29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA 14 JvULiJL L J J A kultur@cumhuriyet.com.tr Semih Balcıoğlu'mm 60. Sanat Yılı Sergisi yarın A Sanat Nişantaşı Kültür Merkezi'nde açılıyor Çizgilerin efendisi... 60. Sanat Yıh Sergisi 16 Mayıs'a kadar her gûn 09.00- 19.00, pazargünleri 13.00-18.00saatieriarasndagöriiJebflir. GAMZEAKDEMİR Tıpkı çizgileri gibi alçakgönüllü, yalın, dob- ra, kendine güvenen, kaçak dövüşmeyen, halk- tan bir kişi, saygıdeğer bir insan; A Sanat Ni- şantaşı Kültür Merkezi'nde yann açılacak olan retrospektif bir sergiyle 60. sanat yılını kutla- yacağımrz Semih Balcıoğlu... Bugüne dek 39 bın kez değdi kalemi çizgi- ye, yaşamın nabzının attığı her yerde o da var- dı çizgileriyle... 1943 'te Akbaba dergisinde yayımla- nan ilk kankatüründen bu yana hâlâ günde 10-11 saat çiziyor, ülkeye üç bo- yutlu karikatürü getiren, dünyanın dört bir yanındaki yanşmalarda 41 ödül alan, 70 kişisel sergi açan, 26 karika- tür kitabı bulunan Semih Balcıoğlu. Ustanın 16 Mayıs'a dek her gün 09.00-19.00, pazargünlen 13.00-18.00 saatleri arasında görülebılecek olan ' 60. Sanat Yıh Sergisi'nde kahkaha ve hüzünle hartnan, eleştiriyle sarmal, çember sa- kalhsından, çarşaflısından, demir parmaklık- larda takılı özgürlük düşlerine, çarpık kent- leşmeden, gözyaşlannaboğulmuş Atatürk'e dek 50 yapıtı yer ahyor. 50 yeterli diyor, daha fazlasının insanı du- man altı gibı 'karikatür alü' yapacağını düşün- düğünü anlatarak... Semih Balcıoğlu ile 60. Sanat Yıh Sergisi'nin yanı sıra yine genel sa- nat yaşamı izleğinde Can Yayınlan'ndan çıkan son iki kitabı 'Memleketimden Karikatürcü Manzaralan' ve 'Güle Güle İstanbul'u da ko- nuştuk. Karikatürcü ve istanbul manzaralan Sanatçılar renkli kişiler. Onlann yazılıp çi- zilecek o kadar çok yönleri var ki. Nasıl yaşı- yor? Nasıl çalışıyor? Nasıl düşünüyor? Dost- lanyla ıüşkileri nasıl? • 1943'te Akbaba dergisinde yayımlanan ilk karikatüründen bu yana 70 kişisel sergi açan, 26 karikatür kitabı bulunan, 41 ödül alan Semih Balcıoğlu'nun 60. Sanat Yılı Sergisi'nde kahkaha ve hüzünle harman, eleştiriyle sarmal 50 yapıtı yer ahyor. Karikatürcülenn yaşamını onlan yakmdan tanımış, yıllannı onlarla birlikte geçirmiş biri geniş olarak yazabilirdi. Semih Balcıoğlu da bu şanslı bir iki kişiden biridir, MünifFehim'den, CemalNadirve Ra- miz'den başlayarak tüm Cumhuriyet dönemi çızerlerini yakından tanıyan birkaç kişiden bi- n olarak. Bu bağlamda yazdıklannın çoğunda kimse- nin bilmedikleri, usta karikatüristlere ilişkin iz- lenimleri saklı. Bu nedenle dediği gibi bu yaz- dıklanna sevinenler de çıkacaktır, kızanlar da. Semih Balcıoğlu'nun "tyi ki yazmışım* di- ye düşündüğü 'Memleketimden Karikatürcü Manzaralan', ansıklopedik bilgiler değil; sa- natçılann yaşamlanndan gerçek öyküler akta- nyor; bu özelliğiyle de araştırma yapmak is- teyenlere eksiksiz bir kaynak oluyor. Böyle bir çalışma olmasaydı, Mısük'ın Da- rülaceze'deki ilk gecesıni, NeharTüMek'e yıl- lar sonra nasıl evlenme izni çıktığını, AltanEr- bulak'ın ta\andaki ayak izlerini. Oğuz Aral'ı Osnıan Karaca'nın ağzından nerede okuyacaktık?.. Gelelim 4. basım 'Güle Güle İstan- bul'a. lstanbul'da yaşamın hırgürünü, kaotık hızını, genışleyişıni, tanhin üze- rinden bıçak gibi geçişinı büsbütün duyumsatan, mahşeri bir çizgi gelgi- tinı yansıtıyor 'Güle Güle İstanbul1 . , Ardından el salladığımız, gelışim ~" adı altında yozluğa 'yenflmiş' kente hem bir veda öpücüğü, hem bir ınadına sava- şımdirencıgibi... Kitaptakıçizgilerdegördük- İerimiz net, tarih kentin asıl sahibi, çevresin- dekilerhep iğretı, sanki 'vesaire' gibi... "Hak- hsın, şte işin özeti bu" dıyor Semih Balcıoğlu, en sevdiği kıtaplanndan olduğunu ekleyerek. 60. sanat yılın kutlu olsun Semih Balcıoğ- lu. (A Sanat Xişantaşı Kültür Merkezi, Vali- konağı Cad. Xo: 85 Nişantaşı 0 212 234 73 74 contact(aasanat.com.tr) 'Siyasi karikatürü hiç sevmiyorum' • Türkiye'de 60 yıl karikatür yapmak çok zor bir olay. Bu ancak büyük bir aşkla olur, sanaün her dahnda böyle. Benim olağanüstü de bir yetenegim yok, çok daha yetenekli insanlar geldi ama yazık ki işlerini sev mcdiler. Karikatürü bırakbklanna onlardan fazla üzüldüm. O yüzden sevmeyen yapmasın, beni de üzmesin. r/ Çizi de yazı gibi her zaman riskliydi, evet ama eğer bir karikatürcü ustaysa en ağır eleştiriyi de yapar ve hiçbır yasa ona dokunamaz. 60 yılda neler görmedik ki, darbeler, baskılar. Ama o tarihleri yaşamak da insana bir güç venyor. Öylesi dönemlerde bir siyasi karikatür yaptığınızda, eleştirdiğinizde bundan büyük keyif olmuyor, o bakımdan günlük dergi ve gazetelerde siyasi karikatür çizenlere ayn bir saygım ve sevgim var. • Siyasi karikatürier çizmeyi hiç sevmiyorum ama ne yapayun ki ancak o zaman gazetede yer auyorsunuz. Bana ne yani o başbakandan, mectis başkamndan ama yaşamda yerleri var, okur da görmek istiyor, onlar da, gazete patronu da. çizeri de hakh. Eünı mahkûm yaııL • Bir Kıbns'ı mesela uzun yıllar çızeceğız sanınm, manzara öyle görünüyor. Siyasi çizmeyip de gazetede, sevdığım kalıcı tip karikatürier çizseydim 60 tane karikatür kitabım olurdu. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) 'Sanatçışımarırsa işi biter' • Biz 50 kuşagı Cemal ÎNadirMn hayranrydık, hepimiz -ben daha fazla- onun etkisinde kaldık. Ama zamanla çizgUerimi ayıklamaya başladım, böylece işin içine perspektif anatomi kompozisyon girdi, sonra bunu da değiştirdim. Ama sanıyorum son 15-20 yılda çizgilerinı çok da fazla değişmedi, hem çizgi hem espri anlamında. Ama bu değişünin başlangıcı 1969-70'lerdir. • Bol konulu bir dünya da hele ki bir ülkede yaşamak bizim kısmetimiz. Hayvan hastanesi kuruyoruz, açılışında kurban kesiyonız, yani şimdi gel de karikatür çizme, bu memlekette karikatür yapılmaz da ne yapılır? • Bu işte şımarmak olmaz, sanatçı şımanrsa işi biter. • tstanbul'dan. Kapadokya'dan sonra çızmeyi tasarladığım birkaç yer daha \ ar sürpriz, bır-iki yılda bitiririm sanıyorum. • Metin Üstündağ öğrencimdi, çok severim. Kamil Masaracı'mn bende çok ayn bir yeri var. Bir kere sıkuın çekmiş insanı, dişiyletimağrylabir yerlere geleni seviyorum. • Çizgilenmde neden yoğun duygu hüzün? Hüznü seviyorum, o kadar gerçek ki." Tünelin ucu görünmüyor misali, yahu tünel kalmamış... Onlü televizyon dizisinin bir bölümü için 'haksız iktibas' iddiası 'Alacakaranlık'a davaKültür Servisi - Tiyatro yazarı Coşkun Büktel, Uğur Yücel'ın oyuncu ve Alican Yücel takma adıyla senaryo yazan olarak görev aldığını söylediği 'Alacakaranlık" 1 adlı dizinin bazı sahneleri ile kendisinin 'Jigolo' adlı film senaryosunun bazı sahnelerinin, çarpıcı benzerlikler taşıdığı iddiasıyla tazminat davası açtı. Dizinin yapımcı, yönetmen ve senaristleri aleyhıne, haksız iktibas suçlamasıyla, istanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi'nde dava açan ve senaryosunun noter tescilini 2000 yılında yaptırdığını belirten Büktel 'Jigolo'yla ilgili olarak şunlan açıkladı: "TesciDi olduğu için senaryomu hiç çekinmeden her yere göndermiş ve herkese okutmuştum. Sinan Çetin, Atıf Yılmaz, Ömer Kavur, Mehmet Soyarslan, Hamdi Alkan, Ezel Akay, Durul Taylan ve Yağmur Taylan gibi pek çok sinemacL, 'Jigolo1 adlı senaryomu yıllar önce okumuşlardı. Benim senaryomda, sevdiği erkeğin adını memesine dövme olarak kazıyan ve sonra bir başka erkek yüzünden bu dövmeyi dağlayarak silmek zorunda kalan bir laz vardır ve senaryomda alb sayfahk bir bölüm oluşturan bu dövme hikâyesi, 'Alacakaranhk' dizisinin kahramanlarına uyarlanmışür. Bu nedenle söz konusu dizinin yapımcı, yönetmen ve senaristlerini 1 milyar TL maddi ve 50 milyar TL manevi tazminat talebiyle mahkemeye verdim''. Dizi ile senaryosu arasındaki benzerliklen altı maddede sıralayan Büktel, altı durumun altısını birden banndıran bir başka sanat eserinin hiçbir ülkede, hiçbir dilde, hiçbir çağda bulunamayacağını belırterek, böyle bir eser bulmanın lotoda altıyı tutturmaktan çok daha zor olduğunun altını çizdi. Cevap hakkını kullanması için aradığımız Uğur Yücel ıddialan avukatı Ibrahim Akıskah'nın gönderdiği davaya cevap dilekçesiyle yanıtladı. Akıskalı yolladığı yazılı açıklamada özetle şunlan söyledi: "Davacuun senaryosu ile davahlann ortak senaryosu arasmda her iki kadın karakterin göğsüne dövme yapürmış olmasmdan başka bir benzeriik yoktur. Binlerce yıl öncesine dayanan dövme, tarih boyunca çeşitli kavimler ve topluluklar tarfindan değişik amaçlaıia kullandmıştır. Dünya sinemasmda da dövme ve dövme yapürma bir çok filme konu obnuştur. Buna Tatto ve Memento filmleri örnek verflebffir". Collection dergisinin 15. sayısı çıktı Kültürelyaşamın vazgeçilmeyenleri 2 MAYIS'TA ANTİK AŞ'DEN 223. MÜZAYEDE KültürServisi-Antik AŞ'nin, 2 Ma- yısgünüsaat 15.00'teSwissotel'dedü- zenleyeceği 223. müzayedesinde, Os- manlı yapıtlanm, antika ve tablolan satışa sunulacak. Müzayededeki el- yazmalan arasında DervişMehmet'in ketebeli, Kanuni Suttan Süleyman ın müzehhipbaşıKara Memi tarafindan tezhipli Kuranıkerim, hat koleksiyoner- lerinin dikkatini çekecek yapıtlardan. Aynca Osmanh mine sanatının önemli ömekleri olan İstanbul Süley- maniye işi mineli yapıtlar, nadir bulu- nan boyutlarda tombak leğen, ibrik ve buhurdanlar, tuğralı Osmanlı gümüş- leri de müzayedede yer alan nadide parçalar arasında. Müzayedede satışa sunulacak diğer yapıtlara imza atanlar arasında HaMlPaşa,HikmetOnat,Nu- ri Iyem, Fikret Mualla. İbrahim Safi, Harrut Görele ve Orhan Peker'in ad- ları sayılabilir. Turgay Artam'ın yöneteceği müza- yededeki en pahalı yapıt, 50 bin Eu- ro'dan satışa sunulacak olan, Beykoz Osmanlı cam işi leğen-ibrik. Yapıtlar Antik Palace'ta sergileniyor. (0 212 23624 60) Müzaye- dedeki en pahah eser, 50 bin Euro'dan sabşa sunulacak olan, Beykoz Osmanh cam işi leğen- ibrik. Kültür Servisi - Ant Yayıncı- hk tarafindan üç ayda bir ya- yımlanan, popüler araştırma, kültür ve koleksiyon dergisi 'Col- lection'un 15. sayısı çıktı. Derginin bu sayısmda. ülke- mizden kalemlerin araştırma ve değerlendirme yazılarına. sa- nat etkinlikleri ve yeni çıkan ki- tap haberlerine yer verilıyor. Derginin bu sayısının önemli bir konuğu var: Ulkemizin kült figürlerınden, efsane oyuncu Cahide Sonku, sanarı ve yaşa- mına ilişkin kendi ağzından açıklamalarla, Sener Köksü- merin 'Sessizfiğjmin Sesi' adlı yazısında okurla buluşuyor. Müzeden futbola Kültür yaşamımızm vf azgeçil- mez parçalanndan birinin, Bur- sa Kent Müzesi'nin tanıtımma da yer venlmiş derginin bu sayı- smda. NaimArnas'm yazısmda, müzenin içeriği, bina olarak ta- rihi ve yapılan özel düzenleme- ler aynntılanyla anlatılıyor. Izmirli genç bir maket ustası olan Necati Dur da derginin ko- nuklan arasında. Özellikle ara- ba maketleriyle tanınan Dur, ka- leme aldığı yazıda, yaşamını, sanatına bakışını ve çalışmala- rmı paylaşıyor okurla. R. Sertaç KayseriBoğlu, dergi okurlanyla kartpostal koleksi- yonunun ilginç bir bölümünü. Sevda KartpostaDan'nı paylaşı- yor aynı adlı yazısında. Kartpostallann tarihinden aş- kın kartpostallara yansımasına, geniş bir açıyla yaklaşıyor ko- nuya. Başka bir koleksiyoncu, ABMurat Atay ıse 60'h ve 70'li yıllarda çikletlerden çıkan 'fiıt- bofcu' kartlan koleksiyonu üze- rine bilgi veriyor örnekleriyle. Dergıde yer alan yazılardan biri de Füsun Koyutürk imzalı 'Güneş İmparatorhığunun Be- bekleri'. Yazar, Japon oyuncak sanatını taşıyor koleksiyonuyla derginin sayfalanna. Filateli bölümünün konuğu ise Erol Akkaya. Kültürümüzün bir parçası olan 'nargile' üzeri- ne bir yazı hazırlayan İsmailBa- kar. geçmişteki istanbul kahve- lerinden günümüze konuyu ele ahyor. Zühtü Bayar'dan 'Nostaljik tmajlar'. Onur Akmanlardan •Çanakkak Savaşlan', Turgay Tunadan 'Kutsal Göz Udjah', dergide yer verilen diğer yazı- lardan sadece iki tanesi. , DEFNE GOLGESt TURGAY FtŞEKÇİ Toprak Kokusu Bahar geldiğinde, toprağı da üretmenin, verim- liliğin kokusu sarıyor. içinize çektiğiniz toprak ko- kusu hayatla bağlarınızı güçlendiriyor, yeni heye- canların filizleri kımıldıyor. Toprağa, toprak ana denmesi boşuna değildir. Annelerimiz gibi o da in- sanoğlunahiçtükenmeyensüreklibırverirnsunar. Ya insanoğlu? Bu karşılıksız sevgi kaynağının ne denli ayırdında? Çarşı pazar dolaşmak, ülketoprağının verimle- rini görmenin yanında üzücü görüntüler de sunu- yor: Gazeteleryazdı, depolarımızelmadoluymuş. Ama çarşılar başka ülkelerden getirilip satışa su- nulan elmalaria dolu. En güzel sanmsaklann ye- tiştiği ülkede yaşıyoruz, ama pazarlarda Iran sa- rımsağı satılıyor. Anne sütünü beğenmeyip, sokaklarda süt an- ne aramaya benziyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ülkeye öğret- tiklerinden biri de toprak sevgisi. Toprağa bak- mak, verimli kılmak, verim almayı bilmek. Ülketopraklanmızın korunması için çalışan ku- ruluşlardan TEMA Vakfı'nın yayımladığı bir bildi- riden Ankara'daki Atatürk Orman Çiftliği'nin ara- zisinin bir bölümünün başka kuruluşlara devri için yasa tasarısı hazırlandığını öğrendim. Nedir Atatürk Orman Çiftliği? Ankara'nın hiçbir şey yetişmez denılen çorak toprağında, Atatürk'ün örnek oluşturması için 1925'te kurduğu tanm ışletmesidir. Meyvecilik, çi- çekçilik, tahıl üretimi, hayvancılık, sütçülük, şa- rapçılık, meyve suyu üretimi ve pazarlaması yapı- lan çiftlik, Ankara'nın önde gelen gezi ve dinlen- me yerterindendir. Böylesine verimli kılınmış, kıraç bir toprak par- çasıyken ağaçlanıp yeşillenmiş, güzelleşmiş bir toprağı bölmek, parçalamak, yapılarla doldurmak neden? Ankara'da yer mi kalmadı? Eskişehir'e dek üç yüz kilometre boyunca bomboş araziler uzanıp gidiyor. Hangi kuruluşun gereksinimi varsa, alsın, bayındırkılsın, kullansın. Ankara'da böylesi bir uygulamanın güzel bir ör- neği deOrta Doğu Teknik Üniversitesi'nin (ODTÜ) yerteşkesidir. 1960'lann başında gerçekleştirilen uy- gulamayla, çağdaş bir üniversite kenti kurulurken, yerleşkenin çevresi de geniş bir orman kuşağıyla sanlmıştır. Bu yeniden yaratılan doğa parçası çağ- daş şiirimize de esin kaynağı olmuş, Ali Cengiz- kan, "ODTÜ Ormanmın 40. Yılı İçin Doğa ve Şi- ir Üzerine 40 Metin" altbaşlığını taşıyan, 'Öğle Suyu' adlı yapıtını yayımlamıştır. Atatürk Orman Çıftliği'ne göz dikenler, ODTÜ ör- neğine bakıp böylesi yeni tasarılara yönelseler, kent de, insanlar da rahatlasa, toprak kokusunu duyabilecekleri yeni alanlara kavuşsalar. Toprak kokusundan söz ederken, bugünlerde yeni yayımlanan bir kitaba da değinmeliyim: Adil Izci, 'Ağaçlar Kitabı' (Toroslu Kitaplığı) adını ver- diği yapıtında, tek tek ağaçları ele alıp, onlar üze- rine şiirierte, başka yazarlara göndermelerle örü- lü lirikdenemeleryazmış. Bademden kayısıya, ki- razdan şeftaliye, zeytinden defneyetam on dokuz ağaca güzellemelerie dolu bu kitabı okudukça, içimde hepsinin birbirine kanştığı eski zaman bağ- larınaözlem uyandı. Bir köşelerde kalmış mıdır böylesi bağlar bah- çeler? Varsa gidip görmeli, yoksa yeniden yarat- manın yollannı aramalı. Insanlaria ilişkilerimizi düşündüğümüzgibi, ara- dabirtopraklaolanilişkimizidedüşünmeliyiz. Dö- nüp yüzüne bakmasak da, o bizim kardeşımiz, ar- kadaşımız, anamız. tflsekci /(superonline.com Ppofilo'da piyano resitali • Kültür Servisi - 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle Hande Akkan Topoyan'ın piyano öğrencileri tarafindan. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı (ÇYDD) Fatih Şubesi yaranna bugün bir piyano resitali veriliyor. Profilo Kültür Merkezi'nde saat 20.30'da başlayacak resitalde, ilköğretun okulu öğrencileri olan Esin Arda, Batuhan Çetinkaya, Ece Kaplan, Ece Müniroğlu, Gonca Tunçer v e Pmar Uluğ çalacaklar. K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear