29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17EYLUL2004CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL CumhuriyetçiliğinBcsiği TARTIŞMAYA Hikmet Çetinkaya da katıldı. Geçen gün, llhan Selçuk'un bilinen sorusunu sorup o da buna kendi sorusunu ekliyordu. "Güdûk" kaldığını söylediği soldaki yeni par- tilerden birini örnek alarak. Isterseniz, daha yararlı olması için, onun ör- neğini genişletip aynı sonjyu daha genel olarak soralım: "AKP'ninyükselmesini.. vesolda, CHP dışında kurulmuş olan partiler niçin büyüyemi- yorlar ya da biraz büyüdükten sonra niçin bir noktada durup kalıyortar?" Çetinkaya, galiba farkına varmadan, sorusu- na verilebilecek yanıtı yine kendi yazısında ver- miş. Nitekim, Türkiye'nin temel sorunlanndan bi- rinin "bağımsızlık ilkesi" olduğunu söyledik- ten sonra "Ancak, tek sorun bağımsızlık değil- dir" diyerek tanmın sorunlarına geçiyor: "Ülke, bugün, yurtdışından 700 milyon dolariıkpamuk ithal etmektedir. Tarım giderek yok olmakta, pamuk ekimigiderek azalmaktadır." Gerçek, Ge- diz, Söke, Amik ovalannda açıkça görülmektey- ken, Çetinkaya'nın sorularına CHP'li, DSP'li, SHPTıler "Canım, pamuk üretmek ithalattan daha maliyetli.." diyerek yanıt veriyorlarmış. Onun da bu görüntülerden ve yanıtlardan son- ra, "Bugünün Türkiyesi'nde bağımsıziık ilkesi, Mustafa KemaVin belirttiği anlamda tam ba- ğımsızlık olarak anlaşılmalıdır" diye düşünme- si gerekmez miydi? Yani, "Çok şükür, ülkemiz işgal altında değil; bayrağımız, Istiklal Marşımız var" demekle ye- tinmeyip devletin ve halkın sorunlarını çözme- de IMF'li, ABD'li sözde tarım uzmanlarını, Dün- ya Bankası'nın, AB'nin sözde ekonomi bilgele- rini dinlemeyip kendi kalktnma modelimizi ken- dimizin geliştirmemizi, gerçek bağımsızlığın her şeyden önce "bağımsız düşünebilmek" oldu- ğunu anlatması gerekmez miydi? Çetinkaya da teslim ediyor ki, "küreselleşmeyi özümseyipye- ni dûnya düzenine ayak uydurma" telaşına ka- pılmış olan CHP, Kemal Derviş'i bile partiden atma cesaretini gösterememiş. Isterseniz, buna, SHP'nin ve DSP'nin kendi ik- tidardönemlerinde, ister "koalisyon ahlakı" ba- hanesiyle, ister "çağdaş dünyaya ayak uydur- ma " gerekçesiyle ortayakoyduklan bağımlılık ör- neklerini de ekleyebilirsiniz. Şimdi, bunlara tepki olarak o partilerden dış- lanan ya da beyhude mücadele yerine ora- lardan koparak dogru ilkeler doğrultusunda ye- ni örgütlenme yollan arayanlann tutumlan cum- huriyet kavgasını zayıflatmak mıdır, yoksa cum- huriyetçiliğin umutsuzluğa kapılıp edilginliğin girdabında kaybolup gitmelerini önlemek mi? On- lar da giderse, sonra kim kimi nasıl birieştirecek- tir? Ülkenin uyanık cumhuriyetçi yazarlan bunlan bütün boyutlanyla görerek halk yığınlarına an- latmazsa, AKP'liler ezik ve çaresiz insanların yeryüzündeki günlük nafakalarını ve öbür dün- yadaki ruhani rahatlannı karşılayıp oylannı da top- lamaz mı? 'Yolcu' Bavullarımızı hazırlayahm. Gidiyoruz. Artık Türkiye'de işgalciler "yolcu" değil, "yolcu" olan bizleriz. Nereye mi? O, belli değil. Ama birilerinin ülkemize geldiği, belli. Prof. Dr. Mahir AYDIN îstanbul Üniversitesi ocukluk yıllarırrnzın şündir nu. Onlar acımasızlaştıkça, Islami terör de ç"Yolcu". Kurtuluş Savaşı'mn dırencinı anlatır, ışgalcıleri uya- nr, onlan "yolcu" görür. Üste- lık, yolunu şaşıran bir yolcu: -Dıiryoku,bibneden geiipbasüğın/Bu top- rakbirdevrinbattığıyerdir'' dızesıyle baş- lar. Evet! Köhne bir devır kapanmış, koca ım- paratorluktan genye, bir bız kalmıştık. Sö- mürgeciler "Her şey bitti" dıyor, bız yeni- den başhyorduk. Ulusal onursavaşunız, an- lamsız geliyordu orüara. "Boşuna uğraş- mayın" dercesine, gülüyorlardı. Aldırma- dık, Cumhuriyet Devletı'nı kurduk. Bize yakışan biçımde, güzel ve anlamlı. Ama 80 yıh, zar zor gende bıraktık. Son 50 yılda, Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf un. "lanetB kervan"ı gibiydik. Cumhuriyet Devrımlen'nden saptıktan sonra, Anadolu'da yolumuzu yitirip, amaç- sızca dolaşıp durduk. Başımıza "çorapör- me*leri, yalnızea izledık. Sustuk, yutkun- duk, dayanma gücümüzü zorladık. Bağış- layın benzetmeyı, Tenceredeki Kurba- ğa" gıbr. Sudolutencereyekurbağayıko- yun. Kısık ateşte bırakın. Su ısındıkça, kurbağa da uyum sağlar. Artan sıcaklık kadar, direnç gösterir. Pişme noktasına ge- lir. Sonunda, kımıldayacak gücü kalmaz ve ölür. Günümüz dünyave ülke sorunlan, "Cum- huriyetKnrmaylanw nı çok açıdan üzüyor. Kimi saf beyinler, "Dinler Arası Uzla- şı"dan söz ediyor. Sanıyor ki, din adamla- n anlaşırsa, terör de bitecek. Küresel te- rörün nedeni, Hıristiyan - Müslüman ça- tışması değıl ki.. AvTupa, din politikasını beş yüz yıl genlerde bırakmış. Bugün "din devteti" olan, "din poütikası" uygulayan başat ülke, Israıl. ABD ıse onun taşero- *kanı kan üe yıkama" yanlışlığında. Türkiye için, fırtına öncesinin sessızli- ği yaşanıyor. Projelerin, 5-10 yıl içinde sonuçlanması bekleniyor. Samsun îstan- bul'dan ayn, Izmir Adana'ya uzak, Van Ankara'dan ulaşılmaz olacak. Acaba, Kur- tuluş Savaşı'na başlarken, bıze gülenler haklı mıydı? Yoksa Çanakkale'de boşuna mı direnmiştik? "Ben sizlere taamızu de- ğil, ölmeyi emrediyorum" demenin bu- günkü bedeli, kaç dolar? Tüm dünyaya baş eğdirdikten sonra "Türk ulusunun bi- reyi olmakla yetinmek" hangı holding ve medyada para eder? Atatürkve onurluyi- ğıtlen bu durumu görseydi, kahnndan ölür- dü. Bılen bilmeyen "Avrupa BirtiğT diyor da, başka bir şey demiyor. Avrupah aptal mı? Bu kadar geniş toprağı, bu denli çok nüfusu, böyle yoksul olan bir ülkeyi, al- sın. Neden Avrupa Birliği diye sorsanız, yanıtı belli: Daha iyi ekonomık koşullar. Yani, para. Avrupa Birliği'ni, "Yeniçeri'yeuhıfedağı- tan padişah" sanıyorlar. Doğrudur! Bir gün gelecek, Avrupa Bir- liği'ne gireceğiz. Ama Türkiye Cumhuri- yeti olarak değil. Onun bir parçası kadar. Önce, "Küçûlün" diyorlar. Yani, Doğu Anadolu Ermenilere, Güneydoğu Kürdis- tan'a, Karadeniz Pontus Devlen'ne, Ege Yu- nanistan'a, Marmara Bölgesi de uluslara- rası yönetime verüecek. Türkler mi? Onlara; kafası, kolu, baca- ğı kopanlmış birparçakalacak. Yani Iç Ana- dolu. Tıpkı 1920 Sevr Antlaşması'nda ol- duğu gibi. îyi de, elde kalan bu bölgenin neresi Avrupa? Bavullarımızı hazırlayahm. Gidiyoruz. Artık Türkiye'de işgalciler "yoku" değil, "yolcu" olan bizleriz. Nereye mı? O, bel- li değil. Ama birilerinin ülkemize geldiği, belli. Türkiye parsellenip satüıyor, bakıyoruz. Ekonomi kalelerimız yıkıhyor, "babalar gibi satmaya" böbürlenıyoruz. Gençler sıfır ideal ile yetışıyor, "sıfir çekmeleri"ne şaşıyoruz. Üretim alanında nal topluyor, Av- rupa ölçeğinde tüketiyoruz. Açlık suıınn- da maaş veriyor, "Aç it nnn yıkar" sözü- nü unutuyoruz. Misyonerler yurttaşımızı Hıristiyan yapıyor, türbanı savunuyoruz. Yanm yüz yıldır hor görülen demiryolun- da Japonya'ya özeniyor, kaza sonrası ma- kinisti suçluyoruz. Ve Israil'in "armaged- don* planlannabakıyor, "anlanuşgftH" ya- pıyoruz. Umursamaz, duyarsız, öngörüsüz olup çıktık. Böyle bir anlayışla, bıralun "dün- yamn merkezi'' Anadolu'yu, kutuplarda yaşanmaz. Çünkü oralann bile, uyulması gereken kurallan var. Bu arada birileri "Ulus deviet mi kaldı" demesın. Onlar, kendısıne "Kuşabak.kuşa" denılenler. En çok Avrupah olan Fransa, Alsas-Loren bölgesinde Ahıvanlara toprak satıyor mu? Tüm sorunlar, ılk bakışta aymazlığımız gibi görünüyor. Amahiçbıri raslantı değil. Sömürge planlan doğrultusunda, adım adım uygulanan bir program. Çevremiz- de olup bitenlere alıcı bir gözle bakın. Tür- kiye'nvn içıne düştüğü "örümcekağı'' ko- layca görülecektır. Tıpkı gladyatörlerin, arenada dövüşürken birbiri üzerine attığı ağ gibi. O yüzden, bize yol göründü. Kalkın, gi- diyoruz! Eğerkalırsak, bize ağır gelir. Biz onlarauyamayız, onlarbize. Onurlubirulu- suz. Utanınz. Başka türlüsünü yapama- yız. Ama istersemz kendımize, son bir "şans" tanıyalım. Ulusal değerlere "çokive- di ve günlü" sahıp çıkalım. Bü>'ük Pet- ro'nun dediği gibi, "yüzümüzünkızarma- a"nı beklemeyelim. "Kim uğraşacak" mı diyorsunuz? Onlar her an bizimle uğraşı- yor ya! Önemlı bir "işiniz" mı çıktı? Siz bilirsınız. Ben gidıyorum. Geleceksimz... Özelleştirme Çökertmesi D Dr. ÎUıanAZKAN evletimizin ka- lelerinden biri dahauluslarara- sı büyük sermayeye ve onlannyurtiçindeki ajan- larına teslim ediliyor. TÜPRAŞ'tan söz ediyo- rum. SÖzü uzatmaya ge- rekyok. Devletimizinte- meUerini oluşturan, zarar etmesi söz konusu olma- yan, en büyük gelir kay- naklanmızdan biri daha elden gidiyor. Yapılan şey, devletin temellerinı dinamitlemekten fark- sızdır, ulusalcılık karşıtı bir sivil darbedir, Ata- türk Cumhuriyetinden geriye ne kaldıysa onla- n da yok etmektir. TÜP- RAŞ'ı ihalenin sonuç- landınldığınuıertesigün geri almayakaüan,baka- lım alabilir misiniz? Bu kuruluşun üç yıllık kân karşıhğı satıldıgı gerçek- tir, satın alan ortaklığın öz sermayesınden bir kaynak ayırması da ge- rekmemektedir. Kısaca söylemekgerekirse TÜP- RAŞ, gümüş tepsi için- de birbüyükyabancı ku- ruluşa ve onun yerli or- tağına adeta armağan edihniştir. Bu seçkin ku- ruluşun özelleştirihnesı- ANKM Şimdi kusursuz teknoloji, yüksek verim, modern tasarım ve tartışılmaz kalitenin hayatınrza katacağı heyecanı siz de yaşayın. •Bu fiyat peşın alımlarda geçeriıdır Bu kampanya 30 Eylul 2004 tanhıne kadar geçeriıdır ve stoklanmızla sınııiıdır. Kartların avantajlannı bayılenmızden oğrenebılırsınız BOSCH 11 »'•"'«' ı odv BOSCH ne izin verilmemeliydi. Devletikorurvekolarken ekonomik sistem konu- larmdadalaikakve terör konuianndaolduğumuz kadar duyarh olabilsey- dikyahutözelleştirınele- rin ne demekokluğunun aş-ffdmdaolabase\dfli ba- şımıza bunlar geunezdL Bu gidişle laikliğini ko- ruyacağımız bir ülke de kalmayacak elimizde. Bu ülkenin aydınlan yıllarca yazdılar, çizdi- ler. Büyük KİT'lerin özelleştirilmesinin arka- sında Batı'nın toplum- sal-ekonomıksistemimi- zi altüst ederek devleti- mizi içerdençökertmek, başka yollarla bir türlü dize getiremediklerri TC devletini teslim alıp ufa- lamak emelleri yatmak- tadır. Biz hâlâ "TC bü- yükdevlettir.uluslarara- sı arenada dikkate ann- masıkaçınılmazdırveen- dişe etmeye mahal yok- tur" diyerek kendimizi a\-utahm. Atı alan Üskü- dar' ı geçiyor, ne ana mu- halefet partisindenne de bu devleti korumak ve kollamakla görevli güç sahibiçe\Telerden ses çı- kr\or.^ Bu kadar mı du- yarsız olduk? Sinir siste- mimizbu kadar mınasır bağladı? Türk aydınının görevı "asdmlatmaktır'', eline silahı alıp ortaya çıkmak değıl. Ama artık ış çığırrn- dan çıkmış, sonuçlan cid- di bir hesaplaşmaya do- lu dizginyaklaşıhnakta- dır. Bu devletin elden çı- kanlan tüm stratejik ku- ruluşlan geri ahnacakve satanlardan hesap soru- lacaktır, ama hesap soru- luncaya kadar geçecek zaman içinde olacaklar konusunda endişeli ol- mamıza yol açan çok sa- yıda neden vardır. Ülkeyisatanlar,günge- Brkaçacakdenkarariar. Belki yurtdışındaki giz- li hesaplannda biriken paralan afiyetle yeme- nin hesabını yapıyorlar- dır. Ama o küçümsenen, genellikle "Mirensesine, alekmeğini'' dediğımiz, bir türlü tepkısini ortaya koynıayan halkın da ön- derüğiniyapacakdemok- ratik kıtle örgütlen ve yurtsever aydın kitlemiz vardır. Bakalım görece- ğız!.. PENCERE İnsan İnsanlaşmah... Vaktiyle bir gazetenin köşesinde çıkan aşağıda- ki derleme, bugün dünyada yaşananlan açıklaya- bilmek için yararlı olabilir, diye düşündüm... önce birlikte okuyalım. • Kuranıkerim'den: • Bakara: 191 "Mûşrikleri nerede bulursanız öldürün." s. 27. • Bakara: 194 "Size tecavüz edene onun tecavüzünün misli ile mukabele edin." s. 27. • Nisa: 89 "Allah yolunda hicret ed/nceye kadar onlardan dost edinmeyin. Eğerbundan yüz çeviriherse on- lan yakalayıp tutun. Ve nerede bulursanız öldürün. Onlardan dost ve yardımcı da edinmeyin." s. 57 • Nisa: 91 "Sizi bırakıp bir tarafa çekilmezler, banşı size bırakmazlar ve ellerini sizden çekmezlerse onlan nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. Onlar üzerine sizin için apaçık tasallut hakkı verdik." s. 57 • Maide: 33 "Allah ve resulü ile harbeden ve yeryüzünde fe- satçılığa koşanların cezası ancak öldürülmeleri veya asılmalan yahut da elleri ve ayaklan çapraz- vari kesilmelen ve yeryüzüne sürgün olmalarıdır." s.67. • Maide: 51 "Ey müminler, Yahudileh ve Hıristiyanlan dost edinmeyin. Onlar birbiherinin dostlandır. Sizden, onlarla dost olanlar onlardandır." s. 69. • Enfal: 12 "Kâfirierin kalplerine kon\u salacağım, onlann bo- ğazlanna veparmaklanna vurun." s. 101. • Tevbe: 5 "Haram aylar bitince, mûşrikleri nerede bulur- sanız öldünın. Esir a/ın ve hapsedin." s. 106. • Ahzap: 60-61 "Münafıklar ve kalplerinde maraz olanlaria şe- hirde fena haberyayanlar, şayet buna son vermez- lerse seni onlann üzerine musallat ederiz. O za- man onlar sana pek az bir zaman komşuluk eder- ler. Hepsi de Allah'ın rahmetinden kovulmuş ola- rak nerede olurlarsa olsunlar yakalanıp öldürülür- ler."s.236 • Muhammed: 4 "Bunun için kâfirlerte harpte karşılaştığınızda boyunlannı vurun." s. 283. (C)Kuran'ıKerim Meali, Yayına hazıhayan Doç. NecipTaylan, Doç. Ziya Kazıcı, M.U. llahıyat Fa- kültesi ögretim Üyeleri, Çağrı Yayınları, 1991.) • Bugün dünyanın dört bir köşesinde akla hayale sığmayacak kanlı terörü sürdüren Müslümanlar Kuran'a dayandıklannı söylüyorlar; bu konuda kul- lanabilecekleri ayetler de eksik değildir... Ancak "Maide suresi, ayet 98 "de şöyle yazar: "Allah 'ın cezasının şiddetli olduğunu ve Allah 'ın bağışlayan, merhamet eden olduğunu bilin." Tümcenin birinci yansını algılayıp ikinci yansını es geçmek, anlamın özünü dışlamak demektir; bu- rada sorun yine 'ınsan'da odaklanıyor... İnsan ancak insan oldukça şiddet tükenecek!.. Katledilişinin 3. yılını geride bıraktığımız eşsiz dostumuz, değerli insan ALPTEKINSAMSAyı özlem ve saygı ile anıyoruz. NEBAHAT - ASYA 'Başlangıçtan Günümüze Öykücülüğümüz" Sunum : Cafer Hergünsel Tarih : 18.09.2004 Saat : 16.00 Yer : tstiklalCad SadriAlışıkSok.No.1'1 Edebıyat-Koop. Tel: 0 212 244 01 03 - 05 YAPIM-C KÜLTÜR TURLARI GAP - NEMRUT TURU ANTAKYA - GAZİANTEP - Ş.URFA MARDİN - DİYARBAKIR - ADIYAMAN 28 Eylül - 06 Ekim 2004 6 Gece 8 Gün Kişi Başı 590.000.000-TL Yanm Pansıyon - Ulaşım - ören Yerı Gırışı Nemrut'a çıktş ve rehberlık hızmetlerı dahıldır CUMALI KIZIK ve TRILYE TURU Mudanya Montania Otel 24 - 26 Eylül 2004 Yanm Pansiyon, Ulaşım Dahil Kişi Başı 210.000.000-TL Irtibat: YAPIM-C A.Ş. BBCterfWWB.-2M2 Türkocaöı cad. Basın Sarayı No:1 K:4 Cağaloölu-istanbul Tel: 0212-520 21 91-92 522 49 25 Fax: 0212-520 50 23 Turtar en az 30 kişilik gruplaria yapılacakbr.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear