17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
»MART2004 SALI CUMHURİYET SAYFA JV U L J. LJ J \ kultur(S cumhuriyet.com.tr 15 amer Ulukılıç son kişisel sergisinde 2002 - 2004 yıllan arasmda gerçekleştirdiği yapıtlanna yer veriyor SadeleşerekçoğalmakSILCEN AKSEL Alp Tamer Ulukılıç, 'Takas Re- sSmleri nı sergiliyor Koşuyolu Sa- naat Gakrisi'nde. Başlangıçtan bu y-saa insanın kişisel tarihine eğilen s^anatçı, bu kez belirsizliğin sadeleş- tirdiğı öykülerde bir yer gösteriyor. Sireyin bağlandığı imgelerle örülü öczgün tinsel ve plastık atmosfenn, yfeeni bir arayışta farklı bir boyutla ke- smştiği. Bugüne dek insan \ e onu çev- releyene yaklaşan sanatçı, tanık oldu- ğm. aynı zamanda da bırparçası oldu- ğ^ıı serüveni farklı uçlanndan yaka- lryor... - "Başlangıçtan bu yana resminiz insana biçimsel ve kavramsal bo- ymtta odaklandı, fakat kavramsal çerçeve daha genişti. Bu kez, "ta- k as' gibi yönlendirici bir ad ve ta- nım söz konusu... ALP TAMER ULUKILIÇ - Ye- ni bir biçim arayışına girdiğım dö- nemlerde. uygulama yetkinliğiyle ıl- gili süreç tamamlandıktan sonra hı- kâye. duygular ve insanla ilgılı birta- kırn ufak referanslar resmi sürükle- meye başlıyor. Küçük bir maceraya, arayışa dönüşüyor, eğlenceli ama zi- hinsel, matematik yanı da ağır basan bir süreç bu. Sonunda kendı dılırm oluşrurmamla ve piyasada dolaşma- sıyla 'takas 1 adını koyabiliyorum, bir takas nesnesi olduğu varsayımı daha da güçlenıyor... Takas resmı tanımı da oradan geliyor daha çok. ama hı- kâyeler de bununla at başı. Çünkü or- da sergının üçte bınnı, belkı yansını kapsayan mübadele olgusu. Kavramın farklı okumaları - "Takas resimleri' deyince, kav- ramın farklı açıhmlan mı söz konu- su olan o halde°. ULUKILIÇ- Kavramm birkaç tür- lü okunması, meta olarak dolaşım ve ınsan takası, mübadelenin insancıl ol- mayan koşullan... îsim olarak 'mü- badele' çok orurmuyor benim gö- zümde. Bir mübadıl uzantısı olarak o hikâyeleri aile içınde bugüne kadar taşıdığım içm yaşanan acılan, yenni yurdunu terk etmenın zorluğunu bı- liyorum. İnsan hayatı önemsenmeden kâğıt üzerinde yapılmış, çok büyük acılar doğuran bir tür takas bana gö- re. Bu benım tanımım, benim iddiam. İnsan yaşamına ket vurulduktan son- ra gelen acılann ıpuçlannı taşıdığı ıçin de takas bir yandan, ama bu kav- ram zıhinsel süreçte birkaç türlü oku- M,.übadele resimlerini yaparken özel bir dil gelişti. Tammlayıcı öyküler söz konusu olduğundan değil, 'öyküyif kurgu oluşturdu. Göçe katılmış insanlardan kalan birtakım imgeler, objeler, nesneler resme taşındığı zaman dili kendiliğinden değişmeye başlıyor. Çift tuval kullanıldı bazılarında, çünkü 'iki tarafın" varlığmı teknik olarak destekleyen kompozisyonlardı bunlar. maya açık olduğundan, takas resmi olarak adlandınldı. - "Eski çalışmalarınıza yakın du- ranların yanında, 'mübadele re- simleri' farklı bir kurgu ve biçim- sel dili taşıyor... ULUKILIÇ- Vazgeçmek değıl a- ma. mübadele resimlerini yaparken özel bir dil gelişti. Tammlayıcı öykü- ler söz konusu olduğundan değil, 'öy- küyü' kurgu oluşturdu. Göçe katıl- mış insanlardan kalan birtakım imge- ler. objeler, nesneler resme taşındığı zaman dili kendiliğinden değişmeye başlıyor Çift ruval kullanıldı bazılannda, çünkü 'ikı tarafın' varlığını teknik olarak destekleyen kompozısyonlar- dı bunlar. Sonraki sergilerim için ka- zanımlar var, ama bu böyle devam edecek anlamına gelmiyor, biçimle ilgili tasalar sadece göç kaygısıyla il- gili. içınde kavrama açık uçlar taşı- yan. birtakım objelen stilize ederek göndermelerde bulunan. - "Bu ilk kez yaptığınız bir şey mi, bu kadar belirgin biçimde... ULUKILIÇ- 'Renkli Türkçe Si- nemaskop" adlı öncekı sergimde ba- zı ipuçlan ortaya çıkmıştı; konsept- le, kavramla belli bir yere taşıdı ve doğru bir yere oturdu. Daha önceki resunlerdeki kompozısyonlann olu- şum sürecı bıreysel tarihle, bellekle ve onlann toplamıyla ilgili. Damıtıl- mış hıkâyeler, kureulanmış öyküler- di. Başat olan yine ınsandı. ama göç resımlerinde 'çoğaltma ve eksiltme' söz konusu olan. Çünkü çoğaltma de- diğimiz şey her iki tarafla ilgili, çok kitlesel, göçe zorlanan bir nüfustan bahsediyoruz bu noktada. Eksilme, daha çok tuvalin alt kısımlarındaki, bireye indirgenmış gibı. Yanı bir kit- le psikolojisi var üstte ve altta birey psikolojisi ya da onu imleyen birta- kım şeyler... Karşıt okumalar. - "Bu biçimsel ve kavramsal kurgu mübadeleye özgü...' ULUKILIÇ- Politık okumaya da açık uçlar, metın karşıhğı bir tanım bıçımleniyor orada. O insanlann, kü- çük bir tuvale sığdınlmış çok zengin bir yapının, kurgunun. yeni bir dilin, nereden bakarsanız bakın insan zıh- nınm taşınması... Ne tadar görmez- likten de gelseniz. insanlann tanhle- nyle ilgili, coğrafyalanyla ilgili zen- gınlik bellı bir yerde kendini gösteri- yor, dil olarak karşılığını bulduğunu sanıyorum. Burdaki araştırma daha çok neyi nereye koyacağıma karar vermekten öte, neyle yetineceğime daır, imgenın azlığı... Bir savaş, so- nuçta sanatçının zihnınde geçen bir süreç. Ya bıçim öne çıkar, dili unut- turur ya dil öne çıkar biçımi unuttu- nır, ikisinin dengesini bulmakla ilgi- li bir çaba... Çok öznel bir atmosfer yarattığınız zaman onun da çok öznel bir dili olması gerekıyor pentür kar- şıhğı olarak. -"Takas resimlerinizde insanlar ipucu veren bir auranın içindeler, 'mübadele' dizisinde ise.. ULUKILIÇ- Mülk yok, boşlukta- lar, coğrafyalannın olmamasıyla ilgi- li... Mübadelenin üzerinden 80 yıl geçti, o tanhın sılinmesi söz konusu, bunun karşıhğı ayaklan yere basan insanlar olmamalıydı. İmgelerle yalınlaşan..., - "lki bölüm. alttaki bir tür dam- ga. mühür gibi ya da basitçe bir ta- nım getirmek gibi... ULUKILIÇ- O yalın dil şu: Ço- ğunluğun psikolojisıyle ılgıh bir po- litık çıkanm yapmak değıl onu bir plastik olarak sadeleştirmek. ama iki karşıt ınsan. toplum yapısının biçim- sel karşıhğı. iki tuvalin okuması da çok yoğun ve altında çok sade, aynı mernin belkı basit okunabihrliği, iki- sının bir arada olmasının getirdiğı bir tadı yakalamakla ilgili. Üstte klasik kompozisyonun izleri, altta kullanı- lan teknik ve oluşan dil, günümüze aıt, modern sanatı da ilgilendiren bir dil. - "Portreler hangi süreçten bakı- yorlar... ULUKILIÇ- Portreler. sadece öz- nel bir ifadeyı değil, duyguyu da ta- nımlamakla ilgili, çok içsel ve tama- men bütün sergiye ait olan duygunun damıtılmış halı. Bu hüzün olabilır, acı olabilir... 'Birer takas portresi' onlar. Mübadale ınsanının hüznünü taşıyorlar. bir yandan da hakikaten dolaşıma sunulmuşlar... Ifadeler. spontanlık...Herkesın kesiştiği bir şeylen bulmakla ilgili bir simya ça- lışması. Boyanın kendi macerasını zenginleştincı... Küçük bir coğrafya gibi düşünün insan yüzünü, gerçek- ten boyayı orada koşturmak, denetle- mek, serbest bırakmak. Boyaya mü- daheale etmek bana çok keyif venyor, kendi içımde öğrenci olmak gibi... Sergı 12 Mart a dek görülebilir. (0216 340 51 56} SON TARİH 5 TEMMUZ Saydam gösterisi bursu Kültür Servisi - Fotoğraf Vakfı 'Saydam Günleri' kapsa- mında saydam gösterisi gerçek- leştirmek için bir kişiye burs ve- recek. 'Saydam Gösterisi Bur- su'nda üniversite, yaş ve konu sınırlaması yok ve kişisel katılı- mm yanı sıra grup olarak da ka- tılmabilir. Katılacakların fotoğ- raf üzerine profesyonel bir çalış- ma yapmamış olmaları gereki- yor. Her katılımcı yalnızca bir dosya ile burs başvunısunda bu- lunabilir. Üniversite öğrencile- rinin, hazırlayacaklan proje dos- yasında tasarladıklan saydam gösterisi projesinin adı, teması, senaryosu, çekim süresi, bütçesi ve gösterim aşamasında kullanıl- ması düşünülen teknilc malzeme lerin listesinin ekte yer alması gerekiyor. Proje dosyasuıda ay- nca, katılımcı veya katıhmcıla- rın ad-soyadı, adres. telefon, e- posta adresi, öğrenci olduklannı gösteren belge, özgeçmiş. fotoğ- rafik performanslannı göstere- cek olan, en az 15 &aydamdan oluşan kısa bir saydam dizisine de yer verilmesi gerekiyor. Baş- vuru formlan 15 Mart 2004 tari- hinden itibaren Istanbul'da İF- SAK, İstanbul Fotoğraf Merke- zı, Fotoğraf Evı ve Fototrek ile diğer illerde çesitli fotoğraf ku- rumlanndan sağlanabılecıği gi- bi, FotoğrafVakfı Girişimi'nden de faks yoluyla alınabılir. (0 212 243 71 88 - infotsay- damgunleri. org - infolfotograf- vakfi.org - w\w.saydamgunle- ri. org) BREAKFAST »TTIFFANY'S A i İ V İ u 1 y ^ • t t Grolıetta Messîna P Ş ^ ^ AnUıony Quına ^S Richard Beseliart İ L ••-I «ın. »r^ 7 Pedenco Pellını / ASABLANC Klasikleşmiş film afişleri onaran Güven Demirer dünya pazarına girmeyi amaçlıyor Beyazperdenin 'afiş'e dünyaları GAMZE AKDEMİR Yıpranmış ya da eskimiş, kimi yeni, çoğu eski, klasikleşmiş afiş- ler sözümüzün konusu. Profesyo- nel fotoğraf sanatçısı olan ve son yıllarda afiş çalışmalannda yoğun- laşan Gü\en Demirer tarafından bılgısayar ortamında onanlıyorlar 'Casablanca', 'Potemkin Zırh- lısı"'. 'Tiffany'de KahvaltT. '\iva Zapata' Güven Demirer'in onar- dığı \e özgün baskılannı îsveç'te- ki çok eski bir sınema kulübünden alıp getirdiğı bu afişlerden sadece birkaçı. Belge nlteHğinde aflşler Demirer'in uyguladığı işlemin özelhğı afışte yer alan yönetmen ve başrol oyunculannın adlanna kos- tüm tasanmcısından müzığine. tek- nik kadrosuna kadar filme emek ve- ren tüm kadronun mizanpaja uyguh olarak eklenmesi ve fotoğraf bas- kıyla basılması. Böylece de afişle- rin bir anlamda bellekleri tazeleyen birer belge nıteliği kazanması... Önce fotoğrafla işe başlamış Gü- ven Demirer. Askerlikten sonra ça- lışmaya başladığı Bayındırlık Ba- kanlığfnda maketler yapmış. Ka- zancı iyi olan bu iş sayesinde hemen her modelini alabildiği Nikon mar- ka makinelerle o güne kadar ama- tör olarak sürdürdüğü fotoğrafı gi- derek profesyonel bir biçimde yap- maya başlamış. 1970"te İzmir'de Fransız Kültür Merkezfnde açtığı ve kendi bastı- ğı bıne yakın resimden oluşan insan temalı siyah beyaz fotoğraf sergisi- Türkiye'de işlerini bü\r üttüyse de 1990 larda patlak veren Körfez Sa- vaşı sırasında birikimlerine veda e- den Demirer afiş çalışmalanna baş- lamış. Uzun yıllar sürdürdüğü fotoğraf- tan ve yaşamı gözlemekten gelen bir alışkınlıkla estetik duygusunu geri plana atmamış Demirer, her ne kadar şu anda yaptığı işin bir sanat olmadığvnı söylese de... • Yıpranmış ya da eskimiş kimı yeni, çoğu eski, klasikleşmiş afişler, özgün baskılannı Isveç'teki çok eski bir sinema kulübünden alıp getiren Güven Demirer tarafından bilgisayar ortamında onanlıyorlar. 'Casablanca', 'Potemkin Zırhlısf, 'Tiffany'de Kahvaltı'. 'Viva Zapata'. bilgisayar ortamında onanlan ve fotoğraf olarak basılan afişlerden sadece birkaçı. ni. merkezin Fransa'yla kültür an- laşmalan çerçe\esınde Paris'e de taşımış. Genç yaşta önemlı bir başan ka- zanmış bu anlamda; sergisi büyük ilgı görmüş fakat sonrası gelmemiş. Türkıye'ye dönmeyerek bir süre Kodak bünyesinde çalışan Demirer, ardından bir sınema okuluna devam etmış. Hem fotoğraf, hem sinema bır- lıkte >r ürümüş. Sonrasında döndüğü Çok düşünmüş bir serginin yaran olur mu diye? Ama maliyet konusu bu düşüncesini sürekli erteletmiş. "Bu işe başlamamın asıl nede- ni Avrupa ve Amerika pazarına girebilmek. Dünyada üç binin üzerinde afiş satan internet site- si var. Yurh dışında şu anda evle- re, işyerlerine sinema afişleri asıl- ması moda olmuş durumda. Do- layısıyia talep var. Şu anda bitnıiş durumda olan 1400'ün üzerinde afişim var. Özel koleksiyon anlamında dün- yada üç dört kişiden biriyim bu konuda. Magnetler de yapıyor Fransa ve Ingiltere'de bir fir- maya veriyorum anşlerimi. Bu- rada 10 dolara mal ettiğim bir afişi 15 dolara satıyorum. Onlar da özel butik işi gibi düşünerek 100 dolar gibi bir fiyat koyuyor- lar. Ayda sattığım 100-150 afışle geçimimi sağlıyorum. Ama ora- da kalıyor, işi büyütemiyorsu- nuz. Toplu basımın maliyeti çok yüksek. Yüzlerce satış noktası olan firnıalar sadece bir afişten gereğinde bin tane isteyebiliyor ki bu da üç nıilyar gibi paraya mal oluyor. Söz konusu olanın bir tane afiş değil de onlarca afiş olabileceği düşünülürse rakamı tahmin edin. Dolayısıyla işi büyütebilmek çok zor. Afişin yanı sıra tngiltere'ye afiş magnetleri de yapıyorum. Bu ko- nuda da Los Angeles'ta bir fir- mayla görüşüyorum". 'GeyiklerLanetlery Selanik'te Kültür Servisi - Murathan Mungan'ın 'Mezopotamya Üçle- mesi'nin üçüncü oyunu olan 'Geyikler Lanet- ler'. Selanık'te Kuzey Yunanistan Devlet Tı- yatrosu'nda (KTBE) sahneleniyor. Petros Markarisin Yunanca'ya çevirdığı oyoınu, Mustafa Avkı- ran yönetıyor, o\-unun koreografisı ıse Övül Avkıran'a aıt. Dekor kostüm tasanmını Da- mianos Zarifısın, ışık tasanmını Yorgo Tar- kasis'in yaptığı. mü- zıklerini ıse Kostas Vbnvolos'un besteledi- ği ve Yunan oyuncula- nn rol aldığı ovaınun ılk gösterimi 12 Mart'ta Selanik - Vassiliko Sah- nesfnde yapılacak. 'Geyikler Lanetler'ı 1994'teAntalya Devlet Tıyatrosu'nda ve 1999'daAnkara Devlet Devlet Tıyatrosu'nda sahneye koyan Musta- fa Avkıran, Selanik Devlet Tıyatrosu'nda yem bir konsept oluştu- ruyor. Bu projede Yu- nan oyuncular ve tasa- nmcılarla çalışan Avkı- ran. öncekı oyunlannda da üzennde durduğu. 'bir masal anlatma is- teği'yle yola çıkıyor. Dram sanatının kök- lerinden erginlenme tö- renlennin büyüsüne, meddahlık anlayışın- dan Kerbela olayına ka- dar Mezopotamya - Anadolu ve İslam mi- tolojısıne aıt birçok mi- tos parçasından kayna- ğını bulan masal. mo- dern bir anlatımla sunu- luyor. Beden dılınin öne çıktığı oyunculuk anlayışıyla. sahne ve kostüm tasanmıyla bü- tünleşen konseptte; şar- kılar ve danslarla oyun- culuğun tüm olanaklan öne çıkanlıyor. 'Geyikler Lanetler' sezon sonuna kadar her gün Selanik - Vassiliko Sahnesi'nde oynana- cak. Reno, Pembe Panter kadrosunda •Kültür Senisi - Jean Reno Pembe Panter' kadrosunda. MGM 'Pembe Panter'de rol alması için Beyonce Knovvles'la görüşmelenni sürdürürken ünlü Fransız aktör Jean Reno yapımcı şirketle anlaşma ımzaladı. Reno filmde dedektif Clouseau'yu izlemesi için tutulan gızlı polis Ponton'u canlandıracak. Knowles da rolü kabul ederse Shawn Levy'nin yöneteceği filmde pop şarkıcısı Xania'yı canlandıracak. Komık Fransız dedektifi rolünde ise Hollywood'un ünlü aktörü Steve Martin'ı izleyeceğiz. Son şankısıyla Hooker •Kültür Servisi - 21 Hazıran 2001 de yitırdiğimiz, dört Grammy ödüllü John Lee Hooker'ın yeni albümü 'Face To Face" çıktı.Sanatçmm ölümünden sonra kızı Zakiya, yapımcı Ollan Chnstopher'la birlikte albüm üzerinde çalışmaya devam ettı ve sonuçta John Lee Hooker'ın son kayıtlanndan oluşan yeni albümü 'Face To Face' meydana geldi. 'Face To Face'te, Dıckey Betts, Warren Haynes, Jack Casady ve Deacon Jones gibi sonradan eklenen müzisyenlerin yanı sıra Van Morrison, Elvin Bıshop. Johnny Winter, George Thorogood. Johnnie Johnson ve Zakiya Hooker gibi sanatçılar da yer alıyor. Salı Zjyaretleri Enka'da • Kültür Servisi - İstanbul Devlet Tiyatrosu Enka Odıtoryumu'nda bugün saat 20.00'de. Martin Crimp'in yazdığı 'Kır'ı sahneleyecek. Oyunda dil cambazı Cnmp. insanlar arasındaki bağımlı ilişkileri bir örümcek ağma benzetiyor. Aşk, cinsellik ve para, Crimp'in insanlarına ölümcül darbeler indiriyor. Işıl Kasapoğlu'nun Roza Hakmen çevirisiyle sahneye koyduğu oyunda dekor tasanmı Hakan Dündar, kostüm tasanmı Serpil Tezcan, ışık tasanmı Enver Başar ve müzıkler ıse Joel Sımon imzasını taşıyor. Ovoında başrolleri Clkü Duru, Celal Kadri Kınoğlu ve Almıla Uluer paylaşıyorlar. (0 212 276 22 14-15) Say Borusan'la çalacak • Kültür Servisi - Genel Müzik Dırektörlüğünü ve Sürekli Şefliğini Gürer Aykal'm yaptığı Borusan İstanbul Filarmonı Orkestrası Mart ayı konserinde piyanist Fazıl Say'ı ağırlıyor. Yann saat 20.00'de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde, 11 Mart Perşembe gunü saat 20.00'de Lütfi Kırdar Kongre ve Sergı Sarayı'nda yapılacak konserde Say'ın 3 numaralı Piyano Konçertosu ve Şostakoviç'in 9 numaralı mi bemol majör Senfonısi seslendırilecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear