Catalog

SAYFA CUMHURİYET 31 MAYIS 2004 PAZARTESİ HABERLER itKKO iiyesi • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy Acıbadem CTaddesı'adekı Vfc Donald s restoranının »toparkında bulunan bır aTaçta meydana gelen patlama oiayına iJışkın 8 kişı yakalandı. Gözaltına alınan kışilenn, Mc Donaid's restoranındaJd bombalama olayuun \anı sıra Tokat ICadıvakfi köyii Komıirçukur mevkiınde 1 astsubay ve 1 erin şehit edilmesi eylemlerini gerçekleştırdıkleri behrlendı Yakalanan kişilerin yasadışı TÎKKO örgütüne üye olduklan, resmi kurum \ e kuruluşlara bombaJı saldın hazırlığı yaptıklan öne süriiJdü. 7811lerin kamu hakları • İstanbul Haber Servisi - 78'liler Vakfi Gırişimı Sözcüsü Celalettin Can, yasal olarak kabul edılen 78'lilerin kamu haklannın iadesinın uygulanması için bugün Istanbu) 2 Ağır Ceza Mahkemesi"ne başvuracaklannı bıldırdı. Can. 78'lıleri ve sıvıl toplum örgütlennı saat 11.00'deSultanahmet Adliyesi onünde buluşmaya çağırdı Aleviterin broşürüne engel • VtV'ANA(AA)- Avusturya'da. Alevi Federasyonu'nun. 'Türkjye'nin AB üyeliğine evet" konulu broşürü dağıtmasına izin verilmediğı bildirildi. Avusturya Aleviler Federas>onu Başkanı Mehmet Ali Çankaya. "DernekJer polısının kabul etmesıne karşın 4. bolge belediyesinın. sıyası içeriklı olduğu gerekçesıyle broşürlenn dağjtılmasma izın vermediğını" söyledı. Meclis ANKAR.A(ANKA)- TBMM. Avnıpa Birhgı reformu çerçevesinde sıvil görunume kavuşmak ıçın bir dizı proje başlattı. Projeye göre Meclis Dikmen Kapısı'nda bulunan emnıyet personeli sivil kıyafetli olarak görev yapacak Aynca her gün 5 bin cıvannda zıyaretçinın girdiği kabul salonunda görev yapan personel, halkla ilişkıler eğıtimınden geçinlerek bir danışman bankosu oluşturuldu. İpsala'da esrar operasyonu • İPSALA(AA)-İpsala Sınır Kapısı'nda. gümnik muhafaza ekipleri. şüphe üzerine. Almanya'ya giden Suudı Arabıstan uyrukiu Manvann Naeem Allababıdı'nın kullandığı minıbüsü X-RAY cihazı ve 'Duman" ısımli narkotik köpeğıvle aradı. Aramada, mınibüsün tabanına gizlenmiş 120 paket halinde 130 kılo 500 gram esrar bulundu. Süriicü Allababıdı ıle mınibüste bulunan Lübnan uyruklu Khaled Merhajı. sevk edildikJeri mahkemece turuklandı İstanbul'da meydana gelen 4 bombalı saldırmın ilk duruşması bugün yapılacak 2000'LT YILLARDA El KaideadaletönündeÖZGÜR ERBAŞ İstanbul'da 15 ve 20 Kasım tarihlerin- de meydana gelen 4 ayrı bombalı saldı- nya ilışkin 50'si turukJu 69 sanığın yar- gılanmasına bugün İstanbul 2 No'lu DGM'de başlanacak. Tutuklu sanık sa- yısının çokluğu nedeniyle ilk duruşma 5 gün sürecek. ilk duruşmada rutukJu saruklar Metin EkincL Süleyman Uğurlu, Baki VTğit Se- yit Ertul, Harun İlhan. Adnan Ersöz. Fevzi Yıtiz, Osman Eken, Yusuf Pölat'ın sorgulan yapılacak. Sanıldardan Ersöz emniyette verdıği ifadede. IÜ Siyasal BılgılerFakültesi'ni bitırdikten sonra Afgarustan ve Pakıs- tan'da siyasi ve askeri eğirim aldığını, EI Kaide örgütünün lıderi Usame bin La- din'le de Kandahar'dakı evınde bir kah- valtıda tanıştıldannı, bin Ladin'in baba- annesının Türk olduğunu söyleyerek ken- dilennı çok lyı ağırladığını söyledı. Af- ganistan'da Türkjye'den gelenlenn kal- ması ıçin bır kamp açmak istediklennı. El Kaide'nın asken kanat sorumlusu Ebu HafedMısri'ye ilettikJenni söyleyen Er- • Uluslararası terör örgütü El Kaide üyelerinin Türkiye'de ilk kez yargılanacağı duruşmaya 50'si tutuklu 69 sanık katılacak. Tutuklu sanık sayısınm çokluğu nedeniyle ilk duruşma 5 gün sürecek. söz, El Mısri'nin kendılerinden İncırlik Cssü ile Antalya'ya gelen bir Israıl ge- misine yönelik saldın gerçekleştirmele- rinı istedığıni anJatn. Ersöz ifadesinde, örgütün Türkiye errü- n fıran sanık Habip Akdaş ile Gürcan Baçın tanıştıklan insanlan "dershalka- laruıa" davet ettıklerini söyledı. Bu top- lantılarda El Kaide'nın görüşlerini anla- tarak insanlan "cihat vapmava davet" ettiklennı belirten Ersöz, şu bılgılen ver- di: "Örgütün Türldye'ye karşı net bir bakış açısı yoktu ya da biz fark edeme- dik Onlar sadece bu gibi ülkdcrde ele- man yeriştirmek için uğraşjyoriardj. Kamplarda katı bir disiplin yoktur. İn- sanlar bu kanıplara mülakarla alııuriar." Eylemlere 150 bin dolar Örgütün kuryesı olduğunu söyleyen Ersöz, eylemler için gereken paranın na- sıl bulunduğunu ıse şöyle anlattı: "Ha- bip Akdaş, 2002 yıh ortalannda yapüğj- mız görüşmede Türkiye'deki eylemler için benden El Kaide'den 150 bin dolar istememi sovledi. Orgüt üyeleriyle irti- bata geçtim.İslamabad'da birparkta bu- luştuğum Ebul Hafs isimK Mısırlı bir ki- şiparanmtesfimi için Türkiye'desahtekim- likierle hesap açılmasını. paranın küçük meblağiaria Avnıpa ve Ortadoğu üze- rinden transfer edfleceğini söyledi. Ak- daş 2003 yıh şubat ayinda parayı buldu- ğunu büdiren bir e-mail gönderdi. Akdaş paranın 100 bin dolannm İranda bulu- nan örgüt üyeierindea, 50 bin dolannı da Avrupa'da vaşayan Suriyefl" Alaaddin isirrüi birinden geldiğini söyledi.*' Gözaltına alınan ve tutuİdanan kjşiler ifadelerinde örgütün yapısına ve kendi- ni nasıl koruduguna ilışkin bilgiler de verdiler tt Hücretipijapuanmava*> daya- nan El Kaide'de hücreler birbinni taru- mıyor ve "genel felsefe" doğrultusunda bağımsız eylemler yapabıliyor. Örgüt üyeleri kod ısim kullamyor ve birbirle- riyle cep telefonundan yaptıklan göriiş- melenn ardından telefonu kapatıp ba- taryasını çıkanyor. Tanıdıklan kışıler- den nüflıs cüzdanı alarak üzenne kendi fotoğraflannı j'apıştınyorlar. Nüfiıs cüz- danı alınan kişilergazetelere kaynp ıJanı venyor. Gızlilığe büyük önem veriliyor, bır hücre ele geçirildiğinde diğerleriru ta- rumadığı ıçin bilgı \eremiyor. tntihar ey- lemcısi olacak kişilere aynca "dhat ve şehadet" eğitrmi venliyor. 'girinler' yöntemi El Kaide de çıkar amaçlı suç örgütle- rinın karapa akJamakta kullandığı "Şirin- ler yöntemini" kullanıyor. Büyük meb- lağlardakı para. birkaç kişi adına açılan hesaplara küçük parçalar halinde yatın- lıyor. Böylece para rransfen dikkat çek- meden gerçekleştiriliyor. Örgüt para transferlennde yine sahte kimlıkler kul- lanıyor. Sahte nüfus cüzdanı çıkarma iş- lerini de .Akdaş ve Baç organıze ediyor. SORU ÖNERGESlNt YANITLADI Çiçek:Pişmanlık'ta Diyarbalarüksırada ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Adalet Ba- kanı Cemil Çiçek. terör örgütü PKKKADEKmı- litanlanrun "evfcrinc dö- neceğj" hesabıyla ABD- nin isteğiyle çıkanlan ve fiyaskoyla sonuçlanan "Topluma Kazandırma Yasası"nı, pişmanlık ya- salan kapsarrunda sayma- dı. Cezaevindela PKK'li- lerle, radıkal dinci terö- ristlerin ağırlıklı olarak başvoırduğu Topluma Ka- zandırma Yasası 2003'te çıkanlmasına karşın Çi- çek, son çıkan pişmanlık yasası tarihini 2000 olarak açıkladı. Çiçek, ÇHP Diyarba- kır Mılletvekili Mesut De- ğer'in konuya ilışkin so- ru önergesini yanıtladı. Çiçek'in verdiği bilgiye göre Pişmanlık Yasası uy- gulamasına ilişkın veriler şöyle: • 1985, 1988, 1990, 1999 ve 2000 yıllannda toplam 7 pişmanlık yasa- sı çıkanldı. Eski olağa- nüstü hal bölgesindeki il- lerden başvuruda bulu- nanlardan 1905'i yasadan yararlandı. ^ Bunlardan hiçbin adi suç ışlemedi ve sadece 2 si terör örgütüne geri döndü, bır dığerinin de örgütle ır- tıbatlı olduğu saptandı. • Yararlananlann ille- re göre dağıhmına bakıl- dığında. Bingöl'de 26, Bit- lıs'te 54, Dıyarbakır'da 1214,Elazığ'da7.Muş'ta 11, Mardın'de 2, Siirt'te 177, Tunceb'de 26, Van'da 2, Erzurum"da 284 kişi ya- sadan yararlandı. istanbuTdaki bombaJh saldmlann yaratüğı dehşet görüntüfcri bugün bile beOeklerden silinmedi El Mısri fidye olayına 'hoş bakmadığı' için vazgeçmişler TÜSİAD üyeleriniöldüreceklerdi GENEL MÜDÜRLÜK BELİRLEDİ Polisin 139 'hassas'günü Baki Yiğit, Afgarustan'da Ha- bip Akdaş ve Adnan Ersöz'le birlikte TÜStAD toplanhsını ba- sarak 1 milyar dolar fidye ve uçak istemeyi planladıklannı söyledı. Planlarda oluşacak bır terslikte TÜSİAD üyelerini öl- dürecek kişilerin de şehit olma- sını kararlaştırdıklannı belirten Yiğit. "PlanımraanlatögımızEl Mısri fidye olayına hoş bakma- dıklannı. TÜSİADüytlerininö(- dürühnesiiçinşehitolacak 10-15 Idşinin çok olduğunu söyledi tn- chiik Üssü ve tsrail gemisine yö- nelik eylemkri gerçekleştirme- mizi istedi" dedı. Para Ladin'den Örgürün maddi kaynaklan. Usame bin Ladin'in kişisel ser- veti ve taraftarlann yapmış ol- duğu yardımlarla sağlaruyor. Da- vanuı iddianamesinde bin La- din'in babasının Ortadoğu'nun en büyük müteahhitlerinden bi- ri olduğu ve babasının bir heli- kopter kazasmda ölmesinin ar- dındandan bin Ladin'e 11 mil- yar dolar miras kaldığı belirtili- yor. Iddianamede bin Ladin'in emlak yönetimi, denk taşunacı- lığı. uçak kiraiama, kamu hizmet- leri, inşaat işleriyle uğraştığı, Sudan'da inşaat ve tanmla ilgi- li yatınmlan. Somali, tsviçre ve Lüksemburg'da yatınmlan bu- lunduğu belirtiliyor. ANKARA (A4)-Emni- yet Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı "önemü gün- ler" talcv'imınde, poiisi il- gilendiren olaylann yıldö- nümlerinin yer aldığı 139 hassas gün bulunuyor. Po- lisin en yoğun ayı mart, en sakın ayı ise ağustos. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nın hazırladığı taJcvimde, ocak ayında 10, şubatta 8, martta 22, ni- sanda 9, mayısta 14. hazi- ran ve temmuzda 7'şer. ağustosta 6, eylülde 16, ekimde 9, kasımda 9 ve aralıkta 13 gün polıs tara- findan hassasiyetle ızleni- yor. Söz konusu günlerde yoğun güvenlik tedbırleri alınıyor. istihbarat çalış- malan gerçekleştiriliyor. Emniyet Genel Müdür- lüğü'nün takviminde. "23 Mart 1960Said-i Nursi'nin öhımü", "3 Haziran 1963 NâznotDkmetRan'möüi- mü" de bulunuyor. Dev- let büyükJerinin de katıl- dığı "1-2 Temmuz Sıvas- Banaz köyünde Pir Sul- tan"ı anma, şenhk ve et- kinfflderi-üe "16-18Ağus- tos Nevşehir-Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen Ha- cı Bektaş'ı anma şenükve etkinlikJeri'" de polisin te- yakkuzda olması gereken günler arasında sayılıyor. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Tarsus'ta ÇEKSAM'ın (Çevre Koru- ma ve Kültür Sanat Merkezi) düzen- lediği 6. Tarsus Gençlik Festivali'nin bir parçası olarak "Dünün Gençliği Tür- kiye'nin Geleceği" başlıklı bir konuş- ma yaptım. En son Tarsus'ta ne zaman konuşmayapmıştım diye düşündüm, hatıriayamadım. 12 Eylül öncesi, Ay- dınlık gazetesinin genel yayın yönet- meni olarak Tarsus'a gelmiştim. O gün- lerde şehirde ülkücülerin saldınsı so- nucu çok sayıda devrimci öldürülmüş- tü. Bu konuyu araştırmak için gelmiş- tim. Ozaman bile birtoplantıda konuş- tuğumu anımsamtyorum. Yıllar önce bir kere de imza günü için gelmiştim. Tarsus'ta ilk gençlik yıllanmda üni- versiteye yeni başladığım dönemde birçok toplantıda konuşmuştum. İlk konuşmalanmı ve heyecanlanmı bu kentte yaşamıştım. Ancak. Adana'da, Mersin'de toplantılara defalarca katı- lıp konuşmalar yaptığım halde Tar- sus'ta böyle bir fırsat uzun zamandır doğmamıştı. Onceki günkü konuşmam geçmişe Tarsus'ta 30 Yıl Sonra yolculuk gibi oldu. Kendi yaşamım- dan yola çıkarak o günün gençliğiyle bugünün gençliğini karşılaştırmaya çalıştım. LJsede öğrenciyken belki de o dönemde ilk lise öğrenci derneğini biz oluşturmuştuk. O dönemdeki lise müdürümüz Necmetnn KaragüHe'nin de teşvik ve desteğiyle okulda derne- ğe bir yer temin etmiştik. Yıl 1965'ti. Tarsus Lisesi'nin 2200 ög- rencisi, 10 başkan adayı ıçin oy kul- lanmışlardı. Okul idaresi bir hafta bo- yunca okul mikrofonundan biz aday- lara seçim propagandası yapma ola- nağı tanımıştı. Ben o dönemde oku- lun en çok gol atan futbolculanndan birisiydim ve okul takımının da kapta- nıydım. Bu nedenle şimdi hâlâ rakam- lannı hatırladığım açık bır farkla seçi- mi kazanmıştım. Ben 1349 oy almış- tım, en yakınımdaki adayın oyu ise sa- nınm 247 gibi bir rakamdı. Benim siyasetle, seçimlerfe ilgim belki de bu öğrenci dernegi seçimiy- le hız kazanmıştı. Çünkü annem CHP kadınlar kolunun etkin yöneticilerin- dendi, babam da CHP ilçe yöneticisi. Siyaset, bizim evin aynlmaz bir parça- sıydı. Evimize Ulus gazetesı düzenli ola- rak girerdi. Alt kattakı Hasan Amca da Cumhuriyet alırdı. Aynca Akis. Akba- ba, Hayat gibi haftalık dergiler de dü- zenli olarak babam tarafindan aiınıp eve getirilirdi. Ben de ek olarak Hürriyet ga- zetesi okurdum. Üseyi bitirip üniversiteye başladığı- mızda, Tarsus'ta Yüksek Tahsil TaJe- be Cemiyeti vardı. istanbul ve Anka- ra'da okuyan gençlere destek amacıy- la kurulan bu dernek, işlevsiz bir hale gelmişti. Biz hemen bu derneği ele al- dık, yapılan ilk seçimlerde ben Tarsus Yüksek Tahsil Cemiyeti'nin başkanı oldum. Bu dernek Tarsus'ta solun ge- lişip güçlenmesinde önemli bir rol oy- nadı. Sonra 1968'li yıllar geldi. SBF Sos- yalist Fikir Kulübü Başkanlığı, Ankara Üniversitesi öğrenci Biriiği Genel Sek- reterfiği gibi sorumluluklanm nedeniy- le, Tarsus'la bağım zayıfladı. 12 Mart askeri darbesi döneminde son kez bir- kaç arkadaşımla Tarsus'a geldim. Sa- nınm bu son gelişlerimden birisi oldu. Sonra tutuklandım. 1974 Af Kanunu'y'a çıktığımızda Tar- sus'a gelirken yolda otobüste Kıbns müdahalesinin başladığım öğrendim. Sonra yeniden tutuklanma ve kaçak- lık dönemi başladı. Kısa birserbesti dö- neminin ardından 12 Eylül 1980 aske- ri darbesiyle karşılaştık. Yine uzun sü- reli bir ayrılık oldu. fşte bütün bunlan anlattım Tarsuslulara. Bizim gençliği- mizin nasıl bir ortam içinde geçtiğini aktardım. Bizim kuşaktanarkadaşlanm, "Bu- günün gençliğini nasıl buluyorsun" diye soruyordu. Benden, "Bugünün gençliği gerçeklerden kopuk, yozlaş- tı" dememi bekliyordu. Ben ise günü- müzün koşullanyla bizim dönemimizin koşullan çok farklı, bu nedenle günü- müzün gençliğini anlamaya çalışma- lıyız, aşın dışlayıcı bir tutum içine gir- memeliyiz dedim. Benim bu sözlerime, toplantıyı izleyen gençler destek ver- diler. Onlara ilginç bir ömek verdim: Bi- zim dönemimizin en önemli olaylann- dan birisi ABD'ye karşı yürütülen Vi- etnam Savaşı'ydı. O dönemde bizim ABD aleyhtan gösterilerimize "milli- yetçi mukaddesatçı gençler" saldın düzenlerierdi. Halkımızın en fazla yüz- de 30-40'lık bir bölümü Vıetnam hal- kının mücadelesine sıcak bakıyordu. Bugün ise halkımızın yüzde 90'ından fazlası Irak'ta ABD işgaline karşı çıkı- yor. Bu geçmişe göre daha olumlu de- ğil mi? 30 yıllık aradan sonra Tarsus Par- kı'nda yaptığım konuşma, benim için geçmişe ve geleceğe bir yolculuk ol- du. ERDAL ATABEK Başarı Nedir?.. Çok sade bir sorudur bu: "Başarı nedir?". Soru sadedir ama yanıtları çok karmaşıktır. Ay- nca, insanların güdülenmesinde çok özel bir öne- me sahiptir. Değerler sistemımizde "başanlı olmakya da ol- mamak" çok önemlidir. Sınavtarda en önemli öiçüt, "başanlı olabilmek'tir. Sınavı kazanan "öaşan//"dır, sınavı kaybeden ise "başansız". Yaşam başansı da benzer ölçütlerfe ölçülmek- tedir: Ne kadar para kazanmaktadır? Nelere sahip olmuştur? Ne ölçüde tanınmakta- dır? Nasıl tanınmaktadır? Dikkat edilecek olursa başan ölçütleri hep "so- nuçlar" olmaktadır. Sonuçta nereye vardı? Sonuçta ne elde etti? Sonuçta ne yapıyor? Başan bu mudur? Bu ölçütler yeterli midir, dog- ru mudur? "Başan nedir?" "Başarılı insanlar kimlerdir?"'. En zengin olanlar mı? Borsaların mantığı budur. En zengin olanlar. En azimli olanlar mı? Keşifler tarihinin ölçütü de budur. En yararlı olanlar mı? Sosyal yararcılığın mantı- ğı budur. En tanınmış olanlar mı? Popüler kültürün man- tığı budur. Bunlar doğru ölçütler mıdir? Başan ölçütü ola- rak kişisel ölçütler mi kullanılmalıdır, toplumsal öl- çütler mi, yoksa her ikisı de mi, başka ölçütler mi? Başanlı kişi, "istediklerini, düşündükleriniyapa- bilen kişi" midir? Başanlı kişi "insanlann ve toplumlann yaşam- larına olumlu etkiler yapan kişi" mıdir? Yoksa, başanlı kişi, "kendiistedikleriniyaparken başkalanna da yararlı olan kişi" midir? Belki de en çok kullanılan ölçüt budur. Ama öncü bır deha, büyük bir sanatçı, "kendi yaratısı"nın peşinde koşarken başkalanna yararlı olmayı hesaba katar mı? Böyle bir amaç bütün- leşmesi görülmez. O, kendi yaratısının cennetin- de serinleyip cehenneminde kavrulurken amacını gerçekleştirmekten başka bır şeyı düşünmez. öteyandan, toplumda yararlı olmayı amaçlayan niceleri, kendi isteklerini gerçekleştirmekten vaz- geçmemiş midir? O halde başanlı olmak" nasıl tanınmalıdır? "Başanlı olmak", her zaman toplumsal değer öl- çütlerimızle belirienmektedır. ön planda "paraya önem veriyorsanız"', en ba- şanlı kişi, en zengin olandır. Dürüstlüğe önem veriyorsanız, en başanlı kişi, en dürüst olandır. Paraya değer verenler, dürüst ama kazanama- yan birine "aptal" dıyecektir. Dürüstlüğe önem veren birisi de, dürüst olma- dan kazanan birine "sahtekâr" diyecektır. Sizin için değerli olan ne ise, başarıyı öyle tanım- lamanız kaçınılmazdır. Onun için, ben de başanyı kendime göre tanım- layacağım. Başan, sonuçlardeğildir, elde edilenler değildir, sahip olunanlar değildir. Başannın yolu, ne elde etmek istediğinizle, ne- lere sahip olmak istediğinizle başlar. Bu ısteklerin, doğru, yararlı, kendine ve başka- lanna olumlu katkılar yapmayı hedeflemesı, başa- nnın ikinci önemli adımıdır. Başan, bu hedeflere giden yolda gösterilen iç- tenlikli ve dürüst çaba ile ölçülür. Başan budur. Başan sadece budur. Eğer bir insan, kendine ve başkalanna yararlı ola- cak hedeflere varmak için içtenlikli ve dürüst ça- ba harc/yorsa "başanlı insan"dır. Eğer bir sonuç alamamışsa gene aynı yolda ça- ba harcamayı sürdürmelidir. Başansızlık çoğu kez, yanlış hedef seçimleri ne- deniyle olmaktadır. Eğer ulaşılmak istenen hedef kendisi için, baş- kalan için zararlı ise kışı gene başansız sayılır. Hedef doğru ama gösterilen çaba içtenlikli ve dü- rüst değilse, elbette başanya ulaşılamaz. Hedef doğru, içtenlik ve dürüstlük de var ama çaba yoksa başan da elbette olmayacaktır. Kendine ve başkalanna yararlı hedeflerin seçi- mi, içtenlikli ve dürüst çaba harcanması, bu yolda gösterilen irade ve karariılık. Başarının bilınen, görülen başka bir yolu yoktur. Sonuç her zaman bizim elimızde değildir. Elımiz- de olan, ne yapabileceğimizdir. Sorumluluğumuz kendi yapabileceklerimiz ve yaptıklanmızdır. Bunu bilmek aslında başan için yeter. e-mail: erdalatak ' superonline.com faks:0212-5139098 NATO'YAKARSINOTALARayrajrdogan burtanberken emresaltık efcremataer ferhaftunç grupyorum gökfıan birbefi hasan cihatöner ismadhakkıdemirc" kûmaçiya -~~ rurettin gûleç metın kalıraman ; servet kocakaya PSAKD semah ekibi karacteniz hafkoyynfan güneydoğu tıaJtovunian tevfık •'"" sinevizyı pandom... adnan oryatçıngr ; ataol behranoğlu -cezmiersoz Z ', gûlsûm cengiz ' jûfidekyrat ruhan mavruk sennursezer davetiyeiere baktrköy beyaz adam * başka kültür merkezi beksav beyoğlu metropol müzik beyoğlu pentimento esenyurf öncü kırtasiye idit kültür merkezi kadıköy seyhan müzik kartal dersim kasetçttik şirinevler anatolia kafe şişli kelepir kitabevi'nden ufaşabiürsiniz , 19:30 harbiye açıkhava tiyatrosu