25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURlYET 17 MART 2004 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI Ulusal Kanal, Star TV ve Gazetesinden Sonra... MUMTA2 SOYSAL Top Kapmaca TİPİK çocuk oyunudur: Halka biçiminde dizi- lenferin ortasında bir "ebe". Herkes birbirine top atacak, ortaclaki kapmaya çalışacak. Kapabilen hafkaya geçer, atark en kaptıran ortaya. Topu ka- pıncaya kadarki şaşkınlık ve oradan oraya dönüp koşuşun çaresizliği çocukluk sonrasında bile ko- layf unutulmaz. . Son yıllann Türkiye'si de dış politikada yaşadı- ğı şaşkınlıklan kolay unutmayacaktır. Içindeki za- yjfiıklar ve dışa dönü k değerlendirmelerdeki yan- lışlar herkes tarafıncJan sezildiği için başkalann- ca_oradan oraya koşturulan, şu ya da bu devle- tirrtutumuna fazla bel bağlayan, söylenen her söze kanıp olmayacak vaatlere kapılan, peş pe- şe hayal kırıklığı yaşamaktan yorgun düşmüş, beemiş, morali bozu Imuş bir Türkiye. Ama, uzaklardaki olaylarda bile hâlâ umut ışı- gtbulup iyimserlik yaratmaya çabalayan. İ spanya seçimlerini alın. Aznar kaytoerti; bütün Iberikliler gibi anadan babadan gelme upuzun adıyla Jose Luis Rod- riguez Zapatero iktidarda. Bombalı trenler ola- yı açıklığa ka^uşturu Imadan Bask aynlıkçılar ye- rine El Kaide'ye yakıştınldığı için faturayı Irak'aas- ker gönderenler ödemiş oldu. Şimdi, her olayın olduğu gibi bunun da AB adaylığımızı nasıl etkileyeceği üzerine spekülas- yonlar hemen başladı. Kimileri "Kitle terörü ya- şayan her ülkede aynı şeyi yaşamış olan Türki- ye'ye sempati artıyor; İspanya, adaylığımıza za- ten sıcak bakan ülke olarak artık bizi daha çok kollar" diyor, kimileri ise "Pailama sabahı tren kalk- madan önce çıkıp giden bir Faslı görûldüğü için bu terörolayı da Islamayakıştınldı" diyerek Müs- lüman oluşumuzdan ötürü AB'ye girme olasılığı- mızın azaldığını düşiinmekte. Avrupa kapılannda oyalanan, oradan oraya sü- rüklenen bir halkın tipik şaşkınlığı, uzak yakın her olaydan kendi tutkusu için sonuç çıkarma çare- siztiği. Müzakere tarihi alma çabası ile Kıbns'a çö- züm arama arasında bağ kurmakta da ay- rfı şaşkınlık. Böyle bir bağ gerçekten var mı, yok- sa bu bağ başka birtutumu örtbas etmek için ba- hane olarak mı kullanılıyor? Bağ ciddi ise o zarnan "çözüm" için Türkiye'yi sTkboğaz edenler, çözümü kolaylaştıracak konu- lârda niçin ciddi davranmıyorlar? Orneğin, "Me- rak etmeyin, Kıbns'taki çözümün özelliği Avru- pa 'müktesebat'ınagetirilecek 'derogasyon' de- nen kalıcı istisnaiaıia korunacaktır" diyenler şim- di neden "Olmaz öyle şey" demektedirler? Ver- heugen niçin hâlâ bir böyle birşöyle konuşmak- tadır? Yoksa, Tiirk tarafını Birleşmiş Milletler ile Avrupa Birfiği arasında atılıp duran toplar peşine koşturarak şaşkınlaştırmak mı istenmektedir? TutumumuzLi kendimiz belirleyip onda karariı ol- saydık hiç top kapmacada ebe durumuna düşer miydik? Yayın organianmn Basın Yasası'na göre çalışanJannın işlerine son verilmekte olması en başta çalışma özgürlüğüne aykındır. Yazarlannın işine son verilmesi ile kamunun alacağının "tahsil"i arasında ne gibi bir ilgi olduğunu açıklamak da olanaksızdır. Prof. Dr. Çetin YETKİN • ktıdann önce ulusal I kanala, arkasından da Star televizyünu- navegazetesinekar- şı ızlediği tutum. ağır aksak da olsa işleyen de- mokratık rejimimize indı- rilmiş büyük bir darbedir. Yanlış anlaşılmamak için özellıkle de bir noktanın altını çizmek istenm: Uzan Grubu'nun bugüne değin yapıp ettiklerine arka çık- mak başka şeydir, basın özgürlüğünü ve demokra- tik yapıyı savunmak baş- ka şeydir. Uzanlar'ınuygu- lamalaruu ben de eleşrır- miş bulunuyorum, hâlâ da eleştiriyorum. Ancak, Star televizyonuna ve gazete- sıne el konulması, bu ikı yayın organının yayınlan- na tümüyle karşı olunsa bile, son kerte tehlıkeli bir gidişinsomutkarutlanola- rak görülmehdır. Kaldı ki Ulusal Kanal'a karşı ızle- nen hukuk dışı tutum, Star televizyonuna ve gazete- sine yapılanlara ve bun- dan sonra olabileceklere de ışık tutmaktadır. Güdü- len amaç, iktidann hoşu- nagitmeyenyayınlanndur- durulmasıdır. Çünkü, Ulu- sal Kanal'ın durumunda yasal olarak yetkili kuru- luş RTÜK olmasına ve bu kurul 15.10.2003 tarih ve 2003/64 sayüı toplantısın- da aldığı 4 No'lu kararla Ulusal KanaTın yayınla- nru sürdürebileceğini be- lirtmiş olmasına karşın Ulaştırma Bakanhğı kara- nn gereğini yerine getir- memekte direnmekte ve böylece bu kanala açıkça "idari sansürnygulamak- tadır". Bankalann kamuya borçlannedeniyle sahiple- rinm malvarlığına el ko- nulmasına olanak veren yasal düzenleme, "makab- line şamil" yani geriye doğnı uygulanabilmesiy- le ve alacaklı olan kamu- ya hem davacı ve hem de yargıç statüsü tanımasıyla ve daha başka nedenlerle anayasaya ve hukuka açık- ça aykındır; ancak, uygu- ]ama, söz konusu yasanın kendısine ve yürürlükteki baska yasalara bile apaçık bir biçimde ters düşmek- tedir. Çünkü, bir kere, banka- lann neden olduğu kamu alacağının "tahsfl"ini sağ- lamak için yapılan yasal düzenlemenin amacı, ge- rekçesınde de yasa met- ninde de belirtildiği üzere "alacağuı tahsilTdir. Bu nedenle de bir işletmeye, fabrikaya, mala vb'ye el konulabilir. Bunda amaç, bunlann elde edeceği ge- ürle ya da satışından sağ- lanacak parayla kamu za- rarının alacağının karşı- lanmasıdır. Bu çerçevede, Startelevizyonunun ve ga- zetesinin muhasebesine, gehrlerine el konulabilir; satışına da gidüebdir. Ne varJdyayınmaelkonulma- sı, yayın çizgisinin değiş- tirilmesi ile alacağının kar- şılanmasının hiçbir ilgisi yoktur. Biryayın organı, bir fabrika. bir süpermarket, bir bakkal dükkâm değil- dir. Bu nedenle, bu uygu- lama yasanın amacı dışın- dadır ve dolayısıyla yasa- ya aykındır. Yayın organlannınBasm Yasası'na göre çahşanlan- nın işlerine son verilmek- te olması ise en başta ça- hşma özgürlüğüne aykın- dır. Yazarlannın işine son verilmesi ile kamunun ala- cağının "talısa''i arasında ne gibi bir ılgi olduğunu açıklamak da olanaksız- dır. Öte yandan, örnegm bir fabrikaya el konulduğun- da onun başına atanacak yeni yönetimin ideolojik ve siyasal yapısı ne olursa olsun, ekonomi ve piyasa koşullanna göre davrana- cak olduğu varsayılır. Oy- sa, biryayın organının yö- neticıleri değiştirildiğin- de. yayın politikası da is- ter ıstemez, o kişilerin si- yasal ve ideolojik yapıla- nnı yansıtacaktır. Yürür- lükteki hiçbir yasa, hiçbir makama ve kişıye böyle birdeğışiklik yapma hak ve yetkisini tanımamaktadır. Üstelik, uygulama san- sürden de ötedir. daha sa- kıncalıdu". Çünkü sansür demek, bir haberin ya da yazınnı yaymlanmasının engellenmesi demektir. Ancak, şimdı engelleme ya da yasaklamanın>'anı sı- ra bir de iktıdann ıstediğı doğrultuda yayın yapılma- sı sağlanmış durumdadır. Uygulamanın amaca ay- kın olduğunun bir başka kanın da şudur: Örneğın bir gazetenin "müşteri"sı, okurlandır. Okurlannın o gazeteyi almalannın, ızle- melerinin nedeni yayın çiz- gisini beğenmekte olmala- ndır. Eğer bu yayın çizgi- si değişirse gazete okurla- nnı yitırir. Bu durumda ga- zetenin satamayacağını, gelir sağlayamayacağını söylemeye gerek yoktur. Şımdi, eğer amaç kamu alacağının "tahsTi ise bu yayın organlannın neden böylece göz göre göre za- rar eder duruma getiril- "GOGSUMDEN VAZGECMEM!"Göğsünü aldırmadan meme kanserini yenen kadınlar, mücadeleyi nasıl kazandıklarını anlattı... BANKACININ SEKS • "~ HAYATITEHLİKEDEAraştırrnalara göre, haftada 48 saatten fazla çolısmak cinselliği bitiriyor. ' _. t'n riskli meslek grubunda olan bankacılar, SKtU ^erapis+erin kapısında kuyrukta! " AKTÛEL SAĞLIK KİT*I>IARI SERİS] >MEMEKANSERt KATRILYON! SECİM SEKTÛ Beler ABD NIN IRAK'TAKI YENİ GÖZDESİ EIR9BHWfflW^e a adayı olarak anılıyor. 1 KATRİLYONLUK SEÇİV1SEKTÖRÜ Belediye başkan adaylarının tanıtım için harcadıkiarı para, ekonomiyi canlandırdı. aşkanı ; ESKI IEKORORÜJ:Ü sy^cusL ! IKAK DEVLtT BASKAN ADAYI MUVAFFAK EL-RUBAI BANKACININ SE HAYATI IMF'LİK Cok calısf"Jİtt*n "nsel hay biten bankatılar. terapıstle kaptsını aşındınyor Meme kanserin yenen kadınlarj Piyasa değeri Derginizje ücretsiz İlac gibi kitaplar AktüeJSağlık Kitapları Serisi'nde bu hafta: 20 krtapron o- Itsan Aktüe Soglık Kitoplan Serisi "tekesin kifâ(rf}/ndû Mıxımsı önerifen bir seri. Aktüel Soğlık Kitapları Serisi BR AGRISI - *EMEKANSERİ - ASTIM - SISMANLIK ve OBEZİTE - ANTIAGING - KISIRLIK -BASAĞRISI PROSTAT ALZHEIMER-HİPERTANSİYON• CİNSELFONKSİYON BOZÜKIUKLAH- MEHCOZ • KALP KRİZİ - MANTAR - ALERJİ - VİTAMİNLER - AKUPUNKTUİ ZEHİRLENMELER - SJVİLCELER - DEPRESYON llnl•OLlll Yctp ı Krecâ Sıgonı 'nın katkılarıyla. BAYİ LERDE YAPI^CKREDI SİGORTA MûftBtİ HtnnMtorl (O 212) 336 09 09 Kimler risk altında? Meme kanseri nasıf oluşur ve yoyılır? Hangi sıklıkta görülür. Her îümör kanser mî? Korunma ve tedavi yolları neler? Kendi kendine meme muayenesi nasıl yapılır? 'Internotioncl Medical Publishing ve Boyut Yayın Grubu işbirligiyle hozırlondı. 'Profesörier ve doçender tarafından derlendi, güncellendi. mekte olduğunun sorul- ması gerekir. Gerçekte sorunun yanı- tı ortadadır. El koyma ge- rekçesinde Star TV'nin ve gazetesınin yayınlanndan duyulan rahatsızlık da el koyma nedenlen arasında açıkça belirtilmiştır. Baş- ka bir deyişle yayınlan ho- şa gitmeyen bu yayın or- ganlarmm susturulması yo- luna gıdıldiği açıkça ıtiraf edümıştir. Gerekçe bu olunca, amacın bu yayın organlannın sahıplennın borçlarının tahsil edilme- si değil, fakat yayınlannın susturulması olduğu ken- diliğinden tartışma götür- mez bir biçimde ortada- dır. Kaldı ki bir yayın or- ganuun temel ya\in poli- tikasını sahiplerinin belir- leyeceğı yasada öngörül- müştür Yetkıliler. mülki- yete el konulmadığını, yal- nızca yönetimin devralın- dığuu ısrarla belirttiklen- ne göre, her iki yayın or- ganının da sahibi değişmiş değıldir O halde yayın po- litikalan neye dayanılarak değıştınlmektedir? Yayın organlannın du- rumlannı düzenleyen ken- dilerine özel yasalar \ardır. Bunlarla ilgilı hertürlü ış- lem bu yasalar çerçevesin- de vürütülür. Olavımızda ise bu özel yasalar yok sa- yılmıştır. Burada sorulması gere- ken asıl soru, eğer Ulusal Kanal da Star T\ T ve gaze- tesi de iktidar yanhsı yayın j-apıjflr okalardı, bö>1e uy- gulamalarJakarşılaşıpkar- şılaşma>acakolduklândır. Bu çerçevede de olupbı- tenler daha geniş bir açı- dan değerlendinldığinde. iktidann yasalan işine gel- diği zaman ve çarpıtarak uygulamak yoluna saptı- ğını ve böylece karşısında- ki güçlen etkisizleştırmek istediği görülecektır. Söz- gelimi, YÖK ile yenı ya- sal düzenleme tartışmala- n sırasında rektörlerin ik- tidara topluca karşı çıkma- lan üzerine Istanbul Def- terdarhğı"nın bu ilde büro- lan bulunan tüm öğretim üyelerinin defterlenm du- rup dururken incelemeye alması, Mahye Bakanı'nın Istanbul Üniversitesi'nin Baltalimanı'ndaki "sosN-al tesis"ını elınden almava kalkışmas) ya da TÜSl- AD, hükümeti şöyle bir eleştirince, Başbakan'ın halkın buıkınılerini, özel bankalann riskli olduğu- nu belirterek hükümet (devlet) bankalanna yatır- masını öğütlediğini unut- mamalıyız. Star TV'ye ve gazetesine karşı girişilen uygulama, bankalan olan, içlerinden kimilerinin ban- kalan da batık bulunan öte- ki TV kanah ve gazete sa- hıplenne birgözdağı değil- se nedir ki? Bu arada, tt medvaw mızın büyük bölümünün uygula- mayı alkjşlamalan. eğer bu gözdağının sonucu de- ğilse gerçekten kaygı ve utanç vencıdır. Hele maf- ya TV kanah kursa ona da mı ses çıkarmayacağız, gi- bi bir sav daha da düşün- dürücüdür. Çünkü. bir ya- yın organının yayınlan suç öğesı taşıyorsa ona uygu- lanacak olan Basın Yasa- sı, Türk Ceza Yasası var- dır Batık bankalann ka- mu borçlannı tahsil etmek- le görevh olan kurullann bu alanda hem savcı hem yargıç ve hem de ınfaz'ic- ra memuru olmalannı öne sürebıhnek olacak şey de- ğildır. Hem sonra sayılan az da olsa bazı T\^ kanah ve gazetelerin sahiplenrun polıs kayıtlannın ve adh sicillerinın ne denlı kaba- nk olduğunu, bu savda bu- lunanlar acaba bihnıyor- lar mı ki onlara hiç ses çı- karmıyorlar! Yine bunun gibi, daha önce bu gazete bana sövüp saymıştı, ger- çeğe aykm yaym yaprruş- tı, başına gelenler ıyı oldu dıye yazı yazabıhnek. hu- kuk düzenı nedir bıhne- mek demektir. Gidiş tehlikelidir. Ben- zetmek gibi olmasın ama, AdolfHitkrde iktıdara az bir oyla ve demokratık sis- tem ıçınde seçımle gelmiş- ti. Öncelen var olan yasa- lan çarpıtıp uygulayarak aykın sesleri sustunna yo- luna gitti. Arkasından Ş 1 »- salar" çıkararak muhalif- lerini ve basım susturdu. Daha sonra da yasaya fı- lan da gerek görmedı, ka- ba kuvvetle ışim gördü. Sonunda tüm Alman "mcdya"sı onu allaşlaya- cak. alkışlamakla da kal- mayacak, tapacaktır. PENCERE Alffa ile Beta!••• Eski zamanlarda genç Alfa, bilge Beta'ya gidip demiş ki: - Bana hukuk öğret; ama, sana verecek param yok; derslerin karşılığını ilk kazanacağım davadan ödeyecegime söz veriyorum. Geçmiş çağda avukatlık böyle bir süreçten son- ra sağlanıyormuş... Beta derslere başlamış, öğrencisine hukukun temel bilgilerini aşılamış, sonunda ruhsat vermiş: - Artık yetiştin!.. Ne var ki Atfa haylazın biri çıkmış, ne borcunu ödüyor, ne davaya giriyor... Beta öğrencisine borcunu ödemesi için dava açmış ve amacını açıklamış: - Davayı kazansam da kaybetsem de fark etmez!.. Davayı kazanırsam, yargıcın karanyla borcunu öde- mek zorundasın; kaybedersem aramızdaki söz- leşme nedeniyle ilk davanı kazandığın için borcu- nu ödemek zorunda kalacaksın... Alfa: - Hayır hocam, demiş, davayı kazanırsam, ka- rara göre borcumu ödemeyeceğim; kaybedersem, aramızdaki sözleşmeye göre ilk kazandığım dava- dan sağladığım parayla borcumu ödeyecegim için borcumu ödemeyeceğim. Yukardaki fıkra soyut mantığın cilvelerini sergi- lediği için felsefe kitaplannda yer alan bir alacaklı örneğidir. • İspanya, ABD ile bırtikte Irak işgaline katılmıştı; Ispanyolfarçok mutlu idiler, keyifleri gıcırdı, son yıl- larda iyıce palazlanmışlardı, AB üyesi olarak yok- sul halklara tepeden bakıyorlardı... Oylarını da iktidardaki sağcı ve muhafazakâr 'HaJkçı Parti'ye vereceklerdi.. Lanetlenesı terörün hışmına uğradılar.. Terör daha önce de çok uzak değildi Ispanyol- lara; ama, böylesini görmemişlerdi. Bu terör başka terör, bir canlı robot saldınya ge- çiyor, kendisini de yok eden bombayı patlatıyor; çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı masum in- sanlan katleden eylem tüyler ürpertici... Ispanyollar geçen pazar günü seçimlerden ön- ce terörün dehşetıni yaşayınca, birden ayıldılar; sokaklara döküldüler; terörü protesto ettiler; Is- panya'da seçmen, muhafazakâr Halkçı Parti'ye oy vermekten kaçındı; Sosyalist Parti'ye kaydı; ye- ni iktidar Irak'tan askennı çekecek; işgale katıl- maktan vazgeçiyor İspanya... Tüm yabancı basında ve Türkiye medyasında Is- panya'ya övgü yağıyor. • Yaşanan olayı değerlendirirken çeşitlı açılardan yaklaşılabilir... Alfa dıyor ki: - İspanya terörü lanetledi.. Beta diyor ki: - İspanya teröre boyun eğdi.. Ikisidedoğrumu?.. Terör Ispanya'yı içinden vurmasaydı, Don Ki- şot'un torunlan, ABD ile birlikte, emperyaiizmin en vahşi saldırısını Irak'ta yürütmekten vazgeçecek- lermiydi?.. Alfa diyor ki: - Terör haklı mıydı?.. Hiç terör haklı olur mu?.. Ama Irak'ı işgal eden ve terörün en beterini kos- koca bir ülkede her gün uygulayan küresel emper- yalizm haklı olur mu?.. Emperyalist küreselleşme olmaz olsun!.. BUYUK SEÇi ARAŞTIRMASI İSTANBUL - ANKARA - İZMİR FÖO55E0 TARHAN ERDEM 3 BÜYÜK ŞEHİRDE NTV İÇİN ARAŞTIRDI: HANGİ PARTİ NE KADAR OY AUYOR? KİM ÖNDE GİDİYOR? BÜYÜK SEÇİM ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI AÇIKLANIYOR YARIN 20:30 www.ntvmsnbc.com İERKEZ DERGI GRUBU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear