Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 30 MART 2004 SA
14 JVUJLiJ. U i C kultur@cumhuriyet.com.tr
TİYA TRO DÜNYASINDAN DtKMEN GÜRÜN YAZL ODASI
Birkitap: Tiyatrodamekânve insanTiyatro sana&cısı \ihal G. Koldaş ta-
raftndan yazılaj» 'Tîyatroda Mekân ve
însan' tiyatrorauzun önde gelen isim-
lerinden Metim Denizin sahne tasa-
nmcıst ve yöne*nen olarak gerçekleş-
tirdiği çalışmajLar üzenne bir incele-
me. Kitap. Metzin Deniz'in tiyatro sa-
natına bakışını ~ve tasanmlannı belge-
lemenin ötesiru«ie Türk tiyatrosunun
pek çok açıdan en parlak yıllarını da
kapsıyor.
Düşünsel altryapı
Bu özellıklerinin ötesinde. 'Tiyat-
roda Mekân ve İnsan' sahne tasanm-
cısının metinle, ı-nekânla, mekânın açı-
hmlanyla, dönemle kurdugu yoğun
ilişkımn düşünc^ ve duyguyla beslen-
mesinın kaçmıbraazlığını vurguluyor
Bu açıdan bakıldığında kitap, tasanm-
cının ele aldığı yapıtın düşünsel alrya-
pısını irdeleyen, tartışan yaklaşımına
yönelik birincelemedir aynı zamanda.
Metin Denız. "Tiyatro, sınırlan çizü-
miş bir boşiukta seyirci ile oyuncunun
buluşmasıdır. B u sınırlan çizen de dü-
şünsel anlamda mıetin, fıziksel anlam-
da rnekândır" derken mekânı (yaratı-
Jan alaru yeri) me*ıi destekJeyen bir un-
surdeğil, bütünün birparçası olarak de-
ğerlendirir. Bu dunım, sanki metrun me-
kâna/mekânda ya-zılımıdır. "(Tasanm-
cı) Elde ettiği buhgulan oyunun ve reji-
nin ana düşüncesinin gerektirdiği bir
biçimde elemeye. yorumJamaya ve so-
yutfamaya tabi nuttuğunda elde edile-
cek görsel tasanm, oyunla bûiikte ne-
fes alıpveren, oyuuıcıilann aksiyonu ile
bütünkşen,kendi başına bir kinıliği ve
armosferi olan bLr mekâna dönüş.ür.*'
Tiyatro mekân ı, sahnede yer aiacak
mimari tasanmlau-dan önce, düşünce-
de oluşan bir mekândır. Düşüncenin
uzantısıdır. "Hayaön o mekânlardaki
anlatımı gerçek hayata uygunluk gös-
terirken üç boyutJu gerçek bir mahke-
moı olduğu gibi yansrtmayı amaçla-
dıgim ve 'sahte' biradaletmekanizma-
snıngösteriJdiğifc>ir mekân 'dekor'du.
Peter
Ustinov
öldüCENIVRE (AA) - Oscar
ödüllt İngiliz oyuncu Sir
Peter tstinav (82) öldü. Ünlü
oyuncanun bir yakın
arkadaşı, Ustinov'un,
pazar gecesi yıllardır
yaşadığı İsviçre'de
hayata gözlerini yumduğunu
söyledı. Ancak, Ustinov'un
nedenöidüğü konusunda
bilgı \erilmedi. Ustinov, bir
Rus sanatçı anne ile bir
gazeteci babanm tek çocuğu
olarak Londra'da 16Nisan
1921 *<fe dünyaya geldi.
İngiliz dışında Isviçreli,
Etıyopyalı, îtalyan ve Fransız
kanı taşıdığmı ıddia eden
Ustinov; 16 yaşında okulu
terketn. Ustinov'un 19
yaşındiyken ılk oyunu
Londra'da sahnelendi.
Ustina.. 60 yılhk sanat
hayatırda 'EmperorNero' ve
'Hercule Poirot' gibı çeşitli
filmlerie rol aldı. Peter
Ustino. 1960'lıyıllarda
'Spartjcus' ve 'Topkapı'
fılmlerndeki yardımcı erkek
rollerİAİe Oscar ödülü
lcazanct BM Çocuklara
Yardırr.Fonu'nun (UNICEF)
iyi nıyet elçisi olan
t'stino\ yakın zamanda
'Loreraıo'nun Yağı'
Filminıceki doktor rolünü
oynarmıştı.
1• "Tiyatro, sınırlan çizilmiş bir boşlukıa seyirci
ile oyuncunun buluşmasıdır. Bu sınırlan çizen de
düşünsel anlamda metin, fıziksel anlamda
mekândır."
Zemberek'te yansıtmayı amaçladı-
ğını ana düşünce buydu. Bu ne kadar
seyircıde karşıbğını buldu bümiyorum,
anıahâlâbutasanmıheyeeanmkibu-
luyonım."
Malzeme kullanımı ve teknolojl
Yoğun bir araştırma ürünü olan ki-
tapta, Nihal G. Koldaş sahne üzenn-
de lcullanılan malzemenin oyuncu ile
ilişkisi üzerinde durur ve bu ilişkinin
teatral alanı oluşturduğunu belirtir,
Metin Deniz'in malzeme kullanımına
dıkkat çeker ve bunu 'nesnelerin ko-
lajı' olarak nitelendirir. Metin Deniz.
tiyatroda akJa gelebilecek her türlü
malzemeyi kullanan bir tasanmcıdır.
"Tiyatroda mekân tasanmında üç
önemli şey vardır ki tiyatro nerede ve
hangi koşullarda vapılırsa yapılsın bu
üç temeJ taş kuDanılnuştır: Bez, ip, ma-
kara. Isterklasik İtahan sahneandekul-
lanılsuı,isteraçıkalanlarda, bu üç mal-
zemefleseyirciyi her defasında şaşırt-
mak ve yaratıcı kılmak mümkün. Bez
çok değişken bir malzeme. tp de onun
değişikliğine yardımcı. Makara iseca-
zibedir. büvüdür. Denizciliğin de ana
malzemesidirbunlar... Uzun deniz yo(-
culuklan bu üç malzemenin kuUanıl-
dığı tekniklere dayanılarak > apılırdı...
Tiyatro da bir yolculuk... ve onun da
kendine özgü riskleri \ar..."
Metin Deniz'in tiyatroda teknolo-
jiyi de biryorum biçımi oiarak düşün-
mesi özellikle günümüz tiyatrosunda
gözlemlenen farklı yaklaşımJar açısın-
dan önemlidir. Taıih boyuncatiimsa-
natlan hiçbirkompleks du\7naksıztn,
korkusuzca kullanabilen tiyatronun
çağdaş sanata ya da teknolojiye sırn-
nı dönmesi düşünülemez. Asn insan
oian bu sanatkohuıun en kökhi güven-
cesi, izleyicisinin jaratıcıbğı \e yaran-
cılığa gereksüıimidir. Çağdaş fekno-
lojiKyaşama bağunhhknasıl insan için
\'azgeçilmez boyutta ise thatro için de
teknoloji a>nı ölçüde vazgccilnıez bo-
vuttadu". Ancak bu teknoloji, riyatro-
yu oluşruran birimJer tarafindan bir
anlatirn adına secilebilir ya da redde-
dilebiür."
Yönetmenllk
Tiyatroda Mekân ve Fnsan'da Me-
tin Deniz'in yönetmen olarak yaptığı
çalışmalara da yer \erilır. Yorumlan
arasında 1975"teŞehırTiyatrolan'nda
sahneye koyduğu "Galile'nin Yaşamı'
•çokiddialı birproje' olarak öne çıkar.
Bu yapıt, 'Sezuan'ın Ki lnsanı'ndan
sonra Şehır Tıyatrolan'nda sahneye
konulan ikincı Brecht o>ıınudur Bu-
nun ötesinde. başanlı yorumu. bu yo-
rumla örtüşen sahne tasanmı \ e oyun-
culuklardaki tıtız performansla da akıl-
larda yer eden bir yapıttır 'Galile'nin
Vaşamr Çünkü "Bugüne kadardene-
nen Bertolt Brecht yapırJanndan bize
kalan en büyük miras. tiyatro politika-
sına incecikbir iple bağü kocaman bir
değirnientaşındânbaşkabirşe> değil-
ÖL Önce bu ağır taşı oradan indirip
öylesürdürüldü bu çahşmalar. Oyunun
deneme süresüıde cmek. akıl >e yete-
neklerimiz içerisinde esirgenmedi..."
'Tiyatroda Mekan \e İnsan' Metin
Deniz'in tasanmlanndakı düşünsel
altyapının, temel hareket noktalannın:
insanın ınsanla. ınsanın mekanla,
mekanın zamanla ılişkisinin altını
çizen ve bunu yaparken okuyucuyu
tiyatro sanatının zengin dünyasına
çeken bir kitap.
OSCAR ÖDÜLLÜ OYUNCU
Almula Merter yeni mekana, farklı projelerle kültür merkezi niteliği de kazandırmayı amaçlıyor
Çığır Sahne 2 Nisan'da açıhyor
SELCENAKSEL
Almula Merter \e kurucusu oldu-
ğu Thatro FU, 2 Nisan "dan başlayarak
ÇığırSahne de seyircisiyle buluşacak.
Bir buçuk yıl önce Merter tarafindan
kurulan ve farklı çızgideki oyunlany-
la gündeme gelen topluluk, yeni oyun-
lan Hamam la sahnenin açılışını ya-
pacak.
Bugüne dek İstanbul'da çeşitli sa-
loniarda oynayan topluluğun kalıcı
sahnesı olacak Çığır Sahne'nın ise ye-
niden seyirci ve topluluklan ağırla-
mak için hazırlıklan sürüyor. Daha
önce HakJun Dormen Tîyatrosu ve
İdil Sineması olarak hizmet verilen
binayı devralan Merter'ın bu kararı
almasının nedenleri birden fazla, ama-
cı yalnızca kendi tıyatrosunu kurmak
değil İlk iki ONIUIU, Vajina Monolog-
lan \e Dövme'yi başta Hadi Çaman
Tiyatrosu olmak üzere çeşitli sahne-
lerde oynadıklarını hatırlatan Merter.
yaşadığı sıkıntılar nedeniyle \ e sanat
adına gerçekleştirmek istedıkleri doğ-
rultusunda kendi tıyatrosunu kurma-
ya kararverdiğiru söylüyor. "SaJonki-
ralıyor.başka tryiatrolardangünaJnor-
dum. .\ma sıkıntılar yasamıyor değtf-
dim. Yaıthma oisalar da doğal olarak,
herkesin kendine göre kurallan ve
programı var. Eski Haldun Dormen
Tivatrosu hakkında bilgim \ardi. lo-
sa süreöetoparlanabiiecek haldeoidu-
ğunu gördüm. Bunun üzerine hemen
bir anlaşma yaptım bina sahibi>Je ve
uzun süreüğine kiraladım."
Bir kültür merlcezi...
Merter'ın amacı, yalnızca birtiyat-
ro salonu oluşturmak değU. "Orası bir
"külür merkezi" olacak" diyor... Ba-
bası, tiyatrocu FerdiMerter'in de yıl-
lar öncesinden beri böyle bir merkez
kurmaja istemiş olduğunu, böyiece
onun da gerçekleştirmek ıstediİderi-
ne ulaşabileceğinı sö>'lüyor. Böylesi
bir gırişimin birçok zorluğu olduğu
bilse de, insanın bü>-ük hayallenn pe-
şinde olduğunda, ayru ölçüderiskal-
ması gerektiğini de iyi bilıyor Mer-
ter. "Tüm zoriuklara rağmen bu pro-
je benim için çok önemli olduğundaa,
hiç düşünmeden girijtinı. Bana des-
tek olan kişiler oldu, kültür merkezi
fikri de oldukça ilgi gördü. Beni çok
mudu eden bir yönü de eski Haldun
Dormen sahnesi olması ve açümasıy-
la biriikte binanın 50. sanat yılına gi-
recek olmasj."
Çığır Sahne'nin, özellikJe yeni isim-
Lopluluk, ekim ayından başlayarak saat 24.00 'teki
temsillerde, 'korku tiyatrosu 'nda Agatha Chhstie 'den
oyunlar sahneleyecek. Yîne mevsim başında, üç yeni oyunun
daha hazırhklarının tamamlanmış olacağım, bu kez ikisinin
kadın odakh oyunlardan seçilmeyeceğini belirtiyor Merter.
Almula Merter ve Ferdi Merter Çığ Sahne'de biriikte çahşacaklar.
lere genç oyunculara açık olduğunu be-
lirtiyorMerter. "Farkhprojeleredeaçık
olacağı/, özellikle yeoi insanlarü çaJış-
makKthonun, çünkü önleri çoğunluk-
la kesühor. Denevimli, \ ıllarını bu sa-
nata vermişolanlar,yeni mezun olan ti-
yafrocular. okullu olnıasa da tiyatro
yapmak istevenler™ Tiyıatromu kirala-
mak iste>enler._ Benim yaşadığını so-
runlarla, kimse karşılaşmasın istho-
rum."
Önyargısız yaklagmak
Nisan ayında Çığır Sahne'ye 'kül-
tür merkezi' kimliğini kazandıracak
olan etkinliklerden ilk ikisi başlıyor.
'Ses ve Beden Dfli' ve 'Dans' atölye-
leri. Yine çok yakın zamanda, mayıs
ayında da konservatuvar giriş smav-
larına hazırlanmak ısteyenler için ça-
lışmalara başlanacak.
Topluluğun repertuvannda da yeni-
Iikler söz konusu olacak. Ekim ayın-
dan başlayarak saat 24.00'teki temsil-
lerde. topluluk "korku tiyatrosu'nda
Agatha Christie"den oyunlar sahnele-
yecek. Yine mevsim başında. üç yeni
oyunun daha hazuiıklannın tamam-
lanmış olacağım, bu kez ikisinin kadın
odaklı oyunlardan seçilmeyeceğini be-
lirtiyor Merter.
680 kişilik salonuyla. farklı boyut-
larda olanakiar sunan bir merkeze dö-
nüştüreceği Çığır Sahne "de, o>-un izle-
meye gelen ana-babalan düşünerek bir
de "çocuk odası' hazırlanıyor. Dene-
yimli bir 'ablanın' gözetıminde ola-
cak çocuklar ıçın. ilgılerini çekecek
çizgi fıim gösterimi gıbi etkinliklere yer
verilecek.
"Amacım hiçbir zaman salt günde-
me geonek.gişe başansıolmadı. Oyıın-
larunı seçerken de bu geçeriiydi."
Önyargılardan annmış bir yaklaşı-
mı tercih ettığıni vurgulayan Merter,
görüşünü paylaşan \ e bu oluşumun
içindeyeralmak ısteyen kışilerle ça-
lışmanın kendisıne mutluluk verece-
ğinin altım çizıyor.
Akbank
piyano
günleriKültür Servisi - Akbank
Kültür Sanat Merkezi'nin
mart ayı boyunca
gerçekJeştirdiği 'Piyano
Günleri' kapsamında
bugün saat 20.00'de
Zevnep Üçbaşaran'ın
konsen yer alıyor.
Yükseköğrenimirü
Budapeşte Franz Liszt
Müzık Akademisi'nde
tamamlayan Üçbaşaran,
konser sanatçısı
diploması aldıktan
sonra 1994
yılına kadar
lisansüstü
çalışmalannı
Almanya'da
sürdürdü.
Çeşitli
yanşmalarda
ödüller alan
Üçbaşaran.
solist olarak Türkiye
dışında Macaristan,
Almanya,
Mısır, Slovenya ve
ABD'de resitaller verdi.
2002 yılırun araldc
ayında Mısır'ın İskenderiye
kentindeki Yeni Kürüphane
ve Kültür Merkezi'nde
verdiği resıtalde Schubert
ve Liszt'in yapıtlannın
yanında Adnan Sa>gun'un
yapıtlannı da seslendirdi.
2002 ve 2003 yıllannda
kaydettiği 'Santa Barbara
Liszt Albüm've '\lrtuozo
Schubert'adh CD'lerı
hem ABD, hem de
Avrupa'da çok olumlu
eleştinler aldı. Zeynep
Üçbaşaran'ın son
CD'sı 'Liszt/Sonata in
B-nünor' Eroica
Classical Recordings
tarafindan 2003 yılı
sonunda yayımlandı.
SELtM İLERİ
'Gülen Ada'
Halikarnas Balıkçısı'nm öykülerini, rornanlar
nı, söyleşilerini okudunuz mu?
Okumadım diyorlar, özellikle genç edebiyatse
verler.
Edebıyattarihçileri, eleştırmenler, zaman zama;
tersini ileri sürse bile; Halikarnas Balıkçısı. Türk ede
bıyatınrn en büyük üslupçulanndan biriydi. Dü-
şüncelerini, savlannı tartışabiliriz. Üslubu ise do-
kunulmazlığını, hatta erişilmezliğini koruyor.
Düzyazıda gizli bir şair...
Mavi Sürgün'de erden bir deniz kıyısı kasabası
olarak gördüğü, betimlediği Bodrum, bugünkü
cinnetinden ıylce uzak, eski bir Bodrum. O eski Bod-
rum'u galibayalnız Halikarnas Balfkçısı'ndan oku-
yabıliriz.
Sürgüne gönderilen sanatçı, ta tepelerden. ka-
sabayı ve kıyı şeridini görünce, yeni hayatının baş-
lamak üzere olduğunu hemen duyumsar. Renkler,
bildiğı renkler değildir.
Bu renk cümbüşü coğrafyayı baştan sona tılsım-
la donatmıştır. Sonra ses bir öğe olarak belirir:
Ses, Halikarnas Balıkçısı'nm edebıyatında canlı
bir organizma sayılrnalıdır.
öyle hikâyelerinı hatıriıyorum kı, biryandan renk-
lerle büyülenirken, bir yandan da denızın, rüzgâ-
nn, dalganın, uğultunun, kuş kanadının çıkardığı
sesın sesleriyie donanmışımdır.
Bir kitabına adını veren "Gülen Ada " handiyse
üç boyutlu bir hikâyedir. Üstelik bu küçük ada
canlanır, konuşur, kahkahalar atar, asrî bir zengı-
ni horlar, toprağından kovar, Deli Davut'la sevı-
şir...
'Çevre korumacılık' konusunda gerçekten du-
yarfı davranılsa, "Gülen Ada" bir manifesto gıbi
yüksek sesle okunacak bir metindir.
Yazıldığı tarih göz önüne alındığında, bir keha-
net sayılabılir.
Hiç olmazsa, o zamanlar, ktyıtar. denız serpintı-
sı adalar henüz bunca asrîzenginın, kapkaçç/nın,
yapsatçının elıne geçmış değildı. Ama Halikarnas
Balıkçısı 'köşeyı dönen bu kışilenn ancak yağma-
cılara yaraşır gözü dönüklükle doğayı yok edecek-
lerini algılıyor, çok incelikli bıröyküyle aktanyordu.
"Gülen Ada" umutla noktalanır. Çünkü doğa
kendinı savunmuştur.
Bu şairce ıncelik, gerçek hayatta yazık kı solu-
yamıyor. Doğa, yağmacı çapaçulcunun eline ge-
çınce, hepi topu otuz kırk yıl ıçinde yok ediliyor.
Şımdı, git gıt kirienen denizı, soluk alınamaz kı-
yılarıyla o şerit ve uzantısı, koylar, tepeler, her yer
bir konut mezarlığı, cınnet beldesı, eşı görülme-
dik bir kâbus yöresi.
Okullanmızda okutulan ders kitaplan, gömdü-
ğümüz değıl, yaşadığımız hayata açık olabilsey-
di, "Gülen Ada" seçkin bir metin olarak okutulur,
genç insana doğa sevgisi aşılayabilirdı.
Halikarnas Balıkçısı, bazı ders kitaplanna ancak
kıyısından köşesinden girebilmiş, biriki sayfaya hap-
sedilmiş, eseri günümüze açılamamış bir yazar...
Halikarnas Balıkçısı'nm savlan demiştim: Ana-
dolu uygarlığını çok uzak bir geçmişe bağlama is-
teği. Zamanında olumsuz yönde eleştirildi.
Bugün o savlar da şairce geliyor bana, incelikli
geliyor. Yaşadığımız toprağın tarihi çevresıni ko-
rumak adına hayli anlamlı.
Edip Cansever çok sevdiğım bir şiirini bu us-
taya adamıştır Şiırde flamalar uçuşur ve gökyüzü
uçsuz bucaksızlık vadisidir. Nıhayet sonrasız bir ba-
rış ve dinginlık belirir.
Işte, Halikarnas Balıkçısı, Anadolu uygarlığını
en eski, çoktanrılı dönemlere bağlarken, belki de
ekınsel birikimin insanoğlunda barış, erinç, son-
suz duyarlık yaratacağına inanıyordu.
Yazarlarımızı bugünün gereksinimleri ve istem-
leriyle okusak, dünlerden seslenseler bile, bize
gün içın nice sırlar söyledıklerini fark edeceğız.
Halikarnas Balıkçısı'nm eseri de okurlar-okurlar
bekliyor!
Öneriler:
Kitap / Huckleberry Finn'in Serüvenleri, Mark
Twain, Nihal Yeğinobalı'nın çevırisi. Can Yayın-
lan.
Ratfyo'dan Nâzım'ın odasına
• Kültür Servisi - Radyo. hayatımıza 19401ı
yıllarda girdi. O sıralarda Nâzım Hikmet 12 yıl
sürecek tutukJuluğunun henüz ılk yıllannı
yaşıvordu. Açık Radyo'da her pazar saat
20.00'de yayımlanan Sadanüvis adlı programda
ikı haftalık özel bir yayınla Nâzım Hikmet'in
radyo yıllanna yer venliyor. Geçen hafta
yayımlanan ilk bölüm, Nâzım'ın mapushanede
geçirdiği yıllarda dinlediği şarkılara aynbnıştı.
Bu hafta ise Nâzım'ın yine aynı dönemde
sözlerini yazdığı opera aryalan ve film
şarkılannın taş plak kayıtlan dinlenebilecek.
Cemal Ünlü'nün hazırlayıp sunduğu program.
taş plaklan, 45'likJeri, bestecileri,
yorumculanyla Türk ses kayıt tarihini
günümüze taşıyor.
ffes Dark Roxy Müzı'k Günleri'
• Kültür Servisi - Müzik dünyasına yeni
yetenekler kazandırmak amacıyla düzenlenen
Efes Dark Roxy Müzik Günleri yanşmasına
katılacak amatörlerden gelen istek
doğnıltusunda son başMuaı 9 Nisan tanhine
kadar uzatıldı. Efes Dark'm desteği ile
gerçekJeştirilen ve birincisıne Elec-Trip Records
tarafindan albüm yapılacak olan yanşmaya
katılacakların, parçalannı 1 Nisan 2004 tanhine
kadar demo CD, MP 3 veya kaset olarak katılım
formu ile biriikte Roxy'ye göndermeleri
gerekiyor. 9. Efes Dark Roxy Müzik Günleri
fınalistleri 26 Nisan 2004 tarihinde açıklanacak
ve 10-13 Mayıs 2004 tarihleri arasında her gece
ön elemeyi geçen 3 topluluk sahneye çıkacak.
Yanşma seçıci kurulu Dinç Toğrol (EMI),
Mehmet Tez (Istanbul Life), Melis Danışmend
(Radikal). Şafak Ongan (Dream T\). Burçin
Acer (Radio Hot), Ömer Ahunbay (Elec-Trip
Records), Murat Hasan (müzisyen). Güven
Erkin Erkal (Radyo D), Alper Alsan (Bağdat
Avenue), Ergin Özler (Deneyevı), Kaan Yüceil
(Roxy Club) ve Taner Öngür'den (Moğollar)
oluşuyor. (0 212 249 13 01)