29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 AĞUSTOS 2004 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALf SİRMEN _ _ Şoven Ortpdoksu Bırak, Amerikan İslamına Bak! ömrümce unutmayacağım 1964 yazıydı; de- mek ki 40 yıl olmuş, Fransa'nın güneyinde, üni- versrte kenti Aix En Provence'da "Akdeniz Yaz Üni- versitesi" çatısı altında, on beşe yakın ülkenin gençleri bir araya gelmişti. Kıbns olaylannın da etkisiyle, Türk-Yunan ilişki- lerinin alışılmış gergin dönemlerinden biri yaşanı- yordu. Her iki ülkenin gençleri başlangıçta birbir- lerini, öbür devletlerin temsilcileri ise her ikisini de kolluyorlardı. Beklenen çekişme ve çatışmalar olmadı. llişkiler iyi başladı, çok iyi gelişti ve öyle bitti. 0 kadar ki, "Akdeniz Yaz Üniversitesi"n\n yöneticisi ünlü tarih- çi Duby de, o yılın önemli konuğu, çağımızın önde gelen bilimcilerinden Maurice Duverger de Türk ve Yunan gençlerinin olgunluklannı övmüşlerdi. Yine de arada sırada küçük sataşmalar, atışma- lar olmuyor değildi. Birgün Istanbul'a Konstantinopol diyen Yunan- lı genç dostumu "Oranın adı Istanbul'dur" diye dü- zeltmeye kalktığımda, hemen beni yanıtladı: - Ama beş yüz yıl önce orası bizimdi. - Ona bakarsan, dedim, Atina yüz elli, Selanik ise hemen hemen elli yıl önce bizimdi. Şimdi ne fark ediyor ki? Sonra da sürdürdüm: - Atina'yı ya da Selanik'i ben Türkçe olarak "gü- zel şehir" olarak alsam ve oradaki egemenliğimi- zin özlemiyle yaşasam üzülmekten başka ne el- de edebilirim ki? Nasıl olsa orada artık siz yaşı- yorsunuz ve yaşayacaksınız. • • • Atina'daki Yunan Ortodoks Kiliseleri Başpisko- posu Hıristodulos'un Yunan halkını Küçük Asya'yı (Anadolu) alma ideali etrafında birieşmeye çağı- ran o şovenist ortodoks hezeyanlannı okuyunca aklıma 40 yıl önceki anılar geldi. Doğrusu Türk basınının aklı başında ciddi bazı kişilerinin, başpiskoposun hezeyanlanna göster- dikleri tepkiye de şaşırmadığımı söyleyemem. Bence en doğru olanı, biçare başpiskopusu he- zeyanlanyla baş başa bırakmaktır. Böyle bir saçmalık, o ve onun gibilerine olsa ol- sa eza verir. Biz ise 82 yıl önce işgalciyi süngüyle kovduğumuz vatanımızda paşa paşa yaşamaya devam ederiz. Ayrıca yüzyılın başında, küllerimiz- den yeniden doğuşumuzun ve ulusal bilincimizin şah- lanmasında Yunanistan'ın saçma Anadolu mace- rasının katkısı olduğunu görmezden gelebilir miyiz? Hatta şu gün içinde bulunduğumuz duruma ba- karak biçare başpiskoposa dönüp şöyle de söy- leyebiliriz: - Haydi bre Hıristodulos, bir hamle daha yap da bir kez daha yeniden dirilip canlanıp geçen yüz- yılın başında olduğu gibi kendimize gelelim! Şaka bir yana, Ortodoks şovenizmi bizim için bir tehlike değii. • • • Ama aynı şeyi, ulusal bilincimizi, bizi daha ko- lay yanki emperyalizmine alet etmek için soldur- maya kalkışan Amerikan Islamı için söyleyeme- yiz. Amerikan İslamına birörnek mi istiyorsunuz? Alın size dünkü Cumhuriyet'\n 8. sayfasından "Profe- sörden Cenaze Namazı Tehdidi" haberini. Haber- de Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tesislerinde düzenlenen törende konuşan Sakarya Üniversite- si llahiyat Fakültesi Islam Tarihi Kürsüsü'nden emek- li Prof. Dr. Süreyya &ırna'nın, "Türbanlı kızlanmı- zı üniversiteye sokmama karan alanlann cenaze namazını kılanlar utansın" dediği belirtiliyordu. Işte bu ve bu gibi Amerikan Islamcılan Türkiye'yi cenaze namazı kılınması caiz olanlar ve olmayan- lar diye ikiye ayırmaya çalışmaktadırlar. Hemen belirtelim ki, Türkiye'yi Amerikan emper- yalizminin suçlama tahtası ve çokuluslu şirketle- rin at oynattıklan bir havan haline getirmeyi amaç- layan Amerikan Islamının ülkemizde yüzyıllardır ege- men olan Anadolu Islamıyla uzaktan yakından hiçbir ilişkisi yoktur. Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda tehlikenin Atina'da değil bağnmızda olduğu açık- lıkla görülebilir. Onun için ben derim ki: Bırakın Ortodoks şoveniz- mini bir yana, asıl Amerikan İslamına bakın siz! 'Bizim arkamızda ABD yok' Günay'dan 'bırakma' mesajı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - thraç istemiyle disipline sevk edilen eski CHP Genel Sekreteri Er- tuğrul Günay, artık günlük siyaset kavgalan yerine daha kuramsal çahşmalar yapmak istediğini belir- terek "siyaseti bırakacağının" mesajını verdi. Günay, "Ordu'da seçimin kaybedilmesine benim tu- tumum değil, bana \ akın olduklan gerekçesiyle halkjjı sevdiği insanla- n aday yapmayanlar neden olmuş- tur" dedi. Günay, ihraç istemiyle tedbirli olarak sevk edildiği Anka- ra II Disiplin Kurulu'na önceki gün sunduğu savunmada, kendisi- ne bir görev verilmemesine karşın 28 Mart yerel seçimlerinde CHP'nin başansı için bütün gü- cüyle çalıştığını kaydetti. Günay, yaptığı açıklamada da, Kemal Der- viş hakkında rapor düzenleyenlerin, ona güçleri yetmediği için sahipsiz milletvekillerini partiden attığını belirterek "Şimdi bize de aynı uygulamayı yapabilirler, çiinkü bizim arkamızda ABD yok" di- ye konuştu. Yaşananlar nedeniyle CHP ve siyaset adına büyük üzüntü duyduğunu vurgulayan Günay, "Üyelik bağımı kopanrlarsa beni özgürleştinniş olacaklar. îstifa etmeyeceğim ama gönül bağımı ko- pardılar. Artık günlük siyaset kav galanyla uğraş- mak yerine işin daha kuramsal tarafiyla uğraşmayı daha uygun buluyorunT görüşünü dile getirdı. /* Müslüman olmayanların alınmadığı ve toplu ibadet yapılan Konya kampı TBMM gündeminde İzciliğedesiyasetbulaştıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Mılletvekıli Atflla Kart, Konya Meram Belediye Başkanlı- ğı'nın ev sahıpliğinde düzenJenen ve "sadece Müslüman izcilerin kaükh- ğı, tekbir sesleri eşliğinde toplu ibadet yapılan" uluslararası ızcilik kampı- ru TBMM gündemine taşıdı. Izcili- ğin evrensel kurallannın ihlal edildi- ğini \oirgulayan Kart, "izciBk faali- yetierinin dini vesiyasi örgütlenmele- re araç olarak kullanılması kabul edi- lemez ve boş görülemez" dedi. "Mflliyet, din, diL, ırk ve renk ayn- mı gözetmeksizin herkese açık, poti- tik olmayan" uluslararası üniforma- lı bir gençlık etkinliği olan izciliğe de "dinivesiyasiörgütlenme*' gölgesi dü- şürüldü. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Içişleri Bakanı Abdül- CHP'li Atilla Kart: Gençlik ve Spor II Müdürlüğü'nün olanaklan kullanılarak yapılan, tekbirli, toplu ibadetli izcilik kampını TBMM gündemine taşıyan CHP'li Atilla Kart, 'Izcilik faaliyetlerinin dini ve siyasi örgütlenmelere araç olarak kullanılması kabul edilemez ve hoş görülemez' dedi. kadir Aksu'nun yanıtlaması istemiy- le verdiği soru önergesinde Konya Meram Belediye Başkanlığı'nın ev sa- hipliğinde 18-25 Ağustos 2004 ta- rihleri arasında düzenlenen izcilik kampıyla ilgıli bilgi verirken, kam- pa sadece "Müslüman olanlann çağ- nknğına'' dikkat çekti. Kart, "İzcilik faatiyederinde öğrenciler arasında dfl, din, ırk, cinsiyet gibi aynmlar yapü- madan doğa se\ gisi, banş, kardeşKk gibi duygu ve fUdrierin kazandınl- ması amaçlanmaktadır. Türkhe tzci- Kk Federasyonu, Meram Belediye Baş- kantağı ve Müslüman tzci Dünya Fe- derasyonu'ya birlikte yürüttüğü ça- hşmalar esnasmda; siyasi iktidar or- ganlanyla dogrudan işbiıügiiçine gir- miş,izdtiğin evrensel flkderini ihlal et- miş, kamu yetkisi ve görevini istismar etmiş ve kötüye kuDanmışûr" dedi. Kart, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu yaparken, Gençlik ve Spor Ü Müdürîüğü'nün olanaklaruu da kul- lanmaktan çekinmemişlerdir. Davet edilen ülke sayısı 14'tür. 12 ülke Or- tadoğu coğrafyasında bulunan Müs- lüman ülkeler olup tsveç ve Fran- sa'dan da 5 izci davet edflmiştir. 14 ülkeden davet edilen izcilerin tama- mı Müslümandır. Türkiye İzcilik Fe- darasyonu Başkanı, kendisiyle yap- üğım telefon görüşmesinde her ne kadar bu çahşmanın Dünya İzciMk Teşkflaü'nm faahvederi kapsammda yapılan bir çahşma olduğunu ifade etse de, bu açıklamanın gerçeği yan- sıtnıadığı anlaşıhyor. Meram BeJedrvçBaşkanhğı'nın res- mi bühenindeve MüsHimanİzci Dün- ya Federasyonu'nun internet sitde- rinde açıklaıuhğı üzere; yapibın çahş- ma Uhıslararası Dünya Müslüman İzcüık Kampı faaüyetleri kapsamm- da sürdürülmüşür. Davet vapıhrken, Müslüman izcilik teşküaüanndan ve Müslüman olmayan devletierde bu- hmanMüshımanizciünitefcrindenöğ- renci çağrümasma özel irina gösteril- miştir. Müshunan obnayanlann an- cak gözlemci sıfaüyla kaolabflecekle- ri befirtilmişrir."" Kurumlann siyasi amaçlarla ve araç olarak kullanıldığını \r urgula- yan Kart, Aksu'ya şu sorulan yö- neltti: "Dünva tzcilik Teşkflaü yerine, Müslüman İzciler BirHgi'>1e işbirtiği içine giribnesi karşısında, görev ve yetkflerini kötihekuDanan görevnler hakkında idari ve adh süreci başlat- makyohındaherhangibirçahşmanız varmıdu-?" 'Devlette tarikatlar kadrolaşıyor' KONYA (Cumhurijet) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, kadrolaşma adı altında "cemaat ve tarikat ölçüsü ve Uişküeri içinde göreviendirmeler" yapıldığını ifade etti. Kamu kurumlannın çalışamaz hale geldiğini savunan Kart, Erzincan Sağlık Müdürlüğü Yardımcılığı görevine atanan imam Mehmet AB Çelik'in gösterge ve derecesinin arttınldığını öne sürdü. Mehmet Ali Çelik'in cami imamı olarak 6/2 gösterge ile görev yaparken 1/1 dereceli göreve getirildiği yolunda bilgiler aldığını \iirgulayan Kart, söz konusu atama ile ilgıli olarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın yanıtlaması amacıyla TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. 58'inci ve 59'uncu hükümetler döneminde kadrolaşma amacıyla farklı uygulamalar yapıldığını kaydeden Kart, soru önergesinde şu görüşleri savundu: "Kadrolaşma adı aranda, kıdem ve hyakat ölçüleri göz ardı edilerek tamamen cemaat ve tarikat ölçü ve iüşkileri içinde görevlendirmelerin v^püdıgı. ancak Ugüi kurumun teknik yapısrvia bağdaşmayan bu göre\1endirmeler sebebiyle kurumlann işJevini kaybettiği, içinin boşakhğı ve işjemez hale geldiği bütün çıplakbğryla son 3-4 ay içinde ortaya çıknuşür. Bu durumun kamuoyunda telafısi mümkün olmavacak tahribaoar yaratnğı açıkür. Kurumun teknik yönetimini yapamayan, yapma ehlhetinden yoksun olan bu kadrolar, kendi yetersizfilderini ve yanhşlannı kamufle edebihnek için. sorumhıhığu üstierinden atma ga>Teti içine gÜTerek hedef sapörmava başlanıışlardır. Kamu yönetiminde acz ve yetersizJik bütün sonuçlanvia ortaya çıkma>'a başlamışür." Kadrolaşma ile ılgili yaşananlan haksızlık ve hukuksuzluk olarak niteleyen Kart, Akdağ'a şu sorulan yönelttı: "Erzincan Sağhk Müdürlüğü Vardımcıhğı görevine getirildiği betirrilen Mehmet Ali Akdağ'ın tahsüi nedir? Mesleki geçmişi ve kıdemi nedir? 6/2 göstergeh' imam olarak görev yaparken 1/1 dereceli sağhk müdür yarchmcıhğı görevine hangi \ asal ve takdiri gerekçe ve kamu \aran gerekçesi ile atanabilmiştir? Bu kişinin cami imamı olarak mesleğînde ne gibi başanlan obnuştur? Bu kişinin Sağhk Bakanhğı bünyesinde herhangi bir birimde çahşması veya şefhk sınavından geçmesi söz konusu ohnuş mudur? Uyanlara rağmen nitetiksiz ve vasıfsız kadrolaşma olaymı devam ettirecek mismiz?" tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN KAMU YÖNETlMÎ YASASI Yol-Iş'ten Sezer'e broşürlü destek ANKARA (ANKA) - Yol-tş sendikası, Cumhurbaşkam Ahmet Necdet Sezer tarafindan veto edilen, AKP hükümerinin temel projelerinden birisi olan kamu yönetimi reformunun "veto gerekçesini" broşür haline getirerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlar ve milletvekıllerine gönderdi. Türkiye Yol-lş sendikası, Cumhurbaşkam Sezer'in bir daha görüşülmek üzere TBMM'ye geri gönderdiği, "Kamu Yönetiminin Temel Dkeleri ve Yeniden Yapüandınhnası Hakkında Kanun n un veto gerekçesini Yol-lş Yönetım Kurulu'nun sunuş yazısıyla, broşür haline getirerek yayımladı. Broşür Erdogan, bakanlar, milletvekileri, reformu hazırlayan bürokratlar, sivil toplum örgütleri, sendikalar ve üniversitelere de gönderildi. Broşürün sunuş yazısında, Türkiye'de kamu yönetiminde önemli aksaklıklar yaşandığı, reform konusunun 50 yıldır gündemde olduğu belirtilerek "Günümüzde gündemde olan kanunlar ise 2003 yıh ilkbaharmda yabancı güçlerin takpleri doğrultusunda omşturubnuştur" denildi. Broşürde, şöyle denildi: "Sendikanuz Saym Cumhurbaşkammızın 5222 Sayıh Kanunu TBMM Başkanhğı'na geri gönderme gerekçesini kamuoyunu dikkatine sunarken, Cumhurbaşkammız Ahmet Necdet Sezer'e de şükranlannı ve saygüarmı arz etmektedir." ! PERlNÇEK'TENKİTAPELEŞTtRlSl: Çm'de Atatürk bizde ABD resmî ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ÎP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Türkiye'de vatandaşlık ders kitabının kapağında ABD'deki Özgürlük Heykeli'nin yer almasına tepki gösterdi. Perinçek, "Çin'deki kitabın iç kapağmda ise Atatürk 'ün resmi yer atayor. Bu, eğitimde bozgunun fotoğrafidu"" dedi. Eğrtimde bozgunun fotoğrafi Perinçek düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de okutulan ilköğretim 7'nci sınıf Vatandaşlık dersi kitabı ile Çin'de 8'inci smıflarda okutulan Dünya Yakın Çağ Tarihi ders kitabını karşılaştırdı. Türkiye'de işlenen kitabın kapağmda ABD'deki Özgürlük Heykeli'nin, Çin'de okutulan kitabın iç kapağmda ise Lenin ve Gandi ile birlikte Atatürk'ün fotoğraflanmn yer aldığma dikkat çeken Perinçek, "İşte bu, eğitimde bozgunun fotoğrafidır" yorumunu yaptı. Kitapta, eski Yunanistan, Fransa, Amerika ve Ingiltere tarihindeki mücadelelerin yer aldığını, ancak Nanuk Kemal'lere, 1908 Hürriyet Devrimi'ne, Atatürk'ün bağımsızlık savaşına yer verilmediğini anlatan Perinçek, "Bunu okuyan çocuklanmız 'Bizim milletimizin hürriyet adma hiçbir mücadelesi yokmuş' diye düşünecek. Amaç da bu zaten" diye konuştu. Islam Enstitüsü mezununa öğretmenlik • Bakanlık, ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi ile imam hatip lisesi meslek dersi öğretmenliğine başvuracak olan lisans mezunlan arasına, kapanmış olan Yüksek Islam Enstitüsü ve Islami Ilimler Fakültesi mezunlannı da kattı. ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanhğı, ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmenliği ile imam hatip lisesi meslek dersi öğret- menliği için Yüksek tslam Enstitü- sü ve îslami tlimler Fakültesi me- zunlannın da başvurulannı alıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yı- lı içinde yapacağı ikinci öğretmen ataması için başvuru tarihi dün sona ererken, başvurularda yıllar önce ka- panmış yüksekokul mezunlanna da hak tanındı. 2 Eylül tarihinde yapı- lacak 9 bin 267 kadro için başvuru- ların yapıldığı MEB Personel Genel Müdürlüğü'nce yayımlanan atama kılavuzunda, ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi ile imam hatip lise- si meslek dersi öğretmenliğine baş- vuracak olan lisans mezunlan arası- na, kapanmış olan ve yerlerini ilahi- yat fakültelerine devreden Yüksek Islam Enstitüsü ve îslami llimler Fa- kültesi mezunlannı da kattı. Bakanlık kendi karanyla çelişti Bakanlık Personel Genel Müdür- lüğü'nün, din kültürü ve ahlak bilgi- si öğretmenliği ile imam hatip lise- si meslek dersi öğretmenliğine iliş- kin uygulaması, Bakanhğın başka bir biriminin karanyla çelişiyor. Öğ- retmen atamalannda hangi branşla- nn esas alınacağıyla ilgili karar ver- me yetkisi bulunan ve bu konuda 119 sayıh karan bulunan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilköğ- retim din kültürü ve ahlak bilgisi öğ- retmenliğine ilahiyat fakültesinin ay- nı ismi taşıyan bölümü, ortaöğretim kurumlanndaki din dersleri ve imam hatip liselerindeki meslek derslerine de ilahiyat fakültesinin ilahiyat bölümü mezunlannın atanabileceğini kararlaştırmıştı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Türkiye'nın AvrupaBirliği'nden mü- zakere tarihi almasının önündeki en- gellerden bırinin kadın hakları olaca- ğı anlaşıhyor. Son raporda bu konula- rın gündeme geleceği gazete başlık- larınayansıdı. Türk mevzuatının kadın konusunda birçok ilkel hükmü barın- dırdığını, yıllardır kadın örgütleri dile ge- tiriyordu. KA-DER (Kadın Adaylan Des- tekleme ve Eğitme Derneği), Türki- ye'nin AB'ye girişte ciddi mevzuat de- ğişikliklerine gitmesi gerektiğini sü- rekli vurguluyordu. Şimdi bu konu ar- tık gündemımıze gelip oturacak. Son AB'ye uyum yasası değişiklik- leri sırasında "kadınlara pozitifaynm- cılık" konusu AKP yönetimi tarafin- dan birölçüde budandı. Aynı sorunun önümüzdeki günlerde Ceza Yasası değişikliklen sırasında gündeme ge- leceği anlaşıhyor. AKP yönetiminin, yasa taslağındaki bazı hükümlerden memnun olmadığı ve bazı değişiklik- ler isteyeceği gündeme geldi. Bunlar- dan birinin de zinanın artık suç sayıl- mayacağı hükmü olduğu söyleniyor. Zinayı suç o'maktan çıkaran yeni tas- Zina, AB ve Kadm Hakları laktaki bu hükmü AKP'lilerin değiştir- mek istemesi, aslında yine erkek ege- men davranışın bir parçası değil mi? Kamuoyu bunları tartışırken KA- DER ile Eczacıbaşı holdingin işbirli- ğiyle "Türkiye ve AB'de Kadınlar: Or- tak Bir Anlayışa Doğru" başlıklı bir sempozyum ve bu sempozyum ön- cesibiraraştırma hazıriandı. Profesör Fatmagül Berktay'ın yöneticiliğini yaptığı araştırmada, Inci Keresteci- oğlu, Sevgi Uçan Çubukçu, Zey- nep Kıvılcım Forsman ve Öztem Ter- zi görev almışlar. Dün Eczacıbaşı Hol- ding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, KA-DER Başkanı Ayşe Bilge Dicleli ve Profesör Fatmagül Berktay'la birlikte bu projeyi sundu ve yapılacak sempozyumla ilgili bilgi ver- di. Dicleli, yakında Meclis'tegörüşüle- cek olan Türk Ceza Yasası'na ilişkin kaygı ve dileklerini aktardı. Tasan üze- rinde bugüne kadar yapılan değişik- liklerin, kadınların taleplerini karşıla- madığını belirtti. Dicleli kadınlann ta- leplerini şöyle özetledi: TCK Refor- mu'nun amacına ulaşması için bekâ- ret testleri tamamen yasaklanmalı; 15- 18 yaş arası gençlerin rızaya dayalı cinsel ilişkilerine getirilen yaptınmlar kal- dınlmalı; "Müstehcenlik" maddesinde- ki 'hüniyetini kısıtlayıcı' ifadesi çıka- nlmalı; "Aynmcılık" maddesine "cin- sel yönelim" ifadesi tekrareklenmeli; "Nitelikli Insan öldürme" maddesine alınan "töre saiki" ifadesi "namus sa- iki" olarak değiştirilmeli. Eczacıbaşı'nın sponsorluğunu yap- tığı "Kadınlar ve AB" konulu araştır- mada Fatmagül Berktay ilginç bazı saptamalarda bulundu. Berktay, AB ül- keleri ile Türkiye arasındaki kadın so- runu açısından karşılaştırmah biryak- laşıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti: "Türkiye'de kadınlar, 19. Yûzyıl'ınor- talanndan bu yana önemli bir eşitlik mücadelesi veriyorlar ve devlet ile olan yurttaşlık bağlannı daha özerk ve eşit bireyler olarak tanımlıyohar... Türkiye'nin, toplumsal cinsiyeteşitli- ği yolunda daha pek çok engeli aş- makzorunda olduğu açıktır, ama unut- mamak gerekir ki bu yolda daha ileri olan toplumlar, bulunduklan noktala- ra birdenbire gelmemişlerdir ve on- laraçısından da daha katedilecek me- safeler vardır. özellikle cinsiyet eşit- sizliği söz konusu olduğunda, çok farklı yapılara, kültürtere ve dinlere sahip toplumlar arasındaki benzeriik- lerin büyüklüğü ve karşılaştınlabilirii- ği şaşırtıcıdır." Bülent Eczacıbaşı'nın örneği de il- gi çekiciydi. Ünlü Alman işadamı Hen- kel, "Türkiye, AB konusunda başan- lı olabilmek için Avnıpalı kadınlan ka- zanmalıdır. Onlara, Türkiye'de yürü- tülen kadın haklan mücadelesini an- latın" demişti. Henkel önce eşini bu işe ikna etmeye uğraştığını da sözlerine eklemişti. 13 Eyiül'de Boğaziçi Üniver- sitesi'nde düzenlenen sempozyumun bu açıdan da büyük önemi olduğu bir gerçek. Türkiye, demokrasi konusun- da ilerleyebilmek için, kadın sorunu konusunda kabuğunu kırmak zorun- da. Sanınm, şimdi böyle bir aşamada- yız. Kadın örgütlerinin yürüttüğü mü- cadele bu açıdan çok önemli. Ecza- cıbaşı'nın da ileriyi gören birtavıria bu projeye sahip çıkması takdire değer. Önümüzdeki dönemde Türkiyeli ka- dınlarla AB üyesi ülkelerin kadınları daha önemli bir dayanışma içine gi- recekler gibi görünüyor. Berktay, AB Kadın Lobisi'nin, Türkiye'nin üyeliğı konusunda harekete geçtiğini ve sem- pozyuma üst düzeyde katılacaklannı söyledi. Türkiye'de kadm haklan ko- nusunda değişiklik için içeride müca- dele ederken, AB içinde de Türkiye'nin üyelik müzakereleri için gün almasıy- la bu sürecin daha da hızlanacağını an- latmak gerekiyor. Ciddi bir kavşağa gekiik. Şimdiye ka- dar yalnızca bir iç mesele gibi görü- nen kadın sorunu, artık uluslararası arenadaki yerini alıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear