29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 NİSAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA dishab(g cumhuriyet.com.tr 11 Yeşil hattın sınır olmasına karşı çıkan Rum yönetimi, tüm Kıbns'ın AB toprağı sayılmasını istiyor AB sınınbugünbelirleniyor• AB Dışişleri Bakanlan Konseyi toplantısında Ingiltere'nin 4 maddelik önerisini gündemden düşüren Rum yönetimi ve Atina, bugün de tüm Kıbns'ın AB toprağı kabul edilmesi yönünde karar çıkartmaya çalışacak. KIBRIS NOTLARI / HAYIR' DİYENE BÜYÜK ÖDÜL REŞATAKAR LEFKOŞA(Cumhuriyet) -Avru- pa Birlıği'nın (AB) Genışlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in, Kıbns'taki referandum öncesinde "Rumlar hayır derse yeşil hat AB sı- nın olur" şeklindeki sözlerinin doğ- nıluğu bugün kesinlik kazanacak. AB Dışişleri Bakanlan Konseyi top- lanhsının ardından bugün gerçekle- şecek Daimi Temsilciler toplantı- sında (COROPER), yeşil hattın be- lirleneceği tüzüğün İcabul edilmesi bekleniyor. Rum hükümet sözcüsü Kipros Hrisostomi- <üs. "Hedefimiz yeşil hattın AB sının haüne getiribnemesidir" dıyerek bu konuda çok et- kin mücadele verdiklerini söyledi. Sözcü, ye- şil hattın sınır olması halinde ikı toplum ara- sındaki ilişkilerin geliştirilemeyeceğini sa- vunarak Atina'nın da yardımıyla tüm Kıbns'ın AB toprağı olması yönünde bir karar hedef- lediklerini iddia etti. Güney Kıbns'ta yayımlanan Politis gazete- sine göre bugünkü toplantıda, lngiltere'nin, LEFKOŞA-AB'nin genışlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powefl ve diğerleri, referandum öncesinde iki taraftan da "evet" çıkmazsa "hayır" diyen tarafın cezalandınlacağını söylemişlerdi... Bu umutla sandığa giden Kıbns Türkleri "evet" diyerek yüzde 65 gibi yüksek bir destekle Annan Planı'nı onaylamış oldular... Annan Planı, Kıbnslı Türklere AB üyeliğinin yanı sıra Birleşik Kıbns Devleti içinde bazı siyasal haklarveriyordu... Buna karşın 60 bin dolayında insanı evinden ve işinden ediyordu... Rum göçmenlerin ezici bir çoğunluğunun eski konutlanna dönmesine ve Türk askerinin adadan çekilmesine yol açıyordu... Türkler açısından yığınla olumsuzluğa karşın Rum tarafı, ezici bir çoğunlukla plana "hayır" dedi. um tarafının bu kadar cesur davranmasında, baştaR AB olmak üzere uluslararası toplumun büyük rolü var. Adanın yeniden birleşmesini engelleyen taraf olmasına karşın Rum tarafının 1 Mayıs'tan itibaren "tümKıbns adına" AB üyesi kabul edileceğinin referandum sonrasında teyit edilmesi son derece anlamlıdır. Son günlerde bazı AB ve ABD yetkilileri tarafından kabul edilen KKTC Başbakanı Mehroet AB Talat'm, AB ülkelerine 2 maddelik öneri getirdi: 1- Rum tarafının AB üyeliği dondurulsun, AB müktesebatı Güney'de de uygulanmasın. 2- Kıbns Türkü'ne yönelik izolasyona son verilsin. Verheugen adına açıklama yapan sözcü Flori, birinci talep için "kesinükle söz konusu olamaz" dedi. Ikincisi için de söyleyebildiği tek şey, 259 milyon Euro'luk yardımın belirli bir prosedür içerisinde gerçekleşeceği yönündeydi. Türk ürünlerinin doğrudan ihracı veya Ercan Havaalanı ile Girne ve Gazimagosa limanlanna direkt gemi seferleri konusunda kimse tek laf etmiyor. AB'nin, Kuzey Kıbns'ta büro açmasmın ise tanıma ile hiçbir ilişkisi yok. Uzun yıllardan beri başta ABD ve Ingiltere olmak üzere çok sayıda ülkenin Kuzey'de bürolan var. Ahnanya, Avustralya, Fransa gibi... Bu ülkelerin hiçbiri KKTC'yi tanımadığı gibi, diplomatik ilişkiye de girmedi. Gerçekleri bibneyen insanlar "AB, KKTC'de temsilcilik açryor. Bunun anlamı tanunadır" masalıyla avutulabilirler. Fakat bunlar palavradan ibarettir. KKTC'deki hava ve deniz limanlannın açıl- masıyla ilgili önerisi de gündeme gelecek. Rum-Yunan ikilisinin bu konuda "kırmızıçiz- gileri" bulunduğunu anımsatan gazeteye gö- re Ingıliz önerisi "havada kalacak." 'Atina'nın sayesinde kabul edilmedi' tngiltere'nin, önceki gün toplanan AB Dı- şişleri Bakanlan Konseyi'nin toplantısında4 maddelik bir öneri pakeri sunduğuna dikkat çe- ken gazete, önerileri şöyle açıkladı: 1- Kıbnslı Türklerin AB'ye katılımlannı sağlayacak koşullann yaratılması. 2- AB'nin, Kıbnslı Türklerle derhal ve doğ- rudan ilişki kurması. 3- Kuzey Kıbns'a yapılacak mali yardım- lann, Kıbns Cumhuriyeti üzerinden değil doğ- rudan üetilmesi. Kıbnslı Türklerin, AB yapı- sal fonlanna katılımının sağlanması. 4- Referandumlarda takındığı tavır nede- niyle Kıbns Rum tarafının suçlanması. Fileleftheros gazetesi, Ingiltere tarafından su- nulan 4 maddelik önerinin, Atina'nın karşı du- ruşuyla geri çevrildiğini, Rum tarafının 4 mad- delik karşı öneri sunduğunu ve bunun büyük il- gi gördüğünü savundu. Rum önerileri şöyle: 1- Kıbns'ın tamamında üretilen ürünlerin lis- tesinin yeşil hattan gidip-gelecek olanlarla da genişletilmesi (yani Türk ürünlerinin, Rum kesiminde üretilmiş gibi işlem görmesi). 2- Yeşil hattan gırip çıkan sanayi (imalat) ürünleri listesinin genişletilmesi. 3- Kişi ve üriin dolaşımı için geçiş noktala- nnın arttınlması 4- AB tarafından onaylanan 259 milyon Eu- ro'luk mıktann Türklere verilmesi. UMLARA ÖFKELİ Verheugen: Türk askerinin kalması sorun değil • AB'ye üye bir ülkenin, aday bir ülkenin askeri gücünden korkma gerekçesinin ciddiye alınacak bir tarafı olmadığını ifade eden Verheugen, Annan Planı'nın bu güçleri geri çekmeyi öngördüğünü, ancak Rum tarafının buna hayır dediğini söyledi. ELÇİNPOYRAZLAR BRÜKSEL-AvTupa Parlamentosu'nun Dış Üişkiler Komitesi toplantısında Kıbns'ta gelinen noktayı değerlendıren Genişleme Komiseri Günter Vferheugen, Rum tarafının güvenlik korkulannı "anlamsız bulduğunıT söyledi. AB'ye üye bir ülkenin, aday bir ülkenin askeri gücünden korkma gerekçesinin ciddeye alınacak bir tarafı olmadığını ifade eden Verheugen, Annan Planı'nın bu güçleri geri çekmeyi öngördüğünü, ancak Rum tarafının buna hayır dediğini hatırlattı. Verheugen Türk askerinin KKTC'de kalmasında bir mahsur olmadığını açıkladı. Türk askerinin adadaki varhgından şikâyetçi olan bir Yunan parlamentere sinirlenen Verheugen AB'den Türk askerinin çekilmesine yönelik güvence isteyen Rumlara çıkışarak "Bu BM'nin konusudur. siz plana hayır dediniz bundan sonra da daha fazla Türk gücünü bekteynT şeklinde konuştu. Türkiye'nin Kıbns'ta garantör ülke olduğunu hahrlatan Verheugen, adadaki Türk askerinin uluslararası anlaşmalar çerçevesinde bulunduğunu dile getirdi. Rum kilisesinin ırkçı açıklamalannın yanı sıra adadaki Türklere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığını söyleyen Verheugen, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyleyerek banş için fc evet" diyen bir halkın ûşarda kalmasını İıaksEhk" olarak niteledi. Verheugen, Kuzey Kıbns'ın ekonomik tecridıni önlemek amacıyla mali destek hazırlığı yapıldığını ve Komısyon'un 259 Euro'luk yardım için KKTC'de bir temsilcilik açma niyetınde olduğunu ifade etti. Verheugen aynca Yeşil Hattın adanın bölünmüşlüğünü temsil etmemesi gerektiğini. bu konu üzerine düşündüklerini de sözlerine ekledi. Rum tarafmm üyeliğinin ertelenmesinın mümkün ohnadığını belirten Verheugen, Türk tarafı ile işbirliği yapmanın Kuzey Kıbns'taki yönetimi tammak anlamına gehnediğini vurguladı. Verheugen adadaki gelişmelere ilişkin Türk hükümetinin soğukkanlı ve mütevazi tutumuna dikkat çekerek AB- Türkiye ilişkilerini tekrar gözden geçirmenin gereği ohnadığını Konsey'de çıkan görüşün de bu yönde olduğunu sözlerine ekledi. Talat: Ambargolan kaldırmak yetmez AB'ye Kuzey Kıbns üzerindeki ambargolann kaldınhnası yönünde çağnda bulunan KKTC Başbakanı Mehmet AB Talat, tüm ambargolann kaldınhnasının bile çözümün yerini tutmayacağını belirtti. Dış tlişkiler Komitesi'ne konuşmacı olarak katılan KKTC Başbakanı Talat, Kıbnslı Türklerin adada banş yolunda iyi niyetlerini referandumda ortaya koyduklannı belirterek ulaşmak istedikleri asıl sonucun kahcı çözüm olduğunu söyledi. A lmanya z'VBas.bakanı Türkiye'nin üyeliğinin hem AB hem de Almanya için büyük bir şans olduğunu söyledL Başbakan Erdoğan da "İhtimal bile vermek istemiyorum. Ama menfı bir karann ilişkilerimizi rayından çıkararak varacağı nokta üzerinde çok ryi düşünülnîesi gerektiğine inanıyorum" dedi" (Fotoğraf: AA) Almanya Başbakanı, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda mesaj verdi Schröder: Sözümüzü tutacağız HACER BOYACIOGLU KÖLN - Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Türkiye'nin AB üyeliği konu- sunda verdikleri sözü tutacaklannı söyle- di. Schröder, Kıbns'ta gelinen aşamada da kendisinin Türk politikacılara sadece bir takdir borcu olabileceğıni belirtti. Almanya'da kurulan Türk-Alman Ti- caret ve Sanayi Odası'nın açılışında ko- nuşan Schröder, Türkiye'nin hem AB hem de Almanya için büyük bir şans ol- duğunu belirterek "Türkiye'debazızor- luklar var. Ama bunlann üstesinden ge- lemezsek büyük bir hata yapmış oluruz" dedi. Schröder, "Türkiye'nin AB üyefi- ğinin tarüşılması sürecindeyiz. Bu konu- • Kopenhag kriterleri hem uygulamada hem de kâğıt üzerinde gerçekleştirildiğinde olumsuz bir karar alınmasını düşünemediğini söyleyen Almanya Başbakanı, "Almanya'nın verdiği söze sadık kalacağına emin olabilirsiniz" dedi. da benim kafam berrak. Neden bu ka- sözlerini bitirdi. rar olumlu olmak zorunda? Eğer önko- şullar yerine getirüdiyse... Önkoşullar konusunda hemfikiriz. Keşke benim mu- halefetim de bu nedenleri doğru okuya- bilseydT dedi Kopenhag knterlen hem uygulamada hem de kâğıt üzerinde gerçekleştirildi- ğinde olumsuz bir karar alınmasını dü- şünemediğini söyleyen Ahnanya Başba- kanı, "Almanya'nın verdiği söze sadık kalacağına emin olabilirsiniz'* diyerek Kıbrıs için 'yakın markaj' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Rum tarafının Annan Planı'na "hajTr" demesinin ardından, KKTC'ye yönelik ambargolann kaldınlması için diplomatik girişimlerini sürdüriiyor. AB ve BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin ardından, dün de Islam Konferansı Örgütü (İKÖ) üyesi ülkelerin Ankara'daki büyükelçileri, Dışişleri Bakanhğı'na davet edildi. Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Bald İDdn tarafından ÎKÖ üyesi ülkelerin büyükelçilerine verilen brifingde, Islam ülkelennden ambargolann kaldınlarak KKTC ekonomisinin canlandınlabilmesi için katkılannı ortaya koymalan istendi. AB Adalet Divanı'nın (ABAD) Rumlann girişimleri sonucunda geçersiz olması hükmünü içeriyor. Bununla birükte ambargolann fiilen geçersiz kılınması mümkün. Tayvan da, İ,LKO ülkelerinden KKTC'ye izolasyonun kaldınlması istendi. 1994'te aldığı bir karara dayanan ambargolann kaldınlmasının hukuken çok güç olduğu belirtiliyor. ABAD karan, Kıbns Türk makamlannın verdiği ihracat belgelerinin uluslararası tanınmaya sahip olmamasma karşın, ABD ve AB ile ticari ilişkiler sürdüriiyor. Ankara, AB dışişleri bakanlarmın dün Kıbns konusunda aldıklan karan memnuniyetle karşılarken, burada benimsenen çerçevenin bugün ele almacak Kıbns'ın AB üyeliğine ilişkin tüzüğe de yansıtılmasını istiyor. Dışişleri Bakanı AbduDah Gül, tüzükte değişiklikler yapıknası için telefon diplomasisini dün de sürdürdü. Almanya Başbakanı Schröder konuş- masında, Leyla Zana'nın da aralannda bulunduğu eskı DEP milletvekillerinin yargılanma sürecıne de ışaret etti. DGM'nin bir Kürt yurttaşla ilgili al- dığı karan geçen günlerde yeniden teyit ettiğini söyleyen Schröder şöyle devam etti: "Ama Türkiye Dışişleri Bakanı Abdul- lah Gül, Leyla Zana ve arkadaşlannın bı- rakılmasına dönük bir anavasa degişik- Bği yapılacağını beBrtrJ. Birkaç yd önce bunu hayal bile edemezdikT Schröder Kıbns konusuna da değinerek, "Bir örnek daha ver- mek istiyorum: AB civannda do- laşan en önemli sorunlardan biri Kıbns'tı. Uzun yıllar Kıbns Tür- kiye için engel olarak görüldü. Şu anda gelinen aşamada Kıbns bir- leşik değil ve bunun sorumlusu Rumlar. Benim Türk politikacıla- ra sadece takdir borcum olabiBr." ErdoğarTdan mesaj Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan da konuşmasında, Türkiye'nin tam üye oluncaya kadar Kopen- hag ekonomik kriterlerine bütü- nüyle uyum sağlaması gerektiği- ni bildiklerini söyledi. Müzakereleri açma karannın AB 'nin Türkiye ile ilişkilerini ol- ması gereken mecrada tutacağı- nı vurgulayan Başbakan, "thti- mal bfleverinek istemiyorum. Ama menfı bir karann ilişkilerimizi ra- yından çıkararak varacağı nokta üzerinde çok iyi düşünülmesi ge- rektiğine inanıyonım" dedi. AÇIKÇA ŞUKRU SINA GUREL Berlin'den Kıbns'a Bakmak Bu satırlar Berlin'de yazılıyor. Soğuk Savaş'ın simgesi "duvar"ın kentinden... Berlin Duvarı'nın yıkılması ve iki Almanya'nın birleşmesinden son- ra birçoklan bize dönüp, "Bakın duvartar yıkılıyor, Lefkoşa 'nın iki yakasını birieştirip Kıbnslıları bir araya getirmenin zamanıdır" diyebilmişlerdi. Oy- sa, Berlin'in ve Almanya'nın birleşmesiyle bir ara- ya gelenlerin aynı ulusal iradede birleşen, aynı di- li konuşan, aynı ulusun parçaları olduğu; bu duru- mun uzaktan yakından benzerini Kıbns'ta bulma- nın mümkün olmadığı görülebilmeliydi. Şimdi "re- ferandumlarda görüldü... Kıbns'ta, birbiriyle ancak yan yana ve sınırlı bağlantılarla yaşayan iki ayn halkın bir "Kıbns ulusu" oluşturmak bir yana, bir "ortak Kıbrıslılık bilinci" bile oluşturamadığı görülmeliydi. "Re- ferandumlar" bunu gösterdi... Kıbnslı Türklerin çoğunluğu, biryandan kötü yö- netimden kurtulmanın yolunu bir bilinmeyene doğ- ru atılmada bularak ve Türkiye'deki hükümetin ya- nı sıra asker-sivil bürokrasinin kendilerini Türki- ye'den uzaklaştırmaya razı olduğunu düşünerek An- nan Planı'na "evet" dedi. Köşeye sıkıştınlan bir toplumun bireyleri, toplumsal değil bireyse) "çı- kış" arayışı içinde toplumlarını bir bilinmeyene doğru yöneltmeyi denediler. Şimdi onlan daha akılcı ve sonuçları tartılmış seçeneklerle donatma- nın, her bakımdan desteklemenin tam zamanı. Kıbnslı Rumlar ise, 21. yüzyılda da değişmeyen, 1820'lerde, 1878'de, 1963'de ve 1980'lerdeki amaç- ları doğrultusunda hareket ettiklerini gösterdiler: Adanın bütününe sahip çıkmak, bunun bir adım gerisinde herhangi bir sonuca razı olmamak... Artık KKTC'de, Türkiye'de siyasete yön veren- lerin, AB'nin ve ABD gibi her zaman Kıbns konu- sunda etkili olabilmiş "üçüncü taraf"\anr\ Kıbns konusunu yeni bir bakış açısıyla değerlendirmele- rinin zamanı gelmiştir. Şimdi, "Denktaş istifa!" diye korolar oluşturmak, Ismet Berkan gibi "Türk tarafının Annan Planı 'nın bazı bölümlerini tek taraflı uygulamaya başlama- sı ve Maraş gibi bazı yehehn acilen Rum tarafına devredilmesi, sınıriarın tamamen kaldınlması"^yo- lunda "pariak" fikirler geliştirmek yerine, ortaya her zamankinden daha açık bir biçimde dökülen gerçeklerle biriikte hareket etmek gerekir. Gerçek şudur: Annan Planı'nın bir geçıci süre sonunda za- ten kendilerine vereceklerini hemen almayı ve Türk- lerle biriikte yaşamayı değil, onlan bir azınlık ola- rak yönetmeyi isteyen ezici bir Rum çoğunluk var- dır. Şimdi, AB kapısındaki Türkiye'yi ve ege- men eşitlikten vazgeçmek niyetini belli etmiş saydıklan Kıbns Türkü'nü yakın gelecekte is- tedikleri son noktaya zorlayabileceklerini he- saplıyortar. Bu hesabı göstermek ve boşa çı- kartmak için siyaset üretilmelidir. Şimdi, kendi halkı arasındakı aynmlan körükle- yerek ve hâlâ AKEL'le biriikte "çözüm" arayışlan- na devam edip, Denktaş ı ve öteki siyasal parti li- derlerini tecrit ederek yollanna devam etmeyi he- saplayan Kıbnslı (Türk) lider(ler) varsa, nelere za- rar verebileceklerini görmelidirler. Türk Hükümeti, 1 Mayıs'tan önce AB'den bazı isteklerde bulunmalıdır 1. AB'nin 1997'de aldığı "Kıbns Cumhuriyeti"r\in katılımına ilişkin karannı değiştirmesi ve KKTC'nin tanınması- nın yolunun açılması; 2. KKTC'ye uygulanan ambargo ve yasaklann kaldınlması; 3. Coşkun Kırca'nın belirttiği gibi, Kıbns Rum yönetimi- nin AB içinde yükleneceği herhangi bir rolün, bizim açımızdan bu yönetimi "Kıbns Cumhu- riyeti" olarak tanımamız anlamına gelmeye- ceği; 4. Almanya usulü bir katlım sürecinin Kıb- ns'ta olası görülmediği ve KKTC'nin katılımı- nın ancak Türkiye ile biriikte ve ayn miizake- relerie olabileceginin bilinmesi gerektiği, AB'ye açıklanmalıdır. Bu arada, artık, şimdiye kadar KKTC'de beş ku- ruşluk bir yatırım bile gerçekleştirmeye yanaşma- dan "çözüm" hedeflemiş ve beklemiş bulunan Tür- kiye'deki sermaye çevreleri de aklı başında ve toplam çıkarlar için hareket etmeye özendiril- melidir Yeni bir çözüm evresi, artık gökten düşecek ye- ni planlara değil, masaya eşit egemenler olarak otu- racak iki halkın iradesine bırakılmalıdır. Annan Pla- nı sürecinin yinelenmesine razı olmak, artık kome- di değil, trajik bir ihanet olacaktır... ssinagurel@cumhuriyet.com.tr LÜKSEMBURG TOPLANTISI Yakovu sonuçtan hiç rahatsız değil MURATİLEM ATİNA-Rum yöneti- mı Dışişleri Bakanı Yor- go Yako\Ti, KKTC'ye yönelik AB kararlarmın o kadar büyütülmeme- si gerektiğinı söyledi. Yakovu. Yunan NET te- levizyonunun konu ile ilgili sorulannı yanıtla- dı. Sorulara zaman za- man gülerek cevap ve- ren YakoNiı, Lüksem- burg toplantısına katı- lan AB dışişleri bakan- lannı üç sınıfa ayırdı: "Birinci gnıp kesinlik- le biriekştirmedi,2. grup üzüntülerini beBtti. An- cakbu grup gelecekte va- nlacak çözüm konusun- da iimitİi olduklannı da vTirguladı. 3. grup ise bi- zi eleştirdi. Bunu zaten bekliyorduk. bu ülkele- rin sajısı ise çok az." Toplantıda KKTC'ye yapılan şartlı açılımlan önemsemeyen Rum Dı- şişleri Bakanı, AB'nin kuzeye vereceği 259 milyon Euro paranın üç yıla yayıldığına dikkat çekerek "Bu maB yar- dım çokküçük ve önem- sizdir. Kaldı ki biz KKTC'nin ekonomik yönden güçlenmesinden yananiz, Bunun için yar- dımın yapümasına kar- şı çıkmadık" dedi. AB'nin ekonomik yardımlan organize et- mek için KKTC'de kur- mayı düşündüğü irtibat bürosunun kapsamının çok küçük olacağını söyleyen bakan, bu bü- ronun diplomatik mis- yonu olmayacağını ima etti. Kıbrıs'ta çözüm için hâlâ ümitli olduk- lannı da ileri süren Ya- ko\ u "tddialann aksi- ne Annan Planı öbne- miştir Ahş\eriş konusu da hâlâ günceUiğini ko- rumaktadır. Tanınma konusu ise kesinlikle yoktur ve olmayacak- ör" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear