Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2004 SA
HABERLER
DUN1ADABUGUN
AÜ StRMEN
Tiirk Memet Nöbete'
Uğur Mumcu, sık sık değil ama, arada sırada soy-
lenirdı:
- Bu uğursuzlar beni öldürtürler, bir şey değil, ço-
luk çocuğum ortada kalacak...
Aslında ölüm tehlikesi değildi onu ürküten, pek
akıl alır gibi olmasa da, bu durumu mesfeğin bir ris-
ki olarak aJgılar ve hiç kuşku yok ki, üzülse bile
korkmazdı.
Ama, gazeteciliklerini, servetlerini arttırmak; ka-
lemlerini. sınıf atlamak için kullananlar gibi olma-
yıp, ardından bir şey bırakmayacağı için, kalacak
olanlar adına endişelenirdi.
Uğur Mumcu, hem yanılmadı, hem yanıldı. Uğur-
suzlaronu öldürdüler, başka uğursuzlar da, ölümü-
nün üstüne esrar perdesinin çekilmesine yardımcı
oldular.
Türkıye Cumhuriyeti Devleti, ülkemizde terörün
bir numaralı hedefi olduğu herkesçe bilinen, bilin-
mesi gereken Uğur'u koruyamadı, daha doğrusu
korumadı.
Yalnızca, devletin erkini ellerinde tutanlar, "Eğer
kendim için b/rşeyistiyorsam namerdim" yollu, "na-
mus sözleri" verdiler.
Herhalde hıç kimse çık/p da o namus sözlerinin
tutulup tutulmadığını soracak değildir.
Evet, Uğur Mumcu yanılmamıştı. Ama aynı za-
manda da yanılmıştı. Çünkü kalemi, çoksatar eser-
leri, yaşadığı sürede olduğu gibi, ölümünden son-
ra da, Güldal Mumcu'nun da basiretli davranışıy-
la ailesıni rahatça geçindirdi.
Oğlu Özgür, Galatasaray Universitesi Hukuk Fa-
küttes/'nde as/stan oldu, mastınnı tamamladı, dok-
torasınj hazıriıyor.
Kızı Özge Bılkent Uluslararası llişkilerBölümü'nü
bitirdi, şımdı mastınnı tamamlıyor.
Güldal Mumcu ee bize UğurMumcu'nun tüm eser-
lerini kazandırmanın yanı sıra, onun ilkelerine bağ-
lı genç araştırmacı gazetecilerin yetişmesine kat-
kıda bulunan Uğur Mumcu Araştırmacı Gazeteci-
lik Vakfı'nı yönetiyor.
• * •
um:ag'ın son yayını, Uğur Mumcu'nun 1990Ağus-
tos'u ile, öldürüldüğü 2003 yılı 20 Ocak'ına kadar
geçen süre ıçinde Körfez Savaşı, Ortadoğu, Türki-
ye'nin konumu ve Kürt sorunlarını içeren yazıların-
dan oluşan "Türk Memet Nöbete". Bu aynı zaman-
da Uğur'un ölümünden sonra yayımlanan on be-
şinci, bütün eserieri arasında kırkıncı kitabı.
Günümüzden on dört yıl önceye kadar uzanan
bu yazılarda, bugünü hazıriayan dünkü aymazlık-
lan, hatta ihanetleri, 12 Eylül'le biriikte boy atan
"mütareke basını"nın, kamuoyuna nasıl o zaman
da bugünkü masallan anlattığını görüyorsunuz.
Uğur Mumcu'nun bu yapıtını alın, okuyun ve bir
başucu kitabı olarak saklayın derim.
• • •
Uğur, ünü sınır dışına taşmış, konusundaki yet-
kinliği yabancı uzmanlar tarafından kabul edilmiş,
ilgilendiği konularda, özellikle terör alanında, sık
sık bilgisine başvurulan bir araştırmacı gazeteciy-
di; araştırmacı gazeteciliğin artık Türkiye'deki sım-
gesi olmuştu.
Ona bu nitelığini sağlayan özellikleri arasında,
yorulmak bilmez bir çalışma gizilgücünü (potansi-
yel), sürekli sorgulayan aklını, titizliğini sayabiliriz.
Ama bütün bunlar da yetmıyor. Gerçek bir araş-
tırmacı gazeted olabilmek ıçın herşeyden önce, mes-
leğe başlamadan önce edinilmiş sağlam bir kültür
de zorunlu.
Aynca olaylan yalnızca oluştuğu an ile sınırfı ola-
rak görmeyip, geçmişinden alıp, gaieceğe doğru da
taşıyabilen, sağlam bir tarih kültürüne de gerek var.
Uğur'da bunlann hepsi mevcut.
Uğur Mumcu sağlam hukuk küttürünü, Ankara Hu-
kuk Fakültesi'ndeki eğitimi yıllannda almış, asistan-
lık ve avukatlık döneminde pekiştirmiş. Tarih bilgisi
ise gerçek bir Cumhuriyet çocuğu olarak, daha
okul yıllanndan başlayıp, ömrünün sonuna kadar
süren bir ilginin sonucu olmuş.
O yalnızca, dil öğrenmek için birkaç aylığına In-
giltere'de lısan eğitimi görmüş; onun dışında ne
yabancı bir okul var ne de yabancı bir ülkede eğitim,
Uğur'un bu kitabını okurken, Cumhuriyet eğitiminin
gereği yerine getirildiğinde neleri başarabildiğinin,
ne gibi ürünler verecek düzeyde olduğunun bir ör-
neğmi de gördüm.
Tekrar ediyorum, birçok açıdan ilginç bir yapıt.
Bugünlere ışık tutuyor.
asirmen(a cumhuriyet.com.tr
CHP'li Ören'e yanıt verdi
Annç:Ziyaretçüere
türbanyasağıyok
AıVKARA(Cumhuri-
yet Bürosu) - TBMM
Başkanı Biilent Annç.
Meclıs Içtüzüğü'ne göre
ziyaretçilerin Mecüs'e
türbanla giremeyeceği-
ne ilışkin düzeniemenin
buluamadığını belirtti.
CHPMılletvekıliHa-
san Oren, Meclis"e gelen
türbanJj ziyaretçileri bir
soru onergesıyle günde-
megetirdi. Dışışleri Ko-
misyonu'na tiiıt>anJa ge-
len öfrencininkendi uya-
nsıyla toplantıdan çıka-
nldıfını. provokasyon
amaçlı bu tür olaylann
ileride yinelenmemesi
için kurallara ilişkin ge-
rekli jçıklamanın yapıl-
ması zorunluluğunun
doğdjğunu vurgulayan
Ören.bu konuda Bülent
Arınç'tan bilgi ıstedi.
Arnç,TBMMÎctüzü-
gü'nüı başkan. görevli
kâtip jyeler, milletvekil-
leri, bakanlar, Meclis per-
sonebve diğer kamu per-
soneLnın Genel Kurul
Salona'ndaki kıyafetle-
rmidizenlediğıni bildir-
di. tçtüzükte Meclis'e ge-
len ziyaretçıler ve genel
kurulu izleyen dinleyici-
lerle ilgili birhüküm bu-
lunmadığını belirten
Annç, ziyaretçi ve dinle-
yicilerle ügili, devrim ya-
salan arasındaki Şapka
îktisası Hakkındaki Ya-
sa, Tekke ve Zaviyeierie
Türbelerin Seddiğne ve
Türbedarhklarile Bir Ta-
kım Ünvanların Men ve
ÜgasınaDaırKanun, Ba-
zı Kisvelerin Giyileme-
yeceğine DairKanun hü-
kümleriyle bunlann uy-
gulanmasına yönelik ge-
nelge. karar ve emirlerin
uygulandıgını savundu.
Annç,Hasan Ören'in
"TBMM'nin hangialan-
Janna türbanla girilir,
hangi alanlanna giril-
mez" sorusuna karşıltk,
"Ziyaretçilerin Mecfis'e
türbanla gireıneyeceğine
dair bir düzenleme bu-
lunnıamaktadır. Meclis
çanşanlan ve dışandan
görevle gelenler için ise
yüriiıiüktekimevzııatuy-
gulanınaktadır
n
dedi.
BİHDK'nin AKP'yi rahatsız eden Türkiye'de İnsan Haklan 2004' raporunu açıklıyoruz
Hükümet'e serteleştiıi• AKP'nin diyalog
demokrasisi
kavramına kapalı
olduğu vurgulanan
însan HakJan
Danışma
Kurulu'nun
raporunda, hükümet
üyelerinin açıJdama
ve tavırlanyla
Meclis'in
saygınlığına da
gölge düşürdüğü
belirtildi.
Raporda sorunların çözümü İçin öneriler de sunuldu
'Tek paıii lıâkiıııiyeti önlenmeli'
Rapor taslağında, sorunlann çözümü
için öneriler şöyle sıralandı:
• Yasama organuu yürütme organı
karşısında özerk hale getirmek ve
milletvekillerini başbakan karşısında
sürekli bakanhk bekleyen konumdan
çıkarmak için, yeni anayasal hükümJere
ihtıvaç bulunmaktadır.
• Parlamento'da tek partinin mutlak
hâkimiyetinin önüne geçmek için, seçün
sistemi demokratikleştirilmelidir.
• Milletvekili dokunulmazhğını,
(sorumsuzluk dışında) fiilen mutlak
hale getiren anayasanın 83. maddesi
yeniden yazılmaü, milletvekilliği
statüsüne giren kişiler, hukuk karşısında
ayncalıkiı konumdan çıkanlmalıdır.
• Yargı bağımsızhğı ve güvencesini
zedeleyen hükümler anayasadan
ayıklanarak yargı erki yeni hükümlerle
takviye edilmelidır.
• Devletin bütün kurumlannm,
organlannın ve her düzeydeki
görevlinin yasallık ilkesi dışına çıkması
önlenmeli; devlet organlan, çeteleşme
şaibesinden kurtanlmalıdır.
• Devlet organlan, yasa ve/veya
yönetmeliklerle oluşturulmuş olan insan
haklan birimlerine ilişkin
düzenlemelere saygı göstermeli; söz
konusu birimlerin amaçlan
doğrultusunda çalışmalaruu
engellememelidir.
İLHANTAŞCI
ANKARA - Başbakanlık insan
HakJan Danışma Kurulu nun
insan haklanna ilişkin hazırladığı
rapor taslağında, AKP'nin diyalog
demokrasisi kavramına kapalı
olduğu vurgulanarak devletin
demokratik konumundan
uzaklaştınldığına dikkat çekildi.
Iktidar üyelerinin açıklama ve
tavırlanyla TBMM'nın
Hükümet
denetlenemiyor-
Hükümeti denetleme yetkisine sahip tek organ
olan TBMM. bu işlevini yerine getirmekten
kaçınmaktadır. Yasa çıkarma işlevini de fiilen
hükümet yerine getirdiğine göre,
Cumhurbaşkanı'nın anayasaya uygun
bulmadığı yasalan geri göndermesi. ancak
dolaylı biçimde ve kısmen hükümetin
denetlenebilmesı anlamına gelmektedir. Böyle
bir denetimin etkisi, kimi zaman bir virgül ile
sınırlı kalabihnektedir; zira başbakanın. hatta
bir bakanın TBMM üyelerine, "Virgülüne bile
dokunmadan aynen oylayın" şeklinde telkınde
bulunması yeterli olmaktadır. Yürütme organı,
sadece idari işlem ve eylemlerle değil, -örtülü
biçimde de olsa- aynı zamanda yasa yoluyla
çeşitli hak ve özgürlükleri zedeleyebilmektedir.
iktidar siyasal
bunalım çıkarıyor:
Anayasal düzenimize göre erkler aynlığı,
parlamenter rejim ekseninde oluşturuhnuştur.
Ne var ki, işleyiş anayasal yapıyı tamamen
başkalaştırmıştır. Bu, öncelikle bir demokrasi
sorunu olarak karşunıza çıkmaktadır. Ancak
sorun bununla sınırh kahnayıp aynı zamanda
devletin organianna, hatta devlet bütününe
ilişkin bir soruna dönüşme eğilimi
taşımaktadır. Sürekli denebilecek periyodik
krizler, siyasal istikrar eksiğinin devam ettiğini
göstermektedir. Ne yazık ki, siyasal bunalımın
temelüıde çoğu zaman, istikrarlı hükümetin
kendisı ver almıştır. Başörtüsü, imam hatiplerle
ilgili düzenleme. Yükseköğretim Kanunu, tren
kazası, TCK tasansı ve zina konusu, 2004
Türkiyesi'nde ortaya çıkan siyasal
bunalımJann ana halkalannı oluşturmaktadır.
İlahî güce sığındılar.
TBMM'nin hükümeti denetim yollanndan
soru dışında, 2003-2004 yasama yılmda
Meclis soruşturması, sadece eski bakanlar
aleyhine işletildi. Ulaştırma Bakanı aleyhine
veriien gensoru önergesi ise tren kazası,
teknik ve bilimsel açıdan açıklanarak değil,
ilahi güç kaynak gösterilerek reddedildi. Ret
oyu ve bunun gerekçesi, üç açıdan dikkat
çekıci; kamu hizmeti gereklerinin
anlaşılamamış olması, teknik bilimsel açıdan
bakış zaafı, dolaylı olarak bilün ve araştırma
özgürlüğüne mesafelı bir yaklaşım. En vahimi
ise kaynağını haiktan alan bir iktidann
"Takdiriilahi"yi referans almış oünasıdır.
saygınlığına gölge düşürdüğü
belirtilen raporda. "Siyasal
bunabmuı temeünde, çoğu zaman
istikrarn hükümetin kendisi yer
almışör. Başörtüsü, inıanv
hatiplerie ilgili düzenJeme,
Yükseköğretim Kanunu, tren
kazası, TCK tasansı ve zina
konusu, 2004 TürJdyesı'nde ortaya
çıkan siyasal bunanmlarm ana
halkalannı oluşrurnıaktadır"
denildi. Hükümeti denetieme
yetkisine sahip tek organ olan
TBMM'nin bu işlevini yerine
getirmekten kaçındığı vurgulandı.
İnsan Haklan Danışma
Kurulu'nun Türkiye'de İnsan
Haklan 2004" ön rapor taslağında.
yıl içerisinde iktidann ve
Meclis'in faaliyetleri aynntılı
olarak irdelendi.
Tamamlanmasının ardından
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e
teslim edilecek olan raporda. öne
çıkan değerlendirmeler şöyle:
Yasayı oylamaya
Indirgenen Meclis:
Yasa yapma ve hükümeti
denetleme işlevi, parlamenter
rejimde yasama organının başhca
iki yetkisi ve görevidir. Birincisi,
TBMM tarafından biçim olarak
fazlasıyla yerine getirilen; ama
ikincisi. hiç yerine getirilmeyen
görev, hiç kullanıhnayan
yetki denebilir.
Hukulc devleti
zedelentyor
1982 Anayasası sekiz
kez değişikliğe uğradıgı
halde, yasama
dokunulmazlığı hiç
dokunulmayan madde
ohna özelliğini
sürdürmektedir. Söz
konusu anayasal
güvence,
milletvekillerine adeta
ayncalıkiı bir starü
bahşetmektedir. Ana
' muhalefet partisi
(CHP), anayasa değişikliği
paketinde 83. madde
değişikliğini bir önkoşul olarak
gündeme getirdiği halde, iktidar
partisi (AKP) mensuplan. yargı
organlannın bağımsız
olmadığını, dolayısıyla
yargıçlara güvenmediklerini
beyan ederek bunu sürekli
erteleme yoluna gitmektedirler.
Böyle bir ayncalık. hukuk
devleti ilkesini zedelemektedir.
Aralannda Şadi ÖzpoJafın da bulunduğu 16 sanık dün hâkini karşısına çıkü. (AA)
SanıJdarın 22.5yılhapisle cezalandınlması isteniyor
DHKP/Cdavası başladı
İstanbui Haber Servisi - Terör örgütü
DHKP/C'ye yönelik ttalya, Belçika, Al-
manya ve Hollanda ile eşzamanh ger-
çekleşririlen operasyonun Türkiye bölü-
müne ilişkin açılan davanın görülmesine
başlandı. 64 sanığın yargı- — — ^ ~ —
landığı davanın İstanbui 12.
Ağır Ceza Mahkemesi 'nde-
ki ilk oturumuna aralannda
Şadi Özpoiat'ın da aralann-
da bulunduğu 16 tutuklu
sanık katıldı. Sorgulan ya-
pılan tutukhı sanıklar hak-
lanndakı iddialan reddedip
tahliye talebinde bulundu-
lar. Mahkeme başkanı, sa- _ _ ^
nık sayısının fazla olması
nedeniyle duruşmanın bölündüğünü
anımsatarak tahliye ve diğer talepleri son
oturumda karara bağlayacaklannı şöyle-
di. Özpoiat'ın babası avukat Halil Ozpo-
bt istanbui dışında duruşması olduğunu
• Terör örgütü
DHKP/C'ye
yönelik operasyon
Italya, Belçika,
Almanya ve
Hollanda ile
eşzamanlı
gerçekleştirilmişti.
belirterek oturumun başlamasının ardı-
nan salondan aynldı. tddıanamede, örgü-
te yönelik düzenlenen operasyonlarda
ele geçirilen dokümanlann incelennıesi
sonucunda sanıklann örgüt adına faali-
— — — — yette bulunduklannın tespit
edildığı kaydedıldi. Iddi-
anamede, 7 sanığuı *Şasa-
dışı örgütün yöneticüiğini
yapmak" suçundan 22.5'ar
yıldan az olmamak üzere
hapisle cezalandınlmalan
isteniyor. Avukatlar Behiç
Aşçj ve SüJeyman Şen-
soy'un da aralannda bulun-
duğu 49 sanığın "yasadışı
örgüteüyeohnak" suçun-
dan 15 ile 22.5 yıl arasında hapis cezası-
na çarptınunası istenilen iddianamede, 8
sanığın ise "vasadışı örgüte vanhnı wya-
takfak etmek" suçundan 4.5 ûe 7.5 yıl
arasında cezalandınlması talep ediüyor.
Yasalar yasadıçı
yapıldi:
TBMM'de sadece yasa tasarılannın
kanun halüıe gelmesi söz konusu olup
yasa önerilerinin yasalaşma olasılığı
hemen hemen yok gibidir. Meclis
Genel Kurul görüşmelerinde veriien
değişiklik önergeleri, ancak hükümet
veya komisyonun oluruyla kabul
edilmektedir. Önerge, muhalefet partisi
mensuplannca verilmişse kabul edihne
ihtimali bulunmamaktadır. Oysa,
inisiyatif hükümetten de gelse yasa
yapma yetkisi yürütme orgamna değil,
yasama erkine aittir.
Parlamenter rejim
değiştiriliyor:
Hükümet diyalog demokrasisi kavramına
ve uygulamasına tamamen kapalıdır.
Anayasanuı ve yasalann ihlali pahasına bu
tavu- sürdürülmektedir.
Sonuç olarak, yasamanın hükümet
tarafından emildiği bir uygulama, rejimi
anayasada yazılı olan "demokratik devlet"
konumundan belli ölçülerde
uzaklaştırmaktadn-. Erkler
aynlığma göre anayasanın öngördüğü
parlamenter rejim, önce "hükümetçi
parlamenter rejim" uygulamasına, son
aylarda ise "başbakancı parlamenter
rejim"e dönüşmüştür. Uygulamanın
vahameti, hukuk devletıni değil, devletin
kendisinı bile sorgulatır hale gelmiş
bulunmaktadır
Zina krizini
Erdoğan çıkardi:
TCY'ye zina suçunu eklemek amacıyla
metnin komisyon tarafindan geri
çekilmesiyle patlak veren ve anında
Avrupa boyutu kazanan siyasal kriz,
Başbakan'm ısrarcı tavnndan
kaynaklanmıştır. Türkiye'nin anayasal
kunımlan ve iç dinamikleri krizi çözmeye
yeterli ohnamış, krizi yaratan kişi
(Erdoğan), Brüksel'in müdahalesiyle
bunalımı sona erdirmek zorunda kalmıştır.
Böylece, anayasal kurumlann siyasal
bunalımı çözücü fren ve karşılıklı denge
mekanizrnalannın etkisiz kalmış oknası,
bundan böyle siyasal krizlerin, ulusal
ölçekten çok Avrupa ölçeğinde çözüme
kavuşturulacağı öne sürülebilir.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kıbrıslılar, sofralrk küçük kırma
yeşil zeytine çakisdas (çekizdez) di-
yortar. Lokantalarda yemek öncesi
meze niyetine de masalara geliyor.
Kıbns'ta bulunduğumuz iki gün bo-
yunca bu çok lezzetli minik zeytin-
leri yemek sırasında tatma olanağı
bulduk. Şimdi zeytin toplama mev-
simi olduğu için çakisdası market-
lerden sat/n aldık ve Türkiye'ye ça-
kisdaslarla döndük.
Nereden çıktı bu çakisdas diye-
bilirsiniz? Kıbns'ın kendine özgü
önemli ürünlerinden birisi de onun
için. Zeytinin ve zeyt'nyağının insan
sağlığındaki olumlu rolü üzerine her
gün yeni keşifler yapılırken çakisda-
sı da unutmamak gerektiğini düşü-
nüyorum.
Ispanya'da ilk kez düzenlenecek
zeytinyağı ve sağlık konferansında,
bu mucizevi besin maddesinin ma-
rifetleri konuşulacak. Ispanya dün-
yanın en çok zeytinyağı üreten ül-
kelerinden. Uzun ömüriü olmalan-
nı çok zeytinyağı tüketmelerine borç-
\u olduklannı düşünüyorlar. Ispan-
Kıbns'ta Çakisdas Ararken
yollar kalp hastalığında dünya orta-
lamasının üç kat attında kalmayı ba-
şarmış durumdalar. Yine biraraştır-
maya görezeytinyağının göğüs kan-
seri, alzheimer gibi hastalıklan daön-
lediği belirtiliyor.
Çakisdas ve Ispanya'daki zeytin-
yağı konferansı, bana çocufduk gün-
lerimi anımsattı. Babam gençliğin-
de, köyümüzdeki üzüm bağlannın
yanına çok sayıda zeytin fidanı da
dikmişti. Bu nedenle hersonbahar-
da zeytin fidanlanndaki zeytinleri
toplamak için köye giderdik. Zeyti-
ni toplamak çok zordur. Daha doğ-
rusu o zaman çok zordu. Çocuk
halimle ellerim yara oluncaya ka-
dar zeytin toplar ve yorulunca da
kaytarmaya çalışırdım. Babam kay-
tarmalanma kızardı.
Topladığımız zeytinleri, o zaman
"mahsere" adı veriien, zeytinyağı
çıkaran tesislere götürürdük. Zey-
tinler o zaman taş ezme sistemiyle
ezilir ve böylece zeytinyağı elde edi-
lirdi. Bu yağlandan iki tenekesini de
kendi evimize yemek için getirirdik.
Ancak o zaman zeytinyağıyla yemek
yapma alışkanlığı pek yaygın de-
ğildi.
Babam, "Zeytinyağı dünyanın en
yarariı gıdası; bırakın şu margarini,
yemeği zeytinyağıyla yapın" diye
söylenip dururdu. Ancak bizim ev-
de ve de birçok başka evde kimse
zeytinyağına itibar etmezdi. Yalnız-
ca mübadele ile gelmiş Giritliler zey-
tinyağının kıymetini bilirlerdi. Hatta,
sabahlan bir fincan zeytinyağını aç
karnına içtiklerini duyarcfık ve cilt-
lerinin güzelliğini buna borçlu ol-
duklannı düşünürdük.
Babam genç yaşta kalp krizin-
den yaşamını yitirdi. Zeytinyağının
çok tüketildiği ülkelerde ve bölge-
lerde kalp krizinin ve kalp krizinden
ölümlerin diğer yerlere oranla çok
düşük olduğunu biliyoruz. Babam
zeytinyağının ne kadaryarariı oldu-
ğunu bilimsel bir nedenle savun-
muyordu. Içgüdüleri, bölgemizde-
ki geleneklerden böyle bir sonuca
varmıştı.
Zeytinyağını az kullanırdık, ama
çocukluğumun önemli kahvaltı gı-
dalanndan birisi küçük yeşil zeytin-
lerdi. Ben de bu yeşil zeytinleri çok
severcJim. Ailem, akrabalanm, be-
nim bu küçük yeşil zeytine olan düş-
künlüğümü bildikJeri için, fırsat bul-
dukça, bizim "san ulak" dediğimiz
zeytinleri bana gönderirler. Ben de
Tarsus'a gittiğimde getiriıim.
Kıbns'taki çakisdası çok sonrala-
n keşfettim. Onlar, bizim zeytinler-
den daha küçük ve daha farklı bir
lezzete sahip. Kıbns'a her gittiğim-
de artık benim için önemli faaliyet-
lerden birisi çakisdas aramak olu-
yor. Son gidişimde gönlümce ve
bol bol bulup getirdim.
Yeni mevsim çakisdaslann sof-
ralan süslemesi, Kıbrıslılann dert-
lerini çözmeye yetmiyor. Bu gezimiz
sırasında niyetimiz Rum tarafına da
geçmekti. Bunu gerçekleştireme-
dik. Kıbnslı Türkler, Rum tarafının iş-
leri biraz daha zorlaştırdığını söylü-
yorlardı.
Rum tarafına gidemedik, bari iki
halkın bir arada yaşadığı Pile köyü-
ne gidelim dedik. "Bu mümkün"
dediler. Ne yazık ki Pile köyüne de
gidemedik. Ingiliz kontrolü altında-
ki bölgeden Pile köyüne gitmemi-
ze bu kez de Ingilizler izin vermedi-
ler. Bu tür engellerin son dönemde
daha fazla gündeme geldiğini öğ-
rendik.
Kıbns'ta işlerin epeyce karışık ol-
duğunu söyleyebiliriz. Ancak bir
yandan da Gime'de, Magosa'da
ciddi bir restorasyon faaliyeti dikkat
çekiyordu. AB destekli bu restoras-
yon faaliyetleri, yeni kooperatif pro-
jeleri ekonomiyi canlandırmış gibi
görünüyor.
Kıbns, geleceğini anyor. Belirsiz-
lik en büyük dertleri.