23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 t TEMMUZ 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA LJ-K. kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU AspendosFestivaliyüz akımızAspendos Uluslararası Ope- ra ve Bale Festnali bu yıl ilk kez Dür.ya Festivaîler Birliği'nın ü>esi olarak sahneye çıktı.M -Ö 5G0 yıldan bu yana sapasağ- Lam dikilen Aspendos Antik Ti - yatrosu'nun o görkemli orta- mında La Scala balesinin sun- duğu 'Bir Yaz Gecesi Rüyasrnı izledım. Tanhöncesinden grü- nümüze uzanan çizgiye sanatın yüceliği ^ e düşselliğin zaman- sızlığı yansıdı. Aspendos Uluslararası Ope- ra ve Bale Festivalı bu yıl, on bir yıllık bınkimıyle büyük bir aşa- ma kaydetmiş. Her şeyden ön- ce artık yalnız bizden ve kom- şulardan gelen topluluklar de- ğil, Avrupa sahnelerinin birin- ci sınıftopluluklan daçağnlmış. Önceden yalnızca ortamın bü- yüsünden söz edilırken şımdı- den sonra festivale katılan ün- lü isimler de festivalın nıteliği- ni pekiştirecek. Bu festivalde ve gelecek yılkı programda ol- duğu gibı bizim orkestralanmız ve ko- rolanmızla yabancılann harmanlan- ması da ekonomık olduğu kadar, hem kendi sanatçılanmızı yüreklendir- mek hem de yabancı şeflenn bizi ta- nıması açısından yararlı olmakta. Olağanüstü bir gösteri Örneğin kapanış konserinde izle- diğım Teatro alla Scala'nın şefle- rinden David Garforth'un yöneti- mindeki Ankara Devlet Opera ve Bale Orkestrası'nın eşliğı. bugüne dek Türkiye'de dinlediğim en başa- nlı yorumlardandı. Aynca Antalya Devlet Opera ve Balesinin kadın- lar korosu da son derece düzeyliy- di. Bir de Ikızler Bale Okulu"nun çocuk sanatçılan vardı: Biagk) Tam- bone'nin çalışhrdığı bu çocuklar için böylesi bir temsilde yer almak ne güzel bir deneyim! Ülkemizde nice etkinlik büyük umutlan öngörerek başlar, kişisel ça- balarla sürer ve geniş kesimden des- tek bulamadığı için yok olup gider. Aspendos Festivali'ne sahip çıkanla- nn listesi giderek uzuyor ve bu ilgi imrenilmeyecek gibi değil. Başta An- talya Valisi Alaaddin Yüksel ve Bü- yükşehir Belediye Başkaru Mende- res Türel olmak üzere tüm yerel yö- netim kadrolan fesrnale kucak açmış. • 11. Uluslararası Opera ve Bale Festivali Teatro alla Scala'nın sunduğu 'Bir Yaz Gecesi Rüyası' balesiyle sona ererken gelecek yılın programı da belli oldu. 2005 'te Roma Operası Bale Topluluğu ile açılacak olan festivale gelmesi kesinleşen diğer çok ünlü sanatçı topluluklar Valeri Gergiev yönetimindeki Mariynsky Tiyatrosu korosu, orkestrası ve ünlü solistleri, Kahire Operası ve Justus Franz Filarmoni Orkestrası. Antalya ve çe%Tesının neredeyse bü- tün büyük tunzmcileri, reklamcılan ve otelcıleri yanşırcasına devTeye gırmiş. Reklam, tanıtım, billboard'lar. flamalar. otel lobilerine ve havali- manının dış hatlar terminahne asılan büyük afîşler, çevTe dergileri, hava- yollannın dergilen. gazetelerin ve televizyonlann yerel yaymJan, her biri özenle festival haberlerini duyu- ruyor. Oteller sanatçılan ağırlamak- ta sponsor oluyorlar. Üstelik artık yalnız Antalya'ya özgü değil, bütün yurt genelinde her kesimi özendiren festival duyurula- n yapılıyor. Aynca yurtdışından ge- lecek turist kafilelerinin programla- nna katılıyor. Doğal kı bunun bir adım sonrası, gerçek opera ve bale festivali kovalayan dünya aydınlan- nm da uğrak yeri olmasıdır. Devlet Opera ve Balesi Genel Mü- dürü Remzi Buharah, bütün opera birimlerimizden bundan böyle yıl içi temsillerinde öncelikle Aspen- dos'un doğasına göre temsil seçme- lerini, daha geniş kapsamh dekor hazırlamalannı öngörüyor. La Sca- la'nın sunduğu 'Bir Yaz Gecesi Rü- yası'nda bilgisayarla hazırlanmış efektler nice büyük dekor panosu- na bedeldi. Ateşböceklerinden ormanın de- rinlığine kadar can alıcı aynntılar seçiliyordu. Luisa Spinateüı'nın de- kor tasanmı kadar kostümlennın al- benisi de masalsıydı. Balanchinentn özgün koreografisini Patricia Ne- ar> - ve Sara Leland yeniden sahne- lemişti. Şu sıralarda nice sanat kurumu, çı- kacak yasaya göre geleceğini kalp çarpıntısı içinde beklerken Aspen- dos Festivali'nin giderek yerini sağ- lamlaştırması iç açıcı bir durum. Maliye Bakanlığı'ndan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na. Başbakanlık Konut Fonu'na kadar kesenin ağzı açılmış. Son derece çekici afişler, el ilanlan, broşürler ve festival kitap- çığı basılmış. Bütün bu örgütlenme- nin ardında doğal ki kişisel girişim- leryatıyor. Genel Müdür Remzi Bu- harah yurtiçindeki örgütlenme ka- dar yurtdışında da önemli sanat mer- kezleriyle ilişki kurmuş. Sürekli ile- riye yönelik planlar peşinde. Örne- ğin La Scala'nın önce bale toplulu- ğunu getirtmiş, onlann Aspendos'u tanımalannı sağlamış; önümüzde- kı yıllarda da operasını getirt- mek için ihşkilerini sürdürüyor. 2005 programı hazır Aspendos Festivali'nin 2005 yıh programı da şimdiden ha- zır. Daha da ünlü şef ve solist- lerle daha iddialı topluluklar getirtiliyor. Aynca bizim de bir etkinliğimizin dışandaki fes- tivallere gönderilmesi söz ko- nusu. 11 Haziran'daki açılışta Roma Operası Bale Toplulu- ğu'yla katılımıyla Stravins- ki'nin 'Ateşkuşu' ve 'Petruş- ka' balelerine Bilkent Senfo- nı'nin eşliğinde sahneleyecek. Temmuz başında Valery Ger- giev'yönetimindeki Marünsky Tiyatrosu korosu, orkestrası ve üniü solistleriyle Çaykovskfnin 'Maça Kıa' operasını sergileye- cek. 12 Temmuz'da 'Kahire' operası Theodorakis'in 'Zor- ba'sını oynayacak. 14 Tem- muz'da Justus Franz Filarmo- nı Orkestrasf nın ünJü gala kon- serlennden birisi yer alacak. Bu ara- da Ankara Operası'nın prodüksiyo- nu olan 'Aida' temsili, Savaş Cam- göz'ün görkemli dekorlanyla artık festivalın temel taşı olarak bundan böyle her yıl yinelenecek. Festivaldeki çekirdek yönetici kad- ronun giderek azalması, iyi örgütlen- menin, profesyonelliğin bir göster- gesi. Başlangıçtaki altmış beş kişi- lik beyin takımı şu anda yalnız on kişinin işbölümüyle sürmekte. Yine de kişisel çabalar. kişisel dostluklar, Türk konukseverliği ile özellikler kazanıyorbu festival. Umanz, şim- dilik aksamadan yürüyen organizas- yon yalnızca bu yönetici kadroya bağlı değildir, yannlarda da aynı ba- şansını ve canlılığını korur. Aspendos Festivali gerçekten yüz akımız. Bu yıl yurtdışından gelen emprezaryolann ve gazetecilerin sa- yısı da artmış. 12 Haziran'dan 14 Temmuz a kadar on dört temsille hemen her sefennde 4-5 bin kişiye seslenen ve biletleri 25 milyondan satılan bu etkinlikler, artık gişe ge- lirinden de yararlanıyor. Aspendos olayı onca turistin tatilini taçlandı- nrken Türkiye için de kusursuz bir tanıtım aracı oluyor. www.eviniJyasoglu.com Etkinlik kapsamındaki filmler açık havada gösterilecek Adana'da sinema günlerî SV\AŞKÜRKLÜ - Adana Büyükşehir feledi>esi, geleneksel 'Sinema <üoleri'nı bu yıl da yineliyor. îümar Sınan Açıkhava "yatrosu'ndaki göstenmlerde vyonda olan filmlerin de ileneceğini belirten Koza AŞ «tkilileri, "Adanah nemaseverler, özledikJeri x&k snema keyfıni kaliteli intler izieyerek yeniden dKak" dedı. Büyükşehir ebdiyesi'nce her yıl :leneksel olarak düzenlenen ; ücretsız olan 'Sinema ünleri' 21 Temmuz arşamba günü başlıyor. Bu UJ gosterimleri Kültür akanlığı ve Tepe iremax'ın katkısryla rryekieştirdıklerini belirten Koza AŞ yetkililerinden Candan Yaygm, etkinlikle ilgili şu bilgileri verdi: "Mimar Sinandaki açıkhava sineması gösteriminde, sinemasever Adanalılara yazhk sinema tadım vizyonda olan kaliteli filmlerle vermeye çahşacağız. Her çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri 20J0'da başlayacak sinema şöleninden halkımran mcnınun kalacağını umuyonız." Sinemamızdan örnekkr Mimar Sınan'a film izlemeye gelenler için her semte otobüs kaldınlacağını da belirten Yaygm, sinemaseverlenn evlerine ücretsiz taşınacağını anımsatırken programı da şöyle açıkJadı: "Sinema Günkri'nin ilk günü olan 21 Temmuz'da 'Herşey Parayla Güzel' adh füm izlenecek Perşembe günü 'Kızılırmak Karakoyun', cuma 'Selvi Boylum Al Yazmalun', cumartesi de 'Hesaplaşma' sunulacak. Sinamaseverier, 28 Temmuz Çarşamba günü 'Şaşkın Casus', perşembe 'Tatar Ramazan', cuma 'Zıkkımın Kökü', cumartesi günü de 'Tehlikeli Saatler'i seyredebilecek." Yaygın, ağustos ayı içinde de sürdürülecek olan 'Sinema Günleri'nin yanı sıra yakında 'Mahallede Sinema' uygulamasına da başlayacaklannı, bunun için mahalle muhtarlanyla göriişmelenn sürdüğünü belirtti. 18. U.t.M.F BREMEN G.S.F KONSERİYLE SONA ERDÎ Son dinletigençlerindi ONDER KUTAHYALI "18. "Liuslararası Izmir Müzik Fes- tivafi", 14 Temmuz akşamı "Bretnen Gençhk Senfoni Orkestrası^nın dinle- tisiyle sona erdi. Halka açık olarak Al- sancak Gündoğdu Meydanı'nda plan- lanan dinleti. yağmur kaygısıyla EÜ Atatürk Kültür Merkezi'ne alındı. Bu değişiklik müzikseverlere yetennce du- yurulmamış olmalı ki salonda az sayı- da izleyici vardı. "Bremen Gençlik Senfoni Orkestra- sı", hem festival kitabında hem de ba- sında, iyi müzik yap- _^^_^^_^_^ tığı izlenimini veren bir biçemle tanıtıldı. Oysaki orkestranın ünü, gençlere bu sana- tın coşkusunu aşıla- masından kaynakla- nıyor. Üyeler çeşitli okul- lardan geliyor. Arala- nnda müzik akademi- si öğrencileri de var. Teknik yetersizlikler. sözgelüni \-ibrato za- yıflığı, bazı pasajla- nn iyi gitmemesi ve yanlış notalar hoşgö- rüyle karşılanıyor. Önemli olan birlikte ^ — çalmanın mutluluğunu duymak. Orkestra, Bremen'de sanınm yılda bir kez dünya gençleri ile de dinleti düzen- liyor. DEÜ Devlet Konservatuvan'ndan bazı öğrenciler birkaç kez bunlara ka- tıldı. Gençlik orkestralan gereki^or Izlediğimiz dinletide de dört kontrbas ile üç trombon Izmir Konservaruva- n'ndan alınmıştı ve çalgılanndaki usta- lıklan her ölçüde belli oluyordu; ancak bizde müzik gücü var, fakat bunun gibi yararlı gençlik orkestralan yok. Gençlik orkestrasını bir yana bırakın, hükümet, yetişkinlerin senfoni orkest- ralannı bile kapatmanın yollannı anyor. Şef Heiner Buhlmann yönetiminde- ki "Bremen Gençlik Senfoni Orkestra- sı" dinletiye A. Dvorak'ın Op. 95 Mi Mi- nÖr<5 • 'Bremen Gençlik Sen- foni Orkestrası'nın ünü, gençlere bu sanatın coşkusunu aşılamasından kaynaklanıyor. Üyeler çeşitli okullardan geliyor. Aralannda müzik akademisi öğrencileri de var. Teknik yetersizlikler hoşgörüyle karşılanıyor. Önemli olan birlikte çalmanın mutluluğunu duymak. son bölümüyle başladı. Burada bir çevıri yanlışı yapılmış ve festival kitabına 4. Bölüm yerine "4. Ölçü" yazılmış. A. Vh-aldi'nin iki ke- man ve yaylılar için La Minör Konçer- tosu'nun ilk bölümü de "3. Ölçü" ola- rak gösterilmiş. Izlencede aynca J. Brahnıs ın 5. "MacarDansT, JJ.Stra- uss'un "Pizzicato Polka'sı, L. Bernste- in'in "Baü \akasınmÖ\küsü"nden seç- meler ve D. Şostakoviç'in "Caz Sû- ıti"nden vals gibi eğlencelı parçalar var- dı. Kornocu Tammo Schulke de C. Sa- in-Saens'ın "Morceau de Concerfini _ ^ ^ _ ^ ^ ("DinletiParçası''nı)çal- dı. îlgi daha yoğun olabilirdi Böylece bir festivali da- ha geride bıraktık. Gö- rüştüğüm kişiler 1990 'la- rın başındaki kalabalık izleyici kitlelerine özlem duyduklannı söylediler: çünkü bu yû dinletilere gelenlerin sayısı oldukça düşüktü. Bilet fiyatlannın yük- sek tutulmuş olması önemli bir neden. En ucuz bilet 30 ile 40 mih/on ara- ^ " ^ ^ • ^ ^ ~ " sında değişiyor. İki kişinin Efes'e ya da Çeşme'ye git- mesi 100 milyon dolayındadır. Bu me- kânlar geniş kitlelere ve turistlere ses- lenmek amacıyla seçihniş; ama turist- lerin varlığı, çok sayıda izleyiciye ses- lenmenin güvencesi olamaz. Çeşme'de, Selçuk'ta ve Kuşadası'nda oruran halkın festı\al ile ilgilenmesi ise bence söz konusu bile değildir. Öte yandan yüksek bilet fıyatlanna karşın tzmirli sanatseverlerin festivale ilgisi daha yoğun olabilirdi. Müzikçiler ise gösterileri zerrece dikkate almaya- rak büyük bir günah işlemiş bulunu- yorlar. Eleştiriler ne olursa olsun mut- lu bir olaydı festival. tKSEV Başkanı Sayın FUiz Sarper Eczacıbaşı'na, biz basın mensuplannın işini kolay kılan Sayın Sirel Ekşi'ye ve bütün emeği ge- GUZELtN ARDINDA BERTAN ONARAN Oltadaki Balık Türkiye Şöyle diyor Cengiz Özakıncı, Otopsi Yayınları'ın- ca 8. basımı yapılan kıtabın başındaki önsözde: "1993'teyayımlanın Oltadaki Balık Türkiye'yi 1994'te okumuştum ilk kez... Sosyalizme ve sosyalistlere düşman olduğunu bildiğim emperyalizmin, ulusalcı- lığa ve ulusalcılara daenazo ölçüde düşman oldu- ğunu seziyordum, ama bu gerçeği, ilk kez bu kitap- ta, yadsınamaz belgeleriyle ve tüm çıplaklığıyla gö- rüp kavradım. Güneydoğu'da olupbitenlerin, yalnızca dış kışkırt- malardan değil, bir ölçüde o yöremizin yoksul bıra- kılmasından kaynaklandığını düşünüyor ve bu yüz- den gelmiş geçmişyönetimlerimizibirölçüde sorum- lu tutuyordum bu kitabı okumadan önce... Ama Do- ğu ve Güneydoğumuzun 1945'ten sonra saltyerliyö- netimlerce değil, özellikle de ABD tarafından bilinç- li ve tasarlanmış biçimde, kasten geri bıraktırıldığını, bu bölgenin ABD tarafından saptanan NATO savun- ma ilkeleri uyannca, olası bir savaş durumunda Sov- yet ordulannı oyalamak için kullanılacak 'gözden çı- kartılmış' biralan olarak belirlendiğini ve oraya bu ne- denle yatınm yapmaktan uzak durulduğunu, ilk kez Oltadaki Balık Türkiye'yi okuyunca gördüm, kavra- dım ve GAP'ınyabancılarca baltalanmasının neden- leri ûzerinde yeniden düşündüm. Seçimle ya da tepeden inme iş başına gelen yö- netimlerimizin ekonomi, eğitim, üretim vb. yaşamın tüm alanlannda çoğu ulusal çıkarianmıza aykın ka- rarlaralmalannı, onlann bilgisizliklerine, yabancılann çizdikleriyolda yürümelerine bağlıyordum; ama tüm bakanlıklanmızda Amerikalı danışmanların bulundu- ğunu ve ülkemizi bizim seçtiklerimizin değil, yerli iş- biıiikçileri ve kendi danışmanlan aracılığıyla doğru- dan yabancılann, Amerikalılann yönettiğini Oltadaki Balık Türkiye kavraüı bana; hem de belgeleriyle... ABD ve NATO'nun Ortadoğu'da Türkiye'ye verdiklerigö- revin ne olduğunu da tüm belgeleriyle bu kitapta buldum." Şimdi de, Nelson A. Rockefeller'in, 1956da, dö- nemin Başkanı Eisenhower e yazdığı mektuba bir göz atalım: "Askeri antlaşmalanmızı oluşturup sağlamlaştır- mayı amaçlayan önlemleri sürdürmeliyiz. Büyük öl- çüde siyasal ve askeri nüfuzu güvence altına alacak genişlikteki ekonomikyayılma planını Asya'da, Afri- ka'da ve daha başka azgelişmiş bölgelerde uygula- makzorundayız. Yardım işinde, birinci kümeye bizim- le dostolan, uzun süreliaskeriantlaşmalaria bize bağ- lı ülkeler girer. Bu ülkelere yapılacak yardımlar, açı- lacakkredileröncelikle askeri o/malıdır. OLTAYA YA- KALANMIŞ BAUĞIN YEME GEREKSİNMESİ YOK- TUR. • • • Bu türözelpara yatınmlan zamanla bütün yasadı- şı karşı çıkışı ve siyasetimize direnişi ortadan kaldı- rabilmeliya da etkisizleştirebilmelidir. Aynca bizides- teklemekte kararsız ve sallantılı kalan bütün bireysel girişim ve çıkar çevrelerini etkilemelidir. ABD ile iş- biriiğine hazır yerii işadamlanna yardımı arttırmalı, böylece bu işadamlarının ülke ekonomisınde kilit noktalan ele geçirmeleri sağlanmalı, buna dayana- rak da siyasal etkileri arttınlmalıdır." Istanbul halkının yaşamını allak bullak eden NATO toplantısının yapıldığı günlerde, Emin Değer'in yapı- tının ne kadar yaşamsal olduğunu söylemeye gerek varmı? Son zamanlarda, G 8'lerden ülkemize gönderilen irili ufaklı bütün sözcüler ağız birligıyle Atatürk'e ve ulusal öğretisine saldırmaktalar; Marx, Engels, Le- nin, Mao çoktan rahat bırakıldı, ama Mustafa Kemal hâlâ baş hedef. Bunun nedenini de Kaynak Yayınla- n'nın yeniden bastığı Hâkimiyeti Milliye Yazılan'ndan kısa bir alıntıyla anımsatayım. Ulu önder bunlan 15 Tem- muz 1920'desöylemiş: "...Görüyoruz ki, kendimizi kurtarmak için uğraş- mak, bütün dünya uluslannın kurtuluşunun milyon- larca cephesinde çarpışmak demektir. Gerçekleşti- rilecek iş o kadar bûyüktür ki, bunun karşısında in- san ruhunun büyük bir coşkuyla titrememesi ola- naksızdır. Bizim kurtuluşumuz dünyanın kurtuluşu olacaktır. Ve bütün dünya şu uğursuz emperyalizmin zulmünden kurtulmadıkça, bizim için yaşama ve ra- hat etme olasılığı düşünülemez." sbonarana hotmail/yahoo. com. Sam Mendes'ten yeni film • LONDRA (BBQ-Sam Mendes, yenı film tasansı için anlaştı. Ünlü yönetmen, Khaled Hosseini'nin 'The Kite Runner' adlı romanını beyazperdeye uyarlayacak. Filmin senaryosunu ise son olarak Troya filminin senaryosunu hazırlayan David BeniofTyazacak. Filmin öyküsü, bir Afgan gencinin yaşamından 40 yıllık bir kesiti kapsıyor: Henüz küçük bir çocukken 1981 'de ülkenin işgaliyle ABD'nin Kuzey Kalifornıya bölgesine göç etmeleri. yıllar sonra Taliban rejiminin yıkılmasıyla anavatanına dönüşü... Amacı, çocukluk arkadaşlanndan bırınin oğlunu kurtarmaktır. Filmin senaryo yazan Benioff'un da içinde yer alacağı bir tasan daha şu sıralar gündemde. Yönetmen Chnstopher Nolan'la, Ernest Hemingvvay'in 'Çanlar Kımin için Çalıyor'unun beyazperdeye yeni bir uyarlaması ıçin bir araya gelecekler. BUCUN • TARtHİ GALATA KÖPRÜSÜ BALAT'ta 21 OO'de Sırbistan - Karadağ Belgrad Dram Tiyatrosu ndan 'Alün Post" adlı oyun. (0 212 514 75 20) • RUMELMSARI nda 21.15'te Cem Yılmaz izlencesi. (0 216 454 15 55) • AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 18.00'de lazerdiskten Yehudi Menuhinın solist olarak katıldığı 'Concert for the Pope' adlı konserin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear