23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 12MART2004CUMA DIZI 1980 öncesi Atatürk heykellerini yıkmak istediğini belirten Mehmet Metiner değişimde kararlı: 'Atatürk ruhumudaraltmıyor'VIEHMET FARAÇ- Taliban gibi Nemrut DağTndaki putlan kırmak is- thorduk derken asü hedefıniz neydi? Atatürk müydü? MEHMETVIETİNER Tabiı. Ben net söyleyeceğim Yazacağım kitapta şöyle bır şey anlatıyorum. Yani Tali- ban'ın, Buda heykellennı bombalar- la yıktığını gördüğüm an dryorum... îlk yıİlanma gitiım diyorum... Adıya- man'da Akıncı olarak faalıyet göste- rirkenbizdetıpkı Hz.İbrahîmin put- lan yıktığı gibi gün olurelimize firsat geçerseNemrut Dağı'ndaki heykelle- ri bombalamayı düşünüyorduk... Hat- ta arkadaşlarımızla böyle bir ikı seans yaptığımızı da hatırhyorum. Biz der- ken o zaman faaliyet gösterdiğimiz arkadaşlardan söz ediyorum. Yoksa Mıllı Görüş Genel Merkezi'nin bun- dan haberi yok... Bizde böyle bir he- yecan \-ardi. Yanı Hz. Ibrahim'in mü- cadelesı bütün Islamcılan derinden et- kilerdi. Heykeller bir put düzenini sim- geliyordu. Dolayısıyla putçu düzeni yıkmamız gerektığine inanıyorduk. Çünkü tbrahim'Ln bir anlamı vardı... Peygamberimız de Mekke'yi fethetti- ğinde Kâbe'nın içindeki bütün putla- n kınp dökmüştii. Ben bu iki olay ara- sında ilintı kurarak diyorum kı, bız de Taliban gibi düşünüyorduk Abdur- rahman Dilipak. *Biz hjçbirzaman Ta- Kbanofanadık' demiş. Konduramadım kendisine. Jakobenlik nasıl bır para- digmaysa Talıbancılık da bir paradıg- madır. Buradaçokbiçimsel benzerlık- ler aramaya gerek yok. Söylemeye ça- lıştığım şu: tslami bir devlet ele geçir- miş olsaydık, biz inançlanmızı her- kese empoze edip dayatacaktık. Yani devlet üzerinden toplumu fethetmeye kalkışacaktık. Ben, Taliban gibi düşü- nüyorduk derken Buda heykellerini yıkan anlayışla Nemrufta heykelleri yıkmak isteyen anlayışın benzerliğine vurguda bulunmak istiyordum. Bubi- zim düşüncemiz:. Yani benim düşün- cem. Şimdi açık söyleyeyım, benım ku- şağım Atatürk heykeİlerine karşıydık. - Atatürk hedefînizdi değfl mi? METİNER - Atatürk heykellerini putkabul ederdijk... Sadeceheykelle- ri değil. aynı zamanda resme de karşı çıkardık, günah sayardık. Müzik din- lemeyi de haram sayardık. Yıllar yılı müzik dinleyemedik. Istanbul'da ede- biyat fakültesinde okuduğum 1985 'te de başkası görmesin diye odama çe- kilip Sezen Aksu"nun şarkılanyla uyu- yordumben. İslamcı bır şef konumun- daydım. Heykelleri put kabul eden İs- lamcı bir anlayışım vardı. 1980 önce- sinde ben açıkça söylüyorum, meydan- daki bütün Atatürk heykellerini yık- mak konusuna inanıyordum. Atatürk düşmanı değilim - Şimdi laiklifp savunan bir insan olarak bir Atatürk anraıun önünden geçerken ne düşünüyorsunuz? METtNER- Hıç.'.. Atatürk karşıt- lığım yok. Ama Atatürk'ü bilımsel olarak analiz ettijim zaman eleştinrim de... Dolayısıyla ne Atatürk"e yasla- narak Atatürkçülük yapmak ne de Ata- türk düşmanlığı üzerindenbirduruş ser- gilemek gibi bir kaygırn yok. Dolayı- sıyla Atatürk'e karşı hiçbir şekilde bır önyargım yok. 1 980 öncesine dair bir önyargım, onun benzeri bir önyargım yok. Ben Atatürk heykellerini yıkalım diye düşünen bi r ınsan değilim. Çün- kü halen o düşümcede olan Islamcıla- nmızın da yaygnn düzeyde var oldu- ğuna zaten inanıyorum. Ama ben Ata- türk düşmanı, karşıtı bir İslamcı deği- lim. Laiİdiği, devletin bir gereklilıği ola- rak çok önemsiyorum, ama laikçi bir insan değilim. Benim îslamcılığım da din devleti isteyen bir İslamcılık de- ğil. Benimkisi demokratik ve laik hu- kuk devletini önceleyen tarzda bir is- lamcılık. Dolayısıyla şu an Atatürk heykelinin önıinden geçtiğımde ru- MŞ£4-5*»a Veni tarz islamcılık humda ne bır daralmane birsıkınti olu- yor. Sonuçta Atatürk tarihsel bir fi- gürdür, önderdir, Cumhuriyetin kuru- cusudur. Düsünceler açıklanmalı - 1980 öncesi ile 2000'li yıllardaki ruh hafini nasıl karşılaşorrvorsunuz?_ METtNER-1980 öncesinde ayet- leri sloganlaştıran, ayetleri sadece po- litik bir gözle okuyan ve dolayısıyla da farkında olmadan dinsel fanatiz- me sapan bır Mehmet Metiner vardı. Bugün ıse dinsel metinleri daha ada- letçi, özgürlükçü, insani ve çok bo- yutlu temelde okuyan, Islamın da her- kes ıçin özgürlük vaat eden bır din ol- duğuna inanan demokrat bir Mehmet Metiner... Yani kendisi içın istediği her şeyi başkası için de isteyen, ken- dısıne yapılmasını istemediği hiçbır- şeyi, başkasma yapmamak gerektiği- ne inanan, her türlü fanatizmden uzak bir Mehmet Metiner. - Türlrîye'de şeriat isteyenler değişi- me nhe direniyor?_ METtNER - Aslında bana itiraz edenlerin pek çoğunun da eskiden ol- duğu gibi düşündüklerini varsaymı- yorum. Bugün kendilerine farklı bir ha- yat kurdular, geçmişlerinin kendileri- ne bu biçimde hahrlahlmasından ra- hatsızlık duyuyorlar. Ama içlerinde hâlâ îslamcı bir devlet isteyenler de yok değil. Üsluplan değışmışolsabile... As- lında o arkadaşlann kendilerini yeni dö- nemde nasıl tanımladıklannı bilmeye hepımızin hakkı var. Hâlâ Islamı bir devlet istiyorlar mı?... Devlet düze- "slami bir devlet ele geçirmiş olsaydık, biz inançlanmızı herkese empoze edip dayatacaktık. Yani devlet üzerinden toplumu fethetmeye kalkışacaktık. Ben, Taliban gibi düşünüyorduk derken Buda heykellerini yıkan anlayışla Nemrut'ta heykelleri yıkmak isteyen anlayışın benzerliğine vurguda bulunmak istiyordum. Bu bizim düşüncemiz. Heykelleri put kabul eden islamcı bir anlayışım vardı. 1980 öncesinde ben açıkça söylüyorum, meydandaki bütün Atatürk heykellerini yıkmak konusuna inanıyordum. ninde şeriat hükümlerini tatbik etmek- ten yanalar mı?.. Demokrasiye ve la- ikliğe, Atatürk'e, Cumhuriyete nasıl ba- kıyorlar?.. Bence açıklamak durumun- dadırlar. Takıyye suçlamalanna muha- tap olmak istemiyorlarsa bu konuda- ki düşüncelerini açıkça ortaya koyma- hdırlar. Cumhuriyete haksızlık ettik - Değişim açıklamalannı göz önün- de bulundursak gecmişte tslamcüann hem Atatürk'e hem Cumhuriyete hak- szhk etüğini söyleyebüir misiniz? METtNER - Tabıı kı, tabii ki... Ya- ni aslında geçmişte tekparti dönemin- de haksızlıklar da yapılmıştır. Ezan durduğu yerde Türkçeleştirilmıştir... 'KİMSENİN BENİM ÜZERİMDEN HESAPLAŞMASINA CEREK YOK' - İslamcı kesim. Başbakan Erdoğan'ın Cidde toplantısında da vurguladığı değişim açıklamalannı destekliyor. Size niye tepki gösteriyorlar?- METtNER- Benim değişim iddialanmm özü itibanyla Sayın Başbakan'ın söylediklerinden farklı olduğunu sanmıyorum. Bu yüzden AKP'yi destekliyorum. Ama üslubumuz farklı. Mehmet Metiner güç ve iktidar sahibi olmuş olsaydı eleştiren pek çok arkadaşımızın o düzeysiz üslupla saldınya geçmeyeceklerinden yüzde yüz eminim. Yalnız bir insani vurarak, aslında değişim taleplerini dillendiren siyasal kadrolara da bence bir biçimde benim üzerimden öfkelerini kustular. Ben bunu da bir paradoks olarak görüyorum. Hem AKP'yi destekleyeceksiniz hem de değişim iddialanna karşı çıkacaksınız, bu paradokstur. Benım üzerimden hesaplaşma yapmalanna gerek yok. Kendilerini test etmeye çağınyorum. Sadece üslubumu eleştirseydiler ben bunu toleransla karşılayabilirdım .Ama bu eleştınlerden gördüm ki, arkadaşlanmızın pek çoğu aslında böyle bir değişim iddiasına karşıdırlar. - Tepkiler sirin değişim çabalanmzı nasıl etkiievecek? METİNER - Ben doğru bildiğime ınandığım şeyleri, Islamı ahlak ve terbiye ölçüleri ıçersinde düzeyimi de koruyarak sürdüreceğim. Onlar gibi Islami ahlakla bağdaşmayan düzeysiz bir tutum içerisine girmeyeceğim. Bana yöneltilen tepkiler beni daha da güçlendirmiştir. Kendimi yalnız da hissetmiyorum. Doğru yolda olduğuma inandığım için söylediklerimi uygun platformda dillendirmeye devam edeceğim. Benimkisi provokasyon değil. Ama bazen İslami edep ve ahlaktan yoksun İslamcı yazarlanmızın bana yönelik suçlamalan kimi çevreleri bana karşı terorize etmeye yönelik bır provokasyon. Bunlann üsluplannı özellikle Hasan Karakaya denilen herifçıoğlunun uslubunu gördüğümde İslamcılık adına utandım. Laiklik bu değildir ki ne gereği var?.. -Sizgeçmişte hakschkyapüğmızı dü- şünüyor musunuz? METtNER - Biz eskiden her şeye siyah beyaz bakardık. Başka renkle- rimiz yoktu. Dolayısıyla Atatürk"ü de hıç se\Tnezdik. Atatürk'ün her yaptı- ğının yanlış olduğuna inanırdık. Şef- lerimiz bize kızabilirler. Ben inanmı- yorum diyelim... Ama 1980"li yıllar- dan sonra okumalanm yoğunlaştıkça, entelektüel ufkum geliştikçe hiç kim- senin ne yaptığının bütünüyle iyi ne de bütünüyle kötü olduğuna karar ver- dim... Çünkü tarih yapanlar mutlaka hata yapariar. doğru yaparlar. Ben Ata- türk'ü ne bütünüyle doğru ne de bü- tünüyle yanlış yapan bir tarihsel ön- der olarak görmüyorum. Ama laiklik adına yapılanlaruı yanlış olması laik- liğin bizatihi kendisınin dinsizlik ol- duğunu beraberinde getirmemeliydi. Biz de yapılanlara bakarak laikhği dinsizlik. Cumhuriyetçi elitlerin yap- tıklanna bakarak demokrasiyi küfur ılan ettik. Ben bu sorunlu yaklaşımın her ikı tarafça da görülerek daha de- mokrat bir laiklik anlayışı geliştirerek aşılması gerektiğini söylüyorum. Üslub-u beyan... - Bir vicılan muhasebesi mi bu?_ METİNER - Her şeyden önce bu dürüstlük adına, entelektüel birmuha- sebe... Yani günah çıkartmadeğil. Tra- jik itirafla bulunmak da değil. Türki- ye'de biz birbirimıze karşı hatalar yap- tık. Birbirimıze ilişkin yanlış. hasma- ne önyargılar besledik. Hiç kimseyı suçlamadan artıkbirbirimizi doğrubi- çimde anlamak gerektiğini söylüyorum. Yani Kemalistlerimizin de lslamcıla- nmızı yenıden bu gözle görmelerini sa- lık veriyorum. Eski düşmanlık teme- line dayalı önyargılanmızı hep birlik- te aşalım teklifınde bulunuyorum. -Şeriatçı>azarlardasoru>x)r. 10.YÜ Marşı'ra söyleyecek misiniz?- METtNER- Bugüne kadarhiç oku- madım. Içeriğinde bana ters gelen ya- ni yok. Bu marşa karşı çıkanlar nede- nini söylesin de hepimiz anlayalım... tçeriğinde de söylendiği gibi Türk'e durmak yaraşmaz... Dolayısıyla Türk'ün yerinde sayarak, Cumhuriyet muhafızlığında ısrar etmek yerine, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandır- mayı önemseyen bir çizgide ilerleme- sini salık veririm. Marşın, 28 Şubat'ın bir simgesi haline dönüştürülmesini tasvip etmem. Doğrusu, Islamcılann da bazı simgelerle rövanş çabasında ol- masını kabul etmem. - Değişime yönelik açıklamalannıza İslamcı basının tavnnı nasıl buluyor- sunuz. Sizi firdöndü diye suçhıyorlar_. METtNER-Üslubû beyan ayni ile insandır. Hepsine yanıtım budur... Bir insanın adam gibi adam olmadığını görmek ıstiyorsanız üslubuna baka- caksınız. Bır insanın üslubu yakışık- sızsa, kullandığı sözcükler ahlakın dı- şına çıkıyorsa o insanın Islamcılığı da sorunludur. Bu arkadaşlann eleştiri uslubunu Islam açısından hayli sorun- lu buluyorum. Yakıştıramıyorum. Ya- kıştınyorlarsa güle güle kullansınlar. Fırdönmelik HADEP'e gıdip dönmek demek değildir. HADEP zamanında da tslamcıydım... Onlan ispata çağınyo- rum. Eleştiriler tamamen hissi, kıs- kançlığa dayanıyor. Necip Fazıl Kısa- kürek'in dizelerini bana karşı kullan- malanna anlam veremedim. Oysa her- kes bilirki Necip Fazıl bır dönem Mil- li Selamet Partisi'nin bir dönem de Alpaslan Türkeşin ideloğuydu. MHP'deyken Erbakan hareketi hak- kında ağza ahnmayacak her şeyi söy- ledi. O dönemde biz Necip Fazıl de- mezdik. 'NFK' derdik. 'Nifak' ya- nL. Aynhkçi™ BİTTİ Istanbul Valisi Güler, 'Mason Locası'na yapılan saldınnın bütün yönleriyle araştınldığmı söyledi SaldırganLarnı afleleri de gözahmda Sakünda ölen Hvseyin Kurugol'ün cenazesi, gözyaşlan arasında toprağa verikli. ÖZ^LTIERBAŞ Kartal'daki Hür ve Kabul Edilmiş Ma- sonlar Büyük Locası Yakacık Şubesı"ne yönelik saldın sırasında üzerindeki bom- bayn patlatarak ölen kişinin Nihat Doğ- ruel, yaralı olarak hastaneye kaldınlan ve adutı "AbduDah tslam" olarak açık- layan saldırganın gerçek admın da En- ginYuralolduğubelirlendi. Soruşturma kapsamında her iki saldırganın da Afga- nistan'da siyasi ve askeri eğitim aldıkla- n bilgisineulaşıldı. Soruşturmaya sürdü- ren emniyet yetkilileri, teröristlerin ey- lem talimatı almadıklan, böyle bir eylem gerçekleştinneye kendilerinin karar ver- dığı olasılığı üzerinde duruyor. Terörist Engın Vural'dan alınan bil- giler doğrultusunda yürütülen soruş- turmada önceki gün gözaltına alınan 10 kişiden 7 si serbest bırakılırken. sal- dırganlann ailelerinin de gözaltmda ol- duğu öğrenildi. Istanbul Valisi Muammer Güler sal- dınya ilişkin araştınmanın sürdüğünü belirtirken, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah da soruşturmanın selameti açı- sından basının, elindeki bilgileri 48 sa- at süreyle açıldamamasını istedi. Güler, olayın bütün yönleriyle araştı- nldığıru, soruşturmanın güvenliği açısın- dan konuşmak istmediğini söyledi. Saldında yaralanan Bedri Sevim ve Ömer Aksu ise tedavileri tamamlana- rak taburcu edildi. Patlamada sol böbrek ve bağu\ak yaralanması olan BSgihanBfl- gen ile boyun ve burnundan tabancayla yaralanan güvenlik görevlisi Mehmet Lamba'nın tedavileri ise yoğun bakım semsinde sürüyor. Saldında hayatını kaybeden garson HüseyinKunıgörün cenazesi, gözyaşla- n arasında toprağa verildi. Adli Tıp Ku- rumu'ndan dün alınan Kurugol'ün cena- zesi, Kurfalı Merkez Camii'nde kılınan namazın ardından Pendik Dolayoba Me- zarlığı'nda toprağa verildi. Kurugol'ün cenazesine katılanHür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Derneği Yaka- cık Şubesi Başkanı Zafer Kural. olayın aydınlık ve karanlığın savaşı olduğunu be- lirtti. Kurugöl"ün kardeşi Büknt Kunı- göl de dernek önünde son 1.5 aydır po- hsin önlemi olmadığını ileri sürdü BIRBAKIMA SERVER TANİLLt Inatçı Eşitsizlikler... Le Monde, 7-8 Mart günlü nüshasında, "Cinsel Çatlak" adlı başyazısında, "8 Mart'lar, değişmez olduğu kadar üzücü bir âyin gibi, birbirini izliyor ve birbirine benziyor" diye başlıyor ve sürdürüyor- du: Heryıl, KadınlarGünü, erkeklerle kadınlarara- sındaki eşitsizlikleri ortaya getirmefırsatını veriyor. özellikle ikı yasa, 1983'te RoudyYasası ile 2001 'de Genisson Yasası, baştaçalışma alanında, kadın- lar aleyhine işleyen kimi eşitsizliklere yasaklama- lar getirmış olsa da, faydası görülmedi. Her yıl, or- tadan kaldırmak bir yana, azaltmak uğruna, aynı isteklergörülüyon heryıl, resmi plandaverilmişsöz- ler de, durumu pek değiştirmiyor. Yazı, kadınlann kurbanı olduklan üç eşitsizliği özet- liyor: Biri. ışe girişte; ikincisi, işletmede ücret ko- nusunda; üçüncüsü de, evdeki görevlerde, "gö- rünmez" denen, ama gerçekte olan emeğin dağı- tılması ile ilgilı; kan-kocanın evrimi ne olursa olsun, erkekler, kadınlannkinden iki misli az bir zaman har- cıyorlar. Hepsi bunlardan ibaret değil: Siyasal temsilde kadın erkek eşitliğını sağlamak için önlemler, dört yıldır anayasada bulunsa da, zorunlu kılınmadık- lanndan, hayata geçirılmemiş halde. Meslek ya- şamında ve çalışma yaşamında, kadın-erkek eşit- üğini zedeleyen engeller, bir bakıma zihniyetlerde kökleşmişlerdir. Ama öyle de olsa, erkek haklan- nı kadınlara da uygulamalı; sorun bu! Bir başka yazı, "inatçı eşitsizlikler" diye diyor. işte, Fransa'nın en ciddi birgazetesinin, Kadın- lar Günü'nde bir tespiti! Ya ülkemiz için tespitimiz ne olacak? • Fransa'da, siyasal temsilde kadın-erkek eşitlik ilkesi adına anayasaya geçirilen önlemleri, bizim anayasamızda aramak boşunadır. ötede beride ki- mi kımıldamalar ve özlemler, dileyelim gecikme- den sistemimize yansır! Ama Fransızlann çalışma yaşamında görüp ya- kındıkları eşitlik karşıtı eksikler, bizim yasalarımız- da daha ağır olarak sıntmaktadır. Ne var ki, Fransa'da olmayan kimi olgular birer vahşet örneği olarak kadınlarımızın tepelerinde şiddet estirıyorlar: Orada, bizim "töre cinayetle- r/"miz yoktur. Pekı ne yapıldı Güldünya'dan sonra? "Namus cinayetlehnı hafifletici neden saydı- ran" madde. TCK'den hemen atılıp, bu tür ilkellik- leri daha da şiddetle cezalandıran önlemler aldık mı? Bu Kadınlar Günü'nde, bir "AB Troykası", söz konusu töre cinayetlerini de gündeme getirmiş ve "bu cinayetleri işleyenlere ağır cezalar verilmesi- ni" istemiş. Bir "AB Troykası"n\ beklemeli miydik? Ya "tecavüz edilen genç kızın, failin evlenme tek- lifini kabul etmesi halinde, ceza davası düşüyor- sa", bir başka iğrençlik değil mi?.. Cinayet tehlikesi ortamında, "Mezariık değil, sı- ğınma evlenni istiyoruz" diye haykırmalıyız. Bu tür önlemleri almak, başta belediyelenn ödevidir. Ye- rel seçimlere giderken, hangi yerde ve aday ola- rak kimler, bu vaatle halkın önüne çıkıyor ve o se- çimlerde, hangi parti, ne kadar kadın adaylar çı- kanyor halkın karşısına? Bu seçimler, bir ölçüt olmalıdır bu konuda! Bir sorunumuz da türban! Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer, bu yılki Dün- ya Kadınlar Günü nedeniyle yayımladığı önemli bir mesajda, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın bir lafını ağzına tıktıktan sonra, ayrıca Türkiye'de birçok kadının dinsel kökenli baskıya da uğradı- ğını belirterek, ikide bir demokrasiye sığınılarak Türkiye'nin önüne getirilen türban sorununun, de- mokratik atılımlann gölgelenmesinden başka bir anlam taşımadığını vurgulayıp, ekliyor: "Dinsel simgelerin, siyasal düşüncelerin aracı olarak kul- lanılmasma ve kutsal din duygulannın kötüye kul- lanılmasına hoşgörüyle bakılamaz." Bakmak mümkün mü ki? Bu haftaki yazımızı, bir başka konuya da getiri- yor ve bir yurttaş olarak soruyoruz: Kapatılan DEP'in on bir yıldır tutuklu bulunan eski milletve- killerinin serbest bırakılmasına da sıra gelmemiş midir? İkide bir mahkeme huzuruna çıkarken, el- leri kelepçeli Zana ile arkadaşlannın durumuna bakıp ne hissetmeli, ne düşünmeli? Bu da, bir başka "inatçı eşitsizlik" örneği değil mi? Jandarma'dan diş taraması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jandarma Genel Komutanlığı, geçen yıl oluşturduğu mobil diş kontrol araçlanyla Türkiye'nin değişik bölgelerinde taramalannı sürdürüyor. Yapılan açıklamada. geçen yıl temin edilen 4 mobil aracın Aydın, Konya, Tokat ve Tunceli bölge komutanhklarma tahsis edildiği, söz konusu illerde 7 aylık süre içerisinde 1976'sı asker olmak üzere toplam 7 bin 39 kişinin tedavi edildiği kaydedildi. üatıya, Doğudan da gidilir' • ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Bağımsız Cumhuriyet Partisi (BCP), 'Türkiye Söyleşiler Dizisi' başlıklı panelleri düzenlemeye devam ediyor. Yann saat 14.00'te Istanbul Cniversitesi Iktisat Fakültesi Mezunlan Derneği .Ankara Şubesi'nde düzenlenecek olan 'Batıya, Doğudan da Gidilir' adlı söyleşiye emeldi Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş katılacak. Oteller grevde • Istanbul Haber Servisi - DİSK'e bağh Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri Işçileri Sendikası (OLEYİS) ile Istanbul Hilton ve Parksa Hilton otelleri işverenleri arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzenne, her iki otelde de grev karan alındı. OLEYlS'ten yapılan yazılı açıklamada bugün saat 15.00'te, her iki otelde de grev karan ilan edileceği bildirildi. ROKETSAN'da kaza • ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'nın Elmadağ ilçesınde bulunan Roket Sanayii ve Ticaret AŞ (ROKETSAN) tesıslerinde bir roketin test edilmesi sırasında küçük çaplı bir kaza meydana geldi. ROKETSAN Genel Müdür Vekıli Hüseyin Baysak, bir roketin motorunun ateşlenerek 5 metre ilerideki bir duvara çarphğım, olayda ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. ,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear