Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 9MART2004SAU
10 D I Ş H A B E R L E R dishab@cumhuriyetcom.tr
KAVŞAK
OZGEN ACAR
Kremlin'de Çar Değişmiyor
Ne garip bir sıyasal dûn/ada yaşı-
yoruz? Dört gün örce 194S'da Ingil-
tereBaşbafcanı V/instonChurchill'in,
ABD'de bir üniverscede söylediği şu
sözier, o günden scnra dünyada çok
kullanılırolmuştu: 'DemrPerde". Bu
sözler, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra
dünyanın kapitalizm te komünizm ara-
sında bölünmüşltJöinü vurgulayordu.
Bat'daABD'nin şensiyesi altında NA-
TO, Doğu'da ise SSCB'nn güdümün-
de VVarşovs Paktı yaratumıştı. Füze-
ter, füzesavariar, nüMeer silahlar iki ta-
rafa tehdit oluşturmakta, soğuk savaş
silah yanşmt tırmardırmaktaydı. Oy-
sa, bugün değişik bir dünya var. De-
mir Perde yıkılmaklakalmaciı. Rus Sa-
vunma Bakanı Sergei Ivanov, bu yıl
içinde Rus ordusu ie IMATO askerle-
rinin füzesavar sisten leri alanında or-
tak tatbikat yapacağını açıkladı. Ge-
çen yıl çeşitli NİATO üyelerinin asker-
leri, Rus ord usu ile 20 kadar tatbikat
yaptılar.
BirzamanlarAlmanya'da-
ki bürosunda MATO sırları-
nın peşinde koşan SSCB
haberalmaservisi KGB'nin
ajanı Vladimir Putin. günü-
müzde Rus toprakJannı NA-
TO askerleriının tatbikatına
açtı. Eskı Başkan Boris Yett-
sin'in önce başbakan ata-
dığı, göfBvden aynlmasj ıize-
rine vekâletinı verdiğı Putın,
2000 seçiminde en yakın
rakibinin yüzde 29'luk oyu-
nu yüzde 53 ite aşarak Krem-
lin'in yeni sahibi olmuştu.
Vladimir Putin
Putin, pazar günü başkarilıkseçimine
yeniden katılıyor.
Rus başkanlık yanşında bin kadın ol-
mak üzere Putin ile biriikte 7 aday var.
Yasayagöre adaylardan birinin yüzde
50'den fazla oy alması gerekiyor. Ak-
si halde seçirn üç hafta sonra en çok
oyalan iki aday arasında yenilenecek.
Putin'in eski komünist rakıbi Gennady
Zuganov bu kez aday değil. En ciddi
rakibi olarak cılusal ekonomı siyasası
izlemek isteyen Sergei Glazyev, on-
dan sonra d a babas Japon Komü-
nist Partisi üyesi olan Bayan Jrina Kha-
kamada göstenliyor. Bayan Khakama-
da, bir komünist olarak yetişmiş, siya-
sal nedenler ile Rusya'ya göç etmiş,
Duma meclisîne ü ç kez art arda seçil-
miş. Irina "Bluzlu Samjray" olarak ad-
landırılıyor.
Avrupa Güvenlik ve işbırliği örgü-
tü'nün, seçim gözlemcilennin ilk rapo-
runa göre Putin rakipsiz aday. Yapılan
kamuoyu araştırmasına göre Putin'in
seçilme şansı yüzde 75. Kendinden
sonraki adayların yüzde dörder oy al-
maları bile kuşkulu.
Çeçen savaşı ile Moskova'da ya-
şanan terörolaylannın zorladığı Putin'in,
"en az yaşam düzeyi"n\n altındaki
Ruslann oranını yüzde 25'ten 20'ye
düşürmesi, en önemli destekçisi. Pu-
tin, bu seçimde "daha yüksek bir ya-
şam düzeyi" sözü veriyor. Çevreciler,
liberaller ile aşın sağcılar seçime ka-
tılmama çağnsı yapıyorlar. Aralıkta ya-
pılan parlamento seçimine katılımın
yüzde 56'da kalması "Iran'da bile da-
ha iyi demokrasi var" yorumlarına yol
açıyor. Rusya'da irıli ırfaklı 20 parti var.
Putin'in hapse attırdığı Rusya'nın 1
numaralı zengini Yahudi kökenli Mi-
hail Hodorkovski'ye yakınlığı ile ta-
nınan Başbakan Mihael Kasyanov'u
seçimden birkaç hafta önce görevden
alıp "ekonomi casusu" o\a-
rak bilinen, ancak halkın
yüzde 98'inin tanımadığı
Mihael Fradkov'u (53)
başbakanlığa getirmesi il-
gi çekti. Kasyanov'un gö-
revden alınması sanki ABD
Başkanı George W.
Bush'un yardımcısı Dick
Cheney'yi görevden al-
ması gibi bir duruma ben-
zetiliyor. Bir zamanlar
KGB'de ekonomik, mali
konularda "casus" olarak
çalışmış, vergi teftişinin ba-
şında bulunmuş, Kremlin'in
giziilik kavramını çok iyi bilen, Yahu-
di kökenli Fradkov'u ataması halkı şa-
şırttı. Putin, bu davranışıyla Ruslann
"oligark (takımerki)" dedikleri sonra-
dan olma zenginlerin yolsuzluklanna
karşı savaş açacağı izlenimini yarat-
tı. Rus işadamlannın zenginliklerine
bir örnek Ingiltere'den geldi. Ingiliz
Chelsea Futbol Takımı'nın sahibi olan
"Alüminyum Kralı" Roman Abramo-
vich'in 7.2 milyar sterlin ile Ingilte-
re'nin en zengin kişisi olduğu açık-
landı. Bu rakam, Ingiltere Kraliçesi Eli-
zabeth'in zenginliğinin sekiz katı an-
lamına geliyor.
Günümüz Rusyası'nı Kremlin, par-
lamento, mahkemeler, medya patron-
lan, ordu, güvenlik servisi, iş dünyası
arasındaki dengeleryönetiyor. Ancak,
ikinci kez ve açık farkla başarı sağla-
masının Putin'i ülke içinde sertleştire-
ceği kanısını uyandırıyor.
Satılık Kiiltüp Bakaniığı
Anayasarnızın 63. maddesi "Dev-
let, tarih, kültür ve tabiat variıklan-
nın ve değerieıinin korunmasını sağ-
lar, bu amaçla destekleyici ve teş-
vik edici t&dbirieh alır" diyor. Bu-
gün Anadolu'da, Islamiyetöncesin-
de gelip geçmiş 42 uygarfığın adı bi-
liniyor. Yazı Keşfedilrreden önceki uy-
garlıklar için yainızca 20 öın höyük-
ten söz ediliyor. Yunan, Roma ve
Anadolu'ya özgü 3 bin antik kentin
vartığı saptanmış. 25 bin kadar anıt-
sal mezar "tûmûlüs 'var. Anıtlann sa-
yısı ise 25 bin dolaynda. Türkiye'de
50-55 bin köy olduğu düşunülecek
olursa, ortalama he- köye 1.5 tarih-
sel, kültürel, dinsel rnrasdüşüyorde-
mektir. Aralannda iksi imparatorluk
müzesi olmak üzere 150 kadar mü-
ze var. Dünyanın hçbir ülkesinde
böyle bir birikim yok Bu koşullarda,
bu alanlara ya d a kLrumlara anaya-
sanın öngöndüğü "koruyuculuk" ya
da "teşvik" önlemlerini yerine getir-
mek güç, ama olanaksız değil.
Ülkenin herşeyin satmaya, verip
de kurtulmaya teşne bir 'hctıdann si-
yasal ve ekonomik en-
layışına göre anayasa-
nın "koruma"ve "teş-
vik" kuralı, ancak DU
tarihsel, küttürel, d n -
sel kurumlann özel leş-
tirilmesi, satışı, hata
peşkeş çekilmesi ile
olanaklıdır.
Günümüzde rnCiıe-
lerin dörtte birinde rrü-
dür yok. Yüzde -40 l>a-
dar uzman açıgı var.
ören yerferinde beJçi-
likdiye birolguya rast-
lanmıyor. Müzelenle
polis karakollan arasn-
Hatti Güneşi
daki telefon güvenl it hatlannın fatu-
raları ödenemeciiğ için telefonlar
kesiliyor. Belediyel«-, borcunu öde-
meyen müzelerirı sjyunu kesince,
ziyaretçiler ile tun'ster doğal gerek-
sinimterini karşılayanıyorlar.
Bereket, müzeler tendiölçeklerin-
de kurduklan deHrvecler aracılığı ile
yaptıkları hatıra e^/a, krtap, çay-
kahve satışları ile tuRstlem popola-
nna tuvalet kâğıd ı a.Jibiliyorlardı. Ba-
zı müze ve ören yerlerine demek
gelirlerinden bekç i dikilebıliyor ya
dageçicigörevli elenan çalıştırabi-
liyordu. Müzetere krfcao, bilgisayar, fo-
tokopi makinesi gifcbüro araç ge-
reçleri alımı, itfaiye İe yangın alar-
mının kurulması, bahmıgbihizmet-
ler gerçekleştirebilr'ordu. Bu der-
neklerin müzelere Kıtkısıheryıl bir-
kaç milyon doları baıluycrclu,
GeçenlerdeAKP ktidannın çıkar-
dığı "Demek ve vafcflanrkamu ku-
nım ve kuruluşlsuı ie ilişkileri hak-
kındaki yasa" vakrPUr ile nüze der-
neklerinin çalışmalanna, bağış al-
malanna yasak getirdi. Çünkü mü-
zelerin iştetmeleri özelteştirilecek-
miş! Yani peşkeş çekilecekmiş. Bir
kez yazmıştık, bir daha yazaiım.
Piş... Farsça "ön"anlamındaki bu
sözcük Türkçeye "peş"olarak tam
tersi bir anlamla "arka" olarak gir-
miş. Keş... Farsça "çeten"anlamı-
na gelen bir takı... Esrarkeş: Esrar
çeken... Afyonkeş: Afyon çeken...
TDK sözlüğüne göre "peşkeş;
Farsça. Eskimiş. Armağan" ve "peş-
keş çekmek" ise "Başkasmın malı-
nı birine bağışlamak; verilmemesi
gereken birşeyiuygunsuzbirerek-
le ya da yersiz birine vermek".
Farsça "öne sûrûlen" anlamın-
daki "piş-keş" tamlamasının Ingi-
lızce karşılığı olan "pre-sent" ise
"önden gönderilen" anlamında "ar-
mağan" demek değil mi? Belki de
başlangıçta "birişiyaphrmakiçin ön-
ceden gönderilen nesne ya da çı-
/rar"anlamınageliyor. "Keş-çekme"
sözcükleri aynı anlama da gelse
"peşkeş çekme" zamanla "arma-
ğan" anlamını yitire-
rek "biryolsuzluğun,
bir vurgunun, argo
deyimiyle bir üçkâ-
ğıdın variığınt" anlat-
maya yönelik bir tam-
lamaya dönüşmüş.
Geçenlerde Kültür
ve Turizm Bakanı Er-
kan Mumcu, "mü-
zelerin işletmelerini
özel şiri<etlere dev-
redeceklerini", Müs-
teşar Yardımcısı Is-
mail Kökbulut da
Ayasofya Müzesi'nin
rtalyanlaradevredite-
bileceğini söyledi. Basın haberleri-
ne göre Efes ören yerini ise Israilli-
ler işletecekmiş. Yakında Topka-
pı'daki kutsal emanetler de atalan-
mızın kalesini yıkan Suudilere peş-
keş çekilirse hiç şaşırmayalım! Do-
layısıyla, çıkan yasa ile müzelere
katkıda bulunan bu derneklerin ge-
lirleri de satış öncesinde yabancıla-
ra peşkeş çekilmiş olmuyor mu? 01-
du olacak, yönetim kolaylığı sağla-
mak için Kültür Bakanlığı'nın işlet-
mesini de satalım! Böylece Sayın
Mumcu'yu daha fazla yormamış,
bakaniığı daha kolay işletmiş olmaz
mıyız?
Sayın Bakan Mumcu, bugün mü-
zeieri birdolaşsın, turistlerden vaz-
geçtik, bakalım keridisi bir bardakçay
ya da ihtiyaç molası verdiğinde ne-
ticesini temizleyebilecek bir tuvalet
kâğıdı buiabilecek mi? Hemalde ba-
kan, müzelerın içine ettikten sonra
bu iş için Italyan tuvalet kâğıtlarını
bekliyor olmalı.
Elmek: oacar@sjperonline.com Fax: 0312. 442 79 90
Türkiye, AB Troykası'ndan ada konusunda beklediği garantileri alamadı
Kıbns içingüvenceyok
Ankara'nın
taleplerine karşılık Kıbns'ta
çözüme uyum sağlamayı
"incelemeye devam
ettikleri" görüşünü yineledi.
Verheugen "Bunun birkaç
yolu var. AB hukukunda
geçici istisnalar
(derogasyon). esnek
istisnalar olabilir. Kalıcı
istisnalar ancak çok sınırlı
birkaç konuda olabilir" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AB Troykası-Türkiye toplantısında,
Kıbns'ta vanlacak çözüme AB'nin na-
sıl uyum sağlayacagı konusunda ortak
bir noktaya vanlamadı. Türkiye, kalı-
cı olabilmesi için anlaşmanın AB bi-
rincil hukukuna eklenmesi ve bu amaç-
la üye ülke parlamentolannda kabul
edilmesini isterken AB Troykası, Av-
rupa Konseyi onayının yeterli olacağı
görüşünü savundu.
Türkiye, Annan Planı 'nda Kıbns Türk-
leri için güvence olarak öngörülen dola-
şım, yerleşim ve mülkiyet özgürlüklenn-
den istisnalar konusunda da AB 'den bek-
lediği güvenceyi alamadı.
AB Troykası'nda yer alan Irlanda ve
ABTroykasıOeGiilbaşkanhğındaki TürkheyetiAnkara'dabir arayageldi (Fotoğraf:
Hollanda dışişleri bakanlannın basın top-
lannsında PKK'nin devamı Kongra-Gel'e
ilişkin bir soru üzerine "Kongra-Gcl'in
neoiduğunu" Dışişleri Bakanı AbduOah
Gül'e sormalan dikkat çekti.
AB Dönem Başkanı Irlanda'nın Dışiş-
leri Bakanı BrianCowen, dönem başkan-
lığını temmuzda devralacak Hollan-
da'nın Dışişlen Bakanı Bernard Bot,
AB Konseyi Genel Sekreteri Javier So-
lana ile AB Komisyonu'nun genişleme-
den sorumlu üyesi Günter Vöiıeııgen'den
oluşan AB Troykası Gül başkanlığında-
ki Türk heyeti ile görüştü. Toplantıda
Türkiye'nin yıl sonunda AB ile müza-
kerelere başlayabilmesi için yapması ge-
reken reformlar, uygulamadaki aksakhk-
lar, Kıbns"ta çözüm sürecı. Afganistan,
Irak ve Iran ele alındı.AB Ortak Kon-
seyi Genel Sekreteri Solana'nın ise dün
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hfl-
mi Özkök'le de bir araya geldiği ögre-
nildı.
Gûidüm'a'yı sordular
Edinilen bilgilere göre toplantıda AB
Troykası, reform ve uygulama sürecı
hakkında beklentilerini ifade ederken
töre cinayeti kurbanı olan GüJdünyaTö-
ren'i de anımsattı. Türk Ceza Kanu-
nu"nda töre cinayetlerine ceza indirimi
öngören unsurlara ışaret eden AB 'li yet-
JXKT(
Cumhurbaşkanı
RaufDenktaşdünkü
basın açıklaınasında,
Rumlann KKTC
vatandaşlarmm
adayayerieşmesinden
Türkh'e'ııin sorumlu
tutulduğunu ve bu
nedenle Türkiye'nin
"uluslararası suç
işlediği" söylenecek
kadarileri gküldiğini
anlattı.
6
Basnı maksath haber yapıyor'
Denktaş, "Bir kısım basın beni küçük düşürmek için yapmaktadır.
Türkiye'de Kıbns konusunda büyük bir oyun oynanmaktadır." dedi.
LEFKOŞA (AA) - KKTC Cum-
hurbaşkanı Rauf Denktaş, Türki-
ye'de Kıbns konusunda büyük bir
oyun oynandığını ve bu konuda ba-
sında maksath haberle çıktığını be-
lirterek, "Basın hakikaten çok aca-
yip bir durumdadır. Onu görüyor
ve üzülüyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Denktaş, düzen-
lediği basın toplantısında. bir gaze-
tecinin, geçen hafta Ankara'ya yap-
tığı ziyarette, Türk hükümetinin ken-
disine eleştirilerde bulunduğu yö-
nünde gazetelerde haberler çıktığı-
nı anımsatması üzerine şöyle konuş-
tu:"Tamamen yalan. Gayet samimi,
gayet içten, gayet açık her şe>i kar-
şılıklı konuştuk. Bir yalan daha
gördüm, yemek verilecekmiş de,
'Uçağım gidiyor' diye ben yemeği
reddetmişim. Bunlar hep yalan.
BunJar maksath yapılmaktadır.
Bir kısım basın beni küçük düşür-
mek için yapmaktadır. Bir kısım
basın da Türk hükümefini bana
karşı öfkelendirmek için yapmak-
tadırTürkiye'nin içerisinde Kıb-
ns konusunda büyük bir oyun oy-
nanmaktadır. Bu ovuna dahil olan-
larvar, dahil olmayaniar var. Ba-
sının inanırhğı giderse o zaman de-
mokrasinin de zaafîyeti meydana
çıkar. Basın hakikaten çok acayip
bir durumdadır. Onu görüyor ve
üzülüyoruz."
Cumhurbaşkanı Denktaş, düzen-
lediği basın toplantısında, dünkü gö-
rüşmenûı esas maddesinin güvenlik
olduğunu belirtti.
Denktaş. tki tarafin statüsü ve eşit-
liği konusunda Isveç modelini öner-
dikJerini, kurulacak yeni ortaklığın
Avrupa Birliği ile ilişkileri konusun-
da da iki ayn dil üzerine bina edil-
miş olan Belçika'yı model aldıklan-
nı anlatan Denktaş, Rumlann bun-
lan reddettiğini belirtti.
Denktaş, Rumlann iki kesimliliği
iyice sulandırdığını, AB normlan al-
tında bütün Rumlann eski yerlerine
geri gitmesini gündemde tuttuğunu
ifade etti. Denktaş,Rumlann ortak-
lık yerine ve iki ortak arasında tam
eşitlik yerine çoğunluk idaresini em-
poze etmek için ellerinden geleni
yaptığına işaret eden Denktaş, "Tür-
kiye'nin, anlaşmayı görmeden, an-
laşma ne olursa oisun garantiley e-
ceğini şimdiden söylemesini isti-
yorlar" dedi. Denktaş, Annan pla-
nında yapılmasını istedikJeri tüm de-
ğişıklikleri Rumlann reddettiğini
bildirdi.
Türkiyeliler'i istemiyoriar
Rumlann \erdiği belgede, "yerle-
şik" diye nitelenen Türkiye köken-
li KKTC vatandaşlannın adaya yer-
leşmesinden Türkiye'nin sorumlu
tutulduğunu ve bu nedenle Türki-
ye'nin "uluslararası suç işlediği"
söylenecek kadar ileri gidildiğini an-
latan Denktaş, şöyle devam etti:
"Güvenlik konusunda meğer
'yerleşık' dedikleri insanlardan
korkuyorlarnuş. Çünkü bunların
çoğu askeri eğirim görmüş ve bun-
lar, dolayısıyla herhangi bir an as-
kere çağrılabilirlermiş. Bunları
söylüyorum, yaklaşımlarını göre-
siniz diye. Çünkü karşı taraf da bil-
diğiniz gibi, kendi basınlannda ya-
zıyorlar. 80 bin Rum askerden tah-
liye edildiktcn sonra, yedek olarak
herhangi bir an askere çağrılabi-
lecek durumdadır. Ve bunlar mi-
lis olarak kullanılmakta, silahla-
rını evlerinde tutmaktadırlar.
kililer, yapılan büyük reformlara kar-
şın hukuk mevzuatında hâlâ AB ile
uyumlu olmayan yönler bulunduğuna
dikkat çektiler. AB yetkilileri, uygu-
lamada AB ile uyumlu bulunmayan
olaylan da somut örnekler vererek an-
lattilar. Eleştirilen örnekler arasuıda es-
ki DEP milletvekili Leyla Zana'nın
tutukluluk halinin devam etmesi de
yer aldı. 4.5 saat süren görüşmenin
ardmdan AB Troykası üyeleri ve Gül,
ortak basm toplantısı düzenlediler. tr-
landa Dışişleri Bakanı Cowen, AB
olarak, Türkiye için 2002 Kopenhag
zirvesinde aluıan "kriterleryerinege-
tirikliğmde gecikme olnıaksmn mü-
zakerelere başlama taabbüdünü" te-
yit ettiklerini belirtti.
Birleşmiş bir Kıbns'ın AB'ye gir-
mesinin önemine işaret eden Cowen, bu-
nun tek yolunun Annan planı olduğu
görüşünü dile getirdi. Gül. "AB'nin
Kıbrıs'ta istisnalar (derogasyon) ko-
nusunda verdiği güvenceyi tatminkâr
buldunuzmu" sorusu üzerine. AB'nin
teknik çalışmalannı sürdürdüğünü söy-
lemekle yetındi. Verheugen de inceleme-
nin sürdüğünü, AB hukukunda istisna-
lar konusunda üç yol bulunduğunu söy-
ledi. Verheugen, AB hukukunda geçici
istisnalar (derogasyon) olabıleceğrni, es-
nek istisnalar da getirilebileceğini, ka-
lıcı istısnalannsa ancak "çok sınırlı bir-
kaç konuda olabileceğini" \-urguladi.
Kıbns talepleri
Verheugen
Erdoğan 'ı
geçiştirdi
EBRUTOKTAR
ANKARA - Başbakan Tayyip
Erdoğan, AB Troykası ile yaptığı
görüşmede Kıbns konusundaki
taleplerine karşılık bulamadı. Erdoğan,
Kıbns'ta Annan Planı temelinde
vanlacak anlaşmanın kalıcı olması için
AB hukukunun temel parçası
sayılması konusunda birliğin daha
etkin ve kararlı bir tutum izlemesi
gerektiğini söyledi. AB'nin
Genişlemeden Sorumlu Komiseri
Günter Verheugen ise Erdoğan'ın bu
talebini geçiştırerek "AB
hukukçularunızı size gönderetim, ortak
bir çahşma yaparak. $ize ne gibi
katkdarda bulunabüecegunizi ortaya
koysunlar" dedi.AB Dönem Başkanı
trlanda'nın Dışişlen Bakanı Brian
Cowen, dönem başkanlığını temmuz
ayında devralacak Hollanda'nın
Dışişleri Bakanı Bernard Bot, AB
Konseyi Genel Sekreteri Javier Solana
ve AB Komisyonu'nun genişlemeden
sorumlu üyesi Verheugen'den oluşan
AB Troykası, dün akşam saatlerinde
Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi.
AB Troykası, Türkiye'nin son 1 yıllık
süreçte AB'ye uyum için
gerçekleştirdiği reformlardan duyduğu
memnuniyeti anlattı. Erdoğan ise
Kıbns konusuna değindi. Kıbns
müzakere süreci içinde AB'nin daha
net ve kararlı bir tutum izlemesini
isteyen Erdoğan, Rum tarafına basla
yapılması mesajını verdi. Erdoğan,
aksi halde müzakerelerden sonuç
alınamayacağı uyansında bulundu.
AB'nin Genişlemeden Sorumlu
Komiseri Verheugen. bu konuda
Erdoğan ile aynı görüşte olduğunu
belirtirken, Başbakan'a istediği
güvenceyi vermekten kaçındı.
Kıbns'ta vanlacak anlaşmanın AB
ilkelen ile uyumlaştınlması
konusunda konuşan Verheugen, AB
hukukçulannı Türkiye'ye gönderme
önerisinde bulundu. Verheugen, kendi
hukukçulannın Türkiye'nin
hukukçulan ile ortak bir çabşma
başlatarak ne gibi katkıda
bulunabileceklerini ortaya
koyabileceğini söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin beklentisini tam
karşılamayan Verheugen 'in önerisüıi
olumlu bularak kendisine teşekkür etti.
Çözümünkoşul olmadığı,Türkiye'ninAvrupalı olma isteği bağlamanındapolitikbir testolduğubelirtildi
'Kıbns'ta çözümsüzlük üyeliğe ciddi engel'
Dış Haberler Servisi- Avrupa
Parlamentosu'nun (AP) Kıbns
raporunda. adadaki çözümsüzlü-
ğün, Türkiye'nin AB üyelik he-
defi için ciddi sorun teşkil ede-
ceği yolundaki AB Komisyonu
görüşünün paylaşıldığı belirtil-
di. Konunun Türkiye'nin Avru-
pah olma isteği bağlamanda po-
litik bir test olduğunun belirtil-
diği raporda. "Türk yetkililerin.
tanımadıklan bir ülkenin yeral-
dıgı AB'ye girmenin zoriuğunu
anlamalannı unıut ediyoruz" ifa-
delen kullanıldı.
Kıbns bölümünün Lüksem-
bourglu parlamenterJacquesPb-
os'un kaleme aldığı raporda,
AB'nin birleşık Kıbns'ı AB'de
üye olarak görme arzusu teyit
edildi. AB'ye üye olmak üzere
olan Kıbnslı Rumlann iyi niyet-
lerini göstermesı gerektiği ifade
edilen raporda, BM kararlan çer-
çevesinde, tek bir uluslararası
kimliği olan, iki kesimli federal
bir devletin oluşmasına destek
verüdiği belirtildi.
Adanın kuzeyindeki Türk hal-
kının çoğunluğunun RaufDenk-
taş"ın tersıne, birleşik Kıbns'ın
AB'ye girmesini arzu ettiği sa-
vunulan raporda, son seçimler-
de eski muhalefet partisınin da-
ha fazla oy toplaması bu görüşe
dayanak olarak gösterildi.
KKTC'de basın yayın organlan-
nın baskı altında tutulduğu öne
sürülen raporda, Raporun Türki-
ye'ye ilişkin bölümünde, çözüm
konusunda Ankara'nın ağırlığı-
nı koyması istendi ve Kıbns'ta çö-
züme ulaşılamamasımn Türki-
ye'nin AB üyelilik hedefı için de
ciddi engel teşkil edeceği ifade
edildi.
Kıbns'ta çözümün Türkiye'nin
üyeliği için koşul olmadığı, ko-
nunun Türkiye'nin Avrupah ol-
ma isteği bağlamanında politik
bir test olduğunun belirtüdiği ra-
porda, "Türk yetkililerin, tanı-
madıklan, topraklannın bir bö-
lümünde askerierinin buhındu-
ğu, gemileriiK? boykot uvgulaya-
rak hava sanasmı kapafa tuttuğu
birüyçülkenindeveraldığı.AB'ye
ginneyi hayal etmenin zoriuğu-
nu anlamalannı umut ediyonız"
ifadeleri kullanıldı.