22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7ŞUBAT 2004 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA J İ J J V U I ^ I \_IIVJJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 ATO'ya halkla ilişküer Oscar'ı • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Ankara Tıcaret Odası (ATO), Uluslararası Halka İlışkıler Derneği'nce (IPRA) venlen ve "Halkla îlışldlerOs:ar'ı" olarak bılinen "Golden World Awards"ın büyük ödülünü aldı. Geçen yıl mayıs ayında "kredi kartlan kampanyası" ile 219 projenin arasından "siyasi ilışkiler" ve "halka hızmet" dallannda altın madalyayı alan ATO, şımdi de diğer kategorilerde altın madalya alan 33 proje arasından "'büyük ödüle" layık görüldü. ATO Başkanı Sinan Aygün, ödülü Türkıye adına aldığını sö>ledi. Tüketicinin derdi ayakkah • Ekonomi Servisi - fstanbul Ticaret Odası Tüketici ŞiJcâyet Bürosu'na başvuran tükericiler, en çok kapıdan satış \e ayakkabıdan şikâyetçi oldu. ÎTO'nun tüketici şıkâyetlerini değerlendirme çalışmalannı değerlendiren ÎTO Başkanı Mehmet Yıldınm, gelen 32 şikâyetin tüketici lehine sonuçlandınldığını belirtti. sayısı aptü • Ekonomi Servisi - Ocak ayında işsizlık ödeneğı alanlann sayısı arttı. Ocakta, 56 bın 145 kişiye Işsizlik Sıgortası Fonu'ndan 12 8 trilyon lirahk ödeme yapıldı. Fonun, Mart 2002"den bu yanaki toplam ödemeleri 190 trilyon lıraya yaklaştı. Petrol piyasaa cezatanyüksettM • ANKARA (ANKA)- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Petrcl Piyasası Yasası'na aykın faalıyetlere verilecek para cezası tutarlannı, 2004 için yenıden değerleme oranı olan yûzde 28.5 düzeyınde arttırdı. Resmı Gazete'de yayımlanan, yasanın ilgili maddesi uyannca, lisans almadan lısansa tabı faaliyet yürütenlere venlecek para cezası tutan, 500 mılyar lıradan 642 milyar 500 mıryon liraya çıktı. Alarko, • Ekonomi Servisi - \larko, Rusya'nın Sakhalın Adası'nda 33.4 milyon dolarlık iş aldı. \larko Holding'den borsaya göndenlen ıçıklamada, şırket •.ştiraklerinden Alsim \larko Sanayı Fesıslen'nin, Sakhalin \dası'nda ana müteahhit 'irma olan Japon Chiyoda . e Toyo ortaklığındaki CTSD Limitet Şirketi"nin ıçtığı ihalede endüstriyel Dİnalann yapımıru istlendiğı belirtildi. 36 ile özel teşvik başlıyor • ANKARA (ANKA)- •üşi başına milli geliri 2001 itibanyla 1500 lolann altındaki illerde /eni yatınm ve ıstihdama jzel teşvıkler jetirilmesine ılişkin yasa Resmı Gazete'de /ayımlanarak yürürlüğe jirdi. Bu yasayla kapsama îiren 36 ılde yatınm /apacaklara, vergi ve îigorta pnmı teşvıklen ile ;nerjı desteğı sağlanacak. Dışa bağımlılık arttı. Türkiye, Estonya ve Hindistan'dan bile iplik ithal eder hale geldi PamukipliğialarmveriyorYUSUFOZKAN IZMIR- Pamuk ıthalatındakı hızlı ar- tışla birlikte, pamuk ipliğinde de dışa bağımlılık tehlikesı doğdu. Başta üre- ticiler ve ihracatçılar olmak üzere sek- törün önde gelen kesımleri, tüm dünya- da kotalann kaldınlacağı 2005 yılına kadar gerekli önlemlenn alınması ge- rektiğini vurguluyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı bılgilerıne gö- re Türkiye, 2003'ün ocak-ekım dönemın- de, aralannda ABD, Almanya, Fran- sa'nın yanı sıra Estonya. Slovenya, Pe- ru'dan bile toplam 77 bin ton pamuk ıp- liğı ithal etti. ABD'den ve Güney Kore gi- bi ülkelerden yapılan alımlar önemli öl- çüde azalırken Türk cumhuriyetlerinden yapılan alımlarda artış oldu. Türkiye'de toplam 1 milyon ton işle- me kapasitesıne sahıp iplik tesisi oldu- ğunu anımsatan TARlŞ Genel Müdürü Ayhan Özer, bizım gırdı malıyetleri ne- deniyle yaklaşık 2.5-3 dolara ürettiği- miz ipliğın kilogrammı Suriye, Hindis- tan, Özbekistan gıbı ülkelerin 1.85 sen- • Pamuk ithalatındaki hızlı artış süreci tekstil sektörünün hammaddesi konumundaki pamuk ipliğinde de yaşanıyor. Türkiye. 2003'ün ocak-ekim döneminde. aralannda ABD, Estonya, Romanya, Bulgaristan, Pakistan ve Hindistan'ın da bulunduğu pek çok ülkeden toplam 77 bin ton pamuk ipliği ithal etti. Alımların Yönü Degişti ULKE ADI 2002 MİKTAR (KG) 2003 MİKTAR (KG) ESTONYA BOMANYA BULGARİSTAN TURKMENİSTAN OZBEKİSTAN ABD PAKİSTAN HİNDİSTAN ENDONEZYA GUNEY KORE CUM 17.3323 310 9.713.540 7.115.508 163.539 11.658.502 4.681.322 35.054 23.563 13.861 88.821 6.206 20.337.556 12.870.818 93.799 16.308.134 10.885.165 96.523 1.439 KAYSERI SER BÖL 3.854.752 te mal ettiğine dikkat çekti. 'Pamuk üretlmi arttırılmalı' Türk ıplık üretıcisınin zor günler yaşa- dığını kaydeden Özer, "Hükümet soru- nu biliyor. Bunun için girdi maliyetierinin düşürülmesi gerekhor. Bizdc pamuk ip- liği uretimi için enerjimalhetieri9-10sent olurken rakip ülkelerde 1 sente kadar dü- şebiüyor. Ayru şekilde işçitik maHyetieri bizde 600, onlarda ise 50 dolann biraz üzerinde. 2005M karşılamak için şimdi- den hazırlık yapmahyız" dedi. Özer yerli iplik üreticilennin sıkıntıla- nndan birinin de "dahilde işleme rejimi" kapsamında ülkeye gelen iplildenn bura- da kalması olduğunu belırterek bu duru- mun haksız rekabet yarattığını söyledı. Ege Tekstil ve Hammaddeleri thracatçı- lan Birliği Başkanı FîkretMısırh ise teks- til sanayisinin ihtiyacı doğrultusunda her yıl yaklaşık 900 bin ton pamuk üreten Türkiye'nin 400 bin tonunu da ithal et- mek zorunda kaldığını söyledı. Yerlı üre- timinin, sektörün bugünkü kapasitesini bile karşılamaya yetmedığıni anımsatan Mısırlı, "Tüm tanm olduğu gibi, pamuk da zor durumda. Zaman zaman ilgili ke- simler. sivil toplum örgütleri bir araya ge- liyor, kararlar alryoruz ancak herhangi bir gelişme olmuyor" dedi 1 Ocak 2005'ten ıtıbaren tekstil kotalannın kal- dınlacağını anımsatan Mısırlı, "Bir an öncepamuküretiminiartnnaönlemlerin alınması gerekhor" diye konuştu. Fabrikalann satışı, yalnızca pancar üreticisinin değil, tanm sanayisinin de geleceğini etkileyecek Özelleştirme başlıyorŞekerde tatsiz beldeyişFATMA KOŞAR Avrupa Bırliğı başta olmak üzere dünyada pek çok ülke, yüzde 40 daha ucuz olan kamış şeken ve tatlandıncıya karşın pancardan şeker üretımini yüksek sevı- yelerde tutarken Tür- kiye'de özelleştirme- nin olası sonuçjan en- dişelendiriyor. Oreticı temsilci- leri ve uzmanlar, Türkiye'nin pancardan şeker üreten ülkeler arasında en ucuzlardan bıri ol- duğunu vurgulayarak hüküme- te, "3 kunış daha pahahya saoş çabasına girmek yerine, üretici- yi desürece katarak özerideştir- mesj" yönünde uyanyorlar. Türkiye Zıraatçıler Derneği (TZD) Başkanı Ibrahim Yet- kin, "NiyeÜeri bu fabrikalan kapatürmakveşeker üretimin- den vazgeçip pazan tamamen nişasta bazlı şekere terk etmek değilse gerçek fiyatlan üzerin- den üreticiye devredilmeir de- di. Tanm kesimi ile çalışanlann • Üretici kesım temsilcileri, hükümeti. "3 kuruş daha pahalıya satış çabasına girmek yerine. üreticiyi de sürece katarak özerkleştirmesi" yönünde uyanyorlar. desteksız bırakılmadığı bir mo- del uygulanmasında ısrarlı olan üretıciler. 1992'de yönetımi üreticiye devredilerek fabrika- larda kimsenın işini kaybetme- diğıne dikkat çekıyorlar. Özerkleştınlen Amasya, Kay- seri ve Konya fabrikalannda ış- letme teknolojisı değerleri ile çalışanlann verimliliğının arttı- nldığını belirten üretici temsil- cileri, şekerpancan ve şekenn stratejik bir ürün olarak kabul edıldığını belirtıyorlar. îbrahım Yetkın, özelleştırmenın olası sonuçlannı şöyle sıraladı: X Nişasta bazlı şekenn kota- sı daha da yükseltilebilecek. Bu da dışa bağımlılık sonucunu doğurabilecek. X Tanma dayalı sanayinin en önemli parçalanndan bin olan şeker fabnkalan kapanma teh- likesiyle yüz yüze gelebilecek. X Pancar üreticileri ile bu alandan dolaylı olarak geçim sağlayan kesim olumsuz etkile- necek. Yabancı olsam alıp kapatırım' Pankobirlik Başkanı Recep Konuk, özerkleştınlen fabrika- lann öraek alınması gerektıği- ni belütirken bırliğin genel mü- dürü Mikdat Çakır, özelleştirmede mutla- ka ısrar edilmesi duru- munda "uzun vadeti üretim garantisi ahn- masT gerektiğini dile getirdı. "Çünkü ben rakip bir yabancı ol- sam ve Türkhe'nin ta- nma dayah sanayisini ele geçirip kendi paza- run haline getirmek is- tesem fabrikalan istenenden daha da çok para verip alır, ka- pannm" diyen Çakır, geçen yıl Türk Şeker Fabrikalan'nin 300 trilyon lira kâr ettiğine dikkat çekti. Türkiye'nin pancardan şeker üretiminde dünyayla rekabet edebilen bir sanayisi olduğunu belirten Çakır. "Tanmsal üre- timderekabet edebüdigimiz tek alan bu. Türkiye. dünyada &, A\Tupa'da4.üretka" dedi. Tür- kiye'de 14 ilde, 10 milyon ınsa- nın doğrudan bu alandan geçı- minı sağladığını belirten Çakır, "Ahnacak kararlarda bu verikr göz ardı edilmemeir dedi. ANKARA (AA)-Şekerde özelleştirme kapsamında ilk olarak Kütahya Şeker Fabrikasrnda bulunan Özelleştinne Idaresi Başkanlığı'na (ÖtB) ait yüzde 56'lık payın satışı için, 1 ay içinde ilana çıkılması hedeflenıyor. ÖtB yetkililerine göre, bu yılın ilk yansında Kayseri, Amasya ve Kütahya Şeker Fabrikalan'ndaki kamu payının satışı planlanıyor. Kayseri Şeker Fabrikası'nda yüzde 10. Amasya Şeker Fabrikası'nda ise yüzde 15 kamu payı bulunuyor. ÖtB yetkilileri, yöntem konusunda karar vermezken paketler halinde yapılacak satış ile sektörde tekelleşmenin önüne geçilebileceği vurgulanıyor. Geçen yılın ağustos ayında ÖYK'den,31 Ekım20O3 tarihine kadar "Türkşeker'e ait fabrikalardan portfö) gruplan oluşturulmasu bu portföylerin gerekirse anonim şirket haline dönüştürülmesi" karan çıkmıştı. ERDOĞAN UMDUCUNU BULAMADI ABD sermayesinin koşulu: AB • ABD gezisinde, yatınmcılara Türk yatınmcılardan farklı davTanmama sözü veren Erdoğan, tüm vaatlerine karşın inandıncı olamadı. EBRU TOKTAR .\NK\RA - Başba- kan TavAip Erdoğan, umut bağladığı ABD'li yatınmcılardan umdu- ğunu bulamadı. ABD gezisinde, yatınmcılara Türk yatınmcılardan farklı da\Tanmama sözü veren Erdoğan, tüm va- atlerine karşın inandın- cı olamadı. ABD'li işa- damlan, Türkiye'dekı TEKEL.TürkTelekom, Şeker Fabrikalan ve THY gibi büyük şirket- lerin özelleştinne ihale- lerine katılmalanru iste- yen Erdoğan'a, "Önce araukta AB'den tarih ahn"yanıtını\erdı. Erdoğan, ABD'li ya- tınmcılara yerli yatırun- cılardan farklı davranıl- mayacağı sözü venrken "Sorunlannızı bizzat bana getirin. Bürokrasi- ye takılmayacağı sözü veriyorum. Haklı iseniz haklılığınızı, haksız ise- niz haksı/lığınm bürok- ratlann önünde anlata- cağını. Tüm şirketlerin haklan korunacak. Türkiye'ye adapte ol- malan için elimizden ge- leni yapanz" vaadınde bulundu. Erdoğan'ın bu \aadi- nin üzerine Amerikan Ticaret Odası Başkan Yardımcısı General D. Chrisman başkanlı- ğında, General Elect- rics, Pepsi, Boeing fir- malan gıbı bazı ABD'li yatınmcılann Başbakan ile görüşmek üzere önü- müzdekı günlerde Tür- kiye'ye geleceğini ifade ettiği öğrenıldi. ABD'li finans çewe- leri, Erdoğan'a taleple- rini şu 3 başlıkta sırala- dı: "Ozelleştinneleri hız- landınn. Özelleştirme sürecinde ihale iptalleri yapmaym. Bürokratik tüm engelleri kaldmn." ABD'li yatınmcılar, bu taleplerine ek olarak Türkıye'nin AB süreci- nı ızledıklerinı, aralık ayında Türkiye'nin AB ile müzakerelere başla- ma yönünde tarih alma- sı halinde Türkiye'de yaptıklan yatınmlan arttıracaklanm aktardı- lar. Türk Amerikan İşa- damlan Derneği Yöne- tim Kurulu Başkanı Zeynel Abidin Erdem ise Amerikalı yatınmcı- lan özellikle tunzm sek- törüne davet ederken "Türkije'de >aünm ya- parken kendinizi güven- de ve emniyette hissedin. 50 yıllık stratejik ortağı- nız olarak, burada doğu bloku ülkelerinden daha çokolanakvar" çağnsı- da bulundu. 26 Ocak'ta özeUeştirmeve karşı eylem yapan TLTRAŞ işçileri kurumun satılnıasının suç olduğunu belirtmişlerdi Çalışanlar, sonuna kadar kurumun yanında olmaya kararlı TÜPRAŞ'ta eylemler sürüyor ŞAHAPAYCI L ALL\ĞA - TÜPRAŞ çalışanla- nnın. kurumun özelleştirilmesine karşı mücadelesi sürüyor. Eylem- lenne dün de devam eden işçıler, öğlen saatlenne dek petrol ürünle- nnın satılmasına izın ver- medi. Mal alamayan tan- kerler. rafinerinin önünde uzun kuyruklar oluşturdu. TÜPFLAŞ Aliağa tesis- lennde dün sabah Petrol-tş Sendikasf na bağlı işçıler. gerçekleştirdikleri eylem- le AKP'nin özelleştirme ısrannı protesto etti. Giriş kapısı önünde toplanan iş- çıler. Maliye Bakanı Kemal Una- kıtan'a da büyük tepkı gösterdi- ler. Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangül, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun karannın açıklanmasımn ardından mahke- meye başvuracaklannı ve yürüt- menin durdurulmasını isteyecek- lerini söyledi. AKP'nin 28 Mart seçimlerinde büyük bir ders alacağını kaydeden Doğangül, "En önemli biÜnç, sı- şçiler, kunımdan mal çıkışına izin vermedi. Petrol-tş Şube Başkanı Doğangül, işçüeıi sandıkta AKP'yekarşı tavır almaya çağırdı. Doğangül ".iKP'de, üyesinden bakanına kadar herkes Kemal Unahtan'dır"dedi. nıfsal bilinçtir. Tüm işçi arkadaşla- nmızın sandıkta .\KP'ye tavır al- ması gerekhor. \apılanın bir yağ- ma, soygun olduğunu düşünen herkesi yanımızda görmek istiyo- ruz, .4KP'de, üyesinden bakanına kadar herkes bizce birer Kemal UnakHan'dır" dedi. TÜPRAŞ Genel Müdürü Hüsa- mettin Danış' ı da eleştiren Doğan- gül, kimsenin işçileri işiyle tehdit etmemesini istedi. Doğangül, "TÜPRAŞ'ın adre- si bile belli olmayan bir şirkete yangından mal kaçınrca- sına verilmek istenmesi akla başka şeylerin gelme- sine sebep oluyor. Bu şir- ket, TÜPRAŞ'ı işletecek kapasiteye sahip değil. Bu satışlar için cumhuriyet savcılığına suç duyurusun- da bulunduk. Ö\K"den karar çıkması durumunda, kara- ra müdahale için de dava açacağız. TÜPR\Ş sadece çalışanlannın değildir. Bizler sadece emanetçile- riz. Bu hukuk mücadelesinde her- kesi yanımızda görmek istiyoruz'" dıye konuştu. IŞÇtNİN EVRENİNDEN ŞÜKRANSONER Insan Canı Ucuz... Trabzon muhabirimizin KaradenizTeknik Üniver- sitesi kaynaklı "Çernobil verileri gizleniyor" başlık- lı haberi, geçmişte kendime uyguladığım otosan- sürü açıklamanın zamanının gelip geçtiğini anım- sattı. Türkiye, özellikle de Karadeniz yöresinde yaşa- yanlar için kaçınılmaz kanser patlaması, ne kadar gizlenirse gizlensin, görünmez olmaktan çıkmış bir boyutta. Nüfus arttşı ile orantısız kanser hastalığın- daki patlama, sağlık kurumlarını da hazırlıksız ya- kaladığı için hastanelerde yer bulmak torpille. Ge- çenlerde kardeşi kansere yakalanmış bir yakın dost, • telefonda, "Kanserti hastalar koridoriarda, sedye- lerde. Parası ile yer bulamıyoruz. Çok çaresiz kal- dığım için anyorum" diyordu. Belleği zayıf bir toplum olsak da Evren'in, Özal'ın, Cahit Aral'ın ellerinde çay bardakları, "Az radyasyonlu çay iyidir" kampanyası ile toplumu kandırmayaçalıştıklangünleri unutmadık. Radyas- yon yayınını yaklaşık bir ay kadar tek başına Cum- huriyet gazetesi üstlendiği, araştırmayı yapan ben- deniz sabıkalı, Almanya'da tahlillere aracı olan ço- cukluk arkadaşım o tarihlerde Berlin Çernobil Ko- mitesi'nde görevli bilim insanı Dr. Ali Nadin Sava- şer solculukta benden daha sabıkalı sayıldığından, "Türkiye'ye zarar vermek isteyen art niyetli karan- lık odaklar..." olarak da damgayı yemiştik. Oysa kamuoyunda çözümü olmayan paniği ya- ratmamak, ancak önlem alınabilecek konularda uyan yapmak üzere, kendi kendimize otosansür bi- le uygulamıştık... özetle: Avrupa'dan kopup gelen radyasyonlu bir yan bulut, dışarıdan uyarıldığımız- dan saklanamamış, Trakya ağırlıklı etkisini göster- diği aşamada, tarlalara çıkmamak, hayvan otlatma- mak, sütleri dökmek gibi kimi önlemler alınmıştı. Kuzeyden, doğrudan Türkiye'ye gelen ve dünyanın atladığı ikinci bir yan bulutu ise askerler saptamış, özal hükümetine gereken uyan yapılmıştı. Ancak özal saklanması talimatını vermiş, halk ve önlem al- ması gereken kurumlar uyanlmamıştı. Mayısta çay toplamaya, başka işler için tarlalara çıkan Karadeniz yöresi insanı yüksek dağlar, yağ- mur nedeniyle yörede yoğunlaşan radyasyon bu- lutundan paylannı fazlasıyla almışlardı. Elbette bit- ki örtüsü ve hayvanlan ile birlikte... Aslında ülke ola- rak Avrupa ülkelerinden çok daha şanslı iken ön- lem alınmaması nedeniyle Çernobil kökenli, yarıla- ma dönemi kısa olan kanserojen maddeler dahil tü- münün çok yönlü etkisi altında kaldık. Sonra en lyi çay olarak ihraç ettiğımiz mayıs sür- günü üründe, Almanya'da 60 bin bekerele varan radyasyon çıkınca, halkımızdan saklanan gerçek ortaya çıktı. özal iktidan hemen üniversitelere araş- tırma ve açıklama yasağı koymuştu. Bir sabah ka- ranlığında üniversiteli bir dost tarafından, "Günler- dir biz uyku uyumuyoruz, biraz da sen uyuma" cümlesi ile uyandınldım. Aklıma çocukluk arkada- şımın yardımı gelmişti. Istediği çeşitli ürün örnekle- riyle; Doğu Karadeniz'in toprağı, suyu, balığı, kara lahanası, mısırı dahil, Türkiye'nin her yerinden çay örnekleriyle Berlin yolunu tuttum. Berlin Eyalet Araştırma Merkezi'nin sonuçlan çokçarpıcı ıdi. Dört ay sonraki örneklerde, çok yoğun bulut almamış, kirlenmemiş toprak, Almanya toprağının yansı ora- nında bir kırliliğe sahipti. Balık, lahana, su, mısır te- mizlenmişti. Bizim pıyasamızdaki çaylar ise Türki- ye'nin her yerine taze sürgün, eski çay yan yarıya kanşımla verildiğınden ortalama 30 bin bekerellik bir radyasyon içeriyorlardı. Araştırma merkezi uzmanlan, kendilerinin atla- dıklan bir bulut parçasının doğrudan Türkiye'ye gel- diği, dik dağlar ve yağış nedeniyle Doğu Karade- niz'de yoğunlaştığı, mayıs sürgünü çayda kaldığı, fındıkta bu nedenle daha az göründüğü sonucuna vardılar. Elbette bulutun geldiği tarihlerde bütün bit- ki örtüsü, canlılar, hava, su, toprak, yöre insanı için tehdit oluşturmuştu. Büyük bir sorumlulukla, üzüntüden o gece Ali ile akşam yemeği yiyememiştik. Yapabileceğimiz, bile bile radyasyonlu çayın içi- rilmesini önlemekti. lleriki yıllarda olacak kanser patlamasından, bir önlemi olamayacağına göre söz etmenin, panikyaratmanın yararı yoktu. Yine bilim- sel gerçeklere göre hiçbir hasta özelinde, "Bu za- ten kanser olacaktı, bu da Çernobil'in katkısı ile" denemezdi. Ancak oransal, sayısal büyük artış ol- ması kaçınılmazdı. Saklanan Çernobil bulutunun etkisinin saptanabilmesi için yörede ve Türkiye'de önceden çıkmış kanser hastalığı istatistiklerinin sağlıklı olması, 8-10,10-15 yıl sonrası görülecek ar- tışlann da aynı ciddiyetle araştırmalara dayalı sap- tanması gerekirdi. Işte liboşlann yere göğe sığdıramadıkları öza- lizm, paranın çıkariarı adına kanserli bulutu sakla- ma hainliğinden sonra, ikinci bir suçla radyasyon- lu çayı içirmekte diretti. Anımsayın, aylarsüren ya- yınımız, sonra medyanın da katılımıyla, radyasyon- lu çaylann yansı halkımıza içirildikten sonra ancak kalanı toplatıldı. Televizyonlarda radyasyonlu çayın cinselliğe bi- le iyi geldiğini söyleyebilen, paranın çıkarını insanın canının çok üstünde gören düzenle hesaplaşmak için simgesel başsorumlular olarak Evren, Özal, Ay- ral'ı yargılayabilir miyiz? Konya'da göçen binanın başsorumlulan olarak vali, belediye başkanı, yasal izinlere imza atan tüm sorumluları, malzemeden çalarak insan ölümüne, cinayete suç ortaklığı ya- pan inşaatçılar ile birlikte yargılayabiliyor muyuz? Yapamadıkça insan canı çok ucuz kalacak bu memlekette... soner@cumhuriyet.com.tr İSDEMİR üpetim rekoru kırdı • İSKENDERUN (AA) - Hatay'ın Iskenderun ilçesinde kurulu tskenderun Demir- Çelik Fabrikası'nın (ÎSDEMtR) sürekli döküm ünitesi, ocak ayında 189 bin 697 ton üretimle, kurulduğu tarihten bu yana en yüksek üretimini gerçekleştirdi. ÎSDEMİR İnsan Kaynaklan Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, mevcut üretim potansiyelinin etkin ve verimlı bir şekilde kullanılarak yenı rekorlara ımza atıldığı belirtildi. 2 adet 6"şar kanallı döküm makinesiyle kınlan üretim rekorundan önceki en yüksek üretim değerinin ise 6 adet 4'er kanallı makine ile 1998 yılında 187 bın 806 tonla gerçekleştirildiği hatırlatıldı. Aynca yine ocak ayında 1 ton ham çelik başına harcanan enerji tüketim değerinin ise 6.381 Mcal olarak gerçekleştiği, bu değerin ÎSDEMİR'de gerçekleştinlmiş olan en düşük aylık enerji tüketim değer olduğu ifade edıldi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear