14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 8 MART 2004 PAZARTESİ 4 HABERLER HıMimetin bu yıl içinde alınmasını planladığı 40 bin personelin kurum dağılımı belli oldu Diyanet,yargıyı solladıMUSCAFA ÇAKIR A.VCARA - Hükümetin, Bütçe Ya- sası kpsamında bu yıl içinde alın- masın hedeflediği 40 bin persone- lin kırum dağılımı belli oldu. Diya- net keri Başkanlığı 600 personel ile Aıayasa Mahkemesi Başkanlı- ğfnı. Yargıtay Başkanlığı*nı, Da- nıştajBaşkanlığVnı, Yüksek Seçim Kuruu'nu (YSK), Adlı Tıp Kuru- mu'nu üniversiteleri ve bazı bakan- JıkJar geride bıraktı. Bu /ıl Bütçe Yasası kapsamında ahnacak 40 bin personelin. genel ve katrm foütçeli kurumlara dağılımı netleşi. Bu yıl içinde Tıpta L'zman- lık Sınrvı ve Dişhekımi Uzmanlık Gi- riş Sııavı sonucunda toplam 3 bin • Anayasa Mahkemesi'ne 7, Adli Tıp Kurumu'na 25, Danıştay Başkanlığı'na 15, Yargıtay Başkanlığı'na 30, Yüksek Seçim Kurulu'na 35 personel almacak. Bu yıl içinde 100'ün üzerinde personel alacak üniversite bulunmuyor. Yüksek yargı organlan ile üniversiteleri sollayan Diyanet İşleri Başkanlığı ise 600 personel alacak. En fazla personeli ise Milli Eğitim Bakanlığı alacak. 200 kişi ahnacak. ÖSYM 1, Üni- versitelerarası Kurul 7, YÖK Baş- kanlığı 20, Marmara Cniversitesi 75, Trakya Üniversitesi 71. Istanbul Cniversitesi 75. Gazi Gnıversitesi 75. Ege Üniversitesi 75, Çukurova Üniversitesi 62. Atatürk Üniversite- si 76 personel alacak. Diğer üniver- sitelerin alacakJan personel sayısı da 60 ile 70 arasında değişiyor. Genel bütçeli kurumlar arasında yer alan Diyanet İşlen Başkanlığı ise üniversiteler ile birlikte bırçok ku- rumu geride bıraktı. Diyanet bu yıl içinde 600 personel alacak. Buna karşın örneğin Anayasa Mahkeme- si Başkanlığı 7. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 25. Danıştay Başkanlığı 17, Yargıtay Başkanlığı'30, YSK ise 35 personel alacak. Diyanetin 600 personel ile geride bıraktığı diğer kuruluşlardan bazılan da şöyle: TBMM: 20, Cumhurbaşkanlığı: 20, Başbakanlık: 40. İçişleri Bakan- bğı: 300, Jandarma Genel Komu- tanlığı: 50. Milli Savunma Bakanlı- ğı: 250, Sahil Güvenlik Komutanb- ğı: 100. Avrupa BirHği Genel Sekre- teıüği: 4, Baymdırhkveîskân Bakan- lığı: 40, Çahşma ve Sosval Güvenlik Bakanhğı: 75, Sosval Güvenlik Ku- rumu Başkanhğı: 15. Çevre ve Or- man Bakanlığı: 25. Devlet İstaristik Enstitüsü Başkanlığı: 20. DPT: 43, Devlet Personel Başkanlığı: 5, Dışiş- leri Bakanlığı: 50. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakantağı: 10. Gümrük Müsteşarhğı: 90, Hazine Müsteşar- bğı: 50, Sanayi ve Tkaret Bakanlı- ğı: 26. Diyanet, katma bütçeli kurum- lan da solladı. Bu yıl sonuna kadar katma bütçeli kurufnlardan DSİ Ge- nel Müdürlüğü 20, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü 30, Karayollan Genel Müdürlüğü 25, Köy Hizmet- len Genel Müdürlüğü 10. Orman Genel Müdürlüğü 45, Vakıflar Ge- nel Müdürlüğü 50. Tanm Reformu Genel Müdürlüğü 5 personel ala- cak. Bu yıl içinde en fazla personel ala- cak kurumlar arasında 18 bin ile Milli Eğitim Bakanlığı ilk sırada yer alıyor. Onu 5 bin 900 ile Emniyet Ge- nel Müdürlüğü izliyor. Yine bu yıl içinde Sağlık Bakanlığfnın 3 bin, Adalet Bakanlığı'nın da 2 bin per- sonel alması öngörülüyor. DEHAP GENEL BAŞKANI 'AKP'lilerin köküçürük 9 MAHMUT ORAL/ ALİ BÎLGİLİ SÜRT- DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Sürt'te Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "CHP'nin kökii bereketsiz" sözüne atıfta buluna- rak "AKP'Hlerin kökii çürük" dedı. Bakırhan. Sı- irt CumJhuriyet Meydanı'nda yaklaşık 20 bin kişi- ye seslendi. Demokratık Güçbirliğı'nın yalnızca Güneydoğu'da değil tüm Türkiye'de Murat Kara- yalcın, Fikri Sağlar. Arif Sağ, Osman Baydemir. FerhatTunç Mesut Beştaş gibı bırikimlı adaylarla seçmenlerin karşısına çıktığını belirten Bakırhan. konuşmasuıda Erdoğan ve Fadıl Akgündüz'e yük- lendi. Erdoğan"ın Sıirt"le "enişte" olarak milletve- kili seçîldiğinı ve seçim öncesinde vaatlenni yeri- ne getirmedığini söyleyen Bakırhan, şöyle konuştu: "Erdoğan CHP için "kökü kurak' demiş- ti. Ben d e şinıdi söylüyorum ki Tay\ip Erdoğan. si- zin kökiinüz de duMe yollar gibi çürük." AKP'nin seçimde umudunu Akgündüz'e bağladığını ifade eden Bakırhan, "Akgündüz'e ve onu destekleyen- lere sesleniyorum: Bu kirli oyuna gelmeyin. Kurtu- luş AKP'nin takmeciKğinde değiL .\raplar ve Kürtlerin oluşturduğu güçbirliğindedir'' dedi. DtYARBAKIR DGM Kçyıp HADEP'Uler için taldpsizUk DÎYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şırnak ın Silopi ilçesinde 25 Ocak 2001 günü jandarma ka- rakoluna girdıkten sonra kaybolan HADEP Ilçe Başkanı Baskanı Serdar Tanış ve yönetıci Ebube- kir Deraiz'le ilgili hazırlık soruşturması takipsiz- likle sonuçlandı. Tanış ve Deniz'in kaybolmasıy- la ilgili Silopi Jandarma Komutanlığı ve Şırnak Alay KomutanlığTnda görevli 47 asker hakkında Silopi Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma baş- latıldı. Jandarmaya yapılan bir ihbarda eski DE- HAP 11 Başkanı Resul Sadak'ın. Tanış ve Deniz'i 5 bin dolar karşıhğında PKK'Iilere teslim ettığı ihban iizerine soruşturma eenişletildi. Bu sırada Zeki Genç bir röportajda, Deniz'i öldürdüğünü açıkladı. Tanış'ın babası Şuayip Tanış ı tehdit et- tiği ileri sürülen ve kayıplardan sorumlu tutulan Şırnak Jandırma Alay Komutanı Levent Ersöz ile Silopi Jandarma Komutanı Süleyman Can'ın so- ruşturma dısında tutulması dikkat çekti. Silopi CumhıiTİyet Savcılığrnca hazırlanan hazırlık so- ruşturması dosyası 22 Nisan 2003'te Diyarbakır DGM Savcıhğı'na gönderildi. DGM Savcılı- ğı'nca •vürütülen soruşturma sonunda "yeterü de- He lüaşılanndığT gerekçesiyle tüm sanüdar hak- kında takipsizlik karan verildi. Oğrener DSP lideri Bülent Ecevh, eşi Rahşan Ecevit'le birlikte partisinin Ankara il örgütü kongresine kaüldı. (AA) AKP'nin laik Türkiye'yi tehlikeye düşüreceğini söyledi Ecevit'ten rejim uyarısıANKARA (Cumhumet Bü- rosu) - DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit. AKP'nin "laik, de- mokratik rejimi tehlikeye düşü- receğT uyansında bulunurken; SHP- DEHAP işbırliğını de "Türkhe için ciddi bir tehüke" olarak değerlendirdi. Ece\it. H hü- kümetin Türkiye ve KıbnstaTürk- ler için tehlike teşkil ettiğini, hal- kın da buna göre tedbirini alaca- ğmı" söyledi. Ecevit, dün _ ^ ^ _ ^ ^ _ ^ partisinin Anka- ra 6. olağan kongresine ka- tıldı. Gazeteci- lerin sorulannı yanıtlayan Ece- vit, ' KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş a Ankara'da des- ~ ^ ^ ~ ~ ~ ' ^ ~ tek verenlerin "marjinal çevnder" olarak nitelendirilmesine tepki gösterdi. Ecevit. "Marjinal çev- reler falan, bunlar lafbr. Denk- taş'm arkasında Türkn e ve Türk halkının büyük çoğunluğu var. Başka nedenlerleAKP'nin oyla- n NÜkseldL Fakat halkmuz, hü- kümetin Kıbns konusunda, Kıb- rtsh TürklerveTürkheiçin ne ka- dar tehlike teşkil ettiğini gördük- çe ona göre gereken tedbiri ala- cakür" dedi. Ecevit. kongrenin açılışında yaptığı konuşmada ise CHP ve SHPyi hedef aldı. Bu ikı parti- nin aynı kökenden geldiklerini id- dia ettiklerini, ancak ikisinın de eski CHP ile ilgisi bulunmadığı- nı savunan Ecevit. "SHP şimdi artık geleceğini bölücülük, ırkçı- • CHP ve SHP'yi de eleştiren Ecevit, bu iki partinin aynı kökenden geldiklerini iddia ettiklerini, ancak ikisinin de eski CHP ile ilgisi bulunmadığını savundu. Ecevit, "SHP şimdi artık geleceğini bölücülük, ırkçılık yapmaya kalkışanlarla bir araya getirmektedir. Birbirlerinden istifade etmeye çalışıyorlar. Bu, Türkiye için büyük bir tehlikedir" dedi. lık yapmaya kalkışanlarla bira- ra>~a gearrnektedir. Birbirlerinden istifade etmeye çahşnorlar. Bu, Türkiye için büyük bir tehlikedir'' diye konuştu. Ecevit, CHP'nin ye- rel seçimler için "irtica bakmun- dan tehükeü olacak, CHP ve sol- culukla alakası olmavan kişilere ada>1ık teldifı gönürdüğünü, çün- kü kendikrine güvenmedikleri- ni" söyledi. Ecevit, AKP'nin "laik,demok- ratik rejimi tehlikeye düşüreceği- ni'' sık sık dile getirdiğini anım- satırken "Bunun bitincine varan- lann sa\ısı giderek ardjor" de- di. KKTC'nin çok cıddi tehlike- lerle karşı karşıya olduğunu kay- deden Ecevit, "Kıbns, Türki- ye'nin bü" uzantısıdır. KKTC'ye 30 yıl önce banş, güven ve istik- ^ ^ _ _ _ _ _ rargeldLDahane çözümü isteniyor anlavabUmişdegi- Km" açıklaması- nı yaptı. Hüküme- tin bazı medya ku- ruluşlanyla birlik- te "AB ve ABD çok güçlü, o yüz- den Annan Pİanı- ~ ^ ~ ~ nı,kabuletmekzo- rundayjz" göriişünü savunduğu- nu aktaran DSP lideri Ecevit. şunlan söyledi. "Çünkü Türkulusunu tanınıı- yoriar. Hükümete seslenh orunı: Türk halkmdan. Türk halkının güciinden korkmayın. Denk- taş'tan korkun anıa Türkne'den korkmajin." SERGULCAMGUR BURDIIR-Uşak Cezaevi'ndeölüm orucunun 136. gününde yaşarrunı yitıren DHKP-C hükümlüsü Güla> Oğrener (31) memleketi Burdur'da toprağa verildi. Oğrener, vasıyeri üzerine saçlan Karadeniz'e atılmak üzere kesildikten sonra üzerine gül yapraklan serpilerek tabutla defhedildi.20 Ekim 2003'te ölüm orucuna başlayan ve 29 Şubat günü cezaevindeki koşullan protesto etmek için kendisini yakan Oğrener, tzmir'de 4 Mart günü yaşamını yıtirdi. Oğrener, kendini yakmadan önce, cezaevinde birlikte yattıği ve 3 ay önce tahliye olan ablası Nuray Oğrener'e mektup yazarak vasiyetini ılettı. Oldüğünde Burdur'a gömülmek istedigini anlatan Oğrener, mektubunda şunlan dedi' "Denizi kendime çok yakuı buluyorum. Suvu çok seviyorum. Hani su hav'attır derler ya. O vüzden toprağa değil suya gömühnek isterdim. Anıa yasal zorunluluk gereği gömüleceksem beni Burdur'a gömün. Ailetn de \^nlannda ohnamı ister. Bari kemiklerim yanlannda oLsun. Bunca yıl hasrctimi çektiler. Ama saçlarımın kazuımasuu isti>t>rum. Akdeniz'de doğdum. Ege'de çalışüm. Saçlannu da Karadeniz'e ann. Böviece .\nadolu*yu dolaşnuş olurum. Başunda hmon ve mimoza ağacı olsun isterinı. Yağmurda harika görünürler \e çiçekleri çok güzel kokar. Deniz deniz derken nerdere geldik. Tamam arük gidiyorum. Tekrar se\gi w selamlanmla._" IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr YaprakZîhnioğlu'nun "Kadınsız In- <ılap" frs/letis Yayınları) başlıklı kitabı, 3umhuriyethılk ktruluş yıllanna da şık tutan öremli bir araştırma. Zih- nioğlu'nun bu araştırmasının odak noktası NezlieMuhiddin'in kadının siyasi rıaklar için verdiği mücadele- iı'n öyküsü. Cumhuriyetin bilinme- /en bir yönu Kadın bakış açısıyla ilk <ez gözler cnjne serilıyor. Bu araş- nrrnayla kadnlann haklannı elde ede- 3İlmek için nasıl bir mücadele verdik- erini d e öğrenmiş cluyoruz. Bu hak- ar sani'ldığı /e ıddia edildiği gibi bir ütuf olarak verilmemış. Kadınların •nûcadele etiğı birçok sorunun bu ül- <ede ilk savjnucuianndan birisinin Nezıhe Muhddin oduğu bu araştır- nayia g ü n uığına çıkıyor. Nlezihıe IvluhıddinOsmanlı'nın çö- <üş ve Curmjriyetn kuruluş yılları- -ıın tanı^ı bira/dınd 20 yaşında ıken Ikinci Iw1esn.tr/et gerçekleşmişti. O /ıllarda öğret-nen olmak amacıyla viaarif rNezaetı'nefcaşvurduve kız li- sesinde öğBtmenlk yapmaya hak <azandlı. Ayn yillarda ddnemin gaze- telerincde kadn sorunlarını dile geti- •en yazzılar yızıyordj. NezihıeMıhddinın ilkromanıÇe- Nezihe Muhiddin ve 8 Mart bab-ı Tebah (Harcanan Gençlik) 1911 yılında Istanbul'da yayımlandı. Daha sonra 20 kadar roman yazdı. Üç yüz kadar öyküsü, sahnelenmiş piyesle- ri, operetleri ve filme alınmış senar- yoları vardı. Zihnioğlu, Muhiddin'in çoğu eserini "köşesine çekilmeye zorlandığı 1927yılından sonra"yaz- dığını belirtiyor. Nezihe Muhiddin"i unutulmaz ya- pan, Türkiye'nin ilk kadın partisini kurmaya öncülük etmesi ve başına bu nedenle olmadıkdertlerin açılma- sıdır. Zihnioğlu'nun "köşesine çekil- meye zorlandığı" dediği dönem işte bu dönemdir. Nezihe Muhiddin, Os- manlı Imparatorluğu döneminde 1908 ile 1923 yılları arasında Osmanlı Türk Hanımlan Esırgeme Derneği'nde, Do- nanma Cemiyeti'nin kadınlar kolun- da çalışmıştı. Aynca 1912 yılında Mü- dafaa-i Hukuk Cemıyeti Kadınlar Mer- kezi Genel Sekreterliği'ni yaptı. Yaprak Zihnioğlu, Nezihe Muhid- din'in çeşitlı dönemlerdeki siyasi eği- limlerini ise şöyle değerlendıriyor: "Muhiddin'in kadın hakları için et- kınlikJeh iki farklı siyasi dönemde (II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet) gerçek- leşti. Buna bağlı olarak Muhiddin'in milliyetçiliğinin evrelerinden söz ede- biliriz. Muhiddin 1912'de, yeni geli- şen Türkçülüğün etkisini taşımakla birlikte, esas olarak imparatorlukçu Osmanlıcı olarak konuşuyor. 1918 de adem-i merkeziyeti savunuyor, 1923 'te ise liberal cumhuriyetçi ola- rak karşımıza çıkıyor." Ama bütün bunların ötesinde Ne- zihe Muhiddin'i bugün hâlâ önemle anıyor olmamızın nedeni "bir düşü- nür ve eylemci olarak kadın hakları için mücadelesidir". Nezihe Muhid- din, milli mücadelenin başanyla so- na ermesinden sonra kadınlann siya- si hakları için yürütülen mücadelenin öncüsüdür. Cumhuriyetin kurulma- sıyla birlikte kadınların da haklara ka- vuşması gerektiğini düşünmüş ve şunlan söylemişti: "Cumhuriyet ka- dın-erkek farkı tanımayan adil birsis- temdir." Bu amaçla Nezihe Muhiddin ve ar- kadaşları 15 Haziran 1923 yılında ka- dınlar şûrası topladılar ve bu şûradan Kadınlar Halk Fırkası'nın kuruluş ka- ran çıktı. Kadınlar Halk Fırkası basın- da ve kamuoyunda ilgiyle ve tepkiy- le karşılandı. Kadınlar Halk Fırkası, Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kurulan ilk siya- si partisidir. Ancak, o zamanki anla- yış ve yasalarda kadınlann siyasi hak- lan yoktu. Bu nedenle bu partinin ku- ruluşuna izin verilmedi. 1924 yılının ilk günlerinde Kadınlar Halk Fırkası'nın kuruluşuna izin ve- rilmediğini öğrenen kadınlar, daha sonra adı Türk Kadınlar Biriiği olacak siviltoplum kuruluşunu kurdular. Ne- zihe Muhiddin bütün bu dönemler- de kadın haklannı ve eşitliği savunan militan tutumuyla öne çıktı. Bu tu- tum, onun eleştirilere uğramasına ve evine kapanacak ölçüde dışlanma- sına neden oldu. Nezihe Muhiddin kadının seçme ve seçilme hakkına sa- hip olması için yürütülen mücadele- nin de öncüsüydü. Bu çabalar, Nezihe Muhiddin'in yar- gılanmasına ve Türk Kadınlar Birliği'nin bir süreliğine kapatılmasına da neden oldu. Daha sonra Türk Kadınlar Birli- ği'nden ihraç edildi. Ihraç, o dönem- deki hükümetin kararıyla oldu. Yıl 1927'ydi. Nezihe Muhiddin gördüğü baskılar sonucu evine kapandı. Ken- dini yazılara verdi. Yaprak Zihnioğlu, Nezihe Muhid- din'in tarihten de dışlandığını, yıllardır onun adının bile bir kadın yazar ve ro- mancı olarak anılmadığını belirtiyor ve şu değerfendirmeyi yapıyor: "Muhid- din'in tarihten dışlanmasının nedenibi- reysel, kişisel çatışmalar değildi." Cumhuriyetin kuruluş yıllanndaki erkek egemenliği ile Türk kadın hareketinin feminist eylemci ve düşünürleri çatış- mıştı. Nezihe Muhiddin, 10 Şubat 1958 günü Istanbul'dayalnız ve unutulmuş bir halde akıl hastanesinde vefat etti. Cenazesi 12 Şubat günü Şişli Ca- mii'nden kaldınlıp törenle Zincirlikuyu Mezarlığı'na gömüldü. Törende eşi ve dostları bulundu. Kurucusu olduğu Türk Kadınlar Birliği'nden hiç kimse ce- nazesine katılmadı. Bugün 8 Mart. Nezihe Muhiddin, ta- rihimizin önemli ve mücadeleci kadın- lanndandı. Onu saygıyla ve sevgiyle an- mak 8 Mart gününü daha anlamlı kılar. 2000'Lt YILLARDA ERDAL ATABEK Kadının purumunda Değer Sistemleri... Insanlann toplumsal konumlannı, kişisel davranış- lannı belirleyen onlann değer sistemleridir. Bizim ka- dınlanmızın içinde bulunduklan durum, toplumsal de- ğer sistemleriyle belirlenmektedir. 21. yüzyılın başlannda bir '8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde kadınların içinde bulunduğu durum gene bu değer sistemleri ile belirlenmektedir. Bu değer sistemlerine ana çizgileriyle bakarsak: 1. Töre-gelenek değerleri: Bu değer sistemine göre erkek, kadının sahibtdir. Kızının sahibi olan baba, sonra kızını yeni sahibi olan kocaya verir. Kadın, sahibi olan erkeğin istediği her şeyi hıç kar- şı çıkmadan yapmak zorundadır. Sahibi isterse tarla- da çalışır, ev hizmetleri zaten görevidir. Sahibi ne ve- rirse onu yer, ne alırsa onu giyer, çocuk doğurur, on- lara bakar büyütür. Sahibi eve yeni bir kadın getirirse onu kabul etmek, ona hizmet etmek zorundadır. Haklan yoktur, yükümlülükleri vardır. Bu değerlerin ödülü yoktur, ama cezası çok ağırdır. Bu değer sisteminın dışına çıkmanın cezası olüm- dür. Sistem ne ölçüde haksızsa ceza o ölçüde ağır olur. 2. Islam geleneği değerleri: Bu değer sisteminin kaynaklan din yorumlan ve ge- leneklerdir. önce baba, sonra da eş, kadının 'efendisi'dir. Kadının yeri evidir. Görevi de eşini hoşnut etmek, evini temiz tutmak. çocuklanna iyi bakıp terbiyeli ye- tiştırmektir. Kocasına itaat etmesi asıldır, onunla eşit olmaya ça- lışmayacaktır. Babası ya da eşi izin verirse çalışabilir. En önemli görevi önce iyi bir kul olmak, sonra da kendisinden beklenen görevleri yapmaktır. 3. Evrensel üretici eşitlikçi değerler: Toplum ekonomileri değıştikçe, tanm toplumun- dan endüstri toplumlanna geçildikçe, kadınlann üre- timde yerferinı almalan yanında toplumsal hiyerarşi de yıkıldı. Kadınlar eşitlik istemlerinı yükselttiler ve yeni haklar kazandılar. Yeni 'evrensel-üretici-eşitlikçi değerler' sistemi Av- rupa'da başlayan Rönesans ve Aydınlanma ile orta- ya çıktı. Atatürk Türkiyesi'nin 'Cumhuriyet kadınlan' bu değer sisteminin içinde yetiştiler ve yerlerini aldı- lar. Bu sistemin kadını erkekle eşittir. Kimse kimsenin sahibi değildir. Herkesin sahibi gene kendisidir. Üreticıdir, erkekle yan yanadır, eşitlikçi yaşama hak- kına sahiptir. Hem bireydir hem de toplumsal yarann bir parça- sıdır. Bireysel sorumluluğa da toplumsal sorumluluğa da sahiptir. 4. Evrensel tüketıci değerler sistemi: Son otuz yılda daha belırgınleşen tüketici prototi- pınin kadınıdır. Hem tüketmekte hem de tüketilmektedir. Birey çıkarlan öndedir, bencillik övülmekte ve ödül- lendirilmektedir. Kendi üstünlüğünün kabulü her şeyden önemlidir. Erkek sadece tüketim için vardır ve tüketilmelidir. Kendi tüketim özlemınden ve gücünden başka hiç- bir şeye sorumluluk duymamaktadır. Günümüzde yaşananlar, birbirinden çok farklı ke- simlerde yaşayan kadınlar hep bu dört değer siste- minin birbirinden farklılıklannı yansıtmaktadır. Elbette sistemler arasında geçiş alanlan vardır, bu alanlarda yaşanan durumlar da kanmaşık görüntüler vermektedır. Aynca, bir alandan ötekine doğru kaymalar olmak- tadır. örneğin, Islam gelenekleri değer sisteminde yaşa- yan kadınlar, toplum yaşamına katılma isteklerini yo- gunlaştırmaktadırlar. Birey olma istemi artmaktadır. Tü- ketim toplumuna katılma istekleri bu kesimin kendı- ne özgü modalannı yaratmaktadır. Evrensel üretici değerlerden evrensel tüketiciliğe doğru da hızlı bir kayma gözlenmektedir. özellikle 'evrensel üretici değerier'e sahıp anneler, kızlannda- ki 'evrensel tüketici değerieHe çatışmaktadır. Kaymaları ve çatışmaları ırdelemeyi sürdüreceğiz. e-mail: erdalatak <ı superonline.com Faks:0 212-513 90 98 CHP'den seçim yürüyüşü • İstanbul Haber Servisi - CHP Eminönü Ilçe Başkanlığı, CHP Eminönü belediye başkan ada- yı Zeynel Yılmaz ve çok sayıda partilinin katıl- dığı seçim yürüyüşü düzenledi. Yenikapi'dan Cankurtaran'a kadar tüm mahalleleri dolaşarak yurttaşlann sorunlannı dinleyen Yılmaz, Emi- nönü'nde ınsan odaklı ve üretken bir belediyeci- lik anlavışında olacaklannı söyledi. Seçim sandığı kavgası: 13 yaralı • VtRANŞEHİR (AA) - Şanlıurfa'nın Vıranşehır ilçesinde 'seçim sandığı' nedeniyle çıkan kavga- da, 2'si ağır 13 kişı yaralandı. Kınalıtepe Kö- yü'nde oruran Faysal Ayaz ile Yukan Sarpin Mez- rası'nda oturan Aziz Yıldız arasında, seçim sandı- ğının konulacağı yer nedeniyle çıkan kavgaya mü- dahale eden jandarma 11 kişiyi gözaltına aldı. Zanlılardan Yasin \e \îahmut Ayaz tutuklandı. Pratisyenler diplomalannı yaktj • ANKARA (ANKA) -îlaç yazmalan kısıtlanan pratisyen hekimler, uygulamayı diplomalannı ya- karak protesto etti. Türk Tabipleri Biriiği Pratis- yen HeldmJer Kolu. Pratisyenlik Enstitüsü ve Pra- tisyen Hekimlik Derneği. Abdi İpekçi Parkı"nda yaptıkian basın açıklamasında, Maliye Bakanlığı Bütçe Uygulama Talünatnamesi'ni eleştirdi. TTB Pratisyen Hekimler Kolu Başkanı Muharrem Bay- temur, ''Sağlık Bakanlığı, kendi verdiği hekim diplomalannı yok sayıyor" dedi. Daha sonra he- kimler, dıplomalannın fotokopilerini yaktı. Aksu: fşkenceyi affetmeyeceğiz • İstanbul Haber Servisi - içişleri Bakanı Abdül- kadir Aksu, "'Herkes, \atandaşlanmızın uğradığı haksızlık. kötü muamele \e ışkenceden dolayı bu işı yapanlan asla affetmeyeceğimizi biliyor" dedi. AKP Küçükçekmece İlçe Başkanlığı'nca Cennet Mahallesi'ndeki Mega Düğün Salonu'nda düzen- lenen etkinlikte konuşan Aksu, AB üyeliğı yolun- da temel ınsan hak ve özgürlükleri konusunda önemli reformlar gerçekleştirdiklerinı savunarak "Işkenceye sıfir tolerans dıye yola çıktık ve bugün ısrarla bunun üstüne gidiyoruz" diye konuştu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear