Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
31 MAYIS 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
JCJIVİ-J-Lİ U İ V L İ ekonomi@cumhurfyet.com.tr 13
frona
yatakfarında
pitotüretim
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
A-nkara Beypazan'nda. Eti
Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğü ile Park
Holding'ın ortak şırketi
olan Etı Soda AŞ
taranndan. trona
yatakJannın işletilmesi
amacıyla ilk doğal soda
kürü pilot üretım tesısi
hizroete sokuldu. Enerji ve
Tabiı Kaynaklar Bakanı
Hilmi Güler. Beypazan
trona (doğal soda)
yataklannın 1979"da
tesadüfen bulunduğunu
belirterek "Bu iş 17 yı]
geciktirildi, top taca
çıkanldı hep, bız topu
sahaya aldık" dedi. Maden
kuyusu başında
incelemelerde bulunan
Güler, Park Holding
Yönetim Kurulu Başkaru
Turgay Ciner"den bölgeye
bir de cam fabrikası
kurmasını istedi.
Vergi denetimleri
başlıyor
• ANKARA (AA)-
Maliye Bakanlığı, yeni
vergi düzenlemeleri
sırasında Hummer
ciplerden alınan öze]
rüketım vergısı oranını
vûzde 4'ten 75'e kadar
yûkseltmeye hazırlanırken
Gelir İdaresi, mart ve
nijan aylannda gelır ve
kurumlar vergisi
beyanlanyla bırlikte
hayata geçirilen sektörel
otokontrol sıstemıne
ilıskin vergi denetirrüerine
de başlıyor. 22 ılde
aralannda inşaat sektörü,
kıı>xjmcular, lokantalar,
mobilyacılar, firınlar,
doktor ve avukatlar gıbı
meslek gruplannın
buiunduğu 25-30 sektörde
beyanlan şüpheli görülen
yailaşık 25 bin gelir
\ ergisi mükellefi
beiırlendı. Gelır idaresi.
bugünden ıtibaren,
onalama hasılat ve beyan
sırjının altında kalan bu
mikelleflen tek tek
ıncelemeye alacak.
Hükümet, genetik yapısı değiştirilmiş ürün ithal eden çokuluslu şirketlere dokunamadı
GıdadakartellerkazandıBÜLENTSARIOĞLU
ANKARA - 9 yıl gecıkme-
nin ardından Avrupa Birliğı 'ne
uyum ıçin Meclis'ten çıkanlan
Gıda Denetımi Yasası, darkap-
samı nedeniyle tartışılıyor. Gı-
dalardaki gızli tehlike olarak
bilinen ve Avrupa Birligi'nde
sınırlanan i4
geni değiştirilıniş
organizmalar (GDO)" konu-
sunda yasaya hüküm konma-
ması, çokuluslu birkaç büyük
şirketin etkisıne bağlanıyor.
CHP Muğla Mılletvekili
Fahrettin Üstün, "Dünyada ge-
netiği değiştirilmiş tannı veyem
ürünlerinin tohunı piyasası 8-
10 fırnıarun elinde. Bu firnıafa-
nn ana hedefi. dünyadaki tüm
ülkeieriıı (anm ve hay^ncılığı-
• Gıda Denetimi Yasası'nda, insan sağlığına zaran nedeniyle AB'de sınırlanan
'geni değiştirilmiş organizmalar' konusunda hüküm yer almadı. Batı'da çevreci
akımlann mücadeleleri sonucunda, ürünlerin ekimi ve ülkeye sokulması
ciddi engellerle karşılaşıyor.
m, tohunı anlamında kendileri-
nebağlamak"*dedi.
Çankaya'ya sunulan yasa,
1995 'ten ben kanun hükmünde
karamameye dayanılarak yapı-
lan denetimin genişletilmesini
öngörüyor.
Ancak yasa, AB ölçütlerini
karşılamaktan uzak olması
nedeniyle eleştiriliyor. Dü-
zenlemeyi genişletmek ıçın
genel kurulda verdığı birçok
önerge reddedilen CHP Muğ-
la Millervekıli Fahrettin Üs-
tün, GDOlarla ilgili tehlike
konusunda şu değerlendirme-
len yaptı:
t/ GDO'yla ilgili en önemli
kaygılardan biri, aktanlmış
genlenn, doğal bitkı türüne at-
layarak. bulunduklan çevrede-
ki doğal türlerde genetik çeşit-
liliğın kaybına neden olmalan,
eko-sistemdekı tür dağılımını
ve dengeleri bozmalandır.
Ekolojik sistemleraşın stres al-
tında bırakılırsa. ani, şaşırtıcı
felaketler yaşanabilir.
• Anlar ve rüzgâr, GDOlu
polenleri alıp komşunun gele-
neksel ekiminın üzerine bıra-
kıyor.
GDO karşıtlannca "Fran-
keştayn gjda*7
olarak nitelenen
kolera baktensinin genini taşı-
yan yonca, tavuk geni taşıyan
patates, akrep geni taşıyan pa-
muk, baiık genli domates gibi
gıdalann doğal çeşitlilığe ver-
dikJeri zarar sonucunda yenı
FrankeştaynJann ortaya çıkma-
sına olanak sağlanıyor.
\/ Uzmanlara göre, sağlık
riskleri şunlar: .AntibiyotikJere
karşı dayanıklılık oluşması, gı-
da olarak kullanımda ınsan ya
da hay\r
anda toksit ya da aler-
jik etki yapması, doğrudan
alım durumunda insan ve hay-
van bünyesindeki mıkroorga-
nizmalarla birleşme ihtımali.
Genetik yapısı değiştirilmiş
patateslerin fareler içın toksik
olduğu, bağışıklık sısteminde
bozukJukJar, viral enfeksiyon-
lar gibi birçok etkıleri olduğu
ortaya çıkmıştır.
^ Batı'da çevreci akımlann
mücadeleieri sonucunda,
GDO'lu ürünlerin ekimi ve ül-
keye sokulması ciddi engeller-
le karşılaşıyor. Bu ürünlerin
üretimi, ihracati, ithalatı bakı-
mından Türkiye'de herhangi
bır hukuksal gelişme olmadığı
görülüyor.
'Otomasyon yok, karaparayla mücadelede etkili işlem yapamıyoruz'
Tapu Kadastro'dan aeı it
ANKARA (AA) - Tapu ve Kadastro Ge-
nel Müdurii M. Zeki Adk, otomasyon sis-
temi oluşturulmadığı içın hıçbir kuruma
sağlıkJı bılgı aktaramadıkjannı, karapara
ile mücadelede de bu nedenle etkili işlem
yapamadüdannı söyledi. Adlı şöyle devam
ettı: "Otomasyon yok ki yapabilelim. Bize
mahariığı araşürmaları gelir. Bir vatanda-
şın malına tedbir konulması lazuıv. Yaaşma
için en az 10 gün gerekir. Tedbir konulacak
adam, açıkgözse zaten bu sürede mallannın
hepsini satar gider."
Tapu işlemlennın hızlandınlmasına dö-
nük bir çalışma yürüttükkrini belirten Ad-
lı, Türkiye'de bin 3 tapu şube müdürlüğü,
326 kadastro müdürlüğü ve 22 bölge mü-
dürlüğü ile faaliyet gösterdikierini ve sene-
de ortalama 15 mılyon kışi ile muhatap ol-
dukJannı bildirdi. Tapu müdürlüklerinde
yılda ortalama 3 milyon işlem yapıldığını
kaydeden Adlı, yatınma dayalı her türlü
hizmetin temelinde kendı teşkılatının çalış-
ması bulunduğunu ifade etti.
'Kaynağa ihtiyaç var'
"Bugün yol da götürseniz, baraj da yap-
sanız, fabrika da kursanız. ev de yapsanız
mülkiyet bilgisi olmadan sizin bu projeleri
gerçekleştirmeniz mümkün değü" diyen
Zeki Adlı. bu nedenle tapuya ilişkin bilgi-
lerin derlenıp toplanıp otomasyona geçiril-
mesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
3 yıl içinde tam otomasyona geçebilmek
için de 140 milyon dolarlık bir kaynağa ıh-
tiyaçlan bulunduğunu ifade eden Adlı, şöy-
Je devam ettı: "Mevcut şartlarda ne MaH-
ye. ne Emniyet. ne de kara para ile ilgili et-
İdü mücadeİe işlemi yapabüiyoruz. Çünkü
gayrimenkulleri izleyemiyoruz. Emniyet
Genel Müdürlüğü ile de lokal bazda çalış-
ma yapıp onlara bilgi vermeye çalışıyoruz."
Türkiye'de konutlaıın sadeceyüzde 14.7sisigorîah
Deprem ders olmuyorANKARA (AA)-Türki-
ye'de geçmış yıllarda yaşa-
nan büyük depremlersonra-
sı, vatandaşın en azından
maddi kayıplannın bir kıs-
mını gidermek üzere gün-
deme getırilen ZorunJu
Deprem Sigortası ilgi gör-
müyor. Türkiye'de yaşanan
depremler ders olmazken,
12 milyon 988 bin konutun
yalnızca 1 milyon 907 bini,
yani yüzde 14.7'si için dep-
rem sigortası yaptınldı.
Doğal Afet Sigortalan
Kurumu verilenne göre,
deprem sigortası yaptır-
makta en yüksek orana sa-
hip olan Bolu'da bile hâlâ
her 100 konuttan yakJaşık
61'inin, Yalova'da da her
100 evden yaklaşık 70'inin
deprem sigortası yok.
Primler tazminata gitti
İstanbul'da bu oran yüz-
de 27.1 'de kalırken, en az
sigortalı konut oranı ise
yüzde 0.59 ile Şırnak'ta.
Öte yandan, venler sıgor-
ta şirketlerinın geçen yıl
topladıkJan her 100 liraîık
primin 53 lirasını tazminat
olarak geri ödedikJerini
gösteriyor. Hazine Müste-
şarlığı Sıgorta Denetleme
Kurulu'nun 2003 yılı veri-
lenne göre, geçen yıl 4 kat-
rilyon 971 trilyon İira prim
toplayan sigorta şirketleri,
bunun 2 katnlyon 653 tril-
yon lirasını tazminat olarak
verdi. Oransal olarak en
fazla tazminat ödemesi sağ-
lık dalında görüldü. Sigorta
şirketleri topladıklan 512
trilyon İira primin 352 tril-
yon lırasını geri ödedi.
DÜIVYA EKONOMİSİNE BAICIŞ / EROİrN YILDIZOĞLU
Bush yönetiminin hızla Irak petrollerine e(
ko.Tiaya kalkmasında, Büyük Ortadoğu
Pmesi'ni gündemegetirmesinde Çin veAv-
rupa korkusunun büyük payı var. Ancak
AB. hegemonyasını korumak için, dış po-
litiKada tüm dikkatini, enerjisini BOP üzerin-
de:daklaştınnca, hem Uzakdoğu'da, hem
de-atin Amerika'da ABD hegemonyasını
aşrdıran, Çin'le Avrupa'nın etki alanını ge-
nişeten gelişmeler hızlanmaya başladı.
21 yüzyılda Latin Amerika tümüyle
AEJnin "arka bahçesi" nüfuz alanı olarak
diğer "büyük güçlere" kapalıydı. Brezilya
De «t Başkanı Lula'nın geçen haftaki Çin
zi>îeti, 28 Mayıs'ta gerçekleşen Latin
An^ika - Karayibler ve Avrupa Birtiği zir-
vesartık bu varsayımın geçerli olmadığını
göreriyor. Uzakdoğu'da da ABD'nin, As-
ya'izinden sonra "Asya Kaplanlan" de-
nr ülkeler üzerinde etkisi zayıflamaya
baayınca, dikkatini Japonya ile ittifakını
gGjendirmek. Hindistan'la yakınlaşmak
üzeınde yoğunlaştırmıştı. Bu stratejiye
kaslıkÇin'in de Hindistan ve Japonya ile
ya>plaşmaya çalıştığı görülüyor.
Çlrve Avrupa 'arka bahçe'de
:
-ancial Times (21/05) Brezilya Devlet
Eteanı Lula'nın Çin gezisinin, çok önem-
li )93X)litik sonuçlara yol açabilecek bir
ekromik trendin parçası olduğuna dikkat
çe« Batı ve Doğu yanmkürelerinin en bü-
yüi <i gelişmekte olan ülkesi Çin ve Bre-
zilrarasında oluşan bu bağ, Financial 77-
me/azanna göre her iki ülkenin gerçek
gee;sinimleriyle tam bir uyum içinde.
Çı>- hızla artan kent nüfusunu ve büyü-
ye-îanayisini beslemek için gereksinim
dırJğu gıda ürünleriyle hammaddeyi
Brsya ve Arjantin gibi Latin Amerika ül-
kee sağlarken, buna karşılık bu ülkele-
rinçreksınim duyduğu yabancı sermaye-
yi (£?in, elindeki muazzam tasarruflardan
ka-=ayabiliyor. Bu ilişki Latin Amerika ül-
kefnin ABD'ye bağımlılığını azaltırken
Çir bölgedeki ağırtığını arttırıyor.
\1il Sîreet Journahn bildirdiğine göre
Çir jrezilya'nın ABD veArjantin'den son-
ra oincü büyük ihracat pazarı oldu
Bu Sırada Başka Yerler
(21/05). WSJ, Lula'yla birtikte Çin'e giden
400 Brezilyalı işadamının yalnızca mal sat-
mak değil, özellikle Brezilya ekonomisinin
gelişmesine yönelik ortakhklar kurmak is-
tediğini da yazıyor. Brezilya gazetesi Glo-
bo'da, Brezilya'nın Çin'e elektrikli ev alet-
leri, tavuk eti, kahve, selüloz, uçak, otomo-
bil gibi sanayi ürünleri de satabileceğini,
Brezilya'nın biyoteknoloji şirketi EMPRE-
PA'nın Çin'in Ulusal Tarım Araştırmaları
Akademisi'yle anlaşma imzalayacağını ya-
zıyor (21 -22/05). Bir başka Brezilya gaze-
tesi Istoe de Petropras'ın Çin devlet işlet-
mesi Sipoec ile Ekvator bölgesinde petrol
aramak için bir an-
laşma imzaladığını
aktanrken (26/05)
Financial Tımes da
Brezilya devlet iş-
letmesi Nuclebras
Ûuipamentos Pa-
sedos'un Çin'de 11
nükleer santral ya-
pılmasına katkıda
bulunacağını ve
Çin'e zenginleştiril-
miş uranyum sat-
mayı planladığını yazıyor (26/05). Bu or-
tamda /sfoe'un bildirdiğine göre Brezilya
ve Çin arasındaki uçak seferieri de hafta-
da dörde çık/yormuş.
Avrupa Birtiği ülkeleri de Latin Ameri-
ka'da ekonomik ve siyasi etkilerini arttır-
maya çalışıyorlar. Hafta sonunda Meksi-
ka'nın Guadalyara kentinde toplanan III.
Latin Amerika-Karayibler ve Avrupa Birli-
ği zirvesi, Le Monde'un yorumuna göre
yalnız ekonomik değil siyasi açıdan da
ABD'nin dikkatini çekecek özelliklere sa-
hipti (28/05). 25 AB ülkesinin hemen hep-
sinin dışişleri bakanlannın yanı sıra, Ispan-
ya Başbakanı Zapateros da zirveye katı-
lıyor. Chirac ve Schöreder de zirvede bu-
lunacaklar. Ancak Le Figaro'ya göre Bla-
ir ve Berlusconi'nin yokluğu anlamlıydı
(28/05). Le Monde'un bildirdiğine göre AB,
Latin Amerika'dakı ekonomik çıkarlarını
koruyabilmek için Mercosur ülkelenyle iliş-
kilerini geliştirmek istiyor Zirvenin siyasi
boyutunu ise Avrupa Bırliği liderlerinin zir-
vede tek kutuplu dünya projesine karşı
çok taraflı bir politıkaya destek aramaları,
Latin Amerika ülkelerinin de bu yaklaşıma
eğilimli olması oluşturdu. Nitekim Meksi-
ka'nın EU temsilcisi Porfiric Munoz Le-
du de "AB ve Latin Amerika, uluslararası
ilişkilehn alması gereken biçim üzerinde
anlaşarak dünyada yeni bir çoğunluk
oluşturabilirier. Böylece dünya halklannın
2/3'ünün sesi olabiliriz" dryor. Meksika'da
çıkan El Financi-
ero gazetesi de
ispanya Başba-
kanı Zapate-
ros'un, Meksika
Devlet Başkanı
»
Vicente Fox'a,
"işkenceye, güç
istismanna ve
tek yanlı dış poli-
tıkaya (Unilatera-
lism-f E.Y.) karşı
sesiniyükselme-
ye davet ettiğini, Fox'un da zaten herza-
man çok taraflı bir dünya politikasından
yana olduklannı vurguladığını aktarıyor.
Chirac da konuşmasında benzerbir vur-
gu yaptı (Le Monde, 29/05). Ancak El Uni-
versal'dan Juan Mario Alponte'nin dik-
kat çektiği gibi, "bağımlı gelişme ilişkileri
içine sıkışmış bir ülke olarak Meksika 'nın
egemen ekonomik ortağı ABD, ihracati
içinde yaklaşık yüzde 4 pay sahibi olan
Avrupa değil". Yine de bu zirve, Alpon-
te'ye göre "AB - Latin Amerika ilişkilerinin
geleceği açısından çok önemliy-
d/"(27/05).
Hindistan - Japonya - çin
Dünya toplam üretiminin yuzde 20'sini
gerçekleştiren bu üç Asya ülkesi arasın-
da, ABD'yı dışanda bırakan bir siyasi iş-
birliği, küresel jeopolitiğin taşlannı yerin-
den oynatır. Çin'de çıkan Halkın Günlüğü
gazetesinde geçen ay yayırnlanan bir yo-
rum, böyle bir işbirtiğinin yaratılmasına iliş-
kin ortak bir inisiyatifin şekillenmekte ol-
duğunu düşündürüyor. Çin Bilimler Aka-
demisi Japonya Araştırmalan Enstitü-
sü'nden Feng Zhoku'nün imzasıyla çıkan
yorum, Japonya'nın Hindistan Büyükelçi-
si Yasukuni Enoki'nin kısa bir süre önce
Yeni Delhi'de Hindu gazetesine verdiği bir
demeçteki, "Çin, Hindistan ve Japonya
arasında oluşturulacak bir eksen, bölge
istikran ve refahı için çok önemlidif söz-
lerine gönderme yapılıyor, sonra bu işbir-
liğinin stratejik olasılıklarını olumlu bir göz-
le irdeliyordu. Feng'e göre Hindistan ve
Japonya bu konuyu gayriresmi olarak ara-
lannda konuşmuşlar ama konuyu henüz
Çin'e açmamışlar (Peoples Daily 30/04).
Geçen hafta yine Halkın Günlüğü'nün web
sitesinde yayımlanan iki haber bu yorumu
destekler yöndeydi. Birinci haberde Hin-
distan'ın yeni Dışişleri Bakanı K. Natvvar
Sing'in Çin-Hindistan ilişkilerinde "hiçbir
sorun olmadığını" söylediği, "ilişkileri da-
hadayoğunlaştırmakistediği"a\ûan\\yor-
du (25/05). ikinci haberdeyse Hindistan ve
Japonya'da önde gelen gazetelerde,
Çin'in askeri bir "güç" olarak görülmeye
başlandığına ilişkin yorumlara yer verili-
yordu. Hindistan'da çıkan Hindu gazete-
si, Çin'in ABD'den sonra ikinci büyük as-
keri güç olduğunu saptarken, Japonya'da
çıkan VJoridDaily gazetesi, Çin'in 2015 yı-
lında ABD ile parite oluşturabileceğine dik-
kat çekiyordu. Halkın Günlüğü, Japon-
ya'da askeri konularda saygın bir yorum-
cu olarak bilinen Kyudai Nineo'nun, bu
koşullarda Japonya'n/n yeni bir ABD-Çin
soğuk savaşını olasılık olarak gündemine
alıp hazırlanması gerektiği görüşünü de
aktanyor.
NATO toplantısına giderken karşımız-
da, gerilemekte, manevra alanı daralmak-
ta, baskı gücü azalmakta olan bir "süper
güç" olduğunun ayırd/na varmak, gelecek
talepler karşısında ezilmeden durmaya
yardımcı olabilir.
Kooperatifler
Sebzede
aracısız
dönem
ANKARA (A.4)-Ta-
nm Kredi Kooperatifle-
n Merkez Bırliği. ko-
operatif ortaklannın
ürettikleri yaş meyve ve
sebzeyi aracısız olarak
doğrudan tüketiciye
ulaştınlacak uygulama-
yı başlatıyor.
Tanm Kredı Koope-
rariflen Merkez Bırliği
Genel Müdürü Bedret-
tin Y'ıldınm, toptancı
hallen ile ilgili 552 sayı-
lı kanun hükmünde ka-
rarname ile ilgili üretici
birliklerine tanınan bazı
istisnalardan tanm kre-
di kooperatıflerirun de
yararlanabilmesi için
çalışmalar yapıldığını
bildirdi. Bu çalışmalar
çerçevesinde Ankara
Bölge Birliği'ne bağlı 3
kooperatif ile Antalya
Bölge Birliğine bağlı 4
kooperatife "Üretici
Birtiği BeJgesT alındığı-
nı söyleyen Yıldınm, ilk
pilot uygulamanın söz
konusu 7 kooperatifte
başlayacağını kaydetti.
Ucuztayacak
Aracılann ortadan
kaldınlması ile daha
ucuza yaş meyve sebze
tüketilmesi de sağlan-
mış olacağını ifade eden
Yüdınm, şunlan söyle-
di: "Lriinün pazarda
beklemesi söz konusu
olma\acağuıdan tüketi-
ci daha taze sebze ve
meyve tüketebilecektir.
Üretici Birtiği Belgesi ile
hem ortaklann ürünleri
gerçek fiyatlan üzerin-
den degerlendirilmiş
olacak hem de koopera-
üflerin faalh etieri geüş-
tüilmiş olacakür. A\nca
ortaklar bu uygulama
ile aracının inisiyatifın-
den kurtuhıpgüvenli bir
anş\eriş yapma ûnkânı
da bulabilecekJerf
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
ILO İlgisi
ILO-Uluslararası Çalışma örgütü, denilebilir ki, en
yaşlı uluslararası kuruluştur Birinci Dünya Savaşı son-
rası, 1919'da kurulan ILO'nun yönetim yapısı, çalış-
ma yaşamını ilgilendiren üçlü dengeye dayanır; sen-
dika, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşur.
ILO, bu yılın şubat ayında, alt başlığı, Herkes İçin
Olanak Yaratılması olan Hakça Bir Küreselleşme
adlı çalışmayı yayımladı. "Küreselleşmenin Toplum-
sal Boyutu Dünya Komisyonu" tarafindan hazırlanan
çalışma, biri Kuzey'in çok zengin, diğeri de Güney'in
çok yoksul ülkesinin, sırasıyla, Rnlandiya ve Tanzan-
ya devlet başkanlannın imzasını taşıyor.
Çalışmada küreselleşmenin doğası ve etkisi sayılar-
la açıklanıyor ve yorumlanıyor. Bu konuda çarpıcı bir
ömek yeterli olacaktır.
Dünyanın en yoksul 20 ülkesiyle en zengin 20 ülke-
sinin kişi başına gelirlerinin karşılaştırılması, bir büyük
gerçegi belgeliyor Zengin-yoksul arasındaki gelir uçu-
rumu giderek açılıyor. Tablodan da izlenebileceği gi-
bi, en yoksul 20 ülkede kişi başına ortalama gelir, 40
yıl boyunca, yalnızca yüzde 26 artabilmiştir. En zen-
ginlerin kişi başına gelirinin artış oranı ise yine 40 yıl-
da yüzde 183'lük bir artışla neredeyse üçe katlanıyor.
Aynca mutlak farklılıklar da artmıştır. 1960'ların başın-
da, en yoksul-en zengin farkı 54 kattı; 2000'lerin
başında ise bu fark çok artmış, zenginler yoksul-
lardan 121 kat daha çok kişi başına gelir elde et-
meye başlamışlardır. Sayılann kanıtladığı gibi, en
yoksul-en zengin ülkeler arasında kişi başına ge-
lir bakımından bir büyük kopuş yaşanıyor; yoksul
ve zengin ülkeler birbirinden kopuyor. Bu büyük
kopuş, dünyanın geleceği açısından gerçekten ür-
kütücüdür. ILO'yu ve Avrupa solculannı harekete
geçiren bu korkutucu kopuştur.
Hiç kuşkusuz kişi başına ortalama gelir yalnızca bir
göstergedır. Ancak onunla birlikte, üretimsizlik, açlık,
işsizlik, eğitimsizlik, sağlıksızlık, bilgisayarkullanımın-
da yetersizlik ve genellikle yaşam kalitesinin birikimli
geri kalmışlığı da düşünülmelidir.
Ek olarak, ülkeden ülkeye büyüklüğü değişmek-
le birlikte, küresel düzeyde giderek açılan büyük
uçurumun, ülkelerin kendi içlerinde de geçerli ol-
duğu söylenebilir.
Çalışmada, küreselleşme tartışmalannın değişik ne-
denlerle bir açmaza sürüklendiği; uzlaşmanın zayıf ol-
duğu; uluslararası görüşmelerin tıkandığı ve uluslara-
rası gelişme beklentilerinin gerçekleşmediği vurgu-
landıktan sonra olası çıkış yollan tartışılıyor: "Eğerkü-
reselleşme birnehirise enerii üretmek içinyerinde ba-
rajlar yapmalıyız."
Daha iyi bir dünyaya ulaşmak amacıyla, küreselleş-
menin getirilerinin, daha çok sayıda ülkeye ve o ülke-
lerin içindeki yoksullara aktarılması gerektiği ve bu
olanağın buiunduğu vurgulanıyor.
Çalışmada, küreselleşme sürecinin, insan haklan-
na ve bireyin onuruna saygı gibi ortak değeriere
dayanan güçlü bir sosyal boyutunun amaçlan-
dığının altı çiziliyor. Bunun için de sürecin hakça,
kapsayıcı, demokrasiyle yönetilen tüm ülkelere ve
halklara fırsatlar ve somut yararlar sağlayıcı olma-
sı gerektiği belirtiliyor.
Bu amaçla küreselleşme sürecinde olumlu deği-
şim için (1)-Başta insan hakları olmak üzere hak ve
özgürlüklere saygılı, kültüre) kimliği önemseyen, her-
kesin uygun bir çalışma olanağı bulacağı; kadın erkek
eşitliğini esas alarak "insan odaklı" bir anlayışın ege-
men kılınması: (2)-Küresel ekonomide sosyal ve eko-
nomik fırsatları ve güvenceyi yönetmeye yeterliliği bu-
lunan "demokratik ve etkin devlet"; (3)-Ekonomik,
sosyal gelişmeyi çevre koruyucu ve bölgesel, ulusal
ve küresel karşılıklı etkileşim içinde ve güçlendirici bir
"sürdürülebilir gelişme süreci"; (4)-Sağlam kurum-
laşmaya dayalı çok iyi işleyen bir "piyasa ekonomisi";
(5)-Dünya ekonomisinde ülkelerin fırsat eşitliğine da-
yalı "hakça kurallar"; (6)-Ülkelerarası yardımlaşma so-
rumluğuna dayalı ve eşitsizlikleri ortadan kaldıncı "da-
yanışmacı küreselleşme"; (7)-Kamu ve özel yönetim
ve girişimlerin demokratik denetimine dayalı "say-
damlık"; (8)-Küresel ekonomik ve sosyal amaçlara
ulaşılabilmesi için, hükümetler, pariamentolar, iş dün-
yası, emekçiler, sivil toplum vb. arasında "daha derin-
liğe işbiriiği" ve (9)-Demokratik, yasal ve iç tutarfılığı
olan bir dünya için "daha etkin Birieşmiş Milletler"
oluşturulmasını isteyen bir küreselleşme süreci öngö-
rülüyor.
Türkiye 1932'den bu yana ILO üyesidir. özellikle 12
Eylül rejiminin sendikal haklara getirdiği yasak ve bas-
kılar ülkemizin birkaç kez ILO tarafindan kara listeye
alınmasına yol açmıştır. Son yıllarda Türkiye hükümet-
leri ILO'ya güvence vererek bu durumu düzeltmeye
çalışmakta, ancak verdikleri sözleri yerine getirme-
mektedir. Hükümetin, öncelikle, sendikal haklar konu-
sunda ILO'ya verilen sözleri yerine getirmesi gerekir.
Asıl yapılması gereken de ILO'nun Hakça Bir Küresel-
leşme önerilerine etkin bir biçimde sahip çıkmaktır.
Kişi başına gelir-sabit 1995 ABD Dolan olarak; ba-
sit ortalama (sayfa 37).
En
En
yoksul
zenqin
20 ülke
20 ülke
1960-1962
212
11 417
2000-2002
267
32 339
yakup@metu.edu.tr
İSTANBUL MANİFATURACILAR ÇARŞISINDA
SATILIK DÜKKAN
Mülkiyeti Vakfımıza ait İstanbul ili, Eminönü ilçesi, Hacıkadın
Mahallesi, Atatürk Bulvarı, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı'nda
6. Blok, 6527 kapı numaralı dükkan, kapah zarfla teklif alınmak
suretiyle satılacaktır.
1) Sati!
acak taşnrraz.-n mubamrren bedelı !2Û 000 000 000 -TL
temınatı 30.000 000 000 -TL'd r
geçicı
2) 'fıale 09/ 06/ 2004 Çarşamba günü saat 15.00'te T Garantı Baikası
A Ş Emeklı ve Yards-n Sandığı Vakfı, Ha'askargaz! Caddesı, No: 278,
Kat" 8 Şışiı/ İstanbul adressnae yap/lacaktfr
3) Teklif mektupları en geç 09/06/2004 Çarşamba günü saat 12.00
r
ye
kadar yukarıaakı adrese venfecek veya aynı gun ve saatte belırtılen adreste
buljnacak şekılde posta ile gondenlebılecektr Postadakı gecı<me[er
kabul
edıimeyecektir
4) Vakfımız 2886 sayılı kanuna tab. olmamakla, ıhaleyı dJedığı kışı ve
kuruluşa vermekte veya ıhaleyı yapıp yapmamakta serbesttir.
5) Satış nakkı^da dana geniş bilgı, Genel Müdurlüğümjzden şahsen veya
(0212) 230 39 40 numaralı telefondan temın edilebılir
TÜRKİYE GARANTİ BANKASI AŞ.
MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİ EMEKÜ VE yARDIM SANDIĞİ VAKFI
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ