Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7ŞUBAT 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J İ J J V U I ^ I \_IIVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
ATO'ya halkla
ilişküer Oscar'ı
• ANKARA
(Cumhurhet Bürosu) -
Ankara Tıcaret Odası
(ATO), Uluslararası Halka
İlışkıler Derneği'nce
(IPRA) venlen ve "Halkla
îlışldlerOs:ar'ı" olarak
bılinen "Golden World
Awards"ın büyük ödülünü
aldı. Geçen yıl mayıs
ayında "kredi kartlan
kampanyası" ile 219
projenin arasından "siyasi
ilışkiler" ve "halka
hızmet" dallannda altın
madalyayı alan ATO,
şımdi de diğer
kategorilerde altın
madalya alan 33 proje
arasından "'büyük ödüle"
layık görüldü. ATO
Başkanı Sinan Aygün,
ödülü Türkıye adına
aldığını sö>ledi.
Tüketicinin
derdi ayakkah
• Ekonomi Servisi -
fstanbul Ticaret Odası
Tüketici ŞiJcâyet
Bürosu'na başvuran
tükericiler, en çok kapıdan
satış \e ayakkabıdan
şikâyetçi oldu. ÎTO'nun
tüketici şıkâyetlerini
değerlendirme
çalışmalannı
değerlendiren ÎTO
Başkanı Mehmet Yıldınm,
gelen 32 şikâyetin tüketici
lehine sonuçlandınldığını
belirtti.
sayısı aptü
• Ekonomi Servisi - Ocak
ayında işsizlık ödeneğı
alanlann sayısı arttı.
Ocakta, 56 bın 145 kişiye
Işsizlik Sıgortası
Fonu'ndan 12 8 trilyon
lirahk ödeme yapıldı.
Fonun, Mart 2002"den bu
yanaki toplam ödemeleri
190 trilyon lıraya yaklaştı.
Petrol piyasaa
cezatanyüksettM
• ANKARA (ANKA)-
Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu
(EPDK), Petrcl Piyasası
Yasası'na aykın
faalıyetlere verilecek para
cezası tutarlannı, 2004
için yenıden değerleme
oranı olan yûzde 28.5
düzeyınde arttırdı. Resmı
Gazete'de yayımlanan,
yasanın ilgili maddesi
uyannca, lisans almadan
lısansa tabı faaliyet
yürütenlere venlecek para
cezası tutan, 500 mılyar
lıradan 642 milyar 500
mıryon liraya çıktı.
Alarko,
• Ekonomi Servisi -
\larko, Rusya'nın
Sakhalın Adası'nda 33.4
milyon dolarlık iş aldı.
\larko Holding'den
borsaya göndenlen
ıçıklamada, şırket
•.ştiraklerinden Alsim
\larko Sanayı
Fesıslen'nin, Sakhalin
\dası'nda ana müteahhit
'irma olan Japon Chiyoda
. e Toyo ortaklığındaki
CTSD Limitet Şirketi"nin
ıçtığı ihalede endüstriyel
Dİnalann yapımıru
istlendiğı belirtildi.
36 ile özel teşvik
başlıyor
• ANKARA (ANKA)-
•üşi başına milli geliri
2001 itibanyla 1500
lolann altındaki illerde
/eni yatınm ve ıstihdama
jzel teşvıkler
jetirilmesine ılişkin yasa
Resmı Gazete'de
/ayımlanarak yürürlüğe
jirdi. Bu yasayla kapsama
îiren 36 ılde yatınm
/apacaklara, vergi ve
îigorta pnmı teşvıklen ile
;nerjı desteğı sağlanacak.
Dışa bağımlılık arttı. Türkiye, Estonya ve Hindistan'dan bile iplik ithal eder hale geldi
PamukipliğialarmveriyorYUSUFOZKAN
IZMIR- Pamuk ıthalatındakı hızlı ar-
tışla birlikte, pamuk ipliğinde de dışa
bağımlılık tehlikesı doğdu. Başta üre-
ticiler ve ihracatçılar olmak üzere sek-
törün önde gelen kesımleri, tüm dünya-
da kotalann kaldınlacağı 2005 yılına
kadar gerekli önlemlenn alınması ge-
rektiğini vurguluyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı bılgilerıne gö-
re Türkiye, 2003'ün ocak-ekım dönemın-
de, aralannda ABD, Almanya, Fran-
sa'nın yanı sıra Estonya. Slovenya, Pe-
ru'dan bile toplam 77 bin ton pamuk ıp-
liğı ithal etti. ABD'den ve Güney Kore gi-
bi ülkelerden yapılan alımlar önemli öl-
çüde azalırken Türk cumhuriyetlerinden
yapılan alımlarda artış oldu.
Türkiye'de toplam 1 milyon ton işle-
me kapasitesıne sahıp iplik tesisi oldu-
ğunu anımsatan TARlŞ Genel Müdürü
Ayhan Özer, bizım gırdı malıyetleri ne-
deniyle yaklaşık 2.5-3 dolara ürettiği-
miz ipliğın kilogrammı Suriye, Hindis-
tan, Özbekistan gıbı ülkelerin 1.85 sen-
• Pamuk ithalatındaki hızlı
artış süreci tekstil sektörünün
hammaddesi konumundaki
pamuk ipliğinde de
yaşanıyor. Türkiye. 2003'ün
ocak-ekim döneminde.
aralannda ABD, Estonya,
Romanya, Bulgaristan,
Pakistan ve Hindistan'ın da
bulunduğu pek çok ülkeden toplam 77
bin ton pamuk ipliği ithal etti.
Alımların Yönü Degişti
ULKE ADI 2002 MİKTAR (KG) 2003 MİKTAR (KG)
ESTONYA
BOMANYA
BULGARİSTAN
TURKMENİSTAN
OZBEKİSTAN
ABD
PAKİSTAN
HİNDİSTAN
ENDONEZYA
GUNEY KORE CUM
17.3323
310
9.713.540
7.115.508
163.539
11.658.502
4.681.322
35.054
23.563
13.861
88.821
6.206
20.337.556
12.870.818
93.799
16.308.134
10.885.165
96.523
1.439
KAYSERI SER BÖL 3.854.752
te mal ettiğine dikkat çekti.
'Pamuk üretlmi arttırılmalı'
Türk ıplık üretıcisınin zor günler yaşa-
dığını kaydeden Özer, "Hükümet soru-
nu biliyor. Bunun için girdi maliyetierinin
düşürülmesi gerekhor. Bizdc pamuk ip-
liği uretimi için enerjimalhetieri9-10sent
olurken rakip ülkelerde 1 sente kadar dü-
şebiüyor. Ayru şekilde işçitik maHyetieri
bizde 600, onlarda ise 50 dolann biraz
üzerinde. 2005M karşılamak için şimdi-
den hazırlık yapmahyız" dedi.
Özer yerli iplik üreticilennin sıkıntıla-
nndan birinin de "dahilde işleme rejimi"
kapsamında ülkeye gelen iplildenn bura-
da kalması olduğunu belırterek bu duru-
mun haksız rekabet yarattığını söyledı.
Ege Tekstil ve Hammaddeleri thracatçı-
lan Birliği Başkanı FîkretMısırh ise teks-
til sanayisinin ihtiyacı doğrultusunda her
yıl yaklaşık 900 bin ton pamuk üreten
Türkiye'nin 400 bin tonunu da ithal et-
mek zorunda kaldığını söyledı. Yerlı üre-
timinin, sektörün bugünkü kapasitesini
bile karşılamaya yetmedığıni anımsatan
Mısırlı, "Tüm tanm olduğu gibi, pamuk
da zor durumda. Zaman zaman ilgili ke-
simler. sivil toplum örgütleri bir araya ge-
liyor, kararlar alryoruz ancak herhangi
bir gelişme olmuyor" dedi 1 Ocak
2005'ten ıtıbaren tekstil kotalannın kal-
dınlacağını anımsatan Mısırlı, "Bir an
öncepamuküretiminiartnnaönlemlerin
alınması gerekhor" diye konuştu.
Fabrikalann satışı, yalnızca pancar üreticisinin değil, tanm sanayisinin de geleceğini etkileyecek
Özelleştirme
başlıyorŞekerde tatsiz beldeyişFATMA KOŞAR
Avrupa Bırliğı başta
olmak üzere dünyada
pek çok ülke, yüzde 40
daha ucuz olan kamış
şeken ve tatlandıncıya
karşın pancardan şeker
üretımini yüksek sevı-
yelerde tutarken Tür-
kiye'de özelleştirme-
nin olası sonuçjan en-
dişelendiriyor. Oreticı temsilci-
leri ve uzmanlar, Türkiye'nin
pancardan şeker üreten ülkeler
arasında en ucuzlardan bıri ol-
duğunu vurgulayarak hüküme-
te, "3 kunış daha pahahya saoş
çabasına girmek yerine, üretici-
yi desürece katarak özerideştir-
mesj" yönünde uyanyorlar.
Türkiye Zıraatçıler Derneği
(TZD) Başkanı Ibrahim Yet-
kin, "NiyeÜeri bu fabrikalan
kapatürmakveşeker üretimin-
den vazgeçip pazan tamamen
nişasta bazlı şekere terk etmek
değilse gerçek fiyatlan üzerin-
den üreticiye devredilmeir de-
di. Tanm kesimi ile çalışanlann
• Üretici kesım
temsilcileri,
hükümeti. "3 kuruş
daha pahalıya satış
çabasına girmek
yerine. üreticiyi de
sürece katarak
özerkleştirmesi"
yönünde uyanyorlar.
desteksız bırakılmadığı bir mo-
del uygulanmasında ısrarlı olan
üretıciler. 1992'de yönetımi
üreticiye devredilerek fabrika-
larda kimsenın işini kaybetme-
diğıne dikkat çekıyorlar.
Özerkleştınlen Amasya, Kay-
seri ve Konya fabrikalannda ış-
letme teknolojisı değerleri ile
çalışanlann verimliliğının arttı-
nldığını belirten üretici temsil-
cileri, şekerpancan ve şekenn
stratejik bir ürün olarak kabul
edıldığını belirtıyorlar. îbrahım
Yetkın, özelleştırmenın olası
sonuçlannı şöyle sıraladı:
X Nişasta bazlı şekenn kota-
sı daha da yükseltilebilecek. Bu
da dışa bağımlılık sonucunu
doğurabilecek.
X Tanma dayalı sanayinin en
önemli parçalanndan bin olan
şeker fabnkalan kapanma teh-
likesiyle yüz yüze gelebilecek.
X Pancar üreticileri ile bu
alandan dolaylı olarak geçim
sağlayan kesim olumsuz etkile-
necek.
Yabancı olsam alıp
kapatırım'
Pankobirlik Başkanı Recep
Konuk, özerkleştınlen fabrika-
lann öraek alınması gerektıği-
ni belütirken bırliğin genel mü-
dürü Mikdat Çakır,
özelleştirmede mutla-
ka ısrar edilmesi duru-
munda "uzun vadeti
üretim garantisi ahn-
masT gerektiğini dile
getirdı. "Çünkü ben
rakip bir yabancı ol-
sam ve Türkhe'nin ta-
nma dayah sanayisini
ele geçirip kendi paza-
run haline getirmek is-
tesem fabrikalan istenenden
daha da çok para verip alır, ka-
pannm" diyen Çakır, geçen yıl
Türk Şeker Fabrikalan'nin 300
trilyon lira kâr ettiğine dikkat
çekti.
Türkiye'nin pancardan şeker
üretiminde dünyayla rekabet
edebilen bir sanayisi olduğunu
belirten Çakır. "Tanmsal üre-
timderekabet edebüdigimiz tek
alan bu. Türkiye. dünyada &,
A\Tupa'da4.üretka" dedi. Tür-
kiye'de 14 ilde, 10 milyon ınsa-
nın doğrudan bu alandan geçı-
minı sağladığını belirten Çakır,
"Ahnacak kararlarda bu verikr
göz ardı edilmemeir dedi.
ANKARA (AA)-Şekerde
özelleştirme kapsamında ilk
olarak Kütahya Şeker
Fabrikasrnda bulunan
Özelleştinne Idaresi
Başkanlığı'na (ÖtB) ait yüzde
56'lık payın satışı için, 1 ay
içinde ilana çıkılması
hedeflenıyor. ÖtB yetkililerine
göre, bu yılın ilk yansında
Kayseri, Amasya ve Kütahya
Şeker Fabrikalan'ndaki kamu
payının satışı planlanıyor.
Kayseri Şeker Fabrikası'nda
yüzde 10. Amasya Şeker
Fabrikası'nda ise yüzde 15
kamu payı bulunuyor. ÖtB
yetkilileri, yöntem konusunda
karar vermezken paketler
halinde yapılacak satış ile
sektörde tekelleşmenin önüne
geçilebileceği vurgulanıyor.
Geçen yılın ağustos ayında
ÖYK'den,31 Ekım20O3
tarihine kadar "Türkşeker'e ait
fabrikalardan portfö) gruplan
oluşturulmasu bu portföylerin
gerekirse anonim şirket haline
dönüştürülmesi" karan çıkmıştı.
ERDOĞAN UMDUCUNU BULAMADI
ABD sermayesinin
koşulu: AB
• ABD gezisinde, yatınmcılara Türk
yatınmcılardan farklı davTanmama sözü
veren Erdoğan, tüm vaatlerine karşın
inandıncı olamadı.
EBRU TOKTAR
.\NK\RA - Başba-
kan TavAip Erdoğan,
umut bağladığı ABD'li
yatınmcılardan umdu-
ğunu bulamadı. ABD
gezisinde, yatınmcılara
Türk yatınmcılardan
farklı da\Tanmama sözü
veren Erdoğan, tüm va-
atlerine karşın inandın-
cı olamadı. ABD'li işa-
damlan, Türkiye'dekı
TEKEL.TürkTelekom,
Şeker Fabrikalan ve
THY gibi büyük şirket-
lerin özelleştinne ihale-
lerine katılmalanru iste-
yen Erdoğan'a, "Önce
araukta AB'den tarih
ahn"yanıtını\erdı.
Erdoğan, ABD'li ya-
tınmcılara yerli yatırun-
cılardan farklı davranıl-
mayacağı sözü venrken
"Sorunlannızı bizzat
bana getirin. Bürokrasi-
ye takılmayacağı sözü
veriyorum. Haklı iseniz
haklılığınızı, haksız ise-
niz haksı/lığınm bürok-
ratlann önünde anlata-
cağını. Tüm şirketlerin
haklan korunacak.
Türkiye'ye adapte ol-
malan için elimizden ge-
leni yapanz" vaadınde
bulundu.
Erdoğan'ın bu \aadi-
nin üzerine Amerikan
Ticaret Odası Başkan
Yardımcısı General
D. Chrisman başkanlı-
ğında, General Elect-
rics, Pepsi, Boeing fir-
malan gıbı bazı ABD'li
yatınmcılann Başbakan
ile görüşmek üzere önü-
müzdekı günlerde Tür-
kiye'ye geleceğini ifade
ettiği öğrenıldi.
ABD'li finans çewe-
leri, Erdoğan'a taleple-
rini şu 3 başlıkta sırala-
dı:
"Ozelleştinneleri hız-
landınn. Özelleştirme
sürecinde ihale iptalleri
yapmaym. Bürokratik
tüm engelleri kaldmn."
ABD'li yatınmcılar,
bu taleplerine ek olarak
Türkıye'nin AB süreci-
nı ızledıklerinı, aralık
ayında Türkiye'nin AB
ile müzakerelere başla-
ma yönünde tarih alma-
sı halinde Türkiye'de
yaptıklan yatınmlan
arttıracaklanm aktardı-
lar. Türk Amerikan İşa-
damlan Derneği Yöne-
tim Kurulu Başkanı
Zeynel Abidin Erdem
ise Amerikalı yatınmcı-
lan özellikle tunzm sek-
törüne davet ederken
"Türkije'de >aünm ya-
parken kendinizi güven-
de ve emniyette hissedin.
50 yıllık stratejik ortağı-
nız olarak, burada doğu
bloku ülkelerinden daha
çokolanakvar" çağnsı-
da bulundu.
26 Ocak'ta özeUeştirmeve karşı eylem yapan TLTRAŞ işçileri kurumun satılnıasının suç olduğunu belirtmişlerdi
Çalışanlar, sonuna kadar kurumun yanında olmaya kararlı
TÜPRAŞ'ta eylemler sürüyor
ŞAHAPAYCI
L
ALL\ĞA - TÜPRAŞ çalışanla-
nnın. kurumun özelleştirilmesine
karşı mücadelesi sürüyor. Eylem-
lenne dün de devam eden işçıler,
öğlen saatlenne dek petrol ürünle-
nnın satılmasına izın ver-
medi. Mal alamayan tan-
kerler. rafinerinin önünde
uzun kuyruklar oluşturdu.
TÜPFLAŞ Aliağa tesis-
lennde dün sabah Petrol-tş
Sendikasf na bağlı işçıler.
gerçekleştirdikleri eylem-
le AKP'nin özelleştirme
ısrannı protesto etti.
Giriş kapısı önünde toplanan iş-
çıler. Maliye Bakanı Kemal Una-
kıtan'a da büyük tepkı gösterdi-
ler. Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı
İbrahim Doğangül, Özelleştirme
Yüksek Kurulu'nun karannın
açıklanmasımn ardından mahke-
meye başvuracaklannı ve yürüt-
menin durdurulmasını isteyecek-
lerini söyledi.
AKP'nin 28 Mart seçimlerinde
büyük bir ders alacağını kaydeden
Doğangül, "En önemli biÜnç, sı-
şçiler, kunımdan mal çıkışına izin vermedi.
Petrol-tş Şube Başkanı Doğangül, işçüeıi
sandıkta AKP'yekarşı tavır almaya çağırdı.
Doğangül ".iKP'de, üyesinden bakanına
kadar herkes Kemal Unahtan'dır"dedi.
nıfsal bilinçtir. Tüm işçi arkadaşla-
nmızın sandıkta .\KP'ye tavır al-
ması gerekhor. \apılanın bir yağ-
ma, soygun olduğunu düşünen
herkesi yanımızda görmek istiyo-
ruz, .4KP'de, üyesinden bakanına
kadar herkes bizce birer Kemal
UnakHan'dır" dedi.
TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsa-
mettin Danış' ı da eleştiren Doğan-
gül, kimsenin işçileri işiyle tehdit
etmemesini istedi.
Doğangül, "TÜPRAŞ'ın adre-
si bile belli olmayan bir şirkete
yangından mal kaçınrca-
sına verilmek istenmesi
akla başka şeylerin gelme-
sine sebep oluyor. Bu şir-
ket, TÜPRAŞ'ı işletecek
kapasiteye sahip değil. Bu
satışlar için cumhuriyet
savcılığına suç duyurusun-
da bulunduk. Ö\K"den
karar çıkması durumunda, kara-
ra müdahale için de dava açacağız.
TÜPR\Ş sadece çalışanlannın
değildir. Bizler sadece emanetçile-
riz. Bu hukuk mücadelesinde her-
kesi yanımızda görmek istiyoruz'"
dıye konuştu.
IŞÇtNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRANSONER
Insan Canı Ucuz...
Trabzon muhabirimizin KaradenizTeknik Üniver-
sitesi kaynaklı "Çernobil verileri gizleniyor" başlık-
lı haberi, geçmişte kendime uyguladığım otosan-
sürü açıklamanın zamanının gelip geçtiğini anım-
sattı.
Türkiye, özellikle de Karadeniz yöresinde yaşa-
yanlar için kaçınılmaz kanser patlaması, ne kadar
gizlenirse gizlensin, görünmez olmaktan çıkmış bir
boyutta. Nüfus arttşı ile orantısız kanser hastalığın-
daki patlama, sağlık kurumlarını da hazırlıksız ya-
kaladığı için hastanelerde yer bulmak torpille. Ge-
çenlerde kardeşi kansere yakalanmış bir yakın dost, •
telefonda, "Kanserti hastalar koridoriarda, sedye-
lerde. Parası ile yer bulamıyoruz. Çok çaresiz kal-
dığım için anyorum" diyordu.
Belleği zayıf bir toplum olsak da Evren'in,
Özal'ın, Cahit Aral'ın ellerinde çay bardakları, "Az
radyasyonlu çay iyidir" kampanyası ile toplumu
kandırmayaçalıştıklangünleri unutmadık. Radyas-
yon yayınını yaklaşık bir ay kadar tek başına Cum-
huriyet gazetesi üstlendiği, araştırmayı yapan ben-
deniz sabıkalı, Almanya'da tahlillere aracı olan ço-
cukluk arkadaşım o tarihlerde Berlin Çernobil Ko-
mitesi'nde görevli bilim insanı Dr. Ali Nadin Sava-
şer solculukta benden daha sabıkalı sayıldığından,
"Türkiye'ye zarar vermek isteyen art niyetli karan-
lık odaklar..." olarak da damgayı yemiştik.
Oysa kamuoyunda çözümü olmayan paniği ya-
ratmamak, ancak önlem alınabilecek konularda
uyan yapmak üzere, kendi kendimize otosansür bi-
le uygulamıştık... özetle: Avrupa'dan kopup gelen
radyasyonlu bir yan bulut, dışarıdan uyarıldığımız-
dan saklanamamış, Trakya ağırlıklı etkisini göster-
diği aşamada, tarlalara çıkmamak, hayvan otlatma-
mak, sütleri dökmek gibi kimi önlemler alınmıştı.
Kuzeyden, doğrudan Türkiye'ye gelen ve dünyanın
atladığı ikinci bir yan bulutu ise askerler saptamış,
özal hükümetine gereken uyan yapılmıştı. Ancak
özal saklanması talimatını vermiş, halk ve önlem al-
ması gereken kurumlar uyanlmamıştı.
Mayısta çay toplamaya, başka işler için tarlalara
çıkan Karadeniz yöresi insanı yüksek dağlar, yağ-
mur nedeniyle yörede yoğunlaşan radyasyon bu-
lutundan paylannı fazlasıyla almışlardı. Elbette bit-
ki örtüsü ve hayvanlan ile birlikte... Aslında ülke ola-
rak Avrupa ülkelerinden çok daha şanslı iken ön-
lem alınmaması nedeniyle Çernobil kökenli, yarıla-
ma dönemi kısa olan kanserojen maddeler dahil tü-
münün çok yönlü etkisi altında kaldık.
Sonra en lyi çay olarak ihraç ettiğımiz mayıs sür-
günü üründe, Almanya'da 60 bin bekerele varan
radyasyon çıkınca, halkımızdan saklanan gerçek
ortaya çıktı. özal iktidan hemen üniversitelere araş-
tırma ve açıklama yasağı koymuştu. Bir sabah ka-
ranlığında üniversiteli bir dost tarafından, "Günler-
dir biz uyku uyumuyoruz, biraz da sen uyuma"
cümlesi ile uyandınldım. Aklıma çocukluk arkada-
şımın yardımı gelmişti. Istediği çeşitli ürün örnekle-
riyle; Doğu Karadeniz'in toprağı, suyu, balığı, kara
lahanası, mısırı dahil, Türkiye'nin her yerinden çay
örnekleriyle Berlin yolunu tuttum. Berlin Eyalet
Araştırma Merkezi'nin sonuçlan çokçarpıcı ıdi. Dört
ay sonraki örneklerde, çok yoğun bulut almamış,
kirlenmemiş toprak, Almanya toprağının yansı ora-
nında bir kırliliğe sahipti. Balık, lahana, su, mısır te-
mizlenmişti. Bizim pıyasamızdaki çaylar ise Türki-
ye'nin her yerine taze sürgün, eski çay yan yarıya
kanşımla verildiğınden ortalama 30 bin bekerellik bir
radyasyon içeriyorlardı.
Araştırma merkezi uzmanlan, kendilerinin atla-
dıklan bir bulut parçasının doğrudan Türkiye'ye gel-
diği, dik dağlar ve yağış nedeniyle Doğu Karade-
niz'de yoğunlaştığı, mayıs sürgünü çayda kaldığı,
fındıkta bu nedenle daha az göründüğü sonucuna
vardılar. Elbette bulutun geldiği tarihlerde bütün bit-
ki örtüsü, canlılar, hava, su, toprak, yöre insanı için
tehdit oluşturmuştu.
Büyük bir sorumlulukla, üzüntüden o gece Ali ile
akşam yemeği yiyememiştik.
Yapabileceğimiz, bile bile radyasyonlu çayın içi-
rilmesini önlemekti. lleriki yıllarda olacak kanser
patlamasından, bir önlemi olamayacağına göre söz
etmenin, panikyaratmanın yararı yoktu. Yine bilim-
sel gerçeklere göre hiçbir hasta özelinde, "Bu za-
ten kanser olacaktı, bu da Çernobil'in katkısı ile"
denemezdi. Ancak oransal, sayısal büyük artış ol-
ması kaçınılmazdı. Saklanan Çernobil bulutunun
etkisinin saptanabilmesi için yörede ve Türkiye'de
önceden çıkmış kanser hastalığı istatistiklerinin
sağlıklı olması, 8-10,10-15 yıl sonrası görülecek ar-
tışlann da aynı ciddiyetle araştırmalara dayalı sap-
tanması gerekirdi.
Işte liboşlann yere göğe sığdıramadıkları öza-
lizm, paranın çıkariarı adına kanserli bulutu sakla-
ma hainliğinden sonra, ikinci bir suçla radyasyon-
lu çayı içirmekte diretti. Anımsayın, aylarsüren ya-
yınımız, sonra medyanın da katılımıyla, radyasyon-
lu çaylann yansı halkımıza içirildikten sonra ancak
kalanı toplatıldı.
Televizyonlarda radyasyonlu çayın cinselliğe bi-
le iyi geldiğini söyleyebilen, paranın çıkarını insanın
canının çok üstünde gören düzenle hesaplaşmak
için simgesel başsorumlular olarak Evren, Özal, Ay-
ral'ı yargılayabilir miyiz? Konya'da göçen binanın
başsorumlulan olarak vali, belediye başkanı, yasal
izinlere imza atan tüm sorumluları, malzemeden
çalarak insan ölümüne, cinayete suç ortaklığı ya-
pan inşaatçılar ile birlikte yargılayabiliyor muyuz?
Yapamadıkça insan canı çok ucuz kalacak bu
memlekette...
soner@cumhuriyet.com.tr
İSDEMİR üpetim rekoru kırdı
• İSKENDERUN (AA) - Hatay'ın
Iskenderun ilçesinde kurulu tskenderun Demir-
Çelik Fabrikası'nın (ÎSDEMtR) sürekli döküm
ünitesi, ocak ayında 189 bin 697 ton üretimle,
kurulduğu tarihten bu yana en
yüksek üretimini gerçekleştirdi. ÎSDEMİR
İnsan Kaynaklan Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada, mevcut üretim potansiyelinin
etkin ve verimlı bir şekilde kullanılarak
yenı rekorlara ımza atıldığı belirtildi. 2 adet
6"şar kanallı döküm makinesiyle kınlan
üretim rekorundan önceki en yüksek üretim
değerinin ise 6 adet 4'er kanallı makine ile
1998 yılında 187 bın 806 tonla
gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Aynca yine ocak
ayında 1 ton ham çelik başına harcanan enerji
tüketim değerinin ise 6.381 Mcal olarak
gerçekleştiği, bu değerin ÎSDEMİR'de
gerçekleştinlmiş olan en düşük aylık enerji
tüketim değer olduğu ifade edıldi.