17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 9MART2004SAU 10 D I Ş H A B E R L E R [email protected] KAVŞAK OZGEN ACAR Kremlin'de Çar Değişmiyor Ne garip bir sıyasal dûn/ada yaşı- yoruz? Dört gün örce 194S'da Ingil- tereBaşbafcanı V/instonChurchill'in, ABD'de bir üniverscede söylediği şu sözier, o günden scnra dünyada çok kullanılırolmuştu: 'DemrPerde". Bu sözler, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın kapitalizm te komünizm ara- sında bölünmüşltJöinü vurgulayordu. Bat'daABD'nin şensiyesi altında NA- TO, Doğu'da ise SSCB'nn güdümün- de VVarşovs Paktı yaratumıştı. Füze- ter, füzesavariar, nüMeer silahlar iki ta- rafa tehdit oluşturmakta, soğuk savaş silah yanşmt tırmardırmaktaydı. Oy- sa, bugün değişik bir dünya var. De- mir Perde yıkılmaklakalmaciı. Rus Sa- vunma Bakanı Sergei Ivanov, bu yıl içinde Rus ordusu ie IMATO askerle- rinin füzesavar sisten leri alanında or- tak tatbikat yapacağını açıkladı. Ge- çen yıl çeşitli NİATO üyelerinin asker- leri, Rus ord usu ile 20 kadar tatbikat yaptılar. BirzamanlarAlmanya'da- ki bürosunda MATO sırları- nın peşinde koşan SSCB haberalmaservisi KGB'nin ajanı Vladimir Putin. günü- müzde Rus toprakJannı NA- TO askerleriının tatbikatına açtı. Eskı Başkan Boris Yett- sin'in önce başbakan ata- dığı, göfBvden aynlmasj ıize- rine vekâletinı verdiğı Putın, 2000 seçiminde en yakın rakibinin yüzde 29'luk oyu- nu yüzde 53 ite aşarak Krem- lin'in yeni sahibi olmuştu. Vladimir Putin Putin, pazar günü başkarilıkseçimine yeniden katılıyor. Rus başkanlık yanşında bin kadın ol- mak üzere Putin ile biriikte 7 aday var. Yasayagöre adaylardan birinin yüzde 50'den fazla oy alması gerekiyor. Ak- si halde seçirn üç hafta sonra en çok oyalan iki aday arasında yenilenecek. Putin'in eski komünist rakıbi Gennady Zuganov bu kez aday değil. En ciddi rakibi olarak cılusal ekonomı siyasası izlemek isteyen Sergei Glazyev, on- dan sonra d a babas Japon Komü- nist Partisi üyesi olan Bayan Jrina Kha- kamada göstenliyor. Bayan Khakama- da, bir komünist olarak yetişmiş, siya- sal nedenler ile Rusya'ya göç etmiş, Duma meclisîne ü ç kez art arda seçil- miş. Irina "Bluzlu Samjray" olarak ad- landırılıyor. Avrupa Güvenlik ve işbırliği örgü- tü'nün, seçim gözlemcilennin ilk rapo- runa göre Putin rakipsiz aday. Yapılan kamuoyu araştırmasına göre Putin'in seçilme şansı yüzde 75. Kendinden sonraki adayların yüzde dörder oy al- maları bile kuşkulu. Çeçen savaşı ile Moskova'da ya- şanan terörolaylannın zorladığı Putin'in, "en az yaşam düzeyi"n\n altındaki Ruslann oranını yüzde 25'ten 20'ye düşürmesi, en önemli destekçisi. Pu- tin, bu seçimde "daha yüksek bir ya- şam düzeyi" sözü veriyor. Çevreciler, liberaller ile aşın sağcılar seçime ka- tılmama çağnsı yapıyorlar. Aralıkta ya- pılan parlamento seçimine katılımın yüzde 56'da kalması "Iran'da bile da- ha iyi demokrasi var" yorumlarına yol açıyor. Rusya'da irıli ırfaklı 20 parti var. Putin'in hapse attırdığı Rusya'nın 1 numaralı zengini Yahudi kökenli Mi- hail Hodorkovski'ye yakınlığı ile ta- nınan Başbakan Mihael Kasyanov'u seçimden birkaç hafta önce görevden alıp "ekonomi casusu" o\a- rak bilinen, ancak halkın yüzde 98'inin tanımadığı Mihael Fradkov'u (53) başbakanlığa getirmesi il- gi çekti. Kasyanov'un gö- revden alınması sanki ABD Başkanı George W. Bush'un yardımcısı Dick Cheney'yi görevden al- ması gibi bir duruma ben- zetiliyor. Bir zamanlar KGB'de ekonomik, mali konularda "casus" olarak çalışmış, vergi teftişinin ba- şında bulunmuş, Kremlin'in giziilik kavramını çok iyi bilen, Yahu- di kökenli Fradkov'u ataması halkı şa- şırttı. Putin, bu davranışıyla Ruslann "oligark (takımerki)" dedikleri sonra- dan olma zenginlerin yolsuzluklanna karşı savaş açacağı izlenimini yarat- tı. Rus işadamlannın zenginliklerine bir örnek Ingiltere'den geldi. Ingiliz Chelsea Futbol Takımı'nın sahibi olan "Alüminyum Kralı" Roman Abramo- vich'in 7.2 milyar sterlin ile Ingilte- re'nin en zengin kişisi olduğu açık- landı. Bu rakam, Ingiltere Kraliçesi Eli- zabeth'in zenginliğinin sekiz katı an- lamına geliyor. Günümüz Rusyası'nı Kremlin, par- lamento, mahkemeler, medya patron- lan, ordu, güvenlik servisi, iş dünyası arasındaki dengeleryönetiyor. Ancak, ikinci kez ve açık farkla başarı sağla- masının Putin'i ülke içinde sertleştire- ceği kanısını uyandırıyor. Satılık Kiiltüp Bakaniığı Anayasarnızın 63. maddesi "Dev- let, tarih, kültür ve tabiat variıklan- nın ve değerieıinin korunmasını sağ- lar, bu amaçla destekleyici ve teş- vik edici t&dbirieh alır" diyor. Bu- gün Anadolu'da, Islamiyetöncesin- de gelip geçmiş 42 uygarfığın adı bi- liniyor. Yazı Keşfedilrreden önceki uy- garlıklar için yainızca 20 öın höyük- ten söz ediliyor. Yunan, Roma ve Anadolu'ya özgü 3 bin antik kentin vartığı saptanmış. 25 bin kadar anıt- sal mezar "tûmûlüs 'var. Anıtlann sa- yısı ise 25 bin dolaynda. Türkiye'de 50-55 bin köy olduğu düşunülecek olursa, ortalama he- köye 1.5 tarih- sel, kültürel, dinsel rnrasdüşüyorde- mektir. Aralannda iksi imparatorluk müzesi olmak üzere 150 kadar mü- ze var. Dünyanın hçbir ülkesinde böyle bir birikim yok Bu koşullarda, bu alanlara ya d a kLrumlara anaya- sanın öngöndüğü "koruyuculuk" ya da "teşvik" önlemlerini yerine getir- mek güç, ama olanaksız değil. Ülkenin herşeyin satmaya, verip de kurtulmaya teşne bir 'hctıdann si- yasal ve ekonomik en- layışına göre anayasa- nın "koruma"ve "teş- vik" kuralı, ancak DU tarihsel, küttürel, d n - sel kurumlann özel leş- tirilmesi, satışı, hata peşkeş çekilmesi ile olanaklıdır. Günümüzde rnCiıe- lerin dörtte birinde rrü- dür yok. Yüzde -40 l>a- dar uzman açıgı var. ören yerferinde beJçi- likdiye birolguya rast- lanmıyor. Müzelenle polis karakollan arasn- Hatti Güneşi daki telefon güvenl it hatlannın fatu- raları ödenemeciiğ için telefonlar kesiliyor. Belediyel«-, borcunu öde- meyen müzelerirı sjyunu kesince, ziyaretçiler ile tun'ster doğal gerek- sinimterini karşılayanıyorlar. Bereket, müzeler tendiölçeklerin- de kurduklan deHrvecler aracılığı ile yaptıkları hatıra e^/a, krtap, çay- kahve satışları ile tuRstlem popola- nna tuvalet kâğıd ı a.Jibiliyorlardı. Ba- zı müze ve ören yerlerine demek gelirlerinden bekç i dikilebıliyor ya dageçicigörevli elenan çalıştırabi- liyordu. Müzetere krfcao, bilgisayar, fo- tokopi makinesi gifcbüro araç ge- reçleri alımı, itfaiye İe yangın alar- mının kurulması, bahmıgbihizmet- ler gerçekleştirebilr'ordu. Bu der- neklerin müzelere Kıtkısıheryıl bir- kaç milyon doları baıluycrclu, GeçenlerdeAKP ktidannın çıkar- dığı "Demek ve vafcflanrkamu ku- nım ve kuruluşlsuı ie ilişkileri hak- kındaki yasa" vakrPUr ile nüze der- neklerinin çalışmalanna, bağış al- malanna yasak getirdi. Çünkü mü- zelerin iştetmeleri özelteştirilecek- miş! Yani peşkeş çekilecekmiş. Bir kez yazmıştık, bir daha yazaiım. Piş... Farsça "ön"anlamındaki bu sözcük Türkçeye "peş"olarak tam tersi bir anlamla "arka" olarak gir- miş. Keş... Farsça "çeten"anlamı- na gelen bir takı... Esrarkeş: Esrar çeken... Afyonkeş: Afyon çeken... TDK sözlüğüne göre "peşkeş; Farsça. Eskimiş. Armağan" ve "peş- keş çekmek" ise "Başkasmın malı- nı birine bağışlamak; verilmemesi gereken birşeyiuygunsuzbirerek- le ya da yersiz birine vermek". Farsça "öne sûrûlen" anlamın- daki "piş-keş" tamlamasının Ingi- lızce karşılığı olan "pre-sent" ise "önden gönderilen" anlamında "ar- mağan" demek değil mi? Belki de başlangıçta "birişiyaphrmakiçin ön- ceden gönderilen nesne ya da çı- /rar"anlamınageliyor. "Keş-çekme" sözcükleri aynı anlama da gelse "peşkeş çekme" zamanla "arma- ğan" anlamını yitire- rek "biryolsuzluğun, bir vurgunun, argo deyimiyle bir üçkâ- ğıdın variığınt" anlat- maya yönelik bir tam- lamaya dönüşmüş. Geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanı Er- kan Mumcu, "mü- zelerin işletmelerini özel şiri<etlere dev- redeceklerini", Müs- teşar Yardımcısı Is- mail Kökbulut da Ayasofya Müzesi'nin rtalyanlaradevredite- bileceğini söyledi. Basın haberleri- ne göre Efes ören yerini ise Israilli- ler işletecekmiş. Yakında Topka- pı'daki kutsal emanetler de atalan- mızın kalesini yıkan Suudilere peş- keş çekilirse hiç şaşırmayalım! Do- layısıyla, çıkan yasa ile müzelere katkıda bulunan bu derneklerin ge- lirleri de satış öncesinde yabancıla- ra peşkeş çekilmiş olmuyor mu? 01- du olacak, yönetim kolaylığı sağla- mak için Kültür Bakanlığı'nın işlet- mesini de satalım! Böylece Sayın Mumcu'yu daha fazla yormamış, bakaniığı daha kolay işletmiş olmaz mıyız? Sayın Bakan Mumcu, bugün mü- zeieri birdolaşsın, turistlerden vaz- geçtik, bakalım keridisi bir bardakçay ya da ihtiyaç molası verdiğinde ne- ticesini temizleyebilecek bir tuvalet kâğıdı buiabilecek mi? Hemalde ba- kan, müzelerın içine ettikten sonra bu iş için Italyan tuvalet kâğıtlarını bekliyor olmalı. Elmek: [email protected] Fax: 0312. 442 79 90 Türkiye, AB Troykası'ndan ada konusunda beklediği garantileri alamadı Kıbns içingüvenceyok Ankara'nın taleplerine karşılık Kıbns'ta çözüme uyum sağlamayı "incelemeye devam ettikleri" görüşünü yineledi. Verheugen "Bunun birkaç yolu var. AB hukukunda geçici istisnalar (derogasyon). esnek istisnalar olabilir. Kalıcı istisnalar ancak çok sınırlı birkaç konuda olabilir" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Troykası-Türkiye toplantısında, Kıbns'ta vanlacak çözüme AB'nin na- sıl uyum sağlayacagı konusunda ortak bir noktaya vanlamadı. Türkiye, kalı- cı olabilmesi için anlaşmanın AB bi- rincil hukukuna eklenmesi ve bu amaç- la üye ülke parlamentolannda kabul edilmesini isterken AB Troykası, Av- rupa Konseyi onayının yeterli olacağı görüşünü savundu. Türkiye, Annan Planı 'nda Kıbns Türk- leri için güvence olarak öngörülen dola- şım, yerleşim ve mülkiyet özgürlüklenn- den istisnalar konusunda da AB 'den bek- lediği güvenceyi alamadı. AB Troykası'nda yer alan Irlanda ve ABTroykasıOeGiilbaşkanhğındaki TürkheyetiAnkara'dabir arayageldi (Fotoğraf: Hollanda dışişleri bakanlannın basın top- lannsında PKK'nin devamı Kongra-Gel'e ilişkin bir soru üzerine "Kongra-Gcl'in neoiduğunu" Dışişleri Bakanı AbduOah Gül'e sormalan dikkat çekti. AB Dönem Başkanı Irlanda'nın Dışiş- leri Bakanı BrianCowen, dönem başkan- lığını temmuzda devralacak Hollan- da'nın Dışişlen Bakanı Bernard Bot, AB Konseyi Genel Sekreteri Javier So- lana ile AB Komisyonu'nun genişleme- den sorumlu üyesi Günter Vöiıeııgen'den oluşan AB Troykası Gül başkanlığında- ki Türk heyeti ile görüştü. Toplantıda Türkiye'nin yıl sonunda AB ile müza- kerelere başlayabilmesi için yapması ge- reken reformlar, uygulamadaki aksakhk- lar, Kıbns"ta çözüm sürecı. Afganistan, Irak ve Iran ele alındı.AB Ortak Kon- seyi Genel Sekreteri Solana'nın ise dün Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hfl- mi Özkök'le de bir araya geldiği ögre- nildı. Gûidüm'a'yı sordular Edinilen bilgilere göre toplantıda AB Troykası, reform ve uygulama sürecı hakkında beklentilerini ifade ederken töre cinayeti kurbanı olan GüJdünyaTö- ren'i de anımsattı. Türk Ceza Kanu- nu"nda töre cinayetlerine ceza indirimi öngören unsurlara ışaret eden AB 'li yet- JXKT( Cumhurbaşkanı RaufDenktaşdünkü basın açıklaınasında, Rumlann KKTC vatandaşlarmm adayayerieşmesinden Türkh'e'ııin sorumlu tutulduğunu ve bu nedenle Türkiye'nin "uluslararası suç işlediği" söylenecek kadarileri gküldiğini anlattı. 6 Basnı maksath haber yapıyor' Denktaş, "Bir kısım basın beni küçük düşürmek için yapmaktadır. Türkiye'de Kıbns konusunda büyük bir oyun oynanmaktadır." dedi. LEFKOŞA (AA) - KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş, Türki- ye'de Kıbns konusunda büyük bir oyun oynandığını ve bu konuda ba- sında maksath haberle çıktığını be- lirterek, "Basın hakikaten çok aca- yip bir durumdadır. Onu görüyor ve üzülüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Denktaş, düzen- lediği basın toplantısında. bir gaze- tecinin, geçen hafta Ankara'ya yap- tığı ziyarette, Türk hükümetinin ken- disine eleştirilerde bulunduğu yö- nünde gazetelerde haberler çıktığı- nı anımsatması üzerine şöyle konuş- tu:"Tamamen yalan. Gayet samimi, gayet içten, gayet açık her şe>i kar- şılıklı konuştuk. Bir yalan daha gördüm, yemek verilecekmiş de, 'Uçağım gidiyor' diye ben yemeği reddetmişim. Bunlar hep yalan. BunJar maksath yapılmaktadır. Bir kısım basın beni küçük düşür- mek için yapmaktadır. Bir kısım basın da Türk hükümefini bana karşı öfkelendirmek için yapmak- tadırTürkiye'nin içerisinde Kıb- ns konusunda büyük bir oyun oy- nanmaktadır. Bu ovuna dahil olan- larvar, dahil olmayaniar var. Ba- sının inanırhğı giderse o zaman de- mokrasinin de zaafîyeti meydana çıkar. Basın hakikaten çok acayip bir durumdadır. Onu görüyor ve üzülüyoruz." Cumhurbaşkanı Denktaş, düzen- lediği basın toplantısında, dünkü gö- rüşmenûı esas maddesinin güvenlik olduğunu belirtti. Denktaş. tki tarafin statüsü ve eşit- liği konusunda Isveç modelini öner- dikJerini, kurulacak yeni ortaklığın Avrupa Birliği ile ilişkileri konusun- da da iki ayn dil üzerine bina edil- miş olan Belçika'yı model aldıklan- nı anlatan Denktaş, Rumlann bun- lan reddettiğini belirtti. Denktaş, Rumlann iki kesimliliği iyice sulandırdığını, AB normlan al- tında bütün Rumlann eski yerlerine geri gitmesini gündemde tuttuğunu ifade etti. Denktaş,Rumlann ortak- lık yerine ve iki ortak arasında tam eşitlik yerine çoğunluk idaresini em- poze etmek için ellerinden geleni yaptığına işaret eden Denktaş, "Tür- kiye'nin, anlaşmayı görmeden, an- laşma ne olursa oisun garantiley e- ceğini şimdiden söylemesini isti- yorlar" dedi. Denktaş, Annan pla- nında yapılmasını istedikJeri tüm de- ğişıklikleri Rumlann reddettiğini bildirdi. Türkiyeliler'i istemiyoriar Rumlann \erdiği belgede, "yerle- şik" diye nitelenen Türkiye köken- li KKTC vatandaşlannın adaya yer- leşmesinden Türkiye'nin sorumlu tutulduğunu ve bu nedenle Türki- ye'nin "uluslararası suç işlediği" söylenecek kadar ileri gidildiğini an- latan Denktaş, şöyle devam etti: "Güvenlik konusunda meğer 'yerleşık' dedikleri insanlardan korkuyorlarnuş. Çünkü bunların çoğu askeri eğirim görmüş ve bun- lar, dolayısıyla herhangi bir an as- kere çağrılabilirlermiş. Bunları söylüyorum, yaklaşımlarını göre- siniz diye. Çünkü karşı taraf da bil- diğiniz gibi, kendi basınlannda ya- zıyorlar. 80 bin Rum askerden tah- liye edildiktcn sonra, yedek olarak herhangi bir an askere çağrılabi- lecek durumdadır. Ve bunlar mi- lis olarak kullanılmakta, silahla- rını evlerinde tutmaktadırlar. kililer, yapılan büyük reformlara kar- şın hukuk mevzuatında hâlâ AB ile uyumlu olmayan yönler bulunduğuna dikkat çektiler. AB yetkilileri, uygu- lamada AB ile uyumlu bulunmayan olaylan da somut örnekler vererek an- lattilar. Eleştirilen örnekler arasuıda es- ki DEP milletvekili Leyla Zana'nın tutukluluk halinin devam etmesi de yer aldı. 4.5 saat süren görüşmenin ardmdan AB Troykası üyeleri ve Gül, ortak basm toplantısı düzenlediler. tr- landa Dışişleri Bakanı Cowen, AB olarak, Türkiye için 2002 Kopenhag zirvesinde aluıan "kriterleryerinege- tirikliğmde gecikme olnıaksmn mü- zakerelere başlama taabbüdünü" te- yit ettiklerini belirtti. Birleşmiş bir Kıbns'ın AB'ye gir- mesinin önemine işaret eden Cowen, bu- nun tek yolunun Annan planı olduğu görüşünü dile getirdi. Gül. "AB'nin Kıbrıs'ta istisnalar (derogasyon) ko- nusunda verdiği güvenceyi tatminkâr buldunuzmu" sorusu üzerine. AB'nin teknik çalışmalannı sürdürdüğünü söy- lemekle yetındi. Verheugen de inceleme- nin sürdüğünü, AB hukukunda istisna- lar konusunda üç yol bulunduğunu söy- ledi. Verheugen, AB hukukunda geçici istisnalar (derogasyon) olabıleceğrni, es- nek istisnalar da getirilebileceğini, ka- lıcı istısnalannsa ancak "çok sınırlı bir- kaç konuda olabileceğini" \-urguladi. Kıbns talepleri Verheugen Erdoğan 'ı geçiştirdi EBRUTOKTAR ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan, AB Troykası ile yaptığı görüşmede Kıbns konusundaki taleplerine karşılık bulamadı. Erdoğan, Kıbns'ta Annan Planı temelinde vanlacak anlaşmanın kalıcı olması için AB hukukunun temel parçası sayılması konusunda birliğin daha etkin ve kararlı bir tutum izlemesi gerektiğini söyledi. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen ise Erdoğan'ın bu talebini geçiştırerek "AB hukukçularunızı size gönderetim, ortak bir çahşma yaparak. $ize ne gibi katkdarda bulunabüecegunizi ortaya koysunlar" dedi.AB Dönem Başkanı trlanda'nın Dışişlen Bakanı Brian Cowen, dönem başkanlığını temmuz ayında devralacak Hollanda'nın Dışişleri Bakanı Bernard Bot, AB Konseyi Genel Sekreteri Javier Solana ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen'den oluşan AB Troykası, dün akşam saatlerinde Başbakan Erdoğan ile bir araya geldi. AB Troykası, Türkiye'nin son 1 yıllık süreçte AB'ye uyum için gerçekleştirdiği reformlardan duyduğu memnuniyeti anlattı. Erdoğan ise Kıbns konusuna değindi. Kıbns müzakere süreci içinde AB'nin daha net ve kararlı bir tutum izlemesini isteyen Erdoğan, Rum tarafına basla yapılması mesajını verdi. Erdoğan, aksi halde müzakerelerden sonuç alınamayacağı uyansında bulundu. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Verheugen. bu konuda Erdoğan ile aynı görüşte olduğunu belirtirken, Başbakan'a istediği güvenceyi vermekten kaçındı. Kıbns'ta vanlacak anlaşmanın AB ilkelen ile uyumlaştınlması konusunda konuşan Verheugen, AB hukukçulannı Türkiye'ye gönderme önerisinde bulundu. Verheugen, kendi hukukçulannın Türkiye'nin hukukçulan ile ortak bir çabşma başlatarak ne gibi katkıda bulunabileceklerini ortaya koyabileceğini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin beklentisini tam karşılamayan Verheugen 'in önerisüıi olumlu bularak kendisine teşekkür etti. Çözümünkoşul olmadığı,Türkiye'ninAvrupalı olma isteği bağlamanındapolitikbir testolduğubelirtildi 'Kıbns'ta çözümsüzlük üyeliğe ciddi engel' Dış Haberler Servisi- Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Kıbns raporunda. adadaki çözümsüzlü- ğün, Türkiye'nin AB üyelik he- defi için ciddi sorun teşkil ede- ceği yolundaki AB Komisyonu görüşünün paylaşıldığı belirtil- di. Konunun Türkiye'nin Avru- pah olma isteği bağlamanda po- litik bir test olduğunun belirtil- diği raporda. "Türk yetkililerin. tanımadıklan bir ülkenin yeral- dıgı AB'ye girmenin zoriuğunu anlamalannı unıut ediyoruz" ifa- delen kullanıldı. Kıbns bölümünün Lüksem- bourglu parlamenterJacquesPb- os'un kaleme aldığı raporda, AB'nin birleşık Kıbns'ı AB'de üye olarak görme arzusu teyit edildi. AB'ye üye olmak üzere olan Kıbnslı Rumlann iyi niyet- lerini göstermesı gerektiği ifade edilen raporda, BM kararlan çer- çevesinde, tek bir uluslararası kimliği olan, iki kesimli federal bir devletin oluşmasına destek verüdiği belirtildi. Adanın kuzeyindeki Türk hal- kının çoğunluğunun RaufDenk- taş"ın tersıne, birleşik Kıbns'ın AB'ye girmesini arzu ettiği sa- vunulan raporda, son seçimler- de eski muhalefet partisınin da- ha fazla oy toplaması bu görüşe dayanak olarak gösterildi. KKTC'de basın yayın organlan- nın baskı altında tutulduğu öne sürülen raporda, Raporun Türki- ye'ye ilişkin bölümünde, çözüm konusunda Ankara'nın ağırlığı- nı koyması istendi ve Kıbns'ta çö- züme ulaşılamamasımn Türki- ye'nin AB üyelilik hedefı için de ciddi engel teşkil edeceği ifade edildi. Kıbns'ta çözümün Türkiye'nin üyeliği için koşul olmadığı, ko- nunun Türkiye'nin Avrupah ol- ma isteği bağlamanında politik bir test olduğunun belirtüdiği ra- porda, "Türk yetkililerin, tanı- madıklan, topraklannın bir bö- lümünde askerierinin buhındu- ğu, gemileriiK? boykot uvgulaya- rak hava sanasmı kapafa tuttuğu birüyçülkenindeveraldığı.AB'ye ginneyi hayal etmenin zoriuğu- nu anlamalannı umut ediyonız" ifadeleri kullanıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear