23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EYLÜL 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MUZIK ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK DüHEJST TA3İATLI ÎSTAN3ÜL E?SN"DÎ5İ ABDÖLCAN3AZ 1 IN HAHİKLTLAD2 MAC2HAU2I KISIM T2KMİLİ BÎHDEN , ÜKLM TWM^ BİL&İHİ KAEANFİL H0(4 PA ÇAg-1 RıLttiffl Nev, son albümünde kadın ve erkeğin yaşama bakış açısındaki iletişimsizliği öykülüyor Hüzün,aşk, korka. Sen GibiHATtCE TUNCER N ev yani "çeşit, tarz, yenL." Ve asıl adıyla Nevzat Doğansoy'u ifade edıyor. Müzik yaşamında anlamı nedeniyle kendisine "Nev" denil- mesinden hoşlanmış. Rock kıyıla- nnda gezip popa yakınlaşan, yerine gö- re "alaturka" tınılan da deneyen Nev, kısaltılmış adını müziğıni ıfade eder- ken de kullanıyor. Gitanyla Istanbul'da rock barlarda, konserlerde çıkıp müziğini olgunlaştı- ran Nev, ılk albümü "Her Şeye Rağ- men"deki "Zor" şarkısıyla 2001 yılın- da iyi bir çıkış yakaladı Müziğiyle olduğu kadar şarkı sözle- riyle de dikkat çeken ikinci albümü "Sen Gibi"yle müzikte daha "sağjam" bir yer edinmek isterken "popü&dik" ve "alternatiffik" arasında gidip geliyor. IVİANDOLIN'LE BAŞLADI... Moda'da güzel manzarah bir kafede- ki randevumuza ev-stüdyosunda yeni çahşmalanna daldığı için geciken ve eski bir arkadaşıyla sohbet eder gıbi konuşmaya başlayan Nev, algılama bi- çimlerinden başlayıp Tayland'daki da- lış öykülerine kadar uzandı. Ara sıra "Çok mu konuşuyonım" de- yip araştırmalan, pazarlama, kadınlan anlamak, aşk konulannda dolaştı dur- du. tstanbul 1968 doğumlu olan Nev, müziğe mandolinle başlamış daha son- ra gitarla tanışmış. Çamlıca Kız Lısesi'nde erkeklerin de alındığı dönemde bir yıl okumak, "ka- dınlann gücü" konusundaki ilk izle- ntmlenni kazandırmış: "Müzik geçnüşime bakarsak 18 yaşla- nnda kafelerde Teoman' la gitar çalanhk Ben tstanbul Üniversitesi'nde işletme okuyordum. Sonra fınans üzerine master yapûm. Yaz aylaruıda egitim giderterim için güneydeld tatil köylerinde yabancıla- ra müzik yapmak öncmB bir katkı oldu. Sanki çok i\i bir nıüzisyen dinüyormuş gibi konserden sonra bis yapbrmak gibi duygu yükkyebiliyoriar. Müzikal kimli- ğim, tercihkrim getişti, kendi şartalanmı yazmanın cesareti getdL" U>İRUN MUDURLUCÜ... Nev, okulu bıtınp ünlü ayakkabı fir- malannda da "ürûn müdürü" olarak çalışmaya başlar, bir yandan da müzik- le ilgısını sürdürür. 1995 yılında Ha- kan Özer, Krvanch K. ve Tolga Inci'yle laırduklan Chantage adlı grupla Cool Bar'da müzik yapar: "Gündüzkri çahşıyor, geceleri de mü- zik yapryordum. Fakat şunu fark ettim Id ikisi bir arada gidince tam randıman alamıyorsunuz. tş hayatmdaki arkadaş- lanmırı hepsi mutsuzdu ben de mutsuz- dum. Hayatmuzı kirabyonız ve onun karşıhğında birtakım acılar çekiyoruz. Tercih noktasına geldim ve benim mü- ziğim var deyip istifa ettim." TEOMANLA TURNE Teoman'la 2000 yılında çıktıklan Türkiye turnesi Nev için önemlı bir de- neyim olur. "Birinin ehnden tuttuğu ço- cuk" olarak algılanma ve "benzetilme" gibi düşünceleri bir yana bırakıp çıktı- ğı turnede binlerce kişiye kendini an- latma olanağı bulur: "Teoman'ı ve müziği paylaşmayı se- v'erim. Sağ olsun 'yakında albümü çıka- cak' dije beni çağınp sahne\i bana bı- rakrvordu. 5 bin kişi size bakıyor, siz 5 bin kişiye bakrvorsunuz. Tepkileri tek tek görebilivorsunuz. Zaten dünya da böyledir. Yeni sunulacak birini ön grup olarak çıkanp müzik enerjilerini gös- termelerini sağlarlar." "f OCUR'UN GİTARI em şarkısına Erkan Oğur'un per- desiz gitanyla eşlik etmesi Nev'i hem çok mutlu etmiş, hem çocukluk hayalini gerçekleştirmiş. Hatta "eğer becerebileceğine inanırsa" gelecek projeleri arasında bir halk müziği albümü de var "Bazen kendimi bir kavanoz dolusu suya konmuş ve denize fırlatılmış japon- balığı gibi hissediyorum. Denizin içinde dönüyoruz, ama kavanozun boyutu kadar. Aslında o kadar da güzel renklerimiz var ki. Bunları an- latmak istiyorum şar- kılanmda." Müziğe 18 yaşında kafelerde Teoman'la gitar çalarak başlayan Nev yani Nevzat Doğansoy, şiir tadında müzik yapbğmı sö\ lüyor ve şarkılannın sözlerini kendi yazryor. SOZLERIN bümünde "Zor" şarkısının yani sıra "Her Şeye Rağmen", dalış sırasında yazdığı "Mavi", "Efkârh" şarkılanyla da söz ve müziklen kendisine ait şarkı- larla da ılgi çekti: "Ben önce bestelerimi ifade edebile- cek dogru kelimeleri seçip en özgürce anlatacak müzik tarznu tercih ediyo- rum. Türldye'de her tür müzik dinleni- yor. Beyoğlu'nda yürüyen türküevi, rockbar, Türk sanat müziği faslı yapı- lan yerler yan yana. Pbp-rock merkezh' müziğimi yaparken alarurkahğı reddet- meden kendimi özgür bırakıyorum. n KONSERLER Nev, ilk albümünden sonra Pasaj Müzik'in yapımcılığını üstlendiği "Sen Gibi" albümünü çıkarana kadar geçen iki buçuk yılda "sahneden büyüme- yi" tercih etmiş. tki yıldır her cu- ma "Hayal Kahve- a"nde sahne alan Nev, bu yıl 24 şe- hirde gerçekleştiri- len "Fanta GençHk FestivaDeri"nde ve Coca Cola sponsorlu- ğunda konserler verdi: "Konserierimde insanlann ilk kez duyduklan parçalannu söyiedim. Tatil köylerinden anima- törlüğüm var ya.- tnsanlan bir şeye or- tak ettiğinizde sizinle paylaşıyorlar. Di- yarbakır'da binlerce kişi benimle buük- te söyledi Oradaki insanlann roman- tizmi algıla>ışlannı gördüğünüzde sah- ne enerjinizi büyütebiliyorsunuz. 'Müzik ambıyans yaratmaktır' diye bir söz var. Her coğrafyada başka şekil- de ambiyans yaratüryor. Kâhtalı Mıçı yöresinde nasıl bir ambiyans yarattiysa ben de başka şekilde bu enerjiyi yara- tarak daha çok iletişim kurmayı sağh- yorum." ama duruma göre çantasında çeşıtlı gözlükler taşıyor. Araba kullanırken başka, alternatif müzik yapılan bir or- tamda başka, genış katıhmlı konserler- de ise göz temasını kaybettırmeyen "marka bir gözhık" kullanıyor Ürün müdürlüğü deneyimını "Mar- keting amaç değüdir" dese de müziğıni sunarken kullanıyor: "İnsanlar ilk önce hareketleri ve sem- boDeri algdıyorlar. Sonra melodi, ritim- leri ve en son içerikleri algüryor. Biz şiir tadında müzik yapmaya çahşan insan- lann yapbklan en son algılanıyor yani. İçeriklerinizi görsel ha- fizay a hitap edecek şeldl- desunma- mzgere- kiyor." ÜSÜ HER ŞEYE RACMEN... Söz ve müziklen kendisine ait şarkı- lardan oluşan "Her Şeye Rağmen" al- JZLÜCÜN ANLAMI Nev, ılk albümünün yayımlandığı sı- rada çok konuşulan gözlüğünü lazerle göz amehyatı olduktan sonra çıkarmış, BİR ÖYKÜSÜ OLMALI' N ev, "Sen Gibi" albümündeki "hayat, aşk, hüzün, korku" üzerine yazdığı şarkılarda söze ! verdiği önemi bir kez daha ortaya : koyuyor: "SözJerin hikâyeleri anlatmalı. Gözlemlerimi, imgelerimi, hayal ve gerçeklik arasındaki çelişkileri samimi olarak anlatmaya çalışıyorum. Meğer'de romantizm ve gerçeklik çelişkileri var. Sen Gibi'de kadın ve erkeğin hayata bakış açısındaki iletişimsizliğin hikâyesi. , Soyutladığınızda herkesin hikâyesini \ anlatıyorum. Cam, arkasına sır konulunca ayna olur ye benim . , şarkılanm da öyle olsun ,.- istiyorum. Hayatın bize verdik- leriyte bizim istediklerimiz arasında çelişkiler var. Savaşçıyım, hacıyatmaz gibi düşüyorum, tekrar kalkıyorum bu da benim sözlerime yansıyor. 'Benmişim, bir korkak yaratmışım' da o, olduğu gibi." Nev: Önce bestelerimi ifade edebilecek doğru kelimeleri seçip en özgürce anlatacak müzik tarzını tercih ediyorum. Türkiye'de her tür müzik dinleniyor. Pop-rock merkezh müziğimi yaparken alaturkalığı reddetmeden kendimi özgür bırakıyonım. GÖRÜŞ ŞAHNAZ ÇAKIRALP BeştiPi Demokrasinin Temelidir! Doğrusunu söylemem gerekirse, ben de herkes gi- bi eleştirilmekten hoşlanmam. Hatta hoşgörü ile kar- şılamakta da zorlanınm. Ama bir tiyatro sanatçısı ola- rak eleştirinin beni sanat yaşamımda hep daha iyiye daha doğruya daha güzele götüreceğine de inanınm. Bu bakımdan eleştiriye katlanınm, kendimi buna alış- tınnm. İnsanlann doğasında var galiba eleştinlmekten hoş- nut olmamak. Ama eleştirilmekten hoşlanmayanlar eleştirmeyi de çok severler, hatta buna bayılııiar bile. Garip bir çelişkidir bu. Ulus olarak bizler de eleştiril- mekten hoşnut olmayız ama. eleştirmekten de büyük keyif alınz. Ozellikle de sıyasilerimız. Eleştirilmekten nef- ret ederlerken, eleştirmeyi de çok severler. Eleştırilme- ye katlanamazlar bile. Bunun son örneklerinı şu gün- lerde bolca görmüyor muyuz? • • • Sayın Başbakanımız da, AKP'nin ileri gelenleri de, hatta AKP içinde 'akil adam' niteliğinı her geçen gün daha da belirginleştiren Sayın Cemil Çiçek de son gün- lerin önemli sorunu zina meselesındekı eleştirilere çok sert tepkı veriyorlar. Hele bu eleştirilerin ülke sınırlan- nı aşıp da Batı basınına ve TV'lerine taşjnmasından so- rumlu gördükleri basınımıza ateş püskürüyorlar. • • • Peki bu tepkilerinde haklılar mı? AB'ye girmek için müzakere takvimi almaya sayılı günler kala, 'Kopenhag Kriterieri'ne uyum sağlamak için son sürat gerekli değişikliklerin ardı ardına sıra- landığı bu günlerde, onlann bu sert, tahammülsüz tep- kilerine hak vermek olası mıdır? Bu kriterlerin; özün- de eleştiri hakkının yer aldtğını, hiçbır partiye, hiçbır kim- seye iktidar da hükümet de olsalar her diledıklerini, her ıstedıklennı yapamamalan için var edildiklerini; insan haklan, bırey özgürlükleri ve çağdaş uygarlık düzeyi ile iktidar güçlerinin sınırlandıgını bilmeleri gerekmez mi? • • • Hem AB aılesinin içine gıreceğim diye direteceksi- nız, hem de o ailenın yaşam biçıminin temeline karşı çıkacaksınız... Ben ıçinıze gireceğim, ama sizin yaşa- dığınız gibi yaşamayacağım, çünkü bizim özel hassa- siyetlerimiz var diyeceksiniz. Siz insanlannızın birey- sel özgürlüklerine, onlann aşk yaşamlanna, cinsel ha- yatlanna kanşmasanız da ben pekâlâ bizimkilere ka- nşınm, onlann belden aşağılan da, yatak odalan da be- nim kontrolümde olmalıdır diyeceksiniz ve son 8 yıl- dan bu yana suç olmayan, bu konuda bir sorun ya- şanmamasına karşın zinayı tekrar suç haline birden, bir anda bir emr-i vaki gibi ortaya atacaksınız ve son- ra da eleştirilere sert tepkıler vereceksiniz. • • • Zina artık sadece bizim değil, AB'nin de sorunudur. AB ve AB ülkelerinin hiçbirisi zina Türkiye'nin özel hassasiyetidir diye buna hoşgörü ile bakmıyor. AB ve ozellikle de Ekim Raporu'nu yazacak Verheugen, zi- nada ısrar edilmesi halinde, tüm olumlu gelişmelere ve havaya rağmen Türkiye'nin salt bu nedenle müza- kere takvımı alamayabilecegini açık seçik söylüyor. Btı durumda AKP; ya şimdiye kadar gerçekten canla baş- la uğraş verdiği, dört elle sanldığı bu AB yolundan sırf zina nedeniyle sapacak, Türkiye de ulaşmak istediği AB yolunda tökezleyecek veya Sayın Başbakan geri adım atacak. • • • Geri adım atariarsa -ki güçlü olasılıkla atacaklardır- sadece Türkiye'de kafalann daha uzun süre kanşma- sına, AB'de ise kuşkulann uyanmasına neden olacak- lardır. Bundan da kimsenin yaran olmayacaktır. Ken- di tabanlannın özüne mesaj ise gerçekçi olmayacak- tır daha öncekilerinde olduğu gibi. Oy aldıklan büyük seçmen çoğunluğunun kafalannda hâlâ bir 'acaba' so- rusu devam edecektir. Yok eğer bu kez inadım inat deyip zinayı suç yapıp eskiye ve geriye dönüşü gerçekleştiririerse, AKP ar- tık tüm değiştik söylemlerine rağmen değişmediğini, özlemlenni günü geldiğinde mutlaka gerçekleştıre- ceklerine olan inancı güçlendireceklerdır ki bu da AKP'yi çağdaş uygariık rayından çıkaracak demektir. Ama bu, Türkiye'yi çağdaş uygarlık amacından sap- tınr mı? Asla. Sadece zaman kaybettirmekle kalır. • • • Bakıyorsunuz nerede ise tüm basın, tüm TV'ler, ya- zariar, çizerler, bilim adamlan, hukukçular, kadın örgüt- leri, AB Komisyonu, Verheugen, Avrupa basını, her- kes diyor ki: "Çağdaş uygarlık düzeyine erişmiş tüm ülkelerde zina suç değildir, sadece Medeni Hukuk konusudur. Zina sadece şeriat ile yönetilen ülkeler- de suçtur. Aynca fiili durum itibanyla sadece kadını cezalandıracak, onu aşağılayacak, çokeşli imam ni- kâhlı evliliği özendirecek biruygulama olacaktır.. geç- mişte de olduğu gibi. Devletin, kimsenin belden aşa- ğısı ile uğraşmak, kişilehn en özgürolduklan yatak oda- lanna girmek gibi bir görevi de yoktur. Aynca bu ko- nuda çağdaş uygulamaya geçeli de 8 yıl olmuştur ve ortada bu konu ile ilgili hiçbir sorun da yoktur." Yoo, biz kadını korumak için böyle yapacağız de- mek, tüm bu argümanlar karşısında hiçbir şey ifade etmiyor. Böyle bir savın inandıncı hiçbir yani yok. Eleştirilere kulak vermek, onlan özenle takip ve de- ğeriendirmek, gerektiğinde onlan dikkate almak de- mokrasinin bir erdemidir ve demokrasiler bu bakım- dan en erdemli, en çağdaş yönetim biçimleridir. scakiralpa mynetcom ANADOLU LİSELERİ FEN LİSELERİ ve KOLEJLERE HAZIRLIK KURSLARINDA İSTANBUL ERKEK LİSESİ 2004-2005 ÖĞRETİM YILI İLKÖĞRETİM 7. ve 8. SINIFLAR İÇİN KURS KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR İSTANBUL LİSESİ KURS YÖNETİMİ TÜRKOCAĞİ CAD. NO: 4 34440 CAĞALOĞLU - İSTANBUL TEL (0212) 51415 70-71-72 wwwustartoJfsesik12.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear