Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET \AKFI
adma tLHAN SELÇUK
Genel Yavın Yönetmeni:
Yıldız • Yazıişlen Müdürü: SaBm
# S l Müdü
ş
Alpaslan#Sorumlu Müdür. Mehmet
Sucu # Haber Merkezı Müdürü:
Hakan Kara
îbrahim Istıhbarat Cengiz Yıldırım 9 Ekonomi: Öz- YayınKurulu ÜhanSelçuk(Baş.- \nkaraTemsılcısı MustafaBalta) AaıurkBuhan\o 125,Kat4. Müessese Müdürü
lem Yüzak 9 Kültür Egemen BerközS Spor kan), EmreKongar(Daruşman). Bakanlıklar Tel 4195020rhat). Faks 419502"#Lzmır Temsılcısı Erol Erkut •
Abdülkadir\ücelman#\lakaleler Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKınk.H ZıyaBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44ÜT45 B
ıleı tşlem AJımet
%\iasaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlutnonuCd 119S No 1 1Telraören • Düzeltme \bdullah \ azıcı • Bıl- kaya, Şükran Soner. tbrahim #\danaTemsılcısıÇetinYiğeooğlu.tnonuCd 119 S No 1 1.Tel K
, A
<-
gı-Belge. EdibeBuğra* Yurt Haberlerı. Meh- Yıİdız, Orhan Bursalı. Musta- 363 12 11, Faks 363 12 15 Antalya Temsılcısı \hmet Oruçoğlu
K o r u l s a n w
met Faraç 9 \\rupa Temsılcısı Gürav Öz fa Balbay. Hakan Kara. Cumhumet Cad 80 5 Tel. 0242 248005" Fax 2430509 tış Fa/ilel Kuza
• Gene! MQ<tûr Nıırıt Özbek •
Reklam Genel Müdür *ı rd \ls€\
Sarıoğlu. \lı Tâblacı. Emre Cem.
r t
""V
r
>aprnkİner#Rezen;ıSTOmeTekni
:
w - s - M«W.BamtçugllTel 0212 1543398
; ı<ruı e-maıl ı
"la\ımla»an: \ enı Gun Hatw ^larbı Basmıe "l a>mcılıl \ Ş. rurk>ca4ı Cad "< 41 Caûaloğlu >4V4 titanbul PK 2
fak? ı n ; i 2 n l ı 851^ Baskı: Metkez Gazete Dem BaMm ^ ayınctlık San \eTıc V$BarbârasBuhanNo 125
- Sui.ecı Mi'S la Tel (0 2 l 2 r 12 n5 tö I2(lhatl
- Ig Dağıtnır. MetVcz DaŞıöm Pazariama San veTıc
2^NlSAN2004 lmsak-4 22 Güneş6 01 Ögle 13 09 Ikjndı 16 56 Akşam:20 05 Yatsr 21.35
Bilim insanları, hastalann etnik kökeni gözetilerek tedavi uygulanabileceğini savunuyor
Irkaözeltedavi aranıyor
Norah Jones
Ingiliz hayranlanyia
• Çeviri Servisi - ABD'li şarkıcı
Norah Jones îngiliz
hayranlanyla buluştu. Ingiltere
turaesine çıkan genç şarkıcı,
pazar akşamı başkent
Londra'daki Carling Apollo
Kültür Merkezi'nde bir konser
verdi. Biletlerin günlerce önce
tükendiği konserde büyük sevgi
gösterisiyle karşılaşan Jones,
basın mensuplarına,
gördüğü ilgiden çok memnun
olduğunu söyledi.
JackieChan
BM iyi niyet elçisî
• PHNOM PENH (AA) - Hong
Kong'un "vurdulu-kırdılı
komedi fılmlerinin" yıldızı
Jackie Chan, BM'nin
Çocuklara Yardım Fonu
UN1CEF ve AIDS'le mücadele
dairesi UNADDS'in iyi niyet
elçisi oldu. Chan'uı seçiminin
resmen duyurulması nedeniyle
açıklama yapan UNAIDS
başkanı Peter Piot, HIV virüsü
ve AIDS'in Asya'da çabuk
yayıldığını belirterek,
mücadelenin, Afrika'dan sonra
dünyanın diğer kesimlerinde de
önemli olduğuna işaret etti.
^iüme Kulübü'
kuraMu
• BURSA (AA) - Bursa'da şubat
ayında yapılan "Türkiye'nin en
uzun süre gülme rekor
denemesi"ne ev sahipliği yapan
bir ahşveriş merkezinde şimdi
de Türkiye'nin ilk "Gülme
Kulübü" kuruldu. Kulüp
Başkanı
Ilham lnan
Dündar,
gülmenin,
sözsüz
olarak
olumlu bir
ortam içinde insanlann
anlaşabilmelerini, mutluluğu
paylaşabilmelerini sağlayan
yaşamdaki tek ortak dil
olduğunu söyledi.
Kulübün amacı, bu dilin
kullanılmasını öğretmek,
yaygınlaştırmak, insanlara ev ve
iş yaşamlannda olaylara mutlu,
sevgi dolu ve hoşgörüyle
yaklaşmalarını sağlamak.
Candaş kayboMu
• Kültür Servisi - Hadi Çaman'ın
geçen yıl 'Deniz Feneri'
oyununda rol arkadaşı olan 7
yaşındaki Labrador cinsi köpeği
Candaş pazar günü Hadi Çarnan
Yedi Tepe Oyunculan
Sahnesi'nin önünden kaçınldı.
Çaman köpeğini bulabilmek
için araştırmalannı sürdürüyor.
Telefonlar: (0 212 24617 77-
2193629-24634 84)
En ryi genç aşçı Tezel
• Haber
Merkezi-
Gastronomi
Birliği
Rotisörler
Zinciri
Derneği'nin
(Chaindes
Rotisseurs) 8.
Genç Aşçılar
Yanşması'nda
îstanbul'un
genç aşçısı Cevat Tezel birinci
seçildi. 14 adayın yanştığı
yanşmada birinci olan Tezel,
Eylül 20O4'te Kanada'da
yapılacak Dünya Finali'nde
Türkiye'yi temsil edecek.
U
zmanlar "ırka özel" tedavi
tartışmasmı yeniden gündeme
getirdi. Her ne kadar bazı
çevreler bunun ırkçılığı
körükleyebileceği çekincesini taşısa
da çok sayıda bilim insanı etnik
kökene göre tedavi belirlemenin
doğru olacağını savunuyor.
Çeviri Servisi - Hastahklarla savaşımda ırka
dayalı farklılıklann gözetilmesi gerektiğini
savunan bilim insanlannm sayısı her geçen gün
artıyor. Beyazlann bazı hastahklar söz konusu
olduğunda siyahlardan farklı türde veya dozda
ilaçla tedavi edilebileceğini, Asyalılann
Avrupalılara ya da Amerikalılann Çinlilere
oranla bazı hastalıklara daha kolay
yakalanabileceğini düşünen gen mühendisleri
ve doktorlann sayısı az değil. Başka deyişle
uzmanlar "ırka özel" tedavi yöntemi
geliştirmenin yolunu anyor.
Almanya'da yayımlanan Der Spiegel
dergisinde yer alan yazıya göre, bu durum
geçmişte de yapılan "ırka, etnik kökene göre
Op" tartışmasının
yeniden gündeme
gelmesi anlamına
geliyor.
Toronto
Üniversitesi'nde
görevli profesör
Abdullah Daar,
farklı genetik
yapıya sahip
gruplara farklı
tedavi
uygulanmasından
yana olanlardan
yalnızca bir
örnek. Genel
cerrah Daar,
Berlin'de
düzenlenen kongrede, "BiHm ve üp
dünyasındaki ırk taröşmasını yeniden
aç,malıyız" dedi. Aynı ırktan gelen kişilerin sık
yakalandığı hastahklar ya da bünyelerinde
etkili olan ilaçlar arasında benzerlik olduğunu
vurgulayarak "Örneğin, Avrupa'daki etnik
gruplara kendi kökenlerine uygun tedavi
yapılabitir" diye sözlerine devam etti.
Washington'daki Howard Üniversitesi'nde
görevli bilim ınsanlan, Daar bu sözleri sarf
etmeden önce önümüzdeki dört yılda 25 bin
siyahi ABD'liye DNA testi uygulayarak belirli
ilaç ve vırüslere verecekleri tepkiyi araştırmayı
kararlaştırdı.
"Hapmap" adı altında bir araya gelen
uluslararası araştırmacı grubu ise 110 milyon
dolarlık bütçeyle Nijeryah, Çinli ve ABD'liler
arasındaki genetik farklılıklan ortaya
çıkarmanın yollannı arayacaklan
bir projeye başladı.
imdiye kadar yapüan
baa araşormalann
sonuçlan, tedavi
yöntenıkrinin ve sık
yakalanan, ölüme neden
olan hastahklann ırka
dayah farkhhldar
göstenögivebuna
dayanarak ırka özel tedavi
olabüeceği tezini
güçlendirecek niteükte.
srvahlar arasında
bevuz ırka oranla prostat
ve meme kanserine
vakalananlann savısı daha
fazla. Asyalılann yüzde
40'a yakını karactğer
enzimi mutasyonuna
uğramış durumda. Asyah
hastalann daha düşük
dozda ağn keskKie
ağnlan dinhor. Kalp ve
psikolojik rahatsıznklar
söz konusu olduğunda
daha düşük dozla
iyileşebilijorlar. \e en
çarpjcı verilerden biri ise
diğerlerine oranla daha
fazla savıda Afrika kökenli
Amerikah kalp
hastahğından ötüyor.
15-20 YIL ÎÇÎNDE
Bebekte
tasarım
dönemi
GURSUKUNT
TÜRKLERİN YAŞAM SÜRESİ DAHA DÜŞÜK
ANKARA (AA) - Türkıye'de doğuşta beklenen
yaşam süresi 30 yılda 4.7 yıl daha artacak. ancak
bu süre sonunda bile birçok ülkenin 2000
yılındaki ortalama ömür beklentisi
yakalanamayacak. Devlet Istatistik Enstitüsü
(DİE) verilerinden yaptıgı hesaplamaya göre,
Türk insanmın doğuşta beklenen yaşam süresi
2003 yıhndakı 68.7 yıl sevıyesinden, 2030-2035
döneminde ancak 73.4 yıla çıkabilecek. Ancak
bu artış, 2000 yılında bile Japonya'da 81 yaşa
kadar çıkan ortalama yaşam süresi göz önüne
alındığında bu- hayli düşük kalacak.
Nitekim, Türkiye bu seviyesi ile, îran'ın 2000
yılındaki beklenen yaşam seviyesini 2005-2010
döneminde, Romanya ve Çin'in 2000 yılı
seviyesini de 2010-2015 döneminde ancak
yakâlayacak. Türk insanırun, Macar
vatandaşlann 2000 yılı ömür beklenti seviyesini
yakalamak için yaklaşık 20 yıl, Azeri, Bulgar,
Kolombiya ve Tunus vatandaşlannın 2000 yılı
ömür beklentisini yakalamak için ise yaklaşık 25
yıl beklemesi gerekecek. Türkiye'nin, 2040
yılında doğuşta beklenen ömürü 73.4 yıl olarak
belirlenirken, bu rakam bile ABD, Almanya,
Japonya, Avustralya, Isveç ve Isviçre gibi
ülkelenn 2000 yılında doğuşta beklenen ömür
süresinin altında kalacak. Çek Cumhuriyeti,
Irlanda, Portekiz ve Danimarka'nın da 2000
yılındaki yaşam beklentisi, 2040 yılında Türkiye
tarafından yakalanamayacak.
ANTALYA - însanın tüm genetik
şifresüıi 2005'te çözmeyi hedefleyen
hekimler, 15-20 yıllık sürede
"dizayner baby"yi gündemlerine
aldılar. Tüp bebek yöntemıyle
bebeğin tüm genlerinın ınceleneceği
metotla bir yandan hastahkh genler
temizlenirken diğer yandan doğacak
bebeğin fiziksel özelliklerine de
müdahale edilebilmesi planlanıyor.
Daha sağlıklı ve uzun ömürlü bireyler
hedefleyen sistemin, etik olmayan
eller tarafından "Frankeştaynlar"
yaratabileceği endişesinın ise
hükümet kontrolünde önlenebileceğı
belirtiliyor.
4. Ulusal Jinekoloji ve Obstetnk
Kongresi'ne katılan Gazi
Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kadın
Hastalıklan ve Doğum
Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof Bülent Tıraş,
"DNA ve gen şifrelerinin
tamamının bilinmesi, her
türtü özeUiğe de
müdahale edebilme
anlamına geliyor. Tüp
bebeklerde, bu metot
sayesinde bebeğin
fiziksel özelliklerine de müdahale
etme şansı orta> a çıkacak. Ancak bu
konudaki endişeler de etik yapdanma
ve hükünıetler kontrolünde
çözülebilir'* dıye konuştu.
1978'deılk tüp bebek
uygulamasının da bazı ülkelerde
yasaklandığını ve etik bulunmadığını
anımsatan Prof. Bülent Tıraş,
"Teknolojiyi durdurmak mümkün
değiL Bu konudaki geüşmeler çok hızh
ve dizayner babv 'nin de önümüzdeki
15-20 yılhk süreç içinde hayata
geçmesi planlanıyor" dedı.
Kozmetik dünyasının kraliçesi yaşamını yitirdi
Guzellığın ıksınnı
bulan kadın: Lauder
AL GÖZU>I SEYREYLE /IŞE.ÖZGENTÜRK
Müliyetçi komünisûer
Dış Haberler Servisi - Kozmetik
dünyasının kraliçesi olarak bilinen ve
milyarlarca dolarlık servetin sahibi olan
Estee Lauder, dün ABD'nin New York
kentinde yaşamını yitirdi.
Lauder kozmetik şirketı sözcüsü SaDy
Susman. Lauder'in önceki gece kalp ve
solunum yetmezliğinden öldüğünü
bildırirken yaşını açıklamaktan kaçındı.
Ajanslarsa, ünlü kozmetikçinin yaşının 95
ya da 97 olarak tahmin edildiğini belirtti.
New York'ta dünyaya gelen Estee
Lauder, kozmetik dünyasına
1946'daeşi Joseph
Lauder'la birlikte
girmişti. Önceleri,
ürünlerini güzellik
salonlanna ve otellere
satan Lauder, zamanla
uluslararası kozmetik
imparatorluğuna sahip
olmuştu. Lauder, 1998
yıhnda Time dergisi
tarafından yüzyılın en
önemli dâhice 20 işi
listesinde yer alan tek kadın'
girişimciydi. Lauder'in
şirketi, Fortune dergisinin 2003
yılı ABD'nin en büyük 500 şirketı \
listesinde, 4 milyar 744 milyon dolarlık %
geliriyle 349. sırada yer almıştı. 20 bin
kişinin çahştığı şirketin, hem kadınlara hem
de erkeklere yönelik kozmetik ürünleri 130 [
ülkede satüıyor. Lauder şirketinin 70'den
fazla parfümü bulunuyor. Kremden her türlü
kozmetiğe, parfüme kadar çok geniş bir
ürün yelpazesi bulunan Lauder'in ünlü
markalan arasmda Prescriptives, Clinique,
Origins, Aramis ve Tommy Hillfıger de var.
1 Çirkiıı kadııı yoktıu*
Estee Lauder. başansının sırnyla
ilgili yaptıgı bir açıklamada,
""Ortada bir sır yok. Niçin biitün gelinler
güzel. Çünkü onlar düğün günü nasıl
göriindükleriyle il«ik'niyorlar. Çirkin
kadın yoktur, sadece kendine baknıayan
ya da çekici olduğuna inanmayan kadın
vardır" sözleriyle anımsanıyor. Lauder.
-Estee: Bir Başan Öyküsü" kitabında.
"Mükemmel bir dünyada. iç güzelliğinıizle
değerlendirileceğİA Daha az mükemmel
olan dünyadaysa, güzel görünen bir
kadının her zanıan büyük üstünlüğü
vardır ve son sözü o söyler" dpmişti.
Bugünlerde her ne kadar palmı-
ye dedektifliği yapıyorsam da de-
rin siyasi analizlerimden sizleri
mahrum bırakmak istemedim. Val-
lahi ben şu Güney Kıbns yurttaş-
lanna özellikle teşekkür etmek is-
tiyonım. Tüm dünyaya nanik yap-
tılar ve ne kadar millıyetçi olduk-
lannı dosta düşmana gösterdiler.
Bir güzel "hayır" oyıı verdiler. Her
ne kadar bu "hayır" oyunun altın-
da, Rus mafyasının akladığı kara pa-
ralarla yılda yirmi bin dolara ula-
şan milli gelirlerini kaybetmemek
içgüdüsü yatıyorsa da acayip mil-
liyetçiler ve topraklarının saülık ol-
madığını açık açık söylediler. Bü-
yük çoğunluğun komünist olması
hiçbir şeyi değiştirmedi. Kardeş-
lik. dostluk gibi kavramlan rafa kal-
dırdıklanru hiç gocunmadan göster-
düer.
Bu bana yıllar öncesinde yaşadı-
ğım birkaç olayı anımsattı. Şöyle:
Efendim biz Türkler özellikle de
sol düşüncede olanlar bir zamanlar
dostu düşmanı kucaklamaya pek
birmeraklıydık. Herkes dosttu, her-
kes kardeşti. Yani hiçbirimizde bir
gıdımlık milliyetçilik yoktu. Yu-
nanlılar, Ermeniler, Kürtler sapına
kadar haklıydılar.
Kendimizi bu bakış açısına öyle-
sine kaptırmıştık ki, yabancı dost-
lanmızın, özellikle de sosyalist ya
da komünist olanlann milliyetçi ta-
vırlan karşısında şok üstüne şokauğ-
ramayı ış edinmiştik.
Benim bu alanda yaşadığım ilk
şoklardan biri Fransa'da olmuştu. Sa-
pına kadar komünist olduğunu bil-
diğim biri, sanınm Kuveyt'te, ora-
da ne aradıklan malum beş Fransız
askennin öldürülmesi olayında tam
karşımda hüngür hüngür ağlamış-
tı. O Fransız askerleri o ülkede ne
anyordu. bu soruyu unutmuştu.
Sonra Tessia olayını yaşadım.
Tessia Yunanistan'da yaşayan ve
benim "Seni Seviyonım Rosa" fil-
minin müziklerini yapan usta bir
müzikçiydi. Herkonudaanlaşıyor-
duk, ona koskoca bir filmin mü-
ziklerini bırakmışüm ama o Kıbns'ta
doğmuştu ve ikimiz arasındaki tek
yasak konu Kıbns'tı. Bütün o gü-
zelim işbirliği, o dostluk Kıbns söz
konusu olduğunda hiç kuşkunuz
olmasm anında bitebilirdi. Tessia
sapına kadar iyi bir müzikçi ve ko-
münistti.
Gelininnz Adriana Portekizliydi,
ben onun vanında Kürt sorununu
açamazdım bile. Korkardım, çün-
kü inanılmaz bir saldınya uğrar-
dım ve kendimi bir sömürge ülke-
sinin beyaz yurttaşlanndan biri gi-
bi hissederdim. Ama aynı Adriana
Ispanyol kelimesini duymaya bile
tahammül edemezdı. Portekiz ile
tspanya arasındaki ezeh düşrnanlık,
onun damarlanna işlemişti ve bu
alanda bildiği bütün sosyalist ve
komünist öğretileri unuturdu.
En önemli şoklanmdan bırini de
Selanik Film Festivali'nde yaşa-
dım. Filmim yanşma bölümüne se-
çilmişti ve ben filmimı Almanya'da
gösterip Selanik'e geçtim. Film Al-
man yöneticiler tarafından Sela-
nik'e gönderildı, uçağa binmeden
önce de filmin Selanik'e yollandı-
ğını gösteren kargo kâğıdını elime
verdiler.
Ben Selanik'e geldım ama fıl-
mim ortahkta yoktu. Bana filmin
gelmediğini söylediler, kargo kâ-
ğıdını gösterdim, ardından kargo
bölümünün grevde olduğunu. bu
nedenle fîlmi çekemediklerini be-
lirttiler. Tam üç gün deli danalar gi-
bi dolaşıp filmin ne olacağını sor-
dum. Havadan sudan yanıtlarla ge-
çiştirildim. Filmin gösterim tarihi-
ne bir gün kalmıştı ve film hâlâ or-
talıkta yoktu. Basın toplantısı filan
da ayarlanmamıştı. Garip, ürkütü-
cü bir duyarsızhk içindeydim. So-
nuçta hayatımda hiç yapmadığım bir
şeyi yaptım ve konsolosluğa tele-
fon edip durumu anlattım. Cç da-
kika sonra konsolosluk fılmi almış-
tı ve gösteri yapılabildi.
Bu beni çok etkiledi. Aynı du-
rum Amerikah ya da Kanadalı bir
yönetmenin başına gelseydi ne olur-
du? Benim karşılaştığım duyarsız-
lıkla karşılaşır mıydı. pek sanmıyo-
rum. Bence ne yazık ki, pek çok Yu-
nan aydınında var olan Türk düş-
manlığı çok dolayh bir biçımde de
olsa kendini göstermişti.
Daha pek çok şoktan söz edebi-
lirim. Işte bütün bu şoklardan son-
ra Güney Kıbnshların büyük ço-
ğunluğunun komünist de olsalar
"hayır" demesi beni hiç şaşırtma-
dı. tyı de yaptüar, A\Tupa Birliği Yu-
nanistan'a çok fon. çok para ahttı.
şimdi de Güney Kıbns'a akıtacak.
Elleri mahkûm.
Not: Dikkat dikkat! Plastik pal-
miyeler, Izmir'in Kemalpaşa ilçe-
sinde, Edremit'te \ e Adapazan'nda
görülmüştür. Aynca Edremit'te plas-
tik zeytin ağaçlanna da rastlanmış-
hr.
isilozgenturk@superonline.com