23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 SJİSAN 2004 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 : taJ Ali Aydın ne yaptı? ^ Son kırmızı kartı £ kendisine gösterdi! ESektronft posta: demzsom@cumhuriyetcom.tr www.detiizsoin.cofn Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 0? - Amerika, Irak'ta camileri bombalıyormuş... "llımlı deâil kıvımlı hlam!" BarmenBann tuvaletinden çıkan şuh bir kadın, barmene göz kırpmış. Barmen tezgâha yaklaşınca iki etiyle adamın sakalım sıvazlamış ve "Yöneticiyle 4 görüşebilir miyim" diye sormuş. Barmen yutkunarak "Şimdi burada değil" diyebilmiş. Kadın, parmaklannı barmenin saçlarının arasına geçirip okşamaya başlamış, "Yöneticiye bir mesajım olacaktı" demiş. Barmen nefes nefese, "Söyleyin, ben iletirim" demiş. Kadın, parmak uçlannı barmenin dudaklarında gezdirdikten sonra iki parmağını barmenin ağzına sokmuş. Barmen zevkten bayılmak üzereyken kadın: "Yöneticiye söyle, kadınlar tuvaletinde hem tuvalet kâğıdı bitmiş hem de sabun." vukat Selim Sanibrahimoğlu, 10 yıl kadar önce "Sosyal Demokrasi" konulu doktora tezini hazırlarken Tevfik Çavdar'ın tesadü- fi örnekleme yöntemine göre ve Türker Al- kan ile Ahmet Taner Kışlalı'nın saptadığı sorular ışığında Çankaya delegelerine bir dizi soru yönelt- miş... 28 Mart yerel seçimlerinden sonra ise 10 yıl ön- cesinin sonuçlannı alıp günümüz CHP'sine uyarla- mış. Işte çıkan sonuçlardan kısa bir alıntı: "Ankete katılan delegelerin büyük bir çoğunluğu- nun işçiler yerine, emekliler ve diğer marjinal kesim- lerden oluşması çağdaş Batılı anlamda sosyal de- mokrat kimliğe uymamaktadır. Bu yapısal değişiklik CHP delegelerince en çok okunan gazete olarak bi- linen Cumhuriyet'ten Milliyet'e kaymasıyla belirgin- leşmiştir. Milliyet bir anlamda Cumhuriyet'in boşluğunu dol- durmuş, hatta Hürriyet'in bile altında kalmış. Bu CHP delegelerinin medyanın iki tekeline teslim olduğunu Analiz göstermektedir. Ancak, Milliyet'in de bu arada CHP düşüncesine ters düşecek bir yayında bulunması halinde tirajının düşebileceği de söylenebilir. Bu nedenle Milliyet'in CHP'nin sosyal demokratlannca gerek Türkiye'ye geliş ve gerekse CHP'ye giriş şekli itibarıyla uygun saymadıklan Kemal Derviş yayınlarının sürmesi ha- linde okurlarının önemli bir kısmının başka bir gaze- teye kayma olasılığı var görünmektedir. CHP'de esas sorun Deniz Baykal ve arkadaşları- nı yaşatan yapı karşısında sorunlara çözüm üretme- yen muhalefetin kendisidir. Bu itibarla, CHP'nin bundan sonra yaşayabilme- si için büyük bir yapısal dönüşüm geçirmesi, halka açılması gerekmektedir. Bunu yaparken de 'Baykal'ı Sevmeyenler Siyasi Kulübü'nden oluşan yeni yöne- time talip muhaliflerin halka projelerle gelmesi gere- kir. Sözgelimi enerji satış anlaşmalan varken, enerji piyasası kurulunun vartığının gereksizliğini CHP hiç tartışmamıştır. Batık bankalardaki paralara yönelik tahsilat irade- sizliğinigündemetaşımamışlardır, GümrükBirliği'nin Türkiye'ye ve sanayiye verdiği zararian halka anlata- mamışlardır, yarınlann çalışarak ve ancak mücadele ederek onların olabileceğini gençlere anlatamamış- lardır. Kemal Derviş'in göreve gelir gelmez Türkiye'de fazlası bankacılıkta hortum olarak bilinen ve banka- nın hâkim hissedarlannın iştiraklerine açabileceği kre- di miktarı oranını yüzde 25'ten yüzde 75'e yükseltti- ğini bile halka anlatamamışlardır. Kemal Derviş'in sosyal demokrat bir partide bulun- ması da gerçek bir çelişki ve CHP'deki az da olsa var olan sosyal demokrat yapıyı engelleyici bir unsurdur." Yeşil Anıl Öçal: "Yeşil sermayenin politikacısına yeşil kart yakışır elbet: Sağlık hizmetlerini özelleştiriyorlar ya." Atatüpk, 'Ben sizi izHyorum' dedi mi? Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sangül, yerel seçim sonrası televizyon kanallanndan birinde konuşurken söylemişti; geçen gün bizim gazetede çıkan söyleşisinde de aynı konuya değinmiş. Sangül şöyle diyor: "Şişli Belediye Başkanlığı'na seçildikten sonra Atatürk'ün çok önemli saydığım bir sözünü afişler halinde Şişli'nin hertarafına astım. Atatürk diyor ki Ben sizi izliyorum.' Bu çok önemli birsöz. O bizi izliyor... Bütün anahtar burada. Atatürk bizi izliyor." Bunca yıldır Atatürk'ün söylev ve demeçlerini okurum; Atatürk'ün böyle bir sözüne hiçbir yerde rastlamadım. Anımsadıgım, beş-altı yıl önce otomobillerin camına yapıştınlmak üzere bir çıkartma yapılmıştı. Atatürk'ün resminin yanında "Sizi izliyorum" yazıyordu; "Atam izindeyiz" gibisinden bir şeydi. Prof. Dr. Çetin Yetkin şu sıralar Atatürk'ün hayatı üzerine bir kitap hazırlıyor. Eğer Atatürk'ün "Ben sizi izliyorum" diye bir sözü varsa, Çetin Yetkin bilir diye düşündüm. Bilmiyor. Üstelik, Prof. Dr. Çetin Yetkin böyle bir ifadenin Atatürk'ün üslubuna uymadığını da söylüyor. Bu durumda, konuyu açıklığa kavuşturacak tek kişi Mustafa Sangül oluyor: Atatürk bu sözü ne zaman, nerede ve kime ya da kimlere hitaben söylemiş? Biz de öğrenelim. Yüksek Yerilim Hatt Medyamız boyalı, çok renkli ama düşünceler siyah beyaz! erdincutkufg yahoo.com Yeşil Tuzak... SÖNMEZTARGAN AKP, 28 Mart yerel seçimlerin- den oylann yaklaşık yüzde 41 'ini alarak birinci parti olarak çıktı. Ay- nı parti 2002 yılı milletvekili seçim- lerinde de toplam oylann yaklaşık yüzde 34'ünü alarak yine birinci parti olarak çıkmıştı. Her iki seçim arasında 17 ay var. Ne uzun ne de kısa denilebilecek böylesi bir za- man aralığında hem de hükümet- te olan bir partinin oylannı yakla- şık yüzde 7 arttırarak önde yürü- yor olması küçümsenecek bir ol- gu değildir. Gerçi AKP kurmaylan ile bizim medya ve iletişim kurumlannın beklentisi bu artış oranının çok üs- tünde sayılar içeriyordu. Bu bek- lenti de gerçekleşmemekle birlik- te seçime katılma oranı da önem- li ölçüde düşüktü. Seçime katıl- mayanlann oylannın da katıldığını varsayarak yeniden bir hesap ya- pılacak olunursa AKP'nin oy ora- nının daha da düşeceğine ilişkin yorumlaryapıldı. Bu konuda yorumlar ne olursa olsun bu seçimlerde de seçmenin yeğlemesinın sağda olduğu kesin. Orneğin sağdaki partilerin oylan- nın yüzdesinin topiamı yüzde 72'nin üzerine tırmanırken sol oy- lann tümü yüzde 27'lik bir orana ancak ulaşabilmiştir. Böylesi bir sıralamada birinci neden, Türkiye son 50 yıldır öyle- sine kötü yönetildi ki geleneksel sağ seçmen umudunu, daha geri de olsa, iç ve dış odaklann da pro- voke etmesiyle yine sağda arama- ya itildi. Ikincisi, böylesi kötü yönetilen bir ülkede sol, yığınlann umudu olacak bir çekim merkezini hiçbir dönem oluşturamadı. Üçüncüsü, son iki seçime de Türkiye büyük işsizlik veyoksulluk ortamında girdi. Özellikle ekono- mik durgunluk nedeniyle binlerce orta ve küçük işletme ya batmış ya da batma noktasına gelirken işsiz- lik yakın tarihimizin en yüksek dü- zeyine ulaşmtştı. Bırakın düz işçi- liği, okumuş eğitimli işgücü içinde işsizlik oranı yüzde 29'lara değin u- laşmıştı. Dördüncüsü, gerek ulusal, ge- rekse uluslararası poiitikalarda özellikle solda açık ve net bir söy- lem yoktu. AB, Ortadoğu, Kıbns, Kürt sonjnu gibi konularda tam bir belirsizlik egemenken dinci kesim Türkiye'nin geleceğini yakından il- gilendiren böylesi dirimsel konu- larda tam bir faydacı anlayış ve Makyavelıst bir tutumla toplumun karşısına çıkıp yetki isteminde bu- lundu. Kabul etmek gerekirse Türkiye hâlâ içinde küçük üreticilerin, es- naf ve sanatkârlann, değişik bur- juva altı katmanlann yoğunlukta olduğu bir küçük burjuvalar ülke- sidir. Kendisinin özgün bir ideolo- jisi oimamakla birlikte her zaman güçlü ideolojilerin çekim alanına giren bu toplumsal katman son se- çimlerde de, bir önceki genel se- çimlerde olduğu gibi kendini yeşil siyasete teslim etti. Siz buna etti- rildi de diyebilirsiniz, çünkü iç ve dış etki odaklannın da katkısıyla aslında seçmene hazırlanan ortam tam bir yeşil tuzaktı. Bugün yeşil siyasetin seçmen tabanı çoğunlukla bu küçük bur- juva katmanlardan oluşmaktadır. Küçük burjuva katmanlar yaşama genellikle günlük çıkarlar açısın- dan yaklaşır. Ömeğin özellikle kış aylannda gereksınmesi daha çok duyulan elektrik, su, doğalgaz gi- bi zorunlu tüketim kalemlerinde göreceli de olsa hükümetçe top- luma sağlanan iyileştirme ve ucuz- latma uygulamalan, esnaf ve sa- natkârlar için yaşamsal bir önemi olan kredi ve olanaklannın çapının genışletilmesınin bu seçmenlerin yön değıştirmesindeki etkisi yad- sınamaz. Yine buna koşut olarak Türkiye'de önemli bir toplumsal kesimi oluşturan emeklilerin aylık- lanna bir anda eşit olarak (seyya- nen) 75 ila 100 milyon lira tutann- da akçal ödenek konulması, Istan- bul'u bilemem ama Anadolu'nun birçok yerindeki sofralara büyük ölçüde katkılar sağladığı açıktır. Çünkü yıllarca açlık, yoksulluk ve sefalet ıçine itilmiş kitleler yaşam koşullannın iyileştirilmesinden bakmakta ve siyasal yeğlemelen- ni de buna göre yapmaktadırlar. Şimdi gelelim seçim sonuçlan- nın öğrettiklerine. Bu seçimlerden de çıkanlacak bize göre üç önem- li ders var. Birincisi, Kürt seçmen- lennin vermek istedığı ıletı. 2002 seçimlerinde DEHAP tek başına girmiş ve ülke çapındakı oylann yüzde 6.17'sini almıştı. 28 Mart ye- rel seçimlerine SHP şemsiyesi al- tında dört partiden oluşan Demok- ratik Güç Birliği olarak gidilmesine karşın hepsinin aldıklan toplam oy oranı ancakyüzde 5'e ulaşabilmiş- tir. Ve üstelik DEHAP'ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da değilse bile güney ve batı bölgelerindeki oyu büyük ölçüde gerilemiştir. Bu resimden de iki sonuç çıkar- tılabilir. Birincisi, Kürt seçmen ra- dikalizmden daha ılımlı bir politik çizgiye doğru kayma eğilimi gös- termektedir, Ikincisi, özellikle met- ropollerde yaşayan Kürt seçme- nin giderek etnik istemden daha çok kentsel istemlennın öne çık- makta olduğu gözlenmektedir. özetle Kürt kimliğinin önüne artık kentsel kimliğini koymak istemesi- nin ilk işaretleridir bunlar. Ama din- sel ve tutucu bir kültürden geldiği için de bu yeğlemesini doğal ola- rak AKP'de göstermektedir, Genel anlamda çıkartılması ge- reken ikinci ders, kendine göre iz- lencesi, hedefi, amacı ne olduğu açık ve net olmayan birlik model- lenne halk güven d uymamaktadır. Geçmişte yaşanan birlik girişimle- ri bunun en canlı kanıtlandır. Tür- kiye Işçi Partisi ile Türkiye Komü- nist Partisi birleşerek Türkiye Bir- leşik Komünist Partisi'ni kurmuş- lar, yaşamamıştır. SODEP öyle... SBP ve BSP varlık gösterememiş, bunlara yeni katılımlarla ÖDP ku- rulmuştur, geldiği durum ortadadır. Son olarak SHP şemsiyesi altında Demokratik Güç Birliği oluşturul- muştur ki, o da katılan tüm parti- leıie birlikte bu seçimlerde büyük bir kan yitimine uğramıştır. Gerçi Kürt oylannın DGB'ye gitmeme- sinde Kürtlerin bu birlikteki önder- liğe güven duymamasının payı bü- yük olmaklabirlikte(*), bizceyuka- ndayaptığımızasıl saptamanın ni- teliğini değiştirmemektedir. Seçmen böylesi bir güvensizlik ortamından kaçayım derken yeşil tuzağa düşüyorsa, bunda salt bir partinin önderinin değil, bütün kadrolarının ortak sorumluluğu yok mu? Çünkü partilerin ideolo- jikyapılannı, politik duruşlannı be- liıieyen tek başına önderiik değil- dir. Bir bütün olarak o partinin tem- sil ettiği sınıf ve katmanlan adına görev ve sorumluluk alan tüm kad- rolardır. KİM KLME DUM DUMA BEHIÇAK behicakuı turk.net ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraci ı mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MVSTAFA BILGI EMINE ALİOĞLU'NUN (CARTI; "&OLAR YE5ÎLÎ". FAKÎR HALKIN KARTT; "CENNET yESİLİO)"DtR. AKP'LI KADIN YÖNETICI FAKtRLERE VERİLEN "YE5ÎL KART' SAHÎBtyMÎS ı.. İKİ YEŞİL KART ARASIN- DAKÎ TON FARKINI AYIRT EDEMİYORŞANIZ SUC SİZIN... 1 1 I I I İ TARİHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKAX 9NUan ieictc.nuantaz-arikan.com LA/K DEVLET 1328"PE BUGÜN, TBMM, AMAYASANIH İKİSKİ ÛBSİMİ PEĞİÇTİIİMİÇ, BĞYLECE CAkU-İK <LK£Sİ YÜRÜ£UJĞ£ GİGMİÇrİ- SÖZ KONUSU MADDENİ "TÛRICİYe DEVLETİ'NİU OİUİ, Dl'Ul İSLAMO/ga £I Ml ÇJKARILIYOR, TÜZEL. tHiŞİ OulSUMUNDAa' PEV LErtH DlUİNİN OlAMrYACAĞI KABUL EDİLİYOSDU}, BU, GeHÇ£K K/ŞİLE&N İNANÇLAtZlüA BİR KtSmA MA AULAMINA GELMİYO&PU. bİM, İUSAM VİCCANl- MA 8AĞU BlR. İNAMÇTt VE PEI/LET İŞLeEJYLe İLGİZİ YOKTU. OYSA, YtMLAM OSMANU DeVtE- Tİ'NPB Pİ/J VE DÜNYA tŞLERİ AYNI POTADAVOt'. DEISLET İŞLESİ, OİNİN SINIISIAA4ASINA UYMAK ZOR.UNPAYO1. ÇAĞOAÇ Bİfi ÜLKEPE İSE,BU PU- RUM ONAYLANAMAZPf. Solda, o ytllann baf- kjenh¥KJe.,TBMM binail ve çevrtii göriilüyor C) Sayın Tank Ziya Ektnci ile yaptığım te- lefon gvruşmesınde yorumu da bu bı- çimdeydı. TAVŞANLIASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 2003 771 Davacı Hacer Özyeşil ve Sibel Özyeşil vekili Av. M. Uslu, Av. Nefı Sel ile davacı Emel Özyeşil vekili Av. Ali Osman Türe tarafından davah Mustafa Özyeşil aleyhine Hacer için aylık 300.000.000.-TL, Sibel için aylık 200.000.000.-TL tedbir nafakası ile Emel için aylık 120.000.000.-TL yardım nafakası davası açılmış olup davalının adresi tüm araştırmalara rağmen tespit edilemediğinden. 7201 sayılı teblıgat kanununun 28. 29, 30 ve 31. maddeleri uyarınca gazete yoluyla ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş, ilan tarihinden itiba- ren 15 gün sonra dava dilekçelerinin adı geçen davalıya teblig edılmiş sayılacağı \e dunışma gün ve saatinin 18.05.2004 günü saat 9.25 te olduğundan haberdar edilmiş sayılacağı, duruşmaya bizzat gelmediği, mazeret bildirmediği veya kendisıni bir vekille temsil et- tirmedıği takdirde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 213 ve 377'nci maddeleri uyannca yargılamaya yokluğunda devam edile- rek esas hakkında hüküm verileceği ilanen tebliğ olunur. 23.3.2004 Basın: 15254 ANKARA...ANKA... MUŞERREF HEKİMOGLU Resimleri Dinlerken Bahar sergileri güzel bir özlemi yansıtıyor. Ama özlem diniyor mu, derinleşiyor mu, karar veremi- yor insan. örneğin Feridun Oral'ın resimleri. Do- ğadan, çevremizden çizgilerle selam veriyor. Dal- lan bastı, yalı çapkını, satırkeçisi, pulluk kuşu der- ken ezeli rekabeti yansıtan tablolarıyla resimlerine ironik dünyasını taşıyor sanatçı. Kimi tabloda se- ramik dünyasını aktanyor. Beykoz Cevizi adlı tab- loda ironik çağrışımlar yapıyor. Ancak ironik birlik- teliği kurmak kolay değil! Kocaman bir kuşun ga- gasını hissediyor, gaga sesleri duyuyor gözünde, kulağında. Kocaman bir gaga, bir satırkeçisi, bir de pulluk kuşu; toplumdan bir uyarı gibi hissedi- yor insan. "Ceviz oynamaya gelenlerin sesini du- yuyor", belki de ben böyle algılıyorum. Ressam ne- ler hissediyor kim bilir? Sanatçı ne diyor, bilmiyo- rum. Resim yapmak kolay değil, olumlu yorumla da belirli bir düzeyi yansıtıyor, ötesini göremiyorum. Belli renkler arasında bocalıyoruz. Renkler ve çiz- gi birlikteliğini kurabilen ressamların saygınlığına karşı saygısız fırçalar, resimler var. Resimseverli- ğimiz de gagalanıyor. Yazarken üzülüyorum, ama olumlu sözcükler direniyor. O direnci kurabilenle- re merhaba! Resimseverler arasında ilginç tartışmalar oluyor son günlerde. Ailemde, dost çevremde buluştuğu- muz zaman resimden, şiirden, romandan ya da heykelden, kitaplardan söz eder, güzellikleri pay- laşır, kimi zaman da paylaşamamanın üzüntüsü- nü duyarız. Sevda Şener'i kutluyorum. Duvanna güzel bir tablo astı. Mürşide Içmeli'den bir gravür. Daha önce de belirttim duygularımı. Duvarımıza resim asmak kolay değil. Sevdiğiniz gibi sanyorsizi. Sev- dalı bir diyalog oluşuyor. Bir kezlik, on kezlik bir- liktelikle yürümüyor bu diyalog, vazgeçilmezliği yakalamak var! Sevda Şener, bu tabloyu almakla çok hoşlanmış, mutlanmış. Bir gün buluşunca, din- leyici izlenimlerini anlatacak bana. Dost çevrele- rinde güzel biıiikteliği, sanat söyleşileri yaparak hissederiz her zaman. Biraz önce telefon çaldı, Adalet Ağaoğlu. Bir gün için gelmişAnkara'ya. Karşılaşmadık ama ses- leştik! Dostlarımızın sesini duyarak üzüntüleri ge- ride bırakır, yeni ufuklara, sevince, mutluluğa ula- şırız. Kara haberleri taşıma gücünü buluruz en azından. Adalet Ağaoğlu da neler yaşadı. Ama üzüntüye, hastalığa yenik düşmedi hiç. Dün sa- bahki telefonda bana çok güzel şeyler söyledi, yü- reklendirdi. Ama yüreklenmeyi en güzel biçimde o duyurdu dostlanna. Hastalığa, üzüntüye yenilme- den dimdik direndi. İç savaşlan çok güzel verdi. Her zaman yürek ve soluk verdi bana. Yaşamak seyincini duyurdu. Ülkemizde çok kanşık olaylaryaşanıyor. Savaş, işsizlik, açlık da var. Ama bu koşullar nedeniyle küsmek değil, banşı yaşamak gerekiyor. Güçlük- lere dayanmak, direnmek için başka yol yok. He- pimize iyi yolculuklar. BULMACA SEDATYAŞAYA*' 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Zıhnin an- lama ve kav- rama yetisi. 2/ Soyundan 3 gelinen kim- se... Dişi ge- yik.3/Galibı- 5 yet... Fotoğ- raf duyarlığı- nı belirtmek- te kullanılan sayısal değer. 4/ Ağırbaşh, uslu, 5/ "Ufiıklar" anlamında eski söz- cük... Iri ve boru bi- çiminde beyaz ya da san renkli çiçeğ olan bir süs bitkisi. 6/ " — sesleri sönü- yor perde perde At- lılar kayboluyor gü- 8 neşin battığı yerde" 9 (N. Hikmet)... Uzaklık işareti... Bir sayı. 7/ "Ah- med — " : Şairimiz... Unlü caz saksofoncusu CharBe Parker'm lakabı. 8/Özgün çızim. harita, plan gibi şeylerin fotoğraf tekniğiyle çoğaltılma- sı. 9/Türk karikatür sanatınm. 1882-1950 yıllan arasında yaşamış ünlü ustası... "Süsen" de deni- lenbir süs bitkisi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Başıboş hayvanların salındığı çayırlık. 2/ Tan- ntanımaz... Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde, Da- nimarka'ya bağlı takımada. 3/Eski kültür ve sa- nat yapıtlannı yakıp yıkma düşünce ve davranı- şı. 47 " — parçası, dal demeti. kuş tüyü Alıştığı- mız bir şeydi yaşamak'" (C.S. Tarancı)... Bir no- ta. 5/Etken... Adlan sıfat yapanbir yapım eki. 6/ Bir nota... Kendini beğenmiş kimseler için kulla- nılan bir alay sözü. 7/îri taneli bezelye... Itici ne- den, güdü. 8/ Bir spor takımının gözde oyuncu- su... Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir. 9/Deniz teknelerinin iç yanlan. DATÇA ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 2002.'119 Davacı: Maliye Hazinesi Davah: Abdülmecit Se\im, Efendı Restoran Iskele Mahallesi, Datça Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Emine Kaya ta- rafından viıkanda ismı ve adresi yazılı davah ve Dat- ça Belediye Başkanhğı hakkında Datça ilçesi, Iskele Mahallesi, Liman mevkii, 163 ada. 1 parsel sayılı ta- şınmazda bulunan deniz doldurularak yapılan 90 m2 yüzölçümündekı bınanın müdahalesinın men'ı ile ta- şınmaz üzerindeki binanın yıkılması talep edılmiş, yargüama sırasuıda davah Abdülmecıt Sevimin ya- pılan zabıta araştırmasına rağmen adresi tespit edile- memiştir. Duruşma 15.04.2004 günü saat 10.05'te Datça Adhyesi duruşma salonunda yapılacak olup, belirtilen duruşma gün ve saatinde duruşma salonun- da hazır bulunmadığı veya kendısini bir vekille tem- sil ettirmediği takdirde yargılamaya yokluğunda de- vam edilerek hüküm verileceği davetiye yerine geç- mek üzere tebliğ olunur. 10.2.2004 Basın: 9640
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear