25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET HABERLER TBMM Insan Haklan Komisyonu Kulp'taki toplu mezar soruşturmasının eksik yönlerini araştmyor 23 ARALIK 2004 PERŞEMBE • Kulp'ta bulunan kemiklerin 1993 yılında kaybolan köylülere ait olduğunu doğrulayan İnsan Haklan Komisyonu, alt komisyon raporunun genişletilmesine karar verdi. Kulp Savcılığı hakkında suç duyunısunda bulunma karan alan komisyon, Genelkurmay'ın da görüşlerine başvuracak. TÜREYKÖSE ANKARATBMM İnsan Haklan Komisyonu, Kulp'ta bulunan toplu mezann 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybolan 11 köylüyeaıtolduğu savlannı doğrulayan alt komisyon raporunun genışleülmesı karannı verdi. "Kanıdanntoplanması için olay yerine gjtmeyen, yeterh" özeni göstermeyen" Kulp Cumhunyet Savcılığı hakkında Adalet Bakanlığf na suç duyurusunda bulunulması ve şikâyetlerle ılgili ne gibi bir işlem yapıldığının da Genelkurmay Başkanlığı'na sorulması kararlaştınldı. Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alaca köyü, Kepır bölgesinde bulunan toplu mezarla ilgili savlar TBMM tarafindan yakın izlemeye alındı. 1993 yılında Şemdin Sakık'a yönelik operasyon sırasında gözaltınaalınan 11 kışının kaybolması üzerine konu Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne (AİHM) götürülmüştü. Kaybolanlann yakınlan olan 11 kişi davayı kazandı ve 1 tnlyon lira tazminat hakkı aldılar. TBMM İnsan Haklan Komisyonu ıçinde oluşturulan alt komisyon, toplu mezann kaybolan köylülere ait olduğu savlannı araştırarak bır rapor hazırladı. Bu raporda sav Genelkurmay'a sorulacak A.AYIP YAKIN1SEYİTHANATALA: lan doğrulayan bir sonuca vanlırken; komisyonun dünkü toplantısında rapor değerlendirildi. Toplantıda, Kulp Cumhuriyet Savcılığı hakkında "görevi ihmaT gerekçesiyle suç duyunısunda bulunulması kararlaştınldı. TRT'den operasyonla tlgilı görüntülerin istenmesı ve kemıklerle ilgili Adlı Tıp Kurumu raporlannın beklenmesi gerektiği de kaydedıldi. Komisyon, PKK itırafçısı Arif Sakık ıle de yenıden görüşülmesıni kararlaştırdı. Sakık, "OlayınPKKiçinde bir iç hesaplaşma" olduğunu öne sürmüştü. Bu arada, olayda kaybolanlardan Mehmet Saiih Akdeniz'ın kardeşı Mefamet Emin Akdenizle de yeniden görüşühnesi kararlaştınldı. Emin Akdeniz' ın komisyon üyelerine yaptığı bazı açıklamalar şöyle: u (.)Benimnetbirşek§de söylemek istemediğim ancak detiDerin açığa çıkmasından sonra söylemek istedigim nokta şudur: tsmini vermek istemediğim bir askerle irtibatun var. Olay birçukurdacereyan ediyor. Askerateşetmek istemiyor. Orada bulunan özdtimveüstdüzeysubaylar öidürroe eylemini gerçekleştiriy oriar. Öldürme olayına sebebiyet verenlerin isimleri dosvadadır." PERŞEMBE ORHAN BURSAU 19802001 (ve 2004) Biten Bir Dönem Yukandaki tarihler yakın tarihimizin üç dönüm noktası sayılabilir.. 1980: Amerikan askeri müdahale hazırlıklannın, siyasi liderlerin de büyük çabalan ile 12 Eylül'de askeri darbeyle sonuçlandığı yıldır. Türkiye, Amerikancı generallerin marifetiyle Yeşil Kuşak ülkelerine dahil edildi, dinsel siyaset körüklendi. En rezil anayasalardan biri Türkiye'ye giydirildi.. Sadece bu kadar mı? Takip eden yıllarda, 10 Ocak 1983'te yine VVashington onaylı Turgut Özal'ın programıylaTürkiye'de ekonomik rejim değişikliği de gerçekleştirildi. Türkiye ekonomisi, nüfusun ve ülkenin giderek artan gereksinimlerine uygun büyüyemiyordu. 1980 öncesi tam ekonomik iflas yaşanmış, kelimenin gerçek anlamıyla ve Demirel'in deyişiyle ülke "70 sente muhtaç" kalmıştı. Şüphesiz, ekonomi kapalılıktan, içe dönüklükten kurtulmak ve "açılmak" zorundaydı. Dünyanın gelinen koşullannda, ekonomisi üretici, yaratıcı, halkını doyurucu ve dışsatıcı olmak zorundaydı ülke. Fakat 10 Ocak sonrasına damgasını vuran, yolsuzluklar, rüşvetler, mafyalar dönemi oldu. Şüphesiz üretim ve dışsatım yeni bir bakış kazandı, ama yüksek faizlerle ve spekülatif sermaye olarak gelen "dövizi yemek" bu dönemin belirleyici özelliğiydi. Sonuç: 1994'lerden itibaren de giderek büyüyen krizler yaşamaya başladık... ••• 2001:2001 Şubatı, bu krizlerin tepe noktası yaptığı tarihtir. Türkiye, tarihinin en büyük çöküşünü yaşamıştır. Bu çöküş sadece ekonomik değil, siyasi ve bürokratiktir ve iş dünyasının önemli bir kesimiyle de ilişkilidir.. "Ahlaksız siyasetçibürokratişadamı sacayağı" terminolojisıyle siyasi tarihimizde yer aldı bu çöküş. Ve bu felaketle birlikte büyük bir anafor yaşadı ve yaşıyor Türkiye... Siyasi, bürokrasi ve işadamlığı olarak.. Kimisi Yüce Divan'da.. Türkiye'yi ve partisini eritip bitiren Mesut Yılmaz gibi o mahut dönemin liderleri de orada sırasını bekliyor.. Kimileri ise hapishanede... Şimdi o furya döneminin etkilerini orduda başlayan yargılamalarda da görüyoruz. Genelkurmay'ın yeni anlayışı ve tutumu sayesinde ordu da kendini temizliyor; bu ülkemiz ve ordumuz için büyük bir şanstır. ••• Bu "bilinenleri" neden yazıyorum? Her şeyden önce bir fikır takipçiliği yaparak, bir umudu ve bekleyişi veya belki de artık bir olguyu vurgulamak için: • Türkiye, artık bir daha, bizleri 2001 Şubat krizine ve tarihin en büyük çöküşüne getiren dönemi arkasında bırakmıştır ve böyle bır sürecı bır daha yaşamayacak, yaşayamayacaktır. • Yani 1980 2001 dönemi brtmiştir. Bu dönemin çok zengin deneyimleri vardır. Bu deneyimlerin bir kısmı, kazınıp atılması ve bir daha yaşanmaması gereken "pislikleri" içerir.. Bir kısmı, üzerinde düşünüJüp tartışılması gereken yoğun siyasi ve ekonomik dersler içerir... Bu biten dönem için ortaya atılması gereken soru bence şudur Biz neden bir dönüşumü doğru duzgün başaramıyoruz? Şüphesiz bunun yanıtı siyasi yapımızda, kimliğimizde ve başansızlıklanmızda saklı... ••• Yeni dönemin karakteristik bir özelliği de şimdi Avrupa Birliği ile başlayan ilişkidir. Burada da sorulması gereken bir soru var: Bütün vannı yoğunu, tabii esas manevi ve akıl olarak, bu ilişkiye yatırıp, esas yapması gerekenlerin (kalkınma projeleri ve politikalan) aslında evinin içinde olduğunu unutan veya öğrenmeyen bir millet mi olacağız, 1520 yıl daha? Avrupa Birliği için gerekenleri sakin ve sessiz yaparken, esas çoşkuyu, heyecanı, Türkiye'yi akılla yükseltmenin yollannı arayıp bulmada ve uygulamada aramaya asla zamanımız olmayacak mı? Üç buçuk aydınımızın "tannsı" özal'dı.. Şimdi de "yeni tann" Avrupa Birliği mi? Peki Türkiye nerede? Aydınımızın bu alanda yoracağı kafayok mu? Sıkıştıracağı siyasetçi, hükümet, ekonomist, bilimci... yok mu? 'Sorumlular cezalandırdsın ' MAHMUTORAL DİYARBAKIR TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun gözaltında kaybolan 11 köylüyle ilgili raporu, aileler tarafindan olumlu karşüandı. Kayıp yakını Seyithan Atala, "Kimseye kirguı degiliz. sonımhuann cezalandmlmasını istiyoruz" dedı. TBMM İnsan Haklan Komisyonu üyeleri Cavit Torun,HakanTaşçı ve Mesut Değer'in, 8 Ekim 1993'te jandarmanın düzenlediği operasyon sırasında gözaltına alınan ve cesetleri Diyarbakır'ın Kulp üçesine bağlı Alaca köyündeki toplu mezarda bulunan Mefamet Şah Atala, Nusrettin Yerfikaya, Turan Demir, Behçet Tutuş, BahriŞrnışek,MehmetŞerifAvar,HasanAvar,Mehmet Saiih Akdeniz, CeBl Aydoğdu, ÜıtıitTaş ve Abdi Yamuk'a ait raporunu değerlendiren Seyithan Atala, şunlan söyledi "Kardeşim olay sırasınd a ^ yaşındaydı. Operasyon yapıkh, askerler köye girdfler. 150 kadar erkeği mezarhkta topiadılar. Sonra burüardan 11 Idşi seçildL Daha sonra hetikopterle Kepir bölgesine götürüldüler. 9 gun kadar elleri ve ayaklan bağh şeküde orada tutuklular. Annem süreldi onlara yiyecek ve giy si götürdü. Anneme buradan kurtulma şansının olmadığını söylüyor. Annem onu gördüğu zaman soğuktan ve eziyetten dudaklaruun çaüadığını, sürekh' agfcyhgmt anfatiyordu. Ona para vermeye giden diğer ağabeyime ve anneme öidürüleceğinisöyienıiştLArduıdan köy boşamkh. Son gün gözalüna ahnan Şerif Avar'ın annesi, yemek götürdüğünde iki görevM Kepir bölgesinde karşuaşıyor ve gözarondakilerüı götürüldüğünü söylüyorlar. O da sohıklanmak için otururken helikopterlerin kalküğıru görüyor. Gözalündakilerin helikopterde olduğunu düşünüp akrabatarma haber veriyor. Bunun üzerine köylüler Kepir bötgesinden umudunu kesryor." TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun olayı irdeleyen raporunu olumlu olarak değerlendiren Atala, şöyle devametti: "Biz,okemikleri bulduğumuzda, oradaki kumaş parçalanndanyakmlanniızolduklannı anladık. Ama kaym yakınlan olarak biam, hiç kinıseye bir kugmhğımız yok. Benim şu anda Türkiye Cumhuriyeti'nden tek isteğim, olayın sorumlularuun adalet önüne çıkanlmasMhr." SAKIK: GOGOL'ÜN ÖLÜ CANLAR1CİBİ Komisyon, Diyarbakır E Tipı Cezaevf nde bulunan Şemdin Sakık'ın da bilgisine başvurdu. Şemdin Sakık, olayla ilgili olarak şu görüşleri dile getirdr "Söz konusu olaylar bana ünlü Rus yazar Gogol'ün CHü Canlar adfa eserini habrlatryor. GogoL, bu eserinde bir kişi ülkenin dört bir yanından kemikJeri topiuyor ve şirket kuruyor. Şirkette işçikr, memurlar ve yönetkdler gibi kademelendirme yapıyor. CHülerden kuruiu şirket devlete var gibi gösterüiyor ve devletten gelir elde edilrvor. Son zamanlardaki geiişmeler bana bu olayı haürlatü. Cenazeier kalmadığı için birileri kemik peşine düştüler. Ben bu konuda dosyalanm mahkemede olduğu için bir açıklama yapmak istetniyorum. I)urumu avukaoma sormam gerekiyor. () 1993'ün sonbahannda, 11 Idşi eie geçirildL denildl O günün televizyonlanndaki haber görüntükri incelenirse gerçek ortaya çıkar. 1993 yıhnda devtetin başlatoğı operasyon, büyiik bir operasyondu. Askerler köyteri yaka yaka yoüanna devam ettiier." TBMM insan Haklan Komisyonu, Silopi'deki kayıp DEHAP'lılann dosyasını incelemekten vazgeçti Kayıp yaknılanna AIHM tavsiyesi görühnedi. DGM Savcıhğı'nca yürütülen soruşturma sonunda da '^eterfideKle ulaşılamadığT gerekçesıyle sanıklar hakkında takipsizlık karan verildi. Kayıp yakınlan ise bır üst mahkeme olan Malatya DGM'ye başvurarak karara itiraz etti. Ancak Malatya DGM'deki soruşturma da takipsizlikle soderdıği mektupta, dava adli makamlarda olduğu gerekçesiyle dosyadan el çektiklerini açıkladı. Elkatmış, mektuba AİHM'ye başvuru formunu da ekleyerek kayıp yakınlanmn, haklannı Avrupa'da aramalannı önerdi. Serdar Tanış'ın kardeşi YakupTanş'a ulaşan mektupta şu ifadelere yer ve 3686 sayıh tnsan Haklannı tnceleme Komisyonu DtYARBAKIR ŞırKanunu gereği komisyonak'ın Silopı ilçesinde numuzca yapdacak bir işHADEP yöneticileri Serlem bulunmamaktadır. darTanış ıle Ebubekir DeAncak mahkemede adil niz'in25 Ocak 2001'de olarak yargdanmadığuujandanna karakoluna girn düşünüyorsanız, iilkedikten sonra kaybolması mizdeki iç hukuk yoOanolayını inceleyen TBMM nı tamamladıktan sonra 6 insan Haklan Komisyoay içerisinde tnsan Haklanu. dosyanın adli makamn ve Temd Ozgürlükleri larda bulunduğunu ge KorumayaDairAvTUrekçe göstererek ince• Jandarma karakoluna girdikten sonra kaybolan iki pa Sozleşmesi'nin 6. lemekten vazgeçü. Komaddesinde beürtikn DEHAP'lının ailelerinin başviırusunu reddeden tnsan adil yargılanma hakmisyon Başkanı Mefamet Elkatmış, kayıp Haklan Komisyonu Başkanı Elkatmış, AİHM'ye kuun ihlal ediidiği iddiyakınlanna çare olaasıyla Avrupa insan başvurmalannı önerdi. Kayıp yakınlanndan Yakup rak A\Tupa İnsan HakHaklan Mahkemesi'ne Tanış, Elkatmış'ın konunun 4 yıldır AİHM'de dava ları Mahkemesı'ni başvurabinrsiniz. Ögikonusu olduğunu bilmemesini eleştirerek, "Yazışmalar K evraklar ekte sunul(AİHM) gösterdi. Serdar Tanış ve Ebuciddiyetsiz" dedi. muştur." bekir Deniz'in kaybolBaşbakanlık insan malanyla ilgili olarak 2001 Haklan Başkanhğı'mn da nuçlandı. Bu soruşturmarildi: yılında Sılopi Jandarma daha önceden benzer bir lar sırasında AİHM ilk kez "Komisyonumuza yapKomutanlığı ve Şırnak "durumun vahameti^ni nğunz başvurunun ince yanıt gönderdiğini belirAlay Komutanlığı'nda gögerekçe göstererek iç hu lenmesisonucunda başvu ten Yakup Tanış, yazışmarevÜ 47 asker hakkında Si kuk yollan tükenmeden ru konusu y argrya intikal lan "ciddiyetsizveüzücu'' lopi Cumhunyet Savcüıbir davamn görülmesini ettiğmden,anayasanml38. bulduğunu söyledi. Tanış, ğı'nca soruşturma başlaulkabul etti. maddesindebefirulen 'hiç"AİHM'ye başvurun didı. Kayıplardan sorumlu bir organ, merci veya ki yor ve bir de başvuru küaKamuoyunda geniş yantutulan dönemin Şırnak şi, yargı yetkisinin kullakı uyandıran olaya TBMM vuzu ile form göndererek Jandarma Alay Komutanı nılmasında mahkemelere insan Haklan Komisyonu sanki dalga geçiyor. Tüm LeventErsüz ile Silopı Janve hâkimlere emir ve talida el koydu. Ancak geçen kamuoyu bu davamn darma Komutanı Süleymat veremez, genelge gönay sonunda Komisyon AtHM'ye gönderildiğini man Can hakkında soruşderemez, tavsiye ve telBaşkanı Mehmet Elkatbüryor. Elkatmış ise bilturma açılmasına gerek kinde bulunamaz' ilkesi ve mış, kayıp yakınlanna gönmm>r" dedi. MAHMUTORAL YARGILANAMAZ DISK, KESK, ITO, SES ve HAYAD yöneticilerinin aralaruıda olduğu 85 kişinin sağhk hakkı için yapbklan eyiem nedeniyle yargılanmalan sürüyor. Bakanlık eylemde maddi kayba uğramış! Çalışanlar 'sağlık hakkı' Hazine 'para' derdinde tstanbulHaber ServisiDİSK, KESK, tstanbul Tabip Odası (ITO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Hasta ve Hasta Yakını Haklan Derneği (HAYAD) yöneticilerinin de aralannda bulunduğu 85 kişinin "sağhk hakkı'' için yaptıklan eylemler nedeniyle yargılanmalanna dün devam edildı. Duruşmada, Sağlık Bakanlığı'nın ekonomik olarak zarara uğramış olabileceği gerekçesiyle Hazine müdabil olma talebinde bulundu. Duruşma öncesi sendika yöneticileri ve sağlık emekçileri "Sağhk hakkı yargüanamaz" yazılı bır pankart açti ve "Sağjık haknry aruılanamaz" şeklinde slogan atarak Sultanahmet Parkı'ndan Istanbul Adlıyesi'ne kadar yürüdüler. Sultanahmet'tekı Istanbul Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, HAYAD Denetleme Kuruiu üyeleri ve yedek üyelerinin de yargılandığı davada, bazı dernek üyeleri eyleme katümadıklan halde yargılandıklannı, ancak eylemi desteklediklerini söylediler. Lepra Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanı Mustafa Sütiaş da savunmasında, 81 ili lepra taraması için gezdiğini beürterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Leprahastahğıçokgeçbelirtiveren, beürtileri ortaya çıköğı zaman sakat bırakan ve bu nedenle tarama yapdması gereken bir hastahk Ancak Sağhk Bakanhğı'nın yeni düzenlemekrle yapmakistediği sadece hasta olanlan teda\i etmek. Yani bizim önceden tespit ederek sakat kalmalarmı önlediğmıiz lepra hastalanmn, sakat kakhktan sonra ücretierini ödeyerek tedavi ohnalarmı öngörüyor. Toplum sağhğuu hiçe say> yor. Burada, getirmek istediği sistem nedeniyle Sağhk Bakanhgrnm yargılanmasıgereknf Davaya Sağlık Bakanlığı'nın zaran olduğu için Hazine'nin müdahil olması talebini ileten avukat Erden Şişji de kauldı. Avukat Alp Selek de Hazine'nin zarara uğramadığını beürterek zarann ne olduğunun anlatümasını istedi. Avukat Şişli de Selek'e, "Bize böyle emir gekü. Doktorlann çahşmaması nedeniyle Sağhk Bakanhğı zarara uğramış olabiflr" diye yanıt verdi. Mahkeme heyeti duruşmayı Hazine'nin talebinin görüşülmesi amacıyla 26 Ocak 2005'e erteledi. obursali@cumhuriyetcom.tr 1 MEHMET ELKATMIŞ: 'Kıztltepe'de ağır ihmal var' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM msan Haklan Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Kızıltepe olayında, 'Şöneticüenn vegüvenük güçkrinin ağır ihmaüoknığunu" soyledı. Komisyon üyelerinin hazırladığı raporda da, *öldürulen babaoğulun suçsuz olduğu, bölgede görevyapanmülkiamirlerin soruşturmanın selametiicin açjğaahnmasmm yararh olacağı'' görüşüne yer verildi. TBMM İnsan Haklan Komisyonu'nun dünkü toplantısında, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde AhmetKaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz' ın öldürülmesi konusunda hazırlanan rapor da ele alındı. Olayla ilgili olarak CHP ve AKP'nin hazırladığı raporlarla, olayda kullanılan süahlann balistik incelemesiyle ilgili raporun Adli Tıp Kurumu'ndan istenmesi ka' rarlaştınldı. Içişleri Bakanhğı'nii Mardin Valisi TemdKır çaldar hakkında bir tasarrufta bulunulup bulunulmayacağuun da sorulması karara bağlandiRaporda, "olay yerinde çaaşma izine rasüanma dığı, bu insanlann isteuse hiç zarar gönnedeD vakalanabOeceği'' görüşüne yer verildi. Raporda, "Öldürülen kişiler suçsuz, Bölgede görev yapan nıülki amirier açığa ahnmah" denildi. ÎSK GENEL BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELEBÎ: Sosyal haklar gelişmeli tstanbul Haber Servisi DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, insan haklannın sadece bireylerle ilgili olmadığını, konunun sosyal boyutunun da bulunduğunu vurgulayarak "Sosyal haklar ne kadar geüşirse, kişisd haklar alanındaki sorunlar da ortadan kalkar" dedi. DlSK tarafindan 2 yıl önce başlatılan "Herkes İçin Biitün İnsan Haklan" projesinin genel değerlendirme konferansı, dün Dedeman Otel'de başladı. Konferansın açılışında konuşan Çelebi, projede Türkiye'deki insan haklannın tüm boyutlannın birlikte ele alındığım anlatarak çahşmayla bireysel insan haklan ile koiektif insan haklannın bir bütünün parçalan olduğunun ortaya konulduğunu söyledi. Çelebi," Kişisel haklar ile sosyal haklar birbirinden aynlamaz. Bizim inancımız şudur; sosyal haklar ne kadar getişir ve kaha hale getirse, kişisel haklar alanındaki sorunlar da ortadan kalkar" diye konuştu. Çahşanlann sendikal örgütlenme hakkını özgürce kullanmalan sağlanmadıkça örgütlü toplumun yaratılamayacağını belirten Çelebi, AB müzakere sürecini, sosyal haklann öne çıkacağı bir süreç olarak değerlendireceklerini ifade ederek "AB'nin kendihğinden Türkiye'nin sosyal sorunlannı çözeceği hayaline kapıhnakyanhş olur. Bu kapsamda üzerimizedüşenleri yerine getirmenyiz" dedi. Sükyman ÇeiebL
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear