25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFI adma tLHAN SELÇUK Genel Yavın Yönetmeni: Yıldız • Yazıişlen Müdürü: SaBm # S l Müdü ş Alpaslan#Sorumlu Müdür. Mehmet Sucu # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara îbrahim Istıhbarat Cengiz Yıldırım 9 Ekonomi: Öz- YayınKurulu ÜhanSelçuk(Baş.- \nkaraTemsılcısı MustafaBalta) AaıurkBuhan\o 125,Kat4. Müessese Müdürü lem Yüzak 9 Kültür Egemen BerközS Spor kan), EmreKongar(Daruşman). Bakanlıklar Tel 4195020rhat). Faks 419502"#Lzmır Temsılcısı Erol Erkut • Abdülkadir\ücelman#\lakaleler Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKınk.H ZıyaBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44ÜT45 B ıleı tşlem AJımet %\iasaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlutnonuCd 119S No 1 1Telraören • Düzeltme \bdullah \ azıcı • Bıl- kaya, Şükran Soner. tbrahim #\danaTemsılcısıÇetinYiğeooğlu.tnonuCd 119 S No 1 1.Tel K , A <- gı-Belge. EdibeBuğra* Yurt Haberlerı. Meh- Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta- 363 12 11, Faks 363 12 15 Antalya Temsılcısı \hmet Oruçoğlu K o r u l s a n w met Faraç 9 \\rupa Temsılcısı Gürav Öz fa Balbay. Hakan Kara. Cumhumet Cad 80 5 Tel. 0242 248005" Fax 2430509 tış Fa/ilel Kuza • Gene! MQ<tûr Nıırıt Özbek • Reklam Genel Müdür *ı rd \ls€\ Sarıoğlu. \lı Tâblacı. Emre Cem. r t ""V r >aprnkİner#Rezen;ıSTOmeTekni : w - s - M«W.BamtçugllTel 0212 1543398 ; ı<ruı e-maıl ı "la\ımla»an: \ enı Gun Hatw ^larbı Basmıe "l a>mcılıl \ Ş. rurk>ca4ı Cad "< 41 Caûaloğlu >4V4 titanbul PK 2 fak? ı n ; i 2 n l ı 851^ Baskı: Metkez Gazete Dem BaMm ^ ayınctlık San \eTıc V$BarbârasBuhanNo 125 - Sui.ecı Mi'S la Tel (0 2 l 2 r 12 n5 tö I2(lhatl - Ig Dağıtnır. MetVcz DaŞıöm Pazariama San veTıc 2^NlSAN2004 lmsak-4 22 Güneş6 01 Ögle 13 09 Ikjndı 16 56 Akşam:20 05 Yatsr 21.35 Bilim insanları, hastalann etnik kökeni gözetilerek tedavi uygulanabileceğini savunuyor Irkaözeltedavi aranıyor Norah Jones Ingiliz hayranlanyia • Çeviri Servisi - ABD'li şarkıcı Norah Jones îngiliz hayranlanyla buluştu. Ingiltere turaesine çıkan genç şarkıcı, pazar akşamı başkent Londra'daki Carling Apollo Kültür Merkezi'nde bir konser verdi. Biletlerin günlerce önce tükendiği konserde büyük sevgi gösterisiyle karşılaşan Jones, basın mensuplarına, gördüğü ilgiden çok memnun olduğunu söyledi. JackieChan BM iyi niyet elçisî • PHNOM PENH (AA) - Hong Kong'un "vurdulu-kırdılı komedi fılmlerinin" yıldızı Jackie Chan, BM'nin Çocuklara Yardım Fonu UN1CEF ve AIDS'le mücadele dairesi UNADDS'in iyi niyet elçisi oldu. Chan'uı seçiminin resmen duyurulması nedeniyle açıklama yapan UNAIDS başkanı Peter Piot, HIV virüsü ve AIDS'in Asya'da çabuk yayıldığını belirterek, mücadelenin, Afrika'dan sonra dünyanın diğer kesimlerinde de önemli olduğuna işaret etti. ^iüme Kulübü' kuraMu • BURSA (AA) - Bursa'da şubat ayında yapılan "Türkiye'nin en uzun süre gülme rekor denemesi"ne ev sahipliği yapan bir ahşveriş merkezinde şimdi de Türkiye'nin ilk "Gülme Kulübü" kuruldu. Kulüp Başkanı Ilham lnan Dündar, gülmenin, sözsüz olarak olumlu bir ortam içinde insanlann anlaşabilmelerini, mutluluğu paylaşabilmelerini sağlayan yaşamdaki tek ortak dil olduğunu söyledi. Kulübün amacı, bu dilin kullanılmasını öğretmek, yaygınlaştırmak, insanlara ev ve iş yaşamlannda olaylara mutlu, sevgi dolu ve hoşgörüyle yaklaşmalarını sağlamak. Candaş kayboMu • Kültür Servisi - Hadi Çaman'ın geçen yıl 'Deniz Feneri' oyununda rol arkadaşı olan 7 yaşındaki Labrador cinsi köpeği Candaş pazar günü Hadi Çarnan Yedi Tepe Oyunculan Sahnesi'nin önünden kaçınldı. Çaman köpeğini bulabilmek için araştırmalannı sürdürüyor. Telefonlar: (0 212 24617 77- 2193629-24634 84) En ryi genç aşçı Tezel • Haber Merkezi- Gastronomi Birliği Rotisörler Zinciri Derneği'nin (Chaindes Rotisseurs) 8. Genç Aşçılar Yanşması'nda îstanbul'un genç aşçısı Cevat Tezel birinci seçildi. 14 adayın yanştığı yanşmada birinci olan Tezel, Eylül 20O4'te Kanada'da yapılacak Dünya Finali'nde Türkiye'yi temsil edecek. U zmanlar "ırka özel" tedavi tartışmasmı yeniden gündeme getirdi. Her ne kadar bazı çevreler bunun ırkçılığı körükleyebileceği çekincesini taşısa da çok sayıda bilim insanı etnik kökene göre tedavi belirlemenin doğru olacağını savunuyor. Çeviri Servisi - Hastahklarla savaşımda ırka dayalı farklılıklann gözetilmesi gerektiğini savunan bilim insanlannm sayısı her geçen gün artıyor. Beyazlann bazı hastahklar söz konusu olduğunda siyahlardan farklı türde veya dozda ilaçla tedavi edilebileceğini, Asyalılann Avrupalılara ya da Amerikalılann Çinlilere oranla bazı hastalıklara daha kolay yakalanabileceğini düşünen gen mühendisleri ve doktorlann sayısı az değil. Başka deyişle uzmanlar "ırka özel" tedavi yöntemi geliştirmenin yolunu anyor. Almanya'da yayımlanan Der Spiegel dergisinde yer alan yazıya göre, bu durum geçmişte de yapılan "ırka, etnik kökene göre Op" tartışmasının yeniden gündeme gelmesi anlamına geliyor. Toronto Üniversitesi'nde görevli profesör Abdullah Daar, farklı genetik yapıya sahip gruplara farklı tedavi uygulanmasından yana olanlardan yalnızca bir örnek. Genel cerrah Daar, Berlin'de düzenlenen kongrede, "BiHm ve üp dünyasındaki ırk taröşmasını yeniden aç,malıyız" dedi. Aynı ırktan gelen kişilerin sık yakalandığı hastahklar ya da bünyelerinde etkili olan ilaçlar arasında benzerlik olduğunu vurgulayarak "Örneğin, Avrupa'daki etnik gruplara kendi kökenlerine uygun tedavi yapılabitir" diye sözlerine devam etti. Washington'daki Howard Üniversitesi'nde görevli bilim ınsanlan, Daar bu sözleri sarf etmeden önce önümüzdeki dört yılda 25 bin siyahi ABD'liye DNA testi uygulayarak belirli ilaç ve vırüslere verecekleri tepkiyi araştırmayı kararlaştırdı. "Hapmap" adı altında bir araya gelen uluslararası araştırmacı grubu ise 110 milyon dolarlık bütçeyle Nijeryah, Çinli ve ABD'liler arasındaki genetik farklılıklan ortaya çıkarmanın yollannı arayacaklan bir projeye başladı. imdiye kadar yapüan baa araşormalann sonuçlan, tedavi yöntenıkrinin ve sık yakalanan, ölüme neden olan hastahklann ırka dayah farkhhldar göstenögivebuna dayanarak ırka özel tedavi olabüeceği tezini güçlendirecek niteükte. srvahlar arasında bevuz ırka oranla prostat ve meme kanserine vakalananlann savısı daha fazla. Asyalılann yüzde 40'a yakını karactğer enzimi mutasyonuna uğramış durumda. Asyah hastalann daha düşük dozda ağn keskKie ağnlan dinhor. Kalp ve psikolojik rahatsıznklar söz konusu olduğunda daha düşük dozla iyileşebilijorlar. \e en çarpjcı verilerden biri ise diğerlerine oranla daha fazla savıda Afrika kökenli Amerikah kalp hastahğından ötüyor. 15-20 YIL ÎÇÎNDE Bebekte tasarım dönemi GURSUKUNT TÜRKLERİN YAŞAM SÜRESİ DAHA DÜŞÜK ANKARA (AA) - Türkıye'de doğuşta beklenen yaşam süresi 30 yılda 4.7 yıl daha artacak. ancak bu süre sonunda bile birçok ülkenin 2000 yılındaki ortalama ömür beklentisi yakalanamayacak. Devlet Istatistik Enstitüsü (DİE) verilerinden yaptıgı hesaplamaya göre, Türk insanmın doğuşta beklenen yaşam süresi 2003 yıhndakı 68.7 yıl sevıyesinden, 2030-2035 döneminde ancak 73.4 yıla çıkabilecek. Ancak bu artış, 2000 yılında bile Japonya'da 81 yaşa kadar çıkan ortalama yaşam süresi göz önüne alındığında bu- hayli düşük kalacak. Nitekim, Türkiye bu seviyesi ile, îran'ın 2000 yılındaki beklenen yaşam seviyesini 2005-2010 döneminde, Romanya ve Çin'in 2000 yılı seviyesini de 2010-2015 döneminde ancak yakâlayacak. Türk insanırun, Macar vatandaşlann 2000 yılı ömür beklenti seviyesini yakalamak için yaklaşık 20 yıl, Azeri, Bulgar, Kolombiya ve Tunus vatandaşlannın 2000 yılı ömür beklentisini yakalamak için ise yaklaşık 25 yıl beklemesi gerekecek. Türkiye'nin, 2040 yılında doğuşta beklenen ömürü 73.4 yıl olarak belirlenirken, bu rakam bile ABD, Almanya, Japonya, Avustralya, Isveç ve Isviçre gibi ülkelenn 2000 yılında doğuşta beklenen ömür süresinin altında kalacak. Çek Cumhuriyeti, Irlanda, Portekiz ve Danimarka'nın da 2000 yılındaki yaşam beklentisi, 2040 yılında Türkiye tarafından yakalanamayacak. ANTALYA - însanın tüm genetik şifresüıi 2005'te çözmeyi hedefleyen hekimler, 15-20 yıllık sürede "dizayner baby"yi gündemlerine aldılar. Tüp bebek yöntemıyle bebeğin tüm genlerinın ınceleneceği metotla bir yandan hastahkh genler temizlenirken diğer yandan doğacak bebeğin fiziksel özelliklerine de müdahale edilebilmesi planlanıyor. Daha sağlıklı ve uzun ömürlü bireyler hedefleyen sistemin, etik olmayan eller tarafından "Frankeştaynlar" yaratabileceği endişesinın ise hükümet kontrolünde önlenebileceğı belirtiliyor. 4. Ulusal Jinekoloji ve Obstetnk Kongresi'ne katılan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof Bülent Tıraş, "DNA ve gen şifrelerinin tamamının bilinmesi, her türtü özeUiğe de müdahale edebilme anlamına geliyor. Tüp bebeklerde, bu metot sayesinde bebeğin fiziksel özelliklerine de müdahale etme şansı orta> a çıkacak. Ancak bu konudaki endişeler de etik yapdanma ve hükünıetler kontrolünde çözülebilir'* dıye konuştu. 1978'deılk tüp bebek uygulamasının da bazı ülkelerde yasaklandığını ve etik bulunmadığını anımsatan Prof. Bülent Tıraş, "Teknolojiyi durdurmak mümkün değiL Bu konudaki geüşmeler çok hızh ve dizayner babv 'nin de önümüzdeki 15-20 yılhk süreç içinde hayata geçmesi planlanıyor" dedı. Kozmetik dünyasının kraliçesi yaşamını yitirdi Guzellığın ıksınnı bulan kadın: Lauder AL GÖZU>I SEYREYLE /IŞE.ÖZGENTÜRK Müliyetçi komünisûer Dış Haberler Servisi - Kozmetik dünyasının kraliçesi olarak bilinen ve milyarlarca dolarlık servetin sahibi olan Estee Lauder, dün ABD'nin New York kentinde yaşamını yitirdi. Lauder kozmetik şirketı sözcüsü SaDy Susman. Lauder'in önceki gece kalp ve solunum yetmezliğinden öldüğünü bildırirken yaşını açıklamaktan kaçındı. Ajanslarsa, ünlü kozmetikçinin yaşının 95 ya da 97 olarak tahmin edildiğini belirtti. New York'ta dünyaya gelen Estee Lauder, kozmetik dünyasına 1946'daeşi Joseph Lauder'la birlikte girmişti. Önceleri, ürünlerini güzellik salonlanna ve otellere satan Lauder, zamanla uluslararası kozmetik imparatorluğuna sahip olmuştu. Lauder, 1998 yıhnda Time dergisi tarafından yüzyılın en önemli dâhice 20 işi listesinde yer alan tek kadın' girişimciydi. Lauder'in şirketi, Fortune dergisinin 2003 yılı ABD'nin en büyük 500 şirketı \ listesinde, 4 milyar 744 milyon dolarlık % geliriyle 349. sırada yer almıştı. 20 bin kişinin çahştığı şirketin, hem kadınlara hem de erkeklere yönelik kozmetik ürünleri 130 [ ülkede satüıyor. Lauder şirketinin 70'den fazla parfümü bulunuyor. Kremden her türlü kozmetiğe, parfüme kadar çok geniş bir ürün yelpazesi bulunan Lauder'in ünlü markalan arasmda Prescriptives, Clinique, Origins, Aramis ve Tommy Hillfıger de var. 1 Çirkiıı kadııı yoktıu* Estee Lauder. başansının sırnyla ilgili yaptıgı bir açıklamada, ""Ortada bir sır yok. Niçin biitün gelinler güzel. Çünkü onlar düğün günü nasıl göriindükleriyle il«ik'niyorlar. Çirkin kadın yoktur, sadece kendine baknıayan ya da çekici olduğuna inanmayan kadın vardır" sözleriyle anımsanıyor. Lauder. -Estee: Bir Başan Öyküsü" kitabında. "Mükemmel bir dünyada. iç güzelliğinıizle değerlendirileceğİA Daha az mükemmel olan dünyadaysa, güzel görünen bir kadının her zanıan büyük üstünlüğü vardır ve son sözü o söyler" dpmişti. Bugünlerde her ne kadar palmı- ye dedektifliği yapıyorsam da de- rin siyasi analizlerimden sizleri mahrum bırakmak istemedim. Val- lahi ben şu Güney Kıbns yurttaş- lanna özellikle teşekkür etmek is- tiyonım. Tüm dünyaya nanik yap- tılar ve ne kadar millıyetçi olduk- lannı dosta düşmana gösterdiler. Bir güzel "hayır" oyıı verdiler. Her ne kadar bu "hayır" oyunun altın- da, Rus mafyasının akladığı kara pa- ralarla yılda yirmi bin dolara ula- şan milli gelirlerini kaybetmemek içgüdüsü yatıyorsa da acayip mil- liyetçiler ve topraklarının saülık ol- madığını açık açık söylediler. Bü- yük çoğunluğun komünist olması hiçbir şeyi değiştirmedi. Kardeş- lik. dostluk gibi kavramlan rafa kal- dırdıklanru hiç gocunmadan göster- düer. Bu bana yıllar öncesinde yaşadı- ğım birkaç olayı anımsattı. Şöyle: Efendim biz Türkler özellikle de sol düşüncede olanlar bir zamanlar dostu düşmanı kucaklamaya pek birmeraklıydık. Herkes dosttu, her- kes kardeşti. Yani hiçbirimizde bir gıdımlık milliyetçilik yoktu. Yu- nanlılar, Ermeniler, Kürtler sapına kadar haklıydılar. Kendimizi bu bakış açısına öyle- sine kaptırmıştık ki, yabancı dost- lanmızın, özellikle de sosyalist ya da komünist olanlann milliyetçi ta- vırlan karşısında şok üstüne şokauğ- ramayı ış edinmiştik. Benim bu alanda yaşadığım ilk şoklardan biri Fransa'da olmuştu. Sa- pına kadar komünist olduğunu bil- diğim biri, sanınm Kuveyt'te, ora- da ne aradıklan malum beş Fransız askennin öldürülmesi olayında tam karşımda hüngür hüngür ağlamış- tı. O Fransız askerleri o ülkede ne anyordu. bu soruyu unutmuştu. Sonra Tessia olayını yaşadım. Tessia Yunanistan'da yaşayan ve benim "Seni Seviyonım Rosa" fil- minin müziklerini yapan usta bir müzikçiydi. Herkonudaanlaşıyor- duk, ona koskoca bir filmin mü- ziklerini bırakmışüm ama o Kıbns'ta doğmuştu ve ikimiz arasındaki tek yasak konu Kıbns'tı. Bütün o gü- zelim işbirliği, o dostluk Kıbns söz konusu olduğunda hiç kuşkunuz olmasm anında bitebilirdi. Tessia sapına kadar iyi bir müzikçi ve ko- münistti. Gelininnz Adriana Portekizliydi, ben onun vanında Kürt sorununu açamazdım bile. Korkardım, çün- kü inanılmaz bir saldınya uğrar- dım ve kendimi bir sömürge ülke- sinin beyaz yurttaşlanndan biri gi- bi hissederdim. Ama aynı Adriana Ispanyol kelimesini duymaya bile tahammül edemezdı. Portekiz ile tspanya arasındaki ezeh düşrnanlık, onun damarlanna işlemişti ve bu alanda bildiği bütün sosyalist ve komünist öğretileri unuturdu. En önemli şoklanmdan bırini de Selanik Film Festivali'nde yaşa- dım. Filmim yanşma bölümüne se- çilmişti ve ben filmimı Almanya'da gösterip Selanik'e geçtim. Film Al- man yöneticiler tarafından Sela- nik'e gönderildı, uçağa binmeden önce de filmin Selanik'e yollandı- ğını gösteren kargo kâğıdını elime verdiler. Ben Selanik'e geldım ama fıl- mim ortahkta yoktu. Bana filmin gelmediğini söylediler, kargo kâ- ğıdını gösterdim, ardından kargo bölümünün grevde olduğunu. bu nedenle fîlmi çekemediklerini be- lirttiler. Tam üç gün deli danalar gi- bi dolaşıp filmin ne olacağını sor- dum. Havadan sudan yanıtlarla ge- çiştirildim. Filmin gösterim tarihi- ne bir gün kalmıştı ve film hâlâ or- talıkta yoktu. Basın toplantısı filan da ayarlanmamıştı. Garip, ürkütü- cü bir duyarsızhk içindeydim. So- nuçta hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ve konsolosluğa tele- fon edip durumu anlattım. Cç da- kika sonra konsolosluk fılmi almış- tı ve gösteri yapılabildi. Bu beni çok etkiledi. Aynı du- rum Amerikah ya da Kanadalı bir yönetmenin başına gelseydi ne olur- du? Benim karşılaştığım duyarsız- lıkla karşılaşır mıydı. pek sanmıyo- rum. Bence ne yazık ki, pek çok Yu- nan aydınında var olan Türk düş- manlığı çok dolayh bir biçımde de olsa kendini göstermişti. Daha pek çok şoktan söz edebi- lirim. Işte bütün bu şoklardan son- ra Güney Kıbnshların büyük ço- ğunluğunun komünist de olsalar "hayır" demesi beni hiç şaşırtma- dı. tyı de yaptüar, A\Tupa Birliği Yu- nanistan'a çok fon. çok para ahttı. şimdi de Güney Kıbns'a akıtacak. Elleri mahkûm. Not: Dikkat dikkat! Plastik pal- miyeler, Izmir'in Kemalpaşa ilçe- sinde, Edremit'te \ e Adapazan'nda görülmüştür. Aynca Edremit'te plas- tik zeytin ağaçlanna da rastlanmış- hr. isilozgenturk@superonline.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear