23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 28 MART 2004 PAZAR 20 PAZAR KONUGU Tariş'in 16yıldır yönetim hırulu başkanlığını yapan Cahit Çetin'le Türk tarımının dışa bağımlılığını konu S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU le^la.tavsanog^u@ cumhuriyetcom.tr (Jlkemizde tarı^nın hali içler acısı. Ihraç ettiğimizden faz- iasını ithal ediıvoruz. Bir zamanlar dünvada tarımsal üre- Tanmc- Biliyorsunuz, T~~ürkiye yeni ve kaygı veri- cibirdönemdengeçpiyor. llusal değerierin ko- runması, Cumhuriyet, demokrasi ilkelerine seygıntn modası g^Çti gö'rünüyor. Sankiye- rini kaotik bir düzern aldı. İnsanlar da bu ka- otik dûzeni demokrasi olarak benimsemeye başladılar gibi. Siz~* bu içinde yaşamaya baş- ladığımız yeni ortatmı nasıl değerlendiriyor- sunuz? ÇETİN - Hayır, b e n bu değerierin modasının geçtiğini yada geçerbileceğini hiç düşünmüyo- rum. Tabii ki Atatüırk ilkelerine ve devrimleri- ne bağlı kalacağız. A m a her şeyde de Atatürk'ü öne çıkarmanın Atatürk'ün ismine. kendisine, temel ilkelerine ve devnmlerine büyük zarar ver- diğini düşünüyorıun. Bence tannlaştınlmak Atatürk'ün istemediği bir durumdu. - Yani sizce bir tdiraftan da Atatürk bezir- gânlığı mıyapılıyatr? ÇETtN - Bunu h«ep yaptılar. Herkes Atatürk adına bir şeyler yapıyor. Sağcısı, solcusu. Ata- türke karşı olanlar bıle Atatürkçü. Bu toplum- da yaşayan her kişi gıbi tabıı ki benım de ülke- mın geleceği hakkjuıda fikirlerim var. Siyasete bakıyoroz, siyasette insanlar arayış içinde. Ben en azından şu açıdan umutluyum. însanlar artık eskisi gibi bir partinin bağnaz ta- raftan değiller. Insamlann her seçimde artık kit- lesel olarak bir partıden öbürüne yer değiştir- diklerini görüyomz ki bu da arayış içinde ol- duklannı doğruluyor. Slyasl terclh arayışta - Peki, insanlar neden hızlı biçimde bir si- yasi tercihten öbürüne kayıyor, sizce? ÇETtN - Dediğim gibi, burada bir arayış var. Türkiye'de Cumhuriyetin temel ilkelerine sahip merkez sağ ve merîkez sol partiler var. Hepimiz biliyonız ki sağ ve sol bakış açılan ekonomik görüşlerdir. Bütün siyasi doktrinler aslında eko- nomik doktrinlerdir. Ama bizim ülkenin toplumsal yapısında sağ- cılar daha dindar, solcular ıse daha az dinine bağ- lı olarak algılanmıştır. Bu inanış yavaş ya\ r aş aşı- lıyor. - Yalnız, gîknüm üzde artık sağ ve sol ideolo- jiler arasındaki makas ciddi olarak kapanmı- yor mu? ÇETİN-Kapanıyor. Hem de çok ciddi biçim- de. Çünkü artık bütün dünyada geçerli olan ser- best piyasa ekonomisidir. Bu durumda hâlâ devletçilikte ısrarlı olursanız bütün dünyada yalnızlığa itilirsiniz. Bu, küreselleşmenin ge- reğidir. Bakın, Çin Halk Cumhuriyeti bile serbest pi- yasa ekonomisi uyguluyor. Belki aşın devlet- çılik bir geçiş dönemi için gerekliydi. Türkiye. her türlü olumsuzluğa rağmen de- mokrasiyi çok çabuk hazmetti. Ama Batı'da yaşanan reform ve Rönesans aşamalanndan Türkiye nin de geçmesi gerektiğini aynca dü- şünüyorum. Mekanlk sanayli durgun - Bu noktada sizin esas ilgi alamnıza iliş- Idn bir sorıt sormak istiyorum. Sizce Türki- ye'de tarım neden bu denli ihmal edildi? Bu- gün tarım satış kooperatiflerinin durumu ne- dir? ÇETİN - Çok güzel bir noktaya temas etti- niz. Türkiye tanm üretiminde kendi ihtiyacını karşılayabilem enderülkelerden birisiydi. Bir de Türkiye'de tanma dayalı ciddi bir sanayi var. Bu- run lokomotıfi de tekstil sektörüdür. Bunun dışında daha pek çok sektörü sayabi- ITİZ. Bir defc>ununkatma değeri, ihracat potan- syeli ve dünryada Türk ürünlerinin marka imaj - lın var. Taramsal faaliyetler için bir de meka- rik sanayii çok önemli. Yani traktör, ekipman, detler. tohum ekme makinesi gibi... Yalnız, dittkatirni bir şey çekti. Üç yıldır İz- nir Fuan'nda tanmsal mekanik aletlerin satıl- nadığını gÖTÜyorum. Bu da insanlann artık ta- ıma yatırırn yapacak standardı tutturamadık- annı gösteriyor. Bugün ülfece mısır. şeker, sarmısak ithal edi- ;or. Bu hadise tamamıyla ekonomik verilere da- ^andınlıyor. Diyorlar ki, dışardan daha ucuza ıhal ediliycvT. dolayısıyla da bu ülke ekonomi- i için faydaiıdır. Bu tamamıyla yanlış bir kav- timde kendi kendine yetebilen ender ülkeler arasında gös- terilen Türkiye artık o noktada değil. Tarım satış koopera- tiflerinin bir kısmı can çekişiyor. Tarımda devlet sübvan- siyonu sıfırlandı. Ayakta kalmayı başarabilen kooperaîif- lerden birisi de Tariş. Tariş'in 16 yıldır yönetim kurulıı • t aguçiu CAHİT ÇETtN ramdır. Böyle şey olmaz. Bu mantık Türkiye'de giderek tanmsal faaliyetleri yok ediyor ve köy- den kente hücumu hızlandınyor. İşte, Istan- bul'un nüfusunun 15 milyon oluşu gibi... - Bunun arkasından başka sorunlar da or- taya çıkmtyor mu? ÇETtN - Terör, eğıtim, ahlak. altyapı sorun- lan... Her şey beraberinde geliyor. Bakın. AB'nin 101 milyarEuro'luktopluluk bütçesinin yüzde 45'i olan 43 milyar Euro ta- nmsal sübvansiyona aynhyor. Öte yandan AB 'de toplam nüfus içinde tanm nüfusu oranı yüzde beş. ABD'nin tarım stratejisl - Sizce AB bu yüzde beş oranındaki tarım nüfusunu topluluk bütçesinin yüzde 45 'iyle neden sübvanse ediyor? ÇETİN- Bunun arkasında stratejik bir neden var. Çünkü AB sanayideki hâkimiyetinı tanm- sal üretımde de ortaya koyup bizim gibi ülke- leri hem sanayide hem de tanmda bağımlı ha- le getiriyor. Onlar da 43 milyar Euro'ya tanm sektörünü sübvanse edeceklerine bizim yaptığımız gibi, şekerpancan üretimi bıze pahalıya mal oluyor, gerekçesıyle pekâlâ tanm ürünlenni ithal etme yoluna gidebilirler. Niye bunu yapmıyorlar? Üç liraya sattıklan bir ürünü 10 liraya mal edi- Ortaöğrenimini Edremit Lisesi'nde, yükseköğrenimini A C Dil ve Tarih-Coğrajya Fakültesi Beşeri ve Ekonomik Coğrafya Kürsüsü 'nde tamamladı. Üniversiteden mezuniyet tezi "Edremit ve Çevresinde Zeytincilik, Zeytin Ürününün Değerlendirilmesi ve Türk Ekonomisindeki Yeri" idi. 1984'te Tariş Genel Müdiirlüğü tarafından Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği'nde başkan olarak göreve çağnldı. 1985'te de zeytinyağı üreticilerinin oylarıyla seçimli genel kuruldan başkan olarak çıktu 1990 seçimlerinde aday olmadı. Ama 1994'te üreticilerin istekleriyle yeniden başkanlığa çağnldı. O tarihten bu yana da başkanhk görevini sürdürüyor. yorlar. Adamlar akılsız mı ki bunu yapıyorlar? Tanma büyük sübvansiyon verdikten sonra tanm ürünlerini çok ucuz fiyatlarla Türkiye gi- bi ülkelere satıyorlar; böylece de bizlenn tanm- sal faaliyetlerimizi çıkmaza sokuyorlar. Bu ta- mamıyla belirli bir stratejik davranış biçimi. Tatlandırıcılar ve Türkiye - Şeker Yasası 'na, biliyorsunuz, bir de ya- pay tatlandırıcılar kotası eklendu Oysa artık bütün dünyada buyapay tatlandırıcıların çok tehlikeli ve öldürücü hastalıklara yol açtık- ları saptandu Biz bu yolda kararlar alarak bir anlamda cinayet mi işlemeye çalışıyoruz? Devletlerin, hükümetlerin anayasalgö'revle- rinden birisi de halkın sağlığını korumak de- ğil midir? ÇETtN -Aspartam. bir de Sakann denilen ya- pay tatlandıncı maddeler var. Bunlann kanse- rojen özellikleri olduğu hep söylenir. Dünyada diyabet diye bir hastalık var ve di- yabet hastalannın yapay tatlandıncılar kullan- malan gerekebilir. Ama diyabet hastası olma- yanlar da zayıflamak için bu maddeleri kulla- nıyorlar. Bakın. Çernobil patlamasından sonra Türki- ye nükleer serpintilerden çok fazla etkılenmiş- ken o zamanki ticaret bakanının. "Bakm, bir şey ohnuyor'' diye halkın önünde çaylan ıçtiğinı de başkanlığını yürüten Cahit Çetin 'le bir araya geldik. Ya- şamının en büyük ideali "bütün dünyayı zeytin ağaçlarıy- la kaplatmak" olan Çetin 'le ülke tarımının bugünkü duru- munu, dışa bağımlıhğın geldiği noktayı ve çıkış yollarını konuştuk. 'Borç alan buyruk da alır1 - Peki, bu tuzağı görebilecek miyiz? ÇE1İN - Bence görüyorlar. Geçenlerde Dokuz Eylül Üniversitesi'nde "Kooperatifçüik ve Türkiye Tannu" konulu bir konferans verdim. Öğrencılerden birisi bana. "Siz bunlan söylüyorsunuz da Türkiye'vi yönetenler bunlan bilmiyor mu" diye sordu. Biliyorlar. Size tarihten bir olayı anlatayım: Lehistan Kıralı. Dördüncü Murat'tan borç para istemış. Dördüncü Murat hemen sadrazama emretmış: "Lala, krala ne kadar borç tstivorsa ver." Sadrazam hazınede hiç para olmadığını söyleyince, Dördüncü Murat. "Bul buluştur, ver. Borç alan buyruk da alır." demış. Mesele bu. Biz IMF'den borç ahyoruz. Demek ki ondan borç ahyorsak bu>Tuk da ahyoruz. Bakın. 5"?. Hükümet'in niyet mektubunun birinci koşulu tanmda sübvansiyonlann kaldınlmasıdır. Ekonomik bağımsızhğınız yoksa siyasal bağımsızlık ve özgürlükten söz edemezsinız. Bu ülke bile bile bu ruzağa düşüyor. Çünkü IMF'den borç alabilmenin şartı bu. Bunlar biliniyor, ama ne çare ki borç alan buyruk da alıyor. - Çıkış yolu nedir? ÇETTN - Bu ülkenin çok zengin doğal kaynaklan var. Çok cıddı biçimde kendi kaynaklanmıza yönelerek güçlü olmanın çarelerini aramak zorundayız. •Son kaleler 1 satıldı - Tanm satış kooperatifleri Türkiye tarımının son kaleleri. Bunlann durumlarıyla ilgili bize bilgi verir misiniz? ÇETtN -Nerede Atatürk'ün kurduğu Zirai Donatım Kurumu? Tanma destek veren Türkiye'deki bütün sıstemler de\Te dışı oldu. Nerede Et ve Balık Kurumu? Nerede Süt Endüstrisi Kurumu? - Hepsi satıldı... ÇETTN - Evet. ne acıdır ki hepsi satıldı. 57. Hükümet'in niyet mektubunda tanm satış kooperatiflerinin özerkleştirilmesi vardı. Özerkleştirme 16 Hazıran 2000 yılında gerçekleştirildi. Ama burada çağdaş e\Tensel kooperatifçilik kurallanna uygun bir yapılaşmanın da beraberinde gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün Yeniden Yapılanma Kurıılu tarafından yeniden yapılandınhyoruz. Bu yeniden yapılandırma sürecinde kurulun bütün başkan ve üyelen gerçekten bu işi bilen, vatansever kişiler. Sistemi başanyla da yürütüyorlar. Yalnız orada noksan olan bir şey var. 2000 yılından önce, devletin birliklere "kara deük" dedıği dönemde aslında kara deliği biz değil, siyaset yapmıştı. - Nasıl olmuştu bu? ÇETİN - Bu birlikler o dönemler çok kötü biçimde siyasiler tarafından kullanıldılar. Şimdi yeniden yapılanma dönemindeyiz. Ben Tariş Yönetim Kurulu Başkanı olarak neyı bilmediğimin bılincinde olarak bilenleri işlerin başına getiriyorum ve çiftçiden inanılmaz güzel mesajlar alıyorum. Benim işim yönetmek ve yönettirmek. Bugün Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Bırliği yeniden yapılanma sürecini başanyla tamamladı. Dünya Bankası'nın ARIP (Tanmda Yeniden Yapılanma) uygulamasına dahil olan 17 tanm satış kooperatifleri birliği içinde borçlannın terkini konusunda ilk karar alınan bırlık oldu. Yeniden Yapılandırma Kurulu'nun kısa vadeli puanlamasında 100 üzerinden 90. uzun ve orta vadeli kriterler bazında da ortalama 85 puan aldı. Geçmişten gelen borçlannın silinmesi konusunda Yeniden Yapılandınna Kurulu karar aldı ve bu karan Hazine Müsteşarlığı'na gönderdi. biliyonız. Aynı şeyi Atom Enerjısi Kurumu Başkanı da yapmıştı. insanlann hayatlan elde kalacak ürünlerden daha değersız görülüyor, anlaşılan. Cstelik .\BD'nin, Avrupa'nın reddettiği. yasakladığı ta- nmsal ilaçlar bu ülkede hâlâ kullanıhyor. Sağ- lık, ekonominin arkasından geliyor. Bugün ABD hibrid tohum üretiyor. Bunlar- dan bir tanesı de "kanola" tohumudur. Kanola yağında kanserojen madde içeren bazı genler bulunduğu saptandı. Ama Türkiye'de nedense kanola ekimi teşvik edildi. •Zeytlnyağımız Avrupa mutfağında' - İyi de bitkisel yağ üretimi bu ülkede ka- nolaya mı kaldı? ÇETİN -Aynı şeyı ben düşünüyorum. Şu an- da hepimızin güvenle kullandığı. bütün dünya- nın en sağlıklı yağ olarak gösterdığı zeytinya- ğı. aynca mısır, ayçıçek gıbi öbür bitkisel yağ- lar varken neden kanola? Bakın. bu ülke 700-800 bin ton ayçiçek ya- ğı ithal eder hale geldi. Biz Tariş olarak elimizden geleni yapıyoruz. Japonya'da 600 tane Italyan restoranına Tariş marka zeytinyağı ihraç edıyoruz. Londra'daki en ünlü çok katlı mağazalardan birisi olan Har- rods'ın yiyecek bölümünde Tanş'in geniş bir zeytinyağı bölümü var. Bana göre bu çok önem- li bir gelışmedir. Tariş'in becerebildiklerini bi- zim zeytinyağı sektörünün tümünün becerebi- leceğine ınanıyorum. Yeter ki biraz teşvik, bi- raz destek venlsin: özendirici politikalar üre- tilsin. Bakın, eğer AB tanm sektörünü 43 milyar Eu- ro'yla sübvanse ediyorsa bu son derece strate- jik bir tercihtır. AB zaten giderek siyasallaşı- yor. .\BD"ye alternatif bir Avrupa Birleşik Dev- letleri modeli gelışiyor. - Türkiye 'de sizce neden sağlam bir tarım politikası oluşturulup hayata geçirilmiyor? ÇETİN - Bakın, bir kere üreticimizde birbi- rini taklit hastahğı var. Diyelim kı bir yıl bir üre- tıcı ıspanaktan çok para kazandı. Ertesi yıl bü- tün üretıciler ıspanak ekiyor. Bu örneği istedi- ğiniz kadar çoğaltabıliriz. Bakın. sorun şikâyet etmekle bıtmiyor. Eski tanm bakanı da söyledi. Dört milyar dolarlık ithalat, üç milyar dolarlık da ihracat yapıyoruz. 57. Hükümet'in Tanm Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp şöyle demiştı: U 1926'da Ka>seri uçak fabrikası kurulduğu zaman, Buna ne lüzum var? Size üç misli ucu- za uçak satanz" drvenkr şimdi, 'Ne lüzum var ıspanak, pırasa ekmenize? Biz bunlan size üç mısli ucuza veririz' di>orlar." Biz bunun arkasındaki gerçeği ve tuzağı gör- mek zorundayız. ELMADAĞ ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2003 207-543 Davacı Hikmet Abay tarafından davalı Ayşe Abay aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan yargı- laması so-aııında. Mahkemnemizden verilen 18.12.2003 tarih ve 2003'207 Esas-2OO3»543 Karar sayılı hüküm ıle; Manisa- Merkez - Şehıtler Mahallesı cılt: 31, hane: 754'te nüfusa kayıtlı Efendi ve Dilber oğlu 01.01.1955 doğumlu Hikmet Abay ile, aynı yerde nüfusa kayıtlı, Şükrü ve Hanife kızı, 02.02.1958 do- ğumlu Acjşe Abay'ın şıddetli geçimsızlık nedenıyle boşanmalanna, 20.09.1989 doğumlu Günay Abay'uı "svelayeunın babası Hikmet Abay'a verilmesıne, Günay Abay'ın annesi Ayşe Abay ile her yıl dini baynamlann 2. günü ile temmuz ayının ılk haftasında görüşmek suretiyle şahsı ılişki kurmasına, 15.8OO.OCD0.-TL. karar harcı ve 237.700.000.-TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmış olup, davalıya bıldinlen adreslerinde tebligat yapılamadığından. yaptınlan arastırm»_hr soaucunda teblığe uygun adreslen de tespit edilemediğınden, yukanda özeti yazılı hük- mün Ayş^e Aba> "a ilanen tebliğine, bu ılanuı gazetede yayını tarihinden ıtıbaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılmasına, tebhğden ıtibaren 15 gün içerisınde temyiz edilmemesı halinde hükmün kesin- leşeceği ilin olunur. Basuı: 13156 KEŞAP ASLtYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo: 2003/74 Davacı Sabri Güler tarafından davalı Mıne Güler hakkında mahkememi- ze açılan "' boşanma" davasının yapılan duruşması sırasında verilen ara ka- ran gereğince; Da\acı mahkememize vermiş olduğu dava dılekçesi ıle, Keşap ılçesı Ge- çıt köyü 22 sayılı hanede kayıtlı eşi Nacı ve Hatıce'den olma 1959 d.lu Mı- ne Güler'den şıddetli geçimsızlık nedenı ile boşanmalanna karar verilme- sini talep ve dava ermiş olmakla. dava dilekçesi davalı Mine Güler'e tüm aramalara rağmen tebliğ yapılamamış olup, adı geçen davaltnın dava ile il- gılı belge ve delıllen ıle birlikte duruşmanın atılı bulunduğu 29.04.2004 günü saat 9.30"da Keşap Adlıye Duruşma Salonu'nda hazır bulunması ya da kendisini vekılle temsil ettırmesı, aksı takdirde yargılamaya yokluğun- da devam olunarak karar venleceği tebligat yerine kaım olmak üzere ıla- nen tebliğ olunur. Basın: 12736 TRABZON ASLİ\T HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2003 16 Davacı Salih Usta tarafından davalı Ayşe Usta aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruş- ması sırasında verilen ara karan gereğince Tüm aramalara rağmen adresı tespit edılemeyen Trab- zon merkez Kutlugün köyü nüfusuna kayıtlı Os- man kızı 1960 doğumlu Ayşe Usta'nın adresi meçhul olduğundan dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine. duruşmanın 12.4.2004 günü. saat 9.00"da >apılmasına karar verilmiş ol- makla dava dılekçesi ve duruşma günü tebliğ ma- kamına kaim olmak üzere ılan olunur. Basın: 47448
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear