29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 MSAN 2004 CUMA + CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab« cumhuriyet.com.tr 11 Cumhurbaşkam ve Genelkurmay, hükümetin 'devletin ortak politikasmm' dışında olduğuna dikkat çekti AKP 'devletçizgisini'aşüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı AhmetNecdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hibni Özkök'ün açıklamalan, hükü- metin, Kıbns konusunda "devletin tünı kurumlanyta belirtenen ortakpo- Etika izlendiğine" ilişkin açıklamala- nnın doğru olmadığım ortaya çıkar- dı. Sezer \e Özkök'ün açıklamalan, AKP ıktidannın 23 Ocak'tan bu ya- na devletin üst noktalanna bilgi ver- mediğinı, Sezer'in gelişmeleri tuta- naklardan öğrendiğini ortaya koydu. Sezer'in sözlerine karşı Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümetin, ana- yasal karar mekanızmalan çerçeve- sinde çalışmalannı sürdürdüğü ce- vabını \ erirken, Dışışleri Bakanı Ab- dullah Gül de "Demokratik ülke- lerde karar mekanizmalannın na- sıl işlediği bellidir" diyerek, yetki- nin hükümette olduğunu hahrlattı. Hükümetin, devletin Kıbns politi- A L İ Y E V : KKTC'Yİ EN ÖNDE TANIRIZ ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Azerbaycan Cumhurbaşkam tlhanı Aliyev, Kıbns'ta yapılacak referandumlarda KKTC tarafından "evet", Rum kesiminden "hayır" sonucu çıkması durumunda Bakû'nun KKTC'yi tanıma sürecinde ön sırada yer alacağını söyledi. Ankara'da bulunan Aliyev, dün sabah kaldığı Çankaya'daki Camlı Köşk'te basın mensuplan ile sohbet toplantısı yaptı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Kjbns'ta çözüm sürecinde yapılacak referandumda Türk tarannın evet, Rum tarafinın hayır demesi durumunda Bakû'nun KKTC'yi tanıyıp tanımayacağına ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: "Türkiye'nin tavn nasü olursa biz de onu takdirle karşılanz. Oradaki Türkkr bizini kardeşimiz. Geçmişin kanlı olaylannın tekrarlanmamasmı istiyoruz. Oradaki Türkler öz topraklannda rahat yaşasmlar. Halk ne derse ona uyulmalı. Halkın seçimine hürmetle yaklaşınz. Böyle bir gebşme olursa bunun uluslararası geüşmelerini de değerlendiririz. KKTC'nin lehine ne olursa Azerbaycan ön sırada olacakbr." Denktaş: Daha önce olsaydı Aliyev, bu sözlennin "KKTC'den 'evet, Rum kesiminden 'hayır' çıkması halinde KKTC'nin tanınması sürecinde ön sırada olacağı anlanuna mı geldiği" sorusuna, "Evet, Azerbaycan en önde yer ahr" karşılığını verdi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ise Aliyev'in sözlerinin, Rumlar üzerinde baskı yapacak bir açıklama olduğunu belirtti. Denktaş. "Kardeş milletler bizi daha evvelden tanımış ohalardı şimdiye kadar dengeli bir şekilde Rumlarla bir anlaşma yapılabilirdi. Çünkü Rumlann bütün düşünceleri tanınmanuş bir Kuzey var oldukça, dünya kendilerine "meşru Kıbns hükümetı' dedikçe Kıbns'ıalıp kaçnıaftrsatiarıdevam etmektedir" dedi. 3.1 MİLYAR DOLAR KUZEYDE KALACAK MURAT KIŞLALI ANKARA - Annan Planı'nm eklerinde yer alan Bütçe Yasası'nda gerekli düzenlemeler yapılmadığı için Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Türkiye'ye olan borçlan, Kıbns Türk kurucu devletine bırakılacak. Birleşik Kıbns Cumhuriyeti kurulursa Türkiye, Kuzey Kıbns'a 1974'ten bu yana aktardığı "enflasyon ve faiz hariç" 3.1 mibyar dolarlık alacağını geri alamayacak. 24 Nisan'da Kıbns'ta referanduma sunulacak Annan Planı, taraflann bu zamana kadar aldıklan borçlan, kurucu devletlerin hesaplannda bırakıyor. Planın ekleri arasında yer alan Federal Bütçe Yasası, sadece yeni devletin borçlanyla ilgili hükümleri içeriyor. Yasaya kurucu devletlerin öncekı borçlanyla ilgili bir hüküm konmayarak taraflann aldıklan borçlar, kurucu devletlerin hesaplannda bırakıldı. • Sezer ve Özkök'ün açıklamalan, hükümetin son 3 ayda izlediği politikalann "devlet politikasmm" dışında olduğunu ortaya koydu. MGK'de benimsenen politikalann tam tersini izleyen hükümet, bu süreçte ne Cumhurbaşkanı'na ne de Genelkurmay'a bilgi verdi. kasının dışvna çıkan bir müzakere sü- reci yürüttüğü, Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Özkök ve Cumhurbaş- kanı Sezer'in arka arkaya yaptığı açıklamalarla netlik kazandı. İlk açık- lama Özkök'ten geldi. Basını bilgilendirme toplantısı dü- zenleyen Özkök, Annan Planı'nın Türk tarafı açısından olumsuzlukla- nnı sıraladıktan sonra, "Kıbns gibi ulusal bir davada ilk kez ild ayn gö- rüşohıştuğuna" dikkat çekti. Ozkök, hükümetle her konuda gö- rüş birliği içinde olmadıklannı da or- taya koyarken "New York müzakere sürecinin 23 Ocak MDB Güvenlik Ku- rulu toplannsuıda çizilen genel çerçe- venin dışına çıkması da bunlara da- hildir" dedı Sezer ise İstanbul'da Harp Akade- mileri"nde düzenlenen toplannda yap- tığı konuşmada, 23 Ocak'taki MGK'de, Rum ve KKTC tarafinın anlaşamaması halinde ortaya çıka- cak boşluklann Annan tarafından doldurulması konusunda bir karar çıkmadığını anımsattı. Türk tarafi- nın MGK karanna karşın Davos'ta boşluklann Annan tarafından doldu- rulmasını benimsediğini söyleyen Sezer, bunu da Annan'ın davet mek- tubundan ve Davos tutanağından öğ- rendiklennı belirtti. Bu sözleriyle Kıbns konusunda hükümetin kendı- lerini bilgılendırmediğini ve istışare olmadığım ortaya koyan Sezer, Kıb- ns konusunda taraflann geri dönüşü olmayan bir süreç ıçine girdıklerinı vurguladı. Bugüne kadar Kıbns sü- recinin devletin üst düzey kurumla- nyla mutabakat içinde sürdürüldüğü- nü sa\ıınan hükümet üyeleri ise Se- zer ve Özkök'ün açıklamalan üzeri- ne çark etmek zorunda kaldı. Erdoğan ve GüTden yanıt Başbakan Erdoğan, Cumhurbaş- kanı Sezer'in Kıbns'a yönelik söz- lennın hahrlatılması üzenne yurtdı- şında yaptığı görüşmelenn hiçbirin- de tek başına olmadığım söyledi. Tüm görüşmelenn Dışişleri mensup- lannınkatılımı ile gerçekleştiğini be- lirten Erdoğan, bunlann knptolarla tespit edildiğıni ifade etti. "Kurum- lann bütün yetki alanlan bellidir. Hangi alanlarda nasıl hareket ede- cekleri bellidir" diyen Erdoğan, 59. hükümetin de bu karar mekanizma- lanna göre çalışmalannı sürdürdüğü- nü ıfade etti. Gül de. Türk tarafının boşluklann Annan tarafından doldurulmasını ka- bul ettiğini sonradan öğrendiğini söy- leyen Sezer'e verdiği yanıtta, "Mu- hakkak ki her şey Sayın Cunıhurbaş- kanımıza, bütün görüşmelenn krip- tolan her şey gider" demekle yetm- di. Gül, "Yani karar yetkisi hükü- mettedir mi diyorsunuz* sorusu üze- rine ise "Demokratikülkelerdekarar mekanizmalannın nasıl olduğunu söylüyorum. Cumhurbaşkanı da bu- nu söylüyor zaten" diye konuştu. 'Çözümsüzlük durumunda Kıbrıslı Türklerin cezalandırılması adil olmaz' Verheugen Rumlan uyardı • Bağışçılar konferansında konuşan Verheugen, çözümsüzlük durumunda yeşil hattın fiilen AB'nin dış sının olacağını söyledi. ELÇtN POYRAZLAR BRÜKSEL-A\Tupa Bırlıği (AB) Komıs- yonu'nun genışlemeden sorumlu üyesi GünterVerheugen, Kıbns'ta yapılacak hal- koylamasında Türk tarafinın "evet", Rum tarannınsa "hayır" demesi durumunda Kıb- nslı Türklerin cezalandınlmaması için bir- liğin gerekli adımlan atması gerektığini bildirdi. Brüksel'de dün yapılan Kıbns ile ilgili Uluslararası Bağışçılar Konferansı hazır- lık toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenleyen Verheugen, referandumda Ku- zey'de "evet", Güney'de "hayır" çıkması- nın etkilerinin hemen göriileceğini belirt- ti Verheugen, "Kıbns'ta çözümsüzlüğün Brüksel'deki konferansa katdan KKTC Başbakaıu Mehmet AK Talat, Verheugen ve ABD Kıbns Özel Koordinatörü Thomas Weston'la bir araya geldi. (Fotoğraf: AA)herkesezararvereceğini. statükonun bölün- müşlügü derinleştireceğini ve yeşil hatûn fi- ilen AB'nin dış suun olacağını" söyledi. Günter Verheugen, "Çözüm oJmazsa. aradaki hatta uygu- lanacak AB hukukunun koşullan bir düzenkmey- lebelirlenecek" dedı. Verheugen, Annan Planfnın uygulanabılmesi için 34 ülkenin toplam 2 milyar dolar yardım sözünde bulunduğunu belirtti. Bağış Konferansı'nın hazırlık toplantısına katılan ülke ve kurumlann malı taahhütlerde bulunmaya hazır ol- duğuna dikkat çeken Verheugen, ancak bunun 24 Nisan'daki referandumlarda olumlu sonuç çıkma- sına bağlı olduğunu, referandum başansız olursa konferans çalışmalannın geçersız olacağını kaydet- ti. Adada çözümsüzlük durumunda Kıbnslı Türk- lerin cezalandınlmasının adıl olmadığım belirten Verheugen, Türk tarafinın ekonomik tecride uğra- maması için girişimlerde bulunma sözü de verdi. ABD de uyardı ABD Dışişleri Bakanhğı'nın Kıbns Özel Koordi- natörü Thomas VVeston, Kıbns Rum kesiminin 24 Nisan'daki referandumda Annan planına "hayır" demesi halinde, ABD'nin Kıbns siyasetini gözden geçireceğini söyledi. Weston. Brüksel'de düzenlediğı basın toplantısında, "Böyle bir senaryonun Kıbnslı Türkler üzerindeki can sıkıcı etkisini düzeltmek için ABD'nin tüm siyasetini inceleyeceğini" ifade etti. öte yandan, ABD Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü Richard Boucher. düzenlediğı basm toplan- tısında, "Kuzeyde 'evet' güneyde 'hayır' ka- ran çıkarsa ne yaparsınız" sorusuna yanıt ola- rak. "Referandum sonuçlarını kesinlikle göz önüne alacağız. Kıbnslı Türkleri açıkta, so- ğukta bırakmayacağız" dedi. Yunan Başbakam, Annan Planı'nm artılannm daha fazla olduğunu söyledi Karamanlis'ten dolaylı evet MURAT İLEM ATİPvA - Yunanistan'da dün Kıb- ns konusunda yapılan sıyasi lider- ler toplantısında birlik sağlanamaz- ken iktidardaki Yeni Demokrasi Par- tisi (YDP). açıkça olmasa da do- laylı olarak plana "evet" dedi. Cumhurbaşkanı Kostis Stefano- pulos başkanlığında yapılan toplan- tıya YDP lideri Başbakan Kostas Ka- ramanlis, ana muhalefetteki PA- SOK'un lideri Yorgo Papandreu ve Komünist Parti adına Aleka Papa- riga da katıldı. Yaklaşık 255 dakika süren toplan- tı sonunda ortak açıklama yapıl- mazken parti liderlen kendi büro- lanndan yaptıklan açıklamalarla, partilerjnin görüşlerini dile getirdi- ler. Bürğenstock toplantılanndan Kıbns konusunda net açıklamalar yapmaktan kaçınan Yunanistan Başbakam dünkü zirvede de bu tavrını korudu. Karamanlis referandum sonuçlanmn Türkiye-Yunanistan ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtti. sonra partisinın ve hükümetinin tav- nnı net olarak ortaya koymayıp sü- rekli dolaylı görüş belirten Başba- kan Karamanlis, dünkü zirve son- rasında da aynı politikasmı sürdür- dü. Karamanlis konuşmasında, An- nan Planı'na saygı gösterilmesinin altını çizerek "Planın olumlu nok- talan da olumsuz noktalan da var" dedi. Bu durumun kimseyi karam- sarlığa sürüklememesi gerektiğine işaret eden Başbakan, "Ancak gör- düğümüz kadanyia, planın arüla- n, eksüerine göre daha agır basmak- tadır. Bunun için olumlu yanlanm gönneye çahşmahyız" dedi. Kıbns Rum kesiminde referan- dumdan çıkacak her sonuca saygı- h olacaklannı da belirten Karaman- lis, "Evet çıkarsa sonuna kadar des- tek olacağtz. Hayır çıkarsa bu her şe- yin bittiği anlamma gebnez. Biz ada- da çözüm olması için elimizden ge- len çabayi daha sonraki dönemde de sürdûrmeyedevamedeceğiz" dedi. Papandreu: Açık olun .AB dinamiğı ile adada olumsuz- luklann aşılabileceğine de dikkat çeken Karamanlis, referandum so- nuçlannın Türkiye ile Yunanistan ilişkilerini etkilemeyeceğini belirt- ti. Karamanlis, Türkiye'nin AB sü- recini desteklemeye devam edecek- lerini de vurguladı.Komünist Parti lideri Papariga da plana karşı ol- duklannı belirtırken PASOK lideri Papandreu plana açıkça evet denme- si gerektiğini söyledi. 6 Karpaz'a karşılık birincîl hukuk9 REŞATAKAR LEFKOŞA - Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı RaufDenktaş'ın "Annan Planı, AB'nin birincil bukuku olmahdır" önensi- ni reddeden AB'nin genışlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in, diğer taraftan Başbakan Re- cep Tay>ip Erdoğan ve Rum lideri Tasos Papado- pulos'la gızlı pazarlık yürüttüğü iddia edildı. Rum Alithıa gazetesinin haberine göre, Isviçre'nin Bürgenstock beldesüıde gerçekleşen görüşmeler sırasında Verheugen, Papadopulos'a "Türktara- n Karpaz'ı size versin, biz de Annan Planı'nın AB'nin birincil hukuku obnasını kabul edefim" önerisinde bulundu. Ancak Rum heyetin bu öne- riyi desteklemesine karşın Papadopulos olumsuz • AB'nin genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen'in Bürgenstock'taki önerisini Başbakan Erdoğan kabul etti, Papadopulos reddetti. tavır aldı. Erdoğan'ın. Annan Plam'nın, AB'nin birincil hukuku olması karşısında Karpaz'ı Rum ıdaresine \ermeye hazır olduğunu iddia eden Alit- hia, "Ama Papadopulos, planın Rumlar açısından daha cazip hâle gelmesini ve kabul edilmesini iste- mediğinden dolayi olumsuz yanıt vermiştir" dedi. Verheugen'i "Rum haDanın büyük dostu" ola- rak niteleyen Ahthia, habenni şöyle sürdürdü: "Başbakan Erdoğan'ın. Annan Planı'nı birincil hukuk haline getirmek için büyük çaba harcadığı biliniyor. Hatta Verheugen'e, bunun gerçekleşme- si halindeTürktoprağuııyüzde 25-26'ya kadar in- dirmeye hazır olduğu mesajmı verdi Verheugen de 30 Mart'ta eski Rum Yönetiıni Başkanı Yorgo Va- sılıu ile ana muhalefetteki DİSİ lideriNikos Anas- tasiadis' e durutnu aktank" Rum heyetının Verheugen'den gelen öneriyi des- tekledığini yazan Alithia, Papadopulos'un ise "Türklere birincil hukuk hakkını vermek istenü- yorum" dediğine dikkat çekti. Gazete, "Tasos, Karpaz'ı Türklere hediye etti" başlıklı haberin so- nunda. Papadopulos'un AKEL lideri DimhrisHris- tofy'as ile eski Rum liden GlafkosKlerides'ten sert tepki gördüğünü kaydettı. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Örülen Görünmez Duvarlar... Küreselleşme bir yandan ayakta duran duvar- ları yıkarken yerine, görünmez yeni duvarlar örü- yor. Berlin duvan 1989'da yıkıldı, herkes gözleri ile gördü, yıkılan parçalarını elleri ile tuttu. Hatta bu parçalan ticari bir mal gibi "hediyelikeşya" ola- rak satıldı. Görünen duvarlar yıkılıyor, küreselleşme bu ol- guyu maddi ve manevi sınırların kaldırılması ola- rak dünya kamuoyuna sunuyor. öyle ya sınırlar kaldınldıkçafikirler, özgüriükler, hizmetler, mallarbu açılan yollardan geçeceklerdir. Batı'ya göre bu bir semboldü, yıkılan Demirper- de idi. Bunun yerini özgüriükler ve refah alacaktı. 1980'lerin sonunda ve 199O'lı yıllarda Amerika'nın ve Avrupa'nın liberal ve küreselci düşünürleri; bu fikirleri kitaplarında, makalelerinde, konferansla- rında pazartıyorlardı. Bu fikirler çok cazip şeylerdi. Refah ve özgürlük birlikte sunuluyordu. Duvarlar yıkılacak, insanlar daha özgür ve mutlu olacaklardı. Bu rüzgâr estiril- di, mazlum milletler bile buna inanmaya başladı- lar. Dünyada açlık kalkacak, azgelişmiş toplumlar gelişmeye başlayacak, milletler daha bağımsız ve özgürtükçü bir dünyada yaşayacaklardı. Demokrasi adına gelen füzeler Estirilen bu umut fazla sürmedi. özgürlük yeri- ne Amerika'nın, ingiltere'nin ve diğer uygar Avru- palılann tanklan, topları, füzeleri geldi. Onde gös- terilen özgürlük ve demokrasi bayrağının arkasına gizlenmişsilahlaryaşhlan.çocuklanhiçbiraynmyap- madan öldürmeye başladılar. Açlık arttı, gelir bö- lüşümü daha da bozuldu. Artık duvarlar kalkmıştı. Ama gelen özgürlük ve refah değildi. Gelen ölümdü; öldürücü, yakıcı silah- lar, gazlar geliyordu açılan kapılardan ve yıkılan duvariardan. Azrail geliyordu, yüzüne özgürlük ve demokrasi maskesi takmış olarak. Liberalizm masumiyeti ar- kasına saklanmış vahşi kapitalizm geliyordu füze- lerin, tankların, bombaların açtığı yollardan. Vahşi kapıtalizmin acımasız silahları olarak dev şirketler geliyordu ardından. Ulusal alanı yok edip pazan ele geçiriyorlardı. Sınırlar açılmıştı, duvarlar yıkılmıştı ama gelen ne özgürlük ne de refahtı. Gelen ölüm, açlık, vah- şet ve kargaşaydı: Vahşi kapitalizmin sürüklediği, özgürlük, refah, küreselleşme diye aldatarak içeri soktuğu. Yeni görünmeyen duvariar... Aslında açılan sınırlann, yıkılan duvarlann yerine görünmez, elektronik, dijital, manyetik ve küresel sınırlar yerleştiriliyordu. Bu sınırlar yalnız Batı ka- pıtalizmi ve şirketleri biliyor ve yerieştiriyorlardı. Bir tarafta Batı kapitalizmı yani ABD ve Avrupa, öte yanda dünyanın büyük çoğunluğu; araya ko- nan sınıreskisine hiç benzemiyordu. Küresel coğ- rafyanın her yeri bu engellerle doldurulmuştu. - Bu sının yalnız Batı'ya ve onun şirketlerine hiz- met edenler geçebiliyordu. - Bu sının, kendi halklarının "yanında olmayan- lar'\ hainler aşabiliyorlardı. - Emperyalizmle beraber olanlar için bu sınır or- tadan kalkıyordu. Afganistan'da yüzü soğuktan ve açlıktan çatla- mış Afgan kızı Şerbet de bu sının geçemeyenler- den biriydi. Biri şöyle mınldanmıştı ona... barut yanığı mı yüzündeki yoksa soğuktan mı kararmış yanaklann çektiğin acılar mı örselemiş yüzünü hayatın açılan o hiç yaşamadığın görmediğin, hissetmediğin, tatmadığın şarapnel parçalanndan arta kalan hayatın kışın ayazında titreyen Afgan dağlannda belki de Hayber geçidinin yamaçlannda yüzünü ya/ayan dudağını çatlatan rüzgâra karşı ayakta durmaya çalışan bombalar altında ölmeden ve yaşamadan yüzü kavrulmuş Afgan kızı Şerbet artık morarmış o çocukluğunda panldayan sanki bir asır geçmiş gibi so/an gözlehn Afgan dağlannda kışın ayazında ürkek dünyaya bakan Afgan kızı Şerbet görünmez sınınn ötesinde bı- rakılan biri. Ancak ünlü bir Batılı gazeteci fotoğra- fını tesadüfen çekince, ticari bir mal haline geliyor ve sınınn ötesine kullanılmak üzere ithal edilen bir meta oluyordu. Görünür sınırların yerine görünmez elektronik, manyetik sınırlar konuyor. İnsanlar bu küresel ha- pishane içinde esir oluyorlar. Kendilerini yönetmek isteyen vahşi kapitalizmin esirleri... akvaryumdaki balık kadar hür ve mutlu.. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali i KUZEY'DEN TEPKİLER AKEL luıyal kmklığıyarattı LEFKOŞA - Güney Kıbns Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papado- pulos tan sonra hüküme- tin büyük ortağı komü- nist AKEL'in referandu- mun ertelenmemesi du- rumunda Annan Pla- nı'na "hayır" karan al- ması, adanın her iki ke- siminde değişik tepkile- re yol açtı. Önceki gece sonuçlanan olağanüstü kurultayda, Annan Pla- nı'nın yeniden görüşül- mesi koşuluyla referan- dumun ertelenmesi, bu- nun gerçekleşmemesi halinde plana "nayır" denmesinı öngören AKEL Merkez Komite- si karan oylamaya su- nuldu. Kurultaya katılan 1694delegedenlO97'si öneriyi desteklerken 582 kişi İcarşı çıktı, 11 üye de çekimser kaldı. Referandumun zama- nında yapılmasını ve 1 Mayıs'ta birlikte AB'ye girilmesini destekleyen Kıbns Türk örgütleri, AKEL karannın hayal kınklığı yarattığına dik- kat çekti. Kıbns gazete- si. sürmanşetinde hem Türkçe hem de Rumca "Sesimizi duyun" baş- lıklı bir başyazı yayım- ladı. Gazete, Rum halta- na "Kahcı banşı birlik- te kurahm ve ülkemizi bir banş adasıhalinege- tireüm"^ağnsı yaptı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear