25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 2004 CL HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN Dil Sorunu Cumhuriyet gazetesi ile tanışıklığım, yanm yüz- yılın ötesine, Cumhuriyet okurtanyla tanışmam ise 30 yıl öncesine kadar uzanır. Cumhuriyet'te yazmanın bir mazhariyet olduğu- nu bilirim ve maddi yanı pek önemli olmayan bu bü- yük manevi ayncalığın, yalnızca gazetenin ciddi yapısından, çizgisi içinde var olan düşünceye, za- man zaman yöneticilere aykın gelen düşünceye bi- le saygı ve özgüriük havasından değil, aynı zaman- daokurundan kaynaklandığının da gayet iyi farkın- dayım. Cumhuriyet okurluğu, bir dünya gönüşü ve ona uygun bir davranış biçimidir. Aynca Cumhuriyet'in okuruyla yazan ve çalışanı diye bir aynmın da geçerli olduğunu sanmam. Bu kurum, bütün çalışanları, okuru ve yazarı ile birbirine kaynaşmış bir ailedir. Bu olgunun çok haz verici olduğu kadar, zorla- yıcı, kimi yaptınmlara uymayı zorunlu kılan bir ya- nı da olduğu kuşku götürmez. Cumhuriyet'in okuru, edi/gen, heryazılanı tartış- masız kabul eden kişilerden oluşmaz. Başka ga- zetelerde de, böyle okur bulunmadığını söylemek istemiyoaım. Ancak; bu tür insanlann Cumhuriyet okurtan içindeki oranının diğerlerine kryasla çok daha fazla olduğu da tartışma götürmez. Bu durum gazetemizin yazannı daha dikkatli, da- ha kuşkucu olmaya ve okurundan gelen övgüye ol- duğu kadar, eleştiriye de açık durmaya iter. • • • Bu satırlan yazmamın nedeni, 2 Ekim günkü °Me- lih Aşık'ın Yanılgısı ve Gazetecinin Işlevi" başlıklı yazıma e-posta yoluyla gelen 10 eleştiri mektubu. Yazıda kullanılan "puzz]e"ve "humor" sözcük- leri, belli ki, sevgili okurlann bir bölümünü rahatsız etmiş; o kadar ki, ıçlerinden onu, kimi iğneleyerek, kimi sevgiyle de olsa eleştirisini hiç esirgemeyerek, tuşlara basıp, tepkilerini iletmek gereğini duymuş- lar. önce bir noktayı belirtmek isterim. Yazılanmda, yabancı kökenli sözcükleri kullanmamaya büyük özen gösteririm. Türkçenin düşünceyi oluşturmak ve açıklamak için başka dilin yardımına gereksini- mi olduğunu düşünenlerden değilim. Bu açıdan, 2 Ekim günkü yazımda birden fazla yabancı sözcüğün bir araya gelmesinin istisna ol- duğunu, sanınm bu sütunu izleyenlerde kabul ede- ceklerdir. Bu gerçeği böylece vurguladıktan, dil devriminin ne kadar önemli olduğunun, biraz ileri yaşlarda da olsa bilincine vardığımı belirttikten sonra, başka bir gerçeğin de altını çizmek isterim. Dilde özleşmenin, an bir dil kullanmanın, dilin malvariığını yoksullaştırmaması açısından da, uya- nık ve dikkatli olmamız gerektiğini düşünmekte- yim. Birara Arapça ve Farsça kökenli olan bütün söz- cükleri dilimizden atma çabalanmızın da biraz abar- tılı olduğunu artık görmemiz gerektiğini sanıyorum. • • • Çünkü bir zamanlar atmaya çalıştığımız sözcük- ler, artık halka malolmuşlardı. örneğin Yunus Emre'nin "Mal sahibi, mülksa- hibil Hani bunun ilk sahibi?" dizelerindeki altı söz- cüğün üçü "mal", "mülk"ve "sahip"Türkçe köken- li değildirier, ama dilimizde yer etmişlerdir. "Allahsız, kitapsız!" deyişini "Tannsızbetik$iz!"e çevirirseniz, kimse sizi anlar mı dersiniz? Kimi zaman da, yabancı kökenli sözcükleri, baş- ka yabancı kökenlilerle değiştirerek, dili anlaştırdı- ğımızı sanıyoruz, ki bu da bana pek ciddi görün- müyor. örneğin "er)cümen"sözcüğünün yerine "komis- yon"u geçirerek, dili Türkçeleştırdiğimizi ileri sür- mek ne kadar yerindedir dersiniz? Nitekim, beni eleştiren okurianmdan bıride, "hu- mor" sözcüğü yerine "espri"yi öneriyor. Pekiyi de, o da yabancı kökenli değil mi? Yine eleştirilen "puzzfe* sözcüğü yerine "yap-boz"u koymuş oisaydım, parçalann ilk defa bir araya gel- mesiyle bir bütünün ortaya çıkması olgusunu isa- betle anlatmak mümkün olabilir miydi? Aynca belirteyim ki, humor sözcüğünü de, daha önce kullanmış olduğum "mizah"\ tekrariamış ol- mamak için yeğlemiştim. Tartışmayı uzatmak mümkün. Ama yerimizin öl- çüsü gereği, burada kesmek istiyorum. Bu yazıyı yabancı sözcükleri kullanmış o/mamı hak- lı göstermek için yazmadım. O sözcüklerin yerine başkalannı bulmam gerekirdi. Ama bu olay dil konusunu bir kez daha tartışmak ve ona birazdaha değişik biraçıdan yaklaşmak için bir vesile olur diye düşündüm. Beni eleştiren okurianma dikkatleri için teşekkür eder, bu eleştirilerini bundan böyle, yukanda da belirttiğim çerçeve içinde dikkate alacağımı belirt- mek isterim. asirmen(S cumhuriyet.com.tr Star'ın yayınına kansılmıyor 1 Karaca'nın sözleri vekiDerî kızdırdı HaberMerkea-Ha- ber tartışma programcı- sı Ferhan Şayiunan'ın, Flash TV'de başlayan "Hak Anyonun" adlı yeni programındamillet- vekiîlerüıin sorulannı yanıtlayan RTÜK Baş- İcanı Fatih Karaca. Star'ın yayın politikası- aa bash yapılmadığını ddiaetti. Programın sü- ekli konuklan olan UCPBursaMılletveki- i Ertngrul VaJçınbayır, ^HPfstanbuIMillerve- ili KemaJ Kıbçdaroğ- ı ve Istanbul Bağımsız lilletvekili Emin Şi- n'in sorulannı yanıt- yan RTÜK Başkanı Karaca, "TMSF yaym poMkalannda etkffi ola- bflir mi" sorusuna şu ya- nıtı verdi: "Sezar'ın hakkı Se- zar'a.Şuan Star grubu- nun başındaki kişiyi (Adem Gürses) tanryo- nım. Altta, haber mer- kezindekflerin birçokla- narkadaşım.TMSF'nm ve yöneticiierin. orava müdahil obnadıklaniz- lenimioi edindim.*' Bu açıklamanın üze- rine programda tansiyon yükseldi. Millervekille- ri "Star'ın yayın politi- kasına sahip çikan" Ka- raca'yı sertbirdille eleş- tirdiler. . Sağlık Bakanlığı Personel Müdürü Ali Yerlikaya'nın yenilettiği makam odası bakanı bile rahatsız eti GenelmüdüründuşkeyfiANK4RA(ANKA)-SağnkBakan- lığı Personel Genel MüdürüAli Yer- fikaya, holding patronlannı kıskan- dıracak gösterişte yenilettiği makam odasının içine bir de duş yaptırma- yı ihmal etmedi. Genel Müdür Yerlikaya, görevine gelir gelmez 7 katlı genel müdürlük binasının üçüncü katındaki makam odasıru yeniletme çalışmalanna baş- ladı ve kısa süre önce de makamına taşındı. yerlikaya'nın, daha önce ge- nel müdür yardımcılarının da bulun- duğu üçüncü katı tamamen boşalta- Genel Müdür Ali Yerlikaya, görevine gelir gelmez makam odasıru yeniletti. Yerlikaya üçüncü katı tamamen boşaltarak kendisine ayınrken personel yetersiz fiziki mekânlarda çalışmak zorunda kaldı. Kısa süre önce makamına taştnan ve çalışma odasının bir bölümünü banyo olarak düzenlettiren Genel Müdür Yerlikaya, duşakabin yaptırmayı da unutmadı. rak, yapılan tadılatın ardından sade- ce kendine ayırması nedeniyle, per- sonelin yetersiz fiziki mekânlarda ça- lışmak zorunda kaldığı da ifade edı- liyor. Yerlikaya'run ısteğıyle yenile- nen makam katında 30 kışilik özel bir toplantı salonu. danışmanlan için düzenlenmış bir oda bulunuyor. Ma- kamda ise ziyaretçilenn kabul edil- diği bir odanın yanı sıra dinlenme ve özel çalışma odası yer alıyor. Çalış- ma odasının bir bölümünü ise banyo olarak düzenlettiren Yerlikaya. duşa- kabin yaptırmayı da unutmadı. Yerlikaya. makam katının yenilen- mesıne. daha öncekı "çahşma ortanu- nm sağhkstz otanasınT gerekçe göster- dı. Personel Genel Müdürlüğü'nün bulunduğu binadayıllardırtadilatya- pılmadığıru ileri süren Yerlikaya, bu nedenle de çalışma ortamının sağlık- lı bir hale getinldiğini kaydetti. Yer- likaya, "Gerek makam kaü ve gerek- sememurtanmcmgörev yapöğı diger çahşilabilir bir yaprya ka\uşturulma- sı amacr\la öncetiİdeGene)Müdüriü- ğümözün makam katmdan başlan; rak tadüata başlaıımıştır" dedı. Genel Müdürlük katının yeniler mesi için yapılan harcamanın 300miJ yar lirayı geçtigi ileri sürülüyor. En ince aynntıya varana kadar dü şünülerek tasarlanan yenileme işiniı maliyeti konusunda bilgi \ermeyei Yerlikaya, "Inşaat, Garanti Banka- sı'nın katkılarrvla yapılmışör'" dedi. Saglık Bakanı Recep Akdağ'ın da Personel Genel Müdürlügü makamın- da yapılan gösterişli yenilemeden ra- hatsızlık duyduğu ögrenildi. CHP'Iİ KOC Tarihte görülmerniş kadrolaşma ANKARA (Cumhuri- >«t Bûrosu) - CHP Grup Başkanvekili HalukKoç, "SağhkBakanlığı'nm eği- tim hastanelerindeki ba- şasistanlan sürgüne gön- dererek hastanelerin içi- ni boşaJttıgını'' söyledi. Koç. "Bu uygulama, ta- rihte eşi görülmemiş bir kadrolaşmayı bedefle- mektedir. Bakanıinsaf ve sağduyuya davet ediyo- ruz" dedi. Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Semih Tatncan'la beraberinde- kı heyet dün TBMM Grup Başkanvekıli Koç ve CHP'nin bekim millet- vekillenyle göriiştü. Tat- lıcan, "hekimierdeııögüi] içinde hayatiaruu değiş- tirmelerinin istendiğini, bunun yıDannı mesleğe harcavanlara büAÜk hûr- metsizük olduğunu" söy- ledi. Uygulamaya gerek- çe olarak "Doğu ve Gu- neydogu'daki uzman he- kim açığtnı kapatma"run gösterildiğine dikkat çe- ken Tatlıcan, "Bu bö^je- lerde uzman hekinı açığı 945'tir. O>sa her jil 4 bin 500 uzman hekim göreve başlamaktadır. Bu açık neden bu arkadaşlarla karşılannuyor. Yapılan, sağhk aJanındaki en bü- yük kadrolaşma girişimi- dir"dedi. Tatlıcan, "sür- gün atamalarrv la hekim- ferin anayasa! hakkı olan aflebiriiğinebüesaygıgös- teriunediğmi" sözlerine ekledi. CHP Grup Başkanveki- li Haiuk Koç da, "sûrgün edüenlerinyerineyandaş- larmgetirflmesüun hedef- lendiğini" söyledi. Nite- liklı, eğitilmış hekimle- rin, bu eğitim düzeyleri- ne uygun hizmet \ereme- yecekleri donanımsız has- tanelere gönderilerek va- sıflı insan gücünün atıl duruma sokulduğunu kaydeden Koç, Sağlık Ba- kanı RecepAkdağ'ı eleş- tirdi. Koç, "Müsteşannı- a şefkadrosunun üzerme ofurtmuşsunuz, bir gün bile hastaneye gitmryor. Başasistanı da sürgüne gönderiyorsunuz" dedi. İĞINELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN tmm Muhalefet yapmamakfa sucladı Mehmet Bekaroğlu SP'den ayrıldıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Eskımillet- vekılı, Prof. Dr. MehmetBekaroğ- lu, Saadet Partisi genel başkan yar- dımcıiığj ve üyeli- ğinden istifa etti. SP'nin arnk toplumsal muhalefe- ti yönlendiremediğinı sa- vunan Bekaroğlu, "yeni yapılanmalarm imkânmı arâşûracağmı'' bildirdi. Mehmet Bekaroğlu. SP'den ısüfa dilekçesuıde, partinin yenı durumun ge- reklerinı yapamadığını, küresel saldınya karşı ge- rekli araçlan oluşturama- dığını belırtti. Bekaroğ- lu, "Tümenerjiveimkân- lar fiderin tekrar sr>asete dönmesiiçin harcanırken sryasetin gerekleri ihmal edilmiştir. Buna rağnıen Bder de kurtanlamamış- ür.Altmıızdaki zemin ba- h bir şekilde kay- maktadır" görü- şünü dile getirdi. Yolsuzluk. yoksul- Iuk, baskı, televo- le ve dizi kültürü- nün toplumsal do- kuyu parçaladığı- nı ileri süren Bekaroğlu. şu göriişleri kaydetti: "Değerler ka\ makta, ivi-kötü ölçüsü kaybol- makta,insanlar provvkas- yonlara açık hale gefanek- tedir. Anadohı'dan boşa- lan müyMilarmetnpol \a- roşlarmda öfkeli yığınlar olarak beklemektedir. Ül- kede çaOşma ve kaos po- tansiyefi giderek artmak- tadır. AKP uJuslararası iktidariann. CHP ise yer- leşikdevletiktidannmsöz- cüsii durumuna gefaniştir. Toplumun yeni bir umut ve beklentiyie yönetecegı birmuhalefetodagıda kal- manuşör." Soru yağmuruna tuttular CHP, TRTyiyakın Ozkaya kuruhı beldeyecek kianeyeaidı Hakkındaki iddialargörüşülürkengörevegeri dönmeyi doğru bulmayan Özkaya, BaşkanhkKurulu 'nun kamrını bekleyecek ANKARA (Cumhıı- riyet Bürosu)- Yargı- MİT eksenli iddi- alara ilişkin ön so- ruşturma ile görev- lendirılen muhakkik »Jf BirsHi TüanaTın "so- / ruşurubnasınayeryok'' ' dediği Yargıtay Başkanı Eraslan Ozkaya'nın gö- re\e dönmek için Başkan- lık Kurulu'nun hakkın- da vereceği karan beklediğı bildirildi. Özkaya 'nın kendi- siyle ilgili iddiala- ra ilişkin görüş- meler sürerken göreve başlama- yı"dogru"bul- madığı belirtil- di. YargıtayBi- rinci Başkan- lık Kurulu, Eraslan Özkaya'ya yönelik suçlamalarla ilgili ön soruşturmayı tamamlayan ve YargıtayBaşkanı 'nın ceza ve dı- siplin yönünden soruşturulma- sına yerolmadığı göriişünü içe- ren raporu görüşmek üzere ge- lecek günlerde toplanacak. Edi- nilen bilgiye göre, Yargıtay 1. Başkanvekili MaterKaban, ku- rulu, Ozkaya ile ilgili raporu gö- rüşmek üzere gelecek hafta top- lantıya çağıracak. 18 Ekim'de başlayabHlr Yargı-MÎT eksenli tarhşmala- nn ardından rahatsızlığı nede- niyle rapor aldıktan sonra sağlık sorunlannın devam etmesi üze- rine rapor süresini uzatan Özka- ya'nın 18 Ekim'de göreve başla- yabileceği bildirildi. Özkaya'nın hakkında soruşturma sürerken göreve dönmeyi "dogru'' bulma- dığı bildirildi. Kalp rahatsızlığı nedenıyle bir süre GATA'da teda- vi gören Özkaya "nın raporlu ol- duğu dönemdefitıkameliyatı da olduğu öğrenildi. Özkaya'nın sağlık sorunları nedeniyle kont- rollerinin sürdüğü bildirildi. Curyel ve Pemlrörs Yüksek Disiplin Kurulu da yargıda nüruz kullanarak dava- lan etkilemeye çalışmakla suç- lanan Yargıtay üyeleri Ergül Gür- yelile HüseyinDemirörs'ün du- rumunu görüşmek üzere bugün toplanacak. Güryel veDemirörs hakkındahazırlanan raporda, ke- sin bir istemde bulunulmamak- la birlikte "görevden çekflmeye dawt" ve "uyan" cezalannaüiş- kin atıfla bulunularak takdirku- rula bırakılmıştı. ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-CHP millet- vekilleri TRT'deki geliş- meleri yakın izlemeye alırken TRT'den sorum- lu Devlet Bakanı Beşir Afalay'ı soru yağmuru- na tuttu. CHP Antalya millerve- killeri FeridunBaloğhı ile NailKamaa ve CHP Yoz- gat Millervekih Emin Koç, Atalay'ın yanıtlaması is- temiyle soru önergeleri verdiler. Kamacı, yeni ya- yın döneminde TRT'ye ait kanallarda kaç prog- ramınyayından kaldırıldı- ğını, kaç yeni programın yayına girdiğini, yeni ya- yına girenprogramlardan kaçının kurum dışı yapım olduğunu ve bu program- lann hangi şirketlere yap- tınldığını sordu. Baloğlu. soru önerge- sinde TRT Müzik Daire- si Başkanı Sükyman Er- guner imzalı yazı ile uy- gulamaya konan "TRT personelinin Lrin alarak kurum dışında yapacak- lan işlerin master kayıt- larnun bundan böyle Mü- zik Dairesi Ba^kanhğı'na gÖDderilmesi ve onay ve- rihnesi haünde yayımla- nabileceği''ne ilişkin uy- gulamaya dikkat çekti. Baloğlu, Atalay'a "Budü- zenlemeileözeî müzikku- ruluşlannın çıkaracağı CDlerindenedenmesiso- nucunun dogması, TRTnin sansür ya da sa- nata müdahaksi olarak yorumlamrsa, kunımun sanatçrya verdigi dışanda çahşma izninin bir değeri kalacakmıdır" diye sordu. Koçda TRT'ninKana- da'da yerleşik bir firma- dan satın aldığı up-link teçhizatiyla ilgili ihale tek- nik şartlannın sağlanıp sağlanmadığını sordu. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Avrupa Birliği Komisyonu'nun "Türkiye llerleme Ftaporv"nun ilan edilmesi, ister istemez AB ile ilgili ye- ni değerlendirmeleri de beraberin- de getirdi. Türkiye'nin üyeliği koşul- lara bağlanıyor mu? Tabii ki bağla- nıyor. Zaten müzakere süreci de- mek, baz/ koşullann yerine getirilme- si demek. Üyeliğin askıya alınması tehdidi var mı? Evet var. AB, Türkiye'yle yü- rüttüğü üyelik görüşmelerini bazı hallerde askıya alabilir. Peki bu iyi mi, kötü mü? Askıya alma gerekçesi Özet olarak insan hakları ihlallerinin ciddi boyutlara ulaşması ve sürek- lilik kazanması olarak tanımlanıyor. İnsan haklarını sürekli ihlal eden bir Türkiye'nin, bir yaptınmla karşılaş- madan üye olabilmesi, biz yurttaş- lar için iyi midir, kötü müdür? Tabii ki kötüdür. Türkiye'yi yönetenler in- san haklarını sürekli ihlal ederlerse, onlann karşısına bir yaptırım tehdi- di dikilmelidir. Bundan yurttaşlar ola- rak bizim şikâyet etmemiz gerek- mez. Bir Yurttaş Olarak AB 'ye Bakış Son çıkarılan Türk Ceza Kanunu, birçok zaafla malul. örneğin, "milli yarar" başlıklı 305. madde düşün- ce ve ifade özgürlüğünü ağır şekil- de ihlal eden bir yapıya sahip. Bu- nun gibi birçok maddenin değişti- rilmesi gerekiyor. Üyelik müzakere- leri boyunca bu tür konular kaçınıl- maz olarak gündeme gelecektir. Yine üyelik süreci boyunca yüzde 10'luk seçim barajının değiştirilme- si gerekiyor. llerleme raporunda da bu konuya dikkat çekiliyor. Yüzde 10'luk baraj 12 Eylül askeri darbe- sinin ürünü, otoriterliği güçlendiren bir madde. Bu baraj nedeniyle hepimiz AKP'nin yüzde 34 oy alarak Meclis'in yüzde 66'sını elde etmesini milli ira- denin sakatlanması olarak deger- lendiriyoruz. Ancak bugüne kadarsırf HADEP'i Meclis'e sokmamak için bu baraj yüksek tutuldu. Böylece ülkemizde ciddi bir temsil krizi or- taya çıktı. AB bunun değiştirilmesi- ni istiyor. Bir yurttaş olarak bize bu- nun bir zaran var mı? llginç noktalardan birisi de Kürt- çe yayın konusu. AB, anadilde ya- yına getirilen engellerin kaldınlma- sını istedi. Türkiye bunu kabul edi- yormuş gibi yaptı. Yani teorik olarak kabul etti. Pratikte ne oldu? Göster- melik birTRTyayınıyla iş savsaklan- mak istendi. Ardından Güneydoğu'da yayın yapan iki TV kanalı Kürtçe yayın için FîTÜK'e başvurdu. RTÜK ne yaptı? Uzun süre bu başvurulan bekletti. Ka- rar vermek için toplandı. Ardından, yeni bir başvuru daha yapıldı, onu da sonuca bağlamak için karan er- teliyoruz dediler ve RTÜK Kürtçe yayın konusunu sürundürmeye de- vam etti. Böyle bir tutumun AB öl- çütleri içinde yeri yok. Biz de biliyo- ruz, onlar da biliyor. Bu tür inandın- cı olamayan savsaklamalann Türki- ye'ye bir yararı olduğunu iddia ede- bilir miyiz? Siyasetin sivilleştirilmesi deAB'nin önemli hedeflerinden birisi. Eğer Türkiye bu topluluğun bir üyesi ola- caksa, siyasette siviller karar verici olacak, Meclis iradesinin üzerinde başka güç kalmayacaktır. Batı de- mokrasisinin temel unsurlanndan birisidir bu. llerleme raporunda sendikal hak- lar, örgütlenme özgüriüğü de önem- le vurgulanıyor. Türkiye, 65 milyon nüfusu ve birmilyonu bile bulmayan sendikalı sayısıyla, bir otoriter ülke görünümde. Böyle bir ülkede ne de- mokrasi olur ne de işçi haklan ko- runabilir, • • • Türkiye, Atatürk'ün hedeflediği, "MuassırMedeniyet'e doğru yolcu- luğuna düşe kalka da olsa devam ediyor. Demokrasinin, insan hakla- rının evrensel ölçülerine yetişmeye çalışıyor. AB üyelik müzakereleri ta- bii ki bu yolculuğun önemli adımla- nndan birisi. Böyle bir yolculuk ko- lay bir yolculuk değil. AB içinde Tür- kiye'yi istemeyenler olduğu gibi, Tür- kiye'de de AB'yi istemeyen güçler direnişlerini sürdürüyorlar. Halkın büyük çoğunluğu istediği için sü- reç engelleri aşarak yoluna devam ediyor. Bu konuda şimdiye kadar atılan adımlar, biz yurttaşlar açısın- dan olumfu birikimler yaratıyor. Soruna yurttaş olarak bakarsak artık devlet içindeki işkencecilerin işi daha zor. örgütlenme ve ifade öz- güriüğü düşmanlan eskisi kadar kc~ lay hareketedemeyecekler. Burada temel sorun, çalışanlann durumu. Onlann örgütlenme, toplusözleşme imzalama haklan nasıl geliştirilecek? Yoksul ve zengin arasındaki uçu- rum nasıl azaltılacak? Bir yurttaş olarak müzakere süre- cindeki denetimin bizim lehimize ol- duğu inancındayım. Keşke bütün bunlar başkalan denetlemeden ha- yata geçebilseydi!..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear