25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 27 NfSAN 2004 SALI 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr TİYATRO DÜNYASINDAN DİKMEN GÜRÜN Bir kitap: 'KaranlıktakiIşık'ZeynepOral'ın dünya sahnelerin- den izlenimlerini derlediği 'Karan- lıktaki Işık' adlı kitabı Alkım Ya- yınlan'ndan çıktı. Aşağı yukan on yıl önce ilk baskısı Altın Kitaplar tarafından yapılmıştı. Şimdi daha da genişletilerek günümüze uzan- mış. Yaİdaşık 25 yıllık bır dönemı kapsıyor Zeynep Oral'ın gözlem- leri, incelemeleri. Sahnedekl ışık Oral, "ucuz, kolay,yoz olanın pob- pohlamp alkışlanmasry la, 'popüler kültür' başbgı alünda, halk dalka- vukluğu yapılırken; bunlara yazıb ve görsel yayınlarda sayfalar ve sa- atler aynhrken, niteükli tiyatro de- ğer hiyerarşisinde en geri sıralara ıtO- di" sözleriyle başlıyor tiyatro dün- yasındaki gezintisine ve akıcı diliy- le okuyucuyu bu sanatın derinlik- leri içine çekiyor. Yaşananı, yaşan- makta olanı dile getirirken dünya sahnelerinde, festivallerde izlediği oyunJara, yönetmenlere ilişkin göz- lemlerini aktanyor. Kendi tanımıy- la "sahnedeki ışıkta gördüklerinin sahne gerisindeki görmediklerini nasıl kucakladığına" deginıyor. Karanlıktakı ışığı yakalama sü- recınde günümüz tiyatrosunun bel- li başlı yönetmenlerinden yola çı- kıyor. Giorgio Strehler, Peter Bro- ok, Arianne Mnouchkine, Yuri Lu- bimov, Robert \VUson, Pina Baıısch. Jerzy Grotowski, Kantor gibi tiyat- roda ekol yaratmış olan sanatçıla- nn çalışmalan üzerinde yoğunlaşı- yor. Ününü Fransa'da edinen Meh- met Ulusoy da Oral'ın 1977'den başlayarak çalışmalannı yakından takip ettigi bir yönetmen olarak ki- tapta yerini alıyor. Krlzler ve tlyatro "1990 sonbahannda Romanya Tîyatrocular Biriiği'nden Bükreş 90' Festivali için bir çağn abnca doğrusu çok şaşırmıştım. Adamlar kırk beş yıllıkrejinıi,yirmi beş >il- • "Ucuz, kolay, yoz olanm pohpohlanıp alkışlanmasıyla 'popüler kültür' başlığı altında halk dalkavukluğu yapılırken, bunlara yazılı ve görsel yayınlarda sayfalar ve saatler aynhrken, nitelikli tiyatro değer hiyerarşisinde en geri sıralara itildi." hk diktatöriüğü devirmişler ve ara- dan on bir ay geçer geçmez Bükreş 90 Llusal fiyatro Festivali'ni dü- zenliyorlar! Şu işe bakın! Üretim durmuş, yiyecekyok, enflasyon, kor- kunç fiyat arüşlaru. karaborsa, yol- suzluk. yozluk... ve kırk beş yılın he- sabuu hemen şimdi görmek isteyen- ler... etnik kavgalar, azınlık sorun- lan._ Bütün bunlar bir yanda, Ti- yatro Festivali öte yanda_" Eğıtimin, kültürün, sanatın her koşulda en üst düzeyde değerlendirildiği toplumlar... Tiyatroya tutkun Rumen halkı devrim öncesi olduğu gibı devnmden sonra da tiyatrolan dol- duruyordu ve uzun yıllar Avru- pa'nın belli başlı tiyatro ve opera- lannda yönetmenlik yapan Andrei Serban da tiyatro ile böylesine ba- nşık bir ortamda yetişmişti. Çavu- şesku döneminde ülkesini terk eden ve 'Bükreş 90' ile Romanya'ya ge- ri dönen Serban, klasik ve çağdaş tiyatro arasında çok sağlam köprü- ler kurmanın ötesinde bütüncül ti- yatro kavramının en güzel örnek- lerini veriyordu çalışmalanyla. Sahne büyücülerl Dario Fo-Franca Rame sanatçı ki- şiliklerinin yanı sıra politik kişilikle- nyle de Zeynep Oral'ın izlediği, gö- rüştüğü sanatçılar arasında. Türkiye'de çok ıyı tanınan, hemen bütün yapıtla- n Türkçeye çevnlen, oynanan ama yı- ne de burada gelmemekte ısrar eden iki büyük sanatçı gerçekten de birer 'halkbüyücüsü'. "Araşnrmannusürek- li öğrenmenin kendisi için bir tutkuya dönüştüğünü" belırten Ananne Mno- uchkine, Oral'ın 'çağdaş bir Şaman' olarak nitelediği Jerzy Grotowski, top- lumsal belieğin haykınşV Kantor, ki onun ızlennı tstanbul Tiyatro Festiva- lf nde ıkı kez ızleme fırsatı bulduğu- muz Janus VVîsnevski'de 'Kamaşma' ve 'Faust' ile yakalamıştık, Peter Bro- ok, Yuri Lubımov, büyük usta Giorgio Strehler 'Karanlıktaki Işık'la okurla- ra seslenen isimlerden bazılan. Ve festlvaller Berliner Ensemble, Piccolo Teatro di Milano, Güneşin Tiyatrosu. RNT, RSC gibi dünyanın sayılı yerleşik tiyatrola- nnın yanı sıra kitabında tiyatro festi- vallerine de geniş yer veriyor Zeynep Oral. Tabıi Avignon Festivali neredey- se dünyanın tüm tiyatrolarına kollan- nı açan büyük bir festival olarak öne çıkıyor. Devletin, yerel yönetimlerin var güçleriyle destekledikleri ve Fran- sa'nın adını bir kez de tiyatro festiva- li ile dünyanın dört bır yanına duyuran birşölen, birkültürel etkinlik .. Zeynep Oral'ın "Dünyanınnabaoradaanyor" sözleri ne kadar doğru... Ortaçağın pa- palar kenti Avignon'da bugün Papalar Sarayı tiyatrolara ev sahipliği yapıyor, oyunlar sergileniyor geniş avlusunda... Aya Inni'de tiyatro oynanamaz diyen- ler keşke bir fırsatını bulup Avignon'a uzanıverseler.. Uluslararası tstanbul Tiyatro Festi- vali de Giorgio Strehler'den Yuri Lu- bimov'a Robert Wilson'a, Pina Ba- usch'a uzanan sanatçılarla, ilginç yo- rumlarla 'Karanlıktaki Işık'ta yerini alıyor... Bu kitapta gözlemlerini salt tiyatro- yu meslek edinmiş, edinecek insanlar- la değil, tiyatroyla sıkı bağlan olmayan insanlarla da paylaşmak ıstediğini be- lırten Zeynep Oral'ın dediği gibi; "Za- ten önünde sonunda,tiyatrodünyasın- daki arayış. karanhktaki ışığı yakalama çabasından başka nedir ki..." Bence böylesine zengin açılımlar içeren bu çabaya girmeye değer... BEDRÎRAHMl SERGlSl '50 İlk Öpücük' adlı romantik komedi cuma günü gösterime giriyor Hergün yeniden âşık olmak... Ustanın yaşamından kesitler Kültür Servisi - "Kullandığı malzemenin tadını çıkaramayan adam ressam olamaz" diyen çok yönlü sanatçı Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun yağhboya, suluboya ve kanşık malzemelerle yaptığı yapıtları 15 Mayıs'a kadar Z & D Art Gallery'de sergileniyor. Sanat yaşamı boyunca pek çok alanda yapıt vermiş olan sanatçı, 1934'te d Grubu'nun 4. sergisine 30 resmiyle katıldı ve aynı yıl Bükreş'te ilk kişisel sergisıni açtı. Anadolu'yu dolaşması resmine yeni bir boyut kazandınrken, 1950'de Paris'te yaptığı incelemelerden sonra, sanat yapıtının bir işe yaraması fikri bundan sonraki sanat yaşamını yönlendirdı. Gazete ve dergi yazılan yanında resimlerinde sürekJi renk ve malzeme araştırmalanna girerek farklı teknikler denedı; gra\Tİr, mozaik, heykel, seramik alanlannda birçok yapıt verdi. 1927'de başladığı resim öğretmenliğini ölümüne kadar sürdüren sanatçı, atölyesinde sayısız öğrenci yetiştirdi. Eyuboğlu Atölyesi geleneksel el sanatlannın sentezlerinin sonucunu araştıran bir laboratuvar hizmeti gördü. (0 212 236 73 80/81) • Oyuncu, yönetmen Peter Seagal 'in yönettiği, başrollerinde Adam Sandler ve Dre\v Barrymore 'un oynadıklarıfüm, se\'iş-bırak anlayışındaki Kazanova Henry ile nörolojik rahatsızhğı olan sanat öğretmeni Lucy 'nin aşkını anlatıyor. Kültür Servisi - Peter Seagal'ın yönettiği '50 First Dates/50 Ük Öpücük' adlı romantik komedi 30 Nisan'da gösterime girecek. Başlıca rollerde Adam Sandler, Drew Barrymore, Rob Schneider, Sean Astin ve Dan Aykroyd'un yer aldığı film seviş-bırak anlayışında bir Kazanova olan Henry ve her gece hafızasınm silinmesine yol açan ender bir nörolojik rahatsızhğı olan sanat öğretmeni Lucy'nin âşk öyküsünü konu alıyor. Soğuk deniz canlılan veterineri olan Henry Roth. Havai'de deniz hayvanlanna bakmadığı zamanlarda, tatil aşkı arayışındaki turistlerin kalbini çalmakla meşguldür. Henry uzun süreli ilişkilerden kaçınmaktadır zira böyle bir şey, 10 yıldır planladığı Alaska inceleme gezisi hayallerini sekteye uğratacaktır. Rüyalarını gerçekleştirmesüıe çok yaklaşmıştır ki tekneyle bir talihsizlik yaşar ve kendini Hukilau Cafe'de bulur. Kafeye girer girmez gözleri bir masada kahvaltı eden Lucy YVnitmore'a takıhr. Onu görür görmez çarpılmıştır. îki genç gözlemelerden ve deniz memelilerinden bahsederken Henry. Lucy'ye gitgide daha çok ilgi duymaya başlar. Oralı kızlarla çıkma konusundaki kuralmı hiçe sayarak. Lucy'yi ertesi gün beraber kahvaltı etmeye davet eder. Ama bir sonraki gün kafeye gidip. bir önceki günkü sohbetlerinden söz edince, Lucy onun bir tür sapık olduğunu düşünür ve etraftan yardım ister. Henry'nin kim olduğu hakkında hiçbir fikri yokrur... Henry anlar ki eğer Lucy'nin sevgisini kazanmak istiyorsa, hayatı boyunca her gün tekrar sıfırdan başlamak zorundadır. Gitar Günleri başlıyor Kültür Servisi - Yıldız Teknık Ünıversitesi Sanat ve Tasanm Fakültesi'nin düzenledıği '5. Gitar Günleri' bugün başlıyor. Festıvalde. Türkiye ve yurtdışından katılacak olan gitaristlerin konserleri, workshop'lar ve bu yıl ilk kez bir panel yer almakta. Gitar günleri kapsamında bugün saat 18.30'da bu yıl 25. sanat yıllannı kutlayacak olan tstanbul Gitar Üçlüsü yer alıyor. Cem Küçümen, Şadi Ensari ve Önder Ank'tan oluşan üçlü konserde Vhaldi, Bach ve Albeniz Kreidler'in yapıtlannı seslendirecek. Aynı akşam saat 20.00'de de Ispanyol gitarist Armando Orbon'un resitalı yer alıyor. Yann saat 19.00'da Bekir Küçükay ın dinletisi yer alıyor. IÜ Devlet Konservatuvan'nda öğretim görevlisi olan Küçükay, konserlerinde genellikle kendi bestelerini seslendiriyor. Bu kez VTlla-Lobos, Tarrega, Barrios gibi bestecilerin yapıtlanndan oluşan bir repertuvar sunacak. 29 Nisan saat 19.00'da Terci-Korad ıkilisi bir resital verecek. 30 Nisan 15.30'da "Başlangıcından Günümüze Türkiye'de Gitar Eğitimi' konulu panel ile saat 19.00'da Roland Dyens, Nikita Koshkin gibi bestecilenn kendisine yapıt adadıklan Yunanıstanh gitarist Elena Papandreou konseri yer alacak. Gitar Günleri kapsamındaki tüm konserler ücretsiz olarak izlenebilir. (0 212 259 70 70/2706) YAZIODASI SELİM İLERİ Ziya Osman Saba'mn Düzyazıları Ziya Osman Saba'mn nice günler söyleyip durduğum üç dizesı var: "Gün görmemiş insanlar, Konuşanlar, bir hüzünle sesinde, Susanlar, susanlar..." Şimdi bir kitap yayımlandı, adı Konuşanlar Bir Hüzünle Sesinde (Alkım Yayınları). Bu kitapta "Nefes Almak" şairinin düzyazıları derlendi. Bence önemli bir edebiyat çabası. Bu kitap, kısacık yaşamında hüzünlü insanlara hep iyiliklerdilemiş Ziya Osman Saba'mn yazılannı, söyleşilerini, mektuplannı ilk kez bir araya getiriyor. Onun sevdiği şairler, şiir kitapları, kaybettiği dostlarına yas yazıları, bazan bir hikâye kitabının peşınde yol alış, bazan bir ressama açılan sayfalar. Şairin düzyazıiannın gün ışığınaçıkması, hayatımın en büyük ülkülerinden bırıydi. Dergi, gazete koleksiyonlarındazaman zaman rastladığım, Ziya Osman Saba imzalı yazılar bana hep öksüz çocuklan çağrıştırır, onlann oralarda kalmasına yerinirdim. Yazılarm bir gün derleneceği umudunu hiç yrtirmemiştim. Sonra Alkım Yayınlan'na önerdim. Yazıları nasıl derleyeceğimizi düşünürken, gerçek bir edebiyat koruyucusu olan Tahsin Yıldınm karşıma çıktı. Şurdan burdan konuşuyorduk, bu yazılann Tahsin Yıldırım'ın zengin arşivinde çoktan dosyalanmış olduğunu öğrendim. Her şey sanki kendiliğinden gelişti. Kitabı okudukça, eserin sayfalanndagezindikçe, geçmiş zamanı şimdiki bir zaman gibi hissede- biliyorum. Sözgelimi Kenan Hulûsi Koray ölmüş. Yıllardan 1943 ama, Ziya Osman'ın veda yazısını okurken, bugünden bir heyecan duyuyorum: "Gazetelerin Hulûsi'nin ölümünü haber verdikleri 25Mayıs..." Ya da: "O da ceketinin sol üst cebinde bu süslü, kâh beyaz, kâh renkli mendıllerden taşımaya ne kadar meraklı idi! Onlan, boyunbağı değiştirirgibi, ne kadar sık değiştirirdi! Herhalde bu mendillerden kendisinde bir koleksiyon vardı. Bizlere ara sıra, Beyoğlu'nun filanca mağazasının camekânında gördüğü çok güzel bir mendilden bahseder, fakat çokpahalı olduğundan alamadığını ilave ederdi. Aklı günlerce o mendile takılır, nihayet aldıktan sonra rahatlardı." Zevkleri.özlemlerikonusunda hemen hiçbir şey bilmediğimiz, yitik değer Kenan Hulûsi Koray, Ziya Osman'ın bu sözleriyle bende belirir gibi oluyor; Yedi Meşale günlerine dönerek, onu, değışik mendil- leriyle yanı başımda görebiliyorum. Bazan küçük bır tespit, hele usta bir kalemden çıkmışsa, ufuklar açabiliyor. Ziya Osman'ın "Hulûsi" yazısı öyle; bize artık sonsuza dek bılemeyeceğimiz bir yazarı yaşatıyor. Sayfalan çeviriyorsunuz, Orhan Veli'ler, Oktay Rifat'lar, Cahit Srtkı'lar hep yanı başımızda. Hem de tam yaşadıkları, eser verdikleri günlerde! Bu zaman kayması bana büyüleyici geliyor... Şiirinde, öyküsünde daima iyiliği özlemiş Ziya Osman, yazılannda da kalemini güzelden, incelikten, duyariıktan yana bilemiş. O kadar ki, sevmediği, beğenmediği bir eserden söz açarken, ille suçluluk duyuyor; sevemeyişinin kabahat olduğunu söyledi söyleyecek... Nahit Sırrı Örik'in Eski Resimler kitabı yayımlanmış. Ta 1934. Saba, bu kitaptaki "Kanlıca'nın Bir Yalısında" hikâyesinevurulmuş. Ama "Eri Cenge Gitti Cenkten Döndü" hikâyesini pek sevmemiş. Sadece şöyle diyor: "En menfaatsiz bir düşünüşle, isterdim ki, bu kitap tek bir hikâyeden ibaret olsun ve 'Kanlıca 'nin Bir Yalısında' ismıni taşısın." Evet, bu yazıları okumak; çirkinliklerin, bayağılıkların, kofluklann saltanat kurduğu bir ortamda, has edebiyat okurlanna mutluluk getirecek. Öneriler Kitap/ Unutmal, Egemen Berköz'ün toplu şiirleri, Yapı Kredi Yayınları, 2004. 1960ların mimari akımı • LONDRA (AFP) - Bir zamanlar 'sadece bır öğrenci şakasf olarak nitelendirilen, 1960'lann mımarlar topluluğu "Archigram'ın çalışmalannın retrospektif sergisi. Londra Tasanm Müzesi'nde (Desıgn Museum) hazırana dek yer alacak. Oldukça uzun bir süreden sonra, o yıllarda yeni mezun olmuş olan genç mımarlar Peter Cook, Davıd Greene ve Michael (Spıder) Webb tarafından kurulan topluluğun çalışmalanna dikkat çekiliyor. 'Archingam'ın kuruculan. düşüncelerini aktardıklan ilk gazetelerini 1961 yılında yayımlamış, ilgi görmüş fakat yetkili çevrelerce çok da ciddiye alınmamıştı. Müze yetkılileri. topluluğun mimarlığa ve şehir düzenlemesine bakışının karşılığını müzikte Beatles'uı çalışmalannda. sinemada ise Monthy Pyton'da bulduğunu ve önemli olduğunu belirtiyorlar. Cilalı İbo' için tören • İSTANBUL (AA) - Türk sınemasında yarattığı 'Cilalı Ibo' karaktenyle tanınan ve cumartesi günü yaşamını yitiren tiyatro ve sinema sanatçısı Feridun Karakaya için Istanbul Büyükşehir Belediyesi Şehır Tiyatrolan Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde bir tören düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun da bir başsağhğı telgrafı gönderdiği törende, Şehır Tiyatrolan'nin geleneği olduğu üzere Alev Gürzap ve Jeyan Mahfi Çözün sanatçı adına mum diktiler. Tiyatro sanatçısı Toron Karacaoğlu'nun sanatçının özgeçmişini okuduğu törende. Istanbul Valisi Muammer Güler, Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Şehir Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Kemal Kocatürk, Karakaya'nın oğlu ve tiyatro oyuncusu Cem Karakaya birer konuşma yaptılar. Konuşmalann ardından Karakaya'nın sanatçı dostlan, sanatçının bulunduğu katafalkın önünden saygı geçişınde bulundu. *•
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear