23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
3© MART 2CD04 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 'ıa Yerel &eçimde CHP: £5 Cafkurtarana 1 S Hav*ale Partisi! 7 Elektronik posta.' denizsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Seçim kavgasında altı kişi ölmüş... "Ö/ümüne seçim!" CNNAhmet Apak: "Yerel seçimde oyverme süresinin» bittiği saat 17.00'de .Amerikan CNN televizyonu, çikolata ı-enkli spikeri Tumi MaKgabo'nun ağzındar» Türkiye'de iktidar partisi AKP'nin yüzde 51 oyla başta gittiğini açıkladı. CNN bu bilgiyi nereden aldı bilmiyorum ama Turgut Özal'ın 'al gülüm ver gülüm' kokusu etrafa yayıldı." det yerini bulsun, yerel seçimden çıkan so- nuçları, il genel meclisi oylanylaTürkiye ge- neline bakarak ana hatlanyla okuyalım... Birinci sonuç; üçte bir oyla Meclis'in üçte ikisini işgal eden AKR iktidarın nimetlerini sonuna kadar kullandığı, ABD'nin desteğini aldığı, AB'ye şi- rin göründüğü, holding medyası ve anketçiler tara- fından pompalandığı halde bırakın Adnan Mende- res'i Turgut Özal'ın rekorunu bile kıramadı. Tayyip Erdoğan 3 Kasım 2002'ye göre partisinin oyunu yüzde 8 kadar arttırdı ama birilerinin dört gözle bek- lediği patlamayı yapamadı. ikinci sonuç; genel seçimde barajın altında kalan DYP ve MHP bu kez barajı geçti. Meclis'teki Islam- cı sağ iktidara karşı muhalefet görevi DYP ve MHP ile yine sağa verildi. 3 Kasım'da olduğu gibi ANAP, DSP ve SP bir kez daha tökezledi. Görünen o ki ANAP ve DSP siyasi ömrünü tamamladı, Saadet Partisi kabuğuna çekildi. Bu arada Genç Parti'nin Sonuç yıldızı pariamadan söndü, Ismail Cem'in Yeni Tür- kiye Partisi'nin ise hiç parlayamayacağı ortaya çık- tı. Üçüncü sonuç; etnik köken üzerine siyaset fazla prim yapmadı. DEHAP ve SHP'nin birlikteliği bıra- kın Türkiye genelini Güneydoğu'da bile pek işe ya- ramadı. DEHAPın oyları geriledi. SHP lideri Murat Karayalçın Ankara'da kendini tatmin etti mi bilın- mez ama çizgisi ile Türkiye genelinde halkı tatmin etmedi. Bu konuda, Karayalçın'ın sağ kolu Rkri Sağlar- da Mersin'de dersini aldı. Dördüncü sonuç; Deniz Baykal, CHP'yi birazda- ha küçültmeyi başardı, CHP'nin oyu 3 Kasım'a gö- re düştü. CHP, belediye başkanlıklannı Deniz Bay- kal'ın çizdiği politika ile değil adayın adıyla kazan- dı. Örneğin izmir'i CHP değil, DSP'den gelen Ah- met Piriştina kazandı. özellikle Istanbul'un ilçele- rinden Şişli'de Mustafa Sangül, Kadıköy'de Sela- mi Öztürk seçim sürecinde Baykal'dan uzak dur- manın yararını gördü. Ordu'da CHP'nin aday gös- termediği Seyit Torul'un DSP'den aday olup seçi- mi kazanması Baykal'ın ihtirasına somut bir örnek oluşturdu. Baykal'a en büyük dersi ise memleketi Antalya verdi. Baykal, Bekir Kumbul'un yerine DYP'ye ya- kınlığı ile bilinen eski vali Ertuğrul Ookuzoğlu'nu a- day göstermekle Antalya'yı AKP'ye teslim etmiş ol- du. CHP'nin kalesi Gaziantep'te Celal Doğan'ın oyu- nu biraz olsun yükseltmesi bile CHP'yi kurtamnaya yetmedi. Bir seçim daha geçti. Halkın geçim derdi ise bitmek bilmiyori NTVIzmir'den Mete Neptun,"NTV radyosu Tasos Papadopulos'tan Kıbns Cumhurbaşkanı olarak söz edince NTV'ye teslefon ettim. Haberin BBC'ye ait olduğunu söylediler" diyor. Ya BBC "işgalci Türkler" deseydi? Korku Akif Kökçe: "Amerika'dan 'özgüriüklerden korkmayın' talimat gelmiş. Valla ne yalan söyleyelim, tüm dünya gibi biz de Amerika'dan gelecek özgüriükten korkuyoruz." SESSİZ SEDASIZ (!) , - , Bir çuval patates ve milletin sağduyusu Istanbul Ataköy'den Mustafa Yavuz: "Sağduyulu mılletim benim... Askerinin başına çuval geçirildiğinde mantı yemeye gidenlere; Kıbrıs'ı, AB(D)'nin gözüne girmek uğruna, göz- den çıkartanlara; cumhurıyetin moral değeri sayılabilecek hayati kurumlarını, yabancı sermaye ve onun yerli acente- lerine peşkeş çekenlere, ne de güzel cevabını verdi. Yazık, bu millet geleceğini bir çuval patatese satmıştır. Şimdi birilen hemen 'Sen hiç 250 milyonla ev geçindirmeye çalıştın mı' diyebılir. Pekı ama bugüne kadar varoşlarda patates dağıtıp oy toplayanlardan ne ifayda gördün arka- daş, hangi sorununu çözdü? Yol, su, elektrik geldi mi, iş bulabildin mı? Hayır hıçbir şey düzelmedi sadece onlar keselerinı doldurdular, seçim za- manı da sana bir çuval patates koklat- tılar. Şimdi izle bakalım, Kıbns'ın na- sıl elden çıktığını, Kuzey Irak'ta neler olacağını, ekonominin ne | hale gelıp ışsizliğin nasıl artaca- ğını, izle ve gör. Sonra da düşün... Ama düşünmeye- ceğini biliyorum. 'Bu milletin sağduyusu var' lafı ko- ca bir yalandır. Zira, ayinesi iştır kişinin; lafa bakılmaz. Bu arada Deniz Baykal'a söyleye- cek tek lafım. kendısi gitmeyi düşünü- yorsa lütfen koltuğunu Kemal Derviş'e değil, 'altıok'a ınananlara bırakması. Al- lah sonumuzu hayır etsın." Yüksek Yerilim Hattı Iki kelimeyı bir arava getiremiyoruz: Gerekirse Kofi Annan'ı de\Teye sokacağız! erdincutku >• yahoo.com 6 Mııstafa Kemal ve Uyanan Doğu9 NEVZAT YALÇEV Yukandaki başlık, bir kita- bın adıdır. Kitabı ilk kez 1983'te Bilgi Yayınevi yayım- lamış. Yayınevi, 1994'te ikin- ci baskısını yapmış, ama ne yazık ki kaç bin basıldığını içe- ride belirtmemiş. 2. kez ya- yımlanması için aradan on bir yıl geçmiş olması insanı ciddi şekilde düşündürüyor. Bu tür kitaplarla halkımızın ne ölçü- de ilgilendiğini, kaç bin Türk ınsanının Mustafa Kemal'i tanımayaçalıştığını meraket- memek elde mi? Acı olan ger- çek şudur: Cumhuriyet kurul- duğundan beri Atatürk'ü tanı- maya bugünkü kadar şiddet- le muhtaç olmamışt/k. Onun kurduğu Cumhuriyetin top- rakları üzerinde 'Yecüç-Me- cüç'lerin ona sövdükleri; dev- letin Büyük Millet Mecli- si'ndeki Mareşal üniformalı resmıne bile tahammül ede- medikleri günümüzde görü- len hazin manzara ise tüyler ürpertiyor. Fethi Ülkü'nün güzel Türk- çesiyle dilimize kazandırdığı "Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu"nun yazan: Paul Gen- tizon... Fransız yazar Genti- zon, 1922 yılında Temps ga- zetesi adına Türkiye'ye gel- miş ve beş yıl kalmış; o zor günleri aramızda geçirmiş ve "Mustafa Kemal ou l'Orient en Marche" adını verdiği bir kitap yazmış. Fethi Ülkü'nün dilimize çevirdiği eser o!.. Paul Gentizon, kitabının ön- sözünde, Cumhuriyetimizden ve Türk devrımlerinden söz ederken der ki. "Geçmişi sil- di süpûrdü. Islam dinine ken- di esprisi içinde bir yön ver- di. Çok kadınla evliliği önledi. Cinsiyet ayrımını yıktı. Şer'i hukuku kaldırdı. Avrvpa ka- nunlannı kabul etti. Hatta başka bir a/fabe oluşturdu. Sonuç olarak denebilir ki 1922-28 yıllan arasında ger- çekleştirilen şeylerin dünya- da bireşi daha yoktur. Deyim yerinde ise. bütün bir halk deri değiştirdı..." Gentizon'un kitabı yaytmla- nalı yetmiş küsur yıl oldu. Ya- zann sıcağı sıcağına gözlem- lediği devrımler, 50'li yıllara kadar hüviyetni koruyabildi. Nezamankıdönemin başba- kanı Büyük Mıllet Meclisi'nde bütün milletvekillerine sesle- nirken: "Siz isterseniz hilafe- ti bile getirebilirsiniz" dedi, Kubilay olayından sonra si- nen irtica, ellerini uğuştura- rak, fırça yüzü görmemiş diş- lerle sıntmaya başladı. Artık, pusuda bekieyen 'Yecüç Mecüç'leregün doğmuştu. Şimdi, Gentızon'un yazdık- lannı ele alalım. fslam dinine 'jugün verılmek istenen yön, \ik Cumhunyetın vermek is- - diği yönün tam tersidir. - 1de ve me/danları gulya- j. 'lerdoldurnuştur; din adı- •dınlaryakılmış, aydın bi- ^ lamlan öldürülmüştür. (0> dınlaevlilik, hiç kuşku- nuz olmasın, bizim Yecüç Mecüç'lerin heveslerinden- dir. Bugünkü karanlık gidiş durdurulamazsa heveslerinin kursaklannda kalacağını san- mak safdillik olur. Onlann şaş- maz hedefi, 'Ya hep, ya hiç 'tir. Iran'da olduğu gibi... "Cumhuriyet, cinsiyet ayrı- mını yıktı" diyor Paul Genti- zon. Doğrudur, ama cinsiyet ayrımını üniversitede, çay bahçelerinde, şehirlerarası otobüslerde yeniden görme- ye başlayalı uzun yıllar oldu. Şeriat hukuku kaldırılmıştı. Şimdi şeriat, hukuku ile biriik- te geri getirilmek isteniyor. Bugün ülkemizi yöneten 'ze- vat-ı kiram' daha ilk günden bunun işaretlerini vermediler mi? Şeriat gelince Avrupa ka- nunlarının lafı mı olur? Kıyafet gerçekten değiş- miş; Türk halkı çağdaş kılığa girmişti. Oysa kara çarşaf hortlayalı yıllar oldu. Kızlan- mızın pek çoğunun başı tür- banlı. Buna rahatlıkla 'siyaset türbanı' diyebilirsiniz. Cadde- lerin, meydanların feslerle ge- lincik tarlasına döndüğünü göreceğimiz günler de gelir... Mustafa Kemal'in "meczup- lar ülkesi olmayacak" dediği Türkiye Cumhuriyeti'nde tari- kat kıyafetlerini sık sık görü- yoruz. Onlann Avrupa'daki uzantılarından Aczmendiler ve diğerleri, Avrupa caddele- rinde Mustafa Kemal'e ve Cumhuriyete söven broşürler dağıtmakla meşgul... Geriye ne kaJdı ki? Evet, Gentizon'un dediği gibi. Mustafa Kemal devrimleriyle Türk toplumu ve Türkiye deri değiştiriyordu, a- ma günümüzde de Türk top- lumunun yeniden deri değiş- tirmesini, neredeyse maş- lah(*) giymesini isteyecekler... öylesine pervasız! TV ekran- lannabakamazolduk. Kasım- paşalı 'Sadrazam'\n ürkütücü sesinden ve 0 ses yüzünden zerre kadar ikna gücü olma- yan garip konuşma üslubun- dan başlayarak üikemizdeki değerier ve üsluplar manzu- mesi hiç alışmadığımız bir metamorfoz yaşıyor. Bu deği- şimde başrol, Mahmutpaşa din işportacılannda. Üslup 0!.. İrtica, terör, soygun ve mafya el ele... Kalabalıklar alabildiği- ne böyle kirleniyor. Mustafa Kemal'in Doğu'yu uyandırdığı hiç kuşku yok ki tarihi bir gerçektir. Kurtuluş Savaşımızı izleyen yıllarda, ni- ce esir milletler bağımsızlık savaşlan verdiler. O yolda ölen askerlerinin ceplerinden Mustafa Kemal'in resimleri çıkmıştı... Bu, emperyalist Batılı devletlerin suratına vu- rulmuş bir şamardı. Şaman vuranlar da, bağımsızlık sa- vaşımızı yaratan ve yaşayan seksen yıl önceki Anadolu halkı ve onun yurdunun bü- yük kurtarıcısıyda. C) Maşlah: Araplara özgü bir tür giysi. ÇİZGtLİK KİMİL MASARACI kamilmasaraci a mynet.com H A R B İ SEMİH POROY semihporoy/ı yahoo.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGE\Ç k_urgenc" yahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇIFTÇÎ bulutbebek <: hotmail.com ,^j 0-üaTM pişirip ' bunca msan. KEDI LEVO •ekonominin âüieldi^in) aptulKa hotmail.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ .30 Mart ictiit.mumtaz-arikan.com CAR. AlASftfYf SATfYOR! 1867 'De St/SuM, KUSYA, KUZEY AM£- , SÖZ. K£>\1UŞU EM/ş/ ALASKA'OA /7L7YA/ SUUIN- SEUS4EO V MA/ZU Çf-MASt, IPA£AZtUĞU GAKCAR./A/DAN CSas.UA/a 7OP- ! GÖRÜŞ TURKKAYA ATAOV Suikast ve Gelecek Ahmet Yasin'in ve ayrıca Gazze'de yedi Filistinli- nin, Israil Başbakanı Ariel Şaron'un önderliğinde ta- sarlanarak devletçe öldürülmeleri gelecek için ona- rılması çok güç ya da olanaksız yaralar açmıştır. Çok daha fazla Filistinlinin yaşamından olduğu karşılıklı kı- yımın büyük zararlan üstüne gereğince yazdığımız ka- nısındayım. Israil güvenlik güçleri, sivıl Yahudi yerleş- meleri. Hamas ve benzeri örgütler ve kimi Filistinliler bundan kendilerıne düşen payı çıkaımalılar. Ancak, son olay barbarca bir devlet cinayetidir. Söz konusu kişi tekerlekli sandalyede ömür tüketen hastalıklı ve çok yaşlı biridir. Sabah namazından sonra camiden çıkarken öldürülmüştür. önce, en yüksek düzeydeki resmi makamın düzen- lemesi açık bir devlet terorizmidir. israil işgal gücü- nüri başındakiler, sivil karar- vericiler ve buyruk uy- gulayanlar olsun, Cenevre Antlaşmalan ve uluslara- rası ceza yasalarına göre kişisel olarak da suç işle- mişlerdir ve muhakemeleri söz konusudur. Israil dev- leti, 1998 Roma Statüsüyle temellen atılan ve 2OO2'de yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne kar- şı yedi olumsuz oydan birini vermişse de. ulusallık- üstü niteliğiyle dikkati çeken ve dünya çapında bir ce- za kurumu olan bu yansız mahkemenin, gerekli gör- düğü konuları ele alma yetkisi vardır. Bu durumda, 0- lay muhakeme konusu yapılabilir. ABD'nin böylesi- ne açık bir terörist kandökümünde bile, kanatlan al- tına aldığı Israil'i, BM Güvenlik Konseyi'nde veto ay- ncalığı ve/ya da konuyu mahkeme gündeminde son- suza dek erteletmek gibi yollardan koruyacağı akla geliyor. Ancak, olayın başka olası sonuçları yıkımın geniş boyutlannı göstermeye yeter. Hedefteki kişinin sağlık yönüyle zavallılığı ve suikast sahnesi, girişimin aktöreden ayrıca uzak ve korkak- ça bir eylem olduğunu da gösteriyor. Istanbul'daki havralara saldmlması gibi. (srailli çocuklan götüren okul otobüsüne yapılan saldınlar da mide bulandın- cıydı. öte yandan, Ahmet Yasin'in kışiliğinde Müslü- man dünyasının kendini saldırıya uğramış gibi du- yumsadığına ilişkin işaretler var. Tüm Ortadoğu ve Müslüman dünyası Batı'ya ve onun simgelediği kav- ramlara bir kez daha yabancılaşmış ve bölge dünden çok daha fazla çalkantılar içine atılmıştır. Karşılıklı gö- rüşme ve işbirliği çabalan onanlması zoryenı yaralar almıştır. Ortadoğu'da banş süreci, bölgenin gelece- ği, giderek dünyada durulma koyu karanlığa doğru gidiyor. Olayın kınanması yeterli değildir. Müslümanların gözünde, bir din ıleri geleni cami önünde önceden tasarlanmış saldın sonunda canından olmuştur. Üs- telik, saldın işgalci devletin ileri gelenlerince işgal edil- miş toprakta gerçekleştirilmiştir. Uluslararası toplu- mun bu durumda yapacakları olmalıdır. BM, konuyu mutlaka ele almalıdır. Banşı tehlikeye atan bir olay ol- duğu için Güvenlik Konseyi (BM Ant., M. 99 gereğin- ce) BM Genel Sekreteri'nin ya da herhangi bir üye- nin başvurusuyla konuya eğilebilir. Israil'i suçlaya- cak ve en azından ekonomik yaptırımlar öngörecek bir karara Amerikan vetosu karşı çıkar ve tartışma bu organda tıkanıp kalırsa, aynı konu, 1950 tarıhli "Ba- nş İçin Birieşme" karan gereğince, Genel Kurul'da hemen ele alınabilir. Başka uluslararası kuruluşların da izleyici kalmaması gerekir. Bunlar içinde ilk akla gelen Arap Birliği'dir. Böylesine açık bir suç olayında en azından Arap Birliği'nin ortak ve kararlı variık gös- termesi gerekir. Bunu da yapamazsa, Israil ve Ame- rika karşısında, sözde bile kalsa, bağımsız eylem gü- cünü tümüyle yitirdiğini bir daha göstermış otacaktır. Ancak, konu tüm uluslararası toplumu ilgilendiren öl- çüdedir. ilk adım Güvenlik Konseyi'nin ivedilikle top- lanması, onu Genel Kurul'un izlemesidir. B U U V I A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/Zanf, kıbar, güzel gıyüı- miş... Bir no- 2 ta. 2/ Iskam- 3 bilde koz... Avrupa'da birçok spor 5 kulübünün ad olarak aldığ "hızlı, sürat- li" anlamında sözcük. 3/Sa- 9 çı dökülmüş olankimse.4/Üstten sağa doğru eğık olan basımharfi... Birno- ta. 5/ Bedene ege- men olma yoluyla ruhsal yaşama da egemen olunabile- ceğine inanılan Hint çilecılığı... Yapıt. 6/ 8 I Gözde sanya çalar 9 | kçstanerengi... "Her çiçekten bal eyledik ' —"ya saydılar bizi" (Pir Sultan Abdal). 7/Keman gibi omuzadayanarakçalınanyaylıçalgı...Birilimiz. 8/ Toprak altında yetişen yumru biçiminde man- tar. 9/ Japon lirik dramı... Berabennde yağmur getirmeyen güçlü fırtına. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Aşılması gereken evreler bütünü olarak ele alı- nan meslek yaşamı. 2/Argoda esrar... îspanya'da bir kent. 3/ Osmanlı donanmasında bahriye top- çulanna verilen ad. 4/Kanşık renkli... Avnstral- ya'da yaşayan bir cins devekuşu. 5/Yeryüzüyle il- gili... Kiraya verilerek gelir getiren mülk. 6/Ki- reçtaşı... Lantan elementinin sımgesi. 7/Eski dil- de ayak... Tedavide kullanılmak üzere içine belir- li miktarda ilaç katılan etkisiz madde. 8/ Ağaçsız yerlerde, kuş geçimi mevsiminde dikilen ve üs- tüne ökse yerleştirilen ağaç... Maksim Gorki'nin bir romanı. 9/ "'Suya düşeni — yakmaz" (Kara- caoğlan)... Cerahat. AMTDMIfVIA TURIZIVI SARAYBOSNA (22 - 25 Nısam 2 5 0 EUTO (23-25Nsanj 195 ElTO (22 - 25 Nısan; ,2 2 .2 5N ı s a n 2 1 5 milyon R 230mflyonTL GELİBOLU - AKCAKOCA - ASSOS MUDANYA TRILYE (3 - 4 Nısan) (22 25 Nsan 2 1 5 müypn TL 135 miyon TL 4 Nısan Pazar EDIRNE Rehber: Dr Haluk Çetınkaya 60 Milyon TL Tel: (0212) 244 80 44 - (0532) 262 36 03
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear