- site rektörlüğü. miDervekiDiği vapmış ve dümaca ünlü bir bilim adanıı olan mü- \ekkilime ve onun eşine bu durumu bfl- dirmekihth-acını dahi duynıanuşlardır" denildi. tnönü ailesine uygulanan yurtdışına çıkış yasağının anayasaya ve Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa tnsan Haklan Söz- leşmesi'ne aykın olduğuna işaret edilen dilekçede, Erdal tnönü ve Sevinç tnönü hakkında konulan yurtdışına çıkış yasa- ğının kaldınlması istendi. Asliye ticaret mahkemesi, istemi adli yılın başlama- sının ardından karara bağlayacak. 'Denizlere özel önem verilmeli' Deniz Kuvvetieri Komutanhğı'na bağlı olan İstanbul Tersanesi Komu- tanhğı'nda. "TCG Mehem" hücum- botunun denize indirilmesi, "TCSG- 91" Sahil GüvenUk borunun taşıma platformlan üzerinde btok atöhesin- den çıkanlması ve "TCG Atak" hü- cumbotunun omurgasının lazağa konularak ilk kaynağimn yapıbnası töreni Genelkurmarv Başkanı Orge- neral Hihni Özkök ve Kuvvet komutanlannın kahlımıyla gerçek- leştirildi. Genelkurmav Başkanı Or- general Hihni Özkök, bugün küresel güç haline gelen ülkelerin ileri bir denizcilik küİtüriine ve kuvvetti bir ı deniz gücüne sahip olduklaruu belir- ' terek "Küresel ekonominin işlevişi ve güvenliği büyük ölçüde dünya de- nizkrinin güvenüğine bağhdır" dedL ADALET BAKANLIĞFNDAN SUMEN ALTI GENELGESÎ Zamanaşımına soruşturmaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ada- let Bakanı Cemil Çiçek, başsavcılıklar- dan, kamu görevlileri hakkmdaki incele- me ve soruşturmalann kısa sürede sonuç- landınlmasını istedi. Cemil Çiçek, soruş- turmalann zamanaşımına uğramasına ne- den olanlar hakkında gerekli yasal işlemin zaman geçirilmeksizin yapılmasını da ta- lep etti. Adalet Bakanı Çiçek, başsavcılıklara, dosyalann zamanında ilgili yerlere ulaş- tınlması için genelge gönderdi. Genelge- de, şu değerlendirme yapıldı: "Suç teşkil eden eylemlerin soruştur- malannda kısa süreli bir gecikmenin da- hi kamuoyunda adalete olan güven duy- gusunu zedeleyebileceği gibi suç işleme eği- linıinde bulunan kişiJerin cesaretlerini de artüracağıgöz önünde bulundurularak.ya- züı ve görsel basına yansıyan. geniş halk kit- lelerini ilgikndiren. toplumda infîal yara- tan önemli olavlara ilişkin incekme ve so- ruşturmalar başta olnıak üzere, tüm ince- leme ve soruşturmalann kısa sürede sonuç- landınlması hususunda gereken dikkat ve özenin gösterihnesini, soruşturmalann so- nuçlandırılmalannı, engeÛeyici turum ve davranışlarda bulunanlaıia bunun sonu- cunda soruşturmalann zamanaşımına uğ- ramasma sebebiyet verenler hakkında ya- saJ işlemin zaman geçirilmeksizin yapd- masını rica ederim."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear