02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA + CUMHURİYET 11 NİSAN2004PAZAR HABERLER DÜNTADABUGUN AIİ SİRMEN Melijı Cevdet Anday ile Büyiikada Sevgili, Bahar geldi mi, hep Adalar'a gitmek ister ca- nım. Bir zamanlar her hafta sonu âdet edinmiş bu- nu yapardık. Bunlardan biri hiç aklımdan çıkmaz. Bir bahar günü pazar sabahıydı pek âdetim ol- marnasına karşın sabah erken kalkmıştım. Ideal Pansıyon'un en üst katta denize bakan odasın- da, ötüşündeki kart sesli travesti tınısından dola- yı cinsel tercihleri konusunda ciddi kuşkulanm olan horozu duyar duymaz yataktan fıriayıp elimi yüzümü yıkayıp sokağa atmıştım kendimi. Amacım anakaradan gelip günlüğüne adayı is- tila ederek yeşili soldurup, çiçekleri yolup çevre- yi naylon ve gürültîi pisligine boğacak olanlar, el- lerinde dümbelekleri, transistöriü radyolan, arabesk parçalar çaldıklan teypleriyle adaya ayak basma- dan önce henüz ırzına geçilmemış asudeliğin ta- dını çıkarmaktı. Güzel bir bahar sabahıydı, iki yanı henüz açma- mış zakkumlarla bezeli yoldan iskeleye indik. Sa- at kulesıni geçince sağda köşede V harfinin ucu gibi duran kahveye girmeden önce fınndan simit, bakkaldan kaşar peyniri aldık. Hemen kahvenin attındaki ormanda geçen ve uzun süren gecenin pasını atmaya çalışıyorduk. • • • Kahveciye çaylan söyledik. Gerçekten de tam tavşan kanı geldi. $ Delikanlı çaylan masaya koyarken takıldım: Ada çayı değil mi? Yok abi, dedi, ada çayı değil, normal çay... - Yine de adaçayı, dedim. Şaşırdı, durdu, sonra birden, 1 '- öyle ya! dedi, haklısın abi ada çayı. Melih Cevdet Bey hınzır hınzır güldü. ' Bu arada eşi Suna Hanım, Melih Bey'e takıldı: 1 - Bakın Melih Bey bir maymun daha geçiyor. Melih Cevdet Bey bir kahkaha daha attı. Son- ra da anlattı: - Dün iskelede kol kola gezerken gözüm bir ha- nıma takılmış, pek dikkatlice bakmış olmalıyım ki kafamı çevirdiğımde Suna'yı gözünü bana dik- miş gördüm ve "Maymun, canım, maymun işte!" dedim. Şimdi ne zaman öyle bir hanım görsek Su- na, "Bakın bir maymun daha geçiyor" diyor. Büyükada'ya cumartesi gelmiştik. Aslında, Melih Cevdet Bey, Suna Hanım, Aydın Emeç ve eşi Naziye, Ciineyt Türel, Aliye Uzu- natağan ve "BaJıkçı Nuri "den oluşan geleneksel cumartesi gezilerine Erim Gözen ile ben eşleri- mizJe sonradan katılmıştık. Hercumartesi 12.30'da, Bostancı'dan kalkan va- pura bınıliyor, iner inmez çarşı içinden geçilerek Maden'den başlayıp Nizam'dan dönerek Orman Birahanesi'nde sona eren hızlı turun ardından ra- kı masasına oturuluyor, ucu ucuna yetişilen 16.30 vapuru ile de geri dönülüyordu. *••• Aileden Büyükadalı olup da babaannemin ölü- münden sonra hiç orada oturmamış, ama bu cen- net parçasına tutkuyla bağlılığı bir nebzecik olsun azalmamış olan ben, yavaş yavaş vapur saatleri- ni daha geçe doğnu kaydırmaya sonra da Isplan- did'in arkasındaki Ideal Pansiyon'dageceleyerek kalma süresini bir buçuk güne çıkarmaya başla- dım. Çoğunluk dönüyordu ama Melih Beyler, Erim- ler'le biriikte biz artı kişi kalıyorduk. Konuşmalara egemen olan Melih Cevdet An- day'dı tabii ki, kimsenin de bundan şikâyeti yok- tu. Tam tersine, yeni bir şeyler anlatsın diye konu açmak için binbırdereden su getiriyorduk, onu ko- nuşturmak için pişekâr rolünü ben üstleniyordum. Tıradının başlaması için repliği veriyor, sonra çe- kiliyordum. Sohbet konulanndan biri de, Melih Bey'in, ta- dına doyum olmaz, enfes cuma yazılanydı. O hafta, Melih Bey, "Taocu Sevişme Tekniği" yazısını "Hadi Bakalım!" diye bitiriyordu. Gece Orman Birahanesi'nden çıkıp da olduk- ça geç saatte pansiyona döndüğümüzde bir pe- çetenin üzerine "Hadi Bakalım!"yaz\p Melih Bey- ler'in henüz ışığı yanan odasının kapısının altından sürüvermiştim. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bir hışırtı; baktım, aynı peçete bu sefer bizim kapının altından itilmiş... İşte o gecenin ertesinde kahvede "ada çayı!" içerken Melih Bey, - Çok düş kınklığına uğradım diye başladı sö- ze, doğrusu dedi, ben o kâğıdın bütün gece bo- yunca odalar arasında gidip geleceğıni sanıyor- dum.... Bizim ada gezileri bir süre devam etti. Önce Ay- dın'ı yitirdik genç yaşta, sonra aradan bir beş yıl geçti, Erim trafık kazasında gitti... Melih Cevdet Bey'i geçen yıl, bende hep Paul Valery'nin "DenizcilerMezarlığı" şiirini çağnştıran Büyükada Mezarlığı'nda toprağa verdik. ' Ben artık adada, Dil'de yalnız dolaşıyorum hep tflime hiç sinmiyor... 'Kongra-GePin AB terör listesinden çıkanlmaması durumunda banşın kaybedeceğini' söyledi Zana'dantehditmektubuANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde bu- lunan hükümlü LeylaZana. Avrupa- lı yönetıcilere gönderdığı mektupta, KDngra-Gel'interör listesine alınma- sını eleştirerek, örgütü, "banşçılbir halk örgütienmesi" olarak tanımla- dı. Kongra-Gel'in terör listesinden çıkanlmasını isteyen Zana, bunun gerçekleşmemesi durumunda"Tür- kiye ve dünyada banşın kaybedece- ğini" savundu. Terörist Abdullah Ocalan'ı "Kürthalkıönderi" olarak tanımlayan Zana, Türkiye'de yaşa- nan gelışmelerin tamamında Abdul- lah Ocalan'ın rolü olduğunu öne sür- dü. Leyla Zana, BM Genel Sekreteri KofiAnnan, AB Konseyı Genel Sek- reten Javier Solana, AB Komisyon Başkanı Romano Prodi, NATO Ge- • Zana, cezaevinden BM Genel Sekreteri Kofi Annan, AB Konseyi Genel Sekreteri Javier Solana, AB Komisyon Başkanı Romano Prodi, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ve ABD Başkanı George Bush'a bir mektup göndererek Kongra-Gel'in terör listesinden çıkanlmasını istedi. nel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ve ABD Başkanı George Bush'a bir mektup göndererek, Kongra-Gel'in terör listesine ahnmasından duydu- ğu rahatsızlığı ılettı. Terörve terör örgütleri tanımlama- sının kapsam ve sınırlannın belirlen- mesinde sosyal ve siyasal olgulann yok sayılmaması gerektığini anla- tan Zana, "Bu zonınluluk dikkate ahnmalremn, devtetierin ve uluslara- rası kuruluşlann sadece karşıhkhçı- kan düşünülerekalacağıkararlann, terörüönlemekadmahiçistenıneyen, hatta öngöriihneyenyeniterörve şkl- det dalgalanna neden olabüeceğine Uişkin kaygı ve endişelerimi tarihsel görevolarak ifadeetmekistiyonınT dedi. Zana mektubunda, AB'nin güncelleştirilen terör örgütleri liste- sine Kongra-Gel'in de alındığını anımsatarak şu görüşleri sa-mndu: "Kanımca, AB tarihinin en talih- siz karan ahnmıştır. Sosyal ve siya- sal gerçeklikler yok sayılarak. banş ve demokrasi arayışlan önemsiz ve değersiz görülerek, sadece uluslara- rası çıkar etkin ve tek belirieyici ol- muştur. Oysa Kongra-Gel, kuruluş amacL, hedefleri, örgütlenme biçimi ve ideolojisi, yöntem ve amaçlan iti- ban ile atfedüen terör örgütü tanım- lamasına uvmamaktadır. Kongra- Gel başta Türkiye olmak üzere, yo- ğunluklu olarak Iran. Suriye ve Irak'ta yaşayan Küıüerin demokra- tik hakJannı savunan, devletlerin toprak bütünlüğüne saygıh, toplu- ma demokratikkanhmısağlayan bir yasal düzenleme haMnde silahsızlan- maya hazır olduğunu dünya kamu- oyuna defalarca açıklayan, legalleş- me ve yasallaşmayı bekleyen demok- ratik, banşçıl bir halk örgütienme- sidir." Leyla Zana, çatışmasız sürecin ya- şanmasında, yeni açılımlarda, AB ile ilişkilerin ivme kazanmasında Abdullah Ocalan'ın rolü olduğunu savunurken, Abdullah Öcalan'dan "Kürt halk önderi" diye söz etti. Zana, "Türkiye'de banşave KüıUe- reıdaşmanmtarüşmasıztekyohınun, Ocalan ve arkasındaki halkörgütien- mesine ulaşmaktan" geçeceği ıddi- asında bulandu. Zana, "Kürt sorununu görmez- den gelen, geleceğe ve befirsizh'ğe er- teleyen girişimler, şiddeti teşvikeder, başta Türkiye olmak üzere, bölge halklan ve dünya banşına kaybetti- rir" tehdıdınde bulundu. Leyla Zana mektubunda, Kong- ra-Gel'in terör örgütleri listesinden çıkartılarak dünya banşına katkı sağ- lanmasını istedi. ÇORUM'DA TOPLANTIYAPT1L AR Muhalifhareket kurulUty ısrannda EBRUDÜZTAŞ ÇORUM - CHP'li mu- hah'fler Çorum'da bir ara- ya geldi. Kendılerini "Anadolu Taban Hareke- ti" olarak adlandıran grup adına konuşan eskı Ço- rum Millervekılı ABHay- dar Şahin. partı tüzüğünü "Hitier dönemine" ben- zeterek Genel Başkan De- niz Baykal'a kurultayı top- lama çağnsını yıneledı. Eski Sıvas Milletveki- li Mahmutlşık, eski Kay- sen Mılletvekili Gani Aşık'ın katıldığı toplanh- da Şahin, 28 Mart'ta CHP'nin seçımlerden tam bir yenilgi ile çıkuğını ifa- de ederek, "Seçimlerdeıı sonra genel başkanımız çıkıp seçimlerden başan- hçüaknğmısöyiedLBunun neresibaşan? BaykaL ken- di memleketi dahil rüm kı\ı şeridinde CHP'>i de- nize dökmüştür" dedi. CHP'nin böyle devam etmesi durumunda bir da- haki seçimlerde baraj al- hnda kalarak siyaset sah- nesinden silineceğini id- dia eden Şahin şöyle ko- nuştu: "Bu sonuçlara boşuna geUnmemiştir, nedenkri çok açıkür. Son kurulta\- da gerçekleştirilen tüzük değişikUkleri kısıtla\ıcı, dışlayıcıve baskıcı bir ha- le sokularak demokrasi geleneği ve \önetim tarzı zedelenmiştir. Parti içi de- mokrasirafa kalduTİmış- ûr. Geün bu yanhşı bir an önce düzelteHm." 7 yıldır Gençlık ve Ka- dın kurultaylannın yapı- lamadığını, son seçim- lerde 1357 yerde partıle- rinın aday bıle göstenlme- diğini belirten Ali Hay- dar Şahin, "Dünyanmbü*- çok ülkesinde seçimler- den başanh çıkamayan liderler koltuklannı bı- rakmışlardır. Fakat De- niz Baykal'm koltuğu b\- rakmaya hiç de nheti yok" dedi. TümCHP'lilerin tarih- sel bir sorumluluk altın- da olduğunu ıfade eden Şahin, "Biz artık güçlü bir h'der, güçlü bir kadro istrvoruz. 3 Kasım seçim- lerteibaşanhoiarakdeğer- lendirerek\önetimden ay- rüma>an Sa>ın Ba> kal ve arkadaşlan bu seçimden çıkanotumsuztabloyusöz- cükverakamo>Tinlanik başan gibi sunma ga\Te- tindedir" diye konuştu. B,•elediye başkanlanndan parthe değil halka hizmet ermelerini beklediklerini \ urgulayan BaykaL "Öncehİde dürüst olun. Üç kuruşluk kör menfaaün peşinde parthi küietmeye, Türkiye siyasetmi çürütmeye kimsenin hakkı yoktur" dedi. Ba\kaL, Mersin'in Anamur ilçesi bekdiye başkanı Mehnıet Suphi Alp'ingetirdiğiçilekve muzlaruı tadma bakb. (SERDARÖZSOY) Baykal, CHP'li belediye başkanlannı çalışma yöntemleri konusunda uyardı: Paıiiııiıı militanı olmaymANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz BaykaL, yeni seçilen belediye başkanlanndan "partinin miHtanı* 1 ohnamalannı, halka hizmet vermelennı ıs- terken "Üç kuruşluk kör menfaann peşin- de parthi Türkhe'vi kirletmeye kimsenin hakkıyoktur" dedi. Baykal'a tam destek ve- ren PM bildinsi belediye başkanlan top- lantısında da kabul edıldi. CHP'nin yeni seçilen 472 belediye baş- kanı, Parti Meclisi ve MYK üyeleriyle mil- letvekilleri, dün Büyük Anadolu Oteli'nde bir araya geldiler. CHP liden Baykal, bele- diye başkanlanna, "CHP sizlerin şahsuuz- da ikddarda" diye seslendi. Belediye baş- kanlannın özel dikkat ve sorumluluk için- de hareket etmelerini isteyen Baykal, şöy- le konuştu: "Sayımız arzu ettiğuniz kadar yüksek ohnayabflir. Ama ahn terimizle ka- zandığunız belediyelerin başkanlaruun ça- uşmasıyla Türkiye'nin önü açılacaktır. CHP'nin militanı ve partizanı ohnanızı de- ğil, CHP'nin değerlerinL, ilkelerini, ahlakı- nı vehizmetanlayışını unutmadan halkı ku- caklayarakama bir CHPTiolarakhizmetbek- Ih^ruz. Partûnize değil halka hizmet verin. Önceakle dürüst ohın. Bir hatanın bedetini sizdeğil,bütünparti,bütünTürkiyeödüyoıf Başkanlara anket uygulandı CHP'li belediyelerin öncelikli hedefinin çocuklar ve gençler olması gerektiğini an- latan Baykal, "Çağdaş, laik demokratik cumhuriyete inanan çocuklarm yetişecegi ynrtlan gerçekkştirin. Her şeyin emanet edileceği insanlar olun" diye konuştu. Top- lantıda belediye başkanlanna bir anket de uygulandı. Anketteki, "CHP'den sonra en çok \:akınlıkduyduğunuzparti hangisr so- rusu dikkat çekti. Aynca, AKP'nin seçmen- lere para dağıtıp dağıtmadığı, Kamu Yöne- timi Yasa Tasansı, belediyenın borçlan, ger- çekleştirilecek projeler de soruldu. 'Sorun değil, çözûm üretiyoruz' Şışli Belediye Başkanı Mustafa Sangül toplantıda sloganlannın, "Sorun değfl çözüm üretiyoruz" olduğunu söyledi. AKPlilerin bırbınne menfaat ağıyla bağlı olduklannı sa- vunan Sangül, "Hepsi sağdan soldanahbap çaMiş Uişkileriyle geldiler, çok v-akuıda ba- lonlan padavacak" dedi. Toplanüda, Bay- kal'a tam destek veren PM bildirisi beledi- ye başkanlan taranndan kabul edildi. Bazı başkanlar, kadınlann ihmal edilmemesi, be- lediyelerin siyasi bastadan kurtanlması ve genel merkezde kendilerine yardımcı olacak komisyonkuruhnasını istedıler. Bazı başkan- lar seçim çahşmalan sırasında milletvekil- lerininbölgelerine gelmemesinden yakındı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Kaya Çilingiroğlu da kendisini vuranlardan davacı olmadı. Bir sü- re önce Etiler'de ayağından kurşun- lanan Kaya Çilingiroğlu, bundan ön- ce ayağından vurulan birçok ünlü gibi kendisinden bekleneni yaptı, mafya korkusuna boyun eğdi. Der- ya Tuna ve Ismail Türüt de kendi- lerini vuranlar karşısında sessizliği tercih etmişlerdi. Hülya Avşar, eşi Kaya Çilingiroğlu vurulduğunda için- de bulunduğu durumdan yakınmış ve korkulannı dile getimnişti. İşte bu korkular şimdi gerçeğe dönüşüyor, tanınmış bir kişi, kamuoyunun önün- de kendisini koruyamayacağını dü- şünüp, vurulduğu halde şikâyetinden vazgeçiyor. Bu olay birTürkiye gerçeğidir. Tür- kiye'de yasadışı güçler egemenlik- lerini sürdürüyorlar. Istediklerini, is- temediklerini çekip silahla ayağından vuruvenyorlar. Diyoriarki, bu sana ih- tar, bir süre sonra öldürebiliriz de. Bu korku uyansı etkisini gösteriyor ve karşı taraftakini sindiriyor. Çünkü, Kendisini Vuranlardan Davacı Olmamak ölüm korkusu içindeyaşamaktansa mafyanın dediklerini kabul etmeyi tercih ediyor. • • • Buradan itibaren bu nasıl devlet sorusu, kaçınılmaz olarak gündeme geliyor. Son yıllarda bu ülkede o ka- dar çok faili meçhul cinayet işlendi ki! Üstelik bunlann bir kısmının dev- let içindeki güçlerle bağlantılı oldu- ğu resmi raporiaradageçti. İşte biz böyle bir ülkede yaşıyoruz. Devlet içindeki bazı güçlerin cinayet işle- diği gerçeğini başbakanlara sunu- lan raporlaryazdılar. Sonra neoldu? Bu bir skandal olarak kabul edildi mi? Kimler bu cinayetleri işledi de- yip bu katillerin kimler olduğu ve neleryaptıklan mı araştınldı? Hiçbi- ri olmadı. Siz de, ben de bu ülkede birçok cinayete kanştığını tahmin ettiğimiz kimselerin hâlâ etkili ve yetkili yer- lerde olduğunu düşünüyoruz. Bun- lann üzerine kimselerin gitmeyece- ğini ve gidemeyeceğini de... Bu kor- kularımızı arttınyor. Devletin içindeki bazı güçler bu- nu, devletin içindeki zaaflardan ya- rarianarak, yanlış tercihlerden kuv- vet alarak yapıyorlar. Bunlar herke- sin gözü önünde oluyor. O zaman, bazı işlerin kanunsuz olarak yapıla- bileceği gibi çarpık bir anlayış bizle- re kabul ettiriliyor. Ünlülerin vurul- ması da işte bu ortamda cereyan ediyor. Geçen gün Hıncal Uluç bir yazı- sında spor yorumcusu hakem Ah- met Çakar1 ! vuranlann emniyetçe bi- lindiğini ve buna rağmen üzerlerine gidilmediğini yazdı. Bu yazısını iki üç gün sürdürdü. Sonra bu konuda- ki sessizlik devam etti. Ünlüleri ayak- larından vuranların kimler olduğu- nun bilinmemesi mümkün mü? Ta- bii ki biliniyor. Vurulanlara sorun, on- lar biliyorlar. Fakat, bunlann üzerine gidecek bir irade ortada yok. Böyle olunca da kimse mahkemelere gidip kendisini vurandan şikâyetçi olma- ya cesaret edemiyor. Bir insanın, adalete gerçeği söy- lemeye cesaret edememesi, ciddi bir sorundur. Böyle bir ülkede ne de- mokrasi olur, ne insan haklan, ne de yolsuzluklar önlenebilir. Bu durum, ortada ciddi birgüvenlik ve devlet za- afı olduğunu gösteriyor. Mağdur in- sanlar devletin kendilerini koruya- cağına inanmıyoriar. Bu güvensizlik onlann mafya zorbalığına teslim ol- malanna yol açryor. • • • Bazı hallerde çok acımasız olabi- len, örneğin gösteri yapan öğrenci- nin üzerine hışımla gidebilen, gaze- tecilere meydan dayağı atabilen po- lis, iş mafyayla hesaplaşmaya gelin- ce acaba neden etkisiz hale geliyor, pasifize oluyor? Bu konuyu, gerçek- ten ciddiyetle ve nedenlerini bulmak amacıyla enine boyuna tartışmamız gerekiyor. Polis müdürleri, siyaset- çiler bu konuda ne gibi çözümler düşünüyoriar? Kaya Çilingiroğlu'nun vurulduğu gün neticenin bu şekilde olacağını ço- ğunluğumuz biliyordu. Hülya Avşar zaten açıkça da söylemişti. Şimdi bildiğimiz senaryoyu seyrediyoruz. Bu ülkenin elinde güç olan insanla- n, haklannı adalet önünde arayamı- yoriarsa yurttaş ne yapsın? O kime ve neye güvensin? Türkiye'nin gelişmiş ve demokra- tik bir devlet olabilmesi için, önce- likle devletin güvenilir hale gelmesi gerekir. Bu olaylar tekrartandığı sü- rece, yapılan hiçbir demokratikleş- me adımı, gerçek bir demokratik- leşme haline dönüşemez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear