Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
NİSAN 2004 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Ed ırne
Kocaelı
Çarnakkale
Izrnir
Manisa
Aydın
Denizlı
PB
PB
P3
P3
B
B
B
B
26
27
30
23
30
30
31
29
Sınop B 24
Zonguldak PB 25 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
B
B
B
A
A
A
A
27
23
23
27
28
26
24
A 31 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
31
27
26
30
24
25
17
15
A 16
Yurttayağışbeklen-
mıyor Yurdun kuzey-
batı kesımlerı parçalı
bulutiu. dığer yerler az
bulutiu ve açık geçe-
cek. Hava sıcaklığı bu-
tun yurtta artmaya de-
vam edecek. Ruzgâr,
guney ve batı, yurdun
guneydoğu kesımlenn-
de kuzey ve batı yön-
tefden hafrf ara sıra or-
ta kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
1
4
7
12
10
12
16
15
Berlın PB 14 Moskova Y 13
Budapeşte PB 18 Aşkabat A 22
Madrıd Y 13 Astana PB 8
Viyana
Belgrad
Y 16 Taşkent Y 18
Y 20 Bakû PB 24
Sofya
Roma
Y 22 Bışkek
B 17 Tiflıs B 17
Atina A 21 Kahıre B 30
Münıh PB 15 Zürih Y 14 Şam B 29
Parçalı bulutiu <, Çok bulutiu > Yağmurlu ı Gok gurultulu
& U N C E L CÜ1N EYT AKCAYÜREK
• JBaştarafı 1. Sayfada
MA Talat'ın iki yüz sayfa dışında fuzuli evrak yı-
ğınıymış gibi göstermeye çalıştığı Annan Planı
ekleri Kıbrıslı Türklerle Türkiye'nin başına akla
gelmedik çoraplar örüyor.
Bizim gazetede Murat Kışlalı iki gündür MA
Talat'ın hasıraltı etmeye çalıştığı eklerden ör-
nekler veriyor. "Hidrokarbon Yasası" adıyia anı-
lan yasa, Türkiye'nin Kıbrıs'taki doğal kaynak-
ları (petrcl) arama-çıkarma haklarından vazgeç-
mesini saglıyor. Ruhsat elinden alınıyor, yeniden
ruhsat için Rum yönetimine engelleme olanağı-
nı saglıyor.
Diğer bir yasa, ekler arasında yer alan Bütçe
Yasası, iki toplum arasında vergi paylaşımında
da adaletsizlik yaratıyor. Dolaylı vergilerin de as-
lan payını (yüzde 80) Rum kesimine, ancak kü-
çük bir payını (yüzde 20) Türk kesimine veriyor.
Bu iki örneği diğerleri izleyecek; kuşku yok,
kapalı gözler, sağır kulaklar görmeye ve işitme-
ye başlayınca daha nice kazıkları öğrenecek.
• • •
Denktaş'ın kendini paralarcasına dikkatini
çektiği, ver-kurtul politikasını uygulayan hükü-
metin sözünü etmediği (Onur Öymen'in TBM-
M'de söylediği ve Gül'ün yadsıyamadığı gibi, 9
bin sayfanın tümünü okumayan, içeriğini bilme-
yen, dışişlerindeki bürokratların verdiği bilgiler-
le yetinen bu hükümetin), farkında bile olmadı-
ğı tuzaklar, plan eklerinin içeriğini oluşturuyor.
AB tutkusuyla yanıp tutuşan MA Talat ve bir-
likte olduğu kesimlerin, kazıkların ne zaman far-
kına varacağını düşünerek hayıflanmanıza ge-
rek yok. Adam, bir yandan hayır'ı en büyük fe-
laket diye tanımlıyor, öte yandan da -baştan be-
ri Denktaş'ın davulunu çaldığı- bir başka gerçe-
ğe AB'nin "ilk kez hazırlıksız bir toplumu bünye-
sinealdığına"değiniyor, "Bunesonuç verecek,
doğrusu bilemiyorum. Bu anafor içinde umanm
başımıza birkaza gelmez" diyerek yüzsüzlüğün
daniskasını sergiliyor.
Bu açıklama, bir bakıma gözü kapalı bir he-
defe koşmanın ve kuşkusuz Denktaş'a saldırı-
ların ne denli içeriksiz olduğunun itirafıdır.
Zira Denktaş, ne getirip ne götürdüğü bilinme-
yen ekteki 144 yasanın birkaç gün içinde ince-
lenmesine şiddetle itiraz etmiş, ne çare, MA Ta-
lat'tan da Ankara hükümetinden de, bu hükü-
met adına Denktaş'a direktif verecek yetkilerle
donatılan Müsteşar Uğur Ziyal'den de destek
görmemişti.
Talat'ı Türkiye henüz tanımadı. Adam Türki-
ye'den "komşumuz" diye söz ediyor. Türkiye'yi
anavatan kabul etmiyor. Türkiye'nin 30-40 yıl-
dır Kıbrıslı Türklerin sırtından kendi siyasal gö-
rüşlerini savunduğunu, gerçekleştirdiğini söylü-
yor. Kıbrıs'ta halkı aydınlatmaya hazırlanan si-
yasileri "konuk" diye niteliyor, istemiyor ve...
• • •
Ve, bu Talat'la Ankara hükümeti birbirini ta-
mamlıyor.
Lefkoşalı Talat, Kıbrıs'ın yetiştirdiği toplumla-
rüstü son devlet adamı havasında. Kıbrıslı Türk-
lerden sonra Rumları da evet demeye çağırmak
için Güney Kıbrıs'a gitmeye hazırlanırken... An-
kara hükümeti de plana koyduğu ağırlığı hemen
her hareketiyle kanıtlıyor.
Talat, Türkiye'den siyasetçilerin adaya gele-
rek planın gerçek yüzünü halka anlatmalarını is-
temediğini açıklarken (bugün yarın ne yapacak-
ları bilinmez ama) işlerine geldiğinde Batı stan-
dartlarını savunan bu iktidar, özellikle TBMM
Başkanı Arınç, TBMM'de plana karşı nedenle-
ri açıklayacak olan Denktaş'ın (AKP grubunu
etkilemesi olası) bir konuşma yapmasını engel-
lemek için bin dereden su getiriyor.
Referanduma kadar ve sonra daha pek çok
maske indirilecek, gerçek yüzler ortaya çıka-
cak... Ne çare, ne yazık ki iş işten geçtikten son-
ra...
Evet çıkarsa çekîlirimtSTANBUL (AA) - KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş,
referandumda evet çıkarsa, 13
Haziran'dakı seçimlere adaylığı-
nı koymayacağını belirterek
"Ben devleti sonuna kadar ko-
rumuş kişi olarak köşeme geçe-
ceğim" dedi. Denktaş. Demokrat
Parti'nin referandumla ilgili gö-
rüşüne ilişkin, "Oğlumun parti-
si 'evet' derse benim için yıkım
olur. Ama kimseyi de karşıma
alıp 'niçın böyle dedin' deme
hakkım yok" diye konuştu.
Denktaş, Star televizyonunda
yayımlanan "Ceviz Kabuğu"
programına katıldı. Kendisinin,
24 Nisan'da yapılacak referan-
dum konusunda hayır cephesınin
lideri olmadıgını belirten Denk-
taş, ancak devleti ortadan kaldı-
ran, egemenliği inkâr eden, yok
farz eden bir anlaşmaya hayır de-
mesinin, kendisi için sadece bir
reaksiyon değil aynı zamanda bir
görev olduğunu söyledi. Denk-
taş, "Halkımın hayır demesini
istemem ise bu önümüze konu-
lan paketin bizi hayıra götür-
meyeceğini gördüğüm içindir"
dedi. Her iki tarafın da Annan
Plam'nda birçok kısmın değiş-
mesi gerektiğini söylediğini ifa-
de eden Denktaş, şöyle devam et-
ti:
"Uyum yok. Uyumsuzluğu
referanduma sunuyorlar. Refe-
randumda eğer bu uyumsuz-
luk evet oylarıyla geçerse, kav-
gayı biz uyum sağlandıktan
sonra başlatacağız. Çok uyum-
lu bir kavgaya girişeceğiz. Al-
lah korusun. Bir şey olacağını
biliyorlar. 6 bin, 7 bin BM aske-
ri getiriyorlar. 'Niye yapıyorsu-
nuz' dedik, 'Başlangıçta olaylar
çıkacağını biz de bılıyoruz, onun
için getiriyoruz' dediler. Böyle
şey olur mu? Olaysız bir mem-
leketi sen olaylı bir hale getir.
Bunu açık açık söylediler."
Bazı konulann konuşulmasına
müsaade edilmediğini, müzakere
yapılmadığını anlatan Denktaş,
"Zemin hazırlanmadı, gerçek-
lere bakılmadı. Başkalannın,
Amerika'nın, İngilizin,AB'nin
çıkan için ortaya bir paket ko-
nuldu" dedi. Denktaş, "Evetde-
seydiniz ya da derseniz Nobel
alacağınıza inanıyor musunuz"
sorusunu, "Halkımdan öyle bir
tekme yiyeceğinı ki evet der-
sem, nereye gideceğimi ben de
bilemeyeceğim" şeklinde yanıt-
ladı. Görevini yaparak halkı ikaz
ettiğini belirten Denktaş, "Ben
evet desem ve korktuğum baş-
larına gelse sorumlu olacağını.
Şimdi rahatlıkla söyleyebiliyo-
rum. Ben sorumlu değilim. Ben
sizi ikaz ediyorum, size tehlike-
leri gösteriyorum. Şimdi oyu-
nuzla kendi kaderinizi siz tayin
edeceksiniz. Ondan sonra da
'aman ha' dediğinizde sakın ba-
na gelmeyin" şeklinde konuştu.
Türkiye'de hükümetin referan-
dumdan evet çıkmasından yana
olduğunu kaydeden Denktaş, a-
ma tüm diğer partiler ve temas
ettiği kurumlann mütereddit ol-
duklannı, Annan Planı'nın sakın-
calı noktalanna işaret ettiklerini
söyledi. Denktaş, MGK tarafın-
dan yapılan açıklamada da kara-
nn hükümette olduğunun belir-
tildiğini ifade ederek "Ama o-
nun içerisinde bu bazı zorluk-
lara işaret edildi" dedi.
Görüşmelerdeki yöntemi eleş-
tiren Denktaş, "BM temsilcisi
aramızda olsun dendi. Bir şart-
la kabul edeceğimi söyledim.
Gözlemci sıfatıyla. Ve De Soto
gözlemci olarak geldi. Elinde
küçücük bir defter ve kalem
vardı. Ben gözlemciyim, ben
duvarda sineğim derken du-
varda akrep oldu. Defter büyü-
dü ansiklopedi oldu, 9 bin say-
falık plan oldu. Kim verdi ken-
disine bu hakkı, kimse verme-
di" şeklinde konuşru.
Denktaş: Annan Planı şeytanca
tstanbul Haber Servisi - KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş, "Annan Planı'nın şey-
tanca yapıldığını" belirterek "Biz Annan bel-
gesini imzalamaya hazır değiliz" dedi. Denk-
taş AKP hükümetine seslenerek "Türk hükü-
metinden istemimiz tektir, birdir. Güvence-
leri almadan anlaşmaya imza koymasınlar.
Sağlam güvenceler istiyoruz" diye konuştu.
Denktaş, dün Türk Dünyası Dayanışma Gru-
bu'nca Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen top-
lantıda, Kıbns'taki son gelişmelen anlattı. Al-
lah'ın kendilerine devlet oluşturmayı nasip et-
tiğini dile getiren Denktaş, "Devlet, doğuma
benzer. Kanla, sancüarla doğar ve devlet
doğduktan sonra bir çocuğun doğduğu gibi,
onu yaratan insanlar, onun üzerine titrer.
Onun ortadan kalkmaması. yok olmaması
için canını vermeye hazır olur" diye konuştu.
Denktaş, Kıbns Türku'nün sıkıntılannın bu-
lunduğunu, ancak bütün bu sonınlann devlet-
ten vazgeçmek için bir neden olmadıgını ifade
ederek şunlan kaydettı: "Sayenizde devletimi-
zi, egemenliğimizi korumaya devam edece-
ğiz. Türk hükümetinden istemimiz tektir,
birdir. O da güvenceleri almadan anlaşmaya
imza koymasınlar. Sağlam güvenceler istiyo-
ruz. Bu paketin açılması, bu paketin içinde
ne olduğunu herkesin bilebilmesi için zama-
na ve müzakereye ihtiyaç vardır." KKTC
Cumhurbaşkanı Denktaş, salonda bulunan bir
kişinin "Bunlan Talat'a duyuralım" sözleri
üzerine, herkesin görevini yaptığını söyledi.
"Buraya kimseyi şikâyete gelmedim" diyen
Denktaş, şöyle devam etti: "Herkes iyi niyetle
görevini yapmaktadır, ama bazen iyi niyet
yetmemektedir. Onun için biünçli olmak la-
zımdır. Annan Planı, kimse ne olduğunu bil-
memek üzere yapılmıştır, şeytanca yapılmış-
tır." Bu arada Annan'ın Kıbns planının ve ek-
lerinin Türkçeye çevrileceği bildirildi. Ekleriy-
le birlikte 9 bin sayfayı bulan .\nnan Planı, Dı-
şişleri Bakanlığı ve Türkiye'nin yurtdışındaki
misyonlannın konuyla ilgili uzman kadrolan
tarafından 4 gün içinde Türkçeye çevrilecek.
Denktaş,Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen toplantıda, son gelişmeleri anlattı. (AA)
Mersin UniversitesVnden destek
MERSÎN/MALATYA (Cumhuri-
yet) - Mersin Üniversitesi Senatosu, ola-
ğanüstü toplanarak KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'a destek karan aldı.
Annan Planı'nın Türkiye ve KKTC'ye
yönelik tuzaklarla dolu olduğuna dikkat
çeken senato, önümüzdeki hafta Denk-
taş'ı ziyaret etme karan aldı.
tnönü Üniversitesi Öğrenci Konseyi
ve Öğrenci Topluluklan öncülüğünde 16
üniversiteden öğrencilerin katılımıyla
gerçekleştırilen "Ulusal Bilinç ve Kıb-
ns" konulu mitingin sonuç bildirgesin-
de de "Türk gençliğinde uyanan ulu-
sal bilinç, dalga dalga tüm toplumu sa-
racaktır!" denildi.
Mersin Üniversitesi Senatosu'ndan
yapılan açıklamada, Türkiye'nin Kıbns
konusundaki ulusal çıkarlannı AB'ye gi-
riş süreci uğruna feda etmemesi gerekti-
ği vurgulandı. Açıklamada, şu ifadelere
yer verildi:
"Annan Planı'nın kabulü için Tür-
kiye'ye ve KKTC'ye baskı yapan
AB'nin, planda Türklere sözde tanı-
nan haklann sağlanması ve korunma-
sı için bir hukuksal garanti vermediği
de ortadadır. Bu plan, her an Türkiye
ile KKTC aleyhine değişebileceği ihti-
malini ortaya koymaktadır. Vaşamım
Kıbns Türkleri davasına adamış olan
ve mücadelesini Türklüğe yakışır bir
onurla sürdüren KKTC Cumhurbaş-
kanı Sayın Rauf Denktaş'ın yürekten
paylaştığımız görüş ve kaygıları kesin-
likle dikkate alınmalıdır."
23. ULUSLARARASI
İŞTANBUL
FİLM FESTİVALİ
TURKCELL
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı,
23. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin
gerçekleştiriimesinde büyük destek sağlayan ve
6 yıldır Festival Sponsorluğu'nu sürdüren
Turkcell İletişim Hizmetteri A.Ş.'ye
teşekkür ediyor.
www.ıstfest org Cumhufryet gazer£smn Kadcjlanyta ya^nianrrHStır
TURKCELL MARMARA
AKEL de hayır diyecek
REŞAT AKAR
LEFKOŞA - Güney Kıbns Rum
Yönetimi Başkanı Tasos Papadopu-
los'un, BM Genel Sekreteri Kofi An-
nan tarafından hazırlanan plana kar-
şı "hayır" kampanyası başlatması-
nın ardından, hükümetin büyük orta-
ğı komünist AKEL de referandum
tarihinin ertelenmesi yönünde karar
aldı. AKEL Merkez Komitesi'nin i-
ki günde tamamlanan toplantısından
sonra yapılan açıklamada, Papado-
pulos tarafından başlatılan kampan-
yanın etkili olduğuna dikkat çekile-
rek "Iç cephede yaratılmış olan du-
rum, planın, müzakere zemini ola-
rak dahi kabul edilmesine karşı çı-
kıyor. Bu durum, milliyetçiliği ve
şovenizmi güçlendirirken temel
olarak güvenlik ve planın uygula-
masındaki güvenceyle ilgili konu-
larda iyileştirme olanaklarını
azaltmaktadır" deniliyor.
AKEL açıklamasmda, Rum lideri
Papadopulos'un "Annan Planı, tak-
simi ortadan kaldırmıyor, aksine
yasallaştırıyor ve derinleştiriyor"
şeklindeki değerlendirmesinin doğ-
ru olmadığı, ancak halk üzerinde et-
kili olduğu belirtilirken olumsuzluk-
lann dağıtılabilmesi için zamana ih-
tiyaç duyulduğu iddia ediliyor ve re-
ferandum tarihinin ertelenmemesi
durumunda 24 Nisan'da "hayır"
yanlısı bir tutum izleneceği vnargula-
nıyor.
Rum Meclis Başkanı ve AKEL
Genel Sekreteri Dimitri Hristof-
yas'ın ortaya koyduğu görüşleri de-
ğerlendırdikten sonra, 24 Nisan'daki
referandumu bertaraf edecek bir ka-
rar alan AKEL'in açıklamasında şöy-
le deniyor:
"Önümüzde var olan bütün so-
mut verileri dikkate alarak planın
halka objektif bir biçimde sunul-
nıası, güvenlik ve planın uygulan-
ması konularında müzakere yapıl-
ması, ayrıca boşlukların doldurul-
ması olanağının sağlanabilmesi
için Birleşmiş Milletler'e ve ulus-
lararası unsurlara referandumla-
nn birkaç ay ertelenmesi yönünde
çağnda bulunuyoruz."
Alman karann, KKTC'de tepkile-
re yol açacağını de hesap eden
AKEL'in açıklamasında, Kıbnslı
Türklere yönelik şu mesaj dikkat çe-
kiyor: "AKEL Merkez Komitesi,
Kıbnslı Türk yurttaşlarımızı, Kıb-
nslı Rumların endişe ve kaygıları
karşısında anlayış göstermeye,
AKEL'e güvenmeye ve yurdumuzu
yeniden birleştirmek için ortak
mücadeleyi sürdürmeye çağırır."
Rum Yönetimi Başkanı ve DİKO
lideri Tasos Papadopulos'tan sonra,
Güney Kıbrıs'ın en güçlü partisi
AKEL'in olumsuz yöndeki karannı
değerlendiren siyasi çevreler.
"Rum tarafının hedefi, 1 Mayıs'ı
atlatmak ve AB'ye tek başına gir-
mektir. Bu.Türk halkına karşı bü-
yük bir oyundur" görüşünde birle-
şiyorlar.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
benim, bütün sorumluluk bende, çözümsüzlüğün
nedeni benim" psikolojisiyle oluşturuyor.
Durum böyle olunca da karşı taraf ödün üstüne
ödün istiyor. Oysa böylesi durumlarda verilen her
ödün, istenen ödünü arttırır!
Konulara tümüyle değil, birazcık ulusalcı bir yak-
laşım gösterildiğinde de hırttan sesler korosu hemen
nakarata başlıyor:
"Şu Sevr paranoyasından kurtulun!"
Oysa birbırinden farklı gelişiyormuş gibi görünen
olaylan yan yana getirince Sevr paranoyasının, send-
romunun ya da her neyse özleminin Batı'da olduğu-
nu görüyoruz.
Pek çok Ingiliz-Amerikan siyasetçisi yorumcusu
Irak'taki gelişmeleri irdelerken araya şu tür tümceler
katmadan geçemiyor:
"Aman bu kez, 1920'lerdeki gibi davranmayalım..."
"Aman bu kez, 20. yüzyıhn başında yüzüstü bırak-
tığımız halkları ihmal etmeyelim..."
Ingiliz birlikleri geçen yıl Basra'ya girdiklerinde du-
vara ilk şu yazıyı yazmışlardı:
"Bu kez geçen yüzyıidaki gibi bırakıp gitmeyece-
ğiz!"
Eski Ingiliz Dışişleri Bakanı Cook'un 1990'ların or-
tasındaki şu sözünü saklamışım, geçen gün arşivi dü-
zenlerken karşıma çıktı:
"Türkiye'nin doğu sınırlan tartışmalıdır!"
Avrupa'da baskısı olan çok satışlı gazeteler zaman
zaman oradaki okullarda okutulan kitaplardaki hari-
taları haber yaparlar. Zira, kimilerinde hâlâ Lozan'la
değil, Sevr'le oluşturulmuş çizgilerden eser vardır!
Kimi çok uluslu şirketler de Türkiye'de dağıtılacak
yayınlannda Lozan haritasını basarlar, Batı'dakiler ve
öteki coğrafyalardakiler değişiktır!
Soykırımcılıktan oykırımcılığa!
Sevr'in son kullanma tarihinin dolmadığını öne sür-
menin bir yöntemi de Lozan'ı yıpratmak... Türkiye
Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi olan Lozan'da za-
mana bırakılmış kimi konulan "ver- kurtul" olarak sun-
mak, Kıbns utangaçlığından olsa gerek!
Yeri gelmişken vurgulayalım, ABD Kongresi hâlâ
Lozan Antlaşması'nı onaylamadı!
Girişte aktardığımız davranış biçimi bağlamında
hafta içinde Fransa ile yaşanan soruna değinelim.
Fransa'da iktidar partisi, Türkiye'nin AB üyeliğini
onaylamadıklannı yetkili ağızlarından ilan etti, ardın-
dan pekiştirdi. Sonradan da yaklaşımın özü koruna-
rak "düzeltildi". AKP iktidarı Fransa'nın bu tavrını
şöyle yorumladı:
Efendim Fransızlar Haziran'da sandığa gidecek.
AB milletvekillerini seçecekler. Oylarını arttırmak için
böyle bir açıklama yaptılar.
Haziran'da Avrupa'nın öteki ülkelerindede benzer
seçımler var. Demek ki, seçimden önce Türkiye'ye
hakaret edecekler, seçimden sonra sıvazlayacaklar.
Biz de bunu doğallıkla kabul edeceğiz.
Zaten kimi ülkeler Türkiye'yi "soykınmcılıkla" suç-
luyor, seçim dönemlerinde de "oykınmcı" oluyoruz!
Böyle bir gerekçe nasıl kabul edilir? özür, kabahat-
ten büyük!
AKP iktidarı "Sevrparanoyasını bırakın" tezine sa-
rılmış, "çok doğtv, bu korkulardan sıynlmalı" hava-
sıyla tam gaz gidiyor. AKP politikalarının en masum
anlatımı bu olabilir!
Kıbrıs'ta Annan Planı'nın her baskısını kabul et-
mek de aynı anlayışın ürünü. Şu senaryoyu çok da
yabana atmamak gerekir:
Türkiye'deki iktidar Kıbrıs'ta hertürlü ödüne hazır.
24 Nisan referandumunda Rumlar hayır, Türkler evet
derse, Annan Plam'nda Rumları daha da rahatlatan
değişikler yapılır, yeniden referanduma gidilir! Rum-
ların kuzeye daha sınırsız yerleşmesi sağlanır...
Rumları bize getirmiş oluruz ama, Erdoğan bunu
şöyle anlatır:
"Rumlan dize getirdik!"
ankcumra cumhuriyet.com.tr
Arama tacizine
soruşturma
İLHAN UYGUN
ADAPAZARI - Adapa-
zan Büyükşehir Beledıye-
si'ne bağlı zabıta ekipleri-
nın dilenen 13 yaşındakı
S.S'yı sokak ortasuıda so-
yarak üstünü araması tep-
kilere yol açtı. Küçük ço-
cuğun babası Sabri Sel-
çuk. oğlunun psikolojik te-
da\i gördüğünü belirterek
"Oğlum zaman zaman
belediye başkanları da
dahil olmak üzere el
öpüp para alır. Biz bu tip
davranışlarda bulunma-
sını istemiyoruz.Aile ola-
rak çocuğumuzu toplu-
ma kazandırmak ister-
ken zabıta çocuğumuzun
psikolojisini iyice bozdu"
derken Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Aziz Duran.
olayla ilgili soruşturma
başlattığını açıkladı.
Zabıta ekiplerinin cuma
namazından sonra cami
önlerinde yaptığı dilenci
operasyonunda kaçmaya
çalışan S.S. kısa sürede ya-
kalandı. Ekipler S.S'nin
pantolonunu zorla çıkardı
ve külotunda gızlediği 285
milyon lırayı buldu. S.S, bu
parayı zabıtalara \erme-
mek için çığlıklar attı.
Olay kentte büyük tep-
kilere yol açtı. S.S nin ba-
bası Sabn Selçuk, Gey-
ve'de bir lokantası olduğu-
nu ve paraya gereksinimi
olmadıgını ifade ederek
"Ancak 2 çocuğumdan
en büyüğü olan S.S. hipe-
rakrif. İstanbul'da psiko-
lojik tedsvi uyguluyoruz.
Çocuğum zaman zaman
gider belediye başkanla-
rı da dahil olmak üzere el
öpüp para ahr. Biz zaten
çocuğumuzun bu tip ha-
reketlerini istemiyoruz"
dedi.
Oğlunun sokak ortasın-
da so>-ularak üstünün aran-
ması nedeniyle psıkoloji-
sinin daha da bozulduğuna
dikkat çeken baba Selçuk,
"Aile olarak çocuğumu-
zu topluma kazandırmak
isterken zabıta çocuğu-
muzun psikolojisini iyice
bozdu. Bu yapılan insan-
lık ayıbıdır. İnsan hakla-
rına aykırıdır" şeklinde
konuşru. Başkan Aziz Du-
ran ise olayla ilgili soruş-
turma başlattığını açıkladı.
Zabıtalann ifadelerinın ah-
nacağını belirten Duran,
"Bu olayla ilgili olarak
provoke olma ihtimalini
de değerlendiriyoruz.
Orada bir tek gazetecinin
de olması düşündürücü-
dür" dedi.
Sakarya Barosu Başkanı
Ülker Onder Döker. za-
bıtanın tutumunun insan
haklanna aykın olduğunu
vurguladı.