23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
19EYLÜL2004PA2AR CUMHURİYET SAYFA 17 3 E «o TelAfer'in adı değişsin: TelAfet! Baktronik posta: denizsomecumhuriyetcom.tr www.denjzsom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Işsizlikle mücadele yolu bulunmuş... "Yine birileri volunu bulacak demektiri" Değiştir mEvren X" , Kocadağıstan: "Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm 'Bu koltuk çok rahatsız, kimseye tavsiye etmiyorum' diyor. O halde ya koltuk değişsin, ya bakan!" Zamcılar Hamza Saykan: "Geçen ay petrol fiyatlan 44 dolardan 49 dolara çıktı diye benzine yüzde 5 zam yapılmıştı. Şimdi petrol fiyatlan yeniden 44 dolara geriledi. Zamcılar zamlannı geri almayı düşünmüyorlar mı?" Ne gerek Mete Neptun: "Bir insan v\ alkol ve uyuşturucu ^ bağımlılığından kurtulabiliyorsa kutlamak gerekir. Ama onu ABD Başkanı yapmak gerekir mi?" licaret # Akif Kökçe: "Türk ^ karasularında batan zehirli gemilerden sonra zehir ticareti yapabiliriz: Hadeee batan geminin zehirleri bunlar!" ürk Ceza Yasası'nda zinaya hapis cezası ön- gören maddenin tasarıdan çıkarılmasından sonra AKP hükümeti, olağanüstü toplantıya çağırdığı Meclis'te son iki maddeye gelindi- ğinde tasanyı geri çekti. Siyaset kulislerinde Başba- kanın böyle istediği, RecepTayyip Erdoğan'ın "zina- ya ceza getirmeyen bir ceza yasası istemediği" konu- şulmaya başlandı. Islamcı iktidar neden, zinaya ceza istiyor? Bunlar, zinanın yurttaşlık yasasında boşanma gerek- çesi olarak kalmasıyla neden yetinmiyoriar? Isra Suresi'nden... Zinaya yaklaşmayın. Zina hayA üsızlıktır, zina yolu pek kötü bir yoldur. Nur Suresi'nden... Zani ile zaniyeye, her birine, yüzer kırbaç vurun, Al- lah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'a itaat hu- susunda zani ve zaniyeye acımayın, müminlerden bir taife de, bu cezanın icrasına şahit olsunlar. Zina Zani erkek ancak zani veya Allah'a inanmayan bir kadını nikâhlayabilir. Zani kadın da ancak zani veya Al- lah'a inanmayan bir erkeğe nikâhlanır. Bu yolda evlen- mek müminlere haram edilmiştir. Cariyelerinizi, namuslu yaşamak istedikleri halde dünya hayatının malı için fuhuşa sevk etmeyin. Zoria- ma ile fuhuşa sevkinden sonra Allah onlan yargılar, ba- ğışlar. Nisa Suresi'nden... Kadınlannızdan fuhuşu irtikap edenlere karşı, içi- nizden dört şahidi dinleyin. Dört kişi şahitlik ederse on- lan ölünceye yahut Allah onlara bir yol açıncaya ka- dar evlerde alıkoyun. Içinizde fuhuş irtikabiyle suçlu olanlann ikisini de in- citin, pişman olarak tövbe ederter ve hallerini ıslah ederlerse onlan cezalandırmaktan vazgeçin. Aranızda hür ve mümin kadın almaya serveti, gücü yetmeyenler, müminlerin kölesi ve cariyesi olan mü- min kızlardan alsın. O halde onlan sahiplerinin izniyle alın. Mehirlerini adilane bir surette verin. Onlann iffet- li olmalanna, zina etmemelerine, dost tutmamalanna dikkat edin. Onlar kocalı olur da fuhuşu irtikap eder- lerse cezalan hür kadınlara verilen cezanın yansıdır. Ayetlerden anlaşıldığına göre, peygamberin döne- minde Arap toplumunda bir zina sorunu var. Ayetler de bu sorunu çözmek için bir dizi yaptınm öngörüyor. Peki günümüzde böyle bir sorun var mı? Zina ile binanın artmasının kıyamet habercisi oldu- ğunu biliyorve gözümüzün önünde hızla yükselen ka- çak ya da ruhsatlı binalan gördükçe kıyametin yaklaş- tığını anlıyoruz da zinalardan haberimiz pek yok... Başbakan bu kadar ısrarlı olduğuna ve talep de AKP'nin tabanından geldiğine göre durum galiba vahim! SESSİZ SEDASIZ (!) Susurluk'ta kesilen hayali trafik cezası Yerel seçtmin yapıldığı gün yani bu yı- lın 28 Mart'ında, Istanbul Ümraniye'de oturan Raşit Ateş, Kemerdere Endüstri Meslek üsesi'ne gidip oyunu kullanıyor... Aradan süre geçtikten sonra 6 Nisan 2004'te postacı kapısını çalıyor ve bir tebligat yapıyor. Raşit Ateş, 28 Mart 2004'te Balıkesir Susurluk'ta "ışıklı kav- şak"ta hız sınınnı aştığını ve otomobilinin plakası üzerinden tutanak düzenlenip hakkında 83 milyon 100 bin lira para ce- zası kesildiğini öğreniyor. Oysa Ateş, ne o tarihte Susuriuk'tan geçmiş ne de da- ha önce Susurluk'ta bulunmuş... Ne yapması gerektiğini soruyor soruş- turuyor ve 28 Nisan'da Ümraniye Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, Susur- luk'taki cezaya itiraz ediyor. Dava dosya- sı Ümraniye'den Susurluk Sulh Ceza Mahkemesi'ne gönderiliyor. Mahkeme- nin sorması üzerine Ümraniye 3. İlçe Se- çim Kurulu Başkanlığı'nın cevabi yazısı üzerine Raşit Ateş'in söz konusu tarihte 3002 numaralı sandıkta 278 sıradaki seç- men olarak oy kullandığı saptanıyor. Bu arada yine mahkemenin sorusu üzerine Susurluk Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği ceza makbuzunda oto- mobilin renginin yanlış yazılmış olması- nı "sehven yazılmıştır" diye açıklıyor. Trafik polislerinin yanlışlık yaptığı anla- şılıyor ve Susuriuk Sulh Ceza Mahkeme- si, 24 Ağustos'ta karannı veriyor: Raşit Ateş, kesilen trafik cezasına cezanın teb- liğinden yedi gün içinde itiraz etmediğin- den, cezanın iptaline ilişkin dilekçesinin reddine! Yüksek Yerilim Hatb e-dünyada, hayatımız web sitesi... Tıklayanın haddi hesabı yokî erdincutku(a yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKÎNCİ 'Kentsever' Sevdalılar... KİM KİıME DUM DUMA BEHIÇAK behicakı turk.net Yaşamını ülkesırun çıkarlanna adayanlar için "yıırtsever" deriz de kentlerine ve kentlilerinın çı- karlarına adayanlara neden "kentsever" demeyiz?... Yıllar önce bu-panelde dillen- dirdığım bu soru, geçenJerde Karadeniz bölgesındeyken ye- niden aklıma takıldı. Onca yıldır başkaca birinden de "hakusuT gibilerden bır yanıt gelmediği için, "galiba uygunbir deyim de- ğjl" dıyerek yine dılunın ucun- dan gen çevırdım. Ne var ki yine geçen haftalar- dakı "Muğk-tstanbuT seferle- rımden bınnde. rampada peşine takıldığım kamyonun arkasında- kı şu yazıyı okuyunca, yurtse- verler gibi "kentseverleri" de bağrımıza basmak gerektiğini bır kez daha herkesle paylaşma- ya karar verdim: "Şehir gibisin Bitfis™" Üstelik belki sağına soluna da bıldiğınız "sevdaJı" sözlerden eklenmıştı... Bitlislı kamyon şo- förü, belli ki sevdiğiyle kentini öylesine bütünleştirmişti ki, "şe- hir" dediğın de ışte "bu" olma- lıydı... Asbnda yaşamın gerçeğinde de bu böyle değil midir? Kimi Giresun Valı Yardımcısı Mu- ammerAksoy'un bellı kı "kent- sever sevdah" olarak ısrar ettıği "Gün baünunı hep birlikte Lde- yeünT teklıfinı yerıne getırdık. Kale"dekj akşamüstü forumu- na sadece bunun için ara verdi- ğimizde, kimilerimiz ne yazık ki o Giresun güzelliğıni "yalnız" yaşadılar. Kimilerimiz de "fark etmedfler" bıle... Kentın "mimarhk değerleri- ni" anlatmaya hazırlanan Prof. Hüseyin Kaptan ıse söze nasıl gıreceğıne emınim ki yine o an- larda karar vermişti. Güneş yol- cu edilip herkes yerini aldıktan sonra "BUhormusunuzsahilde- ki kayalara ne yazmışlar" dedi ve şöyle söyledi; "Seni seviyorum prenses_" Kapîan'a göre sevdalı Gıre- sunlunun "prenses" dedığı de aslında *kenti"ydı. Kale'den hem gün doğumunu, hem de ba- tımını sevgılısıyle birlikte sey- rettıklennde, bır kent başka ne sunabilirdi ki bu iki yüreğın bır- likteliğine?... • • • Nitekim, bir gün önce Trab- zon'daki akşam forumunda söz alan "ArhaviPlatformu" sözcü- Prof. H. Kaptan'ın ''prenses" kenti Giresun... kentler vardır, sizde hiçbir beğe- ni yaratmazlar. Hatta "Oradaas- la yaşavamam" falan da diyebi- lirsiniz... Ama, bır fırsatınız olur da ay- nı kentte, sizi de şaşırtacak bir sevgi ve coşku içinde yaşayan- larla konuşup dertleşebilirseniz, sohbetin derinliklerinde şunu fark edersiniz. Onlan "orah" ya- pan, öncelikle oradaki yaşan- mışhklardan süzülüp gelen anı- larvebirliktelikler... Bunlar arasuıdaki "sevdah be- rabertikter'' ile aym duygulara tanıkhk" eden kent mekânlan da işte o kamyoncunun Bitlis için de hissettiği hayranlığı ve bağlıhğı yaratıyor; "Şehir gibi- SH_" • •• Sözü uzatmadan "Karade- niz"e dönecek olursam, Mimar- lar Odası'nın 2005'teki dünya nimarlan buluşmasına doğru cüzenlediği "TürkryeKongrele- ri" için Trabzon'da ve Gire- sın'davdık... lerinin konuşmalannda da "kentsever sevdahlann" söyle- mi vardı. Karadeniz kıyı yolu- nun henüz yok etmediği kentsel değerlerini bu aymazlığın elin- den "kurtann^a" karar \eren Arhavi, Fındıkh ve .\rdeşen'de- ki duyarlı "kentüler'', kendileri- ne destek isterken dediler ki; "Yaşama\ı ve sevmevi büenler bu yolun yarattığı katliama seyirci kalamazlar; çünkü yaşamın ve se\ gjnin kavnağını kurutu>'or._" Onlan kucaklarken, yıllannı yaşadığı kentin ışte bu değerle- rini korumaya ve her benzer pro- je karşısında da tepkilerini hay- kırmaya adamış "kentsevw sev- dah" dostlanmıdüşündüm... Acaba Trabzon ve Gire- sun 'daki "mimarhk forumlan- nın" sonucu şu olmasın: "Kent halkı kentsever sevdahlannın değerini bilebildiği zanıan nıi- marhğunızda kurtulacak. şehir- ciliğimiz de..." oekmc'Kh cumhuriyetcom.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARİCI kamilmasaraci <: mynet.com HARBl SEMİH POROY semihporoyCcı yahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc<Tı yahoo.com * )Qf>h i TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAK 19Eyliil incic.murntaz-arikan.com Frsnküshlin GÜLDÜRÜ F/LMLERİYLE ÛNLÜ i9t3'TE &UGÜN,AM£R.İKAU SİNEMA YÖNBTMEH! FĞAHK 7ASHLIN (T£ÇÜA/) POĞMUŞTU- GENÇ- L/K YILLA/S.IK1OA Çİ2Gİ &OM/IM GeSSAM S ' ç ş ş 195O '£>£ SAÇLADrSl S/A/EM/4 K4/SİYeEİN- OB GÜLDÜ&Ü TÜI2ÜNE ÖNC£U< \/e£EN TASHUH; DBSSte eEYHOL&S; DAMA/y *&YE Gtgt FİLM OMUN L.£lA//S'/ Sog uope r GÛLOÜ/SÜLBBOİ PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU CHP'liler Neredeler? Geçen hafta "mobilya", bu hafta ortasında da "motorlu taşıtlar" fuarlarının açılışında bulunmak üzere Bursa ve Konya'daydım. Anadolu'da açılan fuarlar, önemli birtanrtım ve pazarlama aracı olduk- ları kadar düzenlendikleri bölgelerin eriştiği sana- yileşme düzeyini göstermesi açısından da önem taşıyorlar. Bu fuarlarda katılımcılartn büyük bölü- münü, ürünlerini uluslararası alıcılarasunmak iste- yen yerel, bölgesel üreticiler oluşturuyor. Mobilya sektörü de, otomotiv sektörü de ülkemiz ekono- misi içinde ağırlığı olan sanayi kollan; özellikle oto- motiv sanayii 6 milyar 800 milyon dolarlık ihraca- tıyla başa güreşen sektörler arasında yer alıyor. Bursa da, Konya da hızla sanayileşen, gelişen kentlerimiz. Uzun yıllardır içinde olduğumdan biliyorum; fu- arlara katılan firmalar ne kadar köklü ve deneyim- li olurlarsa olsunlar görücüye çıkan genç kızlar gi- bi heyecan duyarlar, beğenilmek, takdir edilmek beklentisi içindedirler. özellikle küçük ve orta öl- çekli firmalar için bu beklenti çok daha büyüktür; çünkü gerçekleştirilecek kalıcı bir iş bağlantısı fir- manın geleceğini etkiler, büyümenin yollannı açar. Bu nedenle katılımcı kuruluşlar kentin valisinin, belediye başkanının, milletvekillerinin, politikacıla- rının, sanayi ve ticaret odaları yetkililerinin ve ba- sının fuar açılış günlerinde yanlarında olmasını, kendilerine destek vermesini isterler. Bursa'da da, Konya'da da gözlemledim; AKP'li- ler belediye başkanları, milletvekilleri ve ilçe baş- kanlarıyla tam kadro geliyorlar açılışlara. Standla- n tek tek dolaşıyorlar, fırma yetkililerinin ellerini sı- kıyorlar, hal hatır sorup başarı dileklerinde bulunu- yorlar, onlann yanlannda olduklarını ifade ediyor- lar. Ertesi gün de doğal olarak yerel televizyonlar- da bu görüntüler yayımlanıyor, gazetelerde fotoğ- raflan, demeçleri yer alıyor. • • • Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bursa'da dört, Kon- ya'da da iki milletvekili vardı, fakat sanayi fuarlan gibi geniş kapsamlı ekonomik etkinliklerde hiçbiri ortada gözükmüyor. Her defasında da katılmama- lanna gerekçe olarak ileri sürdükleri bir "mazeret- /eri"oluyor. Bu "mazeref/er"genellikleAnkara'da- ki "büyük siyasal çözümlere ilişkin" önemli toplan- tılaria gerekçelendiriliyor. Başka bir deyişle onlar evrensel, ulusal "büyük sorunlar"\a uğraşırken se- çildikleri bölgelerin büyüme, gelişme, sanayileşme, ticaret, istihdam gibi "küçük" sorunlarıyla ilgilen- mekdeAKP'li meslektaşlarınadüşüyor. Sonra se- çimler gelip çattığında orta ve küçük ölçekli sana- yicisiyle, esnafıyla ve emekçisiyle bölge seçmeni- nin blok halinde AKP'ye kaydığını görünce çok şa- şınyorlar. Gelişme, sanayileşme, kentleşme aynı zaman- da sosyal demokrasinin doğal oy potansiyelini oluşturan emekçilerin de sayıca büyümeleri anla- mına geliyor. Bu, tüm ülkelerde böyleyken bizde tam tersi oluyor.. gelişen, sanayileşen tüm kentle- rimizde emekçi sınıfı sayıca büyürken sosyal de- mokratlann aldığı oylarda oransal bir düşüş göz- lemleniyor. örneğin, son yerel seçimlerde Kocaeli, Bursa, Konya, Kayseri, Denizli, Kahramanmaraş gibi hızla sanayileşen, gelişen kentlerimizin hiçbi- rinde CHP kazanamadı, bu kentlerin tümünde AKP birinci parti oldu. Bunun nedenleri üzerinde düşün- mek herkesten önce sürekli "büyük politikalar"\a uğraşmaktan yerel-bölgesel sorunlara eğilmeye bir türlü zaman bulafnayan CHP'lilere düşüyor. Yine Bursa'daki, Konya'daki fuar örneklerine dö- necek olursak, diyelim ki CHP milletvekilleri ger- çekten de kendilerinin Ankara'dan ayrılmalanna olanak tanımayacak kadar önemli toplantılara ka- tılmak zorunda olduklarından böyle günlerde se- çim bölgelerindeki işadamlannın, tüccarların, es- nafın yanında olamıyortar. lyi de, CHP il başkanla- rını, ilçe başkanlarını, yerel politikacıları hangi önemli görevler engelliyor? Yoksa CHP'liler tüm mobilya üreticilerinin, mobilyacı işadamlannın; oto- motiv sektöründe üreten ve çalışan herkesin "za- ten kendilerinden olmadığı" gibi bir yanılgı içinde mi? Bu ilgisizliğin, uzak duruşun mutlaka bir ne- deni olmalı, öyle değil mi? Belki bir yetkili çıkar, açıklar da, biz de öğreniriz. (e-posta: dkavukcuoglu@superonline.com) BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/Insannüfu- sunu yapı, gelişme ve dağılım açı- sından ince- leyen bilim. II Içe dog- mayla akla gelen yarahcı duygu... Ad ka\Tni hü- kümdanŞed- 9 dat tarafın- dan cennete benzeti- lerek yaptınlan efsa- nevi bahçe. 3/ Hava 2 basmcıbirimi... Axa- bistan kıyılarında iş- letilen, zambuka 5 benzer bir tekne tü- 6 | rü. 4/Işaret... Büyük ve sert taş kütlesi. 5/ 8 I a Dermeçatma,ufak 9 | tefek" örneklerinde olduğu gibi, anlatımı güçlen- dirmek için sesçe benzer sözcüklerin üst üste ko- nulmasma verilen ad. 6/ Yıbnaz Güney' in bir fil- mi... Çinkonun simgesi. 7/XVII. yüzyılda ortaya çıkan resim ve mimarlık biçemi... Yurdumuzun bir bölgesi. 8/ Belli, açık... Yukandan aşağıya doğru eğimi olan yer. 9/Tuzlu hamurdan yapılan, ince ve uzun çubuk. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Bir akarsuyun herhangi birkesiminden saniye- de geçen suyun oylumu... Eski dilde kapı. 2/Isim- ler... A\uç içi. 3/Bey... Doğu Anadolu'yaözgüot- lupeynire katılan kokulu bir ot. 4/"— Küçük Zen- ci": Agatfaa Christie'in romam... Japonlann ulu- sal giysisi. 5/TevfikFikret'in, adına şiirler yazdı- ğı oğlu. 6/Uyma. boyun eğme... Duman lekesi. 7/Meziyet... Karada yaşayan bir yumuşakça cüı- si. 8/Gözdeki canlılık... Küçük tanelı bir muşmu- la cinsi. 9/ Üstü kapalı olarak anlarma... Sevinç.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear