29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2004 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİSİRMEN Evet Çok Haklısınız Kazalap Kaderdir Sevgili Okurlarım, Yanıldığımı bu kez herkesin önünde içtenlikle iti- raf edıyorum. Eskiden "kaza kaderdir" diyenleri, neden-sonuç ilişkisini görmezden geldiklerı için kınar, böyle ko- nuşanlara kızardım. Hızlandınlmış tren faciasının olacağı önceden söylendiği ve yazıldığı için, buna kader diyenlere, sorumluluğu Allah'a atanlara, Meclis kürsüsünden kazanın nedeni olarak nazarı gösterenlere kızdım. Görüşler, sorular ortaya atmaya çalıştım. Şimdi itiraf ediyorum ki, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan'ın bir meslektaşıma söyledigi gibi, haddimi bilmemiş, aşmışım. özür dilerim! Pamukova kazasından sonra uzun süre kapalı ka- lan güzergâhta, daha trenler çalışmaya başlayalı, on gün bile geçmeden meydana gelen bu kazayı, neden-sonuç ilişkisiyle, mantık ile, teknik bılgi ile açıklamak olanaksızdır. Bu kaza bir kaderdir, Türkiye'ye musallat olan mu- sibetler, fevkalade gidişimiz, müstesna konumumuz, görülmemiş kalkınmamız, bir lütfu ilahi olan yöne- ticilerimiz tarafından irşat edilerek, vardığımız yer karşısında bizi kıskanan keferelerin ve dahi hertür- lü zındık makulesinin kem nazarlarının sonucudur. Bir sürü kendini bilmezin hadlerini aşarak, vere- cekleri mütalaalar, ileri sürecekleri görüşler kale alınmamalı ve kazalara karşı gerçek önlemlere baş- vurulmalıdır. • • • Haddim olmadan söylemeliyim ki, TCDD'nin en afili lokomotif ve vagonlanndan bir katar düzüp, için- de en baş köşeye, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldı- nm ile son kaza sırasında huzuru kalp içinde ge- çirilmesi hak edilmiş birtatili Urla'da geçırmekte olan TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman'ı da oturtup yola salmak ve sonra da, ister Pamukova'da olsun ister Tavşancıl'da, katarı durdurup, nefesı kavi içi temiz hocalara okutmak ve daha sonra da, katann üstüne hepsini içine alacak şekilde bir şal örterek, "elemterefiş kem gözlere şişşş!" diyerek kurşun döktürülmesi fevkalade isabetli olabilir. Kadere karşı gelinemeyeceğini bilen, başına ge- lenleri kader olarak kabul etme tevekkülünü her za- man büyük bir olgunlukla yerine getiren insanların ülkesinde, kadere açıklama arayan, bilimsel ve mantıksal ukalalıklarla yüce halkımızın zihnini teş- viş eylemeye kalkan zibidilerin, toplumun ilahi hu- zurunu kaçırmasını önlemek için de, bazı önleyici tedbirleralınmasında büyük faydalar mülahaza et- tiğimi belirtmeliyim. Mesela yeni hazırlanmakta olan Ceza Yasası'na kazanın kader olmadığını söylemenin halkın inanç- lanna küfretmek anlamına geldiğini belirten ve bu yüzden ağır biçimde cezalandırılmasını öngören bir madde eklenmesi son derece yerinde olur. Kazanın kader olmadığını söylemek halkımızın inancına ters düştüğünden, böyle bir düzenleme inanç özgüriüğü demek olan ve anayasanın 2. mad- desinde belirtilen laiklik ilkesine de uygun olacak- tır. Laik bir ülkede, halkın inancına küfretmek anla- mını taşıyacaktır güya bilimsel safsatalarla kaza- nın kader olmadığını ileri sürmek. • • • Evet, aziz milletimiz her şeyin kader olduğunu bil- mektedir. Bu bilincin doğurduğu kavi iman ile trenleri dol- durmakta, otoyollarda araba sürmektedir. Kadere boyun eğmişliğin huzuru ile söylenen "bişşiiiy olmazabiii!" sözünün neden-sonuç ilişki- sinin reddi olduğunu söyleyen zındıklara kulak asıl- mamalıdır, zaten asılmamaktadır da. Her şey kaderdir, kazalar kaderdir. 5.5 büyüklüğündeki bir depremde, başka ülke- lerde görülmeyecek ölçüde kayıp verilmesi de ka- derdir. Kenan Evren bir kaderdir ve onu Türkiye'de iş- başına getiren de takdiri silahi değil, takdiri ilahidir. Süleyman Karaman kaderdir. Binali Yıldınm kaderdir. Hatta bizzat Başbakan Tayyip Erdoğan kaderdir. Yani takdiri ilahinin tecelliyi siyasidir. Türkiye'nin bir bölümü eroin ticaretine dayanan kırılgan ekonomisi kaderdir. Eğitim durumumuz kaderdir. Işsizlik kaderdir. Son zamanlarda, çoktartışılanSüreyya Ayhan'ın durumu da kaderdir, görmesini bilen gözler bunu görmektedirler. Bir toplumda, kerazeti umumiyenin hamakatı milliyeye dönüşmesi de kaderdir. Evet evet çok haklılar, her şey kaderdir! Bu gerçeği nihayet görmüş olmanın beni ne ka- dar rahatlattığını bilemezsiniz. Biyopside mikrop kaptı Eski Bakan Atasoy yoğun bakımda ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP ve DYP hükümetle- rindebakanlıkya- panVeyselAtasoy, IbniSinaHastane- si'nde yoğun ba- kıma alındı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardım- cısı Prof. Dr. Erol Özdi- ler dün yaptığı açıklama- da, Atasoy'un birhastane- de akciğer zannda kalın- laşma nedeniyle geçirdi- ği biyopsi sonrası enfek- siyon kaptığını söyledi. Enfeksiyon sonucu ateş- lenen ve genel durumu bozulan Atasoy'un tbni Sina Hastanesi'ne getiril- diğini anlatan Özdiler, Atasoy'un, Reanimasyon Servisi'nde tedavi altında tutulduğunu bil- dirdi. Atasoy'un, "MRSA"denilen, çok az ilacın etki- lediği bir mikrop aldığını kaydeden Prof. Dr. Özdiler, "Bu, her organı etkileyen bir mikrop. Hastada bu- na bağhseptikşoklar.çok- lu organ işlev bozukluğu var1 * dıye konuştu. Özdi- ler. Atasoy'un, böbrek, karaciğer, beyin ve kana- mapıhtılaşma sistemınin hasar gördüğünü, destek ünitesine bağlı tutuldu- ğunu ve şuurunun yerin- de olmadığını ifade etti. Edinilen bilgilere göre Atasoy'un biyopsisi, ha- ziran ayında Gazi Üniver- sitesi Hastanesı'nde ger- çekleşti. CHP, Büyükşehir Belediyesi Yasası'nın ilk kademe belediyelerin özerkliğini yok ettiğini belirtti Sınırsızyetkiye iptalistemiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP, Büyükşehir Belediyesi Yasa- sı'nın 17 maddesinin iptali ve yürür- lüğün durdurulması istemiyle Anaya- sa Mahkemesi'ne dava açtı. CHP mil- letvekilleri, düzenlemeyle büyükşe- hir belediyelerine sınrrsız yetki tanı- nırken ilk kademe belediyelerin özerk- liğinin yok edildiğini savundu. Başvuru dilekçesini dün Anayasa Mahkemesi'ne veren CHP Grup Baş- kanvekili AH Topuz, merkezin bazı yetkilerinin taşraya devredilmesini kendilerinin de savunduğunu, ancakbu yapılırken Türkiye'nin bütünlüğünün zedelenmemesi gerektiğini söyledi. Ana muhalefet partisinin dilekçesin- de yasanın iptali için sıralanan bazı gerekçeler şöyle: - Büyükşehir belediyelerine verilen • CHP, Büyükşehir Belediyesi Yasası'nın 17 maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvoırdu. Başvuru gerekçesinde büyükşehir yönetimlerine verilen smırsız yetkilerin, ilçe ve ilk kademe belediyelerini özerk, yerinden yönetim kuruluşu olmaktan çıkartıp büyükşehir belediyesinin idari birimleri haline dönüştürdüğü vurgulandı. vesayet denetimi yetkileri, ilçe ve ilk kademe belediyelennin özerkliğini yok edecek nitelikler taşımaktadır. Özel yönetim biçimlerinin yerel yöne- timlerin temel özelliklerini bozacak niteükte olmaması, yerel yönetimlerin olmazsa olmazözellikleri olanözerk- likleri ile bağdaşması gerekir. - Büyükşehir belediyeleri sırurlan içinde bulunan ilçe ve ilk kademe be- lediyeleri, özerk, yerinden yönetim kuruluşu olmaktan çıkanhp büyükşe- hir belediyesinin idari birimleri hali- ne dönüştürülmüştür. - Büyükşehir belediyeleri sınırlan içinde bulunan diğer belediyelerin gö- rev ve yetkilerini kullanamaz hale ge- tirilmiştir. -Büyükşehir belediyesine katılacak ilçeve ilk kademe belediye meclisi, baş- kanı ve belediye encümeni için oy kul- lanan vatandaşlar, kendilerinin seç- mediği belediye mecüsi üyeleri, büyük- şehir belediye başkanı ve belediye en- cümeni üyeleri tarafından yönetilme- yebaşlanacaktır. Bu, Avrupa Yerel Yö- netimler Özerklik Şartı'na aykındır. - Belediye ve köylerin tüzelkişilik- lerinin yasanın öngördüğü biçimde kaldınlması anayasanın hukuk devle- ti ilkesine aykındır. Belediye kurma iş- lemi, hak yaratıcı bir işlemdir. - Imar planlan ve imar uygulama- lan ile bağımsız kararlar alabihnek yerel, yerinden yönetim olmanın, özerk- liğin temel koşullanndan biridir. - Altyapı hizmetleri ve ulaşun hiz- metleri konusunda büyükşehir beledi- yesine verilen yetkiler, eşgüdüm sağ- lamanın ötesındedir. Bu yetkiler, ku- rumlann tüzelkişiliklerinden doğan bağımsız karar alma yetkilerini yok etmektedir. - Büyükşehir belediyesine, hiçbir istisna tanımadan ilçe ve ilk kademe belediyelerin bütün kararlannı geri gönderme yetkisinin verilmesi özerk- likle bağdaşmaz. - Belediyelerin giderleri arasında, "kamu yaran görüien konular" sayıl- mıştır. Kamu yaran ka\Tamırun sınır- lan belli değildir. Bu yetki, büyükşe- hir belediyesine sınırsız ve ölçüsüz bir yetki kullanımının de\Tİ anlamına gel- mektedir. - Büyükşehir belediyesinin hangi konularda şirket kurabileceği anaya- saya uygun biçimde hizmet alanlan itibanyla sayılmamış, bunun yenne görev ve hizmet alanlannda şirket kurabileceği hükme bağlanmıştır. Bu- nun doğal sonucu, büyükşehir bele- diyeleri bütün hızmetlerinin, şirket- ler kurularak verilebilir hale gelme- sidir. Sağlık Bakanlığı Hukuksuz Kadıköylükr, ilçenin akciğeri niteliğinde olan arazüere sahip çıktL Bağdat Caddesindeki eyleme kabhm yüksek oldu. (Fotoğraf: AA) Yesil talana maskeli protesto AKP y nin ilçedekiyeşil alanlan satmaplanına geçit vermeyeceklerini belirten Kadıköy Kent Konseyi, Bağdat Caddesi 'nde eylem yaptı İstanbulHaber Servisi- Kadı- köy Kent Konseyi, AKP'nin il- çedeki yeşil alanlan satmak is- temesini maskeli eylem ile pro- testo ederek bu satışa izin ver- meyeceklerini vurguladı. Kadıköylüler, AKP hüküme- ti tarafından toplu konut yapımı için Bağdat Caddesi'ndeki Tanm ll Müdürlüğü binası ve Gözte- pe Ciftehavuzlar'daki istanbul Meteoroloji Bölge Müdürlü- ğü'nün arazisinin satışa çıkanl- masını protesto etti. Kadıköy Belediye Başkanı Se- lami Öztürk tarafindan, çeşitli meslek odası temsilcileri, der- nekler, muhtarlar ve belediye meclis üyelerinin katılımı ile ku- rulan Kadıköy Kent Konseyi, Bağdat Caddesi'nde maskeli ey- lem yaptı. Konsey üyeleri, "Ka- dıköy'ün trüyonlarea lira değe- rindeki, ilçenin akciğeri niteli- ğinde olan bu Ud arazi, 23 Ağus- tos'ta ihale ile sanlacak. Bu ara- zfler,kaynakyaratma uğruna bi- rilerine peşkeş çeldlecek. Böyle- ce ilçemizin nefes alma noktala- n kapanacak" dediler. "Kadıköy'denefes almakzor- laşacak" mesajının \airgulandi- ğı protesto gösterisinde, yurttaş- lara da maske dağıtıldı ve imza kampanyası başlatıldı. 'Kamu yararı göretllsln' Kadıköy Kent Konseyi Genel Sekreteri Şule Onur, satışa çıka- nlan yeşil alanlann kamuya ait olduğunu anımsatarak "O halde kamuyarangözeülnıdL Kadıköy, yeşil alana ihtiyaç duyan büyük bir ilçe. Neden bu alanlar ildnci, üçüncü OzgürlükParklanohna- sın?" dedi. Halkın görü$ü alınsın' Insanlann en küçük yeşil ala- nı dahi aradığı günümüzde bu- raların kamu yaranna kullanıl- ması gerektiğini vurgulayan Onur, "Eğer bu arazüer saülır- sa ne yapılacağı beiM değil. Daha sonra bu konuda Kadıköy Bele- diyesi'ne bile bilgi sormazahme- ti gösterilmedL Projenin ne ola- cağı belli değü" diye konuştu. TMMOB Mimarlar Odası Ka- dıköy Şube Başkanı SabriOrcan da kamunun malı olan bir yerin, kamunun görüşü alınmadan sa- tümaya kalkışılmasının, "kötü bir politika uygulandığıizlenimi bı- rakOğmı" dile getirdi. Bağdat Caddesi üzenndeki Ta- nm ve Köyişleri Bakanlığı'na ait Tanm II Müdürlüğü, arazisi nedeniyle Adnan Menderes hü- kümetinden bu yana başka amaç- larla kullanılmak istenmişti. An- cak arazi için konulan "tarun yapma şartı" nedeniyle başka amaç için kullanılamamıştı. Ko- numunun da özelliği nedeniyle son olarak Turgut Özal hükü- meti Tanm II Müdürlüğü'nü, bu araziden çıkarmaya çalışmıştı. ,\ncak başlatılan imza kampan- yasına Kadıköy Belediye Başka- TÜ Selami Öztürk de destek ve- rince, bu istekten geri adım atıl- mıştı. Şimdi ise AKP, bu bölge- yi ve Göztepe'deki istanbul Me- teoroloji Bölge Müdürlüğü'nün arazisini satışa çıkardı. surgune tazminat• Keçiborlu Devlet Hastanesi Müdürü Nihat Karan, Sağlık Bakanlığı tarafından 7 kez görevden alındı. Her görevden almdığında * dava açıp kazanmasına rağmen başka bir yere ; atanan Karan, en sonunda tazminat davası ] açarak Sağlık Bakanlığı'nı 14 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm ettirdi. ANTALYA (AA) - Isparta'nın Keçiborlu il- çesi Devlet Hastanesi Müdürü Nihat Karan, sürekli görevden alındığı gerekçesiyle Sağ- lık Bakanlığı aleyhine açtığı davayı kazandı. Karan, bakanhktan, faiziyle birlikte 14 mil- yar lira tazminat alacak. Karan'ın avukatı Faik Yıldız, müvekkilinin sürekli görevden alınması ve davalan kazanmasına karşın es- ki görevlerine iade edilmemesi nedeniyle, 2002 yüında, Sağlık Bakanlığı aleyhine ma- nevi tazminat davası açtığını bildirdi. Dava- nın sonuçlandığını ifade eden Yıldız, Antal- ya Idare Mahkemesi'ıün, Sağlık Bakanlı- ğı'nın Karan'a 7 milyar lira tazminat öde- mesine karar verdiğini belirtti. Müvekkili- nin 7 kez görevden alındığını ve her görev- den almaya dava açüklannı belirten avukat Yıldız, bakanlığa karşı tam 7 kez dava ka- zandıklannı, tüm bu davalann sonunda da uğradıklan mağduriyetin giderilmesi için manevi tarminat davası açüklannı kaydetti. 8. görev yerine de dava gellyor Antalya 1. Idare Mahkemesi'nin, son dava- da, Sağlık Bakanlığı'nı ^"argı kararmı uy- gulamama veA^eya uygulamaktan kaçınma" gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkûm et- tiğine işaret eden Yıldız, "Mahkeme, her defasında mü\ekkilimin görevden ahnması- nı gerektirecek bir durum oluşmadığuıa hükmederek karann iptaüne karar %erdi Bu da artik siyasal kararlarla haksızbğa uğ- rayanlann hukuk ve adalet tarafindan ko- runduğunu ortaya koyuyor. Bu, sevindirici bir durum" dedi. Yıldız, "Müvekküm, da- va açmav'a karar vermeden önce 7 kere sü- rühnüştü. Bu tayinlerin hepsi iptal oldu. Bu- nu gerekçe göstererek tazminat davaa aç- mışük. Yeni dönemde de müvekkiüm. il sağ- hk müdürtüğünde personel müdürlüğünden Keçiborlu Devlet Hastanesi Müdürlüğü'ne atandı. Şu anda 8. görev yert Şimdi bu karar için de dava açmaya haarlanryoruz. Adalet, gerekeni yine yapacak" diye konuştu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Saat sabahın 07.00'si. Bir haftalık yaz tatiline başlamak amacıyla Yeni- kapı'dan Bandımna'ya giden hızlı fe- ribota bindik. Yolda giden bir gaze- teci ne yapar? Normal olarak, "Yol- dayım, bugün yazı yazma koşulla- nm yok" diye yazıp işin içinden çıkar. Bunu yapmayı sevmem, eğer gaze- teden izin almadıysam her koşulda yazı yazmaya çabalanm. Şimdi de öyle yapıyorum ve iki saatlik Bandır- ma feribotundaki zamanı değerlen- dirmeye çalışıyorum. Geçenlerde, Yenikapı deniz oto- büsleri terminaline geldiğimizde, ku- rumun halkla ilişkiler müdürüyle soh- bet etmiştik. O görüşmemizde hızlı feribottaki bazı aksaklıklara dikkat çekmiş ve düzeltilmesini istemiştim. İki nokta üzerinde durmuştum. Bi- rincisi, hızlı feribottaki oturma düze- niydi. Birbirini tanımayan insanları kucak kucağa oturmayazorlayan bir koltuk sistemi kurulmuştu. Hem me- kânlar hor kullanılmış, hem de insan- ları iç içe oturmaya mecburetmişler- di. Sanki bir geleneksel Anadolu evin- de sedirlere sıralanmış insanlara dön- müştük. Yenikapı-Bandırma Hızlı Feribotunda Üstelik iki saatlik bir yolculuk için rahatsız bir koltuk dizaynı da yapıl- mıştı. Bu sistemi, kim hangi akıllayapmış- tı? Hangi mantık esas alınmıştı? Hâ- lâ Türk toplumunun bir cemaat dü- zeni içinde yaşadığı mı düşünülüyor- du, yoksa yeniden cemaate dönüş- me özlemini mı yansrtıyordu? Belki de bu sistemi kuran kişinin bildiği otur- ma düzeni buydu. Bu oturma düze- nininuygarbirdüzenolmadığıkesin- di. Dünyanın en gelişmiş hızlı feribo- tunu, modern ülketerden ithal edip, sonra da içini cemaat mantığıyla dü- zenlemek de bize özgü bir anlayış olarak kabul edilebilirdi. Ben şimdi bu yazıyı, iliştiğim bir Anadolu sediri biçimindeki koltuk dü- zeninde yazmaya çalışıyorum. önün- de bir masa bulunan genç arkada- şın, MehmetAli'ninanlayışısayesin- de yazı yazacak bir yer bulabildim. Yoksa bilgisayarı dizimin üstüne ko- yacak ve eğilip bükülerek yazmak zorunda kalacaktım. Deniz otobüs- leri işletmesinin halkla ilişkiler müdü- rüne daha önce de yaşayıp gördü- ğüm ve sinirlendiğim bu sistemin de- ğiştirilmesi gerektiğini anlatmıştım. Kendisi ilk önce benim ne demek is- tediğimi anlayamamış ve böyle bir düzene neden itiraz ettiğimi kavrama- mıştı. Sonunda haklısın dedi. Bu ya- zıyı yazarken ne kadar haklı olduğu- mu şimdi daha iyi anhyorum. Ikinci itirazım ise feribotlarda yol- culuk boyunca açık tutulan TV'lerey- di. Şu anda da bu yazıyı yazarken fe- ribotun her yanına yayılmış TV cihaz- larından birisi tepemde konuşup du- ruyor. Ben de çaresiz bir şekilde bir yandan bu yazıyı yazıyorum, bir yan- dan da TV yayınlannı izliyorum. ••• Sabah vakti olduğu için bütün ka- nallarda sabah haberleri yayımlanı- yor. Tabii ki haberlerin başında Izmit yakınlarındaki tren kazası yer alıyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm'a gazeteciler yine onu kızdıracak bir soru soruyorlar: "Istifa etmeyecek misiniz?" Neyse ki, orada Başbakan Tayyip Erdoğan yoktu da, gazete- cilere yeniden "hadlerini bildir"me- di. Yıldırım, yeniden istifa etmeyece- ğini tekrarladı. Hızlı tren kazasından sonra Binali Yıldınm'ın istifa etmesi gerektiğini ya- zan gazetecilerden birisiydim. Bina- li Yıldırım da, tren kazasının ardın- dan, "Eğer benim bir hatam varsa araştırmalar sonunda istifa etmeye hazınm" şeklinde bir açıklama yap- mıştı. Binali Yıldınm'ın nasıl bir hata- sı olabilirdi? örneğin, eğer makinistler hız sını- rına uymadıysa bunun Binali Yıldı- rım'la bir ilişkisi kurulabilirmi? Hükü- met yanlısı yayınlara bakarsanız, ma- kinist hatasından kaynaklanan so- nuçlar, Binali Yıldınm'ın hata hanesi- ne yazılmayacak! Acaba bu doğru mu? önceki günkü kazanın da ma- kinist hatasından ya da sinyalizasyon hatasından kaynaklanmış olabilece- ği anlaşılıyor. Bütün bunlar, Ulaştırma Bakanı'nı sorumlu haline getirmez mi? Eğer bir sistem iyi işlemiyorsa, insan hatası da- hil yapılan hatalar insanların ölümüne neden olacak kazalara yol açıyorsa, kurumun en başındaki kişinin bunda ciddi bir sorumluluğu var demektir. AKP hükümeti işbaşına geldiğinden bu yana demiryollannda partizanlık yapıldığına, işin ehli olmayan insan- ların sorumlu mevkilere getirildiğine ilişkin birçok şikâyetin defalarca iş- yeri sendikalarınca, çalışanlarınca di- le getirildiğini en azından biz gaze- teciler önümüze gelen açıklamalar- dan biliyoruz. Bu kazalarda Binali Yıldınm'ın so- rumluluğu vardır. En üst düzey yetki- li olarak insan kusurlan daonu ilgilen- diriyor. Bu yazının sonunda aklıma geldi, geldiğimizferibotlann alındığı dö- nemde Binali Yıldınm, istanbul Deniz Otobüsleri Genel Müdürü'ydü, belk/ de bu ıç düzen onun tercihiydi. Tesa- düf işte... NOT: Bugün akşam 20.00'de Ay- valık'ta Çamlık Aile Çay Bahçesi'nde Cumhuriyet okurianyla (CUMOK) söy- leşeceğiz. Ayvalık'ta okurları bek- liyorum.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear