14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 2004 ÇARŞAMBA 10 DIŞHABERLER dishab@ cumhuriyet.com.tr Gözler ısrarla îran'a çevriliyor ama İsrail, Pakistan ve Hindistan gibi ülkeler de silahlanıyor Günceltehdit: NüldeerGÜLATMACA ABD'nin başkanlık seçimlerin- den sonra Iran politikasını nasıl çi- zeceğı merak konusıı. tran'ı çok- tandır "düzendışıdevlet'' ilan eden ve "şer eksenine" dahil eden ABD'nin, bu ülkenin uranyum zen- ginleştirme faaliyetlerini bahane ederek "önleyici sakiın''da bulu- nacağı konuşuluyordiı. Avrupa Birliği ( A B ) ise Iran'ı uranyum zenginleştirme faaliyet- lerinden vazgeçirmek için diploma- tik yollan kullandı. Birliğin üç güç- lü devleti Fransa, Ingiltere ve Al- manya'dan temsilcilerle Iranh yet- kililer arasında Fransa'nın başken- ti Paris'te süren on giinlük görüş- melerin ardından Tarıran, söz ko- nusu faaliyetlerini daha kapsamlı ve nihai bir anlaşma yapılana ka- dar durduracağını açıkcladı. Ve böy- lelikle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne gönderilmek- ten de şimdilik kurtuldu. Anlaşma tmzalarnayanlar Fakat iş Iran ile bitmiyor. Israıl, Hindistan ve Pakistan gibi nükle- er silahsızlanma anlaşmalannı im- zalamaya bir türlü yanaşmayan ül- kelenn silahlanma yanşı devam ediyor. Devletleri bir yana bırakır- sak, özellikle Sovyetler Birliği çök- tükten sonra başıboş kalan nükle- er madde ve silahlar, dünya banşı için hâlâ büyük tehdit. UlusJararası Atom Enerjisi Ku- rumu (IAEA) Başkanı Muham- med El Baradey, dünyada radyo- aktif madde kaçakçıhguıda büyük artış olduğunu belirterek, terörist- lerin nükleer ve radyoaktif madde- ler konusunda daha bilgili ve ilgi- li hale geldiğini söyledi. Irak'ı, "birtürhıbulunaınayan" • ABD'nin dış politika hedefleri arasında yer alan Iran, son olarak uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya aldığını açıkladı. Ancak dünyadaki nükleer tehdit yalnızca AB ve ABD'nin son dönemde nükleer programı üzerinden sıkıştırdığı îran'ın oluşturduğu tehditten ibaret değil. kitle imha sılahlan bulundurduğu gerekçesiyle haksız olarak işgal eden ABD'nin bir sonraki hedefi- nin Iran olduğu konuşuluyordu. Gerekçeler hazırdı: Kökten- dinci bir rejimle yönetilen Iran, ABD düşmanı radikal îslamcı gruplara destek veriyor, nükleer silah programı geliştiriyor- du. Iran ise ABD'nin bu suçlamalarına karşılık sert açık- lamalarda bulu- i nuyor, "kolay lokma ol- madtgı" mesajını verirken zamanza- manlsrail'i vurabileceği tehdidinde bu- lunuyordu. Fakat Iran pazar günü, daha önceki açık- lamalannm tersine uranyum zen- ginleştirme faaliyetlerini durdura- cağını bildirdi. Fransa'nın başken- ti Paris'te Iran ile AB arasında 10 gündür süren görüşmelerin ardın- dan Iranlı temsilcısı Hasan Ruha- ni, uranyum zenginleştirme faali- yetlerini askıya alacaklannı ve bu karann, Iran'ın nükleer programı konusunda nihai bir anlaşmaya va- nlana kadar yürürlükte kalacağını söyledi. AB'nin üç önemli üyesi In- giltere, Fransa ve Almanya'nın dip- lomatik çabalanyla gelen bu karar, Iran'ı, kendisine 25 Ka- sım'a kadar süre veren BM Gü- venlik Konseyi'ne gönderilmek- ten de kurtardı. Bu arada, IAEA de bir gün son- •*,«* ra, 15 Kasım'da tran ile ılgili rapo- ru yayımladı. Raporda, Tahran'ın nükleer silah üretmek için çeşitli nükleer malzemeler kullandığına kanıt olmadığı, ancak nükleer fa- aliyetlerine ilişkin şüphelerin sür- düğü dile getirildi. Raporda, Iran' ın uluslarara- -*$u S I yasalan ihlal ederek *'' '*4 nükleer faaliyetle- rinınbirbölümü- nü geçen ekim ayına dek gizle- dığibelirtildi. IAEA, Iran'dan uranyum zenginieş- tirmeyıder- hal durdur- masını talep etmişti. Rusya ve Ku- zey Kore'den aldığı yardımlarla nükleer programını yürüten * Iran, nükleer gücünü saldın amaçlı kullanmayacağını öne sü- rüyor. Fakat bu ülkenin 2003 yılı temmuz ayında 1000 kilometre menzilli Şahap-3 füzesini denedi- ği; 2000 kilometre menzilli Şa- hap-4 ve 5 bın kilometre men- zilli Şahap-5 füzesini geliştirme gayretlerini devam ettirdiği de iddialar arasında. Ortadoğu'da etrafı Müslüman Arap devletlenyle çevrili israil, sa- vunma ve saldın planlannı oluştu- rurken Iran ve Pakistan'dan gele- bilecek nükleer silah saldınlarını da hesaba katıyor. Iran'ın elinde. Şa- hab-3 füzelennin israil topraklan- nı kolayhkla vurabileceği ılen sü- rülüyor. Pakıstan'ın Akdeniz'e ula- şabılecek balistik füzelere sahip olması ve giderek Afganistan'da- ki Taliban rejimine benzer bir ya- pıya doğru ilerlemesı îsrail'in en- dişesini arttınyor. Elinde, yüzler- ce nükleer başlık olduğu bilinen Israıl, bir yandan ABD'den yeni silahlar almaya devam ediyor. Burada sözü, Bilkent Üniversi- tesi Uluslararası Ilişkiler Bölü- mü'nden Doç. Dr. Mustafa Kiba- roglu'na bırakıyoruz: "_. Bugün İsrail, Nükleer Silahlann Yayılma- sının Önlenmesi Anlaşması'na ta- raf olmadığı için kendisini bu yön- de kısıtla>Tcı bir hüküm altında gör- memektedir, hem de açıkça nükle- er silahlannm varbğını kabul et- mediği için kiınse ona, özellikle Ba- üdünyası'Şu nükleer sılahlannı yok et' diye bir baskı yapmamaktadır." Hindistan ve Pakistan Nükleer silahsızlanma anlaşma- lanna Israıl dışında ımza atmayan ikı ülke daha bulunuyor: Pakistan ve Hindistan. Her ikisi de 1947 yı- lında kurulan Hindistan ve Pakis- tan, o tarihten bu yana üç kez sa- vaştı. Halkın büyük bölümü yok- sulluk sınınnın altında yaşayan Hindistan ve Pakistan, milli geli- rinin önemli bölümünü nükleer si- lahlanmaya ayınyor. Yine her iki- si, son olarak 1998 yılında nükle- er bomba denediler. Pakistan'ın nükleer silah üretirken destek al- dığı Çin, birçok alanda olduğu gi- bi nükleer gücü bakımından da ABD'nin kâbusu oldu dersek abart- mış sayıhnayız. UHAFAZAKARLARHZGIN Iran 'da gergin tartışma Dış Haberier Servisi - Iran'da muhafazakârlar, uluslararası talepler doğrultusunda gündeme gelen nükleer programı askıya alma konusundaki karara tepki gösterdiler. Muhafazakârların çoğunlukta olduğu mecliste dün yapılan oturumda, bir milletveküi, Iran'ın Ingiltere, Almanya ve Fransa ile vardığı anlaşmayı israil ile Filistin arasmda 1993'te yapılan Oslo Anlaşması'na benzetti ve anlaşma yanlılannı "vatan haini" olmakla suçladı. Muhafazakâr milletvekili Ahmed Tavakoii, Avrupalılann Iran'ın Dünya Ticaret Örgütü'ne katılması konusundaki yardım sözünün belirleyici olmadığını, konuda belirleyici olacak ABD'nin buna karşı olduğunu vurguladı. Tavakoii. örgütün îran'a yalnızca "açhk ve sefalet" getireceğini beürtti. 'Ulusal çıkartara ayfcırı' Ruhani lider Ayetullah AB Hameney'in temsilciligini yapan bir diğer üst düzey yetkili AH Larijani, "Avnıpahlarm verdiği sözler üzerinden vanlan anlaşma, nadkte bir ind karşıhğutda sunulan bir loüpoptan jbarettnr" dedi. Başka bir muhafazakâr milletvekili Rafet Bayat ise anlaşmanın Iran'ın ulusal çıkarlarma aykın olduğunu söyledi ve "ABD'ye ve Avrupahlara, özeffikle bu konuda ısrarta olan Fransa'ya söylüyonun: Mecüamiz ulusal çtkarlannuza aykm olan herhangi bir anlaşmayı kabol etaıeyecektir'' dedi. Meclis sözcüsü Golam Ali Hadad Adfl, Iran'ın yaptığı anlaşmanın "kesin bir durdurma değfl asiaya alma" hatırlatarak meclisteki gerilimi duşürmeye çalıştı. Iran meclisinde gergin tartışmalar yaşanırken dün Iran'ın muhafazakâr gazetelerinde de konuyla ilgili ağır eleştiriler yer aldı. Cumhuri tslami gazetesi, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun denetimlerinin yalnızca ABD ve Avrupalılann casusluk faaliyetlerine hizmet edeceğini yazdı. Kaçakçıhk korkutuyor Radyoaktif madde ve nükleer silahlann yasadışı ticareti, Sovyetler Birliği'nin çözülüşünden sonra önemli bir sorun haline geldi Devletler arasındaki nükleer si- lahlanma yanşı kadar tehlikeli bir başka konu, kaçınlan nükleer mad- de ve silahlann terör gruplannın eline geçmesi. Bu maddelerin ko- layca taşınabilir ve gizlenebilir olması, mücadeleyi zorlaştınyor. Avustralya'da ay başında yapı- lan ıki günlük bir zirveye katı- lan Uluslararası Atom Enerjisi Ku- nımu (IAEA) Başkanı Muham- med El Baradey, nükleer ya da radyoaktif madde kaçakçılığında 1993 yılından bu yana 630 olayın ortaya çıktığını söyledi ve "Za- manlavanşıyonız,çünkübubizim hazırohnadığımızbirdurum~dı- ye konuştu. Aynı zirvede konuşan, Avustral- ya Dışişleri Bakanı Alexander Downer ise iki yıl önce Balı'de meydana gelen bombalı saldınyı gerçekleştirmekle suçlanan radi- kal îslamcı grup tslam Cema- ati'nin eylemlerinde radyoaktif madde ıçeren silahlar kullanmak- tan çekinmeyeceğini iddia etti. Özellikle Sovyetler Birliği çöker- ken yaşanan ekonomik ve sosyal karmaşa sırasında başıboş kalan büyük oranlardaki nükleer mad- de ve silah, dünya banşı için bü- yük bir tehdit halini aldı. Denetim Ihtlyacı Nükleer madde işlenen ve stok- lanan tesislerdeki güvenhk ve de- netim mekanizması zayıflayuıca her türlü bilgi, bınkım ve madde, yasal olmayan yollardan özellik- le Ortadoğu ülkelerine ya da baş- ka bölgelerdeki üçüncü dünya ül- kelenne gırmeye başladı. Soğuk Savaş dönemindeki ra- kibinin ortadan kalkması ABD'yi her yönüyle mutlu etmedi. Çün- kü Sovyetler Birliği'nin ardından başıboş kalan nükleer madde, si- lah ve uzmanlar, ABD'nin "düş- manı ülkeler ve gruplarm" eline kolaylıkla geçebilirdi. Amerikan Senatosu, "Nunn-Lugar'' adını taşıyan ve 10 milyar dolan aşan bir bütçe oluşturarak, bu tesisler- de güvenlik ve denetim mekaniz- masını yeniden güçlendirmek 1996 yılında nükleer silahlardan anndınlan Ukrayna, silahlannı Rusya'ya gönderdi. (REUTERS) amacıyla Rusya'ya yardım etti. Eski ABD Başkanı BfflClintonın ilk döneminde Savunma Bakan- lığı'nda üst düzey görevlerde bu- lunmuş olan Prof. Graham ADi- son, "Nuclear Terrorism-Nükle- er Terorizm" adlı kıtabında, "Nunn- Lugar" bütçesinin daha fazla olması gerektiğini vurgulu- yor. Allison'a göre bu hızla gidi- lirse Rusya'da bulunan zenginleş- tirilmiş uranyum ve plütonyumun tümünün koruma altına alınması 13 yıl sürer. Prof. Allison'a göre Rusya'da bulunan ve çalınma ola- sılığı taşıyan maddeyle 30 bin si- lah daha üretilebilir. Rusyadan Irak'a silah ABD'nin, bizzat cebinden pa- ra ödeyerek Sovyet eskisi nükle- er madde ve silahlan denetim alün- da tutma çabasından tam verim al- dığı söylenemez. Iran'ın nükleer silah programı geliştirirken sade- ce eski Sovyetler Birliği değil, Rusya'dan bilgi, birikim ve diğer konularda destek aldığı biliniyor. Yine geçen ay The Washing- ton Post'ta yayırnlanan BİD Gertz imzalı bir haber, bu ilişkınin sa- dece Iran ile değil Irak ile de ya- şandığını gösteriyor. Haberde, Irak'ta kayıp olduğu bildirilen 380 ton patlayıcı maddenin, Rus özel birlikleri taranndan ABD'nin Mart 2003'te savaşı başlatma- smdan önce Sunye'ye taşındığı ıddia ediliyordu. ABD Savunma Bakanı'nın ulus- lararası teknolojı güvenliğinden sorumlu yardımcısı John A. Shavv. Rus birliklerin Irakh istihbarat yetkilileriyle işbırliği yaparak söz konusu patlayıcılan Irak dışına taşıdığına inandığını söyledi. Shaw"a göre amaç Rusya ile Sad- dam Hüseyin arasında silah alış- verişi yapıldığmın ortaya çıkma- masıydı. ABD'li yetkili, kısa bir süre önce Avrupalı istihbarat bi- nmlerinden en az ikisinden Rus- ya ile Irak arasında silah alışven- şi olduğuna dair güvenılir bilgi- ler edindiğıni ileri sürdü. Çözüm İçin önerller Nükleer silahlanma konusunun bir sayfaya sığması mümkün de- ğil, hatta kitaplar dolusu bilgi ba- nndmyor. Yukanda anlatılanlar birdeğinme olarak kabul edilebi- lir. Sorundanbahsetmişkençözü- me dair bir paragraf yazmak la- zım. Prof. Graham Alh'son, "Nök- leerTerorizm" adlı kıtabında, nük- leer silah tehdidinin önüne geçmek için üç öneride bulunuyor: • Başıboş nükleer sılahlan de- netim altına almak, güvenliği art- tınnak... • Yenı silahlar üretmemek... ı/ Diplomatik yollarla ve ulus- lararası anlaşmalarla devletlerin nükleer silah üretıcısi olmasını engellemek... Nükleer silah nedir? Silah tanımına girmiyor Bilkent Oniversitesi Uluslararası Üişkiler Bö- lümü'nden Doç. Dr. Mustafa Kibaroğhı'nun yaptığı tanıma göre kit- le imha silahlan ya da konvansiyonel ohnayan silahlar; nükleer, biyo- lojik ve kimyasal silah- lar olarak kategorilendi- nlır. Hem ıçerikleri, hem yapım araçlan ve kulla- nım yöntemleri, hem de etkileri bakımından bu silahlar birbirlerinden aslında oldukça farklı- dır. Fakat hepsi konvan- siyonel ohnayan silah- lar kategorisindedir. Konvansiyonel olma- yan silahlar terimini de açıklamakta fayda var. Konvansiyon, bildiği- miz gibi üzerinde bir anlaşmaya vanlmış de- mektir, bu silahlann ise silah olup olmadıklan konusunda askeri lite- ratürde ve genel ahlak kavramlan çerçevesin- de bir anlaşma yoktur. Yani bir nükleer si- lah gerçekten silah mı- dır, bir kimyasal silah gerçekten silah mıdır, bu konuda bir anlaşma olmadığı için bunlar "konvansiyonel olma- yan silahlar" olarak ta- bir edilir. NasH elde edltlr? Nükleer silahın ham- maddesi uranyum, doğa- da saf halde bulunmu- yor. Insan. 60 kadar mi- neralin içinde rastlanan uranyumu işleyerek (zenginleştirme) aktif hale getiriyor. Nükleer güç, uranyumun ve uran- yum ötesi madde plü- tonyumun atom çekir- deklerinin parçalanma- sı sonucu elde ediliyor. Nükleer santral yakı- tı olarak kullanılan uranyumun yanı sıra plütonyum ve toryum gibi maddeler, atom, hidrojen, misket bom- balarının yapımında kullanılıyor. Nükleer sibhlanma, ak sık çevreci örgütierin protestolanna neden ohıyor. (Fotoğraf: REUTERS) Anlaşmalar bağlayıcı değil Doç. Dr. Mustafa KH baroğlu, 2023 Dergi- si'ne Ocak 2003 tari- hinde verdiği röportaj- da, nükleer silahsızlan- ma anlaşmalannı şöyle sıralamış: • Sovyetler Birliği ve ABD, aralannda bulu- nan anlaşmazhklannı gidererek "Nükleer Si- lahlann Yayılmasının Önlenmesi Anlaşma- a"nı 1968 yılında imza- ladılarve 1970'tebuan- laşma yürürlüğe girdi. Anlaşmaya göre 1 Ocak 1967 tarihinden önce nükleer silah denemesi yapmayan bir ülke, an- laşmaya taraf olduğu takdirde nükleer silah yapmayacağı konusun- da bir taahhüt altına gir- miş bulunmaktadır. Bu tarihten önce nükleer deneme yapan veanlaş- maya taraf olan ülkele- rinisenükle- er silahlara sahipolmave yenilerini üretme hak- lan saklı kal- mıştır. Türki- ye bu anlaş- maya 1969 yılında imza koymuş, 1980 yılında anlaşma Meclis'te onaylanmış- tır. Anlaşmayı Mec- lis'ten geçirmek için ne- den 11 yıl beklendiği soruluyortabii... Bunun en önemli sebebi, Tür- kiye'nin 70'li yıllarda- ki durumu ve farklı ön- celiklerinin ohnasıdır. • 1972 tarihli, biyolo- jik ve toksin silahlann üretilmemesiyleılguibir anlaşma daha var. 1993 yılında Kimyasal Silah- lar Konvansiyonu orta- ya konmuştur. Bu an- laşmalar, bahsettiğim devletlerin dışında baş- ka devletlerin, başta nük- leer silahlarolmaküze- re, kimyasal ve biyolo- jik silahlan edinmesini engellemek amacıyla or- •Nükleer Slianiann yayilmasini Önleme taya konmuştur. Nükle- er Silahlann Yayılması- nın Önlenmesi Anlaş- ması'ndatemel bir sorun vardır,odal967'denön- ce nükleer deneme yap- tığı için nükleer silah üretmehakkıolanvekı- sıtlamayatabı olmayan, biraz önce saydıgım 5 ülkenin varlığıdır. Diğer ülkeler anlaş- mayı imzalayarak ken- dilerini kısıtlama altı- na almışlardır ama bu 5 ülkenin varhğı bazı ülkelerin bu anlaşmaya karşı çıkması sonucunu doğurmuştur. Başta kar- şı çıkanlardan biri Hin- distan olmuş ve "an- laşma içeriğmin ülke- ler arasında aynm gö- zettiğmi" söyleyerek "hiçbir zaman anlaş- maya taraf olmayaca- ğmı" ifade etmiştir. Ni- tekim önce 1974yılında bir deneme ya pm ,ş, ar- dında da 1998 yılının mayıs ayında bir dizı dene- atmayan ülkeler İÇİn bağlaviCl Jt ~ \ çekleştirerek nükleer silah sahibi ülke konumuna geldiğini ifa- de etmiştir. Aynı şekilde Pakis- tan'ındaHindistan'ıta- kip ettiğıni görüyoruz. Anlaşmaya taraf ol- mayan üçüncü ülke Is- rail'dir. Israil'de 1947 yılında Ben Gurion ve Şimon Peres, "tsrafl ku- rulacak, birçok düş- manla çevrüibir ortam- da kurulacak, bizim muhakkak'kesin silah' (absohıte weapon) ola- rak tanmılanan nükle- er silahı edinmemiz ge- rekir,yoksabizi burada yaşatmazlar" şeklinde- ki bir düşünceden yola çıkarak, o dönemde sa- dece ABD'nin elinde bulunan nükleer silahı temin etmenin yollan- nı araştırmıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear