Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 12MART2004CUMA
DIZI
1980 öncesi Atatürk heykellerini yıkmak istediğini belirten Mehmet Metiner değişimde kararlı:
'Atatürk ruhumudaraltmıyor'VIEHMET FARAÇ- Taliban gibi
Nemrut DağTndaki putlan kırmak is-
thorduk derken asü hedefıniz neydi?
Atatürk müydü?
MEHMETVIETİNER Tabiı. Ben
net söyleyeceğim Yazacağım kitapta
şöyle bır şey anlatıyorum. Yani Tali-
ban'ın, Buda heykellennı bombalar-
la yıktığını gördüğüm an dryorum... îlk
yıİlanma gitiım diyorum... Adıya-
man'da Akıncı olarak faalıyet göste-
rirkenbizdetıpkı Hz.İbrahîmin put-
lan yıktığı gibi gün olurelimize firsat
geçerseNemrut Dağı'ndaki heykelle-
ri bombalamayı düşünüyorduk... Hat-
ta arkadaşlarımızla böyle bir ikı seans
yaptığımızı da hatırhyorum. Biz der-
ken o zaman faaliyet gösterdiğimiz
arkadaşlardan söz ediyorum. Yoksa
Mıllı Görüş Genel Merkezi'nin bun-
dan haberi yok... Bizde böyle bir he-
yecan \-ardi. Yanı Hz. Ibrahim'in mü-
cadelesı bütün Islamcılan derinden et-
kilerdi. Heykeller bir put düzenini sim-
geliyordu. Dolayısıyla putçu düzeni
yıkmamız gerektığine inanıyorduk.
Çünkü tbrahim'Ln bir anlamı vardı...
Peygamberimız de Mekke'yi fethetti-
ğinde Kâbe'nın içindeki bütün putla-
n kınp dökmüştii. Ben bu iki olay ara-
sında ilintı kurarak diyorum kı, bız de
Taliban gibi düşünüyorduk Abdur-
rahman Dilipak. *Biz hjçbirzaman Ta-
Kbanofanadık' demiş. Konduramadım
kendisine. Jakobenlik nasıl bır para-
digmaysa Talıbancılık da bir paradıg-
madır. Buradaçokbiçimsel benzerlık-
ler aramaya gerek yok. Söylemeye ça-
lıştığım şu: tslami bir devlet ele geçir-
miş olsaydık, biz inançlanmızı her-
kese empoze edip dayatacaktık. Yani
devlet üzerinden toplumu fethetmeye
kalkışacaktık. Ben, Taliban gibi düşü-
nüyorduk derken Buda heykellerini
yıkan anlayışla Nemrufta heykelleri
yıkmak isteyen anlayışın benzerliğine
vurguda bulunmak istiyordum. Bubi-
zim düşüncemiz:. Yani benim düşün-
cem. Şimdi açık söyleyeyım, benım ku-
şağım Atatürk heykeİlerine karşıydık.
- Atatürk hedefînizdi değfl mi?
METİNER - Atatürk heykellerini
putkabul ederdijk... Sadeceheykelle-
ri değil. aynı zamanda resme de karşı
çıkardık, günah sayardık. Müzik din-
lemeyi de haram sayardık. Yıllar yılı
müzik dinleyemedik. Istanbul'da ede-
biyat fakültesinde okuduğum 1985 'te
de başkası görmesin diye odama çe-
kilip Sezen Aksu"nun şarkılanyla uyu-
yordumben. İslamcı bır şef konumun-
daydım. Heykelleri put kabul eden İs-
lamcı bir anlayışım vardı. 1980 önce-
sinde ben açıkça söylüyorum, meydan-
daki bütün Atatürk heykellerini yık-
mak konusuna inanıyordum.
Atatürk düşmanı değilim
- Şimdi laiklifp savunan bir insan
olarak bir Atatürk anraıun önünden
geçerken ne düşünüyorsunuz?
METtNER- Hıç.'.. Atatürk karşıt-
lığım yok. Ama Atatürk'ü bilımsel
olarak analiz ettijim zaman eleştinrim
de... Dolayısıyla ne Atatürk"e yasla-
narak Atatürkçülük yapmak ne de Ata-
türk düşmanlığı üzerindenbirduruş ser-
gilemek gibi bir kaygırn yok. Dolayı-
sıyla Atatürk'e karşı hiçbir şekilde bır
önyargım yok. 1 980 öncesine dair bir
önyargım, onun benzeri bir önyargım
yok. Ben Atatürk heykellerini yıkalım
diye düşünen bi r ınsan değilim. Çün-
kü halen o düşümcede olan Islamcıla-
nmızın da yaygnn düzeyde var oldu-
ğuna zaten inanıyorum. Ama ben Ata-
türk düşmanı, karşıtı bir İslamcı deği-
lim. Laiİdiği, devletin bir gereklilıği ola-
rak çok önemsiyorum, ama laikçi bir
insan değilim. Benim îslamcılığım da
din devleti isteyen bir İslamcılık de-
ğil. Benimkisi demokratik ve laik hu-
kuk devletini önceleyen tarzda bir is-
lamcılık. Dolayısıyla şu an Atatürk
heykelinin önıinden geçtiğımde ru-
MŞ£4-5*»a
Veni tarz
islamcılık
humda ne bır daralmane birsıkınti olu-
yor. Sonuçta Atatürk tarihsel bir fi-
gürdür, önderdir, Cumhuriyetin kuru-
cusudur.
Düsünceler açıklanmalı
- 1980 öncesi ile 2000'li yıllardaki
ruh hafini nasıl karşılaşorrvorsunuz?_
METtNER-1980 öncesinde ayet-
leri sloganlaştıran, ayetleri sadece po-
litik bir gözle okuyan ve dolayısıyla
da farkında olmadan dinsel fanatiz-
me sapan bır Mehmet Metiner vardı.
Bugün ıse dinsel metinleri daha ada-
letçi, özgürlükçü, insani ve çok bo-
yutlu temelde okuyan, Islamın da her-
kes ıçin özgürlük vaat eden bır din ol-
duğuna inanan demokrat bir Mehmet
Metiner... Yani kendisi içın istediği
her şeyi başkası için de isteyen, ken-
dısıne yapılmasını istemediği hiçbır-
şeyi, başkasma yapmamak gerektiği-
ne inanan, her türlü fanatizmden uzak
bir Mehmet Metiner.
- Türlrîye'de şeriat isteyenler değişi-
me nhe direniyor?_
METtNER - Aslında bana itiraz
edenlerin pek çoğunun da eskiden ol-
duğu gibi düşündüklerini varsaymı-
yorum. Bugün kendilerine farklı bir ha-
yat kurdular, geçmişlerinin kendileri-
ne bu biçimde hahrlahlmasından ra-
hatsızlık duyuyorlar. Ama içlerinde
hâlâ îslamcı bir devlet isteyenler de yok
değil. Üsluplan değışmışolsabile... As-
lında o arkadaşlann kendilerini yeni dö-
nemde nasıl tanımladıklannı bilmeye
hepımızin hakkı var. Hâlâ Islamı bir
devlet istiyorlar mı?... Devlet düze-
"slami bir
devlet ele
geçirmiş
olsaydık, biz
inançlanmızı
herkese empoze edip
dayatacaktık. Yani
devlet üzerinden
toplumu fethetmeye
kalkışacaktık. Ben,
Taliban gibi
düşünüyorduk derken
Buda heykellerini
yıkan anlayışla
Nemrut'ta heykelleri
yıkmak isteyen
anlayışın benzerliğine
vurguda bulunmak
istiyordum. Bu bizim
düşüncemiz.
Heykelleri put kabul
eden islamcı bir
anlayışım vardı. 1980
öncesinde ben açıkça
söylüyorum,
meydandaki bütün
Atatürk heykellerini
yıkmak konusuna
inanıyordum.
ninde şeriat hükümlerini tatbik etmek-
ten yanalar mı?.. Demokrasiye ve la-
ikliğe, Atatürk'e, Cumhuriyete nasıl ba-
kıyorlar?.. Bence açıklamak durumun-
dadırlar. Takıyye suçlamalanna muha-
tap olmak istemiyorlarsa bu konuda-
ki düşüncelerini açıkça ortaya koyma-
hdırlar.
Cumhuriyete haksızlık
ettik
- Değişim açıklamalannı göz önün-
de bulundursak gecmişte tslamcüann
hem Atatürk'e hem Cumhuriyete hak-
szhk etüğini söyleyebüir misiniz?
METtNER - Tabıı kı, tabii ki... Ya-
ni aslında geçmişte tekparti dönemin-
de haksızlıklar da yapılmıştır. Ezan
durduğu yerde Türkçeleştirilmıştir...
'KİMSENİN BENİM ÜZERİMDEN HESAPLAŞMASINA CEREK YOK'
- İslamcı kesim. Başbakan Erdoğan'ın
Cidde toplantısında da vurguladığı
değişim açıklamalannı destekliyor. Size
niye tepki gösteriyorlar?-
METtNER- Benim değişim iddialanmm
özü itibanyla Sayın Başbakan'ın
söylediklerinden farklı olduğunu
sanmıyorum. Bu yüzden AKP'yi
destekliyorum. Ama üslubumuz farklı.
Mehmet Metiner güç ve iktidar sahibi
olmuş olsaydı eleştiren pek çok
arkadaşımızın o düzeysiz üslupla
saldınya geçmeyeceklerinden yüzde yüz
eminim. Yalnız bir insani vurarak, aslında
değişim taleplerini dillendiren siyasal kadrolara da
bence bir biçimde benim üzerimden öfkelerini
kustular. Ben bunu da bir paradoks olarak görüyorum.
Hem AKP'yi destekleyeceksiniz hem de değişim
iddialanna karşı çıkacaksınız, bu paradokstur. Benım
üzerimden hesaplaşma yapmalanna gerek yok.
Kendilerini test etmeye çağınyorum. Sadece
üslubumu eleştirseydiler ben bunu toleransla
karşılayabilirdım .Ama bu eleştınlerden
gördüm ki, arkadaşlanmızın pek çoğu
aslında böyle bir değişim iddiasına
karşıdırlar.
- Tepkiler sirin değişim çabalanmzı nasıl
etkiievecek?
METİNER - Ben doğru bildiğime
ınandığım şeyleri, Islamı ahlak ve terbiye
ölçüleri ıçersinde düzeyimi de koruyarak
sürdüreceğim. Onlar gibi Islami ahlakla
bağdaşmayan düzeysiz bir tutum içerisine
girmeyeceğim. Bana yöneltilen tepkiler
beni daha da güçlendirmiştir. Kendimi
yalnız da hissetmiyorum. Doğru yolda
olduğuma inandığım için söylediklerimi uygun
platformda dillendirmeye devam edeceğim. Benimkisi
provokasyon değil. Ama bazen İslami edep ve
ahlaktan yoksun İslamcı yazarlanmızın bana yönelik
suçlamalan kimi çevreleri bana karşı terorize etmeye
yönelik bır provokasyon. Bunlann üsluplannı özellikle
Hasan Karakaya denilen herifçıoğlunun uslubunu
gördüğümde İslamcılık adına utandım.
Laiklik bu değildir ki ne gereği var?..
-Sizgeçmişte hakschkyapüğmızı dü-
şünüyor musunuz?
METtNER - Biz eskiden her şeye
siyah beyaz bakardık. Başka renkle-
rimiz yoktu. Dolayısıyla Atatürk"ü de
hıç se\Tnezdik. Atatürk'ün her yaptı-
ğının yanlış olduğuna inanırdık. Şef-
lerimiz bize kızabilirler. Ben inanmı-
yorum diyelim... Ama 1980"li yıllar-
dan sonra okumalanm yoğunlaştıkça,
entelektüel ufkum geliştikçe hiç kim-
senin ne yaptığının bütünüyle iyi ne
de bütünüyle kötü olduğuna karar ver-
dim... Çünkü tarih yapanlar mutlaka
hata yapariar. doğru yaparlar. Ben Ata-
türk'ü ne bütünüyle doğru ne de bü-
tünüyle yanlış yapan bir tarihsel ön-
der olarak görmüyorum. Ama laiklik
adına yapılanlaruı yanlış olması laik-
liğin bizatihi kendisınin dinsizlik ol-
duğunu beraberinde getirmemeliydi.
Biz de yapılanlara bakarak laikhği
dinsizlik. Cumhuriyetçi elitlerin yap-
tıklanna bakarak demokrasiyi küfur
ılan ettik. Ben bu sorunlu yaklaşımın
her ikı tarafça da görülerek daha de-
mokrat bir laiklik anlayışı geliştirerek
aşılması gerektiğini söylüyorum.
Üslub-u beyan...
- Bir vicılan muhasebesi mi bu?_
METİNER - Her şeyden önce bu
dürüstlük adına, entelektüel birmuha-
sebe... Yani günah çıkartmadeğil. Tra-
jik itirafla bulunmak da değil. Türki-
ye'de biz birbirimıze karşı hatalar yap-
tık. Birbirimıze ilişkin yanlış. hasma-
ne önyargılar besledik. Hiç kimseyı
suçlamadan artıkbirbirimizi doğrubi-
çimde anlamak gerektiğini söylüyorum.
Yani Kemalistlerimizin de lslamcıla-
nmızı yenıden bu gözle görmelerini sa-
lık veriyorum. Eski düşmanlık teme-
line dayalı önyargılanmızı hep birlik-
te aşalım teklifınde bulunuyorum.
-Şeriatçı>azarlardasoru>x)r. 10.YÜ
Marşı'ra söyleyecek misiniz?-
METtNER- Bugüne kadarhiç oku-
madım. Içeriğinde bana ters gelen ya-
ni yok. Bu marşa karşı çıkanlar nede-
nini söylesin de hepimiz anlayalım...
tçeriğinde de söylendiği gibi Türk'e
durmak yaraşmaz... Dolayısıyla
Türk'ün yerinde sayarak, Cumhuriyet
muhafızlığında ısrar etmek yerine,
Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandır-
mayı önemseyen bir çizgide ilerleme-
sini salık veririm. Marşın, 28 Şubat'ın
bir simgesi haline dönüştürülmesini
tasvip etmem. Doğrusu, Islamcılann
da bazı simgelerle rövanş çabasında ol-
masını kabul etmem.
- Değişime yönelik açıklamalannıza
İslamcı basının tavnnı nasıl buluyor-
sunuz. Sizi firdöndü diye suçhıyorlar_.
METtNER-Üslubû beyan ayni ile
insandır. Hepsine yanıtım budur... Bir
insanın adam gibi adam olmadığını
görmek ıstiyorsanız üslubuna baka-
caksınız. Bır insanın üslubu yakışık-
sızsa, kullandığı sözcükler ahlakın dı-
şına çıkıyorsa o insanın Islamcılığı da
sorunludur. Bu arkadaşlann eleştiri
uslubunu Islam açısından hayli sorun-
lu buluyorum. Yakıştıramıyorum. Ya-
kıştınyorlarsa güle güle kullansınlar.
Fırdönmelik HADEP'e gıdip dönmek
demek değildir. HADEP zamanında da
tslamcıydım... Onlan ispata çağınyo-
rum. Eleştiriler tamamen hissi, kıs-
kançlığa dayanıyor. Necip Fazıl Kısa-
kürek'in dizelerini bana karşı kullan-
malanna anlam veremedim. Oysa her-
kes bilirki Necip Fazıl bır dönem Mil-
li Selamet Partisi'nin bir dönem de
Alpaslan Türkeşin ideloğuydu.
MHP'deyken Erbakan hareketi hak-
kında ağza ahnmayacak her şeyi söy-
ledi. O dönemde biz Necip Fazıl de-
mezdik. 'NFK' derdik. 'Nifak' ya-
nL. Aynhkçi™
BİTTİ
Istanbul Valisi Güler, 'Mason Locası'na yapılan saldınnın bütün yönleriyle araştınldığmı söyledi
SaldırganLarnı afleleri de gözahmda
Sakünda ölen Hvseyin Kurugol'ün cenazesi, gözyaşlan arasında toprağa verikli.
ÖZ^LTIERBAŞ
Kartal'daki Hür ve Kabul Edilmiş Ma-
sonlar Büyük Locası Yakacık Şubesı"ne
yönelik saldın sırasında üzerindeki bom-
bayn patlatarak ölen kişinin Nihat Doğ-
ruel, yaralı olarak hastaneye kaldınlan
ve adutı "AbduDah tslam" olarak açık-
layan saldırganın gerçek admın da En-
ginYuralolduğubelirlendi. Soruşturma
kapsamında her iki saldırganın da Afga-
nistan'da siyasi ve askeri eğitim aldıkla-
n bilgisineulaşıldı. Soruşturmaya sürdü-
ren emniyet yetkilileri, teröristlerin ey-
lem talimatı almadıklan, böyle bir eylem
gerçekleştinneye kendilerinin karar ver-
dığı olasılığı üzerinde duruyor.
Terörist Engın Vural'dan alınan bil-
giler doğrultusunda yürütülen soruş-
turmada önceki gün gözaltına alınan
10 kişiden 7 si serbest bırakılırken. sal-
dırganlann ailelerinin de gözaltmda ol-
duğu öğrenildi.
Istanbul Valisi Muammer Güler sal-
dınya ilişkin araştınmanın sürdüğünü
belirtirken, Emniyet Müdürü Celalettin
Cerrah da soruşturmanın selameti açı-
sından basının, elindeki bilgileri 48 sa-
at süreyle açıldamamasını istedi.
Güler, olayın bütün yönleriyle araştı-
nldığıru, soruşturmanın güvenliği açısın-
dan konuşmak istmediğini söyledi.
Saldında yaralanan Bedri Sevim ve
Ömer Aksu ise tedavileri tamamlana-
rak taburcu edildi. Patlamada sol böbrek
ve bağu\ak yaralanması olan BSgihanBfl-
gen ile boyun ve burnundan tabancayla
yaralanan güvenlik görevlisi Mehmet
Lamba'nın tedavileri ise yoğun bakım
semsinde sürüyor.
Saldında hayatını kaybeden garson
HüseyinKunıgörün cenazesi, gözyaşla-
n arasında toprağa verildi. Adli Tıp Ku-
rumu'ndan dün alınan Kurugol'ün cena-
zesi, Kurfalı Merkez Camii'nde kılınan
namazın ardından Pendik Dolayoba Me-
zarlığı'nda toprağa verildi. Kurugol'ün
cenazesine katılanHür ve Kabul Edilmiş
Masonlar Büyük Locası Derneği Yaka-
cık Şubesi Başkanı Zafer Kural. olayın
aydınlık ve karanlığın savaşı olduğunu be-
lirtti. Kurugöl"ün kardeşi Büknt Kunı-
göl de dernek önünde son 1.5 aydır po-
hsin önlemi olmadığını ileri sürdü
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLt
Inatçı Eşitsizlikler...
Le Monde, 7-8 Mart günlü nüshasında, "Cinsel
Çatlak" adlı başyazısında, "8 Mart'lar, değişmez
olduğu kadar üzücü bir âyin gibi, birbirini izliyor
ve birbirine benziyor" diye başlıyor ve sürdürüyor-
du: Heryıl, KadınlarGünü, erkeklerle kadınlarara-
sındaki eşitsizlikleri ortaya getirmefırsatını veriyor.
özellikle ikı yasa, 1983'te RoudyYasası ile 2001 'de
Genisson Yasası, baştaçalışma alanında, kadın-
lar aleyhine işleyen kimi eşitsizliklere yasaklama-
lar getirmış olsa da, faydası görülmedi. Her yıl, or-
tadan kaldırmak bir yana, azaltmak uğruna, aynı
isteklergörülüyon heryıl, resmi plandaverilmişsöz-
ler de, durumu pek değiştirmiyor.
Yazı, kadınlann kurbanı olduklan üç eşitsizliği özet-
liyor: Biri. ışe girişte; ikincisi, işletmede ücret ko-
nusunda; üçüncüsü de, evdeki görevlerde, "gö-
rünmez" denen, ama gerçekte olan emeğin dağı-
tılması ile ilgilı; kan-kocanın evrimi ne olursa olsun,
erkekler, kadınlannkinden iki misli az bir zaman har-
cıyorlar.
Hepsi bunlardan ibaret değil: Siyasal temsilde
kadın erkek eşitliğını sağlamak için önlemler, dört
yıldır anayasada bulunsa da, zorunlu kılınmadık-
lanndan, hayata geçirılmemiş halde. Meslek ya-
şamında ve çalışma yaşamında, kadın-erkek eşit-
üğini zedeleyen engeller, bir bakıma zihniyetlerde
kökleşmişlerdir. Ama öyle de olsa, erkek haklan-
nı kadınlara da uygulamalı; sorun bu!
Bir başka yazı, "inatçı eşitsizlikler" diye diyor.
işte, Fransa'nın en ciddi birgazetesinin, Kadın-
lar Günü'nde bir tespiti!
Ya ülkemiz için tespitimiz ne olacak?
•
Fransa'da, siyasal temsilde kadın-erkek eşitlik
ilkesi adına anayasaya geçirilen önlemleri, bizim
anayasamızda aramak boşunadır. ötede beride ki-
mi kımıldamalar ve özlemler, dileyelim gecikme-
den sistemimize yansır!
Ama Fransızlann çalışma yaşamında görüp ya-
kındıkları eşitlik karşıtı eksikler, bizim yasalarımız-
da daha ağır olarak sıntmaktadır.
Ne var ki, Fransa'da olmayan kimi olgular birer
vahşet örneği olarak kadınlarımızın tepelerinde
şiddet estirıyorlar: Orada, bizim "töre cinayetle-
r/"miz yoktur.
Pekı ne yapıldı Güldünya'dan sonra?
"Namus cinayetlehnı hafifletici neden saydı-
ran" madde. TCK'den hemen atılıp, bu tür ilkellik-
leri daha da şiddetle cezalandıran önlemler aldık
mı?
Bu Kadınlar Günü'nde, bir "AB Troykası", söz
konusu töre cinayetlerini de gündeme getirmiş ve
"bu cinayetleri işleyenlere ağır cezalar verilmesi-
ni" istemiş.
Bir "AB Troykası"n\ beklemeli miydik?
Ya "tecavüz edilen genç kızın, failin evlenme tek-
lifini kabul etmesi halinde, ceza davası düşüyor-
sa", bir başka iğrençlik değil mi?..
Cinayet tehlikesi ortamında, "Mezariık değil, sı-
ğınma evlenni istiyoruz" diye haykırmalıyız. Bu tür
önlemleri almak, başta belediyelenn ödevidir. Ye-
rel seçimlere giderken, hangi yerde ve aday ola-
rak kimler, bu vaatle halkın önüne çıkıyor ve o se-
çimlerde, hangi parti, ne kadar kadın adaylar çı-
kanyor halkın karşısına?
Bu seçimler, bir ölçüt olmalıdır bu konuda!
Bir sorunumuz da türban!
Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer, bu yılki Dün-
ya Kadınlar Günü nedeniyle yayımladığı önemli
bir mesajda, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın
bir lafını ağzına tıktıktan sonra, ayrıca Türkiye'de
birçok kadının dinsel kökenli baskıya da uğradı-
ğını belirterek, ikide bir demokrasiye sığınılarak
Türkiye'nin önüne getirilen türban sorununun, de-
mokratik atılımlann gölgelenmesinden başka bir
anlam taşımadığını vurgulayıp, ekliyor: "Dinsel
simgelerin, siyasal düşüncelerin aracı olarak kul-
lanılmasma ve kutsal din duygulannın kötüye kul-
lanılmasına hoşgörüyle bakılamaz."
Bakmak mümkün mü ki?
Bu haftaki yazımızı, bir başka konuya da getiri-
yor ve bir yurttaş olarak soruyoruz: Kapatılan
DEP'in on bir yıldır tutuklu bulunan eski milletve-
killerinin serbest bırakılmasına da sıra gelmemiş
midir? İkide bir mahkeme huzuruna çıkarken, el-
leri kelepçeli Zana ile arkadaşlannın durumuna
bakıp ne hissetmeli, ne düşünmeli? Bu da, bir
başka "inatçı eşitsizlik" örneği değil mi?
Jandarma'dan diş taraması
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Jandarma
Genel Komutanlığı, geçen yıl oluşturduğu
mobil diş kontrol araçlanyla Türkiye'nin
değişik bölgelerinde taramalannı sürdürüyor.
Yapılan açıklamada. geçen yıl temin edilen 4
mobil aracın Aydın, Konya, Tokat ve Tunceli
bölge komutanhklarma tahsis edildiği, söz
konusu illerde 7 aylık süre içerisinde 1976'sı
asker olmak üzere toplam 7 bin 39 kişinin
tedavi edildiği kaydedildi.
üatıya, Doğudan da gidilir'
• ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - Bağımsız
Cumhuriyet Partisi (BCP), 'Türkiye Söyleşiler
Dizisi' başlıklı panelleri düzenlemeye devam
ediyor. Yann saat 14.00'te Istanbul Cniversitesi
Iktisat Fakültesi Mezunlan Derneği .Ankara
Şubesi'nde düzenlenecek olan 'Batıya,
Doğudan da Gidilir' adlı söyleşiye emeldi
Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş katılacak.
Oteller grevde
• Istanbul Haber Servisi - DİSK'e bağh Otel,
Lokanta ve Eğlence Yerleri Işçileri Sendikası
(OLEYİS) ile Istanbul Hilton ve Parksa Hilton
otelleri işverenleri arasındaki toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinin uyuşmazlıkla
sonuçlanması üzenne, her iki otelde de grev
karan alındı. OLEYlS'ten yapılan yazılı
açıklamada bugün saat 15.00'te, her iki otelde
de grev karan ilan edileceği bildirildi.
ROKETSAN'da kaza
• ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'nın
Elmadağ ilçesınde bulunan Roket Sanayii ve
Ticaret AŞ (ROKETSAN) tesıslerinde bir roketin
test edilmesi sırasında küçük çaplı bir kaza
meydana geldi. ROKETSAN Genel Müdür Vekıli
Hüseyin Baysak, bir roketin motorunun
ateşlenerek 5 metre ilerideki bir duvara çarphğım,
olayda ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. ,