Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
«EKİM20MCUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11
AB Komisyonu, müzakerelere başlanmasını önerse de Türkiye'nin istediği güveni vermedi
ü üsürüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Avrupa Bırliği (AB) Komısyonu'nun,
Türkıye ile katılım müzakerelerini
"kaüşartiara" bağlaması, AB ile Tür-
kiye arasında yeni bir belirsizlik süre-
cini başlattı.
10 yıldan uzun süreceği belirtilen
miizakerelerde. dış politikadan tan-
ma, sanayiden enerjiye tüm politika ve
uygulamalannı AB'ye uyumlandıra-
cak olan Tüıidye, sürecin sonunda tam
üyelik güvencesine ise sahip olmaya-
caJc. Hükümet, temel hedeflerinden
olan AB ile koşulsuz üyelik müzake-
relerine başlama konusunda "ükraun-
du" kazanamadı. AB, müzakere ko-
nulannın sonuçlandınlması konusun-
da önceki adaylara göre daha katı ku-
rallar getirecek.
AB Komisyonu'nun, süreci kont-
rolü altında tutmayı amaçlayan ön-
lemleri ve olası sıkıntılar şöyle:
• Türkiye ile müzakere süreci, daha önceki adaylardan farklı olarak katı koşullara
bağlandı. Önünde 31 müzakere konusu bulunan Türkiye, görüşme sürecinin
sonunda Avrupa Birliği'ne tam üyelik güvencesine sahip olamayacak.
• Müzakerderde sıkı denetim: Mü-
zakere konularını oluşturan 31 başlı-
ğın açüması ve kapatılması, çok daha
sıkı koşullara bağlı olacak. Üyelik aşa-
masına geçebilmek için 100 bin say-
fada uyum gerektiren 31 başlığın ka-
patılması gerekiyor.
• Süreç beklenenden uzun sürecek:
AB Komisyonu, müzakerelerin sonu-
nun açık olduğunu belirtmekle yetin-
meyerek tavsiye belgesinde şu görü-
şün de altım çizdi: "Müzakere sûre-
cinde ilerieme, yalnızca Türldye'ye
bağh olmayacak. AB'nin yeni üyelere
uyum sağlama yeteneği de önem taş>
makta." Türkiye, müzakerelerin en
güç kısmını zaten gümrük birliği çer-
çevesinde tamamladığı için 10 yıldan
daha önce müzakereleri tamamlayabi-
leceğini düşünüyor. AB ise buna ola-
nak olmadığını ifade ediyor.
• Tarama süreci. geciktirme takti-
ği: AB Komisyonu, müzakere karan-
nın alınması durumunda önce "tara-
ma sürecinin" gerçekleştirileceğini
açıkladı. Tarama süreci, AB ve Türk
mevzuatının incelenmesini ve müza-
kere sürecinin ön aşamasını oluşturu-
yor.
• Siyasireformlaryine masada: An-
kara, müzakerelerin başlamasıyla si-
yasi reformlann 2. plana düşmesini
bekliyordu. Ancak Komisyon, siyasi
reformlann izleme süreciyle yakın-
dan takip edileceğine, müzakerelerin
hızının da buna endeksleneceğine tav-
siyede yer verdi.
Türkiye'de insan haklan, demokra-
si ve hukuk devleti ilkelerine aykın cid-
di ve sürekli ihlallerin olması durumun-
da, müzakerelerin askıya alınacağı da
belirtildi.
• Yeni talepler olabilin AB Komis-
yonu, siyasi reformlar konusunda Tür-
ldye'ye yeni bir ev ödevleri listesini
2005'te Katıhm Ortaklığı Belgesi ha-
zırlayarak sunacak. tlerleme Rapo-
ru'nda, Türkiye'den azınlıklar konu-
sunda Lozan yerine uluslararası stan-
dartlar doğrultusunda açıhm istenirken
ilk kez Alevi yurttaşlar da "Sünni ol-
mayan Müslüman azmlık" olarak ni-
telemyor. AB'nin bu yaklaşımı ardın-
dan yeni taleplerinin olup olmayaca-
ğı belirsizlik taşıyor.
Gümrük Birliği skandah
Türkiye'nin, AB'nin kapılannı aça-
cağı düşüncesiyle 1995 yılında girdi-
ği Gümrük Birliği (GB), üyelik mü-
zakerelenne geçişte sorun kaynağı ol-
du. AB Komisyonu, tavsiye belgesin-
de Türkiye'nin üyelik için tamamla-
ması gereken 31 müzakere başhğın-
dan biri olan GB konusunda yeni ko-
şullar getirdi.
AB'nin Türkiye'nin GB'den kay-
naklanan bazı yükümlülüklerini hâlâ
yerine getiremediğini savunduğu,
"AB'nin bunlar karşılanmadan GB
müzakerelerini açmayacağT öğrenil-
di. Ankara ise müzakerelere ilk olarak
GB'den başlamayı planlıyordu.
Oymen: Tuzak maddeler var
Türkiye için
ayrı model
• Oymen "Koşullann bazılan üyelik imkânını
ortadan kaldırabilecek durumda. Kişilerin ser-
best dolaşımının kısıtlanması durumunda tam
üye değil, kısıtlı üye oluyorsunuz" dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Başkan Yardımcısı Onur
Öymen, AB'nin Ilerleme
Raporu'nda getirilen bazı
koşullann Türkiye'nın
üyelik olanağını ortadan
kaldırabilecek nitelikte ol-
duğunu söyledi. Oymen,
"Rapor. müzakereierin so-
nunda, tam üyelikten baş-
ka bir model düşünüldü-
ğü iztenimi veriyor" dedi.
Onur Öymen, AB'nin
Türkiye Ilerleme Rapo-
ru'nda müzakerelerin baş-
laması çağnsı yapılırken,
birçok koşul getirildiğine
dikkat çekti. Bu koşullann
bir bölümünün diğer aday
ülkeler için hiç önerilme-
diğini anlatan Oymen, şöy-
le konuştu:
"Bazılan Türkiye'nin
üyelik imkânını ortadan
kaMırabflecekkûşullar. Ki-
şilerin serbest dolaşımının
sürekli olarak kısıtlanma-
sıdurumundatam üye de-
ğfl, kısırJı üye oluyorsunuz.
Bu,AB'nin temel unsurla-
nyla çefişmektedir. Bunu
Türkiye'nin kabul ermesi
mümkün değil. Ucu açık
müzakere deniliyor, yani
tam üye olabihrsiniz de ol-
mayabilirsiniz de~. Diğer
ülkeler müzakerelere tam
üye olmak için başladılar.
Rapor, öyle anlaşılıyor ki,
bazı ülkelerin baskısı ve
telldnisonucu.Türkiye've
tam üyelikten başka bir
model düşünüldüğü izle-
uimi veriyor. Bu da özel
statü olabilir."
Ttazaklar var'
Raporda, üyeliği gecik-
tirici unsurlar olduğunu,
2014'ten önce üye oluna-
mayacağının da açıkça be-
lirtildiğinı kaydeden Öy-
men, hiçbir aday ülkeye
bu koşulun getirilmedi-
ğine dikkat çekti. Öymen,
şu görüşleri dile getır-
di:"Bazı muğlak hüküm-
lervar. Bunlann nereyegö-
türeceği beDi değiL Örne-
ğin. tannı ve sosyal potiti-
kalardan yarartanma ala-
mnda birtakım özel dü-
zenlemeler yapılabileceği
söyleniyor. Bunlann ne ol-
duğu betirsiz. Tanm ve sos-
yal politikalardan yarar-
lanma konusunda kısıtla-
malar getirilebilir. Kıbns
bötümü çok dikkatk ya-
zdmış. Kıbnsta Rumlann
bize muhatap olacağı ve
ancakonlannoylanyta ka-
bul edilebileceğimiz söyle-
niyor. Dini haklar konu-
sunda da patrikhanenin
bütün istedikleri raporda
var."
Rapordan, Kürtçenin
resmi eğitim programma
konuhnasının önerilece-
ğinin anlaşıldığını belir-
ten Oymen, "Pekçokağır
hüküm içeriyor. Türki-
ye'nin bütün bunlan yap-
bğı, tavizleri verdiğL her
konuda anlaşügı takdirde
bile karşısmda vine büyük
bir kuşku var. Ûk okunuş-
ta anlaşrimayan tuzakmad-
deferbulunuyor.Azmbklar
gibi maddelerûı değişmesi
lazım" dedi.
DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar ise raporu
olumlu bulduklannı belir-
terek "Ancak Lozan'ı ör-
seleyecek ifadeler uygun
değİL Kürtier ve Alevile-
rin 'azınlık' statüsüne in-
dirilmesi kabul edilemez"
dedi.
MHPIıderiDevletBah-
çefi de Türkiye'ye "özür-
tüülke nıuamefea" yapıldı-
ğını belirterek raporun,
AB'nin gerçek niyetlerinin
aynası olduğunu söyledi.
Joost Lagendijkten uyari:
Türkiye 2. sınıf
üyeyapılabilir
DışIöberkrServisi-Tür-
hye-AB Karma Parlamen-
D Komisyonu Eş Başkanı
.bost Lagendijk. Avrupa
lomisyonu'nun Türkiye
çin işgücü dolaşımının sü-
ekh olarak ertelenebilece-
dni önermesınin Türki-
«'yi "AB'deikincismıfüye
taKne getirebüeceği'' uya-
ında bulundu. Hollandah
r
eşiller Milletvikeli La-
jendıjk, Hollanda Radyo-
u'nda yayımlanan söyle-
ıde, AB'de, 3,4 veya 5 yıl
üren gecici önlemlere ahş-
tıklanna dikkat çekerek
"Ancakşjmdikomisyonbu
süreyisonsuzhalegetirme-
yi öneriyor. Bu, Türk işçi-
İeri,2025vihndansonrabi-
teAB'debirişegireıneyecek
demektir. Bu kannncaTür-
kiye'viikinci smıfbirABüt-
kesi \apar" dedi.
Lagendijk, kendisi gibi
Türkiye'nin üyeliğinden
yana olanlann, Türkiye'de
İslamın Iran ve Suudi Ara-
bistan'daki Islamdan çok
farkh olduğunu iyice an-
latması gerektiğini behrtti.
Raporda azınlık tanımı
Avrupa Birliği Ilerleme Raporu, Türkiye'deki Kürt kökenli
ve Alevi yurttaşlardan 'azınlık' olarak söz ediyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB
Komisyonu tlerleme Raporu'nun 48.
sayfası, Kürt kökenli yurttaşlardan
raporda "azınkk olarak söz edilmedigüıi"
savunan Dışişlen Bakanı Abduflah Gül'ü
yalanlıyor. Raporda, Kürt kökenli
yurttaşlann yanı sıra Aleviler de "Sünni-
Müslüman olmavan aanlıklar" olarak
niteleniyor. Gül, dün bir gazetecinin,
Ilerleme Raporu'nun 48. sayfasuıda
Kürt kökenli yurttaşlardan "azuıhk"
olarak söz edildiğini belirtmesi üzerine
şunlan kaydetti: "Bu doğru değiL,
böyle bir şey yok, hangi rapordan
bahsediyorsunuz bilmr>T)rum. Bu tip bazı
şeyler vardı, düzeltibniştir. Dolayısrvia son
resmi raporda böyle bir şey söz konusu
değiL Bunlar zaten kabuiü mümkün
otanayan konular."
Lozan'a göre üç topluluk
Raporda. "Azınhk haklan, kültürel haklar
ve azınhklann korunmaa*' başlığı altında
şu görüşlere yer venliyor: "Türk
yetldhiere göre, 1923 Lozan Anüaşması
altında Türkiye'de azınhU-lar yahuzca
üç gayrimüsBm topluluktan oluşmaktadır.
Yetküüerin geneUikle Lozan
AndaşmasTyia ilişkilendirdiği azınhklar
Museviler. Ermeniler ve Rumlanur. Ancak
Türkhe'de. Kürtlerin de aralarmda
bulunduğu öteki tophıluklar da vantar. Bu
bağlamda, Türkiye'nin BM SHasi ve
Medeni Haklar Sözleşmesi ve BM
Ekonomik. Sosyal ve Kültürel Haklar
Sözkşmesi'ne koyduğu çekincekr,
Türkiye'deki yalön dönemde azuüık
haklan konusundaki olumlu getişmelere
engel olarak kuUanılabilecekleri için dikkat
çekmektedir." Raporun, Cumhuriyet
tarafindan 5 Ekim'de yayımlanan
taslağmda, Kürt kökenli yurttaşlann
haklannın da modern uluslararası hukuk
çerçevesinde azınlıklar kategorisinde yer
alması gerektiğine işaret ediliyordu.
AB raporunun 44. sayfasında Aleviler
için "Sünni ohnayan Müslüman azmhk"
ifadesi kullanıhyor.
Gül'le
görüşen
Ingiltere
Dışişlen Bakanı
Straw ve Isveç
Dışişlen Bakanı
Freivalds, katı
koşullar içeren
müzakere
tavsiyesi için
Türkiye'yi
rahatlatmaya
çalıştılar.
akanlardan ikna çabasıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ingiltere ve Isveç dışiş-
len bakanlan, AB'nin katı ko-
şullar içeren müzakere tavsi-
yesi için Türkiye kamuoyunu ik-
naya çalıştılar. Hükümete des-
tek amacıyla Ankara'ya gelen
Ingiltere Dışişlen Bakam Jack
Straw, Türkiye ile müzakerele-
rin "gecikmeksizûı" başlama-
sı gerektiğini belirterek "Kim-
se Türkhalknnn efinden bu ba-
şami alamaz" dedi. İsveç Dı-
şişleri Bakanı Laüa Freivalds da
Türkiye'yle müzakerelerin baş-
lamasuu dört gözle bekledikle-
rini söyledi.
Srraw, Irak'a yaptığı sürpriz
ziyaretin ardından Ankara'da
Dışişlen Bakanı Abduflah Gül
ile bir araya geldi. Gül, Straw
ile görüşmesinin ardından dü-
zenlediği basın toplantısında,
AB Komisyonu'nun tavsiyesi-
m "tarihi" olarak nitelendirdi.
Tavsiye karannın detaylan üze-
rinde çahştıklannı ifade eden
Gül, öngörülen kararda "usul
ve yöntemler bakmundan Hel-
sinki kararlany la çeh'şki için-
de" bazı hususlar bulunduğu-
nu belirterek"Bu konmıı önü-
müzdeki dönemde üye ülkeler-
le yakm temas haBnde göriişe-
ceğiz" dedi.
Gül net karar beklrvor
Gül, AB Konseyi'nin 17 Ara-
lık'ta Türkiye'yle müzakerele-
rin başlamasına ilişkin net ve
açık karar almasını ve vakit
geçmeden Türkiye'yle müzake-
relerin başlamasını onaylayaca-
ğmı beklediklerini söyledi.
Straw da, Türkiye'nin AB
üyeliği sürecinde kısa zaman
içinde olağanüstü başan elde et-
tiğini belirterek "Kimse Türk
halkmın ehnden bu başamı ala-
maz. İleride herkes Türkhe el-
bette AB'nin bir parçası olma-
h diyecek" şeklinde konuştu.
Isveç Dışişlen Bakanı Fre-
ivalds da. Gül ile görüşmesinin
ardından yaptığı açıklamada,
tavsiye karanndan memnuni-
yet duyduklannı belirterek mü-
zakerelerin başlamasını dört
gözle beklediklerini kaydetti.
Freivalds, "Mümkün olan en kı-
sa sürede müzakerelerin başla-
ühnası temenıümizdir. Biz Tür-
kiye'nin AB'ye ait olduğuna
üuuuyoruz" şekluıde konuştu.
ERDOCAN:
ASKIYA
ALMA
KOSULUNA
İLTİFAT
ETMEYİN
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği
Komisyonu'nun koşullu raporu TBMM'de
tartışıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan
milletvekillerine bilgi verirken "askrya alma
koşuhı ve tarih yazıhnamasına iltifat etmenin
anlamı olmadığını" savxmdu. Türkiye'nin AB
yolunda önemli bir eşiği aştığını, raporda net biı
tavsiyede bulunulduğunu belirten Erdoğan.
"Bu bir sonuç değil bir başlangıçür. Önümüzde zor
günler var. Bundan önce nasıl iktidar - muhalefet el
ele verdiysek, shil toplum örgüderiyle bu süreç
aşıldıysa, bundan sonraki süreci de aynı dayanışma
içinde aşacağız" diye konuştu. Raporu "kararh,
olumlu, dengeü ve net" olarak niteleyen Erdoğan,
şunlan söyledi: "Komisyonun müzakerelerin
yöntemine ilişkin bazı değerlendirme ve önerilerin
Türkiye için aynmcıhk anlanuna gelecek özel
koşullar ohışturacak şekilde yorumlanmaması için
hükümet başkanlarrvla görüşeceğiz. Bundan
sonraki sıkmû. uygulamaya yöneük atüması
gereken adımlardadır. Çünkü bu bir zihniyet
değişimidir. Bunu ne kadar büyük ölçüde
gerçekleştirirsek. bu süreç o kadar hı/Janacakür."
Erdoğan, müzakerelen asbya ahna koşulu ve
raporun tanh içermemesine ilişkin eleştirilere
değinirken "Bunlara pek iltifat etmenin anlamı
yok. Müzakereye başlav'an bir ülke, tam üye ouna
sürecine girmiş bir ülkedir. Müzakere bunun için
başlauldL Vyt kabul edihneyecek bir ülke için
müzakere kavramının ne anlamı var" dedi.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
İJerleme Raporu mu?
Ömüp Boyu Hapis mî?
Komisyonun "Ilerleme Raporu" yazar lyones-
ko'nun "Gergedanlar" oyununa benzeyen birbiçim-
de sahneye sunuldu. Ortada somut hiçbir şey yok-
ken Türkiye'ye yeşil ışık yakıimış gibi sunan çevre-
ler var. Böyle olacağını son bir yıl içinde Cumhuri-
yet'te sık sık yazdım.
Raporun "tercümesi" şu başlıklar altında topla-
nabilir:
1) AB, Türkiye'ye, hiçbir adaya uygulamadığı çok
farklı koşullar ve çok farklı bir yöntem uyguluyor. Bu
hali ile raporu;
- "Üyelik için görüşmelere başlamayı tavsiye eden
bir rapor olarak görmek yerine";
- Türkiye 'yi üyeyapmamak için" görüşmelere baş-
lamayı tavsiye eden bir belge olarak görmek çok da-
ha gerçekçidir:
2) Ancak rapor bu hali ile, "Türkiye'yi AB hima-
yesi altına aldınmak isteyenlerin amaçlanna hizmet
etmek için", yeterli koşullara sahiptir. "Türkiye'yi
oyalama koşullan"; mükemmel bir biçimde sergi-
lenmiş bulunuyor.
3) Raporda yer alan ve önemli olan bazı koşullar
şunlar:
- İnsan haklan ihlallerindeki uygulamalar ve talep-
ler konusu belki de "en makul" ve kabul edilebilir
koşullardır. Bunlarzaten Türkiye'nin kendi başınayap-
ması gereken şeylerdir.
Ama bu kapsam içine yann, ömeğin "Öcalan'/n
serbest bırakılması" gibi talepler eklenirse ne ola-
cak? Türkiye yerine getirmez ise görüşmeler yine
durdurulacaktır.
- AB işgücü dolaşımına "Türkiye için hsıtlama (ya-
sak) getireceğini" şimdiden ortaya koydu. özel sta-
tünün ilk koşulu belgede yer aldı.
Türkiye'nin, "üye olmayan bir üye" kimliğine so-
kulacağının sinyalleri ortaya çıktı.
- Raporda ortaya konan en önemli koşul ise, "gö-
rüşmelerin sonunun açık olması "dır. Böyle bir yön-
teme, "dayatma ve şantaj" tanımlaması bile yeter-
siz kalır. Böyle bir yaklaşımın siyaset, hukuk ve ik-
tisat mantığında yeri yoktur. Türkiye ile alay edilmiş
olmaktadır. Anlamı şudur:
- Uzun yıllar yapılacak görüşmeler sonrasında
Türkiye, AB'nin bütün taleplerinı yerine getirmiş ol-
sa bile, Türkiye'nin ıçeri alınmasına daha sonra ka-
rar verilecektir.
- AB, Türkiye'ye karşı hiçbir siyasi yükümlülük al-
tına girmediğini "açıktanaçığa ortaya koymaktadır".
- Diğer aday ülkelerden istenmeyen pek çok si-
yasi koşulun ve ödünün Türkiye'den ıstendiği, Av-
rupa Parlamentosu kararları ile ortaya çıktı. "Sonu
açık" görüşmeler bu bağlamda oyalama yöntemi-
nin bir parçası oluyor.
Dolaylı koşullara gelince...
Ilerleme belgesinde yer almayan ancak Avrupa Par-
lamentosu'nun kararlan ile "dolaylı koşullar" duru-
muna gelen maddeler çok daha önemlidir. Çünkü
on yılı aşacak görüşmeler boyunca bu maddeler ma-
saya konacaktır.
Aynen Kıbrıs sorununda (koşulunda) olduğu gibi
"hem koşul, hem değil" diyeceklerdir. Ama Türki-
ye yerine getirmediğı takdirde görüşmeler kesilecek-
tir. Çünkü bunlar, koskoca Avrupa Parlamento-
su'nun kararlandır.
Uzun yıllar sürecek ve hiçbir zaman sonuçlana-
mayacak görüşmeler boyunca;
- "Soykınm yaptık" kararlannın Meclis'ten geçme-
si, "haklı olarakistenecektir". HemAPkarandırhem
de Fransız Devlet Mahkemesi bu karara dayanarak
(Prof. Bernard Levvis) mahkûm etmiştır. "Içtihat"
haline getirilmiştir.
Yeni tazminat taleplerinin yolu, bu "hukuk dışı
sahtecilikle" açıldı.
- Fener Patrikhanesi'ne özerklik, Güneydoğu'ya
özerklik, Hatay'a referandum da "fiilen dolaylı ko-
şullar" oldu.
Yıllar yılı sürecek görüşmeler boyunca bunlann hep-
si istenecektir. Kıbrıs'ta Rumlar daha şimdiden gö-
rüşmeleri "oyalama" durumuna sokacak talepleri-
ni sıralıyorlar.
-1974 sonrasında adaya gelen Türkler dönsün.
- Türk askeri derhal çekilsin.
Komisyonun açıklanan yeni raporu Tün<iye'yi bek-
leme odasına ömür boyu hapseden bir belge nite-
liğındedir.
Zaten içimizdeki gayri milli sermaye çevrelerinin,
gayri milli Islamcı siyasilerin ve bölücü çevrelerin bek-
lentileri de bu değil mi? Türkiye'yi AB'nin (ve Batı'nın)
ipoteği altına sokmak istemiyorlar mı?
Işte bu nedenle yolumuz açıldı diyorlar; onlann yo-
lu açılırken Türkiye'nin Yugoslavyalaştınlma süreci
bir adım ileri gitmiş oluyor.
Alman ve Danimarkah bakanlann iki yıl önce Ko-
penhag doruöunda belgelenen konuşmalarında ol-
duğu gibi; "önce uyutalım, sonra unuturuz"... Şu
anda oynatılan oyun budur. Aynen "Gergedan-
lar"öa olduğu gibi.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
Alevilerden rapora tepki
'Eşityurttaşlık
hakkı istiyoruz'
FIRATKOZOK
ANKARA - AB Ko-
misyonu'nun Ilerleme
Raporu'nda Alevilerin
"Sünni olmayan Müslü-
man azınlıklar^ olarak
nitelenmesi Alevilerin
tepkisini çekti. Alevi
Araştırmalan Merkezi
Başkanı Ali Yıldınm,
Alevilerin Cumhunye-
tin asli kurucu unsuru
olduklannı, Atatürk dev-
rimlerini her zaman sa-
vunduklannı söyledi.
Yıldınm. "AleAİlerin
Sünni ohnayan Müslü-
man bir azuüık olarak
değerlendirilmesi çok
yanhşnr. Aleviler azmhk
hakkı değü,eşitynrttaş-
lık hakkı istemektedir-
ler. Bu tanımı reddedi-
yoruz" dedi.
PirSultanAbdalKül-
tür Derneği Başkanı Ka-
zımGenç, AB'de "azm-
hk" tanımının. haklan
verilmeyen topluluklar
için kullanıldığını belir-
terek bu tanıma göre
Alevilerin de azınlık sa-
yılabileceğini söyledi.
Genç, "Ancak, konuya
Lozan'daki azuıhklarta-
biri çerçevesinde bakar-
sanız,Aleviler Türkiye'de
azmhkdeğfldnierveazm-
hk kapsamına sığuuna-
larını gerektirecek bir
durum yoktur" dedi.