23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 19EYLÜL2OO4PAZAR HABERLER BUGUN ! Eleştirilerini sertleştiren Günter Verheugen, 'Biz Türkiye'ye değil, Türkiye AB'ye üye olmak istiyor' dedi ALİ SİRMEN Lise hledir? Sevgili, Dün bir kez daha yaşadım, yıllar önceki gibi, o bu- ruk teselliyi. Dün öğrenciler ders yılının iik hafta sonu tatiline çıktılar. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın en kutsal anla- nydı, hafta sonu tatilleri. Doğruyu söylemekten neden kaçınmalı ki? Ben belki de ilkokul birinci sınıftan başlayarak yatılı oku- duğum içı'n, okulu sevmedim, hatta ilkyıllanmda, ken- dimi Boğaz kıyısındaki o feriye sarayında bir hapis gibi hissettim. Ama yaşamda bedeli ödenmiş yıllann bir karşılı- ğı da oluyor hep, daha sonra hapishaneye düştü- ğümde bir "deja-vu" (daha önceden görmüşlük, yaşanmışlık) duygusu ile o yaşamı daha kolay kal- dırdım; Boğaz kıyısındaki mahpusluğum, beni o ha- yata hazıriamıştı. Bütün öğrenim hayatım boyunca hafta sonu ta- tilleri, cumartesi öğlenden başlar, pazartesi sabahı- na kadar sürerdi. Daha cuma gecesinden içim bir hoş olmaya baş- lardı. Özgürlüğe çok az kalmış olduğunu hissetmek ne hoştu. özgürlük, sinemaya, maça gitmek, para kaiırsaeğer, Levent Büfe'den sosisli salatalık turşulu, atom ye- mek, gece evde uyumaktı. Yıllardır, şimdiki öğrencilerin ilk hafta sonu tatili se- vincini içimden, kimseye çaktırmadan onlarla pay- laştım. Hiç düşünmedim "Onlar da acaba benim kadar tehalukla bekliyortar mıdır hafta sonu tatilini?" di- ye. Ne demişler, "Kişiyi nasıl bilirsin I kendim gibi" diye. Okulla banşmamız uzun sürdü. Lise sona geldi- ğimde bir tek o yıla mahsus gündüzlüydüm ve ar- tık dersler bana şölen gibi gelmeye başlamıştı bile. • • • Lise deyince aklıma bir olay geldi. Beş yıl öncey- di, 1999 Haziran pilavında, Inan Kıraç'ın yerine Y1- ğit Okur konuşuyordu. Konuşmasının bir yerinde sordu: - Içinizde lise öğrencisi ya da mezunu var mı? Salonun tamamı öyleydi zaten, mınltılar da bunu gösteriyordu. Yiğit Okur devam etti: - Peki lise nedir? Koskoca Tevfik Fikret Salonu'nda, büyük bir ses- sizlik oldu. Avukat yazar dostum da zaten bunu bekliyordu. Aldı sazı eline: "LJse milattan 400 sene önce, antik dönemde, ya- ni bugün itibarıyla 2400 yıl önce, Atina kentinin ya- kınında bulunan bir zeytin bahçesinin adıdır. Bu bahçe zeytin ağaçlan yetiştirmek ya da zey- tinyağı imalatı için kullanılmıyordu. öğretim için kullanılıyordu. Zeytin bahçesinde, derslikleryoktu, sıralaryoktu, karatahta yoktu, bilgisayar odalan yoktu. Ama öğretmen vardı. İlk öğretmen de Aristo'ydu. Büyük Iskender'/n hocası. Ahsto derslehni zeytin ağaçlarının altında geze- rek anlatıyordu. Bu konuya ne için değiniyorum? Derslikleri, sı- ralan, karatahtayı, laboratuvartarı, bilgisayar mer- kezlerini, yapılan, kampuslan inkâr etmek için mi? Elbette değil. Ama buna karşın öğrenimin heryerde yapılabi- leceğine ve öğrenimin yapılabilmesi için de önko- şulun öğretmen olduğuna değinebilmek için. öğretmen yoksa, nitelikli öğretmen yoksa neye yararyapılar, kampuslar, laboratuvarlar! Nitelikli öğ- retmen yoksa nitelikli öğrenci de yok demektir." * • • Artık bilginin kaynaklannın değiştiğini, TV'lerin bil- gisayarların her türtü bilgiyi verdiğini, okul dışında öğrenilenin okulda öğrenilenin kat kat üstünde ol- duğunu söylemek, öğretmenin işlevinin azaldtğını san- mamıza yol açmasın! öğretmen bizi yalnızca bilgiyle buluşturan kişi de- ğil, o işlevi kitap ve bilgisayar da yapıyor. öğretmen körpe filizleri eğiten kişi. Bir sanatçı mimariyi anlatırken, "Biryapıda, taş, beton, ahşap ve cam dışında kalan ve onlann hep- sine şekil veren şeydir mimari" diyor. öğretmen de öyle, karatahta, bilgi, kitap, sınav, not dışında kalan ve hepsine anlam ve işlev veren kişi öğretmen. Ve bu ders yılı başlarken Sevgili, AB'de her 20 oğ- renciye bir öğretmen düşerken bizde her 37 öğren- ciye bir öğretmen düşüyor. Ve de üstelik, öğretmen yoksul, öğretmen aç, öğretmen ders araçsız, öğretmen, baskı ve sürgün karşısında umarsız, öğretmen bilgiye, çağdaş gelişmelere ulaşma ko- nusunda oianaksız... Bütün bunlardan sonra, okullanmızın, liselerimi- zin, öğrencilerimizin, gençlerimizin, kısaca bugü- nümüzün veyannlanmızın ne durumda olduğunu söy- lemeye gerek var mı? asirmen(â cumhuriyet.com.tr AB'densonTCYuyaıısıELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL - Türkiye'ye ilişkın ilerleme raporunu ya- yımlayacak olan AB Komis- yonu, Türk Ceza Yasa (TCY) Tasansf nın AKP'nin "zina- nmsuç sayılarakcezaverüme- si" yönündeki ısranyla geri çekılmesınin "müzakaretav- siyesini" olumsuz etkileye- ceğı mesajı verildi. AB Genışleme Komiseri Günter Verheugen de eleşti- nlerıni sertleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın "lçişlerimize kanşıyorlar" açıklamasını, "ağırbirsuçla- ma" olarak değeriendırdi ve "Biz Türkiye'yedeğil, Türki- ye AB'ye üye olmak istiyor" dedı. Türkiye'nin AB nezdinde- ki daımı temsilcisı büyükel- çı Oğuz Demiralp'Ie dün acıl bir görüşme yapan Verhe- ugen, ilerleme raporu üze- nnde gece gündüz çalıştıkla- nnı ve raporu 6 Ekim tari- hınden önce TCYnın kabul edıleceği varsayımı ile hazır- ladıklaruıı söyledi. Siyasi reform sürecinde en önemlı temel unsuru oluştu- ran TCY'nin ertelenmesinin getireceğı aksaklıklann ra- pora yansıyacağını ifade eden genışleme komiseri bu nok- tadan sonra rapora ılişkin ça- lışmalannı Ankara'dan gele- cek yanıta göre şekillendire- • Türkiye'nin AB nezdindeki daimi temsilcisı Büyükelçi Oğuz Demiralp'Ie görüşen AB Genişleme Komiseri Verheugen, TCY'nin ertelenmesinin getireceği aksaklıklann rapora yansıyacağını ifade etti. ceklerinin altını çizdi. Ver- heugen, Türkiye'de reform sürecıni Türk hükümeti ile ortaklaşa başlattıklanna dik- kat çektı. Günter Verheugen'e yakın kaynaklardan edinilen bilgi- ye göre ise 6 Ekim tarihinden önce TCY'ye ilişkın bir iler- leme kaydedilmemesi duru- munda, komisyonun Türkiye ile müzakerelere başlama tav- siyesi vermesi oldukça zor. Avusturya televizyonuna demeç veren Günter Verhe- ugen, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan'ın açıklamalan- nı degerlendirdi. Erdoğan'ın "tçişlerimize kanşıyorlar" açıklamasını "agırbirsuçla- ma" olarak niteleyen Verhe- ugen, "Biz Türkiye'ye değil, Türkiye AB'ye üye olmak is- tiyor" dedi. TCY'nin, "Türkiye'nin AB'nin değerlerine uymaya hazırolupoünadıgını belirİe- mekiçin merkezibirnokta oJ- duğunu" söyleyen Verhe- ugen, "Erdoğan'ın bu reak- siyonu alışılmamış bir tepki. Eğer bir ülke AB'ye üye ol- mak istiyorsa, 'tçişlerimize kanşıyorlar" suçlaması çok ağır bir suçlama. Buradald önemli soru, bizinı Türki- ye'nin standartlarına uyup uymadığımız değil, Türki- ye'nin bizim değeıierimize sahipolupolmadığıdır" diye konuştu. ABHaber'in takvim iddiasi: Türkiye2006'ya ertelenebüir Dış Haberler Servisi - Türkiye'nin AB'ye katılım konusunda bir siyasi irade kanşıklığı içinde olması, AB'nin Türkiye'nin takvım alması konusunu 2006'ya erteleme olasılığını ortaya çıkardı. ABHaber'in "AB'de Türkrve'ji 2006'ya erteleme eğüüni" başlıklı haberinde, AB içinde son gelişmelerden sonra Türkiye konusunun 2006'ya ertelenmesi eğilimınin güç kazandığı belirtildi. ww.abhaber.com internet sıtesindeki haberde Türkiye'yle ilgili AB başkentlerinde yüksek sesle şu görüşün dile getirildiği yazıldı: "Ankara'nın AB'ye kaühm konusunda bir siyasi irade kartşıkhğı içinde olduğu görülüyor. Bu konuda Türkiye'ye fazia baskı yapmaya gerek yok. türkiye'ye 2006'ya kadar 2 yıl ek süre tanıvalım. O süre içinde Türkiye bu konuda siyasi olgunluğa erişirse tekrardan değerlendiririz." ABHaber'e göre, son kanşıklıktan sonra, AB başkentierinde Türkiye'yle ilgili karann bu yönde oluşmasını isteyenlerin sayısı arttı. Türkiye'yle bir an önce müzakerelenn başlatılmasını isteyen çe\Teler son derece güç durumda kaldı. IR \OKTASI /ORAL ÇALIŞLAR ofatcalistaf©cumhunyetcom.tr Bir 'Zinalık' Değişim "Biz dememiş miydik?" diyen- ler çok. AKP'nin kuaılduğu gün- den bu yana "Bu parti takıyye- ci" diye yorumlarda bulunanları haklı çıkaran gelişmeler oluyor. Benim görebildiğim kadanyla son "zina"geriliminın sorumlusu, ne parti tabanı, ne iddia edildiği gi- bi tarikatlar. Sorun, bana Başba- kan Tayyip Erdoğan gibi geli- yor. Tayyip Erdoğan yönetimin- deki hükümet, parti tabanında ve Islamcı kesimde "zina" kanu- nundan çok daha zor kabul edi- lebilecek kararlan daha öncele- ri alırken hiç de böyle bir tutum göstermediler. örneğin Kıbns konusu: Kıbns Islamcılar için bir fetih örneğiy- di. Erbakan yıllarca "Neden Kıb- ns'ın tamamını fethetmedik" di- ye hayıflanır durur. islamcı kesi- min geleneksel yazarlan Kıbns konusunda hiç de AKP hüküme- tinin siyasetini onaylar bir tutum göstermediler. Saadet Partisi çev- resi bu konuda AKP'ye çok yük- lendi. Içerideciddi bir muhalefet vardı, Denktaş gibi bir güç dire- niyordu. Bütün bunlara rağmen Tayyip Erdoğan, bildiğini yaptı. Kıbrıs'ta Annan Planı'nın kabul edilmesi için militan birtutum al- dı. Tabanın ne düşündüğünden çok, uluslararası iîişkileri ve AB üyeliğini önemsediğini gösterdi. Aynı şekilde Islamcı kesimin çok önemsediği türban ve imam hatip okulları konusunda ise la- ik kesimlerle çatışmamayı önü- ne hedef olarak koydu. Tabanın "Mağdur olduk" tepkilerine ku- laktıkamayı tercih etti. Tayyip Er- doğan, başbakanlığı dönemin- de, içeride "uzlaşmacı", dışanday- sa "reformcu" birgörünüm ver- meyi tercih ediyordu. Bu amacı- na ulaşmak için yeri geldiğinde alttan almasını, susmasını da bi- liyordu. ••• AKP tabanı ve geniş Islamcı çevreler, Tayyip Erdoğan öncü- lüğünde, Avrupa Birfiği'ni önleri- ne hedef olarak koymayı da be- nimsediler. Bunu benimsemele- h kolay olmadı, ama sonunda büyük çoğunluk buna ikna oldu. Erdoğan, onların ikna olmasını sağlayan temel simgelerden bi- risi haline geldi. Şimdi tam mü- zakere tarihi yaklaşırken ortaya çıkan bu "şiddef'in, bu "ce/a/"in nedenini onlann çok anladığını sanmıyorum. "Biz Türküz, kim- seyiiş/mize kanştırmayız" diyen Tayyip Erdoğan daha düne ka- dar, AB'nin istediği bütün deği- şikliklerin birer birer Meclis'ten geçmesi için özel çaba sarf edi- yordu. Bazı çevrelerden gelen, "AB'nin herdediğini kabul ede- cek miyiz?" sözlerini de dinle- miyordu. "Zina"nın suç olmasını daha önceden planlamadıkları belli. TCK'ye bazı maddelerin eklen- mesi tartışmaları sırasında, bir gazetecînin sorduğu birsorunun alevlenmesiyle ortaya çıkan "zi- na " maddesi, kısa sürede bir te- mel gerilim konusu haline geliver- di. Tayyip Erdoğan, bu konunun temel gerilim haline gelmesinin asıl nedeninin gazeteciler oldu- ğunu söylüyor. Gazeteciler ne yaptılar? Zinanın hapisle cezalan- dınlacak bir suç olmasına, zina- nın bireysel bir konu olmaktan çıkanlıp kamusal bir konu haline getirilmesine karşı çıktılar. Hani şu çok bilinen kamusal alan, bi- reysel alan tartışması. Tayyip Erdoğan ve Islamcı çev- reler, "kamusalalan", "özelalan" konusunu çok işlediler. Türban tartışması sırasında bu tanımlar dillerden düşmedi. Iki insan ara- sında tamamen bireysel tercih- lerin ürunü olan bir ilişkide (zina) acaba nasıl bir "kamusal alan" olacağını düşündüler? Şunun kabul edelim ki, Tayyip Erdoğan son gerilimin önderidir. Isteseydi, konu bu kadar büyü- meden ve alevlenmeden yatıştı- nlabilirdi. Ancak nedense böyle bir yolu tercih etti. Gerçekten, "dini referanslar" nedeniyle mi böyle hareket ediyor, yoksa baş- ka hesaplan mı var? Herkes bir- birine bu soruyu soruyor. Çünkü, şimdiye kadar hiç bu kadar ce- lallenmemişti. Bu kez çok öfke- li. Birden eski Kasımpaşalı haliy- le ortaya çıkıverdi. "Değişim", "Avrupa Birliği" gibi son iki yıl- dır dilinden düşürmediği sözle- rin hepsi sanki havaya uçup git- miş gibi. Tayyip Erdoğan iki yıldır, her- kesi kandırdı mı? Yoksa tam de- ğişim sürecine girmişti, işler yo- lunda gidiyordu da, bu sırada onu yoldan çıkaracak bir "zina" tahriki mi her şeyi berbat etti? Eğer, bizim bilmediğimiz baş- ka şey yok da sırf, "Bu memle- kette zina suç olacak kardeşim, ne AB ne de medya beni ilgilen- dirir" diyen bir başbakanın ina- dı yüzünden bütün bu gelişme- ler olduysa, o zaman AKP'nin değişimi bir "zinalık" mıymış di- ye sormazlar mı? Ağar llgın'da • ILGEV(AA)- DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, llgın'da düzenlediği mitingde hükümeti eleştirdi. Ağar, "Türkiye'nin içişlerine müdahale ediliyor' diye feryat eden Başbakan'a bugüne kadar nerede olduğunu soruyorum" dedi. • 0Ve Gelenek 8ozu/maâtf< ÖSS 2004'de ilk 1000'de 894 derece, ilk lOO'de 89 alfın genç final'den... final Ve başan bir gelenektir... 2004 ÖSS EA Türkiye Birincisi Fatma Başak AYDEMİR "9uyarışto fînat en büyükyanltmamttı. fınat fek başınayeterti kaynak" • 1. •2. •3. Sayı Sayı Sayı ile ile ile ÖSS ve Çalışma Rehberi Eki, Son 10 Yılın OSS Soruları Matfrn^t!l< i ^'!?bı (Konu Konu Tarama Testleri Ar 1 -' - ' 1, 2004de Fakültelerin Taban Puanları t i « - <• C e p K « t a p i a r ' J - u ^ - > ^ Her Pazartesi #lrVA#'le ücretsiz Bayilerde ÖĞRENCİLER!.. Artık İnternet'te sizi sınavlara hazırlayan biri var!.. final24 Program Tanıtımları, Avantajlar ve Akademık • C O / 7 7 Takvımiçın www.final24.com ÖSS ve LGS'ye intemet tabanlı 36 HaftalıkÂkıllı programlarla hazırlanın, kazanın! Sizitanıyan, eksiklerinizi gören ve gideren interaktifsistem. Tûmüyle 2005 ÖSS ve LGS'ye hazırlayan iki detayda konu anlatımı, onbinlerce çözûmlü soru. Konunun önem derecesini, sorunun zorluk seviyesini, yapamadığınız sorunun benzerlerini görme imkânı. Gelişim izleme ve anında geri bildirim imkânı. final LGS İlköğretim 7. ve 8. Sınıflar İçin 16 Sayılık Dergi Serisi Abenelere Bedava 7 Kitap 4 Adet Rebberiik Eki, 4 Adet Cep Kitabı 7 Adet Deneme Sınairi ve Kaliteli, Kullanışlı Sırt Çantası Hediye Fen Useteri, Anadolu Liseleri, Askeri Liseler, Parasız Yatılı Okullar. Öâretmen Useleri, Meslek Liseleri, Özel Okullar • 36 sayı dergi > 15 Adet Konu Tarama Testieri • Tüm derslerin cep lcitapları • 11 deneme sınavı > Rehberlik ekieri > 13 kitap • Sınav ve Çalışma Rehberi eki • 2005 Doğru Tercih CD'si fffiaf'den Herkese Bedava 13 Süper Kitap fînal LGS (Lise Giriş Sınavı) Dergisine nasıl abone olabilirsiniz? Abonelerimize Kaliteli, Kullanışlı Sırt Çantası Hediye. #irt3/'e nasıl abone olabilirsiniz? (Peşin abone olarak 152.OO&0O0.- TL yerine 136.000.000.- TL odeyebilirsiniz) 1. Nuruosmanıye CK). 17 Kat 1 Cağaloğlu-iSTANBUL adresındeki bûromuza gelerek abone olabtlirsiniz. 2. İŞ BANKASI ile: (Ûcretsizdir) final LGS peşın abone bedeli 136.000.000.- TL'dır. Taksitii abone bedeli 1. Taksit 95.000.000.- TL., 2. Tatoit 57.000.000.- TL'dır. 3. POSTA ÇEKİ ile: finml LGS'nin 1054231 nolu posta çekine peşin abone bedeli 136.000.000.- TL yatınnız. Taksitii abone bedeli 1. Taksit 95.000.000.- TL, 2. Taksit 57.000.000.- TL'dır. 4. KREDİ KAfm ile: Kredi kartı rtumaranızı ve son kullanma tarirnni, admızı ve adresınizi dilekçe ile (0212) 512 23 03e faksiayınız. (Peşin abone olarak 2^2d64C8^TL yerine 217.000.000.- TL. odeyebilirsiniz) 1. Nuruosmanıye Cad 17 Kat 1 Cağaloğlu-iSTANBUL adresındeki bûromuza gelerek abone olabilirsiniz. 2. İŞ BANKASI ile: lücretsızdır) final Dergısı oeşın abone bedeli 217.000.000.- TL dır Taksıtfı abone bedeli 1. Taksit 141.200.000.- TL, 2. Taksit 100.000.000.- TL'dır 3. POSTA ÇEKİ ile: final Dergısı'nın 1054594 nolu posta çekine peşın abone bedeli 217,000.000.- TL. yatnnız. Taksitii abone bedeli 1. Taksit 141.200.000.-TL, 2. Taksit 100.000.000.-TL dır 4. KREDİ KARTI ile: Kredı kartı numaranızı ve son kullanma tanhını, admızı ve adresınizi dilekçe ile (0212) 512 23 03e faksiayınız. final ÖSS, final LGS dergilerine internet'ten direk abone olabilirsiniz • www.final.com.tr Internet'ton Erken Kayıt Avantajı!... Program Paketleri Seçkin Bayilerde!.. Bilgi Hattı: (0212) 272 51 76 Geniş Bilgi İçin: Nuruosmaniye Cad. Yeşilay Işhanı No: 17 Kat: 1 Cağaloğlu 34410 İstanbul Tel,: (0212) 512 23 00-01-02 • Fax: (0212) 512 23 03
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear