23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11MAYIS2004SALI CUMHURİYET SAYFA 17 Deni&linin horosu; Fenerbahçe Trabzon 'un horonu: Galatasaray! Bektronhposta:d«nizsofn6cutnhuriyetc<mtr www.derazsom,c©m Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Türkiye'nin temel sonınu yoksullukmuş... "Ama basbakanı zenain!" THY M feçen cuma günü Isanbul'da THY'nin bilet rzervasyon bölümüne teefon ediyor ve krşısına çıkan bayan gıreviiye "18 Mayıs'ta Isanbul-Napoli ve 20 toyıs'ta Napoli-lstanbul olnak üzere rezervasyon yotırmak istiyorum" dror. THY görevlisinden aHığı yanrt, "Napoli neresi" oluyor. Bunun üsrine "Hanımefendi, Napoli Itatya'da bir kent" dijor. FakatTHY'deki gcnevlinin sorulan brtniyor, "Ingilizce ola-ak nastl yazılıyor" diye soruluyor. Bunun üztrine, "Napoli'nin n'si, Avjstratya'nın a'sı" diye haıfleri kodlamaya baslıyor fakat sonradan vaigeçtyor "Sizin yapacağınız resrvasyona güAenemiyorum. Onun içir yabancı bir havayolu ile ııçmaya karar verdim" diyerek telefonu kapatıyor. l aziyet'e sık sık konuk oian Ankara'daki dos- tumuz Mustafa Yıldınm'ın uzunca bir sü- redir basımı için yayınevi aradığı kitabı Top- 1 lumsal Dönüşüm Yayınlan'ndan çıktı. 600 sayfalık belgesel niteliğindeki kitabın adı biraz uzun: "Şifre Çözücü: Project Democracy" ya da "Sivil Orümceğin Ağında" "Project Democracy", Amerika'nın sivil toplum ör- gütlerini kullanarak yürütmeye çalıştığı "demokrasi projesi" ve şimdilerde içine "llımlı lslam"ın da katıldı- ğı büyük bir emperyalist plan. Kitaptaki belgelere baktığınızda Türkiye'den TE- SEV, TÜSES, TÜSİAD, Türk Partamenterler Birliği, Ka-Der,Türk Demokrasi Vakfı gibi vitrindeki sivil ör- gütlerin hemen hepsi var. Kitabın ilk sayfaJanndan: "1983 sonlannda ABD Kongresi'nin onayıyla NED (National Endovvment for Democracy) yani 'Demok- rasi için Ulusal Fon' kuruldu. CIA emeklisi Ralp Project Democracy Mcgehee, bu kuruluşun işlevini, deneyimli istihba- ratçı söylemiyle şöyle yorumluyor: 'CIA'nın ülkelerin kanştırılması operasyonlarında kullanılan birçok işlevinin NED'e transfer edilmesiy- le, Demokrasi İçin Ulusal Fon'un kullanımına gidildi. CIA'nın örtülü eylemlerine ek olarak, Uluslararası Kal- kınma Ajansı (AID) ve Birleşik Devletler Istihbarat Ajansı (USIA) da 'demokrasi yayma' operasyonların- da yer almaktadır. Avrupa'da yerleşik ve çoğu Birle- şik Devletler tarafından parayla beslenen hükümet dı- şı örgütler (NGO) doğrudan ya da dolaylı olarak bu operasyonlarda yer alıyortar. Bu tür örgütler ve ajans- lar aşağı yukan açıktaysalar da CIA hükümetleri des- tekleme ve yıkma gibi birincil rolünü elinde bulundur- maktadır' NED aslında, parasal desteğin kasasıdır. Ana pa- ra kaynağı, doğrudan ABD hazinesi yani devlettir. Aynca vakıflar ile 'konsey' ya da 'enstitü' ve 'merkez' adı aJtında örgütlenmiş seçkinler kulüpleri, AID ve hatta Amerikan sendikalan, şirketler işadamlandır." Mustafa Yıldınm, kelimenin tam anlamıyla kılı kırk ya- rarak en küçük aynntılara kadar iniyor: "NED'in 'project' denilen etkinliklerinin, ABD Dışiş- leri Bakanlığı ve yabancı ülkelerdeki ABD misyonla- n ile biriikte yürütülmesi kaçınılmazdır. NED'i denet- lemekle yükümlü ABD resmi organı General Acco- unting Office GAO'dur... NED için çalışacak bir sivil toplum örgütüne para verilmesi için, projenin ABD'nin MGK'si NSC (Nati- onal Security Committee / Milli Güvenlik Kurulu) is- teği doğrultusunda olmasıdır." Kitaptan ve belgelerden çıkan sonuç: Kendini de- mokrat sanan "siviller" orümceğin ağına düşmeye görsün! Aynı Akif Kökçe: "Bat, Saddam'ı hangi mahkemede yargılayacağını tartışıyor. Bush'un yargılanacağı mahkemede yargılansın!" Meteoroloji İşlepi, dükkanı kapatmış gibi İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölü- mü'nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğ- lu'nun Devlet Meteoroloji Işleri (DMİ) Genel Müdürlüğü'nün içleracısı birdu- ruma getirildiğine ilişkin açıklamalann- dan sonra, uzak yol kaptanı Ahmet Gökçe şöyle diyor "Biz profesyonel denizciler ne yazık ki DMİ'nin hava raporlanna güvenmi- yoruz ve yine ne yazıktır ki denizlerimiz için en güvenilir tahminleri yüzde 95'ten fazla tutturma oranı ile Atina Üniversitesi'nden alıyoruz. DMİ sade- ce 24 saatte bir hava raporunu inter- nette güncelliyor ve içinde bulunulan günün tahminini bile ancak öğleden sonra sayfasında görebiliyoruz o da çok genel olarak. Atina Üniversitesi ise beş günlük tahmini altı saatlik periyot- larla ve çok anlaşılır haritalar şeklinde ve çok detaylı, örnegin Antalya Körfe- zi'nin doğusu ve batısını, Iskenderun Körfezi'nin kuzeyini ve güne- yini detaylı olarak veriyor. Yi- ne tüm Türkiye'nin kar ve yağmurdurumunu, bulutluluk durumunu Atina'dan alıyoruz. Hem de yüksek oranda doğru tahmin- lerle." DMİ'de 3 bin kişi çalışıyor bunun an- cak 100'ü meteoroloji mühendisi. Ele- man yokluğundan meteoroloji istas- yonlannın yandan fazlası kapatılmış. Milyonlarca dolarlık meteoroloji radar- lan çalıştınlmıyor. Hava tahminleri !n- giltere'den parayla satın alınıyor. DMİ Genel Müdürlüğü'nden ses yok... Sanki dükkânı kapatıp gjtmişleri Yüksek Yerilim Hatt Lütfen ABartmayuı medyacı abiler KIBR1S haberlerini! «rdtncutkuıayahoo.com tşkenceden Kiııı Sorumlu? TÜRKKAYA ATAO\ r Başları döndüren Bağ- dat'takı işkence resimleri ya- yımlanmadan önce, 22 Ni- san'da Cumhuriyet'in arka sayfalarının alt köşesinde "ABD Askeri Neden Acıma- sız?" başlıklı yazım yayımlan- dı. Bu tavrın (hemen hemen hiç bilinmeyen) yalnız hukuk- sal nedenini, yani Amerikan personelinin yansız bir ulusla- rarası mahkemede yargılana- mayacağını özetle anlattım. Sanki önceden kestirmişim gibi, ardından resimler patlak verdi. Midem bulandı amaşa- şırmadım. ABD'nin girdiği başka yerlerde, örneğin 1898'de Filipinler'de ve Ha- vvaii'de, 1954'ten sonra Vıet- nam'da, Lâtin Amerika'da bir- çok uygulamalannı iyi bilen- erdenım. Şimdi Demokrat oaşkar adayı J. Kerry, kendı- nin de Vietnam'da işkence /aptığnı yıllarca önce itiraf et- -rıişti. Uluslararası Adalet Dı- /anı'mn Nikaragua'ya yaptık- arından ötürü suçlu bulduğu :ek devlet de Amerika'dan oaşkas değildir; VVashington se, "BJ kararı tanımıyorum" diyerek kestirip attı. Oradaya- sadışı eylemleri uygulayan Hondu'as'taki Büyükelçisi J. Hegroponte, Bush'un öneri- si ve Kongre'nin onayıyla da- ia geçen hafta Bağdat'a bü- /ükelçıolarak atandı. Bu iş<encelerin derece de- rece soumluları kuşkusuz var. Ancak. son tahlilde sorumlu olan, \merikan sısteminirı tendidr. Nazi Almanyası'nda da attı rıilyona yakın Yahudi, Dirkaçuizbin Roman (Çinge- ie) ve iberal, demokrat, sol- cu, konünist, hasta ve özür- üler fımlanır ya d a gazlanır- cen Beethoven, Goethe ve Einsteh'ı daçıkarmış olan Al- rıan hakının çok büyük ço- İunluğjnun toplukıyımdan ıaberi /oktu. Hatta, Ausch- vitz. Cachau, Treblinka ve 3ucherwald gibi toplama camplarının ta yani başında ı- ıllarca yaşamış olanlar bile. >oğunLğun eylemsel olarak catılarreyacağı bu gibi olayla- m nedeni ve suçlusu egemen lüzen \e onun yöneticileridir. Konu'to/rai'uç çiirükelma" iavıylageçiştirilemez. Onlar ^ezala'dırılsa ne değişir ki! îözde özeleştiri" yapanlar jinde Keşke bu işleri baş- Alanmyaptırsaydık" deme- e getısnler var. Resimlere »akıp 'iunun işkence nere- Jnde?' dıyen Amerikalılar da rksik değil. Temele inmek zo- jnday:: Bu yolu açan, izın eren, :estek olan, giderek emreden biryapı, düşünüş bi- çımi, birikim, alışkanlık, insan ilişkileri anlayışı ve düzen söz konusu. Amerikan ^'îçmişin- de, hele Batı'da en hızlı silah çeken hayatta kaldı. Doğu'da şimdi New York'taki müzikho- lüyle bilinen Carnegie, yeryü- zünün en acımasız ilk milyar- derlerindendi. Darwin'in evrim kuramını kimi federe devletlerde yasa- larla yasaklayan Amerikalılar "SosyalDarwinizm" dedikle- ri bir düşünceyi topluma uy- gulayarak "Hayatta kalmak, güçlü olan kişi ya da ulusun hakkıdır" yorumunu getirdiler ve uyguladılar. Bu yorum on- lan 1929 ekonomik batağına sürükledi. Başkan Roosevelt hastalığın temeline inip üretim biçimini değiştirerek ekono- mide devrim yapacağına, bu- nalımın işsizlik gibi sonuçlan- na dar çerçeveli ve kısa süre- li düzeltmeler getirdi. ABD'de bunalımı, asıl Japonlann Peari Harbor baskını ve savaş kur- tardı. 11 Eylül saldınsından son- ra ABD umudunu gene sa- vaşlara bağladı. Itici gücü te- rörle savaş, aktöre, özgürlük ve demokrasi değil. Amerika bu kavramların hiçbirinin ör- neği olamaz. Gözleri gene açılmamış olanlar biraz daha sabretsinler. ABD şunu getirir: Uluslararası toplumun onayı- nı almadan tek başına müda- hale, savaş nedeni olarak bir seri yalan, saldın, türlü savaş suçları, işgal, genel valiler, yerli halkta kökleri olmayan yandaşı kukla yönetimler, başka yerdeki eylemleri dün- ya mahkemesinde hüküm giymiş diplomasi temsilcileri, Roma'nın prokonsüllerini ak- la getiren başına buyruk böl- gesel generaller, petrolden rnüzeye toptan talan, sömü- rü, tehdit, rüşvet, sadizm, ci- nayet ve ölüm. Bush'un ağzından dökül- meyen özür dilemek bile bir şeyi çözmez. Roosevelt'in 1930'larda yapamadığını bir Amerikan grubunun yapması gerek. Çözüm, düzeni değiş- tirmedeyatıyor. Deniz-aşın bu zorlamalar aynı düzeni değiş- tirmeden sürdürme çabasın- dan ibaret. Asker, siyasetçi, sanayici, bankacı, yargıç, ya- zar, gazeteci, strateji uzmanı, danışman ve işçi patronu (ki- mi istisnalar dışında) aynı dü- zenin, derece derece araçla- n. ABD ve dünya kamuoyun- da değerlendirmelerin ne denli değişmekte olduğu da bir gerçek. Amerikan halkı bi- le artık 11 Eylül sabahındaki gibi değil. ÇtZGİLÎK KÂMİLMASARACI kamilmasaraciuı mynet.com HARBİ SEMİHPOROY semihpomyfa yahoo.com BULUT BEBEK NLRAYÇİFTÇİ bulutbebekı ı hotmail.com Sahbinden, 97 Tipo 1.4 i.e, 67.500 km. Laâvert, deri döşeme, MP3 CD çalar (0535 353 58 59-0212 592 77 32) Kalblnlzl Koruyun TÜR.K: KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. IMo: 8 Şi«li/lstanbul Tel: (212) 212 O7 O7 |pbx) (1O hat) Faks: (21 2) 212 68 35 Sen 10 çocuklu h\ anne o}, benAnneler \ . HAYAT EPİK TÎYATROSL MUSTAFA BÎLGI IRAK'TA ESIRLERE YAPIL/AN İŞKENCE FOTOĞRAFLA 8ELGELENÎNCE... O FOTO&kAFLAKL BAŞINA SIZDIRAN SECtM RAKİPLERİNİ KTNT/OftLAk OLSA ÖEREK! AMERÎKAN YÖNETTMI 8UYURMUSLAR... y TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAS 11 Mayıs tcuncmunUas-arikan.com Bortmn 1B83- BURHAN F£LEK DOĞDU.. L£ĞıtJ£, 'r/tst/f/e-f Z9 Y/L,OM4- çac Bİe , SCMJ K*P£ , SPOfi DEVREN SATILIK Ülke standartlannın çok üstünde, dünya standartlannın zirvelerinde yanşmakta olan köklü bir eğitim kurumu, emeklilik nedeniyle sahibinden devren satılıktır. Tel: 0537 267 80 73 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük /)'/:/>//Cazete Ülke sorunianna ilişkin raportanyla, afaşörmalanyla, köşe yazılanyla, tarafeız haberieriyle sivil toplumlann gazetesi. Düzeni okumak için abone olun. Tel: 0.212.51108 75 GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Genelkurmay'ın Uyarısı... Genelkurmay Genel Sekreterliği'nin imam hatiplilerin önlerinin tamamen açılmasına karşı hükümete yaptığı ikaz, Türkiye'deki siyasi tablonun gidişatını gostermek açısından çok anlamlı... Yine meşhur "liberal-demokrat-AB'ci" çevreler bu ikazlann antidemokratik olduğunu ve ordunun siyasete hiçbır şekilde kanşmaya hakkı olmadığını söyleyip üstü kapalı veya açık şekilde hükümeti koruyorlar. Işın özünde ise ordunun tek hedefi rejimi, laik-demok- rasiyi ve Cumhuriyetin temeJ değerlerini korumak. Biri çı- kıp "Sizgeri durvn da başkalan korusun" dediği zaman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de esasında yürekten aynı ka- nryı paylaştğını biliyorum. İyi de, soru o zaman şöyle şe- killeniyor Tüm güçleri ve Batı'yı arkasma almış, kararlı bir şekilde Atatürkçülüğün ve laikliğin temel değerlennin al- tnı oyan bu hükümete kim dur diyebilecek? Ma/i borçlan ve hükümetie bağlanülı işleriyüzünden gö- bekten Ankara'ya bağlı olduğunu bilen ve süt dökmüş ke- diye dönen medya mı? Cumhuriyet'in kuruluş yıldönü- münde llhan Selçuk'un "Kepazelik" olarak adını koydu- ğu medyatik ortamımızın ne derece bir kayma ve felç ge- çirdiğini anlamak için 28 Şubat'a giden günlerdeki gaze- telen gözden geçırmek yeterli. O günlerde Erbakan hü- kümetını her gün baştan aşağı sarsan manşetier birbiri peşi sıra geiirken bugünkü zevzek görünüm ıçler aası. Protokokjen içkinin çıkanlması gıbı dennden yaşamage- çirilen senaryolar bile basınımızda akıl almaz bir şekilde neredeyse "uluslararası hoşgörü ve demokrasi' kılıfıyla topluma yutturulacak. Yunan Başbakanı'nın, Türk Baş- bakanı'nın eşıni öpmesını gösteren filmlerin yayımlanma- ması ıçın (!) devlet, ajanslara rica baskısı uyguluyor! Peki medyayı gectik, siyaset ve parlamento arenası mı durdiyecek? Bu gidişata en büyük tepkiyi vermesi gere- ken bir numaralı kurum olan CHP, belediyelerin dörtte üçünü AKP'ye kaptrdıktan sonra kendini başanlı bulu- yor. Bilmem başka yoruma gerek var mı? "Pozitif aynm- cılık" için parlamento baskısı yapan Atatürfc'ün partisi, aynı belediye seçımlerinde 81 ilin yalnız birinde merkez ataması ile kadın aday gösteriyor. Güler misin, ağlar mı- sın? DYR hem kendilerinin hem de ANAP'ın nasıl yok olup gittiğini, nastl AKP tarafından yutulduğunu henüz anlama- mış ki dinin siyasailaşmasına aynı ödünleri vermeye de- vam edeceğini kanrtlamak ıçın imam hatipliler konusun- da hükümete manevi destek venyor! "Demokratık kitle örgûtleri'miz ise, ne yazık ki apayn bir boşluğun içinde kaybolupgrtmişier, "Amanpartiler üs- tü duralım, direkt siyasete bulaşmayaltm" diyerek lobi baskı grubu olma vasıfiannı yok etmişler. Her gün Anka- ra'dan Samsun'a yürümek reel politıkada neyi değiştire- biliyor? Bu addi konuyu pek yakında derin olarak ele ala- cağım. Geriye ne kaiıyor? Aydınlann, gençlerin, Cumhuriyetçi vatandaşlann, her birimizin icraatlara etki edemeyen, sembolik kalan sesleri mi? Bu çok samimi tepkilerin ne sonuca ulaşöğını ya da ulaşamadığını zaten yaşıyoruz. Tepkı başka, çıkanlan gencı yasalar, yaşanan akıl almaz yobaz kadrolaşmalar. onlar başka. Uzun lafın kısası; AKP, CHP dahil tüm siyasi partilerin donup kaldığı, medyanın silınıp grttiği, kitle örgütlerinin kendilerini bile bile "ofeayf"a düşürdüklen bir ortamda, aylardır susan ve gerici gidişatı izleyen Genelkurmay ni- hayet bir tepki verdi. Tabii bu tepkinin dozu, içeriği ve zamanlaması tartışı- labilir. Demecin veriliş saati, şeMİ, yeri, bu çıkışın "aşın önemli" kategonsine sokulmaması için sanki özenle he- saplanmış. Açıklamayı, kuvvet komutanlannın önünde, Genelkurmay Başkanı sabah 11 'de bir basın toplantısı ile yapmıyor. Yani dünya ajanslanna "Ordu Türkiye'de hü- kûmeteağırbir uyanyaptı'ya da "Muhtıra yerd/" dedir- tecek bırçıkıştan özellikle kaçınılmış. CHay, Türkiye'nin iç siyaset dengelerinde anlaşılacak bir dozda bırakılmış. Pekı, AKP bu yumuşak yorum ve hoşgörü kokan ika- zı bile ne kadar ciddiye alacak? Tabii Cumhuriyet kurul- duğundan beri Aydınlanma ruhunun rövanşını almak is- teyen karanlık bir zihniyet. böyle çıkışlarla yda gelecek veya rota değıştirecek değil. Ustelik bugün onlan zaten koruyan AB ve ABD ilişkileri de en rahat kıvamında. Ol- sa olsa her zaman yaptıklan gibi ıki adım gen, bir adım ileri yaparak şeriatçı tangoya devam edeceklerdir. Tansiyonun trmanıp tırmanmayacağını yaşayarak gö- receğız. Umanm Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst kademe- len bu demeci yalnız kendi alt katmanlannın kaynayan ge- nlim hattnı rahatlatmak için vermediler. Çünkü bugün gencinden yaşlısına, sağcısından solcusuna, askerinden ressamına, işadamından esnafına herkes, her vatandaş Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı tezgâhlanan akıl almaz komployu görmeye ve en yoğun tepkısini vermeye mec- bur. AKP iktidan, ilginç bir vufdumduymazlıkla, herkesi "Saf Turist Ömer" yerine koyarak sürdürdüğü Cumhunyeti iç- ten ve dıştan kuşatma operasyonuna başka türlü son ver- meyecek. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Bir konuda özet olarak verilen bilgi ya da açıkla- 3 ma. 2/Birtep- kimeye neden olan ve onu 5 hızlandıran eriyebilir or- ganik mad- de... Dâhi. 3/ 8 Nâzun Hik- 9 | met'in soya- dı... Çelik. 4/ Kadın hapishanesi. 5/Cıva- ta ve somunlardaki yiv... Güzel sanat. 61 Bir nota... Asya'da 4 bir ülke. 7/Bir dinin 5 ögrenilmesi gereken 6 inançlannın ve ta- 7 pınma kurallannın 8 tümü... Doğu Ana- 9 dolu'da bir ırmak. 8/Türlü sesler arasında sağla- nan uyum. 9/ "Ölümdür yaşanan tek başına /Aşk — kişiliktir" (Ataol Behramoğlu)... Kum falı. YUKARIDAN AŞAĞHA: 1/Dizlere kadar inen dar ve kısa pantolon. 2/Hüc- re yapısında bulunan ve proteinlerin oluşturul- masında önemli rol oynayan asit grubunun kısa yazıhşı... "Uyuşamayız, yollanmız ayn / Sen ci- ğercinin kedisi, ben — kedisi" (Orhan Veli). 3/ Bursa'nın bir ilçesi... Nazilerinpolitikasında Ger- men ırkından kimselere yakıştınlan ad. 4/Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan deyim sözü... Bir yerde oturan. 5/ErolToy'un birroma- nı. 6/ Yılmaz Gûney'in bir filmi... Bir soru sözü. 7/Ardahan'ın bir ilçesi... Bir işteki engelleri yen- mede kesin karar. 8/ Balı alınmış petek. 9/ Cevi- zin yeşil kabuğu ve yaprağı... Bir.cins güvercio.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear