23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
»S TBMUZ 20O4 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JV LJ Ju J. U JK kultur@ cumhuriyet.com.tr 15 Yurtdifında TiİPk soüst • Kültûr Servisi - Aralannda Volkan Baydar"ın da bulunduğu Orange Blue topluluğunun yeni albümü eylül ayında çıkacac. But I Do' adlı parçalanyla Türkıye'de üst sıralara çıkmayı hedefleyen topJukğun Türk solisti Baydar, kendi vatanında şarkı söylemenın heyecan verici oldufunu ve yurtdışında ülkesini temsil etmekten mutluluk duyduğunu söyledi. Bugiine kadar; 'In love vvıth a dream', 'Songs of Liberty" ve Panta Rhei' adlı üç aJbiime imza atan topluluk, hedeflerinin hayatlan boyunca müzik yapmak olduğunu beîirtîi. Orange Blue'da. Volkan Baydarın yanı sıra Almanya'dan \'ınce Bahrdt, Heınz Lichius, Boris Bachann, Anna Depenbusch, Birgit Jannsen. Amenka'dan Fontaine Burnert; Isveçten Martin Tingvall ve tspanvadan Roland Cabezas da yer aîıyor. (0212 259 NâzmTın şiirleri Farsçada • TAHRAN (AA) - İran'da. dünyaca ünlü Türk şaın Nâzım Hikmet'in şiirleri Farsçaya çevrıldi. Iranlı tercüman îraj Nobeht tarafından çevnlen 'Memleketimden İnsan Manzaralan". Dünya-ye No Yayınevi tarafından 4 cılt halinde yayımlandı \e ilk baskıda 12 bin adet basıldı. Halen Mazendaran eyaleti Tonekabon Ünıversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nde ögretim üyesi olan Nobeht, Türkiye'den aynca Bekir Yıldız'ın çocuklar içın yazılmış hikâyeJerinı. Erol Toyun "Fareler Curnhuriyetr. Yaşar Kemal'in 'Ince Memed' romanlannın ikinci ve üçüncü cıldi ile Yılmaz Güney'in öykülerini de Farsçaya çevırdi. "Cennetin Doğusu' • Kültiir Servisi - Ünlü yazar John Steinbeck'ın •Cennetin Doğusu" adlı romanı ikinci kez beyazperdeye LJniversal Pictures ile Imagıne Entertaınment tarafından uyarlanacak. Yapımcı şirketler Brian Grazer'ın yapımcılığını üstleneceği ve 'Akıl Oyunlan'nın ünlü yönetmeni Ron Hovvard'ın kamera arkasma geçeceği filmin haklan içın Steinbeck'ın ajansıyla son görüşmelerini gerçekleştiriyor. fncil'de geçen ve tarihteki ilk cinayetı anlatan Habil ile Kabil'in hikâyesinın modern versıyonu olarak kabul edilen roman, 1952 yılında basıldı. Kitap ilk olarak 1955 yılında beyazperdeye uyarlandı. Howard ile Grazer senaryoyu kaleme alacak olan Paul Attanasio'nun Warner Bros'un yapımcılığını üstlendiği ilk film yerine romanın üzerinden giderek bır hikâye yaratmasını istediklerinı açıkladı. Yenilenen 'Uzay Yolu' • Kültiir Servisi - 'Uzay Yolu' serisinin yapımcısı Rick Berman 'Yıldız Savaşlan'nın dizi versiyonu olan 'Star Wars-Next Generation'ın yıldızı ve serinin 'First Contact' ile 'Insurrection' adlı bölümlerinin yönetmeni Jonathan Frakes ile görüşmelerini sürdürdüğünü açıkladı. Berman, projeyle ilgili konuşmak içüı daha çok erken olduğunu \^ırgularken yeni filmdeki karakterlerin, öykünün geçeceği yerlerin ve oyunculann tamamen yenileneceğini belirtti. kiztepe kazıları başladı • SAMSUN (AA) - Samsun'un Bafra ilçesinde, 1974'ten bu yana arahksız sürdürülen tkiztepe arkeolojik kazılaruıın bu yılki bölümü başladı. Istanbul Üniversitesi (tÜ) ögretim üyesi Prof. Dr. Önder Bilgi başkanlığuıdaki kazılann bu yılki bölümü Tepe 1 'de sürdürülecek. Prof. Dr. Bilgi, bu yıl kazılan geçen yıl olduğu gibi Tepe 1 'de bulunan hediyeli mezarlarda sürdüreceklerini belirterek burada 3nemli bulgular elde edeceklerine nandıklannı söyledi. Bilgi, geçen yıl 10 >500 yıllanna ait hediyeli mezarlarda skelet ve çeşitli buluntular ortaya ıkarıldığmı vurgularken bu yıl da .azılann ilk günlerinde ÎÖ 2500 yıllanna it 90 civannda dokuma tezgâhı ağırlıklan, ğırşaklar ve metal deliciler, aynca bebek ıezan kalıntılan bulduklannı dile getirdi. ÇAĞRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCt Bu bir vedayazısıdeğilHayat öyle insaniar çıkanr ki karşınıza, sadece var olduklannı bilmek bile besler si- zi, güçlendirir. Her an yanınızda olmasalar bile varhklannı hisseftirirler, sızın farklı çağlannızla öyle bir örtüşürler ki, onlarla birlikteyken kendi farklı zamanlannızı sığ- dınrsınız şimdiki zamanınıza. Sonra arka- ; lannda büyük bir boşluk bırakarak çekıp gittiklerinde de onlann anılanyla harman olmuş koca bir geçmiş bugünle bütünleşir içinizde. Siz de onlann geleceği olursunuz, çünkü sizde yaşamaya devam ederler. Bir insanda birçok insan bütünleşir. Hayat ço- ğalır. Ölüm hüküm süremez. Teşvikiye Camii 'nin avlusunda duruyo- rum. Beter bir sıcak var aslmda, ama pek hissetmiyorum. Daha bir hafta önce bura- da, aynı musalla taşının başmdaydım, diye düşünüyorum. Evet, Ali Tara'nın tabufu- nun başında beklemiş. onunla da konuş- I muşrum. Gözlerimin önüne yeşil bır perde ! çekilmiş de, onun ardından Teşvikıye Ca- ' mii'nin çevre duvannın dışmdan, Rumeli Caddesı'nden geçen AJi'li, Lale'lı. Kâ- zım'lı. Izzet'lı, Seçkin'lı, Orhan'lı, Feh- mi'li. NunıanJı. Coşkun'lu grubun içın- de kendi 18 yaşımın siluetini sevTetmiştım sanki. Lale bir metanet anıtı gibi duruyor- du. dimdık. vakur, Ali'yle dolu... '19 Yaş'lardan blrlydl... Başımı kaldınyorum yukan. Karşımda herhalde yüz yılı aşkın bir süredır sallanan ağaç dallannın arasından -ne ağacıydı bun- lar, çınar mıydı. at kestanesi mıydı, Solraaz Abla olsa şımdı mutlaka söylerdi adlannı diye geçiyor içimden, ellerimi koyuyorum yeşil örrünün üzerine-, sokağın karşısmda- ki binalann pencerelerine dikiliyor gözle- rim. Pencereye, Görüyorum o pencereyi. Afacan bir çocuk suratı duruyor karşımda. "Anne bak bak yeşili götürüyorlar yi- ne" diye bağınyor, "niye götürüyorlar anne onları?" Yıl 1979. Teşvikiye Ca- mii'nin tam karşısındakı bır evde oruruyo- ruz. Kızım Senıa camiden kalkan cenaze- lere "yeşil" dıyor. O pencerede 3 yaşında- ki Sema'yla bir yaşındaki Zeynep'in yu- muk el izleri duruyor. Ben Teşvikiye Ca- • mii'nin avlusunda duruvorum. ayat öyle insaniar çıkanr ki karşınıza. sadece var olduklannı bilmek bile besler sizi, güçlendirir. Her an yanınızda olmasalar bile varhklannı hissettirirler, sizin farklı çağlarınızla öyle bir örtüşürler ki, onlarla birlikteyken kendi farklı zamanlarınızı sığdınrsınız şimdiki zamanınıza. Sonra arkalannda büyük bir boşluk bırakarak çekip gittiklerinde de onlann anılanyla harman olmuş koca bir geçmiş bugünle bütünleşir içinizde. 18 yaşım dışandaki caddede yürüyor, Ali Tarayla. Kâzım Hün'le beraber... Kon- serv atuvardan yeni çıkmışız belki. Belki bir yerde oturup Iaflamaya gidiyoruz. Ali ince, uzun, her zamanki gibi şık, hep gü- zel... Kâzım hep hülyalı, hem var hem yok... Kımbılır belki bakışlanmızcamı av- lusuna da kayıyor, ama neşemizi bastıramı- yor ıçeridekı hüzünlü kalabalık. Musalla taşının üstünde yeşil beze sanlı bir tabut, baş tarafında bir yazma sallanıyor. Tabutun başında sıyahlı bir kadın. Solmaz Abla'ya bakıyorum, yeşil örrü- nün ardından. O benim hıç yaşlanmayan "19 Yaşım". "Yılların arkasındayuvar- lanıyor başım/başım yuvarlann or./Uzun saçlanndan tutuştu yıllar vıllar yanı- yor/yanıyor da yanıyor (...) Ben/yine söy- lüyorum aynı şarkıları./Döndürmedi rüzgâr beni bavada yaprağa, /ben karfım önüme rüzgân.. (...) Ve sen ki.../Sen,/be- nim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yolda- şım/19 yaşım." 1951 tevkifatında turuk- landığında 19 yaşındaydı Solmaz Berk- tay. Insanı ve memleketini sevdiği için ken- dinı fütursuzca kurtlar sofrasına atıvermiş "19 Yaş"lardan biriydi. "Eski tüfek" di- yeceğim, demek gelmiyor içimden, o ka- dar gençti ki, "eski" sözü yakışmıyor ona... O muzip, o çocuk, o insan gülümse- yişi hiç girmiyor gözlerimin önünden, o di- rengen hali, en hasta anında bile her espri- nin ardından koşuşrurmaya hazırneşeli ru- hu, hayata bağlılığı... Avignon'da yaptığı- mız sokak gösterilerini izlerken görüyo- rum onu, provalarda nasıl dikkat kesildıği- ni hatırlıyorum. Hafif yukan kalkan kaş- lanru, dikkatle açılan gözlenni, merakını... Ailesine, sevdiklerine, insana ve hayata olan tutkusunu doğa sevgısıyle \ e ıçınden taşan doğallıkla birleştirmeyı başarmış az bulunur insanlardan biriydi. Türlclye'nln önemll reklamcılarından "Hâlâ da öyle" diyor laalağımın dibın- de Ali Tara. "Nedir öyle olan?" diyorum. "Kâzım" diyor, "hâlâ Hamlet." l'991'de Paris'teyiz. Ali Tara, eşi Lale Tara ve Feh- mi Gerçeker'Ie bırlikte bırkahvede oruru- yoruz. "Kurban'ı seyretmışler. Birazonu, ama daha çok geçmiş günleri, gençliğımi- zi konuşuyoruz. Kâzım sağ o sırada henüz. Ali Türkıye'nin önemlı reklamcılanndan biri olmuş. Sonradan, Türkiye'ye döndü- gümde izleyeceğim ve ona uluslararası fes- tivallerde ödüllerkazandırmış reklam film- lennde, Sucu Çocuk'ta, Ali Desıdero'da, MüdürBey'de onun tiyatrocu geçmışınden gelen dramatızasyon İcaygısmın, hikâyeler kurma isteğinin ızlerım görecegim. Kâ- zım'ın da onunla beraber çalıştığını söylü- yor. Eski arkadaşlannı hiç bırakmaz Ali, kendi geçmişıni sahıplenır gibi sanlır on- lara. O Parıs gününde ruhaf bir duygu ya- şıyorum, sankı Ömür Pastanesi'nden biraz önce kalkmışız da Odeon'da bir kahvede buluşmuşuz yeniden. söze kaldığımız yer- den devam ediyoruz. "tşte böyle Ali'ciğim" diyorum. Ali önümde yatıyor, "yeşil"in içinde. Sema karşıdan bağınyor, "Anne yeşili götürüyorlar" diye. ellerinı cama vuru- yor. Solmaz Abla'mn "yeşil"i omuzların üs- tünde taşınıyor. Çiçekler içinde. O çıçek- lerin içinden gülüyor. Ağlıyonım, ama bu bir veda yazısı değil. Zamanlar kanşıyor ıçimde. Onlarla bırlik- te hayat çoğalıyor. Ölüm hüküm sürmüyor. Osman Oral, Özlem Kalkan Erenus, Feryal Taneri, Ahmet Ö/ol (soldan sağa). CARLO Dî PALMA 79 YAŞINDA YAŞAMINI YİTlRDl Görüntülerin ustası ASLI SELÇUK 54 ayn etkinlikten oluşan yoğun bir program sunuldu Bir festivalin ardından... FERYAL TANERİ Karadeniz Ereğli Belediye- si 10 yıldır başanyla sürdürdü- ğii kültiir ve sanat festıvalleri- ne bu yıl, "Uluslararası Sev- gi, Barış, Dostluk Kültiir ve Sanat Festivali" adı altmda; rekorlan, sergileri, konserleri ve eğlenceleriyle bir yenisini ekledi. Festival, Ereğli halkına 9-10-11 Temmuz günlen bo- yunca, 54 ayn etkin- — — likten oluşan yogun bir program sundu. Yılların kazandırdı- ğı deneyim ve biri- kimle yapılan etkin- likler, şüphesiz ki bü- yük özveri ve çalış- manın ürünü. Ancak yurdumuzda düzenle- ^ ^ ^ ^ nen pek çok festivalde ~™^"™ gözlemlediğimiz gibi, progra- mın yoğunJuğu, organizasyonu karmaşıklaştınyor ve sonuçta programda yer alan etkinlikJer- den bazılan, aynı saatierdeki bir başka etkinlık nedeniyJe ye- terince ilgi göremiyor. Ereğli'de de Mersin Devlet Opera ve Balesi sanatçılann- dan tenor Levent Sözeri ile te- norZiya Humar'ın, Cehenne- mağzı Mağaralan'nın olağa- nüstü ortamında, Türk ve dün- ya halk ezgilerinı seslendirdik- len muhteşem konser, avm an- da başka etkinliklerin olması nedeniyle ne yazık ki az sayıda izleyiciye ulaşabildi. Tabii bu arada Tarkan'ın ücretsiz halk konseri için söylenecek fazla söz yok, hani iğne atsanız yere düşmez cinsinden kalabalıktı. Halkoyunlan gösterileri, uçurtma şenhği, piknik derken • Karadeniz Ereğlisi Belediyesi'nin düzenlediği 'Uluslararası Sevgi, Banş, Dostluk Kültür ve Sanat Festivali' 9-11 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirildi. sıra plastik sanatlara gelince, Ereğli halkı üç ayn sergiyi iz- leme olanağı buldu. Pastel renkli görünümlerindeki özgün anlatımıyla tanıdığımız, '10'lar Grubu'nun kurucula- nndan, yıllann usta sanatçısı Osman Zeki Oral'ın, sayılan 400'ü aşan afiş koleksiyonun- dan seçilmiş40kadarafiş, Ata- türk Kültür Merkezı Banş Sa- lonu'nda sergilendi. Aynı yapı- daki sevgi salonunda, Marma- ra Cniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğiti- mi Bölümü öğretim üyelerin- den Profesör Ahmet Ozol'un kişisel sergisinde, son dönem yapıtlan sergileniyordu. Üçün- cü sergi ise ressam Özlem Kal- kan Erenus ile Feryal Tane- ri'nin düzenledikleri, 2003 Uluslararası Antalya-Kemer Sanat Kampı ile 2004 Ulusla- rarası Uçhisar Kapadokya Sa- mmm ~" nat Kampı'nda üreti- len. 12 ülkeden 21 farkh sanatçının ya- pıtlanna yer veriyor- du. Sanatı desteklemek pek çok ülkede bele- diyelerin temel görev- leri arasında kabu] mmmı ^ ediliyor. Yurdumuzda """^^ da sanatsal etkinlikle- re duyarlı belediye başkanlan- nın varlığını görmek sevindiri- ci. Bir de artık eğlenceyi ve sa- natı birbırinden ayırabilsek de karnavallarla sanat festivalle- ri aynı program altında yürü- mese. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde düzenlenen on- iarca festivalde, yöre halkını sanatla buluşturmak için ya- kalanan fırsatlann kaçınlma- ması dileğiyle... Pietro Germi, Dino Risi, Michelangelo Antonioni, Ettore Scola, Bernardo Bertolucci, Woody Allen gibi sinema ustalanmn görünrü yönetmenliğini yapan Italyan Carlo Di Palma 79 yaşında vaşamını yitirdi. Dı Palma, 1940'taG. Allesandri'nin yönettiği "Caravaggio" filminın görüntü yönetmeni Aldo Tonti'nin asistanlığmı yaparak sinemaya girdi. Birçok çalışmada Tonti'nin yardımcılığını üstlendikten sonra 1954'te yönetmen G. Brignone'nin "Ivan, II figlio del diavolo bianco"yu (Beyaz Şevlanuı Oğlu tvan) çekti. Michelangelo Antonioni'nin çe\Teci filmi "Deserto rosso"daki (Kızıl Çöl 64) başanlı renk ve görünrü çalışması onun uluslararası üne kavuşmasını sağladı. YönetmenHği de denedi "KJZIİ Çöl"dekı taşkın renkleri başkalannca çoğu kez taklit edildi. 1960'lardan 80'lere dek "Divorzio all'Italiana" (Italyan Usulü Boşanma 61), "Blow up" (Cınayeti Gördüm / 66), "La ragazza con la pistola" (Tabancalı Kız 68), "Dramma della gelosia" (Kıskançlık Dramı / 70), "La tragedia di un uomo ridicolo" (Gülünç Bir Adamın Trajedisi '81), "Identificazione di una donna" (Bir Kadının Tanımlanması / 82) gibi önemli îtalyan filmlerinin görünrülerini gerçekieştirdi. Zaman zaman Charles Brown takma adıyla da çalışan Carlo Di Palma yönermenliği de denedi. 1973'te ilk filmi "Teresa la ladra"da (Hırsız Kız Teresa) ünlü oyuncu Monica Witti'yi yönetti. Bu çalışmayı senaryosunu da yazdığı Claudia Cardinale'li "Qui comincia l'avventura" (Serüven Burada Başlıyor / 75) ve "Mimi Bluette, fiore del mio giardino" (Bahçemin Çiçeği Mimi Bluette 76) izledi. Seçkin biçem çalışmasını bu üç güldürüsünde de sürdürdü. Bu filmler görüntü açısından mükemmel. fakat içerik olarak sıradandılar. 1984'te. 1972'den84'e dek Italyan Komümst Partisi Sekreteri olan Enrico Berlinguer'i anlatan "Addio a Enrico Berlinguer"ın (Elveda Enrico Berlinguer) yönetmenliğini yaptı. Yaşam boyu onur ödülü sahibi Di Palma. ]986'da Amerikalı oyuncu-yönetmen VVoddy Allen 'la çalışmaya başladı. Onun, "Hannah And Her Sisters" (Hannah ve Kız Kardeşleri , 86), "Radio Days" (Radyo Günleri / 87), "September" (Eylül 87), "Manhattan Murder Mystery" (Bir Cinayet Sırn ; 93), "Bullets Over Broadway" (Broadvvay Üzerine Kurşunlar 94), "Mighty Aphrodithe" (Sevimli Fahişe 95), "Everyone Says I Love You" (Herkes Seni Seviyorum Der < 96) filmlerinin görüntü yönetmeniydi. Avrupa Film Akademisi, 6 Aralık 2003'te Berlin'de gerçekleştirilen A\rupa Filmleri Ödülleri töreninde, Fransız yönetmen Claude ChabroITe birlikte Carlo Di Palma'ya çalışmalanndan örürü yaşam boyu onur ödülü vermişti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear