Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2004 PAZAR
20 PAZAR KONUGU
Tariş'in 16yıldır yönetim hırulu başkanlığını yapan Cahit Çetin'le Türk tarımının dışa bağımlılığını konu
S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU
le^la.tavsanog^u@ cumhuriyetcom.tr
(Jlkemizde tarı^nın hali içler acısı. Ihraç ettiğimizden faz-
iasını ithal ediıvoruz. Bir zamanlar dünvada tarımsal üre-
Tanmc- Biliyorsunuz, T~~ürkiye yeni ve kaygı veri-
cibirdönemdengeçpiyor. llusal değerierin ko-
runması, Cumhuriyet, demokrasi ilkelerine
seygıntn modası g^Çti gö'rünüyor. Sankiye-
rini kaotik bir düzern aldı. İnsanlar da bu ka-
otik dûzeni demokrasi olarak benimsemeye
başladılar gibi. Siz~* bu içinde yaşamaya baş-
ladığımız yeni ortatmı nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
ÇETİN - Hayır, b e n bu değerierin modasının
geçtiğini yada geçerbileceğini hiç düşünmüyo-
rum. Tabii ki Atatüırk ilkelerine ve devrimleri-
ne bağlı kalacağız. A m a her şeyde de Atatürk'ü
öne çıkarmanın Atatürk'ün ismine. kendisine,
temel ilkelerine ve devnmlerine büyük zarar ver-
diğini düşünüyorıun. Bence tannlaştınlmak
Atatürk'ün istemediği bir durumdu.
- Yani sizce bir tdiraftan da Atatürk bezir-
gânlığı mıyapılıyatr?
ÇETtN - Bunu h«ep yaptılar. Herkes Atatürk
adına bir şeyler yapıyor. Sağcısı, solcusu. Ata-
türke karşı olanlar bıle Atatürkçü. Bu toplum-
da yaşayan her kişi gıbi tabıı ki benım de ülke-
mın geleceği hakkjuıda fikirlerim var.
Siyasete bakıyoroz, siyasette insanlar arayış
içinde. Ben en azından şu açıdan umutluyum.
însanlar artık eskisi gibi bir partinin bağnaz ta-
raftan değiller. Insamlann her seçimde artık kit-
lesel olarak bir partıden öbürüne yer değiştir-
diklerini görüyomz ki bu da arayış içinde ol-
duklannı doğruluyor.
Slyasl terclh arayışta
- Peki, insanlar neden hızlı biçimde bir si-
yasi tercihten öbürüne kayıyor, sizce?
ÇETtN - Dediğim gibi, burada bir arayış var.
Türkiye'de Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip
merkez sağ ve merîkez sol partiler var. Hepimiz
biliyonız ki sağ ve sol bakış açılan ekonomik
görüşlerdir. Bütün siyasi doktrinler aslında eko-
nomik doktrinlerdir.
Ama bizim ülkenin toplumsal yapısında sağ-
cılar daha dindar, solcular ıse daha az dinine bağ-
lı olarak algılanmıştır. Bu inanış yavaş ya\
r
aş aşı-
lıyor.
- Yalnız, gîknüm üzde artık sağ ve sol ideolo-
jiler arasındaki makas ciddi olarak kapanmı-
yor mu?
ÇETİN-Kapanıyor. Hem de çok ciddi biçim-
de. Çünkü artık bütün dünyada geçerli olan ser-
best piyasa ekonomisidir. Bu durumda hâlâ
devletçilikte ısrarlı olursanız bütün dünyada
yalnızlığa itilirsiniz. Bu, küreselleşmenin ge-
reğidir.
Bakın, Çin Halk Cumhuriyeti bile serbest pi-
yasa ekonomisi uyguluyor. Belki aşın devlet-
çılik bir geçiş dönemi için gerekliydi.
Türkiye. her türlü olumsuzluğa rağmen de-
mokrasiyi çok çabuk hazmetti. Ama Batı'da
yaşanan reform ve Rönesans aşamalanndan
Türkiye nin de geçmesi gerektiğini aynca dü-
şünüyorum.
Mekanlk sanayli durgun
- Bu noktada sizin esas ilgi alamnıza iliş-
Idn bir sorıt sormak istiyorum. Sizce Türki-
ye'de tarım neden bu denli ihmal edildi? Bu-
gün tarım satış kooperatiflerinin durumu ne-
dir?
ÇETİN - Çok güzel bir noktaya temas etti-
niz. Türkiye tanm üretiminde kendi ihtiyacını
karşılayabilem enderülkelerden birisiydi. Bir de
Türkiye'de tanma dayalı ciddi bir sanayi var. Bu-
run lokomotıfi de tekstil sektörüdür.
Bunun dışında daha pek çok sektörü sayabi-
ITİZ. Bir defc>ununkatma değeri, ihracat potan-
syeli ve dünryada Türk ürünlerinin marka imaj -
lın var. Taramsal faaliyetler için bir de meka-
rik sanayii çok önemli. Yani traktör, ekipman,
detler. tohum ekme makinesi gibi...
Yalnız, dittkatirni bir şey çekti. Üç yıldır İz-
nir Fuan'nda tanmsal mekanik aletlerin satıl-
nadığını gÖTÜyorum. Bu da insanlann artık ta-
ıma yatırırn yapacak standardı tutturamadık-
annı gösteriyor.
Bugün ülfece mısır. şeker, sarmısak ithal edi-
;or. Bu hadise tamamıyla ekonomik verilere da-
^andınlıyor. Diyorlar ki, dışardan daha ucuza
ıhal ediliycvT. dolayısıyla da bu ülke ekonomi-
i için faydaiıdır. Bu tamamıyla yanlış bir kav-
timde kendi kendine yetebilen ender ülkeler arasında gös-
terilen Türkiye artık o noktada değil. Tarım satış koopera-
tiflerinin bir kısmı can çekişiyor. Tarımda devlet sübvan-
siyonu sıfırlandı. Ayakta kalmayı başarabilen kooperaîif-
lerden birisi de Tariş. Tariş'in 16 yıldır yönetim kurulıı
• t
aguçiu
CAHİT ÇETtN
ramdır. Böyle şey olmaz. Bu mantık Türkiye'de
giderek tanmsal faaliyetleri yok ediyor ve köy-
den kente hücumu hızlandınyor. İşte, Istan-
bul'un nüfusunun 15 milyon oluşu gibi...
- Bunun arkasından başka sorunlar da or-
taya çıkmtyor mu?
ÇETtN - Terör, eğıtim, ahlak. altyapı sorun-
lan... Her şey beraberinde geliyor.
Bakın. AB'nin 101 milyarEuro'luktopluluk
bütçesinin yüzde 45'i olan 43 milyar Euro ta-
nmsal sübvansiyona aynhyor. Öte yandan AB 'de
toplam nüfus içinde tanm nüfusu oranı yüzde
beş.
ABD'nin tarım stratejisl
- Sizce AB bu yüzde beş oranındaki tarım
nüfusunu topluluk bütçesinin yüzde 45 'iyle
neden sübvanse ediyor?
ÇETİN- Bunun arkasında stratejik bir neden
var. Çünkü AB sanayideki hâkimiyetinı tanm-
sal üretımde de ortaya koyup bizim gibi ülke-
leri hem sanayide hem de tanmda bağımlı ha-
le getiriyor.
Onlar da 43 milyar Euro'ya tanm sektörünü
sübvanse edeceklerine bizim yaptığımız gibi,
şekerpancan üretimi bıze pahalıya mal oluyor,
gerekçesıyle pekâlâ tanm ürünlenni ithal etme
yoluna gidebilirler. Niye bunu yapmıyorlar?
Üç liraya sattıklan bir ürünü 10 liraya mal edi-
Ortaöğrenimini Edremit Lisesi'nde,
yükseköğrenimini A C Dil ve
Tarih-Coğrajya Fakültesi Beşeri ve
Ekonomik Coğrafya Kürsüsü 'nde
tamamladı. Üniversiteden mezuniyet
tezi "Edremit ve Çevresinde
Zeytincilik, Zeytin Ürününün
Değerlendirilmesi ve Türk
Ekonomisindeki Yeri" idi. 1984'te
Tariş Genel Müdiirlüğü tarafından
Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nde
başkan olarak göreve çağnldı. 1985'te
de zeytinyağı üreticilerinin oylarıyla
seçimli genel kuruldan başkan olarak
çıktu 1990 seçimlerinde aday olmadı.
Ama 1994'te üreticilerin istekleriyle
yeniden başkanlığa çağnldı. O
tarihten bu yana da başkanhk
görevini sürdürüyor.
yorlar. Adamlar akılsız mı ki bunu yapıyorlar?
Tanma büyük sübvansiyon verdikten sonra
tanm ürünlerini çok ucuz fiyatlarla Türkiye gi-
bi ülkelere satıyorlar; böylece de bizlenn tanm-
sal faaliyetlerimizi çıkmaza sokuyorlar. Bu ta-
mamıyla belirli bir stratejik davranış biçimi.
Tatlandırıcılar ve Türkiye
- Şeker Yasası 'na, biliyorsunuz, bir de ya-
pay tatlandırıcılar kotası eklendu Oysa artık
bütün dünyada buyapay tatlandırıcıların çok
tehlikeli ve öldürücü hastalıklara yol açtık-
ları saptandu Biz bu yolda kararlar alarak bir
anlamda cinayet mi işlemeye çalışıyoruz?
Devletlerin, hükümetlerin anayasalgö'revle-
rinden birisi de halkın sağlığını korumak de-
ğil midir?
ÇETtN -Aspartam. bir de Sakann denilen ya-
pay tatlandıncı maddeler var. Bunlann kanse-
rojen özellikleri olduğu hep söylenir.
Dünyada diyabet diye bir hastalık var ve di-
yabet hastalannın yapay tatlandıncılar kullan-
malan gerekebilir. Ama diyabet hastası olma-
yanlar da zayıflamak için bu maddeleri kulla-
nıyorlar.
Bakın. Çernobil patlamasından sonra Türki-
ye nükleer serpintilerden çok fazla etkılenmiş-
ken o zamanki ticaret bakanının. "Bakm, bir şey
ohnuyor'' diye halkın önünde çaylan ıçtiğinı de
başkanlığını yürüten Cahit Çetin 'le bir araya geldik. Ya-
şamının en büyük ideali "bütün dünyayı zeytin ağaçlarıy-
la kaplatmak" olan Çetin 'le ülke tarımının bugünkü duru-
munu, dışa bağımlıhğın geldiği noktayı ve çıkış yollarını
konuştuk.
'Borç
alan
buyruk da alır1
- Peki, bu tuzağı görebilecek miyiz?
ÇE1İN - Bence görüyorlar. Geçenlerde
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde
"Kooperatifçüik ve Türkiye Tannu"
konulu bir konferans verdim.
Öğrencılerden birisi bana. "Siz bunlan
söylüyorsunuz da Türkiye'vi yönetenler
bunlan bilmiyor mu" diye sordu.
Biliyorlar. Size tarihten bir olayı
anlatayım:
Lehistan Kıralı. Dördüncü Murat'tan borç
para istemış. Dördüncü Murat hemen
sadrazama emretmış:
"Lala, krala ne kadar borç tstivorsa ver."
Sadrazam hazınede hiç para olmadığını
söyleyince, Dördüncü Murat. "Bul
buluştur, ver. Borç alan buyruk da alır."
demış. Mesele bu.
Biz IMF'den borç ahyoruz. Demek ki
ondan borç ahyorsak bu>Tuk da ahyoruz.
Bakın. 5"?. Hükümet'in niyet mektubunun
birinci koşulu tanmda sübvansiyonlann
kaldınlmasıdır. Ekonomik bağımsızhğınız
yoksa siyasal bağımsızlık ve özgürlükten
söz edemezsinız. Bu ülke bile bile bu
ruzağa düşüyor. Çünkü IMF'den borç
alabilmenin şartı bu. Bunlar biliniyor, ama
ne çare ki borç alan buyruk da alıyor.
- Çıkış yolu nedir?
ÇETTN - Bu ülkenin çok zengin doğal
kaynaklan var. Çok cıddı biçimde kendi
kaynaklanmıza yönelerek güçlü olmanın
çarelerini aramak zorundayız.
•Son kaleler
1
satıldı
- Tanm satış kooperatifleri Türkiye
tarımının son kaleleri. Bunlann
durumlarıyla ilgili bize bilgi verir
misiniz?
ÇETtN -Nerede Atatürk'ün kurduğu Zirai
Donatım Kurumu? Tanma destek veren
Türkiye'deki bütün sıstemler de\Te dışı
oldu. Nerede Et ve Balık Kurumu? Nerede
Süt Endüstrisi Kurumu?
- Hepsi satıldı...
ÇETTN - Evet. ne acıdır ki hepsi satıldı.
57. Hükümet'in niyet mektubunda tanm
satış kooperatiflerinin özerkleştirilmesi
vardı. Özerkleştirme 16 Hazıran 2000
yılında gerçekleştirildi. Ama burada
çağdaş e\Tensel kooperatifçilik kurallanna
uygun bir yapılaşmanın da beraberinde
gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün
Yeniden Yapılanma Kurıılu tarafından
yeniden yapılandınhyoruz. Bu yeniden
yapılandırma sürecinde kurulun bütün
başkan ve üyelen gerçekten bu işi bilen,
vatansever kişiler. Sistemi başanyla da
yürütüyorlar. Yalnız orada noksan olan bir
şey var. 2000 yılından önce, devletin
birliklere "kara deük" dedıği dönemde
aslında kara deliği biz değil, siyaset
yapmıştı.
- Nasıl olmuştu bu?
ÇETİN - Bu birlikler o dönemler çok kötü
biçimde siyasiler tarafından kullanıldılar.
Şimdi yeniden yapılanma dönemindeyiz.
Ben Tariş Yönetim Kurulu Başkanı olarak
neyı bilmediğimin bılincinde olarak
bilenleri işlerin başına getiriyorum ve
çiftçiden inanılmaz güzel mesajlar
alıyorum. Benim işim yönetmek ve
yönettirmek. Bugün Tariş Zeytin ve
Zeytinyağı Bırliği yeniden yapılanma
sürecini başanyla tamamladı. Dünya
Bankası'nın ARIP (Tanmda Yeniden
Yapılanma) uygulamasına dahil olan 17
tanm satış kooperatifleri birliği içinde
borçlannın terkini konusunda ilk karar
alınan bırlık oldu. Yeniden Yapılandırma
Kurulu'nun kısa vadeli puanlamasında 100
üzerinden 90. uzun ve orta vadeli kriterler
bazında da ortalama 85 puan aldı.
Geçmişten gelen borçlannın silinmesi
konusunda Yeniden Yapılandınna Kurulu
karar aldı ve bu karan Hazine
Müsteşarlığı'na gönderdi.
biliyonız. Aynı şeyi Atom Enerjısi Kurumu
Başkanı da yapmıştı.
insanlann hayatlan elde kalacak ürünlerden
daha değersız görülüyor, anlaşılan. Cstelik
.\BD'nin, Avrupa'nın reddettiği. yasakladığı ta-
nmsal ilaçlar bu ülkede hâlâ kullanıhyor. Sağ-
lık, ekonominin arkasından geliyor.
Bugün ABD hibrid tohum üretiyor. Bunlar-
dan bir tanesı de "kanola" tohumudur. Kanola
yağında kanserojen madde içeren bazı genler
bulunduğu saptandı. Ama Türkiye'de nedense
kanola ekimi teşvik edildi.
•Zeytlnyağımız Avrupa mutfağında'
- İyi de bitkisel yağ üretimi bu ülkede ka-
nolaya mı kaldı?
ÇETİN -Aynı şeyı ben düşünüyorum. Şu an-
da hepimızin güvenle kullandığı. bütün dünya-
nın en sağlıklı yağ olarak gösterdığı zeytinya-
ğı. aynca mısır, ayçıçek gıbi öbür bitkisel yağ-
lar varken neden kanola?
Bakın. bu ülke 700-800 bin ton ayçiçek ya-
ğı ithal eder hale geldi.
Biz Tariş olarak elimizden geleni yapıyoruz.
Japonya'da 600 tane Italyan restoranına Tariş
marka zeytinyağı ihraç edıyoruz. Londra'daki
en ünlü çok katlı mağazalardan birisi olan Har-
rods'ın yiyecek bölümünde Tanş'in geniş bir
zeytinyağı bölümü var. Bana göre bu çok önem-
li bir gelışmedir. Tariş'in becerebildiklerini bi-
zim zeytinyağı sektörünün tümünün becerebi-
leceğine ınanıyorum. Yeter ki biraz teşvik, bi-
raz destek venlsin: özendirici politikalar üre-
tilsin.
Bakın, eğer AB tanm sektörünü 43 milyar Eu-
ro'yla sübvanse ediyorsa bu son derece strate-
jik bir tercihtır. AB zaten giderek siyasallaşı-
yor. .\BD"ye alternatif bir Avrupa Birleşik Dev-
letleri modeli gelışiyor.
- Türkiye 'de sizce neden sağlam bir tarım
politikası oluşturulup hayata geçirilmiyor?
ÇETİN - Bakın, bir kere üreticimizde birbi-
rini taklit hastahğı var. Diyelim kı bir yıl bir üre-
tıcı ıspanaktan çok para kazandı. Ertesi yıl bü-
tün üretıciler ıspanak ekiyor. Bu örneği istedi-
ğiniz kadar çoğaltabıliriz.
Bakın. sorun şikâyet etmekle bıtmiyor. Eski
tanm bakanı da söyledi. Dört milyar dolarlık
ithalat, üç milyar dolarlık da ihracat yapıyoruz.
57. Hükümet'in Tanm Bakanı Hüsnü Yusuf
Gökalp şöyle demiştı:
U
1926'da Ka>seri uçak fabrikası kurulduğu
zaman, Buna ne lüzum var? Size üç misli ucu-
za uçak satanz" drvenkr şimdi, 'Ne lüzum var
ıspanak, pırasa ekmenize? Biz bunlan size üç
mısli ucuza veririz' di>orlar."
Biz bunun arkasındaki gerçeği ve tuzağı gör-
mek zorundayız.
ELMADAĞ ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2003 207-543
Davacı Hikmet Abay tarafından davalı Ayşe Abay aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan yargı-
laması so-aııında.
Mahkemnemizden verilen 18.12.2003 tarih ve 2003'207 Esas-2OO3»543 Karar sayılı hüküm ıle;
Manisa- Merkez - Şehıtler Mahallesı cılt: 31, hane: 754'te nüfusa kayıtlı Efendi ve Dilber oğlu
01.01.1955 doğumlu Hikmet Abay ile, aynı yerde nüfusa kayıtlı, Şükrü ve Hanife kızı, 02.02.1958 do-
ğumlu Acjşe Abay'ın şıddetli geçimsızlık nedenıyle boşanmalanna, 20.09.1989 doğumlu Günay
Abay'uı "svelayeunın babası Hikmet Abay'a verilmesıne, Günay Abay'ın annesi Ayşe Abay ile her yıl
dini baynamlann 2. günü ile temmuz ayının ılk haftasında görüşmek suretiyle şahsı ılişki kurmasına,
15.8OO.OCD0.-TL. karar harcı ve 237.700.000.-TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya
ödenmesine karar verilmış olup, davalıya bıldinlen adreslerinde tebligat yapılamadığından. yaptınlan
arastırm»_hr soaucunda teblığe uygun adreslen de tespit edilemediğınden, yukanda özeti yazılı hük-
mün Ayş^e Aba> "a ilanen tebliğine, bu ılanuı gazetede yayını tarihinden ıtıbaren 15 gün sonra tebliğ
edilmiş sayılmasına, tebhğden ıtibaren 15 gün içerisınde temyiz edilmemesı halinde hükmün kesin-
leşeceği ilin olunur. Basuı: 13156
KEŞAP ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN
DosyaNo: 2003/74
Davacı Sabri Güler tarafından davalı Mıne Güler hakkında mahkememi-
ze açılan "' boşanma" davasının yapılan duruşması sırasında verilen ara ka-
ran gereğince;
Da\acı mahkememize vermiş olduğu dava dılekçesi ıle, Keşap ılçesı Ge-
çıt köyü 22 sayılı hanede kayıtlı eşi Nacı ve Hatıce'den olma 1959 d.lu Mı-
ne Güler'den şıddetli geçimsızlık nedenı ile boşanmalanna karar verilme-
sini talep ve dava ermiş olmakla. dava dilekçesi davalı Mine Güler'e tüm
aramalara rağmen tebliğ yapılamamış olup, adı geçen davaltnın dava ile il-
gılı belge ve delıllen ıle birlikte duruşmanın atılı bulunduğu 29.04.2004
günü saat 9.30"da Keşap Adlıye Duruşma Salonu'nda hazır bulunması ya
da kendisini vekılle temsil ettırmesı, aksı takdirde yargılamaya yokluğun-
da devam olunarak karar venleceği tebligat yerine kaım olmak üzere ıla-
nen tebliğ olunur. Basın: 12736
TRABZON ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 2003 16
Davacı Salih Usta tarafından davalı Ayşe Usta
aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruş-
ması sırasında verilen ara karan gereğince Tüm
aramalara rağmen adresı tespit edılemeyen Trab-
zon merkez Kutlugün köyü nüfusuna kayıtlı Os-
man kızı 1960 doğumlu Ayşe Usta'nın adresi
meçhul olduğundan dava dilekçesinin ve duruşma
gününün ilanen tebliğine. duruşmanın 12.4.2004
günü. saat 9.00"da >apılmasına karar verilmiş ol-
makla dava dılekçesi ve duruşma günü tebliğ ma-
kamına kaim olmak üzere ılan olunur.
Basın: 47448