17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2004 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZSOYSAL Sinsi İlişkiler EVET, Reuters Ajansı'na yaptırtılıp Hürriyet'te aparto- paryayımlatılmış bir "cyüze/fme"dolayısıylagündemege- len Patnkhane sorunu ile ona bağlı iç ve dış ilişkiler yu- rnağı mutlaka deşilerek sorgulanması gereken bir konu- dur. Çünkü, Ruhban Okuılu'nu yeniden açma konusunun ge- risinde, son Yunan hükümetlerince ve Avrupa Bırliği'yle çeşıtli Amerikan çevrelerince, Patnk Bartholomeos'u öne sürerek ve AKP ifctidannı yanlanna alarak, hep bırlık- te gerçekleştirilmek istenen ortak bir niyet yatıyor: "Ekü- menikllk iddiasını An-kara'ya da kabul ettirip Fener'i Va- tikan'a benzer bir statüye kavuşturmak ve Lozan'da te- melleri atılmış Cumhuriyeti birde bu yönden zayıflatmak. Kendi "başlanna tMJyruk" duruma gelmiş olan Rus, Bulgar, Rumen, Sırp, Arnavut, hattâ Yunan ve Kıbns kili- seleri böyle bir Fener pek istemeseler de. Ajansın Türkıye mufnabiri Gareth Jones. röportajda sor- duklanna verilen yazıh yanıtlan yanlış yoaımlayıp çar- pıtacak bırgazeteci degıl. O da, Patrikliğin bu nıyetıni ge- çen yıl bütün açıklığıyia ortaya koyan Associated Press muhabiri James C. Helicke gibi, gerçek amacı ve oyna- nan oyunu sezip yazmış. Röportajın Cumhuriyet'te yayımlanan metninden de belli ki, Sayın Patrik, "Dinî hizmetleri yehne getirmekte özgüriûğümüz var" diye söze girmiş, sonra Patnkha- ne'nin tüzelkışi bile olmadığını söylemeden, sanki hakkı olabilirmiş gibı, "ancak kiliseye ait vakıflan, manastırtan, mezariıklan ve okullan yönetme hakkımız yok" deyip la- fı Ruhban Okulu'nun kapatılışınagetirmiş. Anayasada, özel ögretim Kurumlan Yasası'nda, Milli Eğitim ve yükseköğ- retim yasalannda bu konuda çeşitli hükümler bulundu- ğunu, Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ocak ve 26 Mart 1971 tarihli karariannın buna olanak tanımadığını bildiği halde. Patrikhane, röportajda "OkulAB baskısıyla açılıyor" den- mediğını ıspataçalışıyorama, Sayın Bartholomeos "Tür- kiye'de din özgürtüğü kavramının çokkısıtlı veyüzeysel" olduğunu söyledıkten sonra, "Hükümet, okulun kapatıl- masını haklı göstermek için geçmişte kullanılan gerek- çelerin Avrupa'daki din özgüriüğü perspektifine uyma- dığını anladı; bunun okulun tekrar açılmasını sağlayaca- ğına inanıyorvm"dedikten sonra, bu sözlerin, "baskı"söz- cüğü edilmiş olsa da olmasa da, aynı kapıya çıktığı açık değil mi? AKP iktidan ve Patrik durumu anlayacak da, muhabir anlamayacak mı? Konu, bunu çok aşjyor. Hıristiyanlık-Müslümanhk ça- tışmasından öteye, şimdiki bu Patrikhane sorununun temelinde, önümüzdeki yıllar boyunca yeniden canlana- cak olan ABD-Rusya yanşında dünyadaki 270 mityonluk Ortodoks nüfusun 200 milyonunu oluşturan RusOrtodoks- luğu'nun Moskova Kilisesi'ne egemen bir Fener Patrikli- ği yaratma ve onu Batı'dan yana tutma niyeti var. AKP iktidannın teslimiyetçı AB tutkusu, konuyu ortak sonuca götürmek isteyenler açısından hayti elverişli bir zemin oluşturmakta. Atatürk Cumhunyetini korumaya ant içmış güçler buna da göz yumarlarsa, tabii. Aklı Yük Gibi Taşıyanlar Kentlileşememiş insan, kent sahipliği, insana saygı, fiziksel çevreye ilgi ve itina, düzen, disiplin, estetik türünden duyarlıklan törpülenmemiş insan demek. Bu kesimin doğru-yanlış ölçütleri, hatta yalan ölçütleri farklıdır. Kadına, söz rüşveti verseler de eşit bir toplumsal statü tanımazlar. Doğan KUBAN T ürkıye'nin egemen kültürü kırsal kültürdür. Konuyu baştan saptır- mamak için, bunun köylü kültürü anlamına gelmediğıni yineleye- yım. Bu öncelikJe, kentlerde otur- sa da henüz kentlileşememiş adamın kültürü- dür. Bundan ellı yıl önce, gecekondulanna karşı kendilerine apartman dairesi verilen ba- zı köylüler balkonlanna keçilerini de çıkarmış- lardı. O zaman bu olay kırsal kültürü simge- leyen bir alay konusu olmuştu. Bugün keçili balkonlardan değil, kentlere yerleşmiş Türk toplumunun yansından söz ediyoruz. Kimisı köyden, kasabadan yeni gelmiş, kimisi birkaç kuşak önce yerleşmiş, kimi okuma yazma bil- mez. kımısı ise profesör olmuş ülke çoğunlu- ğu. Bunlar politik yelpazenin her diliminde ay- nıdır. Ortak tavırlanyla kırsal kültür olgusu- nu tanımlıyorlar. Kentlileşememiş insan, kent sahipliği, in- sana saygı, fiziksel çevreye ilgi ve itina, dü- zen, disiplin. estetik türünden duyarlıklan tör- pülenmemiş insan demek. Bu kesimin doğru- yanlış ölçütleri, hatta yalan ölçütleri farklıdır. Kadına, söz rüşveti verseler de eşit bir top- lumsal statü tanımazlar. Uygartavırlar olarak ya da kentli tavırlan olarak kabul edılen bazı davranışlara sahip değillerdir. Örneğin özür di- lemezler. Ayağınıza basanın gözünde kabada- yılık ışıltılan çakar. Utanç duyduklannı gör- mek zordur. Başkalannın haklannı kolayca yıyebılirler. Sıraya girmezler. Kırmızı ışıkta geçerler. Özür dilememek, utanmamak, hak yemek hepsi insana saygısızhklarından kay- naklanır. Bunlar artık köylü değildir. Ama kentli de değildir. Kentlileşememe özellikleri içinde kuşku- suz okumamışlık ya da az okumuşluk da var. Ne var kı kentli olamamanın işaretleri okumuş ve okumamış arasında çok değişmiyor. Te- mel tavır okumaya ve okumuşa karşı olmak- tır. Bu, gazete okuyamayanda da aynıdır, ki- tap okumayan üniversite öğrencisi ya da öğ- retım üyesinde de aynıdır. Bunlann tümü ta- nmsal toplum artçılan olarak yaşıyorlar. Çağa ılişkin bilgılen yüzeyseldir. Teknolo- jıyi verimli kullanamazlar. Ne doğru dürüst as- falt dökebilirler, ne kaldınm yapabilirler, ne de yılda on bin kişiyi trafiğe kurban etmek- ten uzak durabilirler. At arabası şoförleriyle birlikte yaşryoruz. Bunlar trafiğin hiçbir ku- ralını doğru dürüst uygulamazlar. Teknoloji- nin her dalında aynı sorun vardır: Örneğin modern bir fotoğraf makinesi, telefon, bilgı- sayar ne tür işlev yapabiliyorsa, bizim top- lum bunun yansmı bile öğrenmez ve kullan- maz. Tanm öncesi düşüncesiyle donatılmış in- sanlar olarak bilimsel bilgiden uzak dururlar. Düşünceye ve düşünene karşı da ikirciklidir- ler. Düşünsel yaşamlannda soru sorma meka- nizması gelişmemiştir. Kendi kendini eleşti- ri ise söz konusu değildir. Eğer kan davası de- ğilse, bir suçu uzun müddet kovalamalan söz konusu değildir. 'Bizim tophım unutuyor' de- memiz hiçbir olguyu rasyonel bir analize ta- bi tutmamalanndan, yanı özümseyecek ka- dar sahip çıkmamalanndan kaynaklanır. Tan- rı'nın bu sevgili kullan aklı kullanmaz, sade- ce bir yük gibi taşırlar. Sorgu sorma özürlü- dürler. Şüphe etme bir yöntem olarak düşün- sel yaşamlanna ulaşamamıştır. Şüphe sadece birbirinden 'kuşkulanma'ya indirgenmiştir. Bunda da haklıdırlar. Bu kadar az düşünen, bağnaz olmak zorun- dadır. Çünkü bağnazhk ve cehalet aklın eleş- tirel melekelerini geliştirmez. Kırsal kültür temsilcileri uzun zaman boyutunda düşün- mezler. Uzun zaman onlar için, sadece tutul- mayan sözler, ödenmeyen borçlar bağlamın- da söz konusu olur. Tanmsal toplum kültürü, ya da bilim öncesi kültürü genye bakmaz. Ta- rihle ilgili değildir. Geleceği de basit, pratık amaçlar için me- rak eder. Ne kendi toplumlannın geçmişı, ne de başka toplumlannkı onlan ılgilendirir. Dün- yanın geleceği de, onlar için, bir sorun statü- süne erişmemiştir. Değışme, tarihı bir süreç olarak onlan ilgilendirmez. Kırsal kültür taşıyıcılannı bir tarih perspek- tifi içinde değerlendirirsek süreklilikleri şa- şırtıcıdır. Bunlar Cumhuriyetin başında oku- ma yazma bilmeyen, çoğu topraksız köylüler- di. Onların babalan da Osmanlı döneminin ay- nı nitelikteki köylüleriydi. Başka bir deyışle bilgi ve teknoloji toplumuna dönüşemeyen Osmanlı devleti battığı zaman bize cehaleti mi- ras bırakmıştır. Cehalet bir mal değildir. In- sanlann kafasındadır. 200 yıllık Osmanlı aydınlanma savaşımn tek ürünü Cumhuriyettir. Ilgınç olan, bilim ve teknolojiye sahip olma çabasının orduda yo- ğunlaşmış olmasıdır. Dili uzunlar S'ay!' diye- bilırler ama, yetmiş üniversitemizin ortalama eğitim düzeyının hâlâ Harbıyelilerden daha dü- şük olması, yanıt aranacak bir sorundur. Genç Osmanlı başkentinde bir kent kültü- rü \ardı. Bunun temsilcileri ise ne yazık ki Müs- lüman Türkler değıl, Hıristiyanlar ve yaban- cılardı. Bıraz da monbey'ler denilen toplu- mun üst sınıflan. O temsilciler yok oldular. Şim- dilerde kentlileşmiş insanlar, mağlup bir or- dunun artçı savaşı veren birlikleri durumuna düşmüştür. Türkiye'nin geleceğine ilişkin bütün karar- lan, ağırhklı olarak kırsal kültür temsilcileri veriyor. Kent çoğunluğu onlardadır. Kentler- de köylü gibi yaşayanlar onlardır. Kentli söz- leri kiıllanmaya savaşarak irrasyonel kasaba söylemleri onlann ağızlanndan dökülüyor. Bu mekanizmanın kurbanlannın çoğu da yi- ne onlardır. Kolay inandıklan için en kolay sö- mürülenler onlardır. Ülkenin fakirlerinin çoğunu da onlar tem- sil ediyor. Hanı şu beş kilo yağ ve şekere bir oy verenler gibi. TIR' altında, demiryolunda, denizde sürat motoru altında can verenlerin çoğu da onlardan çıkıyor. Fakat kör cehaletin verdiği cesaretle her riski göze aldıklanndan en zenginler de onlardır. Eğitim bu büyük cehalet grubunu kurtara- cak tek çare gibi gözüküyor. Ne var ki eğiti- me ılişkin kararlan alanlar da onlardır. Onla- n da Cumhuriyet yetiştirdi. Ortaokul seviye- sinde üniversiteli, master öğrencisi seviyesin- de profesörü de aynı Cumhuriyet yetiştirdi. On- lar demokratik çoğunluktur. Kannca kadar çok, kuş kadar temiz ve saf, ve koyun gibi kur- ban olmaya hazır bir çoğunluktur. Yirmi bi- nnci yüzyılın esaret damgasını da bu toplu- ma vuracak olanlar bu çoğunluktur. Ne var ki umutsuz bir durumla savaş, ger- çeği görerek olabilir. Yalan söyleyerek,ya da bu gerçekle ilgisiz aptal tartışmalarla vakit geçirerek değil! Peki bu 'onlann' dışında kalanlar kim? 70 milyonluk ülkede onlar da o kadar az değil. Fırunadan kaçıp bir köşeye sığınmaya çalışıyor- lar... Bazen mütebessım yüzlerle anlaşılmaz şeyler söylüyorlar, televizyon ekranlannda. KULTUR • SANAT (0212) 293 •• 7« H EN tYİ 10 F^JH UMHMH-uııtti* Hayatm İçinden Sinema TEK Tlf: 02 I 6.346 OI 41 Bahanye Sakı; Gulu Sok No 29 SEVGİ ve DOSTLUK ÜZERİNE BİR BASYAPIT ! KAOIKÖY'DE İLK DEFA SADECE rSİNEMAMIZDAl 11.30-13.30-15.30 17.30-19.30-21.30 BİRFİLMDESİZSEYREDİN Sinema sektorundekı 2. yaşını dolduran ve 2 yıl gıbı kısa sure ıçensınde vızyona soktuğu 20 fılm ıle sektore yenı bir soluk getıren Bir Fılm'den yeni bir sinema şolenı başlıyor. Bugune kadar Bir Fılm tarafından vizyona sokulan fılmlenn 15 tanesı ve daha once Pı Fılm tarafından dağıtılan 5 fılmden oluşan toplam 20 fılmlık bir seçkı, 1 hafta ıçın tekrar ızleyıcı ıle buluşuyor Ustelık ındırimlı olarak! Hemen her bırı kendi alanında ba$yapıt sayılabılecek ve geçtığımız sene ıçınde seyırcı ve eleştırmenlerın buyuk beğenısını kazanmı$ fılmlenmızın, sınemaseverlerle buluşmasını sağlamak ve "Herkesın kalıtelı fılm ızleyebılmesı" amacı ile yola ctkılan bu etkınlık suresınce gösterılecek fılmler, ındırimlı bilet karşılığında ızlenebılecek. Fılmler ıle ılgılı aynntılı bılgılere www bırfılm.com adresinden ulaşabılırsınız. 13-19 Ağustos tarıhlerı arasında gerçekleşecek olan bu şenlığe katılan salonlar şunlar- Beyoğlu AFM Fıtaş, Beyoğlu Cıne Majestıc, Kadıkoy Rexx, Pendik Guney, Altunızade Capıtal Spectrum, Bursa AFM Zafer Plaza. Cankkale AFM, Denızlı AFM. Eskısehır AFM, 20-26 Ağustos tanhlen arasında Ankara Buyulüfener, Ankara Kızılırmak. Oynayan Fılmler: Yenı Baslayanlar ıçın Italyanca, Tez, Bebekler, Donnıe DarkoıKaranlık Yolculuk, Temmuzda, Daıma Lılya, 11 Eylul, Olum Oyunu, Kısa ve Acısız, L v T'den 5 Engel, Buzdan Hayaller. Benımle Evlenır Mısın?, Cesaretın Var Mı Aska7 , Dokuz, Kumun Altında, Sınırsız Kentte, Dövme, Kasa 507. Bılet fiyatları 3 mılyon lıra ile 5 mılyon lira arasında değısıyor. Hem böylesi bir kişiliği böylesine bir vyorumla izlemek, hem de kimi tartışmalarz birinci elden vakıf olabilmek içih 'Sylvia'yr kaçırmayın derim. Ç * "fiadikor Ujur Vorrfm 1 LSyf"!' Pl» tnv e p*rforman»yla göf ' kamaştıran Gwyneth Paltrow'un f ianmn yanı sıra, dram ve ilişkil? salfilmlerdenhoşlananlar için d seyir keyfi vaadediyor. oton"£{eGötjûn Sonunda ağirbâ3!)HHfl^Wjj feızette ve düzeyli bir filme ulasılmıflRltrow, bu keı Oscjr'ı »•' gerçekten haK«H|î bir oyun veriyor. *• boh" Atitla Dorsoyt " ' "via, 20. yûzyilın en Hmfcîaîrlerinden olan ı, f ~**- m Ted Hugties'u taTffhayanlara bu iki • •sunan bir film. : )Fet"OmürGe(fik Bir Mucize: Mustafa Kemal PAL vıa \ Beyoğlu Alkazar Mecidıyeköy Odeon Cineplex Altunızade Capitol Spectrum 14 Kadıköy Rexx Kadıköy Tepe Cinemaxx mmm (293 24 66) (216 37 90) (651 33 30) (336 01 12) (339 85 85) 12:15- 11:20 - 11:30 - 10:45- 13:30- 14:30- 1340 - 15:30 - 13:00- 16:00- 17:00 16:15 17:40 1515 18:30 - 19:15 - 18:35 - 19:45 - 17:30 - 21:00 -21:30 • 20:55 - 2200 - 19:45 - C /Ct. if -21 45 23 30 BFİLâii % ^. bırfilm. com Beyog-u AFy FTTAŞ Beyoğ-u CtNE MAJESTIC Kao -=v REXX Altun,zade CAPTTOL SPECTRUM 14 Pend* GÜNEY Kanai VCYON BURSA AFM Zafer P ü ü ÇANAKKALE AFM DENİZUAFM ESKISEHIR AFM Beyoğlu AFM FITAŞ Beyoğlu CME MAJESTIC KadıKiy REXX Altunızade CAFTTOC SPECTRUM 14 Peidık GÛNEY KartalVEYON BURSA AFM Zafef Plaza ÇANAKKALE AFM DEMZLI AFM ESKISEHIR AFM BeyoSİL AFM FTTAŞ Beyoölu CINE MAJESTIC Kadıköy REXX Altunııaöe CAPTTO1. SPECTRUM 14 Pena* GÜNEY KartalVlZYON BURSA AFM Zaler Plaza ÇANAKKALE AFM DENI2LJ AFM ESKISEHIR AFM 251 20 20i I244 97 071 336 01 12, 651 33 301 354 13 88ı 306 90 07 225 45 60ı ,21110661 (371 10 49) 1225 35 911 (251 20 201 (244 97 07) (336 01 12) (651 33 30) (3541388) (306 90 071 (225 45 601 (214 10 66) (371 10 49) (225 35 91) 1251 20 20) 1244 97 071 (336 01 121 1651 33 30| ,354 13 88, (306 90 071 (225 45 60) (2M10 66) (371 10 491 (225 35 91) S13AĞUSTOS CUMAî Cesaretm Var Mı Afka? 1 Buzdan htoyaüef 1 Dovme 1 Teıı1130ı SınıreaKent!eıi3 50)-Öt 11 EyUI 1 Benlmto Evltnir Uism^ 1 Bebakter 1 C4üfn Oyunu 1 Yenl Baflayanlar İçin rtalyanca 1 Babekler 1 4 AĞUSTOS CUIl OonnleDarko < 11 EyUI ı Yeni B*>byı>tlar İçin Itah/anca ı 11 Eylül(" 20 Teı '3 40, Smırsa 1 11 Eytul 1 BonıfiHO Evtonvr Mısın7 Tammuz'da 1 DonmeDarko 1 Ölum Oyunu 1 Tammuz'da 1 15AĞUSTOSP ÖUm Oyunu 1 BriMMer i 11 EyUI 1 H E y U l r i 20ı Tez '3 40, S m n ı z ) 11EyHH 1 Benlmte Evlenlr Mhıln? 1 DannaıDarko 1 Tmnmuz'da • 30 1400 1630- 19"OO-21 30 100 1300-1500 17-00-1900 • 15 1345- 1630-19D0-21 30 ûm Oyunu 116 101 - M v m 116 30 1 30-14 00- 16 30-19110-21 30 100 13D0 1500-17-00 19D0 1 30-1345-1615-1845-21 15 3-00 15 45-18 30-2100 345 1615 1845-2115 3 15 1545 1845-21 15 HARTE! 1 30 1400 1630 1900 21 30 2 0C--4 3C 17 00 19 30-2130 1 15-1345 1630-1900 21 30 2100 - Donn» Darko (2020) -11 EyUI (22.30) 2100 (emteı'600 ÖUm Oyunu 118-20) Dovme (20 40> - DonntoDarko <2230) 130 1400 1630-1900-2130 100-13-00 1500 1700-19-00 1 30-1345-16 15 1845 21 15 300-1545-1830-21 00 345 16 15 1845 21 15 3 15 1545 1845 2' 15 AZAR 1 3C 14-00 16 30 1900 2130 130 14O0 1630-1900-21 15 1 15 1345 1630 1900-21 30 21 00 Cantto (16 00) • ÖUm Oyunu H 8.20) - Dovm. (20 40) • Donnt. Darfco '22 30ı 130 -1400-16 30 -1900-2130 1O0 1300-1500-1700-1900 130-1345-1615-1845-21 15 3 00 15 45 '8 30 2100 T«z 1345 1615-1845-2115 Donni* Oarito 13 15 15 45 18 45 2115 21 00 İdris ATMACA Mustafa Kemal Ana- dolu toprağına düşmüş bir tohumdur. Gün ışıdı ışıyacak. So- kaklar, caddeler, mey- danlara yeni güne uya- nıyor. Gece vardiyasın- dan dönenler, erkenciler, simitçiler, poğaçacılar, trenler, otobüsler, vapur- lar yepyeni bir telaşla ken- tin koşuşturmacasına ka- pılıp gidiyorlar. Uzaklar- da martı çığlıklan. Daha adımımı atar atmaz so- kağa, kamaşır kamaşmaz günışığıyla gözlerim, ara- balann, vitrinlerin cam- larında görür görmez kendimi, biriyle daha se- lamlaşınm: Mustafa Ke- malle Mustafa Kemal Ana- dolu toprağını yeşertmiş bir tohumdur. Her gün, hava gibi, gü- neş gibi, yel gibi taa saç- lanmızın diplerine dek duyumsadığımız, yaşam boyu bizimle, güzeller güzeli. adam gibi bir adam O. Göğümüzü da- ha aydınhk, daha mavi kılmış, yemişli dallany- la yemyeşil bir Ataağaç- rır. Halkına hep inanmış, güvenmiş, birlikte omuz omuza onurun, bağım- sızlığın, özgürlüğün, hak- lı savaşını vermiş, bir yi- ğitler yiğididir. Mustafa Kemal ki; al- dığınız her solukta, dalıp dalıp gittiğiniz bozkırlar- da, bir zeybek havasında, bir harmandalıda; rakı- da, leblebide; Beyoğlu meyhanelerinde; Şişli'de, Akaretler'de, Boğaz'ın masmavi sulannda; sıla türkülerinde, se\da şarkı- lannda, utta, sazda, ke- manda; secdeye varan ba- şınızda, yukanya açılmış avuçlannızda; uzun yaz gecelerinde panldayan salkım saçak yıldızlarda, baştan başa bütün yurtta, her zaman her yerde O vardır, istesen de isteme- sen de. Attığın her adım- da O'nun hakkı vardır, bir tek O'na borçlusun. Mustafa Kemal Ana- dolu toprağında serpil- miş bir devrimin tohu- mudur. Toprak artık ye- şermiştir. bereketlenmiş- tir, bire bin vermiştır. Sı- rasıdır O'nu kalbinuzden düşüncelerimize, eylem- lerimize.. kısaca beyni- mize taşımak. O'na söve- rek küçük düşüreceğini sanan sahtekâr yobaz ta- kımı, unutmasınlar ön- celikle kendi soyuna-so- puna-atasına sövüyorlar. Işığa sövemezsiniz ki hem, ışık bu.. kör oluve- rirsiniz, yanarsınız ali- mallah. Mustafa Kemal muci- ze bir tohumdur, Anado- lu toprağına düşmüştür bir kez. BOUTİOUE YENİLMEZ OTEL Yalıkavak koyunun tam ortasında, denize sıfır özel plaj ve iskele, özel yüzme havuzu, odalann tamamı klimalı ve rengârenk el yapımı resimlerle çevrili lobide sürekli resim sergisi. Ege ve Italyan mutfağı olan Lunapapa Restaurant'da konfonjn ve lezzetin en iyi şekilde sunulduğu Yalıkavak'taki eviniz olan Boutique Yenilmez Otel'de rüya gibi birtatil sizi bekliyor. Bilgi ve rezervasyon için; Tel: (0252) 385 40 55 Fax:(0252)385 4013 Web: www.yenilmezotel.com e-mail: info(o yenilmezotel.com PENCERE Eski Bir Yazıdan Esinti... Kitap rafını karıştırırken elime eski bir yazı kesi- ği düştü, adına baktım: "Kavanoz dipli dünya düzeni" Kaç yıl önce yazmışım?.. 2002'nin mart ayında!.. Yazıda dökümü yapılan 'Küreselleşme' üzerine vurgulamalan bugün de anımsamakta yarar var... • "Yeni Dünya Düzeni nedir?.. 1) Dünya tek pazardır. 2) Sosyal devlet ölmüştür. 3) Ulus devlet bitmiştir.. 4) Devlet küçülmelidir. 5) Devletin gücüyerine şirketler, holdingler, kar- tellergeçmiştir.. 6) Tekelci sermaye donıklaşmış, yerkürede ege- menleşmiştir.. 7) Sermaye özgürdür.. 8) Emek bağımlıdır.." Aradan geçen sürede bu saptamalann yerküre çapında daha çok ve zoria dayatıldığı izleniyor... • Yine aradan geçen sürede 11 Eylül terörünü bahane eden Bush yönetimi Irak'ı işgal etmiş; ama, sonuç tam bir felaket olmuş... Eski yazıda "Emperyalizm nedir?.." diye soru- luyor... Ve şu yanıt veriliyor: "1) Üretimin ve sermayenin yoğunlaşmasıyla ekonomide tekelleri yaratacakyüksek düzeye eri- şilmesi... 2) Banka sermayesiyle sanayi sermayesinin bü- tünleşip kaynaşması ve 'finans kapital' temelinde 'mali oligarşi'n/n oluşup güçlenmesi.. 3) Mal ihracatının öneminiyitirmesi, sermaye ih- racının önem kazanması.. 4) Dünyayı paylaşan uluslararası tekelci kapita- list bihiklerin oluşması.. Gözünüz ısırıyor mu emperyalizmi?.. 'Küreselleşmeyo/csa 'emperyalizmVn hıh demiş burnundan mı düşmüş?.." • Eskiden "uygaremperyalistler" dünyanın geri ül- kelerine selamsız sabahsız girerier, kimse sesini çı- karmaz ya da çıkaramazdı; küreselleşmenin tari- hinin sömürgecilikle başladığını hiç unutmayalım... Bugün işdeğişik!.. Ortadoğu, en başta Irak ve Filistin'de durulama- yıp çırpınan bir kan bataklığına dönüşüyor; ege- menler bu coğrafyaya bir türlü egemen olamıyor- lar... Bu gidişle de egemen olamayacaklar... Insanlık Küreselleşme'nin bu türlüsüne boyun eğmeyecek gibi görünüyor. • Bu yazıyı eski yazıdan son bir alıntıyla bitirmek istiyorum.. Dünyanın en zengin 200 kişisinin sahip oldukla- rı servet, yeryüzündeki en yoksul 2.5 milyar insa- nın toplam gelirinden fazla.. Ve bu 200 kişinin 112'si Amerikalı.. Ve Amerika Irak'ta.. Afganistan'da.. Insanlığın haline bak sen!.. GOKOVA-AKYAKA Türkiye Ziraatçılar Derneği Dinlenme Tesislerinde Düşlediğiniz Tatil Düşlediğiniz Fiyata Kişi başı konaklama + Sabah Kahvaltısı + Akşanı Yemeği: 30.000.000 TL. Tel Faks : (0 312) 213 94 17 - 213 84 35 (0 252) 243 44 02 (0 312)213 22 52 (0 252) 243 59 90 TC KADIKÖY 2.ASLİYEHUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo. 2001 1191 Davacı Şevkı Şımşek tarafından davalılar Ramazan Sağlamkazanlı vs. aleyhme açılan tapu iptalı davasın- da, adresı tespit edılemeyen davalıya mahkeme kara- nnın ılanen teblığme karar venlmış olup, Mahkememizce venlen 2001 1191 esas, 2003/763 karar sayılı ve 11.6.2003 tarihli ilam ile davacıya ait 38 parselın daha sonra tevhidi ile oluşan 62 No'lu parselde davalı Ismet Çelık adına tapuda kayıtlı 15300 112413 payın ve bunun karşılığı kat mülkiyeti- ne çevrilerek oluşan 14 ve 16 No'lu bağımsız bölüm tapu kayıtlannın ıptaline ve davacı adına tapuya kayıt ve tescılıne, tedbır karannın karann kesinleşmesine kadar devamına, peşin alman harcın mahlusuba baki- ye 13 351 500.000.-TL ilam harcının davalı Ismet Çe- lik'ten alınmasına, davacı vekılı için takdır olunan 7 200 000 000 -TL nısbi vekâlet ücretinin keza 569.540.000.-TL yargılama gidennin de davalı Ismet Çelik'ten alınarak davacıya venlmesıne Yargıtay yolu açık oknak üzere venlen karar davacı vekılı ıle dava- lılar Sevent Et Gıda ve Ismet Çelık vekilinın ve davalı Ahmet Hamdi Pehlıvan \ekıli Av. Coşkun Çetinka- ya'nın yüzlerine karşı, dığer davalılann yokluğunda verilen karar halen adresi bellı olmayan ve ilanı teblı- ğı gereken davalı Ramazan Sağlamkazanh'nın, işbu ilanın yayın tarihınden itıbaren başlamak üzere 7 gün- lük süreden sonraki 15 günlük sürede Yargıtay'a baş- vurulmadığı takdırde hakkındaki ışbu karann kesinle- şeceğı hüküm da\etıye yenne kaım olmak üzere ılan olunur. 6.8.2004 Basın: 36783 lstanbul Ünıversıtesı'nden aldığım Jeofızik Mühendislıği dıplomamı kaybettım. Hükümsüzdür. SC'LEYMAS UYSAL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear