Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYTA CUMHURİYET 17 KASIM 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Genel merkezin Şişli Belediye Başkanı hakkındaki suçlamaları partiyi kanştırdı
CHP'de raporkavgasıGenel Sekreter Önder Sav. 'Yolsuzluk yapıldı' dedi:
Trilyonlara varan
rüşvet söz konıısu
ANKARA (Cumhuriyet Bürasu) - CHP Ge-
nel Sekreten Önder Sav, Şişli Belediye Baş-
kanı Mustafa Sangül ve yardımcılannın ruh-
satsız kaçak yapılara göz yumduğunu ve inşa-
at sahiplerini mafyanın kucağına attıklannı sa-
vunarak trilyonlara varan rüşvetin söz konusu
olduğunu söyledi.
Sav, dün yaptığı basın toplantısında Istan-
bul millerv ekilleri Mehmet AB Özpolat, tsmet
Atalay ve Sım Özbek'in Sangül hakkında ha-
zırladıklan 60 sayfalık raporu dağıttı. Sav, Is-
tanbul Emniyet Müdürlüğü'niin dosyası ve
Mülkiye Başmüfettişi Rıdvan Aydm'ın hazır-
ladığı Tevdi Raporu incelendiğLnde, imar uy-
gulamalanndakı yolsuzluk, rüşvet ve haksız ka-
zanç elde etme olaylannda SarıgüFün hiçbir
sorumluluğunun olmadığını söylemenin ola-
naksız olduğunu kaydetti. Garanh Iş Merke-
zi'ndeki 7 kaçak katla ilgili yapı kullanma izin
belgesi almak için yaşa-
nanlaruı rüşveti çarpıcı
biçimde gözler önüne
serdiğini kaydeden Sav,
" Yapı kuflanma izin bel-
gesi alınamayınca San-
güi'le diyaloğu çok iyi
olan Nurettin Tarkan
Baykara bulunmuş ve
başkanın bilgisi dahüm-
de Belediye Başkan Yar-
dımcısı Osman Aslan'm
belgeyi imzalaması sağ-
lannuşür. Bu imzalann
bedeli de 300 bin dolar-
bk rûşvet olmuştur" de-
di. Belediye yetkilileri-
nin söz konusu belgeyi
"ustaca yok ettiğmi" be-
lırten Sav.-Şişli Beledi-
ye Başkanı imar, fen ve
baa yapı denetim mü-
dürleri ve belediye baş-
kanyardırnalarvyotsuz-
iukbatağma birükte bat-
mışlar ve belgeiere göre
trilyonlara varan rüşvet
söz konusu olmuştur"
dedi. Bulduklan belge-
leri yetkili makamlara
ileteceklerini anlatan
Sav, "İddialartaflg|iola-
rak neden SangüTün ge-
nel başkanlık isteğinin
ortaya çıkmasmm bek-
lendJğT sorusunu şöyle
yanıtladı: "Hiç alakası
yok. Herkes ber yere
aday obnakta özgürdür
amakuralaniçindedav- '
ranmak kaydryla."
Sangül' ün mitinglerine CHP milletvekille-
rinin katılması durumunda işlem yapıhp yapıl-
mayacağı sorusu üzerine Sav, "Suç sayılan bir
disiplin eylemini övmek ve ona destek vermek
ayn bir suç unsurudur" dedi. CHP'nin rapo-
runda dikkat çeken bazı saptamalar şöyle:
• Şişli Belediyesi'nde organize bir suç ör-
gütü ile karmaşık ilişkilerin varlığı ortaya çık-
mış, imar uygulamalannda parasal çıkar sağ-
larnak ve rüşvet alıp vermek için tehdit, şan-
taj, şiddet ve adam vurma yollanna başvurul-
duğu anlaşılmıştır.
• Emniyet ifadelerine göre Nurettin Tarkan
Baykara iş sahipleri adına Ersin Eren'i San-
gül ile tanıştırdı.Sangül, Osman Aslan'dan so-
nmun çözülmesini istedi. Belediye Başkan Ve-
Üli RaufAkçay iş sahibinin yakını Çetin Uğur-
Sav'ın açıkladığı raporda
Sangül ve yardımcılan
ruhsatsız kaçak yapılara göz
yummakla suçlanırken,
"Parasal çıkar sağlamak ve
rüşvet alıp vermek için tehdit,
şantaj, şiddet ve adam vurma
yollanna başvurulduğu
anlaşılmıştır" denildi.
hı'dan borç adı altında 300 bin dolar aldı ve kar-
şılığında 25.12.2001 tarihlı belgeyi verdi.
• Aynı gün 300 bin dolaruı 250 bin dolan
aynı yöntemle aracı Nurettin Tarkan Baykara'ya
verildi. Mithat Yılmazisimli şahıstan zapt edi-
len kasetin çözümünde Rauf Akçay'ın parayı
Nurettin Tarkan Baykara'ya Sangül'e veril-
mesi için teslim ettiği yazılıdır.
Yûz milyon dolarhk rant
• 31 Aralık 1998 tarihlı bir yapı ruhsatına
21.11.2002 tanhinde tadilat projesı verildi.
Böylece yasanın hükmü çiğnendi. Tadilat pro-
jesi ile rezidans, otel ve sinemalar eklendi, Bü-
yükşehir Belediye Meclisi'nden onay alınma-
sı gerekirken alınmadı. Elde edilen rant yüz mil-
yon dolarlı meblağlara vardı.
• Nurettin Tarkan Baykara'nın ifadesinden:
Sangül, bana Salih Tatucı adlı şahsın Şişli ıl-
çesinde 4-5 tane inşa-
atınm olduğunu, ancak
bu şahsın belediyeye hiç
yardımının olmadığını,
Tatlıcı'yı birkaç defa sı-
kıştırdığını, ancak Tat-
lıcı'nın Başbakan Yar-
dımcısı olan Hüsamet-
tin Özkan'ın akrabası
olan Necati Külmen'e
yakınlığından dolayı
herhangi bir şey yapa-
madığmı söyledi.
• Aynı ifadeden:
Mustafa Sangül ile yi-
ne kendisinin makam
aracı ile seyir halindey-
ken bana Eminönü il-
çesinde bulunan Kal-
yon Oteli'ne gideceği-
mizi, burada bulunan
Vatan Gazetesi muha-
birine şantaj yaptığı için
700 milyon lira para ve-
receğini söyledi. Kaset
çözümlerinde Gözcü
Gazetesi muhabirinin
de Sangül'e şantaj yap-
tığı ve bir keresinde 7.5
milyar lira para yollan-
dığı da iddia ediliyor.
• Avcılar Belediyesi
eski Başkanı Tahsin Sa-
Bhoğlu'nunbeyanı: Sa-
ngül bana işadamlan
Korkmaz Yiğjt ve Ke-
mal Gümıan ı getırdı.
işadamlan projelerini
sundular. Sonra Sangül
gelip, "Başkanım, bu
proje için sana rüşvet verdikkrini söylüyorlar"
dedi. Korkmaz Yiğit ve Kemal Gürman'ın ça-
ğırdım. işadamlan, "Proje için Sangül bize,
'Avcılar Belediyesi'ndeki işinizi takıp ederim,
çıkacak pürüzlerinizi hallederim' dedivebirer
miryonluk 2 senet akh. Parayı alamayınca ifü-
ra atü" dediler.
• Bakırköy Belediye Başkanı AteşÜnalEr-
zen'in açıklamalan: Sangül ile yıllarca çalış-
mış olanBelediye Başkan Yardımcım Turgay
Akbal'ı ziyaret eden iki kişi, "Kaçak inşaat-
lann yıkunmı durduracaksın" diyerek tehdit
ederken, gelenlerden bir tanesinin telefonu ça-
lıyor. Telefon konuşmasında muhatabın San-
gül olduğunu anlayan Akbal, hemen telefonu
kapıp, "Mustafa Başkan ne dryeceksen bana söy-
le. Sflanh adamlargöndererek beni korkutamaz-
sm" diyor. Sangül de olayı geçiştiriyor.
Mustafa Sangül, tazmlnat davası açacağım söyledi:
Beni şantajlarla
yıldıramayacaklar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şişli Be-
lediye Başkanı Mustafa SangüL hakkındaki id-
dialan reddederek "Beni şantajlarla, tehdit-
lerieyıldıramayacaklar. CHP yönetimi, SangüTü
yok eüneyi asİa başaramayacak" dedi.
" Sangül, CHP Genel Sekreten Önder Sav' ın,
Şişli Belediyesi "ndekı yolsuzluk iddialanyla
ilgili raporu açıklamasından bir saat sonra par-
ti genel merkezının karşısında bulunan Gaze-
teciler Cemıyeti'nde basın toplantısı düzenle-
di. Basın toplantısında hakkındaki ıddıalan
kesın bir dılle reddeden Sangül, Sav'ın düzen-
lediği basın toplantısını, "tktidan uğruna kar-
deşlerini, e^iatlannı boğaziatan Osmanh sultan-
laruun fernıanı gibivdi" dıye nıteledi. Sangül,
hukuksuz, mesnetsız ve sıyası geleneğe aykı-
n bir siyası kıyım kampanyasıyla karşı karşı-
ya olduğunu sa\-undu.
Baykal'ın son yerel seçımler öncesinde ken-
disine övgüler yağdıra-
rak diğer adaylara örnek
gösterdiğinı anlatan Sa-
ngül, "Aradan ne geçti
de genel merkezimiz bu
tutunı ve davramşiar içi-
ne girdi? CHP yöneti-
minin benimle ilgili ko-
misyon kurması son de-
rece hazindir ve utanç
vericidir" dıye konuştu.
CHP'nin bayrağını
yükseltmek ıçın ülkenın
dört yanını dolaştığını
dile getiren Sangül şun-
lan söyledi:
"Korkunun ecele fay-
dası yoktur. Halkın de-
ğişim ve yenileşme iste-
ği CHP'nin kapılanna
dayanmışür. Hiç idmse
halkuı gücüne ve halkın
isteğine karşı koyanıa-
yacaknr. Halktan kopuk,
halkla arasında güven
ve itibar, gönül bağı kop-
muşanlaytşın ayakta kal-
ması mümkün değildir.
Sorun Sangül sorunu
değildir, halkın bugünkü
CHP yönetiminden des-
teğini çekmesi sorunu-
dur. CHP'nin tabanın-
dan gelen değişun ve ye-
nileşme adına binlerce
SangüL, Türkiye'nin her
tarannda açacaktır."
Belediyeden çıkar el-
de etmek isteyenlere kar-
şı her zaman "dik dur-
dugumT anlatan Sangül, "Şişli Belediyesi'nde
adamı olanın işi yapıbnaz hak edenin işi yapı-
hr" dedi. Hakkındaki raporu görmeden bası-
nın karşısına çıktığını belırten Sangül, kendin-
den emin olduğunu \xırguladı.
'Sokağa erken geldim'
Sangül, "Ben büyük bir mücadelenin baş-
langıcı içerisindeyim. Göğsümü gere gere, ay^-
ğunı vura \ııra halkunızm desteğiyle gelece-
ğun. Ama şö> le oldu: Beni bu sokağa biraz er-
ken çağırdılar. Ben, günün birinde bu sokağa
muüaka geleceğün" diye konuştu.
Sangül, Baykal hakkında da banka dekont-
lannın konuşulduğunu sa\amarak "Bunlardoğ-
rudur demiyorum ama isterdim ki Genel Baş-
kan hakkında da komisyon kursunlar" dedi.
Sangül, "Beni şantajlarla, tehditkrle, içi boş laf-
larla \ıldıramayacaklar. Mahcup olacaklar. De-
niz Baykal'uı ne kadar şerefi varsa, Sangül'ün
şerefi ondan ağınur" görüşünü dıle getirdı.
Sangül, gazetecilerin sorusu üzerine parti içi
muhalefetle temaslannın sürdüğünü ve 70'in
üzerinde milletvekıliyle görüştüğünü söyledi.
Atatürk benzetmesi
Sangül, "Atatürk bugünkü yönetim gibi dü-
şünseydi bir Ismet tnönü çıkar mrydı? Bugün
Atatürk geKp partiyi şahlandıracağun desey-
di, aynı disiplin ko\ uştunnasıru Atatürk için de
yapmaktan çekinmezlerdi. Anlmaya çahşdan
çamurbana bulaşmayacak.Bana, Türkıye'yı
dolaşmaktan \azgeç, raporlan kendi aramız-
da halledenz* tekUTı getirdiler, hayır dedim.
Mücadelemden dönmeyecegim" dıye konuş-
tu.
Sangül, CHP Genel Başkan Yardımcısı Eş-
refErdem hakkında en
büyük tazminat davası-
nı açacağını söyledi. Sa-
ngül, hakkındaki rüşvet
ıddialanna ilışkın soru-
yaysa "Parayla işimiz
olmaz, itibaria işimiz
olur. Afaki bir olay. De-
Bsaçması" yanıtuıı ver-
, di. Sangül, Maslak'taki
inşaatta imar yolsuzlu-
ğu iddialannı yanıtla-
mak için eski Eczacıba-
şı ilaç fabrikasının bu-
lundugu yerde yapılan
j binanın önünde bugün
i saat 11.00'de basın top-
lantısı düzenleyeceğini
açıkladı. Sangül, bu id-
diaları Genel Başkan
, Baykal ile bir televizyon
programında tartışma-
, ya hazır olduğunu söy-
ledi. Sangül'ünyanında
eski CHP milletvekılı
An' Haydar Şahin de yer
aldı.
Hakkındaki iddialan
v
deli
saçması' olarak niteleyen
Sangül, bir siyasi kryımla karşı
karşıya olduğunu söyledi.
Sangül, "Bana, 'Türkiye'yi
dolaşmaktan vazgeç, raporlan
kendi aramızda hallederiz'
teklifi getirdiler, hayır dedim"
diye konuştu.
Söke söke geleceğim
Mustafa Sangül, da-
ha sonra gazetemizin
Ankara Bürosu'nu zi-
yaret ettı. Sangül, iddi-
alara gereken yanıtı 20
Kasım'da Mersin mitin-
ginde vereceğini ve mi-
tinglerine devam ede-
ceğini belirterek "Söke
söke, firona estire estire
Ankara'ya geleceğün"
dedi. Sangül, kendisine atıhnaya çahşılan ça-
murun haUcın duvanna çarpacağım savunur-
ken, "Bakırköy'de bir kaçak yapuun yüalma-
masıruistediği'' iddiasını da reddetti. Allah'tan
başka kimseden korkmadığını anlatan San-
gül, "Gelip de başbakan olamayanlann CHP'yi
küçültmeye haklan yok. Ben şerrin adamı ot-
madun, haynn adamı olmaya özen gösterdim.
Güçleri varsa ankeüeri yalanlasınlar" dedi.
Siyasi mücadelesınin CHP çatısı altmda sü-
rüp sürmeyeceğine ilişkin soruya ise Sangül,
"CHP'hyim. Beni kâğıt üzerinde CHP'den ko-
parmaya çauşuiar ama gönlümden kopara-
mazlar. Beni durduramazlar. Bu güç benim
gücüm değiL, halkın gücüdür" dedi.
Sangül, usulsüzlük olduğu iddia edilen ruh-
satlann kendilerinden önceki dönemde veril-
diğını söyledi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
ABD'nin yeni dışişleri bakanı ada-
yı Condoleezza Rice, siyah ve üs-
telik kadın. Bush'un akıl hocaların-
dan birisi olarak kabul ediliyor. ABD
şahinlerinin önde gelenlerinden. Si-
yah ve kadın. ABD'de dışlanan iki
tesimin özelliğini üzerinde birleşti-
ren bu siyaset kadınının, en şiddet
yanlısı uygulamalann arkasında olma-
sıtarihin garip bircilvesi sayılabilir mi?
Düşünün, ABD'de hâlâ siyahlara
kötü muamele yapılıyor. Arada bir TV
kameralanna polis tarafından dövü-
lerek öldürülen bir siyahın görüntü-
sü yansıyor. ABD'de kadınlar da hâ-
â ciddi bir mücadele konusu olarak
gündemdeki yerini koruyor. Kadın
örgütleri, dünyaya şiddet yayan bu ül-
kede kadına yapılan kötü muamele-
ye karşı kavgalannı sürdürüyorlar.
Bush, son seçimleri kazanırken
arkasındaki en büyük desteğinin ABD
muhafazakârlığı olduğu herkesçe bi-
Sniyor. Kök hücre sorunundan tutun
da, eşcinsel evliliğine kadar uzanan
heralanda Bush, tutucu tezlerie hal-
Felluce'deki Cinayet ve Condoleezza Rice
kın karşısına çıktı. Dini muhafazakâr-
lığını kullandı. ABD muhafazakârlığı-
nın geçmişte siyah düşmanlığını da
temel siyasetlerden birisi olarak kul-
landığı bir gerçek. Hâlâ ABD muha-
fazakârlannın kadın konusunda ve
siyahlar konusunda demokratlann
çok gerisinde olduğunu biliyoruz.
ABD'de seçimleri tutucular kazan-
dı. ABD'de seçimi savaş yanlılan ka-
zandı. Felluce'de, caminin içindeya-
ralı Iraklının kafasına kurşun yağdıran
ABD askeri hangi kültürün ürünü?
Ebu Garib Cezaevi'ndeki korkunç
tablolan hepimiz hatırlıyoruz.
O tablolann sorumlusunun Savun-
ma Bakanı Donald Rumsfeld oldu-
ğu da ortaya çıktı. ABD askerierini en
vahşi işkencelere kışkırtan sistemin
başındaki adam değişti mi? Hayır,
Rumsfeld anlasıkJığı kadanyla yeni yö-
netim içinde de yerini ve gücünü ko-
ruyacak gibi görünüyor. Onun yeri-
ne, daha dengeli, şahinlerle çoğu za-
man biriik olmayan Colin Powell gıt-
ti.
Felluce'deki manzara ve ABD'den
gelen yeni haberler, insanlığın önü-
müzdeki dört yılı daha da zor geçi-
receğini gösteriyor. George W. Bush,
Colin Povvell'ın yerine Condoleezza
Rice'ı tercih ederek, Felluce'ye ölüm
yağdırarak yeni mesajlarveriyor: Her
şey geçmişten daha kötü olacak.
ABD'deki yeni durumu tahlil eder-
ken, toptancı bir emperyalizm tahli-
linin yeterli olmadığını görmek ge-
rek. Bush'la, Kerry arasında bir fark
yoktu demek de bugünkü durumu an-
latmaya yetmiyor.
Sonuç olarak ABD seçimlerinde
daha saldırgan ve sorunlan yalnızca
silah yoluyla ve şiddetle çözeceğine
inanan bir ekip galip geldi. Keşke on-
lar gelmeseydi. Dünyanın ezicı bir
çoğunluğunun Bush'un seçilmesıne
karşı olması da bu gerçeğı gösteri-
yor.
Condoleezza Rice'ın seçimi ve
Felluce'den gelen haberler, önümüz-
deki dört yıla ilişkin neler olacağı tah-
lillerinin de doğru yapılmasını gerek-
tiriyor. Silah ve militarizm önümüzde-
ki dönemin belirleyici unsurları ola-
caklar. ABD'nin saldırganlığı, dünya
çapında silahlanmayı kışkırtacak, si-
lah tüccarları öne çıkacaklar. Milita-
rist güçler etkinliğini arttıracak.
Bunun Türkiye açısından ne gibi
sonuçları olabilir: ABD, Irak'ı hallet-
tiğine inandığı an, mutlaka Suriye,
Iran gibi ülkeleri hedef olarak önüne
koyacak. Böyle birhamle, Türkiye'yi
iyice zor duruma sokar. Çünkü ABD
eğer böyle yayılmacı birsiyaseteyö-
nelirse Türkiye'nin askeri gücünü de
bu hedefleri için kullanmaya kalka-
bilir. Bu ise, Türkiye'nin sivilleşmeden
saparak yeniden askerileşmesi anla-
mına gelebilir.
Burada her şeye rağmen Avrupa
Birliği bir anlam ifade edebilir. AB,
parçalı yapısı, farklı eğilimdeki ülke-
leri içinde banndırması nedeniyle or-
tak bir tutum almakta zorianıyor. Bu
nedenle ABD'ye karşı ortak hareket
edemiyor. Ancak yine de Almanya,
Fransa, Ispanya gibi Avrupa'nın
önemli ülkeleri barışçı bir çizgiyi sa-
vunuyoriar ve ABD'nin yayılmacı ve
savaşçı siyasetlerine karşı çıkıyorlar.
Tabii dünya AB ve ABD'den iba-
ret değil. Dünyanın ezilen, mazlum ül-
keleri, Batı'nın ve Doğu'nun, Kuze/in
ve Güney'in acı çeken insanları
ABD'nin savaşçı politikalarından
memnun değiller. Bütün bunlarönü-
müzdeki dönemde birleşebilirse
önemli bir güç oluşturabilir.
ABD'deki yeni yönelim korkutucu.
Halk arasında yıkılması istenen bir
güç için ilginç bir söz söylenir: "Zul-
mün artsın." Belki de zulmü artan
ABD, insanlığın yeni bir çıkışına yar-
dımcı olacaktır. Kim bilir?
GLOBALPOLÎTÎKÜLTÜR
ERGİN \1LDIZOĞLU
Bilgi Çağı, Meoliberalizm,
Postmodernizm ve Dh Devleti
Bilişim, iletişim teknolojileri bilgisizliği, yalanı ya-
yıyor, neoliberalizm sosyal devleti parçalıyor, post-
modernizm de insan aklına güveni... Bu üçünün
kesiştiği yerde açılan boşlukta din devleti ortaya
çıkmaya başlıyor. Hayır, Türkiye'den söz etmiyo-
rum, bu süreç bizde de yaşanıyor olsa bile... Ko-
nu Amerika. Ama Israil de olabilirdi...
Aydınlanma'dan karanlığa
Kapitalist uygariığın büyük ironilerinden birinin
de, sanınm bilgi işlem sistemlerinin, iletişim tek-
nolojilerinin, sibernetik uzayın (internet) oluşması-
nın "Aydınlanma"ya ve aklın dünyayı anlama ka-
pasitelerine yönelik bir saldırıyla çakışması, bu dö-
nemin de "bilgi çağının" başlangıcı olarak selam-
lanıyor olmasıdır.
Bu ironiyi daha iyi görebilmek için, Amerikan se-
çimlerine, 11 Eylül'den bu yana, en son olarak da
Felluce'ye yönelik ABD saldınsı sırasında CNN,
BBC, CNBC gibi uydu TV kanallarına, genelde
medyaya bakmak yeterli. ABD Irak'a neden sal-
dırdı? Kitle imha silahlarının varlığı mı, terorızmle
bağlantı mı yol açtı, çoğu sivil 100 bin insanın ölü-
müne, tarihi kitaplıkların, eski medeniyet müzele-
rinin imha edilmesine sebep olan bu barbariığa?
Eski ABD Dışişleri Bakanı Povvell'ın, BM salo-
nundaki "Guernica"tablosunun üzeriniörttürdük-
ten sonra yaptığı konuşmayı, sunduğu "kanıtlan"
anımsıyor musunuz? Bush ve Blair bütün gerek-
çeleri kuruduktan sonra şimdi Saddam ın dev-
rilmiş olması iyidir" gibi bir "incir yaprağının" ar-
kasına saklanıyoriar. İyi de, Ebu Garib'e ne deme-
li? Üstelik, Irak'ın başına geçirilen, eski CIA ajanı
Allavi. dayattığı yönetimi kabul etmek istemeyen-
leri, aynı Saddam'ın kendisine karşı çıkanlara kar-
şı uyguladığı yöntemlerle imha etmiyor mu Fellu-
ce'de? Dünyanın en güçlü ordusu, en büyük ateş
gücü, 15.000 askerle, 2000-6000 arasında oldu-
ğu tahmin edilen direnişçilere yönelik operasyo-
nuna başlarken, bir komutan askerierini "Düşman
iblis adında biridir ve Felluce 'de yaşıyor" diye ga-
za getirir, bir diğeri CNN muhabirine, sivillerin te-
pesine ateş yağdıracakları dönemi "savaşın kine-
tik aşaması" gibi "bilimsel" bir kavrama sarmaya
kalkışırken, BBC muhabiri, saldın, (bombalaria öle-
ceksivilleri düşünmeden) "ABD askerteri için çok
ama çok tehlikeli olacak" diye hayıflanırken, ABD
ordusu, saldınya, "propaganda kaynağı"olarak ni-
telediği hastaneyi (sivil ölü ve yaralılar hakkında bil-
gi verdiği için) imha ederek başlarken ve CNN,
BBC, CNBC hep bunları sıradanlaştırır, Felluce
halkını "şeyleştirirken", adetayabancı savaşçıla-
ra, Zerkavi (bu adam gerçekten var mı?) maşası-
na indirgerken, bilgi çağında olduğumuz ne kadar
söylenebilir? Düşünsenize, ABD halkının yansı hâ-
lâ Saddam'ın kitle imha silahlanna sahip olduğu-
na, El Kaide'ye yardım ettiğine inanıyor...
Neoliberalizm ve din devleti
Bir taraftan postmodernizm, hem dünyayı an-
lama kapasitemizi, hem inancı aynı anda küçüm-
ser, anlamı, ahlakı görelileştirirken, neoliberaliz-
min sosyal devlete saldınsı, kamusal alanı imha et-
meye başlayınca oluşan, ekonomik toplumsal,
hattatinsel boşluğu, bu sürecin öncü ülkesi ABD'de
köktendinci örgütlerin dayanışma ağlan doldur-
maya başladı. Bu dayanışma ağlanyla Hamas gi-
bi köktendinci Müslüman örgütlerin dayanışma
ağlan arasındaki benzerliklerse çok dikkat çekici.
Bush, seçimleri 4.5 milyon köktendinci Hıristi-
yan'ın oylarıyla kazandı. Bu oyların harekete geçi-
rilebilmiş olmasının arkasında, Evanjelik kiliselerin,
son yıllarda halkın günlük yaşamını örgütlemeye
ve devletın boşalttığı alanlarda, refah devletinin iş-
levlerini üstlenmeye başlamış olması yatıyor. Se-
çimlerde kilise cemaatlerinin elektronik adres lis-
teleri, kilise toplantılan ve toplantılarda, eşcinsel-
leri, kürtajı savunan adayların (dolayısıyla demok-
ratlann) desteklenmesinin günah olduğunu vur-
gulayan uyanlan, Iraklı direnişçileri "iblis" olarak gös-
teren söylemleri, bunlann, video kasetleri, internet
klipleri vb. özetle en gerici en muhafazakâr dünya
görüşleri, yalan dolan, en ileri bilişim teknolojisi ara-
cılığıyla yayıldı, yayılmaya da devam ediyor. Böy-
lece ABD toplumunda din yayılıyor, din ile devlet
arasındaki diyafram deliniyor, demokrasi teokra-
siye yaklaşıyor.
Burada bir ironi daha var. Iktidara gelebilmek için
Hıristiyanlığın en köktenci yorumunu temel alan
Evanjelik harekete dayananlar, kendi siyasi proje-
lerine uygun olduğu için Ortadoğu'da ve Türki-
ye'de yaşayanlardan inançlannı sulandırmayı, bir
"ılımlı ıslamı" benimsemelerini istiyoriar... Belki de,
budöneme "bilgi çağı" değil, ironi çağı demek da-
ha doğru.
Bayramı grevde gecirdiler
Akgübre grevi
22. gününe girdi
MERStV(AA)-Mer-
sin'deki Akgübre Fabri-
kasfnda, 164 işçiyi kap-
sayan grev, 22. gününe
girdi. Çalışanlar Şeker
Bayramı'nı grevde ge-
çirdiler.
Petrol-İş Sendikası
Akdeniz Gübre Fabrika-
sı Işçi Temsilcisi Mus-
tafa Çolak yaptığı açık-
lamada, Akgübre işçi-
sinin hakkını alana ka-
dar mücadelelerine de-
vam edeceklerini bil-
dirdi.
Bugün 22'nci günü
olan grevin bayrama
denk gelmesinin işçile-
rin üzüntüsünü bir kat
daha artnrdığını behrten
Çolak, "grev nedeniyle
işçfler eş-dost ve çocuk-
lanyla buruk bfa- bay-
ram geçirdi" dedi.
Büyük bir beklenti
içinde olduklannı da
ifade eden Çolak, "Çift-
çilerimizin ihtiyacını
karşdamak için fabri-
kanın çahşması gereki-
yor. Işverenden bugün-
den itibaren bir çağn
beklh onız. fTke ekono-
misi, kendimiz \e çocuk-
lanmız için işverenin
grevçsonvçrmesini bek-
Byoruz" diye konuştu.
Çolak, grev nedeniyle
fabrikanın her gün 2 bin
ton gübre üretiminden
yoksun kaldığını da bil-
dirdi.
Akgübre'de, sendika-
nın yüzde 15 oranında-
ki zam talebine işvere-
nin yüzde 9 oramnda
artış önermesi üzerine
işçiler, 26 Ekim'de gre-
ve çıkmışlardı.