Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 2004 SAL
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanfcul
Edirrte
Kocaeiı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydm
Denizlı
Y
PE
Y
PB
PB
PB
Y
Y
21
24
24
23
27
28
30
28
Sinop Y 20 Adana B 31
Samsun Y 20 Mersin B 28
Trabzon
Giresun
Y 19 Dıyarbakır B 29
Ankara
Y 19 Şanlıurfa B 31
PB 20 Mardin B 25
Eskişehır PB 20 Siirt
Konya
B 28
PB 21 Hakkâri PB 23
Sıvas PB 19 Van PB 18
Zonguldak Y 20 Antalya Y 29 Kars Y 15
Yuraun kuzey ve batı *e-
sım/en parçaiı yer yer çok
bulutlu, Marmara'nın do-
ğusu, Edıme. BalKesır
çevreferı. Batı Karadenz
kıyılan. Orta >e Doğu Ka-
radetıız ıle Muğla, Dervz'i
Goller Yoresi ve Antalya
çevrelerı saganak *ıe
gokgurultûHı sağanak ya-
ğışlı, diğer yerier az bulırt-
lu ve açık geçecek Hava
sıcaklığında onemlı b r
değışiklık dmayacak.
DIS MERKEZLER
Oslo Y 11
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Münih
Y
<
Y
Y
Y
Y
Y
R
14
14
18
18
17
18
21
Berlin
Budapeşte
Madnd
Viyana
Bekjrad
Sofya
Roma
Atına
PB
B
A
PB
B
B
PB
Y
22
21
30
22
22
19
24
25
Moskova PB 9
Zürih B 24 Şam
Ajkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
A
Y
A
Y
B
Y
B
28
15
29
15
28
5
31
B 30
f Açık Bulutıu k
Çok bulutlu J YağmuDu S u l u
* * , Gok günjltülu
GLNCEL CITNEYT ARCAYUREK
H Baştarafı 1. Sayfada
Bu gerçeğin izleri Alman Başbakanı ile yaptığı
basın top/antısnda da görülüyor.
Schröder, yasaları uygulamanın önemine de-
ğiniyor. RTE uygulamanın "zihniyet değişikliği"
gerektirdiğini, zihniyet değişikliğinin ise zamana
gereksindiğini söylüyor.
Belki de zihniyet değişikliği deyişiyle temel
inançlanndan dünden bugüne nasıl döndüğünü
anlatmak istiyor.
• • •
Zihniyet değişikliği denken RTE; Kuran'ı birana-
yasa gibi yıllarca beyninde taşıdıktan, kaderini
ıslama bağladıktan sonra, Islam cumhuriyetin-
den laik curnhuriyete dönüşünü anlatıyor, olma-
lı.
Dönmeyi yaşam felsefesi yapan bir insan için
yeni kural: Hıristıyan Batı'nın dayatmalarına bo-
yun eğmek!
Bir süre önce AB Komisyonu'nun "müzakere
tarihini koşullar öne sürerek başkanlar ve başba-
kanlar zirvesine salık vereceği" Batı basınında
yer aldığında, RTE adeta kükredi: -Kendi ifade-
siyle söyleyelim- "Koşulmoşulolamaz"dedi. De-
mek istedi ki, koşullu moşullu tarih kabul etme-
yeceğiz!
Yumurta kapıya dayandı; tarih verilmesi llerie-
meRaporu'ndayeralmasınaalacakammmma...
Günter Verheugen'in de dediği gibi, Türkiye'nin
önüne hükümetin kabul etmekte zorlanacağı ko-
şullar konulacak!
öyle yenilir yutulur koşullar da değil bu koşul-
lar. Âncak sindirimi güçlü olanların kabullenece-
ği koşullar.
Sürecin herhangi bir aşamasında o ana kadar
gerçekleştirilen reformlara ilişkin birgerileme sap-
tanırsa veya AB'ye yönelik taahhütleri yerine ge-
tiremezse Türkiye, katılım müzakereleri "askıya
alınacak".
En erken 2015'lere kadar Türkiye'nin üyeliği
hayal-i ham! Tam üyelik 2007-2013 dönemi büt-
çe çalışmalarında Türkiye'nin adı sadece "aday
ülke" ifadesiyle engelleniyor.
Bu ifade 2015'ten sonra müzakerelerin sürece-
ği anlamına gelebilir. Bir olasılığa göre 2020'ler-
de...
1996'larda Çankaya Köşkü'nde gördüğüm bir
liste; Türkiye'nin AB'ye ancak 2030 yılında üye
olacağına işaret ediyordu.
Bugünkü hesaba göre 2020 ile 2030 arasında-
ki 10 yılı AB, müzakereleri zaman zaman askıya
alarak kolaylıkla doldurabilir.
• • •
RTE; AB Komisyonu raporunun içeriğini öğren-
dikten, herhalde görüştüğü Schröder'in de "tav-
siye" adı altında sıralanan koşulları doğrulama-
sından sonra kuzu kesildi.
Ne koşul ne de moşul! Hepsini unuttu gitti: Al-
man siviltoplum kuruluşlannın ödül plaketiyle bir-
likte edindiği Avrupalı sıfatı ile dününü bir kez da-
ha unuttu; tarih alınıyor, Batı övgüler yağdınyor,
arkasını sıvazlıyor ya, yeni koşullar falan filan..
ötesini boş ver gitsin der gibi.
Hiçbir aday ülkeye uygulanmayan koşullarla
bize tarih verilecekmiş, ne umuruna. O sanki ile-
lebet, en azından 2030'a kadartek başına iktidar-
da kalacak, AB'den gelen her emre buyur diye-
bilecek konumda olabilecekmiş gibi...
CumhurbaşkanıChirac'aveABüyelerinedev-
let adamının nasıl davranması gerektiğini içeren
"ciddiyet" mesajları gönderiyor.
Zinayı cezalandırmayı kabul etmeyen AB'nin
eleştirilerini "Içişlerimize kanşmayın" diye tersle-
yen RTE: ülkeyi rahatlatmak için AB üyeliğini re-
feranduma götürme girişimlerini destekleyen
Fransız Cumhurbaşkanı'nı ciddiyete davet ediyor.
Dünden bugüne nasıl geldiğini bilen Chirac'lar,
RTE'nin çıkışını önemser mi?
AL GÖZÜM SEYREYLE / IŞIL ÖZGEMÜRK
Evety isyan!
I BaştarafıArka Sayfada
Para nedır? Para bir
ınsanı eğlenceli dav-
randırabılen şeydir/pa-
ra tüm kötülüklerin te-
melidir/para aynı arka-
daşlann döniip dolaşıp
senın yanında/oldukla-
rını söyletebilen bir ya-
landır.
Yaşam nedir?/Ya-
şamdan bıktım/Bıktım
dostlanma gülüp arka-
dan bıçaklamaktanTuı
kadar çok günah işle-
mekten bıktım/içkı şı-
şesi her kazandığında
pes etmekten bık-
tım'hiçbır şeyi sonuç-
landıramamaktan bık-
tım'süreklı ot çeken
sıska arkadaşlardan
bıktım /bir iş bulama-
maktan da! /bir halt et-
meden herkesle uğraş-
maktan bıktım/kendi
hüznümde boğulmak-
tan da.
Arabamın benzini
için bir dolar borç al-
maktan bıktım ,'ortalı-
ğa pislik saçan orospu
çocuklanndan bık-
tım'saati beş dolarhk
işlerden bıktım/ neden
sınttığımı merak eden
patrondan da!'her ök-
sürdü|ümde ya da
osurduğumda işten ko-
vulmaktan bıktım...
Eminem'in sözleri
uzayıp gidıyor. Her an,
her dakika isyaıı ve bü-
yük bir gençlik korusu
onun sözlerini tekrarlı-
yor, en yürekten, en iç-
ten. Çaresizlik tek or-
tak duygu oluyor. Kö-
rü zamanlardayız.
Bu arada size Emi-
nem'le ılgilı tam Tür-
kiyeli bir hıkâye anlat-
mak istiyorum. Pazar-
da satıcının biri, üstün-
de Eminem yazısı ya-
zan tışörtlerden satı-
yormuş. Bunu görünce
adamın birinin tepesı
atmış, "Vay sen, karı-
mın adı yazılı tişört-
ieri nasıl satarsın?"
dıye, bıçağını çektiği
gibi satıcıyı hemen
oracıkta öldürmüş.
Fıkra deği], gerçekten
olmuş. Türkiyeli birhi-
kâye dedim ya.
isi lozgenturk@supe-
ronline.com
Nürus cüzdanımı kaybettim. Hükünısüzdür.
MURATGÖÇÜM
Ozkök, klasik yöntemlerin yenirisklerlemücadelede yeterli olmadığını vurguladı
Orduda değişîm rüzgârı
B Baştarafı 1. Sayfada
Atatürk devrimleri ve Cum-
huriyet değerlerinin korun-
ması" olduğunu söyledi.
Orgeneral Özkök, Harp Aka-
demileri Komutanlığı'nın
2004-2005 eğitim ve ögretim
yılı açılışı nedeniyle Atatürk
Harp Oyunu ve Külrür Merke-
zi'nde düzenlenen törende yap-
tıgı konuşmada Harbiyelilere
mesajlar verdi. Askeri eğitim-
de. "özgiin düşünebilen,stan-
dart dışı hareket edebilen" su-
baylar yetiştirilmesini isteyen
Orgeneral Ozkök, "küreseÜeş-
me olgusunun uluslararası
güvenlikle ilgilj bilinen bütün
yaklaşımlan temelinden sar-
sacak nitelikte bir değişimi
beraberinde getirdiğioi" be-
lirterek "Bülerin ıızun ydlar
akademilerde öğrendiğimiz
simetrik risk ve tehditlerle
mücadele yöntemleri, planla-
ma ve karar verme süreci ile
kriz yönetimi teknikJeri, yeni
dünya düzeni içerisinde karşı-
laştığımız ve çağın hızına pa-
ralel olarak bir virüs hızıyla
yay ılan uluslararası terör gibi
risk ve tehditlere karşı yeterli
olmamaya başlamıştır" dedi.
Bllgtye ulaşma
Degişen dünyanın kavTanma-
sında "bilgiye nasıl ulaşılaca-
ğı, bunun kavranması için çok
yönlü düşünme alışkanlığı ve
önyargısız bakış açısının en
önemli araçlar" olduğuna dik-
kat çeken Orgeneral Özkök,
"yeni risk ve tehditlerin uzun
yıllar alışılan lineer çözüm
tekniklerinin ötesinde çok bi-
linmeyenli ve kaotik bir yapı
içerisinde" gerçekleştiğıni be-
lirfti.
Orgeneral Özkök, "Biam ye-
tiştirmeye çalışnğımız subay-
lar, artık sanayi toplumu eği-
tim ve öğretim anlayışından
farklı olarak karışık problem-
leri standart çözümlere bağla-
maktan kaçınan,özgün düşü-
nebilen, standart dışı hareket
edebilen ve problemlere çok
yönlü yaklaşabüen bir yapıda
yetiştirilmelidir. Yaşamakta
olduğumnz değişimle birlikte
gelişmiş ülkelerde, asker-dev-
let adamı, asker-bilim adamı
ve asker-diplomat profilleri
ön plana çıkmaktadır. Bu hu-
suslar, personelimize kazan-
dınlması gereken entelektüel
bir fikri temelle yakından il-
gilidir" diye konuştu.Öğrenci
KuleliAskeriLisesibün>esinde>aptırılanOr-
g e n e r a J D o ğ u A k t u l g a K ü l t ü r S j t e s İ 5 K a r a
Kuvvetleri Komutanı OrgeneralYaşar Büyükamt'ın katıldığı törenle açıldı. Kültür sitesinin açılışını Bü-
yükanıt ileAktulga 'nın eşi TülayAktulga birlikte kurdele keserek gerçekleştirdiler. (FATİH ERDOĞDU)
subaylara akademik çalışmalar
yaptınlmasını isteyen Orgene-
ral Özkök, Fransızlann "Bü-
yük zekâlar birlikte düşü-
nür" sözünü anımsatarak "ka-
tılımcı bir çalışma ortamının
yaratılarak sinerji oluşrurul-
ması"nı istedi.
işbirliği gellşmell
Orgeneral Hilmi Özkök,
"Çalışnıalarda, yenilikçi ça-
lışma ve araştırmalann, fikir-
lerin ve düşüncelerin sıralı ko-
muta kademelerine aktarıl-
masında, klasik hiyerarşik ya-
pının engel oluşturmasına
müsaade edilmemelidir. Di-
key hiverarşinin sınırlayıcı
yetkileri azaltılmalı. yatay ko-
ordinasyonun gerektirdiği da-
nışma ve işbirüği geliştirilme-
lidir" dedi. Törende Bilgi Üni-
versitesi Uluslararası llişkiler
Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr.
Dentz Ülke Arıboğan da "21.
Yüzyüda Cüvenlik Sorunlan
ve Terorizmin Yeni Yiizii" ko-
nulu ilk dersi \erdi.
'Asllhedef temel
değerlerin korunması'
Hava Harp Okulu'nun eğıtım
yıh açılış töreninde konuşan
Hava Ku\-v etleri Komutanı Or-
general Halil tbrahim Fırtına.
"asli hedeflerinin Atatürk il-
ke ve devrimleriyle Türkiye
Cumhuriveti'nin temel değer-
lerinin korunması" olduğunu
belirterek "Bu değerler
varoluşumuzun özü ve garan-
tisidir. Bu hedeften dönüle-
mez ve sapılamaz" dedi.
Orgeneral Fırtına, konuşma-
sının sonunda yurtdışuıda öğre-
ninı gören Asım Şengör adın-
da 16 yaşındaki bir çocuğun
kendisine gönderdiği "Bir pilo-
tun günlüğünden" başlıklı
mektubu okudu. Mekrubunda
kendisini havacı orgeneral ola-
rak düşleyen Asım Şengör, Yük-
sek Askeri Şûra'da bir havacı-
nın Genelkurmay Başkanı ola-
rak atanmasından duyacağı se-
vınci aktardı.
Komisyon, Türkiye ile müzakerelere başlanmasınj tarih vermeden önermeye hazırlanıyor
Görüşme tarihi 2005'e kalıyorAYTIA.'V Şİ.\!ŞEK
ANKARA - AB Komisyonu,
Türkiye'yle müzakerelere baş-
lanmasını "tarih vermeden"
tavsiye etmeye hazırlanıyor. AB
Komısyonu'nda Türkiye'ye so-
ğuk bakan üyelerin girişimleriy-
le, "Müzakerelere vakit geçi-
rilmeden başlanmalıdır" ifade-
sinin tavsiyeden çıkanldığı öğre-
nildi.
AB Komisyonu'nun 6Ekım'de
açıklanacak Türkiye ile müzake-
relere başlama konusunda tavsi-
yesi. Türkiye'nin beklentilerinin
aksine şekilleniyor. EKin AB Ko-
misyonu yetkililerinin Türkiye
konusunda yaptıklan toplantıda
netleşen 3 nokta şöyle:
Tarlh yûk: AB Komisyo-
nu'nun tavsiye belgesinde Türki-
ye'nin yeterli ileriemeyı gosterdi-
ği belırtilirken müzakerelerin va-
kit geçirilmeden başlatılmasının
önerilmesi bekleniyordu. .Ancak
AB Komisyonu içerisinde yapı-
Ian değerlendirmede. Türkiye'ye
soğuk bakan üyelerin ağırhğını
koymasıyla vakit geçirilmeden
ifadesinin metinden çıkanldığı
belirtiliyor.
Askıya alınabilecek: AB
Komisyonu, Türkiye'nin siyasi
kriterlere uynm konusunda geri-
leme göstermesi durumunda,
müzakerelerin askıya alınabilme-
si maddesini tavsiyeye koydu.
Ankara, bunun tavsiyede yer al-
masmı istemezken AB"nin de-
ğerlerine ters düşen aday ya da
üye ülkelere karşı bunun zaten
uygulanabildiğini düşünüyor.
Böyle bir ifademn tavsiyede yer
almasının ise. AB lıderlerinın
aralık ayında alacaklan karan da-
ha da katılaştırmasından endişe
ediliyor.
2013e kadar adaylık:
Türkıye'nin 2007-2013 yıllan
arasındaki dönemde mali pers-
pektif ve bütçe çalışmalarında sa-
dece aday ülke olarak bulundu-
ğuna işaret ediliyor.
AB kaynaklan, komisyonda
şekillenmeye başlayan Türkıye
tavsiyesinin ancak çaışamba gü-
nü kesinleşeceğini kaydediyorlar.
Komisyon"un bazı üyelerinin,
başkentlerinın de etkisiyle "vakit
geçirilmeden" ifadesini tavsiye-
den çıkarmalarının ardından, AB
içinde öne çıkan görüşün "Tür-
kiye ile müzakerelere geçme
karan 2004"te abnsa da, müza-
kerelere başlama tarihinin
2005 yılı sonunda belirlenme-
si" olduğu belirtiliyor Türkiye
konusunda kesin karann ertelen-
mesınde, AB Anayasası'nı 2005
yılında referanduma götürecek
olan üye ülkelerin etkili olduğu
belirtiliyor. Fransa, 2005'in ikin-
ci yansında anayasa konusunda
referanduma gidecek. Anayasayı
referanduma götüreceğini açık-
layan öteki ülkeler. Belçika, Çek
Cumhuriyeti, Danimarka, Irlan-
da, Lüksemburg, Hollanda, Por-
tekiz, îspanya ve İngiltere.
KOMİSYONUN YENİ GENİŞLEME KOMİSERİ ALMAN CAZETELERİNE DEMEÇ VERDİ
RehmSıkıbir
gözetim öngörülecek
Erdoğan:Şartiı
müzakereolmaz
ELÇİN POYRAZLAR
BRÜKSEL - Avrupa Ko-
misyonu Genişleme Komi-
seri olarak 1 Kasım tarihin-
de göreve başlayacak olan
OUi Rehn. Türkiye'nin tüm
siyasi kriterleri yerine getir-
mesi durumunda müzakere-
lerin ucunun açık bu^lalma-
ması gerektiğini söyledi.
Avrupa Parlamentosu'nda
Dış llişkiler Komitesi'nin
sorulannı yanıtlayan Rehn,
Türkiye'nin Avrupa stan-
dartlanna ulaşması duru-
munda müzakerelerin başla-
ması gerektiğine işaret etti.
Komisyonun Türkiye ile
müzakerelere başlama öne-
risini getireceğini düşündü-
ğünü söyleyen Rehn, müza-
kere sürecinde komisyonun
sıkı bir gözetim sürecini ön-
göreceğini ifade etti. Türki-
ye'nin dini azınlıklar, insan
hakları ve işkenceyle mücade-
le konulannda atması gereken
adımlar olduğuna dikkat çe-
ken Rehn, Ankara'nın siyasi
kriterlerde kritik eşiği aşması-
nm önemine değindi.
Dış Haberler Servisi - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdo-
ğan,"sonucu açık müzake-
re" ya da referandum yapıl-
ması gibi önerileri beğenme-
diğini söyledi.
Erdoğan, Berliner Morgen-
post ve Die Welt gazetelerin-
de "Biz ev ödevlerimizi yap-
tık" başlığıyla yayımlanan de-
mecinde, Türkiye ile başlan-
ması beklenen üyelik nıüzake-
relerini, sonucu açık olması
durumunda da kabul edip et-
meyecekleri konusundaki bir
soruya karşılık şunlan söyle-
di: "Turkiye'nin AB üyeliği
konusunda sonucu açık mü-
zakere ya da referandum ya-
pıiması gibi önerileri hiç hoş
bulmuyorum. Bugüne kadar
hiçbir üye ülke konusunda
referandum yapılmadı. Şim-
di sadece Türkiye konusun-
da bir referandumdan söz
edilirse, bu çifte standart an-
lamına gelir. Biz ev ödevleri-
mizi yaptık. Bundan sonrası
AB için bir çeşit sınav ola-
cak. Şimdi AB'nin de ev
ödevlerini yapıp yapmadığı-
m görmek istiyonız" dedi.
GUNDEM MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye'ye soğuk bakanlara şunlar söylenecek:
- Arkadaşlar haklısınız, aslında bizim de Türkiye'yi
o kadar çok içimizde görrne niyetimiz yok. Ancak,
AB'nin güvenlik çizgisi Türkiye'den geçiyor. Gü-
venlik derken bunu salt askeri algılamayın, ekono-
mik güvenliğimiz açısından da Türkiye'nin bizimle
hareket etmesinde yarar var.
- Türkiye'nin tam üyeliğine giden yol kolay değil.
Rahat olun. Yolda öyle şeyler isteyecegiz ki, felek-
leri saşacak. Türkiye içinde ikilemler oluşacak.
- öteki ülkelere uygulamadığımız yeni yöntemler
geliştiriyoruz. Örneğin, müzakereleri askıya alma ya
da kesme hakkımız olacak. Bu yolun uzun ve çok
engelli olduğunu Türkiye şimdiden kabul etti.
- Türkiye'den istediklerimizi tam üyelik heyeca-
nını diri tutarak alabiliriz. Bunun için de bilinen şey-
leri, yeni tümcelerle söylemek durumundayız.
AB içinde Türkiye'ye sıcak bakanlara yönelik ola-
rak şu mesajların yer alacağı söylenebilir;
- Arkadaşlar, istediğiniz gibi Türkiye'yle yeni bir
evreye giriyoruz. Bundan böyle ilişkilerimiz müza-
kere süreci çerçevesinde devam edecek.
- Sizler bu zaman dilimi içinde Türkiye'ye soğuk
bakanları azaltabilirsiniz. Bunun önünü açıyoruz.
- Işte gördünüz, Türkiye'ye verdiğimiz sözü tut-
tuk.
Türkiye'yi ne yapacağız?
Türkiye'nin, daha doğrusu direksiyonu elinde bu-
lunduran AKP iktidannın rapordan tatmin olduğu
anlaşılıyor. Raporun taslağını gördüğünü aç/klayan
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, olumlu yanları öne
çıkarmayı hedefliyor.
AB'nin rapoıia AKP'ye verdiği mesajlar da şun-
lar;
- Arkadaşlar, iktıdara geldiğiniz günden beri eli-
nizi içeride-dışarıda rahat tutan unsurlardan biri
Türkiye'nin yönünün AB'ye dönük olmasıydı. Biz bu
durumun altını çiziyoruz ve elinizı kolaylaştırıyoruz.
- Müzakereler başlasa da tam üyeliğin uzakta ol-
duğunu siz de çok iyi biliyorsunuz. 17 Aralık kara-
rını kendi ülkenizde nasıl satarsanız satın ama, ger-
çek durumu bilin.
- 2005'te de, geçmiş 2 yılda olduğu gibi tam iş-
birliğini sürdürelim. Bizim açtığımız müzakere ka-
pısından siz de geçin biz de geçelım. Kimi istem-
ierimız karşısında Türkiye'nin içinde oluşacak di-
rençleri beraber değerlendirir, beraber kırarız.
AB'nin ABD'ye vermek istediği mesaj da şöyle
görünüyor:
- Biz seninle dünyada rekabet edecek bir durum-
da değiliz. Ekonomimızi seninle rekabet edebilir
hale getirmek için kendi içimizde de düzenlemeler
yapıyoruz. Sosyal devfeti azaltıyoruz. Askeri adım-
larında zaten içimizdesin. Irak operasyonunda da
yarımız, AB'nin temel politikalarıyla ters düşmesi-
ne karşın seninle hareket etti. Bizim de bir Ortado-
ğu politikamız var ve Türkiye'yi bu anlamda dışımız-
da tutmak istemiyoruz.
- Senin Türkiye ile askeri ilişkilerin sağlam ama,
ekonomik ilişkilerin o kadar ileri değil. O alanda biz
vanz. Şimdi Türkiye'yi biraz daha yanımıza çeke-
rek her alanda ortak adımın arayışına giriyoruz.
- Bizim 1993'te başlayan ve 25 ülkeye ulaşan ge-
nişleme sürecimiz, Doğu Avrupa ülkelerini sana bı-
rakmama stratejisine dayanıyordu. 2007'de Ro-
manya ve Bulgaristan'ı da aldıktan sonra bu ama-
cımıza ulaşmış olacağız. Türkiye zaten bu ufkun
dışındaydı.
Genel hava böyle görünüyor...
Yarın rapor açıklandıktan sonra 17 Aralık tarihi-
ne dek çok tartışmalı bir dönem başlayacak. Şu i-
ki soru arasında küçük bir sözcük farkı, dağlar ka-
dar anlam farkı var:
- Türkiye'yi ne yapacağız?
- Türkiye'yle ne yapacağız?
Farkı önümüzdeki yazıda irdeleyelim...
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
Üslup konusu tedirginlik yarattı
Hükümette
müzakeresıkıntısı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hükü-
met, yarın açıklanacak
Üerleme raporunun üs-
lubu konusunda tedir-
ginlik yaşıyor. Başba-
kan Tayjip Erdoğan
dün Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül veMüs-
teşarYarduncısı Volkan
Bozkır ile durum de-
ğerlendirmesi yaptı.
Hükümet, AB Üerleme
Raporu'nu bekliyor.
Raporun Türkiye lehın-
de olacağım savunan
Başbakanhk kaynakla-
n, "Raporun üslubuy-
la ilgili bazı şeyler ola-
bilir" görüşünü dile ge-
tirdi. AB'nin Türki-
ye'ye Özel birkoşul ge-
tiremeyeceğini iddia e-
den Başbakanhk kay-
naklan, "AB'nin mü-
zakere sürecinde gö-
rüşmeleri askıya ala-
bileceğine ilişkin bir
ifadenin Avrupa ka-
muoyunu rahatlatma
amacına dayanacağı-
nı" öne sürdü. Toplan-
tıda, raporda Türki-
ye'nin beklentisi dışın-
da yer alabilecek bazı
ıfadelere karşı hazırlık
yapıldı. Bu nedenle
ilerleme raporunun
açıklandığı gün Avrupa
Konseyi Parlamenterler
Meclisi'nde konuşma
yapacak olan Erdoğan
için seçenekli konuşma
metüıleri hazırlandı.
Gül, Avrupa Güven-
lik ve Işbirliği Teşkilatı
Parlamenter Asamblesi
Başkanı Alcee Has-
tings'i kabulünde gaze-
tecilerin sorulanm ya-
mtladı. "Türkiye ile il-
gili özel bir şart ola-
maz" diyen Gül,
"Mevcut bazı kural-
lar var, daha önceki
anlaşmalar var, tüm
üyeleri bağlayacak ba-
zı şeyler var. Her şey
bu çerçeve içindedir"
görüşünü kaydetti. Gül,
AB Komisyonu'nun
müzakere sürecinde,
görüşmeleri askıya ala-
bileceğine ilişkin ha-
berlerin anımsatılması
üzerine, henüz konunun
netlik kazanmadığım
belirterek "Türkiye ile
ilgili özel bir şekilde
berhangi bir şeyi askı-
ya almak da olamaz"
diye konuştu.