Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5FNİSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
IŞIK KANSU
" kansu@cümHur?yet.com
TBMM yarın Kıbns konusunu, daha
doğrusu Recep Tayyip Erdoğan'ın
"estek köstek olunmasını" ıstemediğı
"çözüm" aldatmacasını görüşecek.
AynıTBMM,5Mart2003'teKKTCCumhurbaş-
kanıRauf Denktaş'ıngenelkuruldayaptığıveyo-
ğun alkış alan konuşmanın ardından bir bıldirge ka-
bul etmişti.
TBMM'nin 5 Mart 2003 günlü bildirisinde kabul
attiği "koşullar" ile KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'ın sözde çözüm metnine ilişkin geçen
nafta sonunda yaptığı değeriendirmeleri birbiri ar-
dına sıralayıp durumu tartalım:
TBMM bildirgesi: TBMM, Kıbns meselesine
^ulunacak çözümün taraflann egemen eşitliğine
dayanması gerektiği hususunu önemle vurgular.
Denktaş'ın son metin değerlendirmesi: Sıkın-
:ılı noktalar, egemenliğimizin bulunmaması. Kuru-
~u devlet dedikleri, devletin devlet degil. bir nahi-
/e kuruluşu olması ve Rum tahakkümünde bir ço-
Junluk federal kuruiuşunun anayasasına tabi ol-
ması...
TBMM bildirgesi: TBMM. Kıbns Türk ve Rum
lalklannın 28 yıldır huzur ve barış ıçınde yaşama-
sının amili olan ıki kesimlıliğın muhafaza edilmesı-
i e verdiği önemı vurgular.
Denktaş'ın son metin değerlendirmesi: Rum-
lar istedikleri yere gelip yerteşecek, istedikleri yer-
TBMM'nin Kıbnıs koşulları ve bugünlerden istedikleri malı mülkü ala-
cak, hiçbiryasak yok. Bu ne de-
mektır? Bu, eski duruma, yani
1963 öncesine dönüş demektir,
1963'te başlayan olaylann yeni-
den olabileceği bir duruma gir-
mek. dağılmak demektir. Göç-
menleri, rehabilitasyon yıllannın
nasıl geçeceğini, bu insanlann
ne ıstıraplar çekeceöini düşünü-
yorum, korkuyorum.Tnsan olarak.
bugünkü mevkinin sahibi olarak
korkuyorum.
TBMM bildirgesi: TBMM, Tür-
kiye'nin 1960 Antlaşmalanndan
kaynaklanan garantöıiük hakla-
nnın aynen sürdürülmesi geregı-
ni belirtir.
Denktaş'ın son metin değer-
lendirmesi: Türk askerinin burada olması, daimi
güvence. Biz burada sayıca azınlık tarafız ve de-
vamlı surette Türkiye'nin jeopolitik haklannın bu-
rada korunması bahis konusu, milli dava dediği-
miz buydu. Şimdi bu da geçici oluyor, Türk aske-
rinin arkasından zaman içerisın-
de bu da ortadan kaldınlıyor. Kor-
kuyorum kardeşim, endişelerim
büyüktür. Türkiye'nin garantör-
lüğünün ortadan kalkmasıyla
meydana gelecek güvensizlik ve
korkulu hasar öngörüyorum.
TBMM bildirgesi: TBMM,
Kıbns sorununun çözümünün,
Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde
bir önşart gibi takdim edilmesi-
ne yönelik çabalan reddeder. Gü-
ney Kıbns Rum Yönetimi'nin Tür-
kiye'den önce AB'ye üye yapıl-
ması yolunda atılan adımların,
uluslararası antlaşmalann açık
bir ihlali olduğunu bir kere daha
vurgular.
Denktaş'ın son metin de-
ğerlendirmesi: Rumlar zaten AB'ye gırmış vazi-
yette. AB, Kıbns'ın tümünü istiyor. Biz de, Türkiye
de AB'ye gırmek istiyoruz. Eğer AB, hakikaten
Kıbns'ın tümünü istiyorsa ve Türkiye'yi de istiyor-
sa, bu çözümsüzlüğün nedeninin Rumlar olduğu-
nu görür, bizimle müzakereye başlar.
Bu arada ekonomimize yardımcı olur,
Türkiye de kendı durumunu daha da
ilerletir. Bütün bunlar hasıl olduktan
sonra AB'ye biz de girenz. Yanı AB, Kıbns'ın tü-
münü istiyor, yansını alabildı. haksızlık, kanunsuz-
luk yaptığının farkında. Bu kanunsuz hareketini
meşrulaştırmak ıçın bizi çeke çeke götürmek isti-
yorlar. Sabredersek, soğukkanlı olursak, hakları-
mızı koruma kararlılığı ıle hareket edersek batma-
yız, mahvolmayız. Türkiye'nin başına felaket gel-
mez.
Görüldüğü üzere; TBMM'nin Denktaş'ı dinleyip
alkışladıktan sonra 5 Mart 20O3'te kabul ettiği ko-
şullann her biri, Recep Tayyip Erdoğan'ın hani ne-
redeyse Meclis'e ve anayasal kurumlara bile da-
nışmadan altına imza atmaya kalktığı sözde "çö-
züm" paketiyle taban tabana zıttır. Denktaş'ın de-
diği gibı:
"Egemenliğinden vazgeç... Türkiye'nin garan-
töriüğünden vazgeç... Türkaskerinin çıkmasına mü-
saadeet... Göçmenleri tekrargöçmen yap... Rum-
ları tekrar oldukları gıbi ıçine al... Bu mu yani çö-
züm? Rica edehm!"
TBMM, önemlı bir sınavın eşiğindedir. Tıpkı, ge-
çen yıl Türkiye'nin ABD işgali altına girmesi ve Irak
Savaşı'na ıtilmesı eşığı gıbi. TBMM yetkısını Erdo-
ğan'a ya da hükümete devretmemeiidir!
Zaman gazetesinden Nuriye Akman, Sağltk
Bakanı Recep Akdağ'a Cumhurbaşkanı Anmet
Mecdet Sezer için "Aldığı kararlarla toplumu
templara bölmek, bir ruhsal sağlık göstergesi
tni" sorusunu sormuş, karşılığında "Insanların
tfeolojik takıntılan olabilir" yanıtını almış. Bilin-
diği üzere, mart ayı içinde Akman'ın Zaman ga-
zetesinde Fethullah Gülen ile uzun bir röpor-
tajı yayımlandı. Akman, "hocaefendi"s\ne-çün-
kü sorulannda öyle diyor- sorduğu sorulara geç-
neden önce, Gülen'in odasından sadece namaz
ve yemek vakitlerinde çıktığını, bahçeye bile 5
yıldır beş kez adımını atmadığını yazıyor ve "Pe-
Ruhsal gösterge
kineden" diye sorup karşılığını kendisi veriyor:
"Şekerden kalbe, tansiyondan kolesterolprob-
lemlerine kadar pek çok fiziksel rahatsızlığın
bunda payı var tabii; ama asıl cevap, nıhunun
ikliminde gizli diye düşünüyorum...
...Normal bir insanın kaldırmakta güçlük çe-
keceği sağlık sorunlannın onu ne kadar hırpa-
ladığına şahit oldum... Birgünü birgününe, bir
anı bir anına uymuyordu. Istırap çektiği, başta
gözleri olmak üzere her halinden belli olması-
na rağmen, bunu belirtmeyi nezaketsizlik ad-
detti ve benim bitmez tükenmez sorulanma en
detaylı şekilde cevap vermeye çalıştı.
...KendiniiyiNssettiğibirgün misafırierineyap-
tığı bir sohbette bulundum. Onu ilk kez bu şe-
kilde dinledim. Sufizm, tarih, coğrafya, politika
ve edebiyatla harmanlanmış, dinleyenlerin en-
telektüel birikimi ölçüsünde farkındalık dairesi-
ni genişletebileceği, hem kalbe, hem akla hi-
tap eden, çok katmanlı bir konuşma idi. Mağ-
duriyetinin yarattığı iç fırtınaları dizginleyip na-
sıl bu kadar akıcı konuşabilir diye düşündüm."
Bizim de Nuriye Akman'a bir sorumuz olacak:
"Yazdıklannız bir ruhsal sağlık göstergesi mi?"
Bülbüllerin derdi
Medya bülbüllennın yeni derdi, tasası bulundu:
CHP'yi düzeltmek! CHR türbanlıyla banşmalı. laik-
lik anlayışını törpülemeliymiş. CHR kamusalcı söy-
lemini dışlamalı, özelleştirmeci, piyasacı, yönetişim-
ci olmalıymış. CHR ulusalcılığı terk etmeli, küresel-
leşmecilığe yönelmeliymiş.
CHR solun ana teması olan eşitlikçiliği unutup
soyut liberal özgürlükçülüğe kaymalıymış. Aslına
bakarsanız, medya bülbülleri, CHP'nin düzelme-
sini degil, partiyi feshedip AKP'ye katılmasını öne-
riyorlar...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORL NLARI
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak ı turk.net
YILMAZ ŞİPAL
6
Sosyal Güvenlik
Reformu'nıın 5. Yıh:
TÜFE ve Emekli Ayhklan
23 Ekim 2003 günlü Resmi Gazete'nin (Mükerrer) sayısın-
da (sayfa: 173) açıklanan verilere göre Türkiye'nin nüfusu 70
milyon 171 bin kişi olarak görünmektedir. Bu nüfiısun
%8.92'si olan 6 milyon 261 kişi sosyal güvenlik kurumlann-
dan (TC Emekli Sandıgı. SSK ve Bağ-Kur) malullük. yaşlılık,
emekli dul ve yetim aylıgı almaktadır.
Bu ayhklann büyük bir bölümü "açkk sınınnda", bir bölü-
mü "yoksulluk suunnda", küçiik bir bölümü de yoksulluk sı-
nınnın üstünde aylık alabılmektedir.
Sosyal güvenlik kurumlanndan, SSK ve Bağ-Kur'un ödedi-
ği "gelir ve ayhklar" 1 Ocak 2000'de TÜFE'ye göre arttınl-
maktadır. TC Emekli Sandığf nca yapılan arttınmlar. eskiden
olduğu gibi "gösterge ve katsayı" sistemine göre yapılmakta-
dır.
SSK ve Bağ-Kur"ca bağlanan, malullük. yaşlılık, dul ve ye-
tim aylıklanna, 1 Ocak 2000'de, TÜFE'ye göre zam yapılma-
ya başlanmıştır. Ocak 2003 "te "sosyal destek ödemesi" adı ile
ve TÜFE artışlanndan kesilmek üzere avans niteliğinde bir
ödeme devreye gırmiştir.
SSK ve Bağ-Kur aylıklanna. 1 Ocak 2004 ile 30 Hazıran
2004 dönemi için %1Ö, 1 Temmuz 2004 ıle 31 Aralık 2004 dö-
nemi için de %10 olmak üzere birikmiş (kümülatif) %21 zam
yapılması. 5073 sayılı yasa ile uygulamaya konulmuşrur.
Avlar
Ocak
Şubat
Man
\isan
MaMs
Hazıran
Temmuz
\£ustos
E\lül
Ekım
Kasım
Aralık
Yılhk
Toplam
l Ocak 2000 - 31 Aralık 2003 Dönemi SSK ve
BAĞ- KUR Yaşlılık Avhklanna Uvgulanan
4YükkMAA$TÜFE'si(*)
20Û0 Yıh
%5.90
M.90
%3 "0
%2 90
O
o2 30
%2 20
o
o0T)
%2 20
»02 20
%3 10
\3 10
\3.70
%39.07
M3.69
4 Yıl Ortalaması Bırıkmış MAAŞ
|*> MAAŞ
2ÛU1 Yıh
O
o2.5û
\ 2 50
°ol.80
%6.I0
».10.30
O
o5 10
•o3 10
O
o2 40
V90
%5 90
%6.10
O
o4.20
%6^32
\140. 42
TUFE'sı
TLFE'sı "bıroncekı a>aaıt" TLFE saşılandır
2002 Yılı
»o5. 30
M 80
°ol.20
o
o2. 10
°«0 60
O
o0 60
°ol 40
%2 20
%3 50
o
o3 30
%2 90
"ol 60
°o3l 69
%217.08
2003 Yıh
%2.60
%2.30
%3.l0
%2.10
M.60
%0.20
»oO.OO
°o0 20
%1.90
0
o l 4 0
o
ol 60
%0 90
O
o20 21
%281 15
%"0.29
HARBİ SEMİH POROY semihporoy << yahoo.com
( ipeoiojiK vevLST
^-l&misri&ı..^
v
OTOBUSTEKILER KEMAL VRGENÇ kjurgenc'« yahoo.com
Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. yılında SSK ve Bağ-Kur
emeklileri ile devlet memuru emeklilerine ödenen en az (alt sı-
mr-taban) aylıklann karşılaştınlması:
Sos\al Güvenlik Reformu'nun 5. Yıhnda
En Az Emekli Ayhklan (Bin TL)
(31 Arahk 1999 ik 31 Aralık 2004 Arasmda 5 Yılhk Dönem)
Toplam A>hklar 5 'ı ıllık Artı;Sosyal Gmenlık
Kurumlan 31 12.1999 31 12 2004 TL \Oranı
SSK 84.280 400 79" 316 517
Bae-Kur(12. Basamak) 5. 192 392.890 317.698 M22 52
iTC Emekli Sandıîı 10"1
8 "2 512.920 405.048 49
l \) 657
Sa>ıh De\let Memurlan Yasaî.ı'na gore emekli olanlar
Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. yılında SSK ve Bağ-Kur
jmeklileri ile devlet memuru emeklilerine ödenen en çok (üst
sınır-tavan) aylıklann karşılaştınlması:
Sos>a] Güvenlik Reformu'nun 5. Yılında
En Çok Emekli Ayhklan (Bin TL)
(31 Aralık 1999 Ue 31 Aralık 2004 Arasında 5 Yılhk Dönem)
Sosyal Gü\enlik
Kurumlan
Toplam Ayhklar 5 Yılhk Artış
31.12.1999 31 12 2004 TL "oOranı
SSK 159.4"5 "18.553 559 O
o350.5"
Bağ-Kur 124 Basamak l 23'. 34S I 0"8.3"T
5 851 027 4. 33
605. 000 2 926 090(j ı TC Fmeklı Sandığı
(11 n" Sa>ı!:
De\leı Memurlan Yasası'na gore emekli olanlar
2 321 090 %383 65
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük
5/z/mCazete
Ûlke sorunianna ılişkın raporlanyla, araştırmalanyla,
köşe yazılarıyla, tarafsız haberienyle sıvil toplumlann gazetesi.
Düzenlı okumak ıçın abone olun.
Tel: 0.212.511 08 75
HAYAT EPİK ATROSU MVSTAFA
YENİ BELEDtYE BAŞK-ANLARININ
BAZÎL/ARINI BİRİKMİŞ PERSONEL
AIACAKIAKL BEKLİYOftMUŞ L
ÖNCE SECTM KAMPANYAMA
PARASAL DESTEK OLANLARA
/ I BOftCUMU ÖDEyEYİM, SONRA Î U İ$İM
PARANIZI ÖDEMEK.SOZ I.
TARIHTE BUGUN MLMTAZARIKAN 5 Aisrm inm.niunUaz-arikan.com
DANTON'UN SONU...
1?94-' TE BU6ÜM, SEOOSeS X4CQUE£
17B3 FKANS12 OBVRİMÎNİN U
fZOBSSPIBRRE Ü.E BİRUKTE OZTA
TA8AKAYI T1EMSIL EDEH"MOHTAG-
NA&ÖLAI?PABTİSİHİ YÖ\£T£AJ
DANTONjARTIK TSBÖRE SOM VE.
RJLMES/fJİ İSTİYOKDU. FAKATt
BİR
SÜRB SONISA ROBESPIERRE TA-
RAFINÜAN RÜŞVETÇİLİKLE SUÇ_
LANDI. OYSA DAHTOM'UN EN
H4KIH DOSTUYDU. TUTUKU\NAN
DANTON'UN MAHKEMESİ3SÛA/
SÜRDÜ V£ DES/RİMİM ÜNLU DE.Yİ$İ
CANKAYSEK ÖLDÜ...
'TE ÇİHLİ
ÜÖLDÜ. f9ZO 'DE ÇÎN KUOMİTAN6 PAR-
TİSİfJE 6İKDİ , JAPOH ifSAUHE KAB$1
ASKERÎ EYLEULE££ GjeJŞ
DUYUftPU. Bl'R SÛR£ SONKA MAO.
İLEANU)$lP PÜÇMANA BİÜ-
LİKTE KARŞIKOYOULAIt-.FA^
XAT,MAO KOMÜNİ2Mİ, O İSE
ULUSÇULLJ&U BENİMSEUÎŞTİ.
2.. DÜNYA SAI/AŞ/ SONUHDA
AYRILDILAZ VE MÜCAPEL£
YE BAŞLAD/IAS. f349'DA
ÇAHKAYŞEK YENİLİP FOR-
MO2A A&ASIMA ÇEJCİLDİ...
KURPU VE yÖNETTİ. • •
SAGNAK
NÎLGÜN CERRAHOĞLU
Sarıgül'ün Ayağı...
Geçenlerde birgazetede Mustafa Sangül'ün ayağı-
nın resminı gördüm. Kazara çekilmış bir resım degil bu.
Yüzde 67.2'lik "oyrekoru kıran ayak" zafer sarhoşluğu
içinde "poz vermış". Zarif bir kavisle şöyle hafif yukan
doğru tutulmuş. Ve fotoğrafçılara sergilenmış. Yanında
da şu mealde biryazı var: "Kampanyada Sangül'ün aya-
ğı bu hale geldi!" Şişli Belediye Başkanı seçim kampan-
yası sırasında o kadar gezmiş dolaşmış kı ayaklan ya-
ra bere içinde kalmış.
"Yenı birliderdoğuyor", "solun Tayyipi diye takdim
edilen "Mustafa Sangül popülizmini" bundan iyi özet-
leyen birfotoğraf olamaz. "Feriköylü Mustafa'nınplas-
teriiayak"formülü şu: Şişlı'nın Nişantaşı kanadındaal-
kolün su gibi aktığı "medyatikyılbaşı partileri"; cami ka-
nadındada "cemaatle namaz, besmele, din içerikli soh-
betler, tarihı camilere toplu geziler". Bu "cinfıkır sente-
zi" medyamız şımdi: "Neden olmasın?" diye sunuyor
"Solda Tayyip'in hakkından ancakböyle sokağın dilini
bilen, sokaktan anlayan Sangül gelebilir..."
İyi de bunun "so/"la ne ilgisı var? Sangül'ün agzın-
dan "sola" dair tek bir laf çıktığını duyan oldu mu şim-
diye kadar?
'Sola dair bir laf edin!'
Italya'nın ünlü sol aydınlarından yönetmen Nanni
Moretti'nın unutulmaz cümlelerinden biriydi bu: "Lüt-
fen sola dair bir şey söyle. Bir lafet. Ağzından solla il-
gili söz çıksın!"
Çizme'de "Zeytin Ağacı "nın önünü tıkayan Massimo
D'Alema'ya söylemişti vaktiyie bu sözleri Moretti. Tür-
kiye'yi bilse. tanısa, kendisini "merkez solda" gören ya
da tanımlayan tüm liderlere ve adaylara bunu söylerdi:
"Tann aşkına solla ilgili küçücük de olsa bir cümle, bir
söz duyalım. Bir es verin, solla ilgili bir işaret alalım!"
Cumartesi gecesi TRT1 'de "solun encamı" hakkın-
da bir tartışma programı ızledim. Sabah 3'e dek süren
program sırasında Morettı'yı çok andım. Konuklardan-
Masum Türker kurulmuş kaset gıbi habire "medya ve
anketlerden" yakındı. Yaşar Nuri Oztürk ise "halkın sol"
sözcügünden bile rahatsız olduğunu söyledı. Türk in-
sanı "sola" alerjı duyuyormuş... O halde "solun içeriği
(!) alınmalı, ınsanımızın anlayacağı dilde geliştirilmeli ve
başka zarfla" sunulmalıymış. öztürk'ün Türk sdu için
en yaratıcı önensı "çarpık laiklik anlayışından kurtul-
mak (!)" oldu.
öztürk manifestosundan benim çıkardığım özet so-
nuç şu: Işbaşındakı ılımlı Islam ıktidar partisine karşı bir
"ılımlı Islam sosyal demokrat parti" yaratabilsek bu işi
demek çözeriz. öyle ya! "Sol çağnşımlardan" hoşlan-
mayan halkımız "Islamcı çağnşımlardan" hoşlandığına
göre "laiklik" saplantılannı bırakıp merkez solda "AKP
izdüşümünde" bir tanım üretmeliyiz!
Popülizm böyle bir şey ışte. Sısteme AKP sürati ve
gücüyle bulaştı mı "bileşık kaplar" gibi tüm yelpazeye
sirayet ediyor. Sangül'ü merkez sola lıder olarak öne-
renler de böyle düşünmüyor mu? Programa katılan ko-
nuklar, nitekim öztürk'ün teklifini garipsemedi. Bir Al-
lah'ın kulu çıkıp: "Sağda biryığın böyle parti varken, ne-
den biz de onlara benzeyelim? Merkez solun başlıca
meselesi dini duyarlılıklan okşamak olabilir mi? Olursa
'içerikten' ne kalır?" demedi.
'Özgürlük arayışı yok-'
Ertuğrul Günay'ın "merkezsola" ilişkin "temelsap-
tamalan" da hayli ılginçti. "Türk halkı siyasisürece ka-
tılmaya meraklı. Dolayısıyla bir demokratikleşme ara-
yışı var" dedi Günay ama ardından da hemen şunu ek-
ledi: "özgürlük arayışı yok ama halkta adalet arayışı
çok!"
"Siyasi sürece katılmak" ve "demokratikleşme ara-
yışını" sadece sandığa gitmek olarak mı tanımlıyor aca-
ba Sn. Günay? özgürlük arayışı olmayan bir toplumda
nasıl bir "demokratikleşme arayışı" olabiliyor? Bunu
çözemedim. Yapılan araştırmalar oysa Türk kamuoyu-
nun "özgühüklerkonusunda" geçmişe nazaran çok da-
ha duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu konuda bir değişim
yaşandığı kesin. "Türkiye'ninABüyeliğinidestekleyen-
ler" ömeğin süreci en çok "demokratik açılımlara" ve-
sile olduğu için desteklediklerini söylüyoriar.
Üç buçuk saat solun geleceğinin tartışıldığı bir plat-
formda kadın" konusuna hiç değinilmemesi de çok çar-
pıcıydı. Ne sunucu ne konuklar "siyasette kadının tem-
sili" konusuna girdi. Ispanya'nın çıçeğı burnundaki sos-
yal demokrat başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapa-
tero'nun sol adına yaptığı ilk icraat oysa bakanhk kol-
tuklannın yansına kadınlan oturtmak oldu. Yeni Ispan-
yol hükümetindekı 16 koltuktan 8'i kadınlann. Zapate-
ro başbakan yardımcılığına da aynca bir kadın atadı.
Evet. Ne dıyorduk? Gevezelıği bırakın. Ve sol adına
"bir laf" edin artık..
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1\
1 2 3 4 5 6 7
1 2 3 4 5 6 7 8 9
SOLDANSAĞA:
1/ Dili anlam
açısından in-
celeyen dilbi-
lim dalı. 2/
Mantık...
"Haberci.
ulak" anla-
mında eskı
sözcük. 3/ 20
Ekim 1827de
Osmanlı do-
nanmasuıın
yenilgisıyle
sonuçlanan denız sa-
vaşı.4/"Yiğityiğide 1
— olmaz İyilerde 2
ham süt olmaz " (Ka-
3
racaoğlan)... Birpa-
4
muk cinsı. 5/ Edre- 5
mit Körfezi kıyısın- 6
daturistikbıryöre... 7
Finlandiya'nın pla- 8
kaişareti.6/Düzdö- 9
şenmiş parke... Dolma yapmak için hazırlanan ka-
nşım. 7/Müzikte es işaretine verilen bir başka ad...
Tann'ya göre insan. 8/ Sakarya Irmağı üzerinde
kurulubirbaraj. 9/Tellibırçalgı... AhmetRasim"in
çocukluk ve okul anılannı içeren yapıtı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Feodal düzende toprağın, üretim araçlannın ve
toprak kölelerinin sahibi olan kimse... "Seni dü-
şündükçe Atlara —veriyorum" (İlhanBerk). 2/
Bilinç... İslam inancına göre kıyamet günü bütün
ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı. 3/İşe ya-
ramaz. pis. 4/Gözleri görmeyen... Yan, yanm. 5/
Türk müziğinde bir makam... Şaşma belirten bir
ünlem. 6/ Köyün ya da mahallenin ihtiyar heye-
tinde olan kımse. 7/Savurganlık... Mersin"in Si-
lifke ılçesinde antik bir kent. 8/ "Bir selama —
oldum Venramma neden sonra" (ÂşıkÖmer)...
Vilayet. 9/ Bir düşünceye gönülden bağlı bulun-
ma... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. ,.
G
U
F
T
E
K
A
R
1
6
R
E
N
•
N
E
M
K
E
S
|
E
S
E
D
Ç E
• L
•A
T|M
•rM 1
1 F
T|A
K
1
M
|
A
U
•
1s
A
K
B
A
S
IF
A
Y
Y
U
A
N
•R
O
R
O
A
D
R
E
N
A
L
1
N