Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
S2MART2004CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Bülent Annç 'ın
daıuşmam Humeyni
hayranıymış.
Bana damşmanuu
sövk, sano Jâm ol-
duhınu söyjeyeyim.'
> Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Başbakanın şirketleri de
verg'ı affından yararianmış..
"Piyasa, Başbakanın
şirketleri sayesmde aftan
varaıianmıs o/masın/"
Saraybahçe
Genel-lş Sendikası
Kocaeli Şube
Başkanlığı,
Saraybahçe ilçesinin
CHP'li Beledrye
Başkanı Metin Alan'ın
belediyenin temizlik
işlerini özelleştirip
önceki dönem Refah
Partisi'nden belediye
başkanlığı yapan ve
Atatürk'ün büstünü
kınp tuvalete attığı için
bir yıl hapis cezası alan
Yaşar Alkan'ın ^
şirketine verdiğini $m
açıklıyor. ^T
Çanakkale
Bir ilkokulda yapılan
şeriat düzeninde
düğünü savunan,
Istanbul'daki sinagog
saldınlannda
bombalann neden
binanın içinde
patlatılmadığını merak
eden Çanakkale
Müftüsü Cevat
Attun, şimdi de
iskele meydanına dev
bir cami yapılmasını ve
iki minaresinin arasında
"Çanakkale geçilmez"
yazılmasını istemiş ve
"Bu yazıyı gören gemi
kaptanlan Boğaz'dan
dikkatJi geçer" demiş...
Böylesi bir yaratıcı
zekâya sahip müftüye
Çanakkale dar geliyor
olmalı.
j umhuriyet okurlanndan Tahsin Çağatay.
"Türk Gençliğine Sesleniş"i, Cumhuriyet
okurları ile paylaşmak istiyor. Gençliğe
ı 1 Sesleniş denince aklınıza hiç kuşkusuz
Mustafa Kemal Atatürk'ün o duygu yüklü ve ay-
nı zamanda gerçekleri bütün çıplaklığı ile ortaya ko-
yan, sankı bugünleri görmüş gibi her tümcesi uya-
n dolu seslenişi gelmiş olmalı.
Hayır...
Türk gençliğine bu kez Amerika Birteşik Devlet-
leri Başkanı George W. Bush sesleniyor:
"Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türk Cumhuri-
yetıni satıp savmaktır. Mevcudiyetinin ve istikbali-
nin yegâne temeli budur.
Bu temel. senin, satabileceğin en kıymetli hazi-
nendır.
Istikbalde dahi, seni bu hazineyi satmaktan mah-
rum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların
Gençliğe Seslenişolacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti acilen satma mec-
buriyetine düşersen, sanateklif edilen fiyatın düşük-
lüğünü kafanatakmayacaksın.
Sanateklif edilen rakam çok namüsait bir mahi-
yette tezahür edebilir.
istiklal ve cumhuriyetine talip olan müşteriler, bü-
tün dünyada emsali görülmemiş bir sermayenin
mümessili olabilirler.
Kredi ve stand-by anlaşmaları ile aziz vatanın,
bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine gi-
rilmiş, bütün ordulan dağıtılmış ve memleketin her
köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bunda bir mahsuryoktur, bu küreselleşmenin do-
ğal bir yansımasıdır.
SESSİZSEDASIZ(I)
Bütün bu şeraitten daha güzel ve daha sevindi-
rici olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sa-
hip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde
bulunabilirler.
Bundan daha sevindirici bir şey olamaz.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlannı,
müstevlilerin siyasi emelleriyie tevhit edebilirler.
Bu çok doğal bir durumdur asla kızma, tepki gös-
terme.
Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düş-
müş olabilir. Bu da normal bir durumdur.
Ey Türk istikbalinin evladı!
Işte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk
istiklal ve cumhuriyetini pazartıksız satıp savmak-
tır.
Muhtaç olduğun kudret, sana medyayoluyla em-
poze ettiğimiz hayal dünyasında mevcuttur!"
Son tümceyi de biz ekleyelim:
"Ne mutlu Amerikancıyım diyene!"
12 Marfın yıldönümünde Kara Kuvvetleri
ABD'den gönderilen "kontr-
ı gerilla" gibi bazı "el kitaplan"nın
)aynen tercüme edilerek Türki-
ye'ye uygulandığına 12 Mart
dönemindetanıkolmuştuk... Bu-
gün 12 Mart... Askeri darbenin üstün-
den üstenden 33 yıl geçti...
Bugün, Kara Kuvvetleri Komutanlı-
ğı'na baglı bazı askeri birliklerin istih-
barat toplamak için kaymakamlıklara
gönderdiği yazıyı tartışıyoruz.
Genelkurmay Başkanlığı'nın da
doğruladığı bu çalışmaya göre toplu-
mun bazı gruplan hakkında bilgi top-
lama işi ll Idare Yasası kapsamında
gerçekleştiriliyonmuş ama istihbarat
çalışmasına konu olan bazı hususlann
düzeltilmesi gerekiyormuş.
Düzeltilmesi gereken hususlann ne
olduğu kamuoyuna yansıyan haber-
den anlaşılıyor... Düzeltme yapıldığın-
da herhalde felsefe gruplan, internet
gruplan, sosyete gruplan gibi gruplar
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın izle-
me alanından çıkartılacak!
Peki bu çalışma nereden çıktı?
Nereden çıktığı yine kamuoyuna
yansıyan izlenecek gruplar listesinde
kendini gösteriyor.
Amerika'da başlarına geçirdikleri
beyaz kukuletalarla siyahlan tehdit e-
den, yaralayan, öldüren Ku Klux Klan
grubu daTürkiye'de izlenecek gruplar
arasında yer aldığına göre bizim Kara
Kuvvetleri'nin çalışması tıpkı 12 Mart
döneminde Amerika'dan gönderilip
tercüme edilen "el kitaplan"na ne ka-
dar çok benziyor!
Yûksek Yeriltm Hattı
Her şeyi medyadan bekleme, kendi
yalaka medyanı kendin yarat!
erdirvcutku 'i yahoo.com
'NATO'ya Hayır!'
SONMEZ TARGAÎS
Yukandaki başlık. 6O'lı, 70'li
yıllann Türkiyesi'nde sol ke-
simde, özellikle de her iki dö-
nem Türkiye Işçi Partisi (TİP)
etkinliklerinde sıkça kullanı-
lan bir savsözdü. Yine o yıllar-
da henüz sosyalist dizge çök-
memiş, biryanda başını Sov-
yetler Birliği'nin çektiği sol bir
blok, diğer yanda başını
ABD'nin çektiği emperyalist-
kapitalist bir blok olmak üze-
re gezegenimize iki kutuplu
bir yapı egemendi. Ve bu iki
kutuplu yapıda her iki kesim
birbirine karşı sürekli tetikte,
"Soğuk Savaş" dediğimiz bir
gerilim içinde yaşardı.
Kapitalist üretim ilişkilerinin
egemen olduğu kutupta yer
alan ülkeler, Sovyetler Birliği
ve sosyalist dizgeye karşı
kendilerini korumak, olası bir
sol tehlikeye karşı kendilerini
savunmak amacıyla ortak bir
askersel güç oluşturdular. Iş-
te kısa adı NATO olan "Kuzey
Atlantik Antlaşması" teşkilatı
4 Nisan 1949 yılında böylesi
bir gerekçeden yola çıkılarak
kuruldu. Başka bir anlatımla
NATO, sosyalizmin "yayılma-
cılığına"(\) karşı kapitalizmin
askersel gücünü dengelemek
amacıyla kurulmuş bir savun-
ma örgütlenmesiydi.
Sosyalist dizge ise NA-
TO'yu sosyalizm varlığını teh-
dit eden bir saldırı düzenegi
olarak tanımlıyor ve NATO'ya
karşı olmayı politik hedefleri-
nin baş sıralanna koyuyordu.
Gerçekten de60'lı, 70'liyıl-
Iarın dünya işçi ve komünist
partilerinin izlencelerinde NA-
TO'ya karşı savaşım önemli
bir yer tutuyordu. Ve her iki
kutbun savaş sanayii kuru-
luşlan, aralanndaki bu uzlaş-
maz çelişkiyi dengede tuta-
bilmek için hanl hanl silah ya-
pıyor, bu alanda yeni tekno-
lojiler üretiyorlardı.
9O'lı yıllann başında önder-
liğini Sovyetler Birliği'nin yap-
tığı sosyalist dizge çöktü. Ar-
tık gezegenimizde eski yapı-
lann yıkılması, yeni dengele-
rin oluşması beklenirken bu-
nun tam tersi oldu. örneğin
sosyalizme karşı birsavunma
örgütlenmesi olarak kurul-
muş NATO'nun da dağılması
gerekirken dağılmak şöyle
dursun, bu örgütlenmenin
şemsiyesi altına giren ülke
sayısı arttı. Küreselleşme ve
yeni dünya düzenı olarak ta-
nmlanan ve bugün içinde ya-
şadığımız dönemi de kapsa-
yan bu süreçte NATO, kendi-
ni dünya jandarmalığı yerine
koymaya soyundu.
Ozetle geçmişte sosyaliz-
rre karşı askersel bir duvar
oarak örülen NATO, bugün
aanını ve işlevini daha da ge-
nşleterek dünya halklarını
tehdit eden daha tehlikeli bir
t»yuta yükseldi.
Bugün NATO'nun tektaraf-
lıulaştığı askersel güç ve ge-
nşleyen etki alanlarıyla yann
rasıl sorunlar yaratacağı ko-
rusu nedense tartışılmıyor bi-
insan haklanndan,
dünya banşından, temel hak
ve özgürlüklerden, demokra-
siden sıkça söz edilen günü-
müzde bu değerleri tehdit e-
denbirtehlikekonumunage-
len NATO'nun sürekli günde-
me gelmesi gerekmez mi?
Hele bir de gözü kapalı AB
şakşakçılığı yapan sözüm
ona ilerici takımı, merkezi
Brüksel'de olan bu yapılan-
maya neden hiç değinmez-
ler? Ve bu yıl, 28 Haziran
2004'te, NATO zirvesinin Is-
tanbul'datoplanacağının du-
yurulmasına karşın başta ile-
tişim organları olmak üzere
duyarlı kesimlerin sessizliğini
koruması nasıl yorumlanma-
lıdır?
Tüm siyasal girişimlerin 28
Mart'ta yapılacak yerel yöne-
timler seçimlerine kilitlendiği-
ni sandığım bugünlerde Tür-
kiye Komünist Partisi'nden
bir çağrı aldım. TKP, "NA-
TO'ya Karşı Mücadele: Acil
Görevler" başlığı altında
uluslararası bir konferans dü-
zenlemiş. 28 Şubat 2004 Cu-
martesi günü Nâzım Kültüre-
vi'nde düzenlenen konferan-
sayurtdışından 15'eyakın iş-
çi ve komünist parti ve örgüt
temsilcisi çağnlmıştı. Çağn-
lanlar arasında Beiçika, Bo-
hemya ve Moravya, Bulga-
ristan, Danimarka, Dünya
Banş Konseyi, Filistin Adalet
ve Banş Konseyi, Kıbrıs
AKEL, Küba, Macaristan,
Italya, Rusya, Ukrayna, Yu-
nanistan, Letonya, Lüksem-
burg işçi ve komünist örgüt-
leri temsilcileri var.
Çağnlı ülke temsilcilerinin
hemen hemen hepsi birer bil-
diri sunmuşlar. Genellikle
gençlerin yer aldığı konferan-
sın son bölümüne katılabil-
dim. Kürsüde Yunanistan Ko-
münist Partisi Merkez Komi-
tesi üyesi bir bildiri sunuyor-
du. Dilini anlamasam bile Yu-
nan delegesinin ses tonun-
dan büyük bir coşku seli için-
de yüzdüğünü gözlemleyebi-
liyordum.
Tartışmaların, konuşmala-
rın, sunulan bildirilerin içeri-
ğinden NATO'nun bütün bo-
yutlarıyla sorgulandığını gör-
mek olasıydı.
Bu konferans nedeniyle
Türkiye'de bir önemli geliş-
meye daha tanık oluyordum.
Son derece sınırtı, ama genç
kadrolarıylaTKP, gelmiş geç-
miş en Amerikancı hükümeti
olan AKP'ye karşı etkin bir
muhalefet yürütüyor; ülkenin
güncel, ivedi, yaşamsal ko-
nulannı gündeme taşıyordu.
Bu partinin, "Istanbul kapı-
lannı NATO'ya kapatıyor"
önermesiyle başlattığı muha-
lefet bana, bizim kuşağın
geçmişte her frsatta haykır-
dığı "NATO'ya hayır!" savsö-
zünü anımsattı. Dizgeleryıkıl-
mış, birçok şey değişmiş ol-
sa da kapitalist üretim ilişkile-
ri içinde emek dünyası için
baskı ve sömürünün araçlan
değişmiyordu. Tersine daha
da çeşitleniyor, NATO'nun
değişmeyip daha da geliştiği
gibi...
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicakCa turk.net
ÇtZGÎLtK KÂMİL MASARİCI kamilmasarac'Ka mynet.com
BULUT BEBEK MRAY çtrrçt bulutbebek * hotmail.com
HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA
HATTRLIYORMUSUN ? BASBAKAN BtR
MÎTÎNGDE. "MAA5IMLA 6ECIN6MÎYORUM.
ZAM İSTT/ORUMI" ~
DtYEN YURTTAŞA
NE DEMÎSTÎ ?..
BU BAŞBAKANIN yURTTAŞI OLMAK MI ÎYÎ,
ŞİRKETtNDE
I5C± OLMAK
HAT1RL1YORUM;
"İ$ BULMUŞSUN
DEMISTE...
KIRK KATTR MX?
KTRK SAT1R MI?
TARİHTE BLGUN MİMTAZARIKAIS 12 Mart meıc.mumtaz-arikan.com
12 MART MUHT/RASI 1/ERIUY0RL
13*1 '£>£ SueÛN, GEMELKU&MAY BAŞ&tA/f V£ KtJVIfET KOMUTANLAR/,
ZAMANIN MUKÛMErr/VE MÜPAMALE NITEU&r mÇfyAN BİR MUHTtGA'
Yl, CUMHURg/*ÇKAtJL/Sı,S'£fJA'TX> l/£ MİLLET MECÜSİ'NE &ÖNOES-
MİŞTİ. 19&8'PE ERAHSA'&A &AŞLAYAN ÖĞgE/VC/ OLAYcARfN/N
KİYE'OEKİ 8İ& UZANTtSl GİBl 6ÖRÜMEN ÇA
DETIENMİŞ, SÛLEYMAN PEM/ISEL HÜ&JMETİ, SOL. VB SAĞ 6RUPLAR
ARASINOAKİ *CAWU EYLEMLE& EN&ELLEYEMEMİŞTİ. ÇEŞİTLl GlZLl
ÖZGÜTVERiN SİLÂH VE BOMBA PESTE&İYLE, YUfST ÇAPINPA 8'R
KAOS ORTAMl YAGATfLMIŞn. BU SIE#I>A,KOMUTANlAaN,PquriK
YAŞAMA MÜpAHALESt SERÇEICLEŞMtŞ, HÜKÜMBT PÜŞMÜÇTV-' AN-
ONLAK.INGiXrEIS.DlGI YÖNTE14LE, HEMEN yr
UÜKUt/IET K£j£üLUYOei>U- GÜYA TAfZAFStZ
SİH. gAŞBAk&U OLAN NıHAT BRlM, PARTI-
L&UJSTÛ UUKUMBriKII KilRUYOeCU-^İMOI
UVGuU UALE
ANKARA...ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Kazdağ Güzellemesi
Olaylaryoğunlaşıyor, neyazacağını, hangi ola-
ya yorum yapacağtnı şaşınyor insan. Kaç yıl ön-
ce yazdıklanm yeniden güncelleşiyor nerdeyse.
Işte Kazdağ Güzellemesi.
Körfez kıyılannda dağlarda, yaylalarda, zeytin-
likler ya da çam ormanlannda bir dost bahçesin-
de dolaştığımı düşünürüm kimi zaman. Ida'ya bir
dost gibi seslenir, sorulartma yanıt aranm. Yüz-
yıllar boyunca neler görüyor, tannçalar dolaşıyor
eteklerinde. Sankız da Afrodit'in uzantısı değil
mi? Mitoloji yeniden biçimleniyor halkımızın ya-
ratıcı gücüyle.
Sankız'ı Anadolu feministlerinin öncüsü diye
düşünenler var. Haksızlığa karşı direniyor, kara
çalmaya karşı ak bir yaşamı kanıtlıyor. Bir kız ev-
liya olarakyerleşiyor belleklere. Birkaç kez gittim
yanına. Bir kez de Aziz Nesin ile biriikte. Söylen-
celer var, Sarıkız istemediği konuklara geçit ver-
mez, dağı duman sarar, yol kapanırmış birden.
Neyse bizi kucakladı. Zeytinli köyünden şoförü-
müz de güzel yorumlar yaptı. Yogun sise karşın
güneşin parlayıvermesi, Sarıkız'ın bizi kucakla-
ması demek.
Vaktiyle bir okurum "Körfez Ana" adını koydu
bana, mektubu hâlâ çekmecemde. Mavi günler-
de anaya benziyor, dünyayı, insanlan kucaklryo-
rum gerçekten. Bu kez doruğa tırmanamadım,
Tahtakuşlar'da Etnografya Galerisi'nin duvann-
da karşılaştım Sarıkız'la. Değerli sanatçı Selim
Turan'ın fırçasında gülümsüyor Sarıkız. Saçlan
san değil, dağlarda açan renk renk çiçeklerle ba-
han taşıyor başında. Dimdik duruyor, haksızlığa
karşı direnişi simgeliyor. Selim Turan'ın tablosu-
nu iîk kezgörüyorum. Eve dönünce Batular'ate-
lefon ettim acele. Tabloyu görmelerini diledim.
Değerli sanatçının eşi Şahika Turan'ın armağa-
nı bu tablo. Orhan Kudar söyledi, Kanadalı bir
sanatsever Sankız portresini çok seviyor, satın al-
mak istiyor, dört milyar öneriyor ama satılık olma-
dığını söylüyorlar. Londra'da National Gallery'de
uzun bir koltukta kuyrukta bekleyerek gezdiğim
birsergiyi anımsıyorum. DuvardayalnızRenoir'ın
bir tablosu var, Tuilleres Bahçeleri. Tahtakuşlar
Galerisi'nde de böyle bir yöntem uygulanabilir.
Belli bir süre, bir ya da iki hafta SelimTuran'ın Sa-
nkız'ı sergilenebilir. Bir köy galerisinin de özüne
yaraşır ürünler gerekir bence. Seçimi iyi yapmak,
uyduruk ürünlere yer vermemek gerekir.
Bu gidişimde birteşekkürbelgesi verdi Kudar-
lar. Ülkemizde, belki de dünyada ilk yaşanan bir
olay, Tahtakuşlar Köyü Etnografya Galerisi. Asıl
teşekkür Büyükelçi Pulat Tacer'e kuşkusuz.
UNESCO'da temsilcimizdi o dönem. Gazete ve
dergimizdeki yazılarıma ilgi duydu, mektuplaştık,
Tahtakuşlar'a bir ödül sağladı UNESCO'dan. Ga-
liba 10 bin dolar, çok değil ama itici gücü var. Ku-
dar ailesine de güzel bir soluk verdi. Açık söyle-
yeyim, bu olayın çarpıtılmadan, yozlaşmadan,
özüne köküne yaraşır düzeyde yaşanmasından
yanayım. Gelişmelerı de o yönde bekliyorum.
Gelişigüzel sergiler, uyduruk ürünler yakışmıyor
Tahtakuşlar'a. Yoğun değil, seçkin etkinlikler ge-
rekiyor, seçimi iyi yapmak.
Yıllardır tanıyorum Kudar ailesini. Esma Bacı,
oğulları, gelinleriyle çok üretken bir aile. Dağ
ürünleriyle güzel takılar yapmışlar karakış günle-
rinde. "Kazdağ Güzellemesi" koydukadını. Zey-
tin çekirdeği, minık çam kozalağı, çitlembik ve
acıbademden oluşuyor. Bolluğu, güzelliği, ölmez-
liği, barışı simgeleyen dağ ürünleriyle koruyucu
bir takı sayılıyor. Ben de aldım, yakama taktım.
Çantamda da bir armağan var Kudarlar'dan. Bir
şişe kantaron yağı! Merdivenleri çıkarken zorlan-
dığımı görünce verdi Orhan Kudar.
- Bunu dizlerine sür abla, gelecek y\l Sankız'a
koşarak geleceksin.
Akşam, sabah sürüyor, göz kırpıyorum. Kazda-
ğı'nda koşmak ne güzel olur!
• • •
Kaç yıl geçti aradan, hâlâ koşamıyorum Kaz-
dağ yollannda. Ancak umudumu yitiımedim, bir
gün koşacağım elbet.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1
SOLDANSAĞ.V.
1/ Sıcak böl-
gelerde yeti-
şen ve porta- 2
kalı andırır
meyveleri
olan bir ağaç.
2/Memeliler-
de protein
metaboliz-
masının son
ürünü olan ve
idrarla dışan
atılan bile-
şik... Hz. Da\Tida
gönderilen kutsal ki-
tap. 3/ Portekiz sö-
mürgesi iken 1999
yılında Çin'e geri
verilen kent...
1 2 3 4 5 6 7 8 9
B
0
L
I
V
A
R
|
K
0
P
A
L
|
S
E
M
A
L
A
T
I
F
E
|
A
R
1
L
1
K
•N
A
R
A
V
1F|
IB
A
L
A
D
A
S
E
N
A
|
P
|
U
R
E
1A
1
L
P
•
z
•M
A
R
A
•
Ğ
E
K
A
R
A
D
Ü
Z
E
N
Kars'ırı doğusunda- 6
ki ünlü antik kent. 4/ 7
Hisse, pay... Inatçı. 8
5/ Yüzgeçlerindeki 9
dikenlerde zehir bulunan, etı lezzetli bir balık. 6/
Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak
seçilenyer... "Hayır" anlamında kullanılan söz.
7/Çeşitli otve sebzelerle hazırlanan yiyecek... Bir
renk. 8/ Güreş boğalan yetiştiren kimse. 9/ "Ki-
mine bir aba vermez giyesLTCiminin altına atlas
—- eyler" (Yunus Emre)... Bir barajın fazla su-
yunu akıtmak için yapılan düzen.
YUKAMDAN AŞAGIYA:
1/Üst bölümü yuvarlak ve kabank, tabanı genel-
likle düz olan bulut tipı. 2/Asya ile Avrupa'yı ayı-
ran dağ sırası... Kimi hurma ağaçlanmn özünden
çıkanlan ve pirinç gibi kullanılan nişastah bir
madde. 3/ Halk dilinde çapaya verilen ad... Par-
lak kırmızı renkte bir süs taşı. 4/ TevfikFikret'in,
şimdi müze olarak kullanılan evi. 5/ Yunan rakı-
sı... Potasyum bileşiklerine verilen genel ad. 6/Bir
bağlaç... tskambilde bir kâğıt... Her yanı suyla
çevrili kara parçası. 7/ Sert, siyah ve ağır bir
ağaç... Konut. 8/Afrika'dabirülke... " — Güler":
Fotoğrafçımız. 9/Dinsel törne ve kuralları... Ge-
minin cıvadrasına çekilen üçgen yelken.