02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S/YFA CUMHURİYET 5 MART 2004 CUMA OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÖITAZ SOYSAL Büyüklükte Küçülüş ORTADOĞU konusundaki Amerikan tasarımının u biyl<<:üğü" ve saçmagı bir yana, asıl ilginç olan ya- nı. TurKiyenirı cfeplan çine alınmasıdır. Cünya kasikienni üççeyrek yüzyıl önce çevirmiş. okırna yazmaişinı yoluia koymuş, küçük işletmeci- lıkte "VCOfî'" mooelini gelıştırmiş bir ülkenin böyle bir tasar -na bolgedteki öbir toplumlar kadar muhtaç du- rurrcaolmad ığ m Wash ngton bilmez mi? Kaldı ki, ya- "• nm yûzyııd r. tirlii programlarla, ABD'nin Amerika'nın çeştli "teknik" yardımlarına, küitürel ilişki ve eğitim girışimlenre g rtlağına kadar boğulmuş bir ülkedir burası. C halde? Turkiye'nin b&yte birtasarım içine konuşunun hik- Tieti ne olabilir? Tasarımm u/gulanması bakımından da "stratejik o'taklık" mı? Yanı Ankara. terorizmin kökünü ku- rutmak amact güttüğü söylenen ekonomik ve sosyal -çerk ı böyte bir girişimde Amerika'ya yardımcı mı olaca*? OtaKİık konusunda halkın büyük çogunluğunda- kı djşünce ve duygular herhalde biliniyordur. Her şeyden önce, Irak konusundaki 'tezkere" olayında açıkça görüldüğ ü gibi Turk halkı Amerika'nın bu böl- gede yapmak ısıtedığı ve sonra yüzüne gözüne bu- laştırcığı ışlere oftak olnak niyetinde hiç değil. Hele. "çuval" olayınır sonrasında. Böyle birortalclık ısteyenler, ne yapmayı tasarlıyor- larsa onu herkesten önce 'stratejik ortak" dedikleri ülkeyle konuşup anlaşmak zorundadırlar. Ayrıca. Amerıka kadar kötü olmasa da Turkiye'nin bölge halklarıyla ilişkisi pek öyle sıcak değil ki bu ko- nuda yardımcı ofunsun. Cihan Harbi'nden sonra biz onlaragüvenmiyoruz; onlar AtatürkTürkiyesi'ni Müs- lüman saymıyor. Bütün bunlar VVashington'dakilerce de bilindiğine göre, Turkiye'nin bu büyük tasarıma sokuluşun- da başka bir necten olmalı. Yoksa. bu sokuş. bölgedekı ulusal sınırları değış- tırıpdahaazsorunlu, komşularıylaçekişmesi kalma- mış, ıçlerınde etn ik ve mezhepsel "bütünlük" sağlan- mış devletler yaratma gıbi yine saçma bir Amerikan hevesinin ürünü mü? Kuzey Irak'ta olanları ve olmayanlan düşününce, bu soru işaretin in zihinlerde uyanmaması zordur. Amerika'nın oradaki PKK'yi temizlemekte ayak sü- rüşünün tek nedeni "yeterliaskerimyok" bahanesin- den mi ibarertir? Yoksa, VVashington "tam bağımsız" bir Kürt devleti kurdurma planının daha ilk aşamala- rındaora halkını tedirgin edecek işleregirişmekten mi kaçınmaktadır? Acaba, "bütünlük" sağlanmış dev- letler yaratma düşüncesinın uzak ufuklarında Kürt devletinin bütünlüğünü sağlamakuğruna Turkiye'nin bütünlüğünü bozmak gıbi bir niyetleri mi vardır? Bu ülkedeki Sevr korkusunun varlığını bile bile. Daha kötüsü, Kıbrıs'ta fazla sürmeyeceği belli bir yanlış planda ısrar, bolgeye çekıdüzen verme heve- sinin adımlarından biri midir? Planın, kabul edilsin edilmesin. Türkiye'de derin huzursuzluk yaratacağı biline biline. KA-DER MERSİN BAŞKANLIĞI ETKİNLİK "TÜRKİYE'DE SİYASET" KONUŞMACI: DP. ALEV COŞKUIM (Sıyaset Bılirn <e Kamu Yönetımı Öğretın Uyesı - ESKI Tjnzm Bakanı\ KONFERANSYÖNETİCİSİ: NURHAIM ÖZTAŞ (KA-DER-Mersın Başkanı) Yer : Kültür Merkezi Salonu Tarih : 7 Mart 2004 Pazar Saat : 13.00-16.30 KADIKÖY 3. AİLE HLTOJK MAHKEMESİ'NDEN 2003 1459 VasıTayını Mahkememizce \enlen 26.01.2004 tarih ve 2003 1459- 46 sayılı ılamı ıle \e \li Kemal ıle Leyla'dan olma 1964 dog. Caner Yazıct'nın 4721 S TMK'nun 405. maddesi se- reğince vesa\et altına alınarak kendısıne kardeşı Hümeyra Damlacı vası tayin edılmişiir. Kevfıyet ılan olunur 09 0:2004 Basuı:892l Boğazlarda Güvenlik, Tepkiler, Öneriler... A\Tupalı, sözüm ona Batılı beyler. Hepimizin olan bu dünyada sizden başka insanlar da yaşıyor ve hiç de sizin sandığınız gibi akılsız değiller. Yaşadıklan ülkeyi de en az sizin kadar seviyorlar. Birlikte seçenek projeler, çareler üretmek durumundayız. Aklmızı ve o bol paralannızı toplayıp gelin konuşalım. Başka yolu yok. Oktay SÖNMEZ Denizci Yazar B ilıyorum. Başlıktaki konuda geçmiş yıİlar boyunca çeşitlı medya organ- İannda yer almış yüzlercesı gıbi benim bu yazım da okuyanlann belleğındeki kısa bir konaklamadan sonra unutulup gıdecek. Neler unutulmadı ki. Bırkaç sanıyede on bınleri yutan depremler. günlerce süren yangınlar, görevi ciddiye alma- mak hatta kötüye kullanmak. sorumsuzluk, in- sana. insan yaşamına saygısızhğa varan ılgısiz- likler ve aymazlıklar yüzünden başımıza gelen nıce afetler yaşadık. BunJardan çok daha büyü- günün. hergün yaşayabıleceğımız potansiyel teh- likesi ıçinde bulunmamız gerçeğınin nasıl olup da bilıncimızden teğet geçen sıradan bir kav- rama dönüşrüğüne akıl sır ermıyor. Giderek sıklaşan dramatik olaylann "Geliyoruın,yinege- tiyorum. hem deçok dahabüyükyıknnlar ve aa- lar için, hazır olun" dercesıne, gözlenmizin önünde yer alan olaylarla gönderdiği bunca ön haberlenne karşın, bu ölüm nehnnin ıki yaka- sındakı uykumuz sürüp gıdıyor. Sözü iki kıyısında toplam yırmi milyonu aş- kın insanımızın yaşadığı Türk Boğazlanna ge- tirmek ıstiyorum. Bu denız geçıtlerinde oluşan kazalann korkutucu istarisrığını tüm aynntıla- n ıle bu sayfaya sığdırmak olanaksız. Çok öze- tı deneyerek vereceğimız belgelere dayalı ra- kamlar, zaten tabloyu ve sorun bu durumuyla ortada bırakılırsa gelecek günlerdekı ürkutücü boyutlan ortaya koyuyor. fürk Boğazlann'dan yılda 50/55.000 gemi geçiyor. Bu günde 130' 140 gemi demek. Bun- lann da her beş tanesınden bin denızlerde taşı- nabilecek en tehlikeli yüklerle, bız günJük ya- şamımızı sürdürürken -uykumuzdayken de- bumumuzun dıbınden gelip geçen büyük tonaj- lı tanker Boğaz kıyısında yaşayanlar başlannı koy- dukJan yastıkta bazı noktalarda en çok 40/50 m. açıktan geçen bu ölüm gemilerinın sulan dö- ven pervane vuruntulannı bile dinleyebıliyor. Bazen motorlannın bacalanndan çıkan egzoz homurtusu ile birlikte. Bu gemilerde her bin bir dev felaketin kaynağı olan -nükleer maddeler dahıl- basınç altında amonyak, LPG, LNG, ham petrol ve çeşitlı türevleri var. Kısacası iki ya- nında yaşadığımız Türk Boğazlannın içinden bu ölümcül yüklenn oluşturduğu kocaman bir nehır geçiyor. Günümüzde tanker boylan 200 metrenın. to- najlan 150 250.000 mfi'n üzerinde. Bu devler uzunluğu 18 mil olan Istanbul Boğazı'nı geçer- ken normal şartlarda 12. Çanakkale Boğa- zı'ndan geçerken ise 9> 10 noktada, bazılan ol- dukça büyük rota değışıkliklen ile geçişlerini sürdürürler. Ege-Karadeniz ya da aksı yöndeki. bu tıkan- ma noktasına gelmiş trafiğe, ıkı kıyı arasında her gün yaklaşık 2.500 adet çeşitlı deniz araç- lan ile taşınan bır milyon insan trafiğinin yo- ğunluğu da eklenınce dünyanın nasıl bir yerin- de yaşayıp gıttiğımiz gerçekten üzennde iyice düşünülmesı gereken bir konu oluyor. Dünya- da benzeri başka hiçbir yerde bulunmayan bu su yolunu kullanan gemilerin, taşıdıklan yükün ölümcül tehlikelerine ek olarak, oluşumu de- ğışik akıntı sistemlen, sis, yerel rüzgârlar ve di- ğer meteorolojık şartlan ile kaza riskinin ayn- ca çok yüksek olduğu konu ile ilgili tüm ulus- lararası denizcilik kurum ve otoritelerince de biliniyor. Son elli yıl içınde sadece tstanbul Boğazı'nda 474, Çanakkale Boğazı'ndaıse 176 kaza olmuş. Bir başka deyişle îstanbul'da yılda en az 9. Ça- nakkale'de ise 3 kaza yaşanmış. BunJar gemi- lerin çarpışması ya da çeşitli nedenlerle kara- ya gitmesi nedeniyle oluşmuş önemh can ve mal kaybı yanında denıze dökülen en az 100.000 ton tehlikeli yük nedeni ile doğal çevTede yenilen- mesi on yıllar alan aşın kırlenmeler, deniz can- lılannda yok olmaya varan azalmalar saptan- mıştır. .\rük "Petrol Coğrafyas" dhe anılan ve IdBt noktası konumunda da Türkiye'nin buhındu- ğu ve yeni bölgeterie daha da genişleyen (Hazer, Orta As>^ ülkeleri. Karadeniz faunası gibi) ku- şakta çıkanlan petrolün diinya piyasasma en ucuz >oldan ulaşûnlması uğruna Türk Boğaz- lan bugün bir petrol bonı hatb durumundan da öte, değişik türlerde facia potansiyeü taşnan uluslararası bir su yohıdur. Dümanm başka hiç- bir deniz geçidinde miryonlarca insan bö> le bir ölümcül tehlike ile bu kadar iç içe yaşamrvor. On yıl sonra Türk Boğazian yolu\ la taşınan petrol miktan v«bu nedenlede geçen tanker sa\ısıild- yekadanacak. Bılındığı gibi Lozan Antlaşması'nı izleyerek 1936 >ilında Montreux"de imzalanan Boğazlar Sözleşmesı bu geçitleri uluslararası su yolu ola- rak tanımlamakla birlikte buradan geçişlerinin düzen ve disiplinini Turkiye'nin yetkili yöne- timveörgütlerinebırakmıştir. 1 Temmuz 1994"te yürürlüğe giren ve 1998'de de bazı değişıklik- lere ugrayan "TürkBoğazlanDenizTrafıkTü- züğü" uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından da kabui görmüş olarak yürürlükte- dır. Son on y\\ içındela çahşmalar sonunda 30 Ara- lık 2003 'ten bu yana Boğazlardaki trafık radar istasyonJan ile denetım altındadır. Aynca ilgi- li devlet kurumlan da geçışlen disipline ede- rek yenı önlemler ahnakta. bazı durumlarda gerektigınde Boğazlar trafiğe kapatılabilmek- tedir. Ama bütün bunlar konunun temelindeki sorunu çözmek için yeterlı değildir. Boğazlar fizik boyutlan belli bir şişenin boy- nu gıbidir. Ne yaparsak yapalun bu dar geçıt- ten sınırsız miktarlarda petrol ve diğer zehir zıkkım maddeyi o dev gemılerle kazasız bela- sız geçırmemıze ımkân yok. Çareler yok mu? Var elbette. onu da yalnız Türkıye değil petrol coğrafyasından bu malı alıp rafınerilerinde işlevip satmak zorunda olan endüstrileri, yaşamlan buna bağlı ülkeler bizim- le birlikte bulacakJar. Isterlerce bulabilırler. Ça- hşmalar yapacaklar, alternatıfprojeler üretecek- ler, dahası bunun için para dökecekler. Durum bu ıken dış basın organlannda olayı gerçek niteliği ile değil sadece bazı çevrelenn yararlan açısından gördüklen anlaşılan kımse- lerin yazılannı okuyonız. Örneğın; Financial Ti- mes'ın 14 Ocak 2004 tarihli sayısında, "Bosp- horus Tanker Jam Threatens Shortage of Ofl" (*) başlıklı bu tür bir yazı yayımlandı. tnsan hak- lan, yaşama hakkı gibi ka\Tamlan yen geldik- çe dillenne dolamaya ve kullanma kolaylığına alışmışlann sesi bu. Aslında Türk Boğazlan- nın iki j'anında yaşayan mılyonlarca insanın ve o görkemlı doğada yaşayan her şeyin içinde bulunduğu tehlıkeye ve bunu önlemeye deği- nen tek bir söz yok bu yazıda. Tümüyle bencıl ve kendı tıcan yararlanndan başka hiçbir şeye önem v ermeyen Avrupah endüstn devlennın ya- kınmalanndan başka bir şe>- olmayan yazıda özet- le sıralamak ıstenirse sadece şunlar var: Türki- ye'nin öncelikJe kendi halkı ve Boğazlar çev- resının yaşamsal güvenlıgı için birçok Avnıpa ülkesinin de taraf olduğu ilgili anlaşmalardan gelen hakJanna dayanarak aldığı önlemler Av- rupa'dakı rafınenlerinprogramlannı aksatıyor- muş. Rus Hazer petrollerinin rafinerilere akı- mı bu önlemler nedeniyle düzensizleşınce pet- rol tüccarlanrun aynı kalıtedekı Irak petrolüne yönelmeleri de bugünkü koşullarda mümkün ol- muyormuş. Türkiye'nin aldığı bu önlemler Bo- ğazlann Karadeniz ve Ege giriş-çıkışlannda tankerlerin bekJetihnesı. aımatörler için günde 40 50.0000 dolar zarar demekmiş. Bu durum günlük 20'25.000 dolar olan tanker navlunla- rrnın tonajlanna göre 70/90.000 dolara yüksel- mesı olarak piyasaya yansımasıyla endüstride- ki zararlar daha da büyoiyormuş. Aslmda -bu- na dikkat- Türkıye bu önlemleri, Bakû Çeyhan Boru Hattı konusunu kendi yararlanna yönlen- dirmek için alıyormuş. Buna benzer. aynı man- tık ve amaçla ilen süriilen çeşitlı argümanlar. Söylenecek çok şey var. Buralara sığmaz. Ama aynı yaytn organında bir gün sonra birTürk bilim adamının şimşek gıbi çakan yazısı da ya- yımlandı. (**) Üyesi olarak çalışmaktan gıırur duyduğum Türk Denız Araşnrmalan Vakfrnın (TUDAV) yorulmaz, dinamık ve üretken baş- kanı Prof. Dr. BavTamOztürk. tamamını bura- ya almamız mümkün olmayan yazısı ile bu id- dıalan bence en pratık ve vurucu şekılde cevap- lıyor: "Amsterdam'ınoguzdkanallanndanher gün on tane dev petrol tankeri ya da Paris'in or- ta yerindcn Seine yerine Boğazlardaki gibi bir ölüm nehri geçse bunu kabul edebiür misiniz?'" Ne kabul etmesi, yer yerinden oynar. Belki de insan haklan, kedi. köpek, çiçek, böcek, ağaç haklan mahkemeleri ayağa kalkardı kuşlcusuz. Avrupalı, sözüm ona Batılı beyler. Hepimi- zin olan bu dünyada sizden başka insanlar da yaşıyor ve hiç de sizin sandığınız gibi akılsız değiller. Yaşadıklan ülke\ı de en az sizin kadar seviyorlar. Birlikte seçenek projeler, çareler üretmek durumundayız. Aklınızı ve o bol pa- ralannızı toplayıp gelın konuşalım. Başka yo- lu yok. (*)FinancialTımes 14.01.2004, 'htanbulBo- ğazı 'ndaki tankeryığılmasıpetrolsıkıntısı teh- didi oluyor." (**) Financial Times 15.01 2004. "Bospho- rus must be safefor nature." Bir Yerel Değer: îbrahim Yıldız FatmaKILIÇ Yazm B ir yerel değer olan şaır İbrahim Yıl- dız' ınnazarbon- cuğu kırmızı:On yıldır aramızda değil. Zaman. acımasız bir biçimde hızla akıyor. Sevdiklerimizin, çev- remizdekilerin bu sonla karşılaştığını gördüğü- müzde ise, çok kez geç- mişe ya da geleceğe ta- kılmaktan kendimızı ah- Öğretmeni koyamıyoruz. Çünkü ha- yatın içinde öyle 'an'lar var ki.. Öyle duygular!.. Dogumu ve ölümü. yaşa- mı ve başlangıçlan, ayn- lıklan, acılan. daha pek çok şeyi içinde banndı- ran k an'lar bunlar. Bir başka yanıyla unutulmaz anılar şair ibrahim Yıldız'dan... 13 Şubat 1994. Kendısını "kryısın- dasınşiirinibrahinr di- yerek alçakgönüllü bir biçimde dizeleştiren şa- ir ibrahim Yıldız sanki aramızdan dün ayrıldı, On yıl oluvermiş onu yiûreli. 1928'deKarabük- Eflani'de dünyaya gelen I. Yıldız, hayatın bizden beklediği akılcılıkla, sü- rekli törpülemiş kendini. Bu törpüleme. yaşamın her anına bir karşı duruş, kendi deyişiyle bir aykı- nlık getırmiş. I. Yıldız 'in karşı duruşu, Anadolu'da yaşayan birisi olarak din kitaplan yerine şiir kitap- lan okuması, şiiryazma- sıyla başhyor. Yıllarca bunu sürdürmesi. üret- mesi, ürettiklerini yayım- lama serüveniyle devam ediyor. Bu durum girtik- çe kendine yozlaşan ve yabancılaşan ülkemiz için büyük bir kazanımdır. Çünkü 1. Yıldız'uı yap- tığı ("aykm ibrahim" şi- Sayın Belediye Başkanlarımız, Başkan Adaylarımız, MEYDAN SİZİN! BELEDİYli MI. Yl )A NI Hangi partiden aday olursanız olun sesinızi seçmenınize Ulusal Kanal'dan özgürce duyurun. Ulusa! Kanal'ın Belediye Meydanı programında projelerinizi, yönetım poiitikalarınızı, şehırcilik anlayışınızı, eleştıri ve çözürnlerinizi dıle getirin. Seçmen kitlenizle Ulusal Kanal ekranmda buluşun, yerel seçlmlerde başkan seçilmenln yolunu açın. istiklal C a d . Deva Çikmazı No: 7/7 Beyoğlu 80070 istanbul Tel: 0212 251 50 90(pbx) Fax: 0212 251 50 47 www.ulusalkanal.com.tr ulusal a ulusalkanal.com.tr Ulu»al Kanal 04cranına çıkan betediye bafkankmndan b<ızılan: Cengiz Bağdan Kırklareli Be' Bajk ftoHP) I Duran Evrvn. Turttal Bel Eask IMHP) / Ahmet Ataç. Eskışehir Tepebas* Bel. Bajk. fDSPJ / Gurbüz Çopon Esenyurt Bel Saş* ISHP) I Mehmet Uz. Çerkezkoy Bel. BojJ< fVTP; / flkrat Şahln Songazı Bel SajJc ISHPj / H. İbrahim Gülcan Karaman Bel Başk. IMHP) I Ahmef rüfefcçj. A^o/'t Beı. Başk. !DYP) / Ka<Ur Topbaf Beyoğlu Bel. Saj* (AKP/ ı Yuıuf Namoğlu Bej/k/os Be 1 Sojk. (ANAPj ! Yusuf Zlya Günaydın, Isparta Be/. Bajk. IMHP] I nmur Koç Çayrrovo Bel Sajk (CHPj I Hikmet Erenkaya. izmit Büyukşehır Bel. flojlc fCHP} I Hamlt Nijancı Sefenr sor Bel Başk jAr*AP) I Ovran Demir Beyağaç Bel BOJK. ICHP} I Avnl öltOrk. Banoz Beı. Bojk (MrtP! ! Tuncay KıUç. Edremit Be/. Bajlt (MHPj Belediye Meydanı Programına Bafvurular İçin: Te): (0212) 251 50 »O fax: (0212) 251 50 47 [email protected] MerM IMa - Uhaal Kanal Yerei röneffrnter Kooramatörö ULUSAL "Türklye" nin Mllli Kanalı' ULUSAL KANAl Dijilal Uydu Frekanslatı TURKSAT 2A Frekans:12702 Mhr Fec: 7/8 Sembol:228S Yatay irinde de dile getırdiği gi- bi), doğruları doğrula- maya çalışmaktan başka bir şey değildir aslında. I. Yıldız'ın geride bı- raktığı "kryıda bir ibra- him, doruktaki kolruk boş, ışığın kanı, toplunıun teni, bir ibrahim", (ölü- münden sonra yayımla- nan) "taj" adlı şiir ve iki cilt olan "kimbflir Idme mektuplar" adlı dene- me-günce niteliği taşı- yan kitaplarında; nasıl bir şiir emekçisi olduğu, bu emekçiliğin yanında imgeyi hareminde turup yerinde kullanma ustalı- ğı, matemariğı şiire yan- sıtışı görülmektedir. ibrahim Yıldız'ın be- densel varlığı on yıl ön- ce öldü. Oysa şiirleri hep yaşayacak. Biz, senın şi- irlerinin tadıyla yaşaya- cağız. Aydırılıklar için- de ol. PENCERE Yavru Vatan GittL. Anavatan Gidiyor mu?.. Başbakan'ın son günlerde gazetelerde ardı ar- dına çıkan açıklamalarına baktıkça insan birtuhaf oluyor; Hazreti kim yetiştirip 'meydane' salıver- mişse. aşkolsun!.. Recep Tayyip hem bir yandan başbakanlığını ya- parak ülkeyi ve devleti yönetiyormuş, hem piya- sada iş tutuyormuş; yadırgayanlara da şaşıyor- muş: "- Ne var bunda?.. Ben namusumla çalışıyor- sam, kim ne diyebilir?.." Bizim ülkede iş yapmak için Ankara turnikesin- den geçmek gereği bilindiğine göre Recep Tayyip akıllı mı akıllı!.. Hem iş yapıyor, hem devlet yöneti- yor. Soruyorlar: "- Ama bu etik mi?.." "- Etik dışı ne var ki, ben namusumla çalışıyo- rum.." Helal sana bu yollar Başbakan!.. • "Başbakan" bununla da kalmıyor, hızlı siyaset ya- pıyor, geçenlerde açıklayıverdi: - Geçmişte dini biz de istismar ettik... Yani?.. - Mübarek Islamı politikada kullandık... Ne zaman?.. 10 milyon nüfuslu istanbul şehrinin anakent be- lediye başkanı olduğu zaman mı?.. Evet!.. "Camiler kışlamız, minareler süngümüz" diyen kişi, Türkiye'nin en büyük, en değerli kentinin ba- şında yöneticiyken meğer "Islamı istismar" ediyor, dini kullanarak politika yapıyormuş... Maşallah!.. Şimdi diyor ki: "- Bu yanlıştı!.." inanalım mı Başbakan'ın sözlerine?.. Yoksa Haz- ret 'takıyye' mi yapıyor?.. Hem bu devlet ne biçim devlet ki bu kadar kuşkuya karşın Tayyip'i bağn- na basıyor. Ya medya?.. îstanbul'da iş tutan medyanın Ankara'da iş tu- tan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "ihtiyacı" var!.. * Türkçeye çevirirsek Başbakan diyor ki: - Ben eskiden yobazdım, artık değiştim; dini is- tismar ediyordum, artık kutsal Islamı siyasete alet etmeyeceğim, günah çıkanyorum, itiraf ediyorum... Günah çıkarma Hıristiyanlıkta vardır; ama, diye- lim ki Müslümanlıkta da geçerii olsun; peki, aynı Başbakan aynı günlerde şu sözleri nasıl söylüyor: "- Imam hatipliler niye doktor, kaymakam, avu- kat, yargıç, mühendis olmasınlar!.. Imam hatipli- lerin önünü açacağız..." Recep Tayyip uçtu. uçuyor... "- 6 milyar tutan Başbakan aylığıyla geçinemi- yorum" diyor... "- Gazeteler Rauf DenMaş'ın açıklamalannı sansür etsin" diyor... "- Akaryakıta zam yaptığımı söylüyorum, halk meydanlarda beni alkışlıyor" diyor... Recep Tayyip uçtu, uçuyor. Uçan politikacı konamaz.. Düşer.. • "Yavru Vatan" gitti, gider.. Sıra "Anavatan"öa mı?.. Kıbns lideri Rauf Denktaş, Ankara'ya karşın 'Yav- ru Vatan'ı kurtarmaya çabalıyor; ama kurtarama- yacak, bari gelsin 'Anavatan'\ kurtarsın.. Türkiye'de bir lidere gerek var!.. ACI KAYBIMIZ 2426 sicil numaralı üyemiz Y. Müh. Mimar SALİH METE•• •• •• UNUCUR 3 Mart 2004 Çarşamba günü vefat etmiştir. Ailesine, yakınlanna ve mimarlar topluluğuna başsağlığı diliyoruz. Cenazesi 5 Mart 2004 Cuma günü saat 10.30'da İTÜ Taşkışla'da yapılacak törenin ardından, Levent Camisi'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Kabristanı'na defnedilecektir. MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Üniversitemiz Sanat ve Tasarım Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Değerli Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Yük. Mimar ETE ÜNÜGÜR'ü 3 Mart 2004 Çarşamba günü kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Ailesine, öğrencilerine, tüm mimarlık camiasına sabırve başsağlığı dileriz. Merhumun aziz naaşı 5 Mart 2004 Cuma günü (bugün) Levent Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Kabristanlığına defnedilecektir. • • • T.C. istanbul Kültür Universitesi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear