29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5FNİSAN 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 IŞIK KANSU " kansu@cümHur?yet.com TBMM yarın Kıbns konusunu, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan'ın "estek köstek olunmasını" ıstemediğı "çözüm" aldatmacasını görüşecek. AynıTBMM,5Mart2003'teKKTCCumhurbaş- kanıRauf Denktaş'ıngenelkuruldayaptığıveyo- ğun alkış alan konuşmanın ardından bir bıldirge ka- bul etmişti. TBMM'nin 5 Mart 2003 günlü bildirisinde kabul attiği "koşullar" ile KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın sözde çözüm metnine ilişkin geçen nafta sonunda yaptığı değeriendirmeleri birbiri ar- dına sıralayıp durumu tartalım: TBMM bildirgesi: TBMM, Kıbns meselesine ^ulunacak çözümün taraflann egemen eşitliğine dayanması gerektiği hususunu önemle vurgular. Denktaş'ın son metin değerlendirmesi: Sıkın- :ılı noktalar, egemenliğimizin bulunmaması. Kuru- ~u devlet dedikleri, devletin devlet degil. bir nahi- /e kuruluşu olması ve Rum tahakkümünde bir ço- Junluk federal kuruiuşunun anayasasına tabi ol- ması... TBMM bildirgesi: TBMM. Kıbns Türk ve Rum lalklannın 28 yıldır huzur ve barış ıçınde yaşama- sının amili olan ıki kesimlıliğın muhafaza edilmesı- i e verdiği önemı vurgular. Denktaş'ın son metin değerlendirmesi: Rum- lar istedikleri yere gelip yerteşecek, istedikleri yer- TBMM'nin Kıbnıs koşulları ve bugünlerden istedikleri malı mülkü ala- cak, hiçbiryasak yok. Bu ne de- mektır? Bu, eski duruma, yani 1963 öncesine dönüş demektir, 1963'te başlayan olaylann yeni- den olabileceği bir duruma gir- mek. dağılmak demektir. Göç- menleri, rehabilitasyon yıllannın nasıl geçeceğini, bu insanlann ne ıstıraplar çekeceöini düşünü- yorum, korkuyorum.Tnsan olarak. bugünkü mevkinin sahibi olarak korkuyorum. TBMM bildirgesi: TBMM, Tür- kiye'nin 1960 Antlaşmalanndan kaynaklanan garantöıiük hakla- nnın aynen sürdürülmesi geregı- ni belirtir. Denktaş'ın son metin değer- lendirmesi: Türk askerinin burada olması, daimi güvence. Biz burada sayıca azınlık tarafız ve de- vamlı surette Türkiye'nin jeopolitik haklannın bu- rada korunması bahis konusu, milli dava dediği- miz buydu. Şimdi bu da geçici oluyor, Türk aske- rinin arkasından zaman içerisın- de bu da ortadan kaldınlıyor. Kor- kuyorum kardeşim, endişelerim büyüktür. Türkiye'nin garantör- lüğünün ortadan kalkmasıyla meydana gelecek güvensizlik ve korkulu hasar öngörüyorum. TBMM bildirgesi: TBMM, Kıbns sorununun çözümünün, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde bir önşart gibi takdim edilmesi- ne yönelik çabalan reddeder. Gü- ney Kıbns Rum Yönetimi'nin Tür- kiye'den önce AB'ye üye yapıl- ması yolunda atılan adımların, uluslararası antlaşmalann açık bir ihlali olduğunu bir kere daha vurgular. Denktaş'ın son metin de- ğerlendirmesi: Rumlar zaten AB'ye gırmış vazi- yette. AB, Kıbns'ın tümünü istiyor. Biz de, Türkiye de AB'ye gırmek istiyoruz. Eğer AB, hakikaten Kıbns'ın tümünü istiyorsa ve Türkiye'yi de istiyor- sa, bu çözümsüzlüğün nedeninin Rumlar olduğu- nu görür, bizimle müzakereye başlar. Bu arada ekonomimize yardımcı olur, Türkiye de kendı durumunu daha da ilerletir. Bütün bunlar hasıl olduktan sonra AB'ye biz de girenz. Yanı AB, Kıbns'ın tü- münü istiyor, yansını alabildı. haksızlık, kanunsuz- luk yaptığının farkında. Bu kanunsuz hareketini meşrulaştırmak ıçın bizi çeke çeke götürmek isti- yorlar. Sabredersek, soğukkanlı olursak, hakları- mızı koruma kararlılığı ıle hareket edersek batma- yız, mahvolmayız. Türkiye'nin başına felaket gel- mez. Görüldüğü üzere; TBMM'nin Denktaş'ı dinleyip alkışladıktan sonra 5 Mart 20O3'te kabul ettiği ko- şullann her biri, Recep Tayyip Erdoğan'ın hani ne- redeyse Meclis'e ve anayasal kurumlara bile da- nışmadan altına imza atmaya kalktığı sözde "çö- züm" paketiyle taban tabana zıttır. Denktaş'ın de- diği gibı: "Egemenliğinden vazgeç... Türkiye'nin garan- töriüğünden vazgeç... Türkaskerinin çıkmasına mü- saadeet... Göçmenleri tekrargöçmen yap... Rum- ları tekrar oldukları gıbi ıçine al... Bu mu yani çö- züm? Rica edehm!" TBMM, önemlı bir sınavın eşiğindedir. Tıpkı, ge- çen yıl Türkiye'nin ABD işgali altına girmesi ve Irak Savaşı'na ıtilmesı eşığı gıbi. TBMM yetkısını Erdo- ğan'a ya da hükümete devretmemeiidir! Zaman gazetesinden Nuriye Akman, Sağltk Bakanı Recep Akdağ'a Cumhurbaşkanı Anmet Mecdet Sezer için "Aldığı kararlarla toplumu templara bölmek, bir ruhsal sağlık göstergesi tni" sorusunu sormuş, karşılığında "Insanların tfeolojik takıntılan olabilir" yanıtını almış. Bilin- diği üzere, mart ayı içinde Akman'ın Zaman ga- zetesinde Fethullah Gülen ile uzun bir röpor- tajı yayımlandı. Akman, "hocaefendi"s\ne-çün- kü sorulannda öyle diyor- sorduğu sorulara geç- neden önce, Gülen'in odasından sadece namaz ve yemek vakitlerinde çıktığını, bahçeye bile 5 yıldır beş kez adımını atmadığını yazıyor ve "Pe- Ruhsal gösterge kineden" diye sorup karşılığını kendisi veriyor: "Şekerden kalbe, tansiyondan kolesterolprob- lemlerine kadar pek çok fiziksel rahatsızlığın bunda payı var tabii; ama asıl cevap, nıhunun ikliminde gizli diye düşünüyorum... ...Normal bir insanın kaldırmakta güçlük çe- keceği sağlık sorunlannın onu ne kadar hırpa- ladığına şahit oldum... Birgünü birgününe, bir anı bir anına uymuyordu. Istırap çektiği, başta gözleri olmak üzere her halinden belli olması- na rağmen, bunu belirtmeyi nezaketsizlik ad- detti ve benim bitmez tükenmez sorulanma en detaylı şekilde cevap vermeye çalıştı. ...KendiniiyiNssettiğibirgün misafırierineyap- tığı bir sohbette bulundum. Onu ilk kez bu şe- kilde dinledim. Sufizm, tarih, coğrafya, politika ve edebiyatla harmanlanmış, dinleyenlerin en- telektüel birikimi ölçüsünde farkındalık dairesi- ni genişletebileceği, hem kalbe, hem akla hi- tap eden, çok katmanlı bir konuşma idi. Mağ- duriyetinin yarattığı iç fırtınaları dizginleyip na- sıl bu kadar akıcı konuşabilir diye düşündüm." Bizim de Nuriye Akman'a bir sorumuz olacak: "Yazdıklannız bir ruhsal sağlık göstergesi mi?" Bülbüllerin derdi Medya bülbüllennın yeni derdi, tasası bulundu: CHP'yi düzeltmek! CHR türbanlıyla banşmalı. laik- lik anlayışını törpülemeliymiş. CHR kamusalcı söy- lemini dışlamalı, özelleştirmeci, piyasacı, yönetişim- ci olmalıymış. CHR ulusalcılığı terk etmeli, küresel- leşmecilığe yönelmeliymiş. CHR solun ana teması olan eşitlikçiliği unutup soyut liberal özgürlükçülüğe kaymalıymış. Aslına bakarsanız, medya bülbülleri, CHP'nin düzelme- sini degil, partiyi feshedip AKP'ye katılmasını öne- riyorlar... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORL NLARI KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak ı turk.net YILMAZ ŞİPAL 6 Sosyal Güvenlik Reformu'nıın 5. Yıh: TÜFE ve Emekli Ayhklan 23 Ekim 2003 günlü Resmi Gazete'nin (Mükerrer) sayısın- da (sayfa: 173) açıklanan verilere göre Türkiye'nin nüfusu 70 milyon 171 bin kişi olarak görünmektedir. Bu nüfiısun %8.92'si olan 6 milyon 261 kişi sosyal güvenlik kurumlann- dan (TC Emekli Sandıgı. SSK ve Bağ-Kur) malullük. yaşlılık, emekli dul ve yetim aylıgı almaktadır. Bu ayhklann büyük bir bölümü "açkk sınınnda", bir bölü- mü "yoksulluk suunnda", küçiik bir bölümü de yoksulluk sı- nınnın üstünde aylık alabılmektedir. Sosyal güvenlik kurumlanndan, SSK ve Bağ-Kur'un ödedi- ği "gelir ve ayhklar" 1 Ocak 2000'de TÜFE'ye göre arttınl- maktadır. TC Emekli Sandığf nca yapılan arttınmlar. eskiden olduğu gibi "gösterge ve katsayı" sistemine göre yapılmakta- dır. SSK ve Bağ-Kur"ca bağlanan, malullük. yaşlılık, dul ve ye- tim aylıklanna, 1 Ocak 2000'de, TÜFE'ye göre zam yapılma- ya başlanmıştır. Ocak 2003 "te "sosyal destek ödemesi" adı ile ve TÜFE artışlanndan kesilmek üzere avans niteliğinde bir ödeme devreye gırmiştir. SSK ve Bağ-Kur aylıklanna. 1 Ocak 2004 ile 30 Hazıran 2004 dönemi için %1Ö, 1 Temmuz 2004 ıle 31 Aralık 2004 dö- nemi için de %10 olmak üzere birikmiş (kümülatif) %21 zam yapılması. 5073 sayılı yasa ile uygulamaya konulmuşrur. Avlar Ocak Şubat Man \isan MaMs Hazıran Temmuz \£ustos E\lül Ekım Kasım Aralık Yılhk Toplam l Ocak 2000 - 31 Aralık 2003 Dönemi SSK ve BAĞ- KUR Yaşlılık Avhklanna Uvgulanan 4YükkMAA$TÜFE'si(*) 20Û0 Yıh %5.90 M.90 %3 "0 %2 90 O o2 30 %2 20 o o0T) %2 20 »02 20 %3 10 \3 10 \3.70 %39.07 M3.69 4 Yıl Ortalaması Bırıkmış MAAŞ |*> MAAŞ 2ÛU1 Yıh O o2.5û \ 2 50 °ol.80 %6.I0 ».10.30 O o5 10 •o3 10 O o2 40 V90 %5 90 %6.10 O o4.20 %6^32 \140. 42 TUFE'sı TLFE'sı "bıroncekı a>aaıt" TLFE saşılandır 2002 Yılı »o5. 30 M 80 °ol.20 o o2. 10 °«0 60 O o0 60 °ol 40 %2 20 %3 50 o o3 30 %2 90 "ol 60 °o3l 69 %217.08 2003 Yıh %2.60 %2.30 %3.l0 %2.10 M.60 %0.20 »oO.OO °o0 20 %1.90 0 o l 4 0 o ol 60 %0 90 O o20 21 %281 15 %"0.29 HARBİ SEMİH POROY semihporoy << yahoo.com ( ipeoiojiK vevLST ^-l&misri&ı..^ v OTOBUSTEKILER KEMAL VRGENÇ kjurgenc'« yahoo.com Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. yılında SSK ve Bağ-Kur emeklileri ile devlet memuru emeklilerine ödenen en az (alt sı- mr-taban) aylıklann karşılaştınlması: Sos\al Güvenlik Reformu'nun 5. Yıhnda En Az Emekli Ayhklan (Bin TL) (31 Arahk 1999 ik 31 Aralık 2004 Arasmda 5 Yılhk Dönem) Toplam A>hklar 5 'ı ıllık Artı;Sosyal Gmenlık Kurumlan 31 12.1999 31 12 2004 TL \Oranı SSK 84.280 400 79" 316 517 Bae-Kur(12. Basamak) 5. 192 392.890 317.698 M22 52 iTC Emekli Sandıîı 10"1 8 "2 512.920 405.048 49 l \) 657 Sa>ıh De\let Memurlan Yasaî.ı'na gore emekli olanlar Sosyal Güvenlik Reformu'nun 5. yılında SSK ve Bağ-Kur jmeklileri ile devlet memuru emeklilerine ödenen en çok (üst sınır-tavan) aylıklann karşılaştınlması: Sos>a] Güvenlik Reformu'nun 5. Yılında En Çok Emekli Ayhklan (Bin TL) (31 Aralık 1999 Ue 31 Aralık 2004 Arasında 5 Yılhk Dönem) Sosyal Gü\enlik Kurumlan Toplam Ayhklar 5 Yılhk Artış 31.12.1999 31 12 2004 TL "oOranı SSK 159.4"5 "18.553 559 O o350.5" Bağ-Kur 124 Basamak l 23'. 34S I 0"8.3"T 5 851 027 4. 33 605. 000 2 926 090(j ı TC Fmeklı Sandığı (11 n" Sa>ı!: De\leı Memurlan Yasası'na gore emekli olanlar 2 321 090 %383 65 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük 5/z/mCazete Ûlke sorunianna ılişkın raporlanyla, araştırmalanyla, köşe yazılarıyla, tarafsız haberienyle sıvil toplumlann gazetesi. Düzenlı okumak ıçın abone olun. Tel: 0.212.511 08 75 HAYAT EPİK ATROSU MVSTAFA YENİ BELEDtYE BAŞK-ANLARININ BAZÎL/ARINI BİRİKMİŞ PERSONEL AIACAKIAKL BEKLİYOftMUŞ L ÖNCE SECTM KAMPANYAMA PARASAL DESTEK OLANLARA / I BOftCUMU ÖDEyEYİM, SONRA Î U İ$İM PARANIZI ÖDEMEK.SOZ I. TARIHTE BUGUN MLMTAZARIKAN 5 Aisrm inm.niunUaz-arikan.com DANTON'UN SONU... 1?94-' TE BU6ÜM, SEOOSeS X4CQUE£ 17B3 FKANS12 OBVRİMÎNİN U fZOBSSPIBRRE Ü.E BİRUKTE OZTA TA8AKAYI T1EMSIL EDEH"MOHTAG- NA&ÖLAI?PABTİSİHİ YÖ\£T£AJ DANTONjARTIK TSBÖRE SOM VE. RJLMES/fJİ İSTİYOKDU. FAKATt BİR SÜRB SONISA ROBESPIERRE TA- RAFINÜAN RÜŞVETÇİLİKLE SUÇ_ LANDI. OYSA DAHTOM'UN EN H4KIH DOSTUYDU. TUTUKU\NAN DANTON'UN MAHKEMESİ3SÛA/ SÜRDÜ V£ DES/RİMİM ÜNLU DE.Yİ$İ CANKAYSEK ÖLDÜ... 'TE ÇİHLİ ÜÖLDÜ. f9ZO 'DE ÇÎN KUOMİTAN6 PAR- TİSİfJE 6İKDİ , JAPOH ifSAUHE KAB$1 ASKERÎ EYLEULE££ GjeJŞ DUYUftPU. Bl'R SÛR£ SONKA MAO. İLEANU)$lP PÜÇMANA BİÜ- LİKTE KARŞIKOYOULAIt-.FA^ XAT,MAO KOMÜNİ2Mİ, O İSE ULUSÇULLJ&U BENİMSEUÎŞTİ. 2.. DÜNYA SAI/AŞ/ SONUHDA AYRILDILAZ VE MÜCAPEL£ YE BAŞLAD/IAS. f349'DA ÇAHKAYŞEK YENİLİP FOR- MO2A A&ASIMA ÇEJCİLDİ... KURPU VE yÖNETTİ. • • SAGNAK NÎLGÜN CERRAHOĞLU Sarıgül'ün Ayağı... Geçenlerde birgazetede Mustafa Sangül'ün ayağı- nın resminı gördüm. Kazara çekilmış bir resım degil bu. Yüzde 67.2'lik "oyrekoru kıran ayak" zafer sarhoşluğu içinde "poz vermış". Zarif bir kavisle şöyle hafif yukan doğru tutulmuş. Ve fotoğrafçılara sergilenmış. Yanında da şu mealde biryazı var: "Kampanyada Sangül'ün aya- ğı bu hale geldi!" Şişli Belediye Başkanı seçim kampan- yası sırasında o kadar gezmiş dolaşmış kı ayaklan ya- ra bere içinde kalmış. "Yenı birliderdoğuyor", "solun Tayyipi diye takdim edilen "Mustafa Sangül popülizmini" bundan iyi özet- leyen birfotoğraf olamaz. "Feriköylü Mustafa'nınplas- teriiayak"formülü şu: Şişlı'nın Nişantaşı kanadındaal- kolün su gibi aktığı "medyatikyılbaşı partileri"; cami ka- nadındada "cemaatle namaz, besmele, din içerikli soh- betler, tarihı camilere toplu geziler". Bu "cinfıkır sente- zi" medyamız şımdi: "Neden olmasın?" diye sunuyor "Solda Tayyip'in hakkından ancakböyle sokağın dilini bilen, sokaktan anlayan Sangül gelebilir..." İyi de bunun "so/"la ne ilgisı var? Sangül'ün agzın- dan "sola" dair tek bir laf çıktığını duyan oldu mu şim- diye kadar? 'Sola dair bir laf edin!' Italya'nın ünlü sol aydınlarından yönetmen Nanni Moretti'nın unutulmaz cümlelerinden biriydi bu: "Lüt- fen sola dair bir şey söyle. Bir lafet. Ağzından solla il- gili söz çıksın!" Çizme'de "Zeytin Ağacı "nın önünü tıkayan Massimo D'Alema'ya söylemişti vaktiyie bu sözleri Moretti. Tür- kiye'yi bilse. tanısa, kendisini "merkez solda" gören ya da tanımlayan tüm liderlere ve adaylara bunu söylerdi: "Tann aşkına solla ilgili küçücük de olsa bir cümle, bir söz duyalım. Bir es verin, solla ilgili bir işaret alalım!" Cumartesi gecesi TRT1 'de "solun encamı" hakkın- da bir tartışma programı ızledim. Sabah 3'e dek süren program sırasında Morettı'yı çok andım. Konuklardan- Masum Türker kurulmuş kaset gıbi habire "medya ve anketlerden" yakındı. Yaşar Nuri Oztürk ise "halkın sol" sözcügünden bile rahatsız olduğunu söyledı. Türk in- sanı "sola" alerjı duyuyormuş... O halde "solun içeriği (!) alınmalı, ınsanımızın anlayacağı dilde geliştirilmeli ve başka zarfla" sunulmalıymış. öztürk'ün Türk sdu için en yaratıcı önensı "çarpık laiklik anlayışından kurtul- mak (!)" oldu. öztürk manifestosundan benim çıkardığım özet so- nuç şu: Işbaşındakı ılımlı Islam ıktidar partisine karşı bir "ılımlı Islam sosyal demokrat parti" yaratabilsek bu işi demek çözeriz. öyle ya! "Sol çağnşımlardan" hoşlan- mayan halkımız "Islamcı çağnşımlardan" hoşlandığına göre "laiklik" saplantılannı bırakıp merkez solda "AKP izdüşümünde" bir tanım üretmeliyiz! Popülizm böyle bir şey ışte. Sısteme AKP sürati ve gücüyle bulaştı mı "bileşık kaplar" gibi tüm yelpazeye sirayet ediyor. Sangül'ü merkez sola lıder olarak öne- renler de böyle düşünmüyor mu? Programa katılan ko- nuklar, nitekim öztürk'ün teklifini garipsemedi. Bir Al- lah'ın kulu çıkıp: "Sağda biryığın böyle parti varken, ne- den biz de onlara benzeyelim? Merkez solun başlıca meselesi dini duyarlılıklan okşamak olabilir mi? Olursa 'içerikten' ne kalır?" demedi. 'Özgürlük arayışı yok-' Ertuğrul Günay'ın "merkezsola" ilişkin "temelsap- tamalan" da hayli ılginçti. "Türk halkı siyasisürece ka- tılmaya meraklı. Dolayısıyla bir demokratikleşme ara- yışı var" dedi Günay ama ardından da hemen şunu ek- ledi: "özgürlük arayışı yok ama halkta adalet arayışı çok!" "Siyasi sürece katılmak" ve "demokratikleşme ara- yışını" sadece sandığa gitmek olarak mı tanımlıyor aca- ba Sn. Günay? özgürlük arayışı olmayan bir toplumda nasıl bir "demokratikleşme arayışı" olabiliyor? Bunu çözemedim. Yapılan araştırmalar oysa Türk kamuoyu- nun "özgühüklerkonusunda" geçmişe nazaran çok da- ha duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu konuda bir değişim yaşandığı kesin. "Türkiye'ninABüyeliğinidestekleyen- ler" ömeğin süreci en çok "demokratik açılımlara" ve- sile olduğu için desteklediklerini söylüyoriar. Üç buçuk saat solun geleceğinin tartışıldığı bir plat- formda kadın" konusuna hiç değinilmemesi de çok çar- pıcıydı. Ne sunucu ne konuklar "siyasette kadının tem- sili" konusuna girdi. Ispanya'nın çıçeğı burnundaki sos- yal demokrat başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapa- tero'nun sol adına yaptığı ilk icraat oysa bakanhk kol- tuklannın yansına kadınlan oturtmak oldu. Yeni Ispan- yol hükümetindekı 16 koltuktan 8'i kadınlann. Zapate- ro başbakan yardımcılığına da aynca bir kadın atadı. Evet. Ne dıyorduk? Gevezelıği bırakın. Ve sol adına "bir laf" edin artık.. B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1\ 1 2 3 4 5 6 7 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDANSAĞA: 1/ Dili anlam açısından in- celeyen dilbi- lim dalı. 2/ Mantık... "Haberci. ulak" anla- mında eskı sözcük. 3/ 20 Ekim 1827de Osmanlı do- nanmasuıın yenilgisıyle sonuçlanan denız sa- vaşı.4/"Yiğityiğide 1 — olmaz İyilerde 2 ham süt olmaz " (Ka- 3 racaoğlan)... Birpa- 4 muk cinsı. 5/ Edre- 5 mit Körfezi kıyısın- 6 daturistikbıryöre... 7 Finlandiya'nın pla- 8 kaişareti.6/Düzdö- 9 şenmiş parke... Dolma yapmak için hazırlanan ka- nşım. 7/Müzikte es işaretine verilen bir başka ad... Tann'ya göre insan. 8/ Sakarya Irmağı üzerinde kurulubirbaraj. 9/Tellibırçalgı... AhmetRasim"in çocukluk ve okul anılannı içeren yapıtı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Feodal düzende toprağın, üretim araçlannın ve toprak kölelerinin sahibi olan kimse... "Seni dü- şündükçe Atlara —veriyorum" (İlhanBerk). 2/ Bilinç... İslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirilerek toplanacağı yerin adı. 3/İşe ya- ramaz. pis. 4/Gözleri görmeyen... Yan, yanm. 5/ Türk müziğinde bir makam... Şaşma belirten bir ünlem. 6/ Köyün ya da mahallenin ihtiyar heye- tinde olan kımse. 7/Savurganlık... Mersin"in Si- lifke ılçesinde antik bir kent. 8/ "Bir selama — oldum Venramma neden sonra" (ÂşıkÖmer)... Vilayet. 9/ Bir düşünceye gönülden bağlı bulun- ma... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. ,. G U F T E K A R 1 6 R E N • N E M K E S | E S E D Ç E • L •A T|M •rM 1 1 F T|A K 1 M | A U • 1s A K B A S IF A Y Y U A N •R O R O A D R E N A L 1 N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear