23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2< ŞUBAT 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA DtZI Ömer Dinçer'in parmak izini taşıyan taslaklar AKP'nin Yerel Yönetim Reformu SUNUŞ: AKP iktidan, TBMM'de görüşülmekte olan ve CHP grubu, meslek oda ve dernekleri, memur-işçi sendikalan ile demokratik kitle örgütlerinin eylemsel tepkilerine yoî açan Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı 'nın hemen ardından, belediye, büyükşehir ve il özel idareleri yasa taslaklarını gündeme taşımaya çaba harcıyor. Yıne, Cumhuriyetin temel ilkelerini dinselleştirmeye dönük düşünceleri ile tanınan Başbakanlık Müsteşan ömer Dinçer'in parmak izlerini taşıyan bu üç taslak da ttph Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasansı gibi geniş bir çevre tarafindan sert eleştirilere uğruyor. Buyazı dizimiz de konuya eleştirel açıdan bakan akademisyenlerin, uzmanlann ve demokratik kitle örgütleri temsilcilerinin görüşlerini açıkladıkları birzemin olacak.. AKP'nin taslaklan yasalaşırsa yerel yönetimler piyasa unsuru konumuna getirilerek şirkete dönüştürülecek Belediyeleriflas edecek A KP, Türkiye'nin idari yapısını altüst eden Kamu Yönetimi Temel Yasa Tasansı 'na yükselen tepkiler dinmeden yeni alt taslaklar hazırladı. Belediye, büyükşehir ve il özel idare yasa taslaklan ile şirkete dönüştürülen yerel yönetimler iflas edebilecek. Denetimi de özelleştirilen belediyeler yabancı ülkelere mal takas edebilecek. Yerel yönetimler, merkezden 2003 rakamlarıyla 4 katrllyondan daha az pay aldı 25 katrilyon liralık harcama gücü dye genelinde, 2003 yıhnda kurulu bulunan 3 bin 215 I belediye, ulusal vergi gelirlerinden 3 katrilyon, 81 il özel _/. idaresi de toplam 675 trilyon pay almıştır. Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasansı, devrettiği bakanlıklar ve katma bütçeli kuruluşlar göz önünde tutulursa merkezde bakanlıldar temelinde görülen hizmetler kaynağının yüzde 32'sini yerel yönetimlere bırakmaktadır. 2003 yılı için rakamla söylenirse devredilen hizmetler 140 katrih/onluk genel bütçe içinde 17 katrilyonluk bölümü, yüzde 12 'sidir. Ne var ki, 2003 yılında 140 katrilyonun 70 katrilyonu Hazine tarafindan kullanılmıştır. Yani borç ödemelerine gitmiştir. Hizmetler bakımından merkezi yönetim yerel yönetim dengesinin gerçek boyutunu görmek için borç ödemelerini dışanda tutmak daha doğru olur. Bu durumda, bakanlıklar tarafindan hizmetlere harcanan kaynağın yüzde 25'inın yerel yönetimlere devredildiği görülmektedir. Bu hesaba, içinde köy hizmetleri, orman, karayollan, DSÎ, sosyal hizmetler, gençlik ve spor genel müdürlükleri bulunan "katma bütçeli kunımlar" da eklenmelidır. 2003 yılında bunlann toplamı 9 katrilyondur; görüldüğü kadanyla bu kurumlann tüm kaynaklan il özel idarelerine ve küçük bir bölümü itıbanyla belediyelere gidecektir. Bu durumda, Hazine'nın borç ödemeleri dahil, tüm merkez hizmet harcamalannın yüzde 16'sı, Hazine'nın borç ödemeleri dışanda tutulursa gerçek hizmet harcamalannın yüzde 32'si aktarmaya konu edilmektedir. Bu miktar, 2003 rakamlanyla merkezden 4 katrilyondan daha az pay alan yerel yönetimlerin, 25 katnlyon liralık bir harcama yapma gücü kazanmalan anlamına gelmektedir. F öğretim üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Gûkr, AKP'nin hazırladığı belediye, büyükşehir belediyesi ile il özel idareleri yasa taslaklan ile yerel yönetimlerin birer piyasa unsuruna dönüştürüldüğünü savundu. Şirkete dönüştürülen yerel yönetimlerin taslaklann getirdiği yapı içinde 'iflas" edebileceklerini kaydeden Güler, yerel yönetimlerin yabancı ülkelerle mal takasına da gidebileceğinı vurguladı.Birgül Ayman Güler'in üç ayn yasa taslağına ilişkin saptamalan şu noktalarda odaklaşıyor: Yerel yönetimler blrer piyasa unsuru konumuna getlrillvor Belediyeleri ve il özel idarelerini çok büyük bir kamu kaynağı yönetme yetkisiyle donatan "belediye, büyükşehir belediyesi, il özel idaresi yasa taslaklan", bu kaynağı kullanacak birimlen, birer "kamu idaresi" olarak değil, "ihaleci, özelleştirmeci ve şirketieşmiş'' bünyeler haline getırmektedır Taslaklar. ıl özel idarelerinin ve beledıyelerin birer piyasa unsuru, şirket gibi çalışmasını sıta kural haline getirmektedir. Özelleştirme, ihalecilik, imtiyazcılık, kamu topraklannın özel mülkiyete devri, kurulan yerel yönetim modelinin temel esasıdır. Bu esas. ülkemizde kırsal alanlan da içine alan 81 orta kademe ve kentsel yerleşme merkezini oluşturan 3 bin 215 noktada ağır bir çürüme tehdidi hazırlamaktadır. şirkete dönüstiiriilen yerel Yönetimler İflas edebilecek 1 aslaklarda, hem il özel idaresi, hem belediyelerin mal ve gelirleri "devlet mah", "devlet alacağT hükmünde değildir. Bu özellikleri sabitleyen hüküm yoktur. Konu yalnızca, mallara karşı "suç işleyenler devlet mabna karşı suç işlemis sayıhr" hükmünde anılmıştır. Her iki bınmde de "vergi-resiın- harç geüri dışındaki gelirler" ve "kamu hizmetlerindefiilenkullanılmavan mallan" haczedilebilir hale geliyor. Haciz kurumu, arkasından "iflas kurumu"nu getirir. Bu hüküm, yerel yönetim sistemini "iflas kurumu"na açacak hükümdür. Her iki birim de tüm yetkilerini "yapmak-yapannak; kurmak-kurdurmak; isletmek-işlettirmek" şeklinde kullanabilecekrir. Verilen tüm görevler, "yürütmek" yetkisiyle verilmiştir. Böylece hizmeti kendisinin yapması ya da ihale-imtiyaz yoluyla yaptırması, hiçbir onay- izin gerekmeden yalnızca yetkili organlannın karanna bırakümıştır. Buna eğitim, sağlık, bayındırlık, sulama, sosyal yardım, tüm hizmetler dahildir. Her iki birimde de imtiyaz vermek. yap-işlet devret ya da yap-işlet modeliyle iş görmek, belediyeye ait şirket, işletme ve iştirakleri özelleştirmek, meclis karanyla yapılabilecektir. Bu süreçte ne merkezi bir makam ne Danıştay devrededir. Yerel yönetimler borçlanmaya acılıyor Belediyeler ve il özel idareleri hem kendileri, hem de bağlı kunıluşlan (ISKİ, ÎETT gibi) yetkili organlann karan ile borçlanabilecektir. Bu, iç ve dış borçlanma için geçerlidir. Yürütülen politikalar kamu kredi sistemini ortadan kaldırmış durumdadır. Borç, merkezi yönetimden sonra, yerel yönetimlerin de büyük tuzağı olarak, kentleri-illeri küresel mali kuruluşlara bağlayacaktır. Geri ödeme bakımından, haciz ve iflas sistemiyle borç KÜRESEL ŞİRKETLERTN AÇIK PAZARI - Prof. Dr. Birgül Avıtıan Güler'e göre AKP'nin tasanlarryla oluşacak yapı da 'yerel demokrasi' olmayacakür. Kurulan sistem bir ihaleler, özeüeştirmeler sistenıidir. Bu tür bir belediye ve bu tür bir yerel yönetim, yerel halk öncetikü değil, yerel sermaye öncenktidir. Yerel yaünm ve hizmet alanlan, küresel dev şirketierin açık pazarlanna dönüşecektir. veren güvence altına alınacağına göre, önümüzdeki yıllar bugüne kadar olduğundan daha büyük bir kamusal tasfiyeye gebedir. Her iki birim de "her türlü faaüyet ve teşebbüsatta" bulunabilecek; şirketler, sermaye ortaklıklan kurabilecek; belediyeler konut yapımı için bankalarla ortaklıklan yapabilecekler. Bunun için herhangi bir onay-izin gerekmeyecek. Şirket kurma, şirketlere ortak olma, anonim şirketlerde hisse senedi yoluyla yerel yönetim varlıklannın menkul kıymetler pıyasasına aktanlmasının bir yolu olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Serbestleştirilen bu yol, illerde ve belediyelerde "piyasalaşmaT 'nın en etkili yollanndan bir haline gelecektir. Dolayısıyla, bu durum "eskiden de var olan hükümdü" deyip hafifsenmemelıdir. Şirket kurmak izin- onay gerektirmez; ama "bütçe içi işletme kurmak", yani hizmeti kamu hizmeti olarak görmeyi sağlayacak bir aracı kullanmak, Içişleri Bakanlığı iznine tabi tutulmuştur. İdarl vesayet ve bllgllendlrme olanaflı kaldırılıvor • İdari vesayet, "idarenin bürünlüğü" ilkesinin uygulama mekanizmalanndan biridir. Bu mekanizma, bütçe ve personel bakımından kaldınlmış, meclis kararlan üzerinde ise yargı denetimine dönüştürülerek sona erdirilmiştir. Belki en başta, belediyelerin kamu kurum ve kuruluşlanyla yazışmalannda, kaymakamlık ve valilik aracılığı kullanmalan uygulamasına son verilmesinden söz etmek gerekir. Belediyeler, doğrudan yazışma yetkisine sahip kılınmışlardır. Böylece mülki idare sisteminin, bu yolla bilgısine sahip olduğu "iş ve iştem akışmdan bilgüenme" olanağı ortadan kalkmıştır. Vall ve kaymakamların denetlm ve gözetlm yetklsl olmayacak Belediye bütçesi ve personel istihdamı üzerinde mülki amirler ve Içişleri-Devlet Personel-Maliye-Bakanlar Kurulu zinciri üzerine kurulmuş işleyiş, her yönüyle ortadan kaldınlmıştır. Bütçe ve personel, doğrudan belediye meclısi-encümeni-başkanı üçlüsü arasındaki işleyişle oluşacak, kesinleşecek ve uygulanacaktır. Kaymakamlık ve valiliklerin bütçe-kesin hesap üzerindeki denetim-gözetim yetkisi kaldınlmıştır. Personel, kadro ihdasından başlanarak her işlemi için bu organlann tasarrufuna bırakılmıştır. Belediye kararlan üzerindeki idari vesayet, zaten yalnızca meclis kararlan ile sınırlıdır. Belediye Yasa Taslağı, belediye meclis kararlannın kendi içinde kesinleşmesini öngörmektedir. Kesinleşen kararlar kaymakam ya da valiye gönderilecektir. Bunlar, eğer "hukuka aykınük" görüyorlarsa konuyu idari yargı mahkemesine göndereceklerdir. Böylece mülki sistem denetleyici değil yargısal denetimin başlatıcısı olarak "genel gözcülük" ışlevine doğru geri çekilmiştir. Belediyelerin denetimi Islevslzlestlrlllyor Belediyelerin denetimi, "yardımcı olmak","rehberlik etmek" amacıyla yapılacaktır. Denetim "mevzuata, hedeflere, performans ölçüüerine, kah'te standartianna göre" yapılacaktır. Bu işlem "tarafsız anabz, ölçme, değeriendirme, somıçlan rapor etme" işidir. Rapor "ilgililere duyurulacak"tır. Madde 53, denetimi böyle tanunlamakta, "incdeme-soruşturma" içeriğinden söz etmemektedir; bu yönüyle sistem "tefliş sistemi" olmaktan çıkmıştır. Belediyelerin mali ve performans denetimi Sayıştay tarafindan; diğer idari ışlemleri Içişleri Bakanlığı tarafindan yapılacaktır. Denetim, yaptınm gücünden yoksundur. Yaptınm, yalnızca "hizmetierde ciddi aksakhk", "huzurun ciddi olarak olumsuz etküenmesi" dummunda, bu dunım yetkili hukuk hâkimince tespit edilirse gündeme gelebilecektir. Böylece, yaptınmsız denetim, oldukça sınırh koşullarda ve merkezi yönetimin değil "yetkili yargıcın karan ile" yürüyebilecek bir müdahale sistemiyle tamamlanmıştır. Yetkili yargıç ifadesi, sistemde yalnızca yargıya değil, aynı zamanda yargının da o yöredeki yerel parçasına yetki tanındığım göstermektedir. Belediyelerin denetimi de özellestlrlllvor Belediye Yasa Taslağı"na göre. belediye giderlerinden bin "avukatük, müşavirtik ve denetim ücretieri"dir. Bir başka deyişle belediyelerde yapılacak iç denetim, özelleştirilecektir. Bu denetim hem mali hem performans denetimi olduğuna göre, ülke piyasasma yerleşmiş yabancı mali daruşmanlık şirketleri ile Dünya Bankası ve OECD'nin peşi sıra yürüyen "performans denetimd'' uzman şirketlere geniş bir piyasa hazırlanmaktadır. Taslaklar ulusal blrllgln asldl olacak X asal olarak her yurttaş, eşit derecede seçilme yeterliğine sahiptir. Buna karşın sosyolojik gerçekler, hazu"lanan taslaklarla gerçekleşeceği ileri sürülen "demokrasi'' hedefini büyük ölçüde uygulanamaz kılmış durumdadır. Fiilen seçilebüırlik yeteneği, ekonomik ve toplumsal koşullara bağlıdır. Mevcut durumda seçilebilirlik yeteneği yüksek olanlar, mülk sahibi olanlar, zenginler, soy-sopça ileri gelen aileden diye bilinenler, aşiret sahipleri, cemaat sahipleri ve benzeri grup mensuplandır. Bu özeüikler, yerel seçimlerde, en az merkezi seçimler kadar ve daha fazla etkilidir. Böyle bir yapıyla vanlabilecek bir "yerel demokrasi" yoktur. Kaldı ki, kurulan sistem bir ihaleler, özelleştirmeler sistemidir. Bu tür bir belediye ve bu tür bir yerel yönetim, yerel halk Öncelikli değil, yerel sermaye önceliklidir. Son çeyrek yüzyıldan bu yana, yaşamlanmız merkez ile yerel arasuıda kurulmuyor. Bu ikisini de darmadağın eden "küresel'' var. Yerellik, en çok küreselin işine yarayacak... Antalya suyu, Çeşme - Alaçatı suyu, Trabzon-Rize çöpleri, Kayseri kanalizasyonu, Diyarbakır ve Şanhurfa su şebekelerinde olduğu gibi, yerel yatınm ve hizmet alanlan, küresel dev şirketierin açık pazarlanna dönüşecek. Merkez, her yerele "kendi yağnüa kavrui" dedığine göre, yerel başka ne yapabilir? Yerel seçilmişlerin \e atanmışlann haklıhğı ortada! MeTkez versin, o da yabancıdan almasın! Merkez vermediğine göre, yerel halk susuzluk ve kendi atığı içinde mi boğulsun? Önümüze çıkacak mantık budur; bu mantık ekonomik-toplumsal birlikle birlikte, ulusal birliğin de asidi haline gelecektir. iller arasındaki ucurum acılacak Belediye yasa taslağı, belediye gelirlerinin içine "il sınırlan içinde toplanan genel bütçe vergi gelirlerinden aynlacak pay"lan da eklemiştir. Bu ilke sayesinde, yüksek gelirli iller ödüllendirilecek, düşük gelirli iller cezalandmlmış olacaktır. Yerellik esası, eşitsizlikleri arttmr; işte bu sonucun somut mekanizması bu hükümdür. Yerel yönetimler yabancı ülkelerle mal takas edebilecek B elediye Yasa Taslağı ile "_ uluslararası alanda işbüiiği yapılan kender arasuıda _ arsa, bina, tesi&. takas etmeye karar vermek" belediye meclisinin yetkileri arasına alınmıştu-. Buna göre, ülkelerin kamu idareleri arasuıda, mal takası yoluyla bir başka ülkenin resmi bir kurumu herhangi bir kentte taşuunaz sahibi olabilecektir. Aynca taslağa göre, belediyeler "görev alamyia flgOi faaüyet gösteren uluslararası teşekküller, organizasyonlar ve yabancı mahalli idarelerle ortak faaüyet ve hizmet projeleri gerçeklestirebilecek veya kardeş şehir flişkisi kurabilecekler." îlişki kurma bakımından ızın-onay gerekmeyecektir. Yürütülecek faaliyetlerle ilgili olarak Içişleri Bakanlığı'na bildirim yeterli sayılmıştır. Bildirmek zorunludur, ama izin aknak, onay almak işlemi söz konusu değildir. Bu hükümlerle yerel yönetimlerin "dış ilişkiler" alanında da etkinlik gösterebilecekleri karara bağlanmış durumdadır. Bu, küresele doğru açdmanın resmi boyutudur. Gayri resmi boyutun ise son 10 yıldır çıkanlan çeşitli yasalarla kurulduğu bilinmektedir. Uluslararası tahkim bu yollardan biridir; köy ve belediye topraklanndan gerçek-tüzel yabancılann serbestçe mülk edinmelerini sağlayan Temmuz 2003 değişikliği bu yollardan biridir; uluslararası kredi alma yetkisi, işletme ve mülkiyet haklanna ilişkin zorlamalarla gelerek bu yollardan bir başkasım oluşturmaktadir.. Yarın: Mali hükümler açısından taslaklar
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear